23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet tmriyaz Sahibi: Berin Nadi Genel YayınYönetmeni: tbnhim Yıldız •YazıişleriMüdüıü Sal- im A]pasUn 0 Sorumlu Müdür: Fikret tlkiz • Haber Merkezı Mûdürü: HakanKara Istihbarat: Cengiz Yıkfanm • Ekonomı: özlem Yözak • Kültür: Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yncelman # Makaleler Sami Karaören # Düzeltme: AbdulUh Yazıcı • Fotoğraf. Erdoğan Köseoğtn • Bilgı-Belge: Edibc Bufrı • Yurt Haber- len: Mehmet Faraç # Avrupa Temsılcısı. Güray Öz Yayın Kurulu: tlhan Selçuk (Başkan),Orhan Erinç, Hik- met Cetiâkaya, Şükran Son- er, tbrahim Yıldız, Orhan Bursab, Mustafa Balbay, HakanKara. Ankara Temsilcısi: Mustafa Balbay Atatûık Bulvan No: 125, Kat 4, Bakanhklar-Ankara Tel-4195020 (7 hat), Faks: 4195027 • Izmır Temsücısı: Serdar Kıak, H Zıya Blv. 1352 S. 2/3 Tel 4411220. Faks: 4419117» Adana Tem- sücisı Çrtin Yiğenoğlu, Inönü Cd. 119 S. No: 1 Kat: 1, Tel: 363 12 11, Faks. 363 12 15 Müessese Müdürü: Erol Erkut 9 Koordınatör: Ahmet Konılsan • Mu- hasebe: Bülent Yener* tdare: Hüseyin Görer • Satış Fazilet Kuza MEDVA C: • Yöneüm Kunıhı Başkaıu - Genel Müdûr Gttbia Erduru • Koordmaör Rekı Işıtman # Genel MûdürYaıdııncısı: Sevd»Çob»n Tel 514 07 53-513 95 80-5138460-61, Faks 5138463 Ylyımlayan ve Basan: Yenı Gün Haber Ajansı, Basuı ve Yayıncıhk A Ş Türicocağı Cad 39/41 Cağaloğlu 34334 lstanbul PK 246 - Snkecı 34435 lstanbul Tel- ((V212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0/212)513 85 95 www.cumhuriyetcom.tr 23 MART 2001 lmsak:4.27 Güneş: 5.56 Öğle: 12.18 îkindi: 15.42 Akşam: 18.27 Yatsı: 19.48 G Ü N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada dan beri tanıdığım Karaosmanoğlu, gerçekten de- ğerli bir ekonomist ve bilim adamı. Sakjn ve durağan doğasının yanı sıra doğrulan söylemekten çekinme- yen bir doğaya sahip. Iki uluslararası kuaıluşla yaptığı görüşmelerin öze- tini -telefonda- açıklarken "Fazla ümittenmeyin" de- di: "Burada herkes uygulamayı görmek istiyor'. Fazla umutlanmamamızı salık verirken hem temas- lannda edindiği izlenimlerden hem de ABD yönetimiy- le odak noktası kunjluşlann görüşlerini yansıtan ya- yınlardan söz ediyor. VVashington Post'u örnek gösteriyor. Gazete, IMF'nin Avrupa Temsilctsi Deepler'in Türkiye'ye dış yardımlann yarannı yadsımadığını, ancak "son tahlil- de önemli olanın" işlerin olumlu yöne akmasını "iyi politikalann" sağlayacağının üzerinde durduğunu ya- zıyor. Deppler'in sözlerinden yola çıkan Post'un vardığı yargı, düşünde milyarlar gören medyamızın bayram davulları çalan yayınlanna ters düşüyor. Post'a göre, "Böylece IMF de Türkiye'ye moral destekten öte pek bir şey vermeye yanaşmayan Ba- tılı ülkelere ve kredi kurumlanna katılmış oluyor". Karaosmanoğlu'nun yorumu da Post1 tan farWı de- ğil. IMF'den beklenilen 15 milyan aşan yardım düş- lerinin üzerine bir çarpı işareti çeken Karaosmanoğ- lu; kimi basın çevrelerinin birtürlü anlamadığı gerçe- ği, Dünya Bankası'nın ise "projelere, o da 1-2 milyar dolartık yardımlar" yaptığını anımsatıyor. Ama vardığı sonuç: Medyamızla kimi çevrelerin bir türtü kabul etmediği kimi gerçekleri içeriyor. Bu gerçekler ise; dışarda, "Türk siyasal dünyasına, doğal sonucu olarak hükûmete güven olmadığını" yi- neliyorve... "Uygulanan programa, uluslararası bankalardan katkı geiirse desteğin sürebileceğini" gösteriyor. Karaosmanoğlu'nun bir cümlesi bu saptamalan öylesine doğruluyor ve özetliyor ki: "ABD'ye giden DervişV, cebinde para dolu insanlann alkışlarta kar- şılayacağını sanmayın" diyor. Batı, özellikle ABD; olabildiğince destek vermek için "Derviş'e ve programına, siyasal ve kamuoyu (halk) desteğinden emin olmak" istiyor. Desteksiz atış O kadar ki; ABD Büyükelçisi Pearson'ın Başbakan veyardımcılanyla "c^teMonusundato"görüşmeler- le yetinmediği; TBMM'nin Dışişleri, Savunma, NATO Türk Grubu, Grup Başkanvekili aracılığıyla MHP, hat- ta üst düzey askeri yetkililerie bir iş yerneğinde bu- luştuğu haberleri geliyor. ABD elçiliğinin bu girişimleri; tabii, siyasal alanda Amerika'nın Derviş'e desteği ölçmeye çalıştığı biçi- minde yorumlanıyor. ABD'nin sistematik girişimlerinden sonra bir baş- ka soru akla geliyor Acaba ABD'de "Derviş'e ve programına yetersiz gördüğü desteği daha da sağlamlaştırmaya mı çalı- şılıyor?" Dışardan esen rüzgânn yönünü saptamakta güç- lük çekmeyen Başbakan Ecevit, birden; "ulusal da- yanışmaya ivme kazandırmaktan" söz etmeye baş- ladı.. , ,, . , , . . . „ , TOBB'nin Ekonomik Ulusal Savaş tanımlamasına sahip çıkan, doğal olarak savaşın başkomutanlığını üstlenen Başbakan, başbakanlığı dönemlerinde bir türlü sağlayamadığı "hakça bir düzenin kısa sürede yolunu açacağım" belki on bininci kez söyiüyor. Bu söytemler, vaat yinelemeleri inandıncı olacak mı, örtceden kestirmek olanaksız. Bilmiyorum, görünüşe ve gidişe göre akla geten şu cümleye katilır mısınız: Dışardan destek zorunlu olmasaydı, Ulusal Ekono- mik Program ne kadar harika olurdu! Cengiz Soydaş toprağa verfldi tSTANBUL/ANKARA (Gnnhuriyet)- Sincan F tipi Ce- zaevi'nde açlık grevinin 151. gü- nûnde yaşamını yitiren Cengiz Soydaş dün Pendik Kaynarca Merkez Camii'nde kılınancena- ze namazmın ardından Kocate- pe Mezarlığı'nda toprağa veril- di. Dışandan gelen ve cenaze tö- renine katılmak isteyen yaklaşık 20 kişi gözaltına alındı. Soy- daş'ın ölûmü aynı durumdaki eylemciler için endişelere neden olurken AB, yaptığı yazıb açık- lamada yetkililerin daha fazla ölüm olmadan önlem almasını istedi. Açlık grevinin 151. günûnde Sincan F Tipi Cezaevi'nde ya- şamını yitiren Soydaş'ın cenaze- si, îstanbul Pendik'te bulunan ai- lesinin yanına akşam saatlerinde getirildi. Merkez Camii'nde kı- 30/dşiye sürekli basın kartı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bûrosu)-Başbakanlık Basın Yayın ve Enformas- yon Genel Müdürlüğü Ba- snı Kartı Komisyonu'nun tzmir'deki toplantısı sona erdi. Toplanü sonunda ara- larında Hürriyet ve Milli- yet gazetelerinin sahibi Aydm Doğan'ın da bulun- duğu 30 kişiye sürekli sa- n basm kartı verildi. Izmir Gazeteciler Cemi- yeti'nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantı- da, ilk kez ve sürekli basın kartı alacak 216 gazeteci- nin durumlan değerlendi- rildi. Toplantı sonunda 150 gazeteci ilk kez basuı kartı sahibi olurken 30 ga- zeteci de sürekli basın kar- tı aldı. Basın Kartı Komis- yonu'na katılan basuı meslek kuruluşlannın tenisîlcileri ortak bir açık- lama yaparak "Ekonomik kriz gerekçe gösterflerek basın tarihimizde görül- memiş sayıda basın çahşa- nının işine son verilmiş oi- masL, basın özgûriüğûnün bizzatbasm knrutuşlan ta- rafindan da zedelenmesi sonucumı doğurmuştur" şeklinde görüş belirttiler. hnan cenaze namazının ardından Soydaş, Kocatepe Mezarhğı'nda toprağa verildi. Soydaş'ın baba- sı Nurettin Soydaş, gazetecilere, "Orada nice yavrular vaı; gidin onlan yazın'' dedi. Soydaş'ın kardeşi Ömer Soydaş ise ağabe- yiyle 2 hafta önce cezaevinde görüştüğünü belirterek "Bana,o zaman yapüğunız iş doğru, piş- man değttiz, biz kazanacağız de- mişti" dedi. Öifim oruçlan sûrûyor Siyasi tutuklu ve hükümlüle- rin F tipi cezaevlerine karşı aç- hk grevi olarak başlattıklan, 22 Ekim 2000'de ölüm orucuna dö- nüştürdükleri eylem, 19 Ara- lık'ta yapılan ve 31 tutuklunun ölümüyle sonuçlanan "Hayata Döoüş" operasyonuna karşuı sü- rüyor. Avrupa Birliği'nden yapı- lan açıklamada, Türkiye'nin çe- şitli cezaevlerinde süren açlık grevi sonucunda ilk can kaybı- nın ortaya çıkmasuıdan üzüntü duyulduğu belirtildi. Açıklama- da, "Açhk grevinin nedenleri ne ohırsa olsun, Türk yetkUüerini daha fazla can kaybı otanasmm önlenmesi için gerekK tedbirkri atanaya davet eder ve tşkenceyi Önteme Komitesi'nin bu konuy- laflgititavsiyelermi haüriaünz" denildi. "Hayata Dönüş" adı altında gerçekleştirilen operasyon önce- sinde arabuluculuk görevini üst- lenen TBMM Insan Haklan Ko- misyonu üyesi Mehmet Bekâ- roğlu, yüzlerce insarun ölümün eşiğinde olduğuna işaret ederek özellikle 40 kişinin durumunun çok kritik olduğunu bildirdi. Soydaş'ın ölümünü ve cezaevle- rinde halen süren eylemlere dik- kat çeken Bekâroğlu, sorumlu- nun birinci dereceden devlet ve Adalet Bakanlığı olduğunu söy- ledi. TBMM Insan Haklan Komis- yonu üyesi, DYP Tunceli Millet- vekili Kamer Genç de hüküme- ti adnn atmaya çağırdı. DİSK Genel Sekreteri Murat Tokmak, tüm toplumu F tipi ce- zaevıne geçişin her sorunu çö- zeceğine inarduınaya çalışanla- nn, bu ölümün ve sırada bekle- yen yeni ölümlerin karşısında topluma bir açıklama borçlan bulundugunu vurguladı. Çağdaş Hukukçular Derneği'nden yapı- lan açıklamada da ölüm eşiğin- de daha onlarca ınsan olduğu ifa- de edilerek "Hücrelerden vetec- ritten vazgeçümeli, yeni öhlmler önlenmeiidir'' denildi. Bülent Ecevit'in 3 hedefi I Baştarafı 1. Sayfada zetecilere açıklama yaptı. Ecevit, Sezer ile iç ve dış sorunlar, özellikle de ekonomik gelişmelerle ilgi- li yararh bir görüşme yaptıklannı, bir- ;ok konuya değindiklerini bildirdi. Ecevit, üç gün önce yapılan iç borç- lanma ihalesinde devletin 3.3 katrilyon lira sağladığmı, istenseydi bu rakamın 7.4 katrilyon liraya kadar çıkanlabihne alanağı bulundugunu, ancak bunu ge- rekli görmediklerini söyledi. Bu ihale- lin ekonomik durum bakımından top- lumdaki özgüven duygusunu, devlete alan güveni gösterdiğini savunan Ece- vit, yeni ekonomik program ile ügili ça- ışmalann da hızla sürdüğünü kaydetti. 4azırlanan programın 3 aşamalı olaca- |ını belirten Ecevit, şöyle konuştu: "Birinci aşama, bankaahkta etkfli ön- emkr. Bankacıhk, ekonomimizin en za- «f noktası. Bu konuda bankaahk ile il- pli olarak bir yasa değişikliği yapdnuş- ı Fakat ban ek değişiküklerin de zorun- u olduğu anlaşıhyor. Onun için önceKk, Mnkaahktaetîdfi önlemlere verfleceknr. ikinci aşama, faiz ve döviz kurunda is- ikrar olacakür. Üçüncû aşama, makro .'konomik dengeleri kurmak ve yıhn kinciyansmdan itibaren istikrarh büyû- neyi sağlamak olacaknr." Ağırfakiçkavnaklara' îç kaynaklann da harekete geçirilme- ;i ve dış kaynak sağlanması gerektiğini >elirten Ecevit, "Fakat asıl ağn-fağı iç «aynaklara, kendi kaynaklanmıza ver- nenin yararh olacağuu düşünüyoruz" ledi. Ecevit, iç kaynak sorununun bü- /ük ölçüde çözülebileceğini, ancak bu- ıun dış kaynakla da desteklenmesi ge- ektiğini vurguladı. Ecevit, Hazine'den sorumlu Devlet JakanıKemalDerviş'in, bir hafta sürey- e Ahnanya ve ABD'de çeşitli temaslar- la bulunacağını belirterek Derviş'in fürkiye'ye olumlu haberlerle gehnesi lileğüıde bulundu. Sanayi ve ticaret Kİalannın, ekonomik kurtuluş savaşı ağnsında bulunduklanna dikkat çeken îaşbakan Ecevit, işçilerin de bu kam- lanyaya katılacaklanndan kuşkusu ol- oadığmı söyledi. Ecevit, uzlaşmayı da- la etkili hale getirmek için 30 Mart Cu- na günü Yüksek Planlama Kurulu'nu, 31 Mart Cumartesi günü de Ekonomik ve Sosyal Konsey'i toplayacaklannı kaydetti. 'Yasalar hrzla çıkanfanah' Dışalımın agırlaşmasının bazı sakın- calar doğurduğunu, olası yararlar da sağ- ladığını belirten Ecevit, "Bir kere iç pa- zariar canlanabflir veya gerekh" öolemler zamanmda ahnahilir İç üretim arttmla- bflir. Dışsatım artacaknr" dedi. Birkaç ayhk yoğun çalışmadan sonra enflasyon- da yeniden düşüş süreci başlayabilece- ğini umduklannı anlatan Ecevit, ekono- mikprogramla bağlantılı olarak hızla çı- kanhnası gereken yasalan şöyle sırala- dı: "Enbaştayeni bir ekbütçecıkarüma- g gerekiyor. Bankalar Yasaa değiştirile- cek. Kaianfontorkapatlacak. lcra ve tf- las Yasası'nda düzenkmeler yapdarak banka tasfîyesi kolayiaştınlacak. Avrupa Biıüği normlanna da uygun yeni bir Merkez Banka» Yasası çıkanlacak. Tü- tûn ve şeker yasalarmm çahşmalan hc- landmlacak. Kamu lhale Yasası çtkan- lacak. Ulaşürmalara ilişkin yasa değişik- hlderiyapdacak.BorçlanmaYasaa çıka- nlacakSivflHavacıhk Yasası'ndagerek- üdegişüdüdcr yapdacak. Petrolve doğal- gazvasalanyûriiriüğekoDUıacak.Gorev zarârlanna flişldn yasa ve karar- nameierin iptaü sağlanacak. Banka kredileri ik ügüi özel karşüıklann be»- gedendüşürühnesineilişkin yasal düzen- leme gerçekleştirilecek." koşdtap yok ! ANKARA (Cumhurryet Büro- su)-Başbakan Yanfamcısı ve MHP Genel Başkanı Deviet Bahçefi, Türkiye'de terör tehlikesi sona er- , meden idamın kaldınhnası görü- şünde olmadıklannı söyledi. Türkiye'de idamın kaldınlması [ için pek çok partinin ve sivil top- : lum kuruluşunun görüş birliği ! içinde olduğunu, bu düşünoeyi saygıyla karşıladıklannı belirten Bahçeli, kendi yaklaşunlarınm te- ı rör tehlikesi sona ermeden bu ce- zanm kaldınlması yönünde olma- ; dığını söyledi. Eıııekçi alternatif program hazırhyor ANKARA (CumhumetBürosu) -Emek Platformu'nu oluşturan 15 demokratik kitle örgütü ve Türki- ye Ziraat Odalan Birliği'nin (TZOB) alternatif ekonomik prog- ramının belirleneceği "Emek PoB- tikalan Sempozyumu" yaruı yapı- lacak. Akademisyenler ve platform bileşenlerinin temsilcilerinin katı- lacağı sempozyum sonrasuıda şe- killenecek olan alternatif program da 26 Mart'ta açıklanacak. Emek Platformu Başkanlar Ku- rulu'nun eylem takvımi çerçeve- sinde, uygulanan IMF ve Dünya Bankası politikalannın, bunalım- lann tek sorumlusu olduğunu gös- termek ve platformun alternatif programını şekillendirmek için toplanacak olan "Emek Fbfitikala- n SempozyTimu" yann TÜBıTAK Feza Gürsey Salonu'nda başlaya- cak. 2 gün sürecek olan sempoz- yumda, Türkiye gerçeklerine uy- gun, yatınm, üretim, istihdamı art- tırmayı ve sosyal adaleti sağlama- yı amaçlayan alternatif program tartışmaya açılacak. Ekonomik bunahm Sempozyumun "Türkiye ekono- mik bunalıma mahkûm mu" soru- sunun yanıtuun aranacağı ilk otu- rumunu Türk-lş Başkanı Bayram Meral ile Hak-îş Başkanı SaKm Us- lu yönetecek. Nazif Ekzen. Prof. Dr. Erinç Yekian, Prof. Dr. Oktar Türd ve Dr. Galip Yahnan'ın ko- nuşacagı oturumun ardından, sem- pozyumun öğleden sonraki bölü- münde emek yanlısı kurumsal po- litikalar tartışılacak. DİSK Genel Başkanı Sülevman Çelebi ve KESK Genel Başkanı Sami Evren'in yö- netimindeki oturuma konuşmacı olarak Prof. Dr. Alpaslan Işıkh, Doç. Dr. Hayri Kozanoğhı, Doç. Dr. Cem Soniel Prof. Dr. Oguz O- yan, Yrd. Doç. Aziz Konukman ve Prof. Dr. Sinan Sönmez katılacak- lar. Günün son panelinin konusu ise kalkınma ve sosyal adalet olarak belirlendi. Kamu-Sen Genel Baş- kanı Resul Akay ile Memur-Sen Genel Başkanı Fatih Uğurlu'nun yöneteceği oturuma Prof. Dr. Ah- met Gökçen, Prof. Dr. Yusuf Tuna, Prof. Dr. Yakup Kepenek ve Prof. Dr. Oğuz Oyan katılacaklar. Sempozyum, pazar günü plat- form bileşenlerinin ve TZOB'nin alternatif ekonomik program öne- rilerini içeren raporlann sunulma- sıyla son bulacak. Emek Platformu'nun alternatif programı, teknik komitenin yapa- cağı son çahşmalann ardından 26 Mart'ta kamuoyuna açıklanacak. SÖYLEŞİ ATTİLA LHAN - -** S> -**>* Uİı <3idinin 'Dünya Bankası!..' ~7 Haziran 1977 tarihli o yazımı yazarken; son- f radan, aşağıdaki bikjilerle netleşmiş, bazı 'de- rin gerçekleri'; tamı tamına, bilmiyorduk; bunlar- dan birisi, Cheıyl Payer'in 'Borç Tuzağı'ndan ak- tardığım bölümün, son paragrafındaki gerçektir, tekrar edeyim: "... II. Dönya Savaşı sonunda kurulan IMF, ku- ruluşundan başlayarak; uluslararası ve teknik bir kuruluş görüntüsü altında, \oksul ülkeleri', Em- peryalizm'/n, mâli disiplini altına sokmanın, ara- C7 olarak kullanılmıştır. IMPn/n kuruluşundan son- ra, bir ülkenin bağımsız kalkınma çabalannın ge- leceğini, ûlkenin IMF ile ilişkileri belirtemiştir..." (a.g.e. s. 7/8, Yalçın Yayınlan, 1981, Istanbul) Obürüsüyse, 70'li yıllann ikinci yansmda, handiy- se gözü dönmüş, iki hasım gibi görünen, Ecevit ile Demirel'in; ilkinin Kissinger, ikincisinin Eisen- hower "bursuyla', Biıieşik Amerika'da eğitildik- (eri 'gerçeği'dir ki bunu Talat Turhan'ın eklediği, şu bilgiler ışığında, yeniden değertendirmek lâzım- dır "... Sûleyman Demirel ve Bülent Ecevit 1975 yılındaki Çeşme toplantısında, Bikteberg Orgü- tû'nün ûyesi yapılıyor. 1975 yılında Türkiye, iki kampa aynlmış, kıyasıya çatışma var, adeta bir iç savaş çıkmış durumda; dağlar taşlar 'Karaoğlan' yazılanyla doluyor, sokaklarda bağnlıyor, Türkiye iki keskin kutba aynlmış durumda. Oysa aynı yıl bu iki kişi aynı örgüte üye oluyor..." (Iteri Defgisi, sa- yı 1, Kasım/Aralık 2000, s. 55) Malûm-u âliniz, Bikteberg Grubu (B.B) 'Sis- tem'in dünyayı e) altından yönettiği, üç ünlü örgüt- ten birisidir; diğer ikisi, Council On Foreing Re- lations (CFR) ve Trilateral Comission (TC)! (Bkz. Talat Turhan'ın çalışması: "Derin Devlet'in Tarih- çesi' aynı dergi...) , . _r Tegâfül-ü ârifâne ml, yoksa?.. ' , O imdi artık, o dağdağalı yıllara dönebiliriz. İlk de- * p ğerlendirme, sanınm şu söyteşiyle yapılmıştı: "...bilmeyen kaldı mı, Demirel, Türkiye'n/n kal- kınması için gerekliyatınmın, dışyardımlaria (borç- lanmayla) sağlanacağını savunuyor, seçim kam- panyası sırasındaysa, güvendiği dağlann 'Dünya Bankası' ile 'Uluslararası Para Fonu' (IMF) ol- duğunu söyledi. GCılermisin, ağlar mısın?.." "...şurada hanidir söyleşir dururuz, yahu bu söz- de uluslararası örgütler, aslında Emperyalist 'Sis- tem 'in siyasal baskı araçlandır, kredileri ve yardım- lan, ülkelerin siyasal tavırlanna göre, hızlandınrya- vaşlatırian sırasında, toptan keserter. Dahası var, birûlkeyimimledilermi, kendileriona kredi açma- dtktan başka, öteki bankalann da açmasına engel olmak için, ellerinden geleni artlanna koymazlar. 'Bu ülke battı batıyor' diye haber yaymaktan tut; 'Vereceğiniz parayı deve eder, aldıklan iş için har- camaz' iftirastnı atmaya kadari.." "...ömekleri de hatıriayacaksıntz elbet, sık sık tekrarladım; en somutu, elle tutulabiliri, Allende Şili's/ne yaptıklandır, rejimi boğmak, Allende Ik- tidan'nı sersem etmek için, bu sözde uluslararası örgütler, akla hayale gelmeyen hilelere başvur- muş, Şili ekonomisini, duman etmişlerdir. Yalnız Şili mi canım, daha geçen gün 27 Mayıs dolayı- sıyla, Menderes'e attıklan kazığı yazmadık mı; adama 'stabilizasyon kararlan' karşılığı seksen mil- yon dolar kredi açıyorlar da, politikasını beğenme- dikleri için, sadece 900.000 dolannı veriyoriar..." "...oara kulaklara çalınırdı. Menderes, Dünya Bankası Başkanı McNamara'yla görüşmüş, ara- lannda kavga çıkmış diye; rivayet, Menderes, McNamara'yr kovmuş. Bu herif, CİA ile bağlan- tılı, savunma bakanlığı filan yapmış; 'Ulusal kurtu- luş savaşlan, komünistliktir' düşüncesinin baba- sı, bir karanlık kişidir ki, Menderes'e yakın olan- lar, arada geçenleri biliyoriarsa, mutlaka açıkla- malıdır..." "...hadi Menderes'/ bırakalım, nisbeten uzakça bir örnek; peki, şu sıra adı geçen Türkiye'ye, ta- kındıklan tavırnedir? Üstünde handiyse tepiniyo- ruz, gidişatımızı beğenmedikleri için, kredi açmak istemiyor; Türk Hûkümeti'nin, 'resmr ya da 'gay- rî resmr girişimlehe, kredi aramasına da; bazan açıkça, bazan dolaylı yoldan engel oluyoriar. Bu dert, Demirel 'in de, başında ha!.. Hal böyleyken, kalkıp o lâflan etmesine ne demeli; tedavisi ola- nak dışı bir iyimseriik mi, 'tegâfül-ü ârifâne' mi?' Reçete, Enver sedat'ta... <•'• "...Bu yazı neden yazılıyor? Seçim patırtısından üstünde duramadık, o ara bir haber verdi Batı ajanslan: 'Dünya Bankası', Mıstr'ın, 1977 açığı olan beş milyar 400 milyon dolan sağlayacak fon- lan, bu ülkeye ayariayıvermiş; verecek olanlar da, başta 'Dünya Bankası' olmak üzere, 13 Batlı sa- nayi ülkesi ile uluslararası 11 Batılı finansman ör- gütü. İyi mi?.." "...Yahu Mısır kim? Ekonomisi Türkiye'den gûçlü, işleri Türkiye'den yolunda bir ülke mi? Yo- oo!.. Tam tersine: yıllardır topraklannın ve ekono- mi kapasitesinin önemli bir kısmını Israil 'e kaptır- mış; cafcaflı ilericilik lâflanna rağmen, önünde so- nunda, bürokratik bir Merkeziyetçi Diktası olarak, yeni bir Burjuvazi yaratmış; halkının çoğunluğu yoksul, ekonomik dengesi berbat bir ülke! 'Dün- ya Bankası', durumu Mısır'/a hiç de ölçüleme- yecek Türkiye'y» es geçiyor da, ona milyariarca dolar kredi açıyor, bu ne iştir?.." "...Çok da basit bir iştir, arkadaş! Kahire, Se- dat işbaşına geleli, ağır ağır 'bağlantsızlık'fan da, 'SovyetJer'e yakınlık'fan da kopmuş; Emper- yalist 'Sistem'e doğru yol almaya başlamıştır. Amerika'nın, Filistin Sorunu 'nun çözümü için önerdiği planlan, onaylamakta; buplanlann uygu- lanması için, Arap ülkelerindeki nüfuzunu kullan- maktadır. Tek kelimeyle, Doğu Akdeniz bölge- sinde, SüveyşV elinde tutan bir ülke olarak; Em- peryalist 'Sistem'/n işine gelen bir durumu vardır, Nâsır zamanmda 'bağlantstzlığı' ve 'Rusya'ya yakınlığı' yüzünden; yoksulluk derecesi, ekono- misinin bozukluğu ne olursa olsun, ona kredi aç- mayı belki hiç düşünmemiş olan Dünya Banka- sı, bugün ardına 13 ülkeyi ve 11 uluslararası fi- nansman kuruluşunu takarak, kredi musluklannı açmaktadır...' "...bu tutumun karşıtını ele alırsak, Dünya Ban- kası 'nin Türkiye'ye tavnnı çözümlemek kolayla- şır o ki Ankara, Kıbns konusunda dikbaşlıltk ed- er, sanayileşme için Sovyet kredisinden yararia- nır, NATO üyeliğine rağmen, Hindistan gibiRus- laria 'Siyasal Dostluk Belgesi' imzalamayı tasar- lar, 'Dünya Bankası'ndan, yardım da, kredi de alamaz: Menderes de alamazdı, Demirel de ala- mazl Ecevit alabilir mi, vallahi alabilmenin reçe- tesiSedat'fa; o reçeteyi, Türkiye ekonomisine ve dış politikasına uygulayabilirse, belki alır..." "... 'NATO'ya ve CENTO'ya bağlı', 27 Mayıs hü- kümetleri, çatır çatır almamışlar mı?.." (Dünya, 7 Haziran 1977) http^/www.prizma.nettr/AILHAN http^/www.bilgiyayınevi.com.tr7ailhan Faks/0-212/2601988 G U N D E M MUSTAFA BALBAY H Baştarafı 1. Sayfada Bu kadar yoğun yönetim-denetim altındaki böl- gede terör eylemleri oluyor, teröristler köy-kasaba dolaşryor, sınınn öte yakası beri yakasına kanşı- yor... Mart başından beri dünya kamuoyunun yeni- den ilgi odağı haline gelen Balkanlar'da bu kez Makedonya kanryor. Makedonya'nın bağtmsızlığını ilan ettiği günden beri belirsiz olan Yugoslavya-Makedonya sının şu- bat ayında çizilmiş ve iki ülke arasında sınır anlaş- ması yapılmıştı. Ancak sınır, bökjede yaşayan Ar- navutlann sinirini bozdu ve küçük çaplı terör olay- lan başladı. Buradaki Arnavutlar, sınır anlaşması- nın Yugoslavya ile Makedonya arasında değil, Ma- kedonya ile Arnavutlar arasında yapılmasını istiyor- lar. Bu istem, Kosova ve çevresinde oturan Arna- vutlann bugün için "geleceği belirsiz" kabul edi- len bu coğrafyada neyi hedeflediklerini de ortaya koyuyor. Başlangıçta yerel ve geçici kabul edilen bu ger- ginlik, başkent Üsküp'te binlerce kişinin pasaport almak için kuyruğa girmesine neden olacak boyut- lara ulaştı. Başta ABD ve AB olmak üzere onlarca ülke te- rörü kınadı, Makedonya'nın toprak bütünlüğünün bozulmaması gerektiğini vurguladı. Ancak yazının başında da vurguladığımız gibi bölge tamamen uluslararası güçlerin denetiminde ve teröristler ağır silahlar dahil, savaşmak için pek çok malzemeye sahip! Bu görünümün hiçbir esrarengiz yanı yok. Yeni küreselleşme dalgasıyla birlikte, dünyanın gelece- ğini kendi çıkarian doğrultusunda planlayan ülke- ler Balkanlar'da farklı etnik gruplan kontrollerinde tutup, bölgedeki varlıklannı "kaçınılmaz zorunlu- luk" haline getirmeyi hedefliyoriar. Bölgede yapı- lan seçimler de banşı getirecek ideal yönetimi be- liriemekten çok, etnik gruplar arasındaki aynlıkla- n derinleştirmeye yanyor. Konuyu dağıtmadan gündeme gelirsek; Balkan- lar'la oynayan ülkelerin terörü 'kına'ması, ölümle- rin yüreklerini 'yak'masından çok, ellerinde tuttuk- lan etnik iplerin sertiik-gevşeklik durumuna daya- h... Balkanlar'daki etnik aynlıklan irdelemeye giri- şince sosyolojiden psikolojiye, toplumbilimden yerel dengelere, dünyanın ana eksenlerinden din- sel aynlıklara kadar hemen her şeyi ele almak ge- rekiyor. Makedonya'da da aynı durumla karşı karşıyayız. Tûrkiye'nın bakışı 4 yıl süren Saraybosna kuşatmasında, Koso- va'daki çatşmalarda da gördük ki; Balkanlar'da- ki gerginliklerTürkiye'yi de doğrudan ilgilendiriyor. Kesin olmayan verilere göre, birkaç gün içinde böl- geden Türkiye'ye göç edenlerin sayısı 10 bine yak- laştı. Göç edenlerin büyük çoğunluğunun lstanbul ve çevresindeki akrabalannın yanına yerieşmesi, Balkanlar'la aramızdaki bağlann bir başka göster- gesi. • Türkiye son iki haftada, iki resmi açıktama, bir özel temsilci, iki cumhurbaşkanı düzeyinde tele- fon görüşmesi ve çok sayıda daha alt düzey te- mas olmak üzere diplomatik girişimlerini sürdürü- yor. Türkiye'nin bakışı şu: - Terörün haklılık boyutu olamaz. - Anlaşmayla düzenlenmiş sınırlar bozulamaz. Yeri geldikçe vurguladığımız gibi, Balkanlar'da yaşananlar Türkrye için de ayn bir deneyim! AmavutJann durumu ise çeşitliliğini koruyor. İçin- de Türkiye'nin ve Amavutluk'un da bulunduğu Gü- neydoğu Avrupa Ülkeleri Platformu son çatışma- lara taraf olan Arnavutlan kınadı. Bir başka anlatımla, teröre bulaşan Arnavutlan kınayan bildirinin altında Amavutluk'un da imzası bulunuyordu. önceki gün ilan edilen 24 saatiik ateşkesin ar- dından dün öğle saatlerinde Kalkandelen'den ye- niden silah seslerinin gelmesi, iki sivilin ölmesi iyim- ser düşünmeyi zoriaştınyor. Balkanlar'da inisiyatrfi belli dengeler içinde böl- ge ülkeleri alıncaya kadar, buradan kanlı haberier almaya devam edeceğiz. Anadolu atasözünü böl- geye şöyle uyariayabiliriz: El elin güvenliğini ıslık çalarak sağlaıi ankcumettnetnettr Işadcımlan kıedi fidzlerinden dertliANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Işadamlan- nuı, bankalann ticari kre- di faizlerini arttırması ve kredileri geri çağırmasıy- la ilgili tepkileri artıyor. Ankara Ticaret Oda- sı'nın faiz borcunu öde- meyeceklerini açıklama- smm ardından TOBB temsilcileri de dün Baş- bakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Hûsamet- tin Ozkan'la görüşerek banka kredileriyle ilgili sıkmtılannı anlattılar. TOBB Başkanı FuatMi- ras, karşüıklar kararna- mesinin yumuşatılarak bankalann işadamlan üzerindeki baskısının azaltılması ve kredi faiz- lerinde, sözleşmelerde yazan düzeye geri dönül- mesini istediklerini bil- dirdi. Miras, pazartesi gününe kadar hükümet ortaklannın çalışma ya- pacağını, ancak ekono- miden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in perşembe günü dönüşün- den sonra konunun net- leşeceğini söyledi. Nüfus cüzdanımı kay- bettim. Hükümsüzdür SABtRE BOZKURT TOBB Başkam Miras ve birliği oluşturan oda ile konseylerin temsilci- leri, dün Başbakan Yar- dımcısı Ozkan'la yakla- şüc 2 saat görüştüler. Mi- ras, görüşmenin ardından gazetecilere yaptığı açık- lamada, üretim sektörü- nün içinde bulunduğu kötü durumun düzeltil- mesini görüştüklerini söyledi. Miras, "AmeB- yaü önümüzdeki günler- de gene hükümet, mali sektör ve reel sektör ola- rak beraber yapacağız di- ye kendilerinden söz al- dık" dedi. Miras, ekonominin dü- ze çıkmasına ilişkin ola- rak daha hızlı kararlar alınması gerektiğini be- lirtirken "Bayramda bun- larm çok iyi değeriendiri- lip kamuoyuna daha so- nHitbugflerlegelinmesila- zundL Bayraında bizi ça- ğmpbizim görüsjerimizi de ihtiva eden bir çerçeve programuun açıklanması dahafaydah oturdu.Ama ounadı diye esef etmiyo- ruz. Önümüzdeki günler- de Ekonomik ve Sosyal Konsey toplanacak diye düşünüyorum" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear