14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26 ŞUBAT 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Nikos Economopoulos, sergisinde siyah-beyada duygunun atmosferini veriyor • ^ * Fotoğraflar yalan söylerNENAÇALİDİS Magnum'un fotomuhabiri Nikos Econo- mopoulos, 'TANIK - Nikos Economopoulos üe20 Yü" başlıklı sergisiyle mesleğe başladı- ğı ilk yıllardan günümüze kadar uzanan yol- culuğunun panoramasını çiziyor. Sergide 60 siyah-beyaz fotoğraf yer alıyor. Kimi zaman UÇK bereli bir çocuğu, kimi zaman Karade- niz'de bir Türk düğününü fotoğraflayan Eco- nomopoulos, çektiği bütûn insan yüzlerinin gazete manşetlerinden daha gerçek olduğu- na inanıyor. Sergi, Pamukbank Sanat Galeri- si'nde 31 Mart tarihine kadar izlenebilecek. - Türkiye'de açüğınız ilk kişisel sergmiz. Bu fikir nasıl oluştu? NİKOS ECONOMOPOULOS - Sergi tek- lifi Pamukbank'tan geldı. lstanbul'a uzun bir aradan sonra "Here IstanbuL, Merhaba Atina" sergisinin çekimleri için gelmiştim. Bu retrospektif sergiyi 1999'da 100 fotoğ- rafla Atina'da açmıştım. 20 yıl içinde çekti- ğim ve aralanndan seçtiğim fotoğraflara yer verdim. Bu çalışmada ön planda olan, fotoğ- rafsal kriterler. Sergide Türkiye, Yunanistan ve Balkan ülkelerinin insanlanna yer verdim. 'Yaşananlan gördüm, sergüemedim' - Sergi 20 yılhk süreçte nekre tanıkhk etti? ECONOMOPOULOS- Tanıkkelimesini sergiyi organize edenlerin ne anlamda kullan- dıklannı bilmiyorum. Tanık kelimesi genel ve geniş bir anlama sahip. Bu 20 yıl içinde pek çok olayın ve ülkenin içinde bulundum, sa- dece Balkanlar değil. Beni ilgilendiren, tanıkhk ettığim olaylann gerçeklıkleri değildi. Sadece kendı gerçeğim- le ve bana kalanlarla ügilendim. Medyanın doğ- ru yazdığına inanmıyorum. Gerçek belki araş- ünldığı takdirde bulunabilır. Fotoğraflardan bana kalanlar, gazetelerin manşetlerine taşı- nacak şeyler değildi. Orada yaşananlar, zaten yüzyıllardır var olan ve tekrârlananlar. Sade- ce insanlarla ügilendim, onlann da gazete manşetlerinden daha gerçek olduklannı dü- şünüyorum. Seçme portfolyomun içine Bosna savaşını ve benzer olaylan katmayı asla düşünmedim. Yaşananlan gördüm, fakat gazetecilik adına onlan sergılemek ıstemedım. önemli olan, fotoğrafsal kriterlerin öne çık- ması. Fotoğraf bana göre kendıni ifade biçi- midir, aynı kelimeler gibi. Tasvirin sözden daha bağımsız ve tek başına durabildiğini dü- şünüyorum. Çoğu zaman okuyucunun tasviri okuma gi- bi bir ihtiyacı olduğu düşünülüyor, ben buna katıhnıyorum. Fotoğrafın imkân açısından böyle bir karaktenstik özelliği var. Yani tek başına varlığını sürdürebiliyor, anlamı dışın- da. Kimi zaman anlam değişebiliyor. Mese- la. insanın aklında olan, çoğu zaman maki- nenin arkasına geçince değişebiliyor... Fotoğrafa belli bir anlam yüklenilmediği takdirde insanın aklındaki ıle bütünleşebili- yor. Bu anlamda, fotoğraflara belli bir yazı yaz- mayı düşünmedim. Bu bilinçli olarak yaptığım bır şey. Sadece zaman ve yeri belirterek izleyicinin yalnızca olaylann yaşandığını bılmesını sağlamak is- tedim.. - Çataşmalanmz siyah-beyaz ağniıkh. Kimi i ilgilendiren, tanıklık ettiğim olaylann gerçeklikleri değildi. Kendi gerçeğim ve bana kalanlar ilgimi çekti; insanlann, gazete manşetlerinden daha gerçek olduğunu düşünüyorum. Fotoğraf gerçeğin çok küçük bir bölümünü, belli zaman dilimlerini yansıtır. Bu açıdan bakıldığında yalan söylüyorlar. Fotoğrafi fotoğraf yapan, yalnızca insanın gerçeğidir. Hiçbir şey var olan gerçeği anlatamaz.' Nicos Economopoulos 1953 yüında Kalamata kentinde doğdu. Hukuk eğitimi aldı. Uzun yülar günlük Yunan gazeteleri vedergilerindegazeteciolarak çahştu 1994yümda Magnum'un daimifoto muhabiri oldu. Çalışmalanndan ötürü 'Mother Jones ödülü'nü kazandu İlk kitabı 1995 yüında In The Balkans adı ileyayımlandu 1997'deAnasa, 1998'de Lignite miners, 2000 Dance ex machina, 2001 yüında da Ufe Style-AboutChildren adh küaplanyayimlandi. (Fotoğraf: ZAFER ÜÇÜNCÜ) zaman da karekrinizde yaşamın karanlık ya- nını öne çıkarmaktan vanasınız neden? ECONOMOPOULOS - Siyah-beyaz ça- lışma ile yaşamın iki rengini de öne çıkanyo- rum. Bu iki rengin, olaylan daha gerçekçi kıldığını düşünüyorum. Fotoğraf görüntüsü- nün pek çok karakteristik özelliği var. Mese- la anlatım, sadece olanı yansıtıyor, bunun ya- nı sıra olayın geçtiği evreler ve gerçek beni ilgilendiriyor. Fotoğraf duygunun atmosferi- ni vermeli. Bu açıdan siyah-beyaz benim ça- lışmalanmı kolaylaştınyor. Çünkü gerçeğin bir parçası olan rengi ortaya çıkanyor. Sade- ce olanı değil, aynı zamanda tasvire de bir ifa- de katmak istiyorum. îzleyiciye bilgi dışında duyguyu da vererek kendi ifade dilimi ve dün- yamı da yansıtıyorum. Mesela bayram alan- lan, insanlann yüz ifadeleri bana fotoğrafsal nedenler sunuyor. - Fotoğraflann gerçekük payı nedir? ECONOMOPOULOS - Fotoğraflann ya- lan olduğunu düşünüyorum. Fotoğraf sadece bir fotoğrafhr, gerçeğin çok küçük bir bölü- münü, belli zaman dilimlerini yansıtır, bu çok önemli bir şey. Bu açıdan bakıldığında yalan söylüyorlar. Fotoğrafi fotoğraf yapan, yalnız- ca insanın gerçeği. Hiçbir şey var olan gerçe- ği anlatamaz. 'Yunanistan'da ekmek kokusu yok' - Kariyerinize gazeteci olarak başladınız. 1988 yıhnda ani bir kararla fotoğrafçıhğı seç- tiniz. Bu süreç nasıl oluştu? ECONOMOPOULOS - Fotoğraf kitaplan ıle ilk kez Italya'da yaşayan bir arkadaşımın evınde karşılaştım. Görsel farkhhklar ilgimi çekti. Kendimı fotoğrafın içinde bulduğum- da ne çekeceğimi bilıyordum. 80'lere ait fo- toğraflarıma bugün bakıldığında hâlâ birçok şey ifade ediyor, bunu da ne çekmek istedi- ğimi bıldiğıme bağhyorum. 1988 yıhnda artık fotoğrafın dışında hiçbir şeyın ilgimi çekmediğini anlayınca sadece fotoğrafa yöneldım. - 'Dünyada Ortodoks-Hıristivan Cemaatter' konulu çauşmanız hangi aşamada? ECONOMOPOULOS-Buproje şu an için değişti. Dört çalışmam var; ilk ikisi Yunanis- tan'daki Çingeneler ve yabancı göçmenlerle ilgili. Öteki ikisi, Yunan diasporası ve 8 yıl- dan bu yana üzerinde çahştığım Türkiye. Bir Yunan'ın gözünden Türkıye'nin nasıl göründügümi anlatmak istiyorum. Amacım bu projeleri kitaplaştırmak. • Türkiye'yi gözünüzde cazip kılan neydi? ECONOMOPOULOS- 1980de Türkiye'ye geldiğımde, artık Yunanıstan'da unutulmuş olanlan yeniden hanrladım. Mesela ekmek ko- kusu... Yunanistan 'da artık bu kokuyu duymak imkânsız, çünkü kayboldu. Çoğu zaman Is- tanbul'da yaşayabileceğimi de düşünüyorum. Olaylara politik değil. insani açılardan bakı- yorum. - Neler sizin konunuz olamaz? ECONOMOPOULOS-Mesela Tokyo, as- la çalışamayacağım bir şehir. Çünkü o toplum içinde kendimi yabancı gibi hissedıyorum. lletışim kuramadığım yerde hissetmem ve fo- toğraf çekmem imkânsızlaşıyor. Bir de poli- tikacılar benim ilgimi hiç çekmiyor. Hatta onlara karşı özel bir saygı duyduğum da söy- lenemez. Ekip, uluslararası belgesel standardına ulaşmayı hedefbyor. 'Tannlârın Tahtı: Nemrut' tamamlandı KûttürServisi-Anadolu'nun zengin kültür tarihınde önem- li bir yeri olan Kommagene Uygarhğı ve Nemrut Dağı'nı farklı bir anlatımla ele alan 'Nemrut Dağı: TanrüannTah- ü' adlı belgesel, Harbiye As- keri Müzesi Kültür Sftesf nde yapılan bir gala ile izleyici kar- şısına çıktı. Daha önce 'Ata- tûrk' ve 'Fenerbahçe' belgesel- leri ile adını hem yurtiçinde hem de yurtdışında duyuran Tolga Ornek'in yönetmenliği- ni ve metin yazarlığını yaptı- ğı film, Eldp Film tarafından hazuiandı. Türkiye'nin ve Ana- dolu'nun tarihi mirasının dün- ya gündemine girmesini ve uluslararası film yapım stan- dardına ulaşmayı hedefleyen film, yerli ve yabancı uzman- lar ile tarihi mekânlarda rö- portajlar, dramatize sahneler ve üç boyutlu animasyonlarla destekleniyor. 300 bin dolara mal olan ve Ingilizcenin yanı sıra Türkçe de seslendirilen filmin spon- sorluğunu ise tstanbul Men- kul KrvTtjetler Borsast Türki- yetş Bankası ve Çahk Holding üstlendi. Yönetmen Tolga Örnek yap- tığı açıklamada, dünya kültü- rüne ortak olmak için toprak- lanmızdan geçen pek çok kül- türün bu tür yapımlarla tanıtıl- ması gerektiğini ve amacının dünyanın sekizinci harikası olarak tarumlanan Nemrut'un dünya kültür anıtlan arasında hak ettiği yeri almasmı sağla- mak olduğunu belirtti. Galada, Sencer Şahin, Nezih Başge- len ve Hans Gert Bachmann'a da yardımlarmdan dolayı birer plaket verildi. IZDOB, İZDSO ve üniversitelerden sanatçılar ile ogretim üyeleri kurdu Dk bağunsız konservatuvar ASUMAN ABAaOĞLU İZMİR - Izmir'de devlet opera balesi ve senfoni orkestrası ıle ünıversitelere bağlı iki konservatuvardan sanatçılar ve öğretim üye- len, daha genış bır kesime sanat eğitimi sun- mak amacıyla YÖK'ten bağımsız bir konser- vatuvar kurdular. Lisans düzeyınde dört yıl- lık eğitim veren konservatuvar. Batı ve kla- sik Türk müziğı eğıtiminı de bünyesinde ba- nndırmak anlamında Türkiye'de tek öraeği oluşturuyor. Dokuz Eylül Üniversıtesı Devlet Konser- vatuvan'ndan Prof. Dr. NecatiGedikü ile Ege Üniversitesi Devlet Türk Müziğı Konserva- tuvan'ndan Onur Akdoğu'nun belkemiğini oluşturduğu konservatuvara Karşıyaka Be- ledıye Başkanı Şebnem Tabak destek vere- rek sahıp çıktı. Konservatuvar Müdürü Uğur Doygun, 1914'lerde Darülbedayi'den bu ya- na ilk kez Batı ve Türk müziği eğitiminin bir arada verildığinı belirterek bu yıl 23 ögren- cisiyle eğitime başlayan konservatuvann, "Kültürsüzlüğün ayyuka çıkoğı bir ortamda insanlara nasıl hizmet verir, müzik bilgisiyle donaünz" düşüncesiyle ortaya çıktığını söy- ledi. Karşıyaka ve Izmir Büyükşehir Beledi- ye Meclisi'nde onaylanan "engeüşmişyönet- mengi" oluşturduklannı ve böylece konser- vatuvan resmı bir kuruluş niteliğine kavuş- turduklannı kaydeden Doygun. Milli Eğitim Bakanlığf yla imzalanan protokol çerçeve- sinde de konservatuvann üniversite eğitimiy- le akademik denkliğmin sağlandığını söyle- di. Doygun şu bilgıleri verdi: "Sınırh kamu kaynaklarryla bir konserva- tuvann altyapısını oluşturmak iki yıbmızı al- (h. Önce bir dernek kurduk. Danışma kuru- lumuzun kararrv la çalgı kurslan verme>e baş- ladık. Bu kurslarda aldığuıuz küçük ücretkr • bize ilk kaynağı oluşturdu. Daha sonra kon- servatuvann binasnu kiraladık. Bu yıl da ilk kez öğrenci aldık. BaşMiruda bulunan Hse me- zunu 60 kişiden yetenek sınavını geçen 23 öğ- renci eğitimlerini sürduruyor. Müziğe gönül veren, müziği yaşamın bir parçası olarak be- nimseyip eğhim imkânı bulamayanlara hizmet venneyi amaçbyoruz. Ders saatİerini de öğren- cilerin ortaktalebi doğrultusunda befirtiyoruz; derslerimiz 17.00-2130 saatleri arasında haf- tada toplam 20 saat olarak gerçekleştiriliyor" Izmır Devlet Opera ve Balesi ile Devlet Senfoni Orkestrasrnın yanı sıra Ege ve Do- kuz Eylül üniversitelerine bağlı konservatu- varlardan ve TRT lzmir Radyosu'ndan sa- natçılann ders verdiği konservatuvarda gele- neksel Türk müziği ile sahne sanatlan bö- lümleri bulunuyor. Bu iki bölüme bağlı ola- rak geleneksel Türk halk müziği, geleneksel türk sanat müziği ıle opera ve şan ana sanat dallannda eğitim veriliyor. Gelecekte pop ve caz ana sanat dallannın açılması planlanıyor. Her iki bölümün de ortak derslerle etkileşim içinde olması sağlanan konservatuvarda. "ses eğitimi, eşlik, solfej, diksiyon, fonetik, mimik, piyano, temel müzik bilgisi, ana çalgı, reper- tuvar, makam bilgisi'' başlıklı dersler verili- yor. Bağh bulunduklan kurumlardakendi asli gö- revlerini sürdüren sanatçı ve öğretim üyeleri- nin büyük özverilerle konservatuvarda ders ver- diklerine dikkat çeken Uğur Doygun, "Bura- da çahşan hocalanmızın hepsi idealist Tek amacumz nitelikli sanatçı yetiştirmek; tabela konservatuvannın çokötesmde bir eğitim sun- mak ve bu ise ciddKet getirmek" diye konuş- tu. Konservatuvar, ağustos ayında başvurula- n kabul ederek eylül ayında sınav açıyor. Ustamn ölümünün kırkıncı yılı Hasan Âli Yücel 'i anma toplantısı İZMİR (Cumhuriyet Bürosu)-Kültürpark lz- mir Sanat'ta bugün "Ölümünün 40. Yıhn- da Hasan AB Yücd'i An- ma Toplannsı" başlıklı bır etkinlik düzenleni- yor. _ Saat 18.00'de Hasan Âli Yücel belgeselinin sunumuyla başlayacak olan etkinlik, Prof. Dr. ZeldAnkan'ın sunaca- ğı, "BirDehanınRoma- nı: HasanÂli Yücel'' ko- nulu söyleşinin ardın- dan bir panelle devam edecek. Panelde Pro"f. Dr. Kemal Açıkgöz, "HasanAnYücelveKöy Enstitükri". fhsan Kurt "Hasan Âli Yücel wKöy Enstitüleri ÜzerineAni- lar", Prof. Dr. Gertnı- de Durusoy "Hasan Âli Yücel ve KlasÜderi" \ e Serap Yıtanazda "Hasan Âli Yücd'in Şiir Dünya- sında Çocuk ve Çocûk- lar" konu başlıklannda görüşlerini aktaracak- lar. Saat 20.30'dada Do- kuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuarı Genç Yetenekler Oda Müziği Orkestrası'nın konsen sunulacak. Aynı yerde 28 Şubat Çarşamba günü de saat 18.30'daYrd. Doç. Dr. Yavuz Daloğlu'nun "Çağlar boyu toplumve müzik" başlıklı konfe- ransı ve saat 20.30'da Dale Ka\ anagh' ın gitar konseri izlenebilecek. hgiliz Kitap ÖdüHeri açıUandı • Kültür Servisi - Ingilız edebıyatında önemli bir yeri olan Ingıliz Kitap Ödüllen sahiplenni buldu. îngiliz yazar Nigella Lavvson, 'How to be a Domestic Goddesslla' kitabı ile yılın yazan seçilirken yılın kitabı 'Man & Boy'la Tony Parsonson'un oldu. Bu yıl yayımlanan en iyı romanlardan biri kabul edilen ve The Guardian tarafından da ödüle layık görülen Zadie Smith. 'Whıte Teeth' romanıvla en i\ı yeni yazar seçildı. Kitap ödüllennin favorileri arasında gösterilen J. K. Rowling ise eli boş döndü. Dığer kategorilerdeki ödüller; yılın çocuk romanı dalında The Amber Spyglass / Phılip Pullman'ın. yılın resımlı romanında The Beatles Anthology'nin, satışa katkı dalında Terry Pratchett'in, yılın yayıncısı dalında Bloomsbury'nin olurken yaşam boyu onur ödülü de Ernest Hecht'e verildi. Michael Jackson, Oxfopffda çocuMar için konuşacak • Kültür Servisi - Pop yıldızı Michael Jackson 6 Mart'ta Oxford Üniversitesi'nde bir konuşma yapacak. Ingiltere'ye seyrek gelen Jackson'ın bu zıyareti, çocuklan korumak için dünya çapındaki 'Heal The Kids' başlıklı inisıyatifin tanıtımı için düzenlenıyor. Inısıyatifin başkanı haham Shmuley Boteach de Michael Jackson'a eşlik edecek. Jackson. inisiyatifin yetişkınlere ve ebeveynlere, içinde çocuklannm yaşayacaklan dünyayı değiştirme gücünün kendilerinde olduğunu göstermek için düzenlendiğini söyledi. Jackson'ın Oxford'daki konuşmasımn çocuklardan ahnacak dersler üzerine olacağı belırtildi. 23 Şubat - 24 Mart 2001 Yapı Kredi Kültür Merkezi Senset Çifter Araşurma Kutuphanesi Sergi Salonu M E T I N E L O G L U Kuşla Gelen Kartlar Bu senp Vatn ^PI^REDi KÛLTÜR SANAT YAY1NCILIK YAPI KREDİ KÜJ.TUR MERKEZİ Jbtıklal Ctiâtâ, No. 285 80050 BtT oğlu
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear