23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11 ŞUBAT2001 PAZAR 12 PAZAR KONUGU Isveç Uppsala Üniversitesi Sismoloji Programı başkanlığı yapan Prof. Dr. Ota Kulhanek ile Türkiye ve depremi konuştuk ' Sağlambinalaryapıknalı' Depremde ilk 10 saniye cok önemli - Bir de Japonlann depremden korunma usulünün, deprem olduğu anda binanın terasına çıkıp beklemek olduğu söyleniyor. Bina olduğu gibi alta çökeceği için terasta kalan insanların canlannı kurtarabileceklerigörüşüne ne diyorsunuz? - Ben, deprem sırasında bina içinde hiçbir yerin gûvenli olamayacağını düşünüyorum. Bina tepeden alta doğru çökerse ve siz en üst kattaysanız canınız kurtulur. Ama bir de şöyle dûşünûn: Sağlam yapılmadığı için sarsuıtı sırasmda teras katı öncelikle aşağı uçarsa ne olacak? Bu konuda bir şey söylemek çok gûç. Kobe depreminden fotoğraflar gördüm. Örneğin yedi kath bir binanın çöküşünü gösteren fotoğraf dehşetti. Üstteki üç kat ve en alttaki üç kata bir şey olmamıştı, ama ortadaki dördüncü kat üstteki üç ve alttaki üç kat arasında tamamıyla ezilmiş ve yok olmuştu. Fotoğrafa dikkatii bakrnazsanız binaya bir şey olmadığını sanırsınız. Ama dikkatii bakınca bir katın tamamıyla yok olduğunu görebilirsiniz. Depremden sonra yapılan incelemede, o binalann inşaatında ciddi teknik hatalar yapıldığı saptandı. Deprem başlarken yapabiliyorsanız kendinîzi dışan atmahsımz. Ama her şey o kadar hızlı cereyan ediyor ki... Diyelim gece uykuda depreme yakalandınız. Uyandınız, ne olduğunu algılayıp aşağı atlayıncaya kadar on pn beş saniye geçer. O zarnana kadar 44 her şey bitmiş olur. İlk yirmi saniye içinde kendinizi kurtarabiliyorsanız depremi atlatırsınız. Yoksa her şey bitmiş olabilir.Deprem bölgelerinde insanlar ve yetkililer depremle yaşamayı öğrenmeli, bir depremden sonra bir başkasının zx ya da geç olacağı bilincı içinde bınalan kurallara uygun biçünde inşa etmelidirler. Afetler birilerini zenginleştiriyor - Heryeni deprem bir önceki deprem sırasındaki koşullan değiştirmiyor mu? - Değiştiriyor tabii. Diyelim ki yüzyıl önce şıddetli bir deprem oldu. Bundan sonra inşaat kurallannı yeniden belirlemeli, koşullan saptamalı ve değışıkhkleri ona göre yapmalısınız. Tabii bu depremler var olan inşaatlan kontrol eden ve yeniden ele alınmalan, güçlendirilmelerini söyleyen uzmanlann ekmeğine yağ sürer. Onlann bu sayede bol para kazanmalannı sağlar. Evet, doğal afetler birilerinin de zenginleşmesine yol açacaktır. Bu da yaşamın cilvelerinden birisi. Burada Türkiye'deki sismologlara bir mesaj göndermek istiyorum: Uppsala Üniversitesi Sismoloji Enstitüsü, Türkiye'den doktora öğrencileri, konuk öğretım üyeleri kabul etmek, sürekli bilgi ahşverişi yapmaktan mutluluk duyacaktır. Kandilli Gözlemevi'nden bir ya da bırkaç öğretim üyesi buraya gelip dersler verirse memnun oluruz. Çünkü demin de söylediğim gibi I974'ten bu yana Türkiye'yle aramızda hiçbir bilimsel temas olmadı. Bu da doğrusu çok garibime gidiyor. Bakın Yunanistan, Italya, Iran'daki ıpüversitelerle iyi bağlantılanmız var. Romanya ve Bulgaristan'la yok. Körfez Savaşı'ndan önce epeyce sayıda Iraklı öğrencimiz vardı, ama artık yok. Türkiye bölgenin en büyük ülkesi. Üstelik deprem bölgesi. Dolayısıyla bundan sonra Türkiye'yle daha çok bilgi ahşverişinde bulunabilir, bu boşluğu doldurabilirsek çok yararh olacaktır. LEYLA TAVŞANOĞLU - Dikkatimi çeken nokta, Türkiye'deki büyük dep- remlerden başlamak üzere son ikiyılda bütün dünya- da yaşanan yer sarsıntılânnda pek çok deprem ensti- tüsü yetkUilerinin görüş bildirmelerine karşılık Upp- sala Sismoloji Enstitüsü 'nün adından hiç söz edilme- mesi oldu. Neden? - Dünyadaki pek az sismoloji enstitüsü bütün dünya- daki sismolojik hareketlerle ilgilenebiliyor. Bunun için eğitim, araştırma, arşivleme, bilgi biriktirme merkez- leri gerekiyor. Bütün bunlan yapabilmek için ise per- sonele, aygıtlara, her şeye ihtiyacınız var. Üniversitele- rin bütçeleri kısıtlı. Artık 1950'ler, 1960'lardaki gibi her konuyla ilgilenemiyoruz. Belli alanlarda uzmanlaşma- mız lazım. Uppsala Sismoloji Enstitüsü artık doktora düzeyin- de eğitime, araştırmada da dünyanın belli bölgelerinde tehlike değerlendirmelerine kendini odakladı. Çünkü artık bütün dünyaya yetişemiyor. Bizim bugün kendimizi odakladığımız bölgeler Or- ta Amerika ve Doğu Afrika'nın bazı yöreleri. Ne yazık ki Türkiye listemizde yok. Dolayısıyla Türkiye'de bir yer sarsmtısı olduğunda, bununla Amerika ve Alman- ya'daki bazı enstitüler ilgileniyor. Onlar bazı Türk uz- manlarla birlikte çahşıyorlar. Tıpkı bizim Orta Ameri- kalı uzmanlarla birlikte yaptığmıız çalışmalar gibi... -Peki, sizin enstitünün listesinde Türkiyenedenyok? - Nedenini bilmiyorum. Ama şuna dikkatinizi çekmek istiyorum. Bizim kayıt defterine baktun. En son Kan- dilli'den Uppsala'ya 1974'te iki uzman gelmiş. Demek ki aradan 27 yıl geçmiş. Bir daha da sizin Kandilli Göz- lemevinizle bizim aramızda bir bağlantı olmamış. Bu iki uzman Türkiye'nin sismik yapısını bir yıl sü- reyle inceledi. Depremlerle ilgili çok da iyi bir katalog hazu"ladılar. Daha sonra bir konferans için ben Istanbul'a gittim. A- ma bunun dışında Kandilli Gözlemevi'yle daha sıkı bir bağlantımız ohnadı. Uppsala Sismoloji Enstitüsü, Tür- kiye'den doktora öğrencisi almaya hazır. Bundan mut- luluk duyanz. Iranlı bir öğrencim var. Tahran'ın kuzeyindeki böl- gelerde deprem riskleri konusunda çalışmalar yapıyor. Deprem tahmin edllebHlr - Türkiye'deki depremlersırası ve sonrasındajeolog- lar, jeofizikçiler birbirlerine düştüler. Kimileri tstan- PORTRE/ Prof. Dr. OE4 KULHANEK ' 1935, Çekoslovakya doğumlu. Yükseköğrenimini 1958'de Prag Teknik Üniversitesi Mühendislik Bölümü 'nde tamamladu Uzmanlığınıjeofizik dalında Prag BilimlerAkademisi'nden aldı. 1972'dedoçentoldu. 1991'deNorveçteBergen İJniversitesVnde profesörlük unvamna layıkgörüldü. 1994'te tsveç'te Uppsala Üniversitesi'negeçti; üniversitenin rektörü tarafindan 2000yıhnda sismolojiprofesörlüğüne atandu 1986-88 arası îsveç Jeofizik Cemiyeti Başkanlığıyaptu Avrupa Sismolojisi Gözlemevleri ve AraştırmaKurumlan'nm (ORFEUS) 1989-99arasıyönetim kurulu başkanı oldu. 1977-2000 arası Uppsala Üniversitesi Sismoloji Programı başkanlığınıyürüttü. Bu çalışmayı yaptıktan sonra sadece şunu söyleyebi- liriz: "Gelecek 50 yıl içinde İstanbul yakınlannda 7.5 şid- detinden büyük olmamak üzere bir deprem yaşanması yüzde 90 olasıhktir." Böylece, o bölgede bir hastane yapacak bir inaşaat mühendisi, o hastanenin 50 yıl içinde en az bir kez 7.5 şiddetinde bir depremle sallanacağının bılinci içinde, inşaatı ona göre yapacaktır. Ama, deprem yann ya da 49 yıl sonra olacaktır diyemeyiz. Deprem 50 yıllık za- man dilimi içinde bir gün olacaktır. Biz buna sismik tehlikenin hesaplanması diyoruz. Ne yazık ki bu hesaplama daha önceden o bölgede yapıl- mış binalara yardımcı olmuyor. Ama bütün yeni yapı- lacak inaşaatlann bu bilgiye saygı gösterilerek inşa edil- meleri gerekir. Böylece de bir deprem sırasında insan canı, mal, çevre kurtanlmış olur. Dayanıklı konut pahalı -Ama inşaatlanyapanlargenelde bu kurala uyuyor- larmı? - Depreme dayanıklı olmayan binalar tabii ki çok da- ha ucuza mal oluyor. Ama depreme dayanıklı benzer bir inşaat yapmak isterseniz pahalıya çıkacaktır. - Türkiye 'de deprem riskibilindiğihaldeson deprem- lerin olduğu bölgelerde binalaryumuşak zemine inşa edilmişti. Hepsiyıkıldu.. - Bundan sismologlan sorumlu tutamazsınız. Tabii ki kayalüc zemine bina yapmak en çok istenilecek iştir. A.- •th£dî^İlîİfyurfû^£eft^Iıîkr ^fî'Btolf1 50 • cağını savundular. Kimileri de böyle bir depremin tah- min edilemeyeceğini ya da bu şiddette bir deprem riski olmadığını söylediler. Sizce bilim adamlan birbirleriyle bu derece çelişkiye düşebi- lirler mi? - Sismoloji bilginleri top- luluğunda iki grup var. Bir grup, "Depremlerinönceden tahmin edilmesi kesinlikle mümkün değildir" görüşüne sıkı sıkıya bağlıdır. Öbür grup ise "Depremlerin yeri, zamanı ve büyüklüğü önce- den tahmin edilebilir. Ama buçokkarmaşık biriştir. Bu- gün elimizde kesin tahmin yapabilecek bügüer, bulgular yoktur" diyorlar. Ama bazı depremler önce- den tahmin edildi. Örneğin Çin, Yunanistan, Kaliforni- ya, Meksika depremleri gi- bi... Aynca, artçı sarsmtılan tahmin edebiliriz. Bunlar da depremdir. Bu artçılann nerede ve ne za- man olacaklannı kestirebili- yoruz. Yineliyorum, bu da bir depremin tahmin edilme- sidir. Ben ikinci gruptanım. Da- ha fazla bilgi, daha fazla araştırma, daha fazla arşivleme çalışmasıyla belki 20- 30 yıl içinde deprem tahmini yapabileceğiz. Yani şunu söyleyebileceğiz: "Bir hafta içinde, tsveç'in güneyinde5.5şiddetinde bir deprem bekliyonız." Inanmayacaksınız, ama bu iki gruptan bilim adamla- n uluslararası konferanslarda bir araya gelip tebliğleri- ni okumaya başladıklannda inanılmaz kavgalar çıkıyor. Zaman zaman iş yumnıklaşmaya kadar vanyor. Bir jeolog haritaya bakar ve der ki: "Doğudan Türkiye'nin kuzeyini geçerek fstanbul dı- şında, Marmara DenizTnde sona eren Kuzey Anadolu Fayı üzerinde son 100 yıl içinde doğudan batıya doğru hareket eden 15 deprem oldu. En son İzmh'te deprem oldu. Bundan sonra sıra tstanbul'da. Istanbul'da iki yıl içinde deprem olacak." Bu tahmin bile değildir. Bu, jeoloğun bakışına bağ- lıdır. Bir başka jeolog ise başka bir tahminle karşınıza çıkabilir. "Fay hatüüzerindekideprem harekemuği çok net değfl. Gelecekikiyıl için hiçbir şey söyleyemeyiz" di- yecektir. - Peki, sismik tahminler nasıl oluyor? - Biz istatistik açıdan belli bir bölgenin 50 yıl içinde- ki sismik tehlikelerine bakanz. Çünkü binalann genel- de ömürleri ortalama 50 yıldır. Ama 75 ya da 100 yıl için de çalışma yapabilirsiniz. Hiç sakıncası yok. Bu sa- dece matematik bir işlemdir. Stockholm 'den atladık trene, ver elini Uppsala... Uppsala, Stockholm'ün kuzeyinde, denize kıyısı olmayan bir üniversite kentı. Yaklaşıkyanm saat sonra Uppsala'dayız.Her tarafta kar var. Yerler buz tutmuş. Tren istasyonunun önünden bindiğimiz taksinın şoförüne Uppsala Üniversitesi Sismoloji Epstitüsü 'ne gitmek istediğimizi söylüyoruz. Biziyepyeni bir binanın önüne götürüyor. Oysa birkaç yıl önce buraya geldığimizde enstitü, ağaçhklı kocaman bir bahçenin içinde tek kath, küçük bir binaydı. Aman, yanlış mı yaptık? Ama hayır. Doğruyerdeyiz. Meğer üniversite binalan yeniden ele ahnmış. Yenileriyapılmış. Burada Uppsala Üniversitesi Sismoloji Enstitüsü 'nün biryıl öncesine kadar başkanı olan Prof. Dr. Ota Kulhanek 'le görüşeceğiz. Prof. Kulhanek şimdilerde Orta Amerika, özelhkle de Kostarika'dakidepremlerle ilgili birprojeyi yürütüyor. Konuşmamızın başında ona, "601ı, 701i, hatta 801iyıllarda sizin enstitünün adı dünyada çok geçerdi. Sonradan ne oldu da adındanfazla söz edilmiyor " sorusunu yönelttığımızde şuyanıtı alıyoruz: "O yıllarda biliyorsunuz, dünyada çokfazla yeraltı nükleer denemesiyapıhrdı. Biz de kendimizi o denemeleri anında saptamaya odaklamıştık. Bunlar uluslararası antlaşmalarla yasaklamnca, biz de kendimizi başka noktalara odakladık." Bundan sonra konuşmamız genelde depremlerin önceden tahmini, bunda ne kadar başarılı olunup olunmadığı, Tiirhve de olast depremler ve depreme dayanıklı ınşaatlar üzerindeyoğunlaştı. bilirim: Kaliforniya'da olduğu gibi fayın iki tarafı bir- birine sürtünerek hareket eder. Fayın iki tarafı da hare- ketliyse bugün uydu ya da lazer tekniğiyle neredeyse milimetresine kadar bunu ölçebilirsiniz. Santimetresi- ne ya da milimetresine kadar ölçebiliyorsanız, o zaman bölgede ne kadar enerji biriktiğini de hesaplayabilirsi- niz. Enerji sımrsız birikmez. O sının aştığı zaman da fay kınlır. Ne kadar geç kınlırsa olayın boyutu da o kadar şiddetli olur. Çünkü orada çok fazla enerji birikmiş de- mektir. Eminim Marmara fayındaki bu hesaplar yapılmıştır. Bunlar artık gerçeklerdir. Tartışmaya gerek yoktur. Yıl- da kaç santımetre hareket ettıği hesaplanmış, fayda ne kadar enerji biriktiği anlaşılmıştır. Marmara'da son depremden beri kaç yıl geçtiği ve o zamandan beri de kaç santimetre hareket ettiği ve ne kadar enerji biriktiği, bunun da örneğin 6.5 şiddetinde bir deprem olacağı anlamına geldiği hesaplanır. Ama tek bir deprem değil de birkaç deprem olursa bunlann şiddeti daha da düşer. -6.5 şiddetinde bir deprem olacağı hesaplandı diye- lim. Ama söz konusu olan koskoca bir İstanbul şehrL Yıllar,yüzyıllaröncesindenyapılmış binalan nasılko- ruyacağız? - Pek fazla bir şey yapabileceğinizi sanmıyorum. Bel- ki çok büyük binalar sağlamlaştınlabilir. Ama şehirde- ki bütün binalan da bu şekilde ele alamazsımz ki... Belki hastaneler, itfaiyeler, kurtarma ekipleri önce- den eğitüirler. ^Hîf'arr deprem olacak biçimde hazırhklı hale getiri- lirler. Böylece de felaketin boyutlan en aza indirilmiş olur. Ama ne yazık ki daha önceden yapılmış binalara fazla bir katkıda bulunamazsınız. Kostarika'da benzer bir durum ol- du. Ülkedeki en büyük 15 hastaneyi sağlamlaştırma karan aldılar. Bu işe 100 milyon dolar harcadılar. Bu iş- lemden sonra Kostarika'da şiddetli depremler oldu, ama bu hastanelerin hiçbiri yıkılmadı, can kaybı olmadı. Ama tabii ki Kostarika'yla Türkiye gibi büyük bir ülkeyi kıyaslayamaz- sınız. yıl içinde meydana gelecek bir depreme dayanıklı bi- çimde inşa etmeniz lazım. SadeccTürkiye'de değil, pek çok ülkede insanlar bu- nu göz ardı edebiliyorlar. Orta Amerika'da 10 yıldır eğitim çalışmalan yapıyoruz. Deprem haritalannı çıkar- dık. Kurallan koyduk. Ama sonuçta iş, alanla satan arasmdaki ikili anlaşma- ya dayamyor. Örneğin, adam otel yaptırmak istiyor. Müteahhide gidiyor. "Beş kath bir otel yaptırmak isti- yorum. Ama bu beş milyon dolardan fazlaya çıkmama- h", diyor. Müteahhit de beş milyon dolara o oteli yapı- yor. Ama otelin depreme dayanıklı olup olmadığı başka bir sorun. Samyorum Meksika ya da Mısır'daydı. Gi- dip üç kath bina için izin almışlar. Ama onun yerine beş kath bina yapmışlar. Hiç kimse de kontrol etmemiş. A- ma deprem olunca bina yerle bir olmuş. Bir de inşaatın malzemesinden çalıyorlar. Sonra da depremde bina yı- kılınca dövünüyorlar. Ptpreme hazırlıklı oimalı - Marmara'nın dibindeki birfay konusunda, kimi- leri ikiyerden kırıldı; kimileri, yok daha kmlmadı gi- bi tahminlerdebulunuyorlar. Sizce bu bilimselbiryak- laşım mı? - Benim tsveç'ten Marmara'nın yatağındaki bir fay konusunda bir şey söylemem zor. Ama şunu söyleye- Tahta Ideal - Deprem bölgeleriiçin en idealin- şaat malzemesi nedir? - Ben inşaat mühendisi değilim, a- ma yerleşim yerleri için tahtanın en elverişli inşaat malzemesi olduğunu söyleyebilirim. Japonlara bakın. Ev- leri hep tahtadır ve hemen hemen hepsi de tek kathdır. Bu evler yıkıl- sa bile can kaybı olmaz. Ama beto- narme bir binadan insanlan canlı çı- karmak zordur. Yahıız tabii, Kobe'de çok yüksek binalar olduğu için deprem vurunca bunlar yıkıldı, can kaybı da yüksek oldu. Bakın, Izmit'teki depremden sonra fay hattının 4.5 metre yer de- ğiştirdiğini öğrendim. Düşünebiliyor musunuz? Deprem sırasında oradaki karayollanna, binalara ne olmaz? - Bir de deprem sonrası insanlann altüst olan ruh halleri var... - Zaten insanın ruh sağlığının böylesine zedelenme- si ana sorunun en önemli parçası. Ama bütün sorun ne yapılabileceği. Ama bakın. Sismologlar, jeofizikçiler, jeologlar bir araya gelip bir harita üzerinde, "Şu bölgeler depreme çok duyariıdır. Şu bölgeler daha az duyarhdır" uyansı- nı yaptıklan zaman, merkezi hükümet de, yerel yöne- timlerin yetkilileri de onlan çok ciddi biçimde dinle- mek zorundadırlar. Eğer gerçekten depreme çok du- yarlı bölge ya da bölgelerde, örneğin bir fabrika ya da santral ya da bir başka kamu binası yapılması zorum- luysa o zaman mühendislerin koyacaklan koşullara, depreme dayanıklı bina yapma kuralına uymak zorun- dadırlar. O zaman deprem hasannı en azma indirmc olanağına sahipsiniz. Bu noktayı kesinlikle önemse- meme gibi bir lükse sahip değilsiniz. Eğer deprem böl- gesinde yaşıyorsanız bütün kurallara da gereğince uya- caksınız. "Uymasam da ohır w diyemezsiniz. Diyelim bir deprem oldu ve siz açık bir alandasınlz. O zaman size hiçbir şey ohnaz. Üstünüze bir ağaç dev- rilmezse burnunuz bile kanamaz. Ama kapalı bir mekândaysanız ve bina üzerinize çökerse kurtulma şansınız hemen hemen yok gibidir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear