23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ÎAYFA CUMHURİYET 25 KASIM 2001 PAZAR 14 KULTUR kuftur@cumhuriyet.com.tr Nilüfer,son albümü 'BüyükAşkım9 ilebeklediği satış grafiğiniyakalayamadığını söylüyor Müzikteyenirenkierpeşinde• "Büyük Aşkım şarkısına çok güveniyordum ve şarkının tuttuğunu da konserlerimde gördüm. 0 döneınlerde özel yaşantımdaki bir değişiklikle tesadüfen şarkının çıkış zamanlaması çakLştı. Birbirleri ile ilgisi olmayan tesadüfı bir olaydı. Şarkı da tamamen özel hayatıma mal edildi." NENAÇALtDtS 1972 yılında başladığı «nüzik yaşamında prensiplerindenve müzik kalitesinden asla ta- viz vermeyenN3üfer, bu yü 29. sanatyıhnıkut- luyor. Oç yıl gibi bir aradan sonra 'Büyük Aş- knn' albümüyle yenidenmüzik piyasasınagi- riş yapan sanatçı, yeni çalışmalan içüı farklı isirnlerle çalışmak istiyor. -Üçyüakaradansonra 'RöyükAşkuniabir dönüşyaptuuz. Bu albümle istedigjniz başan- ya nla^tıgıniTi düşûnüyor rrıusunuz? NÎLÜFER- Daha önce olduğu gibi bu al- bümde de sevdigim ve inandığım parçalan söyledim. Bu albümde yer alan tüm parçalar çok güzel, fakat tiraj bakurundan istediğim başanyı yakalayamadım. Bunun pek çok ne- deni olduğunu düşünüyorum. -Mesda? NtLÛFER - Pek çok şeyin sonucu olduğu- nu düşünüyorum. Gününkoşullannın yaru sı- ra belki dönem olarak bu şârkılar uygun de- ğüdi. Belki insanlar daha farklı daha rahatla- yabüecekleri şarkılar istiyorlardı. 'Bandan sonra ne yapaca&m çokönemlT - Müzikeleştinnenlerive plakçüar bu çahş- mamzı 1998'de çıkardığınız 'Best OTtan son- ra birazorta haffi buldular. Siz ne düşünüyor- sunuz? NÎLÜFER-Ortalamagelrnesiçokhakh gel- meyebilir belki, beklenen şey bu değildi. Içı- me sinenbir şey yaptığınu düşünüyorum. Şar- kılar teker teker bakıldığında güzeller. Sonuç olarakböyle bir tiraj çıktı. Benim ahşık olma- dığım, bana yakışmayan bir rakam çıktı orta- ya. Bu da olabilir. Çıkalı 5 ay olmasına rağ- men durmayan bir satışı var. - Aşk şarküan deninceflkalda gelenisinıler- densiniz. Şarta seçiminizi hangj kriterler doğ- rultusunda yaptyorsunuz? NtLÜFER- 29 yıl gibi bir zaman zarfi için- de müzığin ıçindeyseniz bazı şeylerle özdeş- leşmeye başhyorsunuz. Benim gibi artık kla- sik olmuş şarkıcılann karşısına bazı zorluklar i çıkıyor. Insanların Nilü- REStM YAPMAYIİSTERDÎM -Ünlüsanatçv,"Eğer müzikpryasasında olmasaydım yine sanatlaflgjfibir alanda çahşmayı düşünürdüm. muhtemelen de resimyapardım" diyor. fer'den dinlemeye alıştıklan şeyler var ortada. Durum böyle olunca şarkı, müzik ve söz seçi- mini yaparken zorlanıyonım. 0nun içın bu al- bümühazırlarkenbunaldım. Yoruldum... Bun- dan sonrane yapacağım çok önemli. Daha ön- ceki çahşmalanmda olduğu gibi bundan bir şarkı, şundanbir şarkı şeklinde albüm oluştur- mak son derece zor. Yıllardır çahşnğım beste- cive sözyazarlan varki onlann şarkılanrunba- na heT zamaniçinçokyakışnğınıdüşünüyorum. Bunundışındabirtakımyenirenkleraramayo- luna gıtmek ıstıyorum. Yeni isimler gibi. • Ortada bir Nilüfer kahbı var, bunun sizi sıktiğı anlar ohıyor mu? NtLÛFER - Bu kalıptan rahatsız oldugum söylenemez. Her zaman inandığım ve sevdi- gim şeyleri yapmak istedim ve bugüne kadar da bunu yaptım. Istemediğim ve başkalannın zoruyla yaptığım çokazşey var. Çoğuda geç- mişyıllarda kaldı. Pop müzikyapılıyorve pop müzikdinleyicisi giderekgençleşiyor. Benim, benden bir önceki, bir de yeni gelen 14-16 yaşlanndaki bir jenerasyon var. Onlann da dinleyebileceği ve satın alacaklan şeyler yap- mak lazım. -Ulaşmakistediğûoizgeoçbirkitievar.Bu ai- bümünuzde de daha çok 'akılda kalacak' sto- ganşarkdara yer verdiniz... NELÜFER - 'Büyük Aşkım' şarkısına çok güveniyordum ve şarkının tuttuğunu da kon- serlerimde gördüm. O dönemlerde özel ya- şantımdaki bir değişiklikle tesadüfen şarkının çıkış zamanlaması çakıştı. Birbirleri ile ilgisi olmayantesadüfi bir olaydı. Şarkı datamamen özel hayatıma mal edildi. 'Şarkı sözfiyazmakbeni yoruyor' -Pop müâğineuzunyıflar emekverenbirsa- natçısınız. Son dönemlerde mantar gibi biten yeni şarktcüar hakkında ne düşünüyorsunuz? NELÜFER- Bu kadar çok sanatçının ortaya çıkmasında bir zarargörmüyorum. Son on yıl içinde çıkan pek çok isım var. Aralannda ka- lıcı olanlar da var, sabun köpüğü gibi ortadan yok olanlar da. - Söz yazarhğı denemderiniz oldu. Bunun devanu gelecekmi? NİLtJFER-Dahaçoksözlere ağırlıkverdim, müzik denemem çok az. En son Asya'ya bir şeyler vermiştim. Şimdi o parçayı 'CHmadı Yar'ı MüsfiimGürses seslendirdı. Sözyazma- yı seviyorum ama o ayn bir şey. Söz yazmak çokzor. bununıçınyoğunlaşmak gerekiyor, bu- nu yapamıyorum. Beniyoruyor... Seyrckde ol- sa içimden geldiği zaman şarkı sözleri yazı- yorum. - Pek çok sanatçı gibi siz farklı alanlara yö- nebneyi tercih etmediniz. Neden? NtLÛFER - Bir dönem bir dizi teklifı gel- mışti, fakat ciddiye almadım açıkçası. Cıddi biryönetmenden gelmiş olsaydıbelkidüşünür- düm. Televizyon alamnda bir şeyler yapmayı düşünmedım, çünkü talk show yapamam. -Internetsitenizde "Şarkıcı olmasaydımres- sam olmakisterdım. Bütün iç dünyamıbuyol- la görüntülemekbanaheyecan venyor" diyor- sunuz. Şarkdannızla yeteri kadar dünyanıa yansıtamadığuKa mı düşünüyorsunuz? NtLÛFER- Eskiden resim yapmayı çok se- viyordum. Arukdevam etmiyorum. Eğermüzik piyasasında olmasaydım gene sanaüa ilgilibir ış yapacağmıı düşünürdüm, muhtemelen de resım yapardım. ORHANKOÇAK On aln derginin(Adam Sa- nat, Ağır 01 Bay Düzyazı, Akatalpa, Bir Nokta, Buda- la, Çıkın, Dergah, Dize, E, EvrcnselKültür, Gösteri, Gü- ney, Kaşgar, Kül, Varlık ve Yazın) kasım ya da ka- sım/aralık sayılannda çıkan şürleriArifDamar ve Memet Fuat'la birlikte okuduk ve yaptığımız ortak değerlen- dirme sonucunda küçük îs- kender'in Varlık'ta yer alan "MayakovsidMeydanı"baş- lıkh şiirini "ayınşüri'' olarak belırledık. küçük tskender, okurunu aykın, yadırgatıcı özellikle- riyle kazanacağına inanmış ve bunu da başarmış bir şa- ir. Israrh, hatta sıstemlibiçim- de, ahengi değil şoku ılke edinmiş bir şür yazıyor. kü- çük Iskender'in yapıtı, dilin doğal, organik bir şey oldu- ğuyanılsamasmı kınyor,bi- reyibelkikendindenönce de varolanama yine de ınsanya- pısı olanbirdihn sorumlulu- ğuyla yüz yüze bu-akıyor. KîMKlMDÎR /küçiık İSKENDER Günümüz şairlerinden. 28 Mayıs 1964'te tstan- bul'da doğdu. Kabataş Erkek Lisesi'ni bitirdikten sonra beş yü tıp, üç yıl da sosyoloji öğrenimi gördü. 1985 yıhndanbaşlayarakçeşitli edebiyat dergilerin- deşürve yazdannıyayımlamayabaşladı. Şiirlerinde pornografiye ve argoya açılarak alt-kültür dılini rahatçakullanışı, imgelemi öne çıkaran akıcıvehırçın deyişiyle;kaotikbir yapının, kozmopolitbir dünyanın irorük ve simgesel bir dilin şairi olarak tanındı. Yapıüan; şiir Görierim SığmıyorYüzüme (1988), Erotika(1991),\înni5Aprfl(1994), PerilerÖlürken ÖzûrD§er(1994), GüzelAnneoBnH^Gücü (1996, seçilmiş şiirler-metinler), Sa- zidilara(1996), CiddiyeAhn- dtğnnKaraParçalan (1997), Pap^aDaSiahÇ«kıne(1998), Gözyaşlanmın Nal Sesleri (1999), KrÇ5ft^ahD«iEl- diven(2000), tpucuBnrakma Sanab (2000); denerne: ŞSr- SDeğnek(1995); anlatı: De- demBeniKorkuttuHikâyele- ri(1992),tkizterBarcoH8tâ- yeleri(1993), 666(1994), Bd- den Aşağı Aşk Hikâyeleri (1996), The Kırmıa Ba^hkh kasyonŞefi(1996), Popffast (1997), Cehenneme Gitme Yöntemleri (1999), Çahntı (2000), BaUtBuraı Hİkây«*ai (2000). Roman: Fta'es(1998), Zaöteeıq)(2000); günce: Can- göncem(1996). Mayakovski Meydanı Biz seninle bir ekinoksuz Güzün ayaklan değiyor denize. Bu garip eşitliğe yapışmtş kalmış dudakların Acı, yıldırabilir mi timarhane radyolarını Asla! Bir sürü peygamber gibi yağarken yağmur Kim gelip de bu gece günü durdurur... Olmaz bir büyücülük hissiyJe cebelleşiyorum. Kızlar, kıpkızıl bir Istanbul'a bakıyoıiar. Kızlar, fırsat bu fırsat bütün komünist binalara bakıyoıiar. Coplatia regl görmüş müthiş hızlı attar gibi şaha kalkıyoriar Mayakovski Meydanı'nda. Sen de bir heykelsin Mayakovski Meydanı'nda. Güz rengi ayaklann değiyor korkunç ölülerle süslenmiş denize. Bekle! Asacağın bayrağın rengine dönmekte dalda kızılcık bebede buse! Şimdi canhavliyle sanldığım bir revolver gibi pariamakta saçlann. Şimdi uzun zamandır hasretini çektiğim tenin gibi kokmakta Istanbul'un yakılıp yıkılıp işgal edilmiş köşeleri. Artık sen de pir'sin, sultan'sın Mayakovski Meydanı'nda kanlı gömleğini sevinçle pankart diye açansın! Biz seninle bir ekinoksuz; onunki tabureye değedursun Halkın ayaklan değiyor denize! küçük İSKENDER Ressam Demet Yersel'in kişisel sergisi 3 Arabk'a dek Garanti Sanat Galerisi'nde gezilebilecek. Yersel'in doğadan çok insana odaklanan resirnkrirMİe.portTCvefıgürolgularmm^işk^işikonuediliyor. Sanatçının resimkrinde, yahnzca nesnelerin değer taşıdığı yabancüaşmış bir dünyada, güçsüz, kırügan ve hareket etmekten çekinen bireyi yüceltme ve her şeyin odağına yerleştirme isteğigözeçarpryor. Resmediknbirevkr,modern yaşamın dinami/minin yalnı/lasürdıgı ya dayatog kahnayı tercih etmiş kişiler olaraköne çıkıyor. Sergi, pazar hariç her gün 11.00-19.00 saatieri arasında gezUeböir. Garanti Sanat Galerisi: tstiklal Cad. No: 187 Bevoğlu. (0 212 293 63 71) Türk Musevileri Müzesi bugün açılıyor KüMrServisi-1671 yılın- da sinagog olarak faaliyet gösterenve o gündenbuya- na pek çok kez restore edi- len ZMarisSinogogu, '500. Yü Vakfi Türk Musevfleri Müzesi' olarak bugün fa- aliyete girecek. Açılışı ise BaşbakanYardımcısı Mesut Yıhnaz tarafından yapıla- cak. Sinagogbuyıl JakKam- hi'ninkatkılan, NaüGüter- yüz'ün öneri ve tasanmıy- la 500. Yıl Vakfı tarafindan kutlamaprogramı çerçeve- sindemüze olarakdüzenle- nerekhizmete girecek. Mü- ze 'Ana SergiSalonu', 'Ga- leri'(Eskiden 'Kadınlar Ga- lerisi') ve 'Etnografya Bö- lümü' olmak üzere üç ana mekândan oluşuyor. Girişinücretli olduğu mü- ze ziyaretçileri pazartesi - perşembe (10.00 - 16.00), cuma - pazar (10.00 -14.00) günleri açık. Müze cumar- tesi ve bazı özel günler ka- palı. OKUMALAMBASI ENİS BATUR Attilâİlhan'ın Yanlışları Bugünlerde, Türkıye'nin edebiyat dünyasında ağırlıklı yeri olan yazariarımızla gerçekleştirilmiş "ırmak-söyleşi"\er, peşpeşe, kitap halinde okur önüne çıkıyor: Tahsin Yücel, Adalet Ağaoğlu ile ılgıli kitaplara, Attilâ llhan'la ılgilı olanlan eklendi: Erol Manisalı ve Zeynep Aliye'nin hazııiadığı ki- taplartn ardından Selim lleri'ninkı gelecek. Bir çırpıda üç kapsamlı söyleşi kitabı birden. Edebiyaiımızda yabana atılamayacak bir yeri var Attilâ İlhan'ın; bu ilgıyi şaşırtıcı bulamayız. Üç çey- rek yüzyıllık bir yaşam, yarım yüzyılı aşkın bir sü- reye uzanan yoğun bir üretim. Irmak-söyleşilerin en vazgeçilmez boyutu burada işte: Birtür bilan- ço"nun ortaya çıkmasını sağlıyor, yazann nereden nereye gittiğini gösteriyorlar. Zeynep Aliye'nin "Mavi Adam-Atiilâ llhan'la Söyleşiler" kitabı lyı hazırlanmış, kurgulanmış bir çalışma; olabildığince retrospektif bir taramayta kar- şı karşıyayız. Kitabı bıtiren her okurun, bakış açı- sına göre bir genel değerlendirmesi olacaktır şüp- hesiz, benimkisini şöyle bir cümleye oturtabilirim, sanıyorum: Turk edebiyatında, "görüş "leri yaprtı- na bu kadar zarar vermiş ikincı bir yazar yoktur. Attilâ llhan şiirinin "Garip" hareketiyle "//. Yeni" arasmda, Dağlarca'nınki kadar olmasa bıle, önem- li bir yer tuttuğuna inanıyorum; romanının, özellik- le sinematografik açılımlarıyta güçlü bir rolü oldu- ğunu düşünüyorum; benim gözümde sorun, Atti- lâ İlhan'ın yazılanyla başlıyor, genişliyor: Şiirden ro- mana, tarihten bilime, ekonomıden sıyasete, cin- sellikten nükleer santrallara, son derece geniş bir ufukta alabildığıne kesin yargılar geliştiriyorya yıl- lardır, görüşlerindeki tutarlılık kadar dayanaklan- nın kofluğu, tanıtlarının basmakalıplığı da gözden kaçmıyor. Kendi ilgi alanlarımla sınırlı olarak, birkaç "tipik" örnek vermek istiyorum. Zeynep Aliye'nin bir so- rusuna şu yanıtı venyor Attilâ llhan; "Henri Si- mon'un bir romanı vardı, adı şeydi, 300 sayfa fî- lan; adam bu 300 sayfa boyunca o 'şey'/ anlatı- yor ama 300 sayfayı bitinyorsun hâlâ o 'şey'/n ne olduğunu anlayamıyorsun. Bir sünı metin cam- bazlığı. Çok güzel Fransızca yazılmış. Ünlü bir ki- tap. Sımon çok ünlü, en iyi romancılardan bih sa- yılır. Şimdi bakıyorum, o kitap çıkalı 30 sene ol- du, Henn Simon'un eskiitibanyok. Çünkü kitap- lar, edebi mariietleriyle kalmıyor, anlattıklanyla ka- lıyor." Görünüşte, Attilâ llhan "Yeni Roman" akımıyla hesaplaşıyor. Olabilir. Ama bir hesaplaşmaya gi- rişilecekse, "karşı taraf"\ kavramak gerekir. Birin- cisi, söz konusuyazann adı Henri Simon değil, Cla- ude Simon. Buna, sürçme dıyelim. Ikincısı, Şey diye bir romanı yok; Ya Perec'ın Şeyler'iyle kanş- tınyor, ya da, daha vahimi, Claude Simon'un Le- çon de Chose kitabından söz ediyor, eğer öyley- se, ki bence öyle; Fransızcası da yetersiz: Bura- da "Chose"un "şey"le ilgisi yoktur, kitabın adı dü- pedüz "Hayat Bilgisı "dir, aynı ders kitaplannda olduğu gibi. Üçüncüsü, Simon'un eski ıtibannın kal- madığı da küll'ıyen yanlış; 1985'te Nobel ödülü ka- zandı bu yazar, geçen yıl yayımlanan Tramvay'ı ne- redeyse oybirlığiyle başyapıt olarak değerlendiril- di. Attilâ llhan, sittin senedir böyle destekten yok- sun yargılar geliştiriyor, yazılan yanlışlardan geçil- miyor, okurken hangisine şaşıracağınızı şaşınyor- sunuz. Mavi Adam'da da böyle: Israrta Rimba- ud'nun "tek bir kitabı" olduğunu vurguluyor, üs- telik şiirini çok iyi tanıdığını söylemeyi de ıhmal et- miyor, demek ki Rimbaud'nun üçte birini okumuş. "Heidegger varoluşçulann çizgisinde bir adam- dı" cümlesinı felsefefakültesı öğrencısi söylese sa- rakaya alınır, Attilâ llhan yetinmiyor, bu komik ve anakronik bilgiden yola çıkarak dehşet Heidegger ve varoluşçuluk "analizleri" yapıyor. Frankfurt oku- lu düşünürlerinin hepsinin cinsellikle ilgili kitapla- n olduğunun bilinmediğıni yüzümüze çarpıyor. Gerçekten de bilmiyoruz, mesela Adorno'nun, Habermas'ın (adlannı veriyor madem) hangi ki- taplan - ben ögrenmeye hazınm. Attilâ İlhan'ın Loti'yle ilgili ileri sürdükleri yüz kı- zartıcı bılgi yanlışlarıyla dolu, her şeyi ve herkesi bîribirine karıştırmış: Renee Vivien'le tanışan ka- dın Fransız değil Türktür. (Reşat Nuri Darago'nun kızkardeşidir!), "Az/yade"yle ilgisi yoktur, Loti'yle "Aziyade"yi okuduğu için tanışmış, Vivien'e "Kı- rık Hayalliler" kitabıyla ve Loti'nın Türkiye'yi le Fi- garo'da övdüğü yazı sayesinde ulaşmıştır. Attilâ llhan'ın bu konudaki bütün bilgileri yanlış, Loti'ye ilişkin "ne Türkiye'yle, ne Türk halkıyla ilgisi var" yorumu da. Attilâ ilhan'ın yanlışlan burada bitmiyor ama be- nim yerim birrj bitiyor. Yanlışlannı yorgunluğuna bağ- layabilirdim, savaşmaktan yorgun düşmüş olsay- dı. önümüzdeki hafta bu "yorulmaz savaşç/"yade- ğineceğim. 11. Fotomaraton sonuçlanöı • Kuhür Servisi - Kodak'ın sponsorluğunu üstlendiği ÎFSAK 17. Istanbul Fotoğraf Günleri etkinliklerinden biri olan 11. Fotomaraton sonuçlandı. Fotoğrafseverlere îstanbul ile üç konu. 48 saat süre ve bir adet film verilerek gerçekleştirilen yanşmanın bu yılki konuları, 'tstanbul'da Ramazan', 'Îstanbul ve Sonbahar', 'îstanbul: Kent ve Betonlaşma' olarak belirlendi. Nevzat Çakır, Metiner Gören, îsa Çelik ve Hatice Tuncer'den oluşanjürinin değerlendirmesi sonucunda, birinciliği Erdem Samir, ikinciliği Erhan Gürmen, üçüncülüğü Engin Kaban, dördüncülüğü îbrahim Ayşıl ve beşinciliğı Berker Dalmış kazandı. Sergi açılışı ve ödül töreni, dün saat 14.00'te ÎFSAK dernek merkezinde gerçekleşti. Latin Edebiyat Ödülü verîldi • ROMA (AFP) - Londra'da yaşayan Kübalı yazar Guillermo Cabrera Infante, salı günü Roma'da açıklanan Latin Uluslararası Edebiyat Ödülü'nün bu yılki sahibi oldu. 72 yaşındaki Cabrera Infante, 'Mea Cuba', 'Infante's Inferno','View of the Dawn in the Trophics' gibi kitaplan kaleme almıştı. Yazann yapıtlan romandan öyküye, eleştiriden senaryoya çeşitlilik gösteriyor. Cabrera Infante, 1999 yılında da îspanya'da Miguel de Cervantes Odülü'ne değer bulunmuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear