14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25 KASIM 2001 PAZA 12 PAZAR KONUGU Emekli Orgeneral ÇevikBir, 11 Eylül'den sonrayeni dünya düzeninin kurulduğunu söyledi Türkiyeüstünedüşeni yapmalı 'Avrupa'nın oyununu bozmalıyız' - Türfdye'nin AGSP'ye katümakta bu ka- darısrarİM olmastAB 'yealınmama komplek- sinden mi kaynaklantyor sizce? -Bukompleks değil. AB üyeleri buAGSP'yi Türkiye'yi AB'den uzaklaşürmak için koz ola- rak kullatuyorlar. Bu oyunlannı bozmahyız. Kanımca, yaklaşımunız bunlan ciddiye alina- mak oknalıdır. Biz böyle biryaklaşım içine gi- rersek öyle saıuyorum ki bu düşünceierinden vazgeçeceklerdir. - // Eylül'den sonra bütûn dünyadapara- metreler veparadigmalaraltüst olur,yeni bir dünyadüzenıoluşurken Kıbns ısmıyor. Ara- lık başmda KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş UeRum Yöneümilideri GlafkosKle- ridesyüz yüze görüşmelere gireceiüer. O gö- rüşmelerden nasû bir sonuç çıkabüir. - Rumlar, Bu kez ENOSÎS'i ekonomik ola- rak günderne getirmeye çalışıyorlar. Bu, Tür- kiye'ye karşı bir ekonomik ENOSlS oyunudur. Güney Kıbns'ın AB'ye almmak istenmesinin altında bu yatmaktadîr. Bu, arkadan dolaşma manevrasıdır. tstenmeyen bir durumla bizi karşı karşıya getirebilirler. Bu iş bölünmeye kadar gjder. 1959 ve 1960 Londra ve Zürih anlaşmalanmn görmezlikten gelinmesı nasıl birdemokrasi ve Babb anlayışıdır? Taraflardan birisinin üye ol- madıgı uluslararası bir örgüte ne Kuzey ne de Kuzey Kıbns alınabilir. Buna rağmen bu oyu- nu oynuyorlar. Bizım politikamız dogru. iraka operasyon yanlış olur' - Bir de ABD 'rtin 11 Eylül terörünü fırsat bilip Afganistan 'daki teröre savaş açarken bir taşla iki kuş vurup lrak'a dasavaş aça- cağı spekülasyonlan var. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? - Böyle bir düşünce varsa çok yanlış. Yaban- cı basındaki makaleleri okuduğumuz zaman bu düşüncenin teşvik edildiğini görüyoruz. Yaloız Irak'ı değil, bu arada olabilecek bütûndüşman- lan da temizle, anlayışı da var. Bu çok yanlış. Bir kere bu askeri bakımdan yanlış. Çûnkû bugûn ABD, Afganistan'daki terörü önleme açısından sıklet merkezi yapmış durumda. Te- rörü önlerken bunun getireceği sonuçlan, za- manını dikkate almak lazım. Bu varken başka bir hedefe gidilmesi savaş prensiplerine uy- maz. Bu açıdan imkânsız. ABD bunu çok iyi biliyor. Öte yandan, ABD Körfez Savaşı sırasında is- teseydi Saddam rejimini vurabilırdi. Ama ABD'nin orada demokrasi yanlısı bir Irak re- jimini görmek istemesi o harekâtın devamını bence önledi. Yani o zaman ABD, Saddam so- nrası Irak'ın resmini göremedi. Ben bugün de ABD'nin Saddam sonrası Irak'ın resmini gör- mediğine inanıyorum. Şu anda ben Saddam rejiminin devrilmek istendiğini ve lrak'a birharekât yapılacağmı san- mıyorum. Bu ülkemiz açısından da çok büyük yanlış olur. Körfez Savaşı'nda en büyük kay- baugrayan ülkelerden birisi Türkiye olmuştur. Kuzey Irak'tan göç oldu. O göç sırasında PKK de buraya girdi. Getirdikleri silahlarla on bin- lerce vatandaşımızı katlettiler. Terörle mücade- lede 100 milyar dolar dolayında bir kaybımız olduğu söyleniyor. Irak'ın petrol boru hattım kapatmasından 100 milyar dolar daha kaybet- tik. Bunlann etkilerinden bir 100 milyar dolar daha eklersek Türkiye 300 milyar dolar kay- betmiş bir ülke. Türkiye bu yükü ikinci kez ta- şıyamaz. Ben yaşadığımız ekonomikkrizinal- tında da bu nedenlerin yatüğına inanıyorum. Yaşamaması için de Türkiye, böyle birharekât yapıldığı takdirde yanında değil, karşısında olacağım açıkça söylemelidir. TAl/ÇANnĞLU Afganistan da savaş bütün hızıyla ilerliyor. Bu savaş daha ne kadar sürecek? Sonuçlan ne olacak? Türkiye aktif olarak savaşa katılacak * mı? ABD, hazır Afganistan 'a girmişken ikinci bir cephe açıp Irak 'ta Saddam Hüseyin rejimini de vurur mu? Böyle bir olasılıkta Türkiye 'nin tavn ne olur? Türkiye, 11 Eylül 'den sonra altiist olan dünya parametreleri veparadigmalarının üzerineyeni bir düzenin inşa edilmesi çalışmalannda yerini nasıl alır? Bütün bu sondar kafamda çengellenip duruyor. Hiç durmadan askeri komutanlar, stratejistlerle bu noktalan konuşup duruyorum. Bu konuştuğum kişilerin önde gelenlerinden, savaş prensiplerini çok iyi bilen PORTRE/ ÇEVİK BİR Harp Okulu 'ndan 1958'de istihkâm subayı olarak, 1970'te Harp Akademisi'nden, 1971 'de Silahlı Kuvvetler Akademisi'nden, 1972'de de NATOSavunma Koleji'nden mezunu oldu. Bundan sonra Belçika da NATO karargâhtnda üçyüsüreyle karargâh subayı olarak görev yaptu Türkiye ye dönüşünde Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı 'nda karargâh subayı oldu. Öbürgörevleri arasında Cumhurbaşkanlığı Başyaverliği, Genelkurmay Başkanlığı Özel Kalem Müdürlüğü, Muhafiz Aİay Komutanlığı vardu 1983 'te tuğgeneralliğe terfı ettL Belçika 'ya, NATO karargâhına ikiyüsüreligörevliolarakgönderitdL İkiyıl Aşkale'deZırhlı Tugay Komutanlığıyapü. Tümgeneralliğinde Zırhlı Tümen Komutanlığı, Kara Kuvvetleri Harekât Dairesi Başkanlığı, korgeneralliğinde Genelkurmay Harekât Dairesi Başkanlığı, biryüSomali'deBMKomutanlığıgörevlerinde bulundu. Orgeneralliğinde Genelkurmay ikinci Başkanı ve Birinci Ordu Komutanı oldu. 1999'da emekliye aynldı. - Türkiye'nin Afganistan'a asker gönderme karannı duydu- ğunuzda bunu nasıl karşıladınız? -Afganistan'a asker gönderme konusunu iki açıdan değerlendir- mek lazım. Birincisi, Afganistan'da teröre karşı bir savaş verilme- sidir. Bu durumda asker gönderme konusu var. Birde Afganistan 'da- ki terör örgütlerinin ve onlan himaye eden rejımin etkisizleştirildi- ğini düşünelim. Ondan sonraki dönemi dikkate alacak olursak ben asker göndermenin, savaş sonrası Afganistan'a istikrar getirilmesi çalışmalannda gönderilmesinin daha doğru olacağını düşünüyorum. Çünkü o aşamada BM devreye girecektir ve barışı sürdürme göre- vi yapacaktır. O aşamada savaş şartlan yoktur. Türkiye'nin Afga- nistan'ın yeniden yapılandınlması. ülke kurumlannın yeniden ya- pılandınlması konusunda çok büyük katıhmla hazır bulunmasını tercih ederim. Ama savaş şartlan dikkate alındığı zaman Türkiye o dönemde hava sahasını açmıştı. Zaten Türkiye istihbarat, terörden edindiği deneyimleri ABD'yle paylaşıyordu. Ben o savaş şartlann- da asker gönderilmesine taraftar değildim. Ama böyle bir karar alındı. Yine de bu karann ne zaman uygulamaya konulacağı belli değil. Bu aşamada siyasi otorite her türlü sorumluluğu üzerine al- mıştır. Artık bu konunun üzerinde konuşulmaması lazım geldiği- ne inanıyorum. Ama tekrar altını çizerek vurgulamak istediğim hu- sus savaş sonrasında Türkiye'nin Afganistan'da her aianda bulun- ması gereğidir. -Afganistan 'daki harekâtla Somali harekâtını karşüaştırdığı- nızda ikisi arasında benzerlikler buluyor musunuz? - Çok büyük benzerlikler var. Şöyle: Somali'de de etnik gruplar vardı; Afganistan'da da etnik gruplar var. Dolayısıyla Somali'de BM'nin ülkeyi yeni- den yapılandıramamasınm başlıca nedeni etnik gruplar arasındaki anlayış farkı yüzünden bir araya gelememeleriydi. Somali'de taraflardan birisine BM'nin sağladığı iaşeyardımı yapılıyor- du. Ama öbür taraf iaşe yardımını sağlayan BM askerlerine cephe alıyor ve onlan öldürmeye ça- lışıyordu. Her biri de o ülkenin insanlanydı. Ama onlarda öyle bir anlayış vardi ki bir araya gel- meleri çok zordu. Olaya bu açıdan baktığımız- da çok büyük benzerlikler olduğunu görebiliyo- ruz. Bu etnik çatışmalann ve etnik taraflann bir araya getirilmesinin çok zor olacağına inanıyo- rum. Bunun dışında Afganistan'da bir durum daha var. Bu, Somali'de o kadar etkili değildi. Af- ganistan'da AvTasya bölgesinin önemi nedeniy- le bölge dışı, bölge içi ve Afganistan'a sınırdaş olan ülkelerin burada bir konsensüs sağlamala- n şartı buhınuyor. Müdahale açısından Somali'yle Afganistan arasında büyük benzerlikler var. So- mali 'de de başlangıçta ABD liderliğinde ulusla- rarası bir komutanlık görev yapmıştı. Sonra o komutanlık görevi- ni BM'ye devretti. Bu devir savaş şartlan sürerken gerçekJeşmişti. 'Savaşın süresl bellrslz' -Stratejistlerinyaptığı analizler arasındaAfganistan 'da koalis- yon kuvvetlerinin Kâbil'egirmeleri ve ülkenin güney bölgesine inmeleridurumunda savaş koşullarının çok zorlaşacağı var. Gü- ney bölgesindeki coğrafyanın çokgüç koşullargetireceği belir- tüiyor. Böyle bir durumda sizce ne olur? - Özellikle yabancı basında çıkan son makaJeleri okuduğumuz- da dikkat çeken bir değerlendirme var ki ben ona katılıyorum. Me- zar-ı Serif ele geçirildi. Ama Mezar-ı Şerif'e Taleban tarafından bir karşı saldın yapılması da hâlâ gündemde. Dolayısıyla Mezar-ı Şe- rif i ele geçiren birlikler bu noktayı dikkate alıyorlar. Öte yandan Kâbü'in elegeçirihnesinin uzun zaman alacağı da düşünülüyor. Çün- kü oraya giden yollan dikkate almak zorundasınız. Birde. yine Me- zar-ı Şerif 'in kuzeyindekı bölgelerde de Taleban unsuru hâlâ var. Onlann mutlaka o bölgeden temizlenmeleri lazım. Kuzeydeki Ta- leban unsurlan bir daha bölgeyi etkileyemeyecek biçimde etkisiz hale getirilirlerse ve Kâbil de ele geçirilırse güney bölgesinde uzun yıllar sürecek bir savaşın olabileceği değerlendiriliyor. Ama bu sa- vaş uzun da. kısa da sürebilir. Yine basından öğrendiğimiz kada- nyla ABD, Afganistan'a ilave birlikler istedi. En son, Newsweek dergisinin geçen haftaki sayısında bu konu açık açık belirtiliyordu. - Yani bu ne olacağı belirsiz bir savaş mı? - Tabii. Afganistan'a istikrar, güvenlik getirmenin hem zor ola- cağını, hem de uzun zaman alacağını düşünüyorum. Bundan önce- ki benzer çatışmalara baktığtmız zaman, ömeğın Sovyetler Birli- ği 'nin Afganistan'da karşılaştığı durumu göz önüne aldığımızda Af- ganlıJara ABD'nin destek verdiğini görebiliyoruz. Ama şimdi böy- le bir destek yok. Her ne kadar coğrafya ve iklim koşullan kötüy- se de böyle bir destek bulunmayışı nedeniyle bu savaşın bundan ön- ceki Afgan savaşuıdaki gibi olmayacağı olasılığını hıç göz ardı et- memek gerekir. Önümüzdeki aylar, yıllar bu durumu daha açıklık- la ortaya koyacakrır. ABD nin gücü' - BM Güvenlik Konseyi 12 Eylül günü 1368 sayılı, 28 Eylül günü de 1373 sayılı iki karar aldu Öteyandan Türkiye löyüsü- reyle PKK terörüne karşı bir savaş verdl PKK 'nin dıştan destek ve himayegördüğü de açıkça biliniyordu. Sizce BM o zaman ne- den Türkiye için harekete geçmedi de 11 Eylül'ün hemen son- rasında ABD için bu kararlan aldı? - Bu, gerçekten çok önemli bir konu. Bizim sıralı hükümetleri- miz de en azından terörün tanımlanması konusunda gırişimlerde bu- lundular. Terörün tanımlanmasında NATO Türkiye'nin atmış oldu- ğu adımlarsayesinde ömeğin PKK'yi uluslararası terörist bir örgüt olarak kabullendi. Bu. NATO'nun ilgili tehdit belgelerine girdi. 11 Eylül'e kadar eksik kalan taraf yaptınm uygulanması konusunda hiçbir adım atıhnayışıydı. Bu da bir gerçek. Ama şunu hiç unutma- yalım. ABD bir süper güç. Özellikle Soğuk Savaş sonrası dünya tek kutuplu hale gelmişti. Şimdi. bu süper güce karşı böyle bir ha- rekât yapıldı. Dolayısıyla bu süper gücün etkisini hiçbir zaman göz ardı etmemek gerekir. 11 EyfüTde o saldın oiduktan sonra 12 Ey- lül'de böyle bir BM Güvenlik Konseyi karan alındı. Ben bu konu- yu ülkemiz açısından şu şekilde değerlendiriyorum: 11 Eylül'ün he- men arkasından 12Eylül'deBMGüverüikKonseyi'ninaldığı 1368 sayılı kararda açıkça söylenmiyorsa da Taleban rejiminin Usame bin Ladin'in terörörgütüne destek verdiği. El Kaide örgütünün bu olayın arkasuıda olduğu, bunun ABD tarafından tespit edildiği ve ilgililere bildirildiği nedeniyle bunlar düşman olarak tanımlanıyor- lar. Bu kararla da ABD'ye meşru müdafaa hakkı veriliyor. Bu. bi- zim açımızdan. uluslararası terörün uluslara ve dolayısıyla insanlı- ğa karşı bir düşman olduğu anlamına gelıyor. Bu teröre maruz ka- lan ülkelere de meşru müdafaa hakkı veriliyor. Bu. bizim açımız- dan çok önemli bir konu. Daha da önemlisi 28 EylüTde BM Gü- venlik Konseyi "nin aldığı 1373 sayılı karardır. Bu. 12 Eylül tarihli karan daha da genişletiyor ve meşru müdafaa hakkı verdiği. terö- re maruz kalmış ABD'ye ve onunla birlikte harekât yapacak ülke- lere savaşma yetkisini. a>nca banş yapma yetkisini de veriyor. - Yanibu şekilde Türkiye açısından terörle mücadelede bir alt- yapı hazırlandı mı? - Evet. Şimdi bizim bu altyapıya devamlıltk getirmek için gayret göstermemiz lazun. Bizim, böyle bir altyapıyı devamlı uygulana- bilecek hale getirmek için ülke olarak elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Treni kaçırmamaIı\TZ. Bu. bizim için çok büyük bir fır- sattır. 28 Eylül tarihli BM Güvenlik Konseyi karannda teröre des- emekli Orgeneral ÇevikBir. Orgeneral Bir, ayrıca Somali 'deki BM harekâtına da komutanlık etmişti. Onunla Afganistan ve Somali harekâtlan arasındaki benzerlikleri, ortaya çıkan son durumu, oluşumlan konuştuk. Bir Paşa 'nin önemle altını çizdiği konuların başında Türkiye 'nin Afganistan 'da savaş sonrası yapılanmada tamamıyla katılımcı olması gereği ve Irak 'ta yapılacak olası bir askeri harekâta kesinlikle destek vermeyeceğini açıklaması zorunluluğuydu. Bir Paşa ayrıca 11 Eylül 'e giden süreçte Türkiye deki siyasi cinayeîler arasında bağlantı bulunduğuna inandığını kesin bir dille söylüyordu. tek veren ülkelerin de, kişilerin de terörist kabul edileceği anlayışı var. Hatırlayın, bizdeki teröreAvrupa ülkelerinin verdiği desteği her- kes biliyor. BM Güvenlik Konseyi karan artık böyle bir şeyin ya- pılamayacağını da ortaya koymuş oluyor. Yine bizim açımızdan çok özel bir husus var. Bu ikinci kararda BM'nin bir komisyon da kur- ması öngörülüyor. Bu, ülkelerin 90 gün içinde terörle mücadele ko- nusunda ne yaptıklannı anlatmalan çağnsmda bulunuyor. Türki- ye'nin. PKK terörüne destek veren ülkelerin artık bunu yapamaya- caklannı açıkça gündeme getirmesi gerekır. Işte, bu bakımdan da Türkiye'ye çok büyük bir görev düşüyor. - İyi de, AB, Güney Kıbns 7 gen'ışleme sürecinde, ilk üye alı- nacaklar listesinin başına koydu. Oysa Güney Kıbns 'm bir ka- rapara aklama cenneti, teröre destek veren bir bölge olduğuyo- ğun olarak konuşuluyor. O zaman Güney Kıbns hangi AB kri- terlerine uygun görülerek tam üyeliğe alınabilecek? - Orada kara para aklandığını herkes biliyor. Terör örgütlerinin orada para akladığını dünya konuşuyor. PKK'ye destek verdiği bi- liniyor. Hal böyleyken Güney Kıbns'ın AB'ye üyeliği konuşulu- yor. Ama Güney Kıbns AB'ye üyelikten önce kendi içini temızle- meli. Bizim bu konuda da elimizden geleni yapmamız lazım. Bu bizim için çok önemli bir fırsat. Bunu kaçırmamalıyız. - Sizce AB ülkeleri bunlara kulak verecek mi? - AB ülkeleri de 28 Eylül tarihli BM Güvenlik Konseyi karan uyannca almış oldukian önlemleri duyurmak zorundadırlar. Tür- kiye bu konuda baskı uygulamalıdır. Çevremize uluslararası des- tekler alarak bunu yapabiliriz, yapmalıyız. Türkiye, bu aşamada, bölgede terörden çok çekmiş bir ülke olarak terörle mücadeleyi ön- leme merkezi oluşturabilir. Bunu, ömeğin Rus- ya ile îsrail'le birlikte yapabilir. Buna Orta As- ya cumhuriyetlerini çekebiliriz. Türkiye burada çok etkin bir rol oynayabilir. Bunun adı da Ingi- lizce "ConOkt Prevention Center Againts Ter- iDrism"yani "TerörieOrtayaÇıkan Durumu Ön- lemeMerkezT. Türkiye buna AB ülkelerini, Is- lam Konferansı Örgütü ülkelerini davet edebi- lir. Bildiğim kadanyla bizim Dışişleri Bakanlı- ğı da bu konuda birtakım gayretler içinde. Tür- kiye böylece o ülkelere şimdiye kadaryapmış ol- dukian ayıplannı yüzlerine karşı haykırabilir. Bu fırsatın da kaçınhnaması lazımdır. - Siz, 11 Eylül 'den sonrayeni bir dünya dü- zenikuruldu, diyorsunuz. Türkiye buyenidün- ya düzeninde nasıl biryer alacak? - Türkiye bu düzende de mutlaka Barı dünya- sında yer alacak. Hükümetlerimiz de, halkımız da bu konuda bilinçli. Varşova Paktı'nın yıkılmasından sonra Tür- kiye'nin Baö dünyasındald yerini tam olarak ala- bihnesi ve Batı ve Doğu dünyası arasındaki birleştirici rol oyna- yabilmesi konumu nedeniyle önemi ön plana çıkmıştı. Bir de Var- şova Paktı'nın silahlı gücü ortadan kalkınca Batı dünyası için ye- ni bir tehdit oluşmuştu. Bu da belirsizlüderdi. Türkiye'nin önemi orada da ön plana çıkmıştı. Bu belirsizlikler etnik çatışmalan da, terorizmi de içeriyordu ve hep de Türkiye'nin çevresindeydiler. Dünyayı istikrarh görmek isteyen Batı dünyası Türkiye'ye artan önemi nedeniyle yardım etmek zorundaydı. Ama ne yazık ki So- ğuk Savaş sonrası dönemde Türkiye'nin ortaya çıkan bu önemi- ni bizim Batılı dostlanmız kasten görmezlikten geldiler ve Tür- kiye'yi yalnız bıraktılar. Türkiye'nin onlara Soğuk Savaş sırasın- da gösterdiği vefayı göz ardı ettiler. Ve bir yerde, Türkiye'yı Ba- tı dünyasından uzaklaştırmaya çalıştılar. Türkiye hiçbirzaman, "Ben AB'ye girmek istemijonun" demedi. Onlar bizi uzaklaştmnaya çahştılar. Avrupa Güvenlik ve Savunma Polirikası'nin (AGSP) gün- deme getirilmesi de bundandır. Avrupalılar, kıtalannnı tehditten uzak bir konuma geldiği gerekçesiyle kendilerini rahathk içinde buldular. Daha çok halklannın sosyal refahlanm arttıracak konu- lara öncelik vermeye baktılar. Böylece güvenlik konusunu ikinci plana attılar. Ama 11 Eylül olayuıda bunun böyle olmadığı, terö- rün tüm ülkeler, rüm insanlık için bir tehdit olduğu ortaya çıktı, herkes tarafından da kabul edildi. Avrupalılar bir daha bu yanhşı yapmamalıdırlar. Bunu yaptırmak için de Türkiye her türlü çaba- yı harcamalıdır. Bu fırsat bu sefer de kaçarsa bunu bir daha yaka- layamayız. Avrupalı dostlanmıza her an yaptıklannı bağırarak hatırlatmalıyız. A YLIKKAYBIN3 TRİLYONUBULDUĞUBEÜRTÎLDÎ Okuyan: 89 bin kişiye haksız ödenıe yapıldı EsKİ BAŞKANMtRAS 'TANELEŞTİRF TOBB şeflfaf değü YALOVA(AA)-Çalışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanı YaşarOknyan, Bağ-Kur'dan haksız yere emekli maaşı alan 89 bin ki- şinin tespit edildiğini belirterek "Bu kişi- lere ödenen paralar, faiziyle birlikte tahsü edflecek" dedi. Okuyan, Yalova Belediyesi Encümen Salonu'nda düzenlediği basm toplantısm- da, Bağ-Kur'da yaptıİdan küçük bir dü- zenleme ile haksız yere emekli maaşı alan 89 bin kişinın ortaya çıkanldığını ve bu ki- şilere yapılan ödemelerin durdurulduğunu bildirdi. Kurumdan haksız yere emekli ma- aşı alan bu kişilere, her ay 2-3 trilyon lira arasında ödeme yapıldığına dikkati çeken Bakan Okuyan, şunlan söyledi: "Bu kişi- (erin peşini bırakmayacağız. Haklannda Cumhurtyet Sa%cıhgı'na suç duyurusun- da bulunacağız. Bu kişilere ödenenparalar, faiziyle birlikte tahsü edikcek. Tüvü btt- medik yetimin hakkını yedirmem." Bu çalışmalann, sosyal güvenlik ku- rumlannda otomasyona geçilmesinin öne- mini bir kez daha ortaya koyduğunu ifa- de eden Bakan Okuyan, "SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'nda otomasyona geçil- mesijçinbaşJattığımızçabşrnalarihaJeaşa- masuıa gekU.Ancak,DPT'desonınlar ya- şr>oruz ve bunlan aşma gayreri içmdeyiz" diye konuştu. Perinçek, Amerika'ya Kaçtı DoguPerincek ver 1VAJ.1 lll lUİUniUn terglZl «îvfrr»ln Yalanlan Scrgisi", İP Geod Başkanı Doğu Perincek tarafindan açıldt Perincek açıhşta yapoğı açıklamada, İP'in yaym organı Aydmhk dergjsinde yayımlanan "MtT^le Ugüi bir haber hakkmda ş Ş g ç ^ ç ğ karannm Yargıtay'ca onandığını belfa-terek "MtT yöneticüetinin yalanlan yargıda saptanAŞenkalAtasagundotalgöıwdaıahwnrt(ir J> dttfi. (Fotoğraf VEDATARIK) EDtRNE (AA) - Eski Türkiye OdalarveBorsalarBirliği(TOBB) Başkam ve Deniz Ticaret Odala- n Konsey Üyesi Fuat Miras, TOBB yönetiminin şeffaf olma- sım ve hükümet ile yapılan görüş- meleri açıkça halkın önüne koy- masını beklediklerini söyledi. Fuat Miras, Edirne'deki temas- lan sırasında yaptığı açıklama- da, TOBB'nin hükümet yetkili- Ieriyle yaptığı görüşmelerde ta- leplerine ne karşılık verildiğini şeffafbir şekilde anlatması gerek- tiğini belirterek "TOBByönetimi- nin şefTaf ohnasmıve hükümetüe \apuan görüşmeleri açıkça hal- kın önüne koymasuu beldryoruz. Şeffaf ofanazsa sevgi ve saygmhğı ortadan kalkar" diye konuştu. Miras, sözlerini şöyle sürdürdü: "TOBB yönetiminin ne yapb- ğmı, hüJdimede nelerkonuştuğu- nu acaba bilen \ar mı merak edi- yonun? Hükümette yapılan te- maslarm içeriği konusunu ne es- naf ne de sanayici bümiyor. Top- lanü çdaşı basm mensupbnna ce- vap verflemiyor. Türkrye baOyor, onlar susuyorlar. Bunlan açıkla- yacakce$uryiirekis(iyoruz.TOBB kendisinden sorumhı bakana tes- im edilemez.Her ohışuma,bakan, başkan olarak kanşıyor. Bu yan- oşör. Biraz sabırh ohin, önümüz- deki günlerde her şey değişecek."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear