14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 KASIM 2001 SALI CUMHURİYET SAYFA kultur(â cumhuriyet.com.tr 13 Kerem Görsev, soundunda öfke olmadığını, bestelerinde duygusallığın ağır bastığını söylüyor 'Akustik caza sevdalıyım'MURATBEŞER Ülkemizde cazın önde gelen isimlerinden ve bir akustik konsept sevdahsı olan piyanist Kerem Görsevyeni albümü 'YVarm Autumn'u çıkardı. Görsev'le müzikal kariyerinin zınci- rine yedinci halkayı eklemiş olması münase- betiyle görüştiik. - Her albümünün değişik bir konfîgürasyo- nu ve hikâvesi var. Besteleri burada yapdnuş ve sana ait olan "VVarm Autumn", genç kuşak IVevv Ybrklu müzisyenlerie orada kaydedilmiş. Burada yaşayıp, New Yorklu müzisyenlerJeal- büm kaydetinenin nasıl bir yaratıcı hissiyaü var? KEREM GÖRSEV- Bıraz ortadan kaybol- maya, hava değişikliğine ihtiyacım vardı; 3.5 ay sürdü. Çok gezdım ve Kenny Barron,Hank Jones, McCoy Tyner gibi ısımleri dinledim. Başımın etrafında notalar uçuşuyordu. Çok- ça kıtap ve plak aldım. başırru ağntacak hiç- bir şey yoktu. sorunlarla boğuşmadan sadece albüme yoğunlaşmak ıstiyordum. Oradaki srüdyo ve kayıt ortamı çok daha iyiydi. Stüd- yoda Steınvvay piyano bulabilirsiniz, kayıtta- ki tonmaıster'a örneğin 50 sonu 60 başı dedi- ğiniz zaman nasıl bir sound istediğinizi yete- rince anlatabilmiş olursunuz. Aynca müzıs- yenienn altısı da Ne\v YorkJuydu ve onJan buraya getirmektense benim kayıtlan orada yapmam daha makuldü. - Sadetân Davran, "Hiçbir kişisel meseksi yok, yerel sorunlan yok" diyor. Bu, caa poHti- kanın, toplumsaJ sorunlann dışında, üzerinde gören bir kavrayış mı? GÖRSEV-Belki böyle anlamlar çıkartıla- bilir bundan, ama benım açımdan hiç kim- seyle sorunum yok anlamına geliyor bu. Çün- kü magazin programiannda ve basınında her gün rastlıyoruz; şarkıcılar. ressamlar, edebi- yatçılar, şovmenler sürekli birbirleri ile dala- şıyorlar. Çoğu reklam amaçlı tabiı. Benim bu tarakta bezım yok, kımseyle alıp veremedigim yok. Benim sadece bir sanatçı olarak kuralla- nm var; Kerem Görsev kurallan bunlar. Ör- neğin bir yerde konser vereceksem, oraya ıyi bir kuyruklu piyano ve iyi bir sound sistemı gidecek gibi... Toplumsal sorunJara gelince, Türkıye çok zorgünier geçiriyor, hiç kimse bu sorunlardan muaf kalamaz. Yapı bir, renkler değişik -Sen de kendini" adanmış" olarak gören her sanatçı gibi, burada alacağm yohın suıırlannın olduğunun farkındasuı. Geçmişte hürmeten yapüğm yorumlardan araşürmay] seven me- rakb bir kişiliğin olduğunu bih'yormn. (Son al- bümde bir Horace SüVer ve Isham Jones var.) Genel olarak sanat tarihi, özel olarak da caz tarihi ile kurdugun bağdan söz eder misin? GÖRSEV - Oncelikle kendimi iyi bir din- leyici olarak görüyorum; her şeyin çıkış nok- tası bu ve dinlediğim müzik de bu. Beni sa- ran bu müzikten başkasını dinleyemez ve ça- lamaz oldum. Başka projelerde çalarsam ken- dıme ıhanet etmiş gıbi olurum. BU1 Evans, Tommy Flanagaa, McCoy Tyner gıbi isımle- ri örnek alıyorum kendime; ileriki tarihJerde de ben asla akustik caz konseptinin dışuıa çık- mayacağım. Albümlerime de bakarsanız ya- pı bırdır; sadece renkler değişik. Kendimi kan- dırmaya kalkışırsam geceleri rahat uyuya- mam. Albümlerimdeki cover'lar, hem geçmi- şe hürmet, hem de bilinmeyen standartlar an- lamına geliyor. - Kerem Ğörsev'e ait 'Kerem Görsev soun- du' diyebileceğimiz bir sound var mı? GÖRSEV - Hiç kimsenin projesıne dahil olmak istemiyorum, çünkü kendimi en fazla kendi projelerimde ifade edebiliyorum. Bu ukalahk olarak görülmemeli; proje benden çıksın ki ürettiğim müziğin sihnni yansıtabi- leyim. Aynca side-man olabilmem ıçin kar- şımdaki müzisyenin yüzde yüz benim gibi dü- şünmesi lazım. Bazı arkadaşlanm moda diye DJ'lerle, asit caz gibi şeyler çalıyor. Ben mo- da ile ilgilenmiyorum. Chick Corea'yı bin piyanist arasından ta- nıyabilirsiniz. Benim de hayalim dünyada pek kalmamış bir rengi duyumsatmak; belki çalışunla olmasa da bestelerimin tınısıyla. Zaman zaman arkadaşlanm ya da dinleyici- lenm beni ayırt edıyor; bu sensin diyor. Be- nim soundumda hıddet yokrur öncelikle; bes- telerimde duygusal yönJer ağır basar. Pek çok kişiye cazı sevdirdiğimi düşünüyorum müzi- ğimle. - Sanınm araba markalanna bir merakm var. İki yıl önce bir söyleşinde güzel analojiler kurmuştun; Benm Green'i köşeü senkoplu ve gergin scatto çabşıyia Pantera'ya, Kenny Bar- ron'u keyiffi lüks ve gergin otuşuyta Ferrari'ye, George Sharing'i RoDsRoyce'a, HankJones'u CadiDac'a benzetmiştin. Kendinle herhangi bir araba arasuıda böylesi benzertikkr bulu- vormusun? GÖRSEV - Henüz benim tarzım yapılma- dı (gülüyor). Onlar gerçekten de benim için öyleler. Ben ise değişken birpiyanistim; duy- gu ve melodilerimle bazen yumuşak olurken bazen de pentatonik v e scatto çalışımla Mc- Coy Tyner'a benzetiyorum kendimi. Fakat bir arabaya benzetileceksem bu lüks yerli bir mo- del olur herhalde. İnsan müzik dinlerken ha- yal kurmalı, bu benzetmeler de bu hayaller- den çıkmıştı. 'Sözüm senettir'' - Yakın geçmişte kendi mekânını kapadm ve club olarak hizmet veren lüks Switch'te başla- dın. Buranın müda\imleri ile nasıl bir müzi- kalduygusal ortakpayda yakahyorsun? Ya da Türldye'de caz müzisyeni olnıanın ticari yanı nedir? GÖRSEV-Bu albümün tüm maliyetini ce- bimden karşıladım. lkı yıl önce bu albümün çıkacağı konusunda sözüm vardı ve yaşadığı- mız zor günlere rağmen bunu çıkarmak zo- runda hissettim kendimi. Sözüm senettir. As- lında Türkıye'de caz müzisyeni olmanın pek ticari bir tarafı yok: hele bu günlerde. Ben Switch'te tüm dünyaya BUIEvans ustanuı ta- nıttığı elektnksiz Fender Rhodes piyano çalı- yorum. Herbie Hancock ve ChickCorea da bu aletin önde gelen ısimleri. Bu cazın içınde çok hoş tınlayan, ıçinde pop ve füsion tatlar da olan geleneksel bir alet bu. Svvıtch ise caz din- lemek için çok pahalı bir yer değil. Ben bor- • Switch'te çalmaya başlayan Görsev, "Ben borsacılara, ban- kacılara olduğu gibi öğrencilere de çalıyorum; de- ğişik kesimler- den dinleyicile- rim var." diyor. Görsev'i haftada bir Hammam'da da dinlemek mümkün. 'Warm Auturnn'dan sonra yapacağı albümün adıru belirlemiş: Existance (Varoluş). Kızına adayacağı albümün sekiz parçası tamamlanmış. sacılara, bankacılara olduğu gibi öğrencilere de çalıyorum: değişik kesimlerden dinleyici- lerim var. Biz şımdi mekânda cazı oturtmaya çalışıyoruz. 10 Kasım "dan bu yana haftada bir de Hammam'da çalıyoruz. Tûrk caa' ifadesi doğru deği] - 'Türk cazı'ndan söz etmek mümkün mü? Mümkünse, solo kariyerini bunun neresinde görü>orsun? Ya da bu kariyeri düm^ cazmuı neresinde göriiyorsun? Ve geleceğe iİişkin pro- jeler? GÖRSEV - Türk cazı ifadesi doğru gelmi- yor bana; Türk caz müzisyeninin varlığından söz etmek daha doğru olur. O müzisyenlerin ruhlan burada doğup büyüdükleri için Türk müziğınin motifleriyle caz müziği üretti; ba- kınız bir yanda Afrikalı müzisyenler var, di- ğer yanda Antonio CarlosJobim, kuzeyli Gar- barek ve Fransız Petruccianni var. Ama bü- tün bunlar şu cazı bu cazı değil, genel ve ev- rensel olarak cazdır. Bunlann hepsi cazın için- deki değişik renkler. Oka> Temiz, Asiaminör gibi Türk caz müzisyenleri de cazın içindeler. Ve kendilerine has rengi olan Türk caz mü- zisyenleri bunlar. Benım de kafamda çok pro- je var. Bundan sonra yapacağım albümün adı 'Eristance' (varoluş). Bunu bir buçuk yaşın- dakı kızım için yazıyorum ve yedi sekiz par- ça bıtti. Reyent Böiükbaşı çello, Ateş Tezer davul ve VoIkanHürseverin kontrbas çalaca- ğı albümde tüm besteler bana ait. Aynca bir de mutlaka solo piyano albümü yapmak isti- yorum. Karadeniz türkülerinin duyarlı ozanı Ömer Kayaoğlu'nu yitirdik Türkünün şiiriııi kîm söyleyecek? ÖNERCİRAVOĞLL Karadeniz türkülerinin duyarlı ozanı ÖmerKayaoğlu,geçen pazar günü Selimiye Camı'nın avlusun- da son yolculuğuna uğurlandı. Ya- şamı boyunca çağdaş şiirde Trab- zon yöresi türkülerinin ses öğele- rini sürdüren Kayaoğlu, biryönüy- le 1940'ü yılların özgün şairlerin- den biriydi. Asker kökenii olan Ömer Kayaoğlu, A. Kadir'lerin, ŞadSABabç'lann kuşağındandı ay- nı zamanda. 1939 Harp Okulu me- zunu olması nedeniyle doğallıkla dönemın çalkantılan içınde yer al- dı. Ilk şiir kitabuıı 20 yaşında bır öğrenciyken yayımladı: Bir Avuç Köpük- Bu başlangıç şiirlerinde bir ölçüde dönemin özelliklerini vansıtan Imanzume" havasını bul- mak olasıdır. Ama evTenselliğe yö- nelirken imgeyi ve dih yerelleştir- meye başlar. Halk edebiyanmızın ritmini ku- şanan Kayaoğlu nun, deyışlennde ironik özellikleri yöresel renkJerle öne çıkaran kendine özgü bir üs- lup edindiğine tanık oluyoruz. Bu üslubun ıçine "kemençe duyarh- ğı" yerleşecek. onu doğup büyüdü- ğü yörelere ilışkin "gurbet" meta- foruna sürükleyecektir. Ilerlemiş yaşuıa karşın hep şiiri düşünen Kayaoğlu, enikonu ken- dine yayla çiçeği kadar yapayal- nız, manolya gibi hüzünJü bir şiir atmosferi kuracaktır. 1950 sonra- sı öbeklenen şiir ortamlanndan uzak durup, halk kaynaklanndan beslenmek onun biünçli bir seçi- midir. Bu seçim. kendi temalanna da uygun bir iklim yaratacakrır. Ardında sekiz kitaplık bir şiir bahçesi bulunan Ömer Kayaoğlu, kuşkusuz çağdaş şiirimizin öncü- lerinden sayılamaz. Ama kendi şi- irini hep o iddiasız, naif ve özel il- gi alanlannda aramayı yeğledi. Di- zeleri yurtdışında yankı buldu. An- tolojilere ahndı. Yardımcı ders ki- taplanna girdi. Hepsinden önem- lisi, birçok yazdıklan bestelendi. Onun şiirindeki titreşimler, yö- resel ritimle birleşince farklı etki- lere açık enstrümantal boyuta ge- çebiliyor... Bu kimliksel özelhğe birçok örnek gösterilebilir. Ömer Kayaoğlu'nu, hiç değilse türküle- rimizi dizeler eşliğinde çığlığa dö- nüşturdüğü için; bu çığbğın müzik araçlarına taşuımasuıa olanak ver- diği için kutlamak gerekecek... Genç kalemler Cumhurîyet'te. İÇİMDE Küçük kara tılsımlı düşecekken sanki yere asılıp kalmış içimin ısstz bir köşesinde Öylece kalakafmış sanki sendeleyip boşlukta başsız sonsuz kendiliğinden Tüm geçip gitmelerin ötesinde bir yitişten sonraya doğru sanki içimde HAŞMETA. ŞENSES DAR SOKAKLARDA TANIDIM SENİ Dar sokaklarda tanıdım seni Buğulu gözlerinde yaşandı aşklar Hep bilinmeyen yeıierde yaşadık Bilinmeyenlerde; Deniz daha mavi seninle Eylül daha yaşanası Bitmez yollan aşındırdık soğuk sabahlarda Orada yudumladım ilk rakımı Peynirin bu kadar güzel olduğunu orada anladım Ses bir çığlık oldu ıssız gecelerde Yıldızlarla böyle gecelerde banştım Yağmurun dansını izledik Tükenmez aşkı gördük varoşlarda Dar sokakiarda tanıdım seni CEMİLE TAN Güncel Yayıncılık'tan yeni kıtaplar Külrür Servisi - 'Lsame bin Laden- Bir Terörist Agmın Profili', '3310 Öl- dürüJdü', 'Su Savaşlan' adlı kitaplar Güncel Yayıncıuktan çıktı. Michel S. Swetnam ve Yonah Ale- xander'ın kaleme aldığı, Derya En- ginın Türkçeye çevirdiğı 'Usame bin Laden-Bir Terörist Ağının ProfiK' adlı kitapta, ABD'de yaşanan 11 Eylül sal- dınsıyla gündeme gelen Usame bin Ladin ve elli beş ülkede ağı bulunan te- rör örgütü El Kaide hakkındaki yazı- lar ve en son bilgiler bulunuyor. Usame bin Ladin hakkında yazılan kitaplann en sonuncusu olma özelliği taşıyan bu kitapta, El Kaide nın kısa tarihi, ideolojisi ve amaçlan, örgüt ya- pısı, maddi destek kaynaklan. bağlan- tısı olan gruplar, operasyon alanlan. karargâhJar. El Kaide üyeleri ve işbir- likçilennin tutuklanışları ve El Ka- ide'nin zaman çizelgesinin belgeleri ile ilgilı bilgiler bulunuyor. Kitabm ikinci bölümünde ise Usame bin La- din'in açıklamalan ve bilduileri, ken- disiyle vapılan bir röportaj, ABD'nin suçlamalan, Nevv York davası ifadele- ri, ABDnin elinde bulunan hükümet belgelen ve Usame bin Ladin hakkın- daki Birleşmiş Milletler kararlan bu- lunuyor. Emrah Gürkan'ın kaleme aldığı '3310 Öldürüldü' adlı kitapta, Hizbul- lah'ı çökerten ve yıllarca terörle anılan Diyarbakır'ın çehresini değiştiren sıra- dışı bir emniyet müdürü Gaffar Okan'm sıradışı yaşamı ve uğradığı sıradışı suikastm adım adım öyküsü anlatılıyor. TıII Basttanın kaleme aldığı 'Su Sa- vaşlan' adlı kıtapta, Ortadoğu banş sü- recinde büyük bir rol oynayan Türki- ye. Suriye ve Irak arasındaki Fu-at ve Dicle ırmaklanrun sulannın tıpkı bir saatli bomba gibi, her geçen gün yeni gergınlıkler yaratması üzerine kurulu bir senaryo anlatılıyor. Kahramanlan- nın hayal ürünü, doğayla ilgili bilgile- rin maalesef gerçek olduğu 'Su Savaş- lan', Türkiye ve Ortadoğu gerçekleri üzerine yazılnuş bir politik gerilim ro- manı. Yeşilçam'da tûıema Paradfso' • Kültür Servisi - Yönetmenliğini Giuseppe Tornatore'nin yaptığı, Phillippe Noiret'nin rol aldığı 'Cinema Paradiso' (Cennet Sineması) Yeşilçam Sineması'nda klasik düşkünleri için iki hafta boyunca yeniden gösterilecek. 1989 yılında Fransa- İtalya ortak yapımı olarak gerçekleştirilen film, aynı yıl En îyi Yabancı Film Oscan aldı. Arkasından Cannes'da jüri özel ödülü, Büyük Felix Ödülü, AJtın Küre ve Avrupa Oscan'nı da alarak kJasikler arasına girdi. Kaplumöağa Terbiyecisr mezatta • Kültür Servisi - Türk müzayede tarihinın en pahalı tablosu olan ve satış rekoru 10 yıldır kınlamayan Osman Hamdi Bey'in ünlü tablosu 'Kaplumbağa Terbiyecisi", açık arttırmaya sunuluyor. Anrik AŞ'nin düzenleyeceği özel bir müzayedede satışa sunulan tablonun, 1.5 milyon dolann üzerinde aiıcı bulması bekieniyor. Bankacılık Düzenleme Kurulu tarafından el konulan Iktisat Bankası'nın özel koleksiyonunda yer alan tablo, Commercial Union Sigorta Şirketi tarafından 20 milyon dolara sigortalandı. Bruce Lee geri dönüyop • Kültür Servisi - Dövüş sanatlannda usta olan oyuncu Bruce Lee ölümünden tam 28 yıl sonra 'Dragon \Varrior" (Dragon Savaşçısı) adlı filmde başrol oynamak için bilgisayar ortamında yeniden canlandınlıyor. ShinCine Communıcations adlı bir film şirketince finanse edilen, maliyeti 50 milyon dolar civannda olan ve son dört yıldır üzerinde çalışılan filmin senaryosu da tamamlanmak üzere. Japon ve Koreli yazarlann kaleme aldığı film prodüksıyon aşamasında Ingilizceye çevnlecek. Sophia Loren kamera önünde • Kültür Servisi - Sophia Loren, ltalyan Kanser ,<\raştırma Vakfı'na yardım kampanyasında kullanılacak bır reklam spotu ıçin yeniden kamera önüne geçiyor. 28 Şubat'ta dolaşımdaki yerini Euro'ya bırakacak 'Liret'in son iyi hareketi' adı verilen kampanyada, şu an dolaşımdaki bozuk paranın yüzde 1 'ıne karşıhk gelen 70 milyar Liret (36 milyon Euro) rutannda bozuk para toplanması hedefleniyor. 66 yaşındaki ünlü oyuncunun sporunda görev alacağı kampanyaya katılacak olanlar, banka, süpermarket. postane ve sinemalara koyulacak 230 bin sandığa bağışlannı atabilecekler. Beyoğlu'nda değişimi yaşamak • Kültür Senisi - "Güzelleşen Beyoğlunu Keşfetmek" konulu Vakko Beyoğlu fotograf yanşması sonuçlandı. Yanşmada dereceye giren ve sergilenmeye değer bulunan yapıtlar, Vakko Beyoğlu'nda sergileniyor. Beyoğlu'nda yaşanan değişimi fotoğraflara yansıtmak amacıyla düzenlenen yanşmanın Prof. Güler Ertan, Prof. Sabıt Kaîfagil, Ibrahim Zaman, Nadir Ede ve Bülent Korman'dan oluşan seçıci kurulu, îbrahim Ayşıl ve Yıhnaz Kalpalap'ı ödüle değer buldu. Beyoğlu'nu Güzelleştirme ve Koruma Derneği Ozel Ödülü'nü Tamer Hartevioğlu'nun aldığı yanşmaya katılan diğer sanatçılanndan thsan Yıldızlı. Özer Kanburoğlu, H. Metin Soner, A. Muhsin Divan. Ercan Aslan, Burak Dıker, Emine Demzer, Çetin Canbazoğlu. Cem Turgay, Tufan Kartal. Kemal Gök ve Abit Kullebi'ye ait yapıtlar da dereceye girenlerle büiikte sergilenecek. SİNEMA-TARİH BULUŞMÜ8I'NDA BUGÜN • BEYOĞLU ALKAZARda saat 12 OO'de '_ Ülkesi', saat 14.15 ve 18.45'te 'San Kiraidar', saat 16.30 ve 21.15 'te 'Boesman ve Lena' adlı filmler gösterilecek. (0 212 293 24 66) • BEYOĞLU ATLAS'ta saat 12.00 ve 18.45'te 'Vaatler ÜlkesT, saat 14.15 te 'Kutsal Hafta', saat 16.30 ve 21.15'te 'Austeria' adlı filmler izlenebilır. (0 212 252 84 76) • LEVTNT SİNEiMA TÜRSAK'ta saat 12.00'de 'Yaşam Pman', saat 14.15 ve 18.45'te 'Pencereden UzakDur', saat 16.30'da 'Kayıp OğuDar', saat 21.15 te 'Clke Manzaralan' adlı filmler gösterilecek. (0 212 244 52 51) • FRANSIZ KÜLTÜR MERKEZİ nde saat 12.00'de 'Şoför', 'Herşejin Hajırnsı', 'Homofobi', saat 14.15'te özel gösterim 'Mctoirel', saat 16.30'da 'Victoire II'. saat 18.45'te 'Harrison'un Çiçekleri' adlı filmler izlenebilır. (0 212 252 61 55) • ALMAN KÜLTLHMERKEZİ'nde saat 12.00'de 'Angelos'unFilmi', 14.15'te 'Musevi Yerleşimciler'. '.Asılmışlar', saat 16.30'da 'Yüreğim Paramparça', 'Zygielbojm'un Öhunü' adlı filmJer gösterilecek. (0 212 249 20 09) • AKM'de saat 14.15'te 'Halkın Gücü', saat 16.30da 'tsyanGünleri' adlı fılmler izlenebihr. (0 212 251 56 00) • BOĞAZİ0ÜNrVERSİTESİ'nde saat 18.45'te 'AşkGarip', 'Odisa'dan Edirne'ye' adlı filmler gösterilecek. (0 212 263 15 00) • BİLGİ İMVERSİTESf'nde saat 18.45'te 'Vulcan Ünhersitesi' adlı film izlenebılir. (0 212 28616 60)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear