23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3AYFA CUMHURİYET Constantin, Yeni Roma adıyla kurulan yeni başkenti 11 Mayıs 330'da törenle açarken adının verildiğiforumdaki sütunun altına Isa 'nın gerildiği çarmıhın parçaları gömüldü, tepeye de Güneş Tanrısı Apollon 'un heykeli dikildL. 19 KASIM 2001 PAZARTESİ ROPORTAJ r- ^—^^.r u ı J L • - _ f -üis İlk anıt: Çemberlitaş G ece boyunca kafa kafa- ya \-urusan bulutların gürültüsü, kuru gürül- tüymüş... Sabah seller gidecek diye beklerken anca hafiften bir yağmur çiseliyor... Kurşuni havada çisınti öğleye dek sü- rüyor... Havaıslak... Dallanndan ayn- lıp yere sa\Tulmuş san yaprak tomar- lan ıslak... Yer ıslak... Demir çember- lerin içine ahnmış taşlar ıslak... Çem- berlitaş 7 m kaidesini ören taş duvarda- ki küçük çıkıntılara dizilmiş güvercin- ler ıslak... Güvercinler için buğday sa- tan yaşlı iki kadın, başlanndan sarkıt- tıkları naylonun içinde ıslanmıyor; ayaklan ıslak... Hızlı tramvay yol keserken hopar- lördeki genç kadın sesi "Çemberli- taş" diyor... Çemberlitaş 'ın tam dibin- dekı durakta bir grup iniyor, bir grup biniyor: tramvay hızlanarak gidiyor... Önünden geçenlerin aşina olduğu, ba- şını kaldınp bakmadığı Çemberlitaş, yerinde duruyor. Çemberlitaş, lstanbul"un en eski anıtıdır... constantln'ln tercihl Her ne kadar Sultanahmet'teki Di- kilitaş, Isa'dan 1.5 binyıl önce yontul- muş ise de Mısır'dan îstanbul'a geti- rilişi îsa'dan 390 yıl sonradır. Çemberlitaş. İsadan 330 yıl sonra- dan beri îstanbul dadır ve Istanbul'un ilk anıtıdır.. Istanbul'da günün birinde Çember- litaş adını alacak bu anıtın dikilmesi için 4. yüzyılın hemen başında Ro- ma'da büyük bir iktidar kavgasının çıkması gerekmektedir... Önce Maxi- minus'la Licinicus kozlannı payla- şır; Licinicus, IstanbuFa, yani Byzan- tion'a girerek üstünlük kazanır... Sah- neye Constantin çıkar... Constantin, dokuz yıJ süren bir mücadeleden son- ra Licinicus'u yener ve 323'te İstan- bul'u ahr... İmparatorluğun tek hâki- mi Constantin'dir, ama Roma'ya git- mez... Kendine yeni bir başkent arar... Çanakkale'de Truva'yı düşünür; Istan- bul'da karar kılar... Şehir yeni baştan yapılır ve 11 Mayıs 330'da görkemli bir törenle açılır... Apollon'a isa'nın çlvileri Sonradan kurucusunun adından Constantinapolis adını alacak kentin adı Deftera Romi'dir yani İkinci Ro- ma... Nea Romi, yani Yeni Roma da derür... Kent o kadar görkemli ve büyüktür ki halk arasında gittiğı yeri söylemek için "kente gidiyorum" demek ye- terlidir... Kent "poli" demektir; gidiyorum "pao"... Kente gidiyorum; pao is tin poli... Biraz daha kısaltıp "kente" der- sek, is tin poli... Ve îstanbul! Ayasofya'nın yerinde belki taş du- varlar üzerinde ahşap çatısıyla bir ba- zilikanın inşa edilmekte olduğu o gün- lerde, hipodromdan mermer sütunlar arasında uzayıp giden anacadde Me- se'nin sonuna doğru oval bir meydan açılır: Constantin Forumu... Meydanın çevresi dükkânlarla dolu- dur... Forumun ortasına mermer bir kaide, kaidenin üstüne de dokuz tane silindirik kırmızı porfir taşı dikilir... Her bir taş insan boyundan yüksek. ancak dört-beş kişinin kollannı aça- rak kucaklayabıleceği endedir... Ka- idesıyle bırlıkte yaklaşık 50 metre bo- yu vardır yükseltınin... 11 Mayıs 330"daki tören sırasında en tepeye Truva'dan getirilen Güneş Tannsı Apollon'un heykeli yerleştiri- lir... Birrivayet.Constantin kendi hey- kelini diktirmiştir... Ol rivayet Güneş Tannsf nın başın- daki yedi ışığın arasına îsa'nın çilesi- ni simgeleyen çiviler çakılarak Apol- lon, Constantin'e dönüştürülmüştür... O sıra Paganizmle Isevilik yan ya- nadır... Constantin hem yeni bir dimn kuru- cusu oLmanın ayncalığını hem de çok- tannlı kültür içinde kendini tannlaştır- manın gururunu yaşamaktadır... Çemberlitaş'ın tepesinde imparatorların heykeli vardı... 1105'reyıldırımuı >ıktığı son heykelden sonra zirveye altın yaldıziı bir haç yerleştirildi. Osmanlı. İstanbul'u alınca haçı indirdi... 1672'deki büyük yangiD taşları çatlattı. II. Mustafa demir çemberlerle siitunu sağlama aldı... Şimdilerde alrında kuş yemi karşılığı eknıek parası aranıyor... Rivayet değil... 6. yüzyıl tarihçisi Heskiyos'un Roma'daki Angelıca Kü- tüphanesi'nde saklanan elyazması ki- tabında söz ettiğine göre, kaidenin al- tına İsa'nın gerildiği çarmıhın parça- ları ile îsanın sağında ve solunda i- dam edilen iki suçlunun çarmıhının da parçalan gömülmüştür... Hatta Nuh'un, gemisini inşa eder- ken kullandığına inanılan nacağın sa- pıyla Musa'nın içinden su fışkırttığı- na inanılan kaya da gömülmüşrür Çemberlitaş'ın altına... Çemberlitaş'ın altında kuşlar için buğday satan yaşlı kadın elindeki ka- bı uzatıyor önünden geçene... Çiseleyen yağmur altındakı hızlı adımlar ne kuş görüyor ne kuşlara yem... tmparator Constantin kendini tann- laştırsa da "Somaki Sütun" denilen dikilitaşın tepesindeki heykeli gidici- dir... 361 'de Iulius'un kendisi impara- torluk tahtına, heykeli anıtın tepesine çıkar... 379'da Imparator Theodosius kendi heykelini diktirir... Theodosi- us'un heykelini ise 1105'te bir yıldı- nm indirirtepeden... Imparator Alek- sios Kommenos. tevazu sahibi olma- lıdır ki kendi heykeli yerine altın yal- dıziı bir haç yerleştirir zirveye... Taşı çatlatan yangın Belediye yeni bir çalışma başlatmış; Çemberlitaş'ın çevresi yaya alanı ya- pılıyor... Kapalıçarşının Nuruosma- niye kapısından çıkanlar rahat yürü- sün diye... Umanz, alanın açılışını dört gözle bekleyen seyyar satıcılar- dan yayalara yer kalır! 29 Mayıs 1453 sabahı halk, altın yaldıziı haçın altında toplanıp Tan- n'nın meleğinin gelmesini beklerken kente II. Mehmet'le Osmanlı girer... Osmanlı tepedeki haçı kaldınr, "Diki- litaş" dediği sütunu yerinde bırakır ve çevresine yayılır... Atik Ali Paşa Ca- misi... Köprülü Mehmet Paşa Cami- sı... Vezir Han... Derken 1672'deki yangın... Ahşabı çıtır çıtır yutan alevler, taş- lan çatır çatır çatlatacak kadar büyük- tür... Dikilitaş'ın mermer kaidesi ve kır- mızı blokları büyük yangından büyük zarargörür... Sultan II. Mustafa. kaideyi ve üç bloku taş örgü ile sağlama aldıktan sonra kalan altı bloku demir çember- lerle bağlatır... Oldu mu size Çember- litaş... Çember, Avrupalılann ilgisini çekmemiş olmalı ki onlar "Yanık Sü- tun "der. Bu, yaşlı iki kadın... Çemberlitaş'ın altında bu havada kuşlara yem atacak müşteri çıkmayacağını anlamah ve da- ha fazla ıslanmadan evlerine gitme- li... Yoksa, gidecek evleri yok mu? Silindirik kırmızı porfir parçaların birleştiği yerler, defhe dalı şeklinde iş- lenmış menner çelenklerle süslüy- müş... Hangi süs, hangi kırmızı? Defhe dallan kavrulmuş; taşın kır- mızısı bin yılı çoktan aşmış yüzyıllar- dan kurtulup son yıllann kirli hava- sıyla çoktan kararmış... Yağmurun ıslattığı taş, son bir ça- bayla kırmızısmı göstermek istiyor. a- manafile... Demir çemberin paslı yüzü gibi taş da karalar bağlamış... Teknoloji. kirlettiği gibi temizleye- mezmi? Belki bir gün... Kuşlara yem satan kadınlar naylo- nun altında... Kadınlarkararlı... Çem- berlitaş'ı koruyan taş duvann çıkıntı- lanna tünemiş güvercinlere yem ata- cak birileri geçecek buradan... Çisinti aynı düzeyde... Hızlı tram\ay kendi seferinde; gelip gidiyor... Çemberlitaş Hamamı müşteri bek- lemede... Insanlar yıkanıp kurulandık- tan sonra ıslanmak ister mi! Yağmur- lu havalarda hamamcılann işi zor ol- malı... Çemberlitaş'ın karşısı pasaj, pasajın içi sinema... 11 matinesi başladı, baş- lıyor... Yağmurdan kaçış için sinema en uygun mekân... Acaba, hangi öykü yansıyacaktır beyazperdeye? Belîci bir gün, altında sakladığı kut- sal ve gizemli emanetlerle îstanbul'un ilk anıtı Çemberlitaş'a da bir rol dü- şer öykülerden birinde... ENTERNET oUCUmehmet@cumhunyet.com.tr Eşitsizlik Küreselleşme Dünya nüfusunun yarısı, yani yakla- şık 3 milyar kişi "günde 2 dolardan da- ha az", nüfusun beşte 1'ini oluşturan yaklaşık 1.2 milyar kişi ise "1 dolardan daha az" gelirle yaşıyor. Buna karşılık dünya nüfusunun yüz- de 10'u yani 600 milyon kişi ise mal ve hizmetlerin yüzde 70'ini üretip dünya toplam gelirinin yüzde 70'ini alıyor. Günde 2 dolardan daha az gelirle ya- şayan, dünya nüfusunun yüzde 50'si- ni oluşturan 3 milyar insanın dünya üre- timindeki payı, yüzde 6 dolayında ger- çekleşiyor. Son günlerde dünyanın gözlerinin çevrildiği Afganistan'da gün- lük 44 cent, Etiyopya ve Kongo De- mokratik Cumhuriyeti'nde ise 27 cent gelir elde ediliyor. Dünya Bankası verilerine göre, Do- ğu Asya ve Pasifik ülkelerinde yaşayan 267.1 milyon kişi, Doğu Asya ve Pasi- fik (Çin hariç) ülkelerinde yaşayan 53.7 milyon kişi, Doğu Avrupa ve Orta Asya ülkelerinde yaşayan 17.6 milyon kişi, Latin Amerika ve Karayipler'de yaşa- yan 60.7 milyon kışı, Ortadoğu ve Ku- zey Afrika'da yaşayan 6 milyon kişi, Güney Asya'da yaşayan 521.8 milyon kişi, Sahra altı Afrika'da yaşayan 301.6 milyon kişi olmak üzere toplam 1.2 mil- yar kişi, günde 1 dolardan daha az ge- lirle yaşamını sürdürüyor. Ortalama büyüme oranlanna bakıldı- ğında, zenginülkeleM 960'larda yüzde 4.7, 1970'lerde yüzde 3.1, 1980'lerde yüzde 2.3, 1990'larda yüzde 2.2 ora- nında büyürken küreselleşme sürecine dahil olan katıhmcı gelişmekte olan ül- keler 1960'larda yüzde 1.4,1970'lerde yüzde 2.9, 1980'lerde yüzde 3.5, 1990'larda yuzde 5 büyüdü. Küreselleşme sürecıne katıhmcı ol- mayan gelişmekte olan ülkeler ise 1960'larda yüzde 2.4,1970'lerde yüz- de 3.3, 1980'lerde yuzde 0.8,1990'lar- da ise yüzde 1.4 oranında büyüdü. Ornek ülke Hindistan Hindistan son yıllann bilişim ala- nında en çok konuşulan ülkesi. He- nüz bilgisayar ve yan ürünleri (dona- nım) konusunda yeterii atağı yapa- mamış otmasına karşın ciddi bir ya- zılım potansiyeline sahip. Bilgisayar ve yan ürünlerini üretebilmek için gereken altyapı ve sermayeye sahip olmamasına karşın bilişim piyasa- sında isminden sıkça söz ettiren Hindistan, belki de Türkiye için önemli bir örnek: Hindistan Yazılım ve Hizmet Şir- ketleri Ulusal Birliği (NASSCOM) Av- rupa'ya yapılan yazılım ihracatının 2000-2001 dönemindeki 1.4 milyar Amerikan Dolan'ndan yüzde 47'lik bir artışla 2001-2002 döneminde 2.1 milyar Amerikan Dolan'na ulaşaca- ğını tahmin ediyor. NASSCOM'a gö- re, 1998-99 döneminde Hindistan'ın Avrupa'ya olan yazılım ihracatı 523 milyon Amerikan Dolan'ydı. NASSCOM Başkanı Phiroz Vandrevala, "2001-2002 dönemin- de Avrupa'dan, toplam yazılım hiz- meti ihracat gelırinin yüzde 25'inin gelmesinihedefliyoruz" dedl NASS- COM 2008 yılında bu oranın yüzde 30'a yükselmesini bekliyor. Birlik 2001 -2002 döneminde ihracat gelir- lerinin 8.3 milyar Amerikan Dolan olarak gerçekleşeceğıni tahmin edi- yor. Hindistan'ın bilgi teknolojisi yazı- lım ve hizmet ıhracatları, geçen yılın ilk çeyreginde elde edilen 1.18 mil- yar Amerikan Dolan'na karşılık 2001-2002 döneminin ilk çeyreğin- de 1.8 milyar Amerikan Doları tuta- nnda yüzde 52'lik bir büyümeye ta- nıklık etti. İnternene mimar buluşması Mimariar, Han Tümertekin ile inter- nette buluştu. Akdenız Ülkeleri Geleneksel Mimari- leri Proje Yanşması Birincilik ödulü, Ulusal Mimarlık ödülleri, Tepe Mimar- lık Kültürü Merkezi ödülleri'ni kazanmış olan Mimar Han Tümertekin, internet üzerinde yapılan bir foruma katıldı. Ta- rihı önceden duyurulan "Diyalog" baş- lıklı forum, mımariık dünyasında büyük ilgi gördü. Yapı ve tasanm portalı arki- tera.com'un 14 günlük periyotlaria sa- lı günleri duzenlediği Diyalog'un ikinci- sine katılan Han Tümertekin, kendisine yöneltılen tüm soruları cevaplarken bir- lıkte çalıştığı ekıp de yanındaydı. Çoğunluğunu Optımum Evleri, Ça- talhöyük Müzesı Projesı ve mesleki prensipleri ile ilgilı soruların oluşturdu- ğu Diyalog, Tümertekın'in ışını seven ve inandığını uygulayan bir mimar yak- laşımıyla verdiği cevaplarla gelışti. Tür- kiye'de mimarlığın geldiği noktayı ken- di yaklaşımıyla ele alan, yeni mezunla- ra ve ögrencilere bekledikleri tavsiyele- rı yine kendi yaklaşımıyla dile getıren Han Tümertekin buluşmasının tamamı- nı http://www.arkitera.com/diya- Iog/hantumertekın/sc1 .htm adresin- de bulabilirsiniz. Spiker güzellemeleri Futbol, Türkiye gündemine otu- runca internet de bundan etkilendi. Son günlerin en moda internet sa- haları arasında futbol spikerierinin heyecandan yaptıkları hatalar önemli yer tutuyor. Işte elektronik posta ile dolaşan bu gafların bazıla- n: "Bağınyorummm, haykınyo- rummm, hatta sevinçten çıldmyo- rummmm", Galatasaray-Leeds Uni- ted maçı bitişi. Grasshopers-Galatasaray maçın- da: "Gollerimizi Hagi ile Arif attı sa- yın seyirciler. Bu tablo bana büyük Türk bestecisi Hacı Arif Bey V hattr- latıyor nedense." Galatasaray'ın VVerder Bremen'e deplasmanda 2-1 yenilmesinden sonra sonucu iyi bulan spiker, Mus- tafa Denizli'ye soruyor:"Mustafa i- ki bir daha kaç eder?" - Tugay vurursa gol olur, vuruyo- oooor, aut... Maç: Ingiltere-Türkiye Yayın: TRT Skor: 8-0 8. gol sonrası spiker şaşkınlık için- de: - Vay anasını sayın seyirciler, bir gol daha yedik!? Euro 2000, Türkiye çeyrek finale çıkmış; spiker, Ömer Üründül'le ra- kibimiz Portekiz'i tartışıyor. - Şimdi bu Portekiz'de Figo diye bir arkadaş var. - Biz bu Almanya'yı sadece Inö- nü 'de değil dünyanın her yerinde ye- neriz, aman aman Recep aman a- man Recep. aman Recep ve gol. Fenerbahçe-Karşıyaka maçı: •'Aygüa kaleciile karşı karşıya... Ay- gün... Aygün!!!... At onu Aygûn!!!... ahaha goooooll!!!... eehehooe ee e e yani futbolun güzelliği için at Ay- gün, seyirzevki için at..." Eski bir futboîcu, Beşiktaş maçını yorumlarken: "VVatsh ikinci yan çok etkisiz, kendisini oyunda hiç göre- miyorum..." (VValsh devre arasında oyundan çıkmıştır...) Manchester Utd.-GS maçında Cantona, Stumpf'a yaptığı faulden sonra özür dilerken: Bir Fransız bir Almandan, bir Türk ve bir ingiliz ta- kımlarının maçında özür diliyor. Manchester Utd.-GS maçının bi- tişini dinliyoruz: - Bu 90 dakikada üç sıfır...lık bir Mançester galibiyetini bile az gören seyirciye karşı, üç ikL.lik bir Galata- saray galibiyetinin sevincini yaşar- ken maçı üç üç bitirmenin üzüntü- sünü yaşıyoruz. Sampiyonlar Ligi çeyrek final Ga- latasaray-Real Madrid radyodan. Spiker anlatıyor: "Maç 2-0'dan 3- 2'ye döndükten sonra Hagiyineyok- luyor kaleyi. Ümit, Hasan ve Jar- del'den sonra Casillas'a bir ampul de ben takacağım diyor. Ispanya'da da, vanz Real Madrid. Madhd'de de vanz, orda da takanz." Oliviera'nın hat-trick yaptığı Bel- çika-Türkiye maçında spiker kızıyor "Evetsayın seyirciler. elinzencisi, elin Arap'ı hat-trickyapıyor, bizim Haka- nımız, bizim Oktayımız uyuyor." Peter Schmeichel bir pozisyon- da sakatlanır ve ayağa kalkamaz: "Şımaykıl 39 yaşında.. acaba yaşlı- lıktan mı yerde kaldı, yoksa gerçek- ten mi sakatlandı?" Yanlış karar veren hakemi seyirci- ler protesto eder: "Bu dünyadakien yalnız insanlar hakemlerdir sevgili seyirciler, bu dünyanın her yerinde böyledir." Spiker, Peruggia-Trabzon UEFA Kupası maçını anlatıyor; bir ara yo- rumcu, Hüseyin Tok'un ismini kanş- tınyor: - Evet Sayın Top... eee Top? Top sahada.. Sayın Tok.. Aynı maçta Trabzon 3-1 öne ge- çince Italyan taraftariar ellerine ne geçerse sahaya atıyor, yan hakem can haviiyle bayrağını atıp sahanın ortasına kaçıyor. Bizim oyuncular- dan biri ofsayt bayrağını alıp hakem- lere getirirken: - Evet, işte görüyorsunuz sayın seyirciler, sahaya Galatasaray bay- rağı atmışlar! Galatasaray-PSG, Kupa Galipleri 2. tur, Galatasaray maçın başında 2-0 galip, "Vurdurmayalım oralar- dan.. vuruyor.. yapma Hayrettiii- innrt. ahhhhh.. yapma yapma..." Rangers-Fenerbahçe maçında Fener'in kaçırdığı bir pozisyondan sonra yorumcu devreye giriyor: - Bu... Bu... Bu gol katlıamı, baş- ka bir şey değil.. Tarih 19.9.2001, maç PSV Eind- hoven-Galatasaray (Yağmur yağ- mış, saha ıslak ve ağırdır): "Dileriz, bu yağmur Cimbom 'un gol çiçekle- rini sulamak için yağıyordur!" Sene 1988, GS-Monaco çeyrek final maçı, Prekazi'nin unutulmaz golü radyodan şöyle anlatılıyor: "Prekazi geliyooooor vuruyoooor ohhhhha be Prekazi bu ne beeee!" Fenerbahçe-Lyon maçı sonrasın- da, verilmeyen penaltı pozisyonu hakkında yorumculardan biri "Yüz- deyüzpena/fryd/"cümlesinikullanır. Bunu duyan yorumcu atılır: "Neyüz- de yüzü?,. Bindebin, bindebin!"
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear