23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 KASIM 2001 SALI CUMHURİYET SAYFA DKI ÜÜGÜNÜN ADAMI TURHAN SELÇUK KE PFMtK KARAKTERİ KARAKTERSİZLİK OLAN CAN/M ?- OLMAHIZ... ÇıZ. NEFİ$ ti Hrz AMA. (r«zELli£(NİZGÖZLÜKLÜ 7 KOPEKSALıGri HARIKULADE KJVIRTMALARI KIS1M HEKKİLÎ BİRDEN 1990yılındaki Körfez Savaşı ve Bağdat'ın bombalanmasından sonra reyting rekoru ABD'deki terörist saldın sırasında kınldı. Halk biraz korku, daha çok merak dürtüsüyle oturduğu televizyon başından aynlmadı. 'BeyazAdam 'a karşı mazlumşarklının sesi SUNUŞ Dünyamn en eski din üniversitesi kabul edilen 1030yıllık El Ezher 7 kültürel bakımdan incelemek üzere, Atlas dergisi adma 23 Ekim-3 Kasım arasmda Kahire de bulundum. Arap dünyasının merkez üssü, siyasetin atan kalbi durumundaki Mısır da, artık 21. yüzyıhn bir miladı kabul edilen New York'taki ikiz kulelere yö'nelik şiddet eylemi ile bunu izleyen Afganistan 'ı bombalama olayımn vansımalarını gazeteci gözüyle izlemek ayrı bir meşgale oldu benim için. Gazetecilik güdülerimi harekete geçiren şey, bu süre zarfinda bindiğim yaklaşık 50 taksi şofbründen en az yarısının, Türkiye 'den geldiğimi duyar duymaz, sanki Ecevit hükûmetinden sorumluymuşum gibi, "beni adeta sorguya çekmesi ve Arap kamuoyunun görüşünü aktarması" oldu. îşimden geriye kalan zamammı bazı toplantılara katılmaya, farklı Arap televizyon kanallanm izlemeye, sokaktaki insanlarla konuşmaya ve Arap basınım sürekli okumaya ayırdım. Türkiyeli okuyucunun genelde mahrum kaldığt Arap kamuoyundaki görüşleri aktarmak, benzer kültür ve uygarlığı paylaştığımız bir dünyaya içerden bakmamıza ve olaylarıfarklı bir açıdan değerlendirmemize yardımcı olabilir. Bu, biraz da Beyaz Adam zihnivetine karşı "Mazlum Şarklı "mn sesini duyurmaktır. Gerisi okuyucuya kalmış bir meseledir. Kahire'demeraklıkorku New York sonrası Arapdünyası FAİK BULUT 11 Eylül'de New York'taki ıkiz kulelerin hâlâ faili meçhul terör eylemıne maruz kalması, tüm dünyada olduğu gibi, Mısır medyasında da gündemin birinci maddesı haline geldi. 24 saat süren canlı yayınlarda, televizyon ekranlan, bizdekine benzer "askeri uzmanlar*\ "stratejler", "siyasi analizcfler", poJitıkacılar, yorumcular, muhabirler, başyazarlar, köşe yazarlan, vs. ile dolup taştı. Zaten ekran başına yapışıp kalan Mısırhlar, 24 saat olmasa bile nöbetleşe televizyon kanallannı zaplayıp durdular: Mısır televizyonu, MBC, El Cezire, Ebu Dabi, CNN. ArapSat, NailSat. 1990 yılındaki Körfez Savaşı ve Bağdat'ın bombalanmasından sonra reyting rekoru bu yayınlar sırasında kınldı. Halk biraz korku. daha çok merak dürtüsüyle oturduğu televizyon başından aynlmadı. Analiz haber bombardımanı ABD yetkililerinin, "olayın faillerinin Bin Ladin ve Arap kökenli İslamcı köktendinciler oMuklan" ve özellikle "Islam eşittir terör" yahut "ildnci Haçlı seferi" yolunda demeçler vermeleriyle birlikte, işin rengi değişti. Bu kez korku fazla, merak dürtüsü daha az oluverdi. Seyircılerini, "Ciddi analizler, tehditier, dehşet görüntüleri"nden biraz olsun uzaklaştırabılmek amacıyla. "Ya Leyl, Ya Eyn" makamında türküler ve şarkılar konsa da, televizyon kanallannın hemen tümü, "analiz, haber" bombardımanına devam ettiler. Izleyiciler, adeta sersemledıler. 'McDonalds'a gitmeyellm, değllml?' Arap dünyasının Newsweek'i niteliğindekı el Vasat dergisi muhabiri Emine Hayri'nin Kahire ızlenimlerine göre haber bombardımanından etkilenen 6 yaşındaki Ahmed, ebeveynini soru yağmuruna tutar: "Filastan'da (Filistin) neler oluyor? Bfcri niçin öldürüyoıiar? Öldfirenler arasuıda İsrail de var ntı? Her zaman gittiğinıiz McDonalds'a bundan sonra gitmeyeüm değil mi?" l% Küçük Ahmed "ın dehşet ve merakını, 18 milyonluk Kahire'nin sayısı azımsanmayacak çocuklannın gözlerinden, konuşma tarzlanndan ve hareketlennden izlemek mümkün. Bu arada, Amenkan türü "fast food" yapan mekânlann, özellikJe "pirza, chicken, hut" yenilen McDonalds ve benzeri yabancı isimler taşıyan işyerlennin büyük bir kısmı boştu. Kalabalıklar bir an için vitrine göz atıp, ya "AUah belanızı versin; Amenkan yemeklerini getirip ahlakımızı bozdunuz"; ya "Once fast food, şimdi de bomba veriyorsunuz"; ya da "Neme lazım. burada bir bomba falan patlar, pisi pisine giderim?" diyerek hemen oradan uzaklaşıyorlardı. Fllistfn. Afganistan. Bln Ladin... Sokaktaki insandan, kahvelerde nargile içenlere. memurlardan basın mensuplanna kadar hemen herkesin sıkça telaffuz ettiği birkaç sözcüğü şöyle sıralamak mümkün: Filistin, îsrail, ABD, G. Bush, Şaron, Bin Ladin, Afganistan, Mısır, Islam ve Arap dünyası!.. Bu sözcükleri içermeyen konuşmalar ise genellikle Kahire veya daha doğrusu Mısırlılan yakından ilgilendiren sosyo- ekonomik yaşama ilişkindir: Kriz, hayat pahalılığı, toplumsal sorunlar, eğitim zorlukJan, konut problemi, kültürel ve ahlaki yozlaşma. Kahirelilerin "savaş korkusu" KahireKJcr. Bin Ladin'i, Afgan kadm- lannL mücahitleri meraklı ve sor- gulayıcı gözlerle anlamaya çalısölar. direkt değil, dolayh; sinema ve tiyatro salonlanndaki seyirci sayısı gözle görülecek biçimde azalmış. Bizdeki kadar olmasa bile, alışverişler kesat. msanlar, tt Sa\>aş hayaleti uAıkta dolaşırken, nasü abşveriş yapalım kü" diye serzenişte bulunabüiyorlar. Kahire'deki Yabancı Basın Mensuplan Derneği, "Bin Ladin kâbusundan uzaklaşürabilnıek" için üyelerine, ülke içinde turistik turlar düzenlemiş. Köktendlnci llderler New York hadisesi, Mısu"lılann coğrafi uzaklık nedeniyle yeterince aşina olmadıkJan Afganistan konusunu hallan gündemine soktu. Kahireliler, kanallarm \erdiği kadanyla Bin Ladin'i, peçeli çarşaflı Afgan kadınlanru, mücahitleri daha meraklı ve sorgulayıcı gözlerle incelemeye, anlamaya çalıştılar. Bu arada 15 yıl boyunca Mısır'm siyasi ve toplumsal dengelerini altüst eden ülkelerindeki radikal islamcı örgütleri (Cihad fle tslami Cemaat), köktendinci liderleri (Eyjnen el Zervahiri, Kör tmanı Ömer Abdurrahman gibi) yeniden hatırladılar. SÜRECEK DUZYAZI ORHAN BİRGtT Yirmi Yıl Geçse Bile.. Emekli Büyükelçi Yalım Era/p, dünkü Hürriyet'te Yener Süsoy'a 20 yıl önce VVashington Büyükel- çıliği Müsteşarı olarak edindiği birgizii bilgi için ko- nuşmuş. Ve 1981'de, yani 12 Eylül darbesinin en görkemli günlerinde, Hava Kuvvetleri Komutanı olarak, dönemin Genel Kurmay Başkanı Evren ve öteki Kuvvet Komutanlan ile birlikte, ülke yöneti- mini üstlenen Orgeneral Tahsin Şahinkaya'nın, ABD, den alınacak F-16'lar yerine, F-18'ler için di- renmesinin altında yatan sım açıklamış. Açıklama, kurt bir diplomatın ınce zekâsının sağ- ladığı titiz bir dikkat ile örulmüş; ama ABD Kong- resi Dışilışkiler Komisyonu yetkililerinin, Büyükel- çimiz Şükrü Elekdağ ile Müsteşar Eralp'e, Tah- sin Paşamızın, bu uçak alımı ile ılgili bazı söylen- tilere bogazına kadar battığını anlamak için, oku- yanlarının tümünün beyin özürlü olması gerekiyor. Kongre yetkilileri, Elekdağ ve Eralp'in eline ba- zı belgeler tutuşturunca, sorun, dönemin kudretli paşasının becerilerinı ıçeren bu dosyanın, Anka- ra'ya nasıl ulaştınlacağı sorununa dönüşmüş. Ikı deneyimli diplomatımız baş başa verip, anlı şanlı bir üniformalı yoneticinin bu uluslararası ma- rifetini, elalemden gizleyerek VVashington'dan An- kara'ya dışişlerinin şifre kanalı ile bile gönderme- nin, yeterli önlem olmayacağını görünce, Türkiye'den ıstenilen özel kuryeye üzeri çift kırmızı mühürlü zarfa konulan belgeler Kenan Evren'e ulaştınlmış. Yalım Eralp, "Evren yanıt vermedi ama, Şahin- kaya için 'Biz beraber geldik, beraber gideriz' de- diği söylendi. Daha sonra Türkiye F-16'lan aldı" açıklamasını yapıyor. Yani, nişvet iddiası olan uçaklar değil, Hava Kuv- vetlerimizin asıl ihtiyacı olanlar alınarak, dosya ka- patılmak istenilmiş. O günleri yaşayanlar, tam bir başçavuşlar san- sürünün egemen olduğu basınımızın, ucundan ke- nanndan bile bu tür haberlerin yanına yaklaşmak- tan korktuğunu anımsar. Eski Başbakan Demirel, Zincirbozan kampında bir grup Adalet Partili ve CHP'li politikacı ile birlikte zorunlu istirahat çağn- sma uymakzorunda kalmıştır. Ecevit, o askeri ce- zaevi senin, bu kapalı hapisane benim, ardı ardı- na gelen mahkûmiyetler nedeni ile yıldırılmak is- tenmektedır. Tüm eski politikacılar ya beş ya da on yıllık ya- saklann örtüsü altına konulmuştur. Ünlü Tıme der- gisinin kapağında "Dûnyanın en zengin general- leriarasında Tahsin Şahinkaya'nın da bulunduğu'nu ileri süren fısıltı gazetesi, kulaktan kulağa dolaşsa da, bugünküteknolojikgelişmedenyoksun biror- tamda. ne yabancı bir TV'yı izleme olanağı vardır; ne de doğru dürüst bir yabancı gazeteyı sürekli edin- me imtiyazı. Zaten, aşağı yukan heron yılda bir, politikacı düş- manlığının doruğa çıkmasına alışmış bir ortamın çocuklan olarak, "kurtancı" özlemleri içindeki ço- ğunluk, dilediğine 12 Eylül sabahı kavuşmanın mutluluğuyla, Müşerref Tezcan'ın, üzerinde be- yaz ay yıldızlı bir amblemin yer aldığı kırmızı tuva- leti içinde, devlet televizyonunda ikide bir arzı en- dam ederek "Türkiyem.. Türkiyem" şarkısını din- lemektedir. Tezcan, özel giysisı ve bu özel reper- tuvarı ile öylesine ün yapmıştır ki, Istanbul'un ün- lü gazinolanndan, sosyete düğünlerine kadar bir- çok yerde ardı ardına konserlere çağnlmaktadır. Bu şen şatır gecelerin sürekli konuklan arasın- da elbette dönemin ünlü ve güçlü isimleri de ola- caktır. Sadede gelirsek... Bu küçük notlan, zaman zaman benden anıla- nmı yazmamı isteyen okur mektuplannı da yanrt- lamış olma amacı ile sıraladım. Ama işin bir de, he- pimizin şapkalanmızı önümüze koyarak ciddi dü- şünmemizi gerektiren yönü yok mu? Yani bir Kuvvet Komutanı'na yönelen ve kayna- ğı "dost ve müttefik" süper devletin Kongresi olan ağır suçlamalar, resmi kanallardan, dönemin Dev- let Başkanı'na kadar ulaştınlıyor. Ama, o belgele- rin gün ışığına çıkartılması şöyle dursun, tek keli- me ile, "Türkiye'nin VVashington Büyükelçiliği'ne gönderdiğiniz çift mühürlü zarf ilgilisine ulaştml- dı" türünden bir yanıt bile verilmiyor. Tahmin edilir ki, muhatap Sayın Devlet Başkanı, o günlerde yurttaşlannı yönetime el koymak zorun- da kaldıklan dönemin kötülüklerini art arda sırala- ma amacı ile il il dolaşmakta ve pisletilmiş tence- re örnekleri vererek, art arda kurulan idam sehpa- lannı savunmak için "Ne yapacaktık.. asmayıp da besleyecekm/ycWc?" türünden savunma konuşma- lannı çılgınca alkışlayan dinteyıcilerinı selamlamak- tadır. Umarım bunca yoğun iş arasında, VVashing- ton'dan gelen ürpertici belgeleri okuma olanağı ol- mamıştır. Ama şimdi, dönemin ciddi tanıklan, yirmi yıldır bir giz olarak sakladıkları gerçekleri gün ışığına çı- kartarak. besbelli bir vicdan rahatlığına kavuşma ihtiyacını duyduklannı anlatmak istiyoriar. Ya olayın birinci derecede ilgilisi Tahsin Şahinka- ya ve olup brtenlerden resmen haberii Kenan Ev- ren? Hatta öteki MGK üyelerinden -Tann hepsine uzun ömürler versin- rahmetlı Sedat Celasun dışında ya- şamda olanlar? Ve şayet çift mühürlü zarfın için- deki belge kendisinede ulaştınldı ise dönemin Baş- bakanı Bülend Ulusu? Onlar konuşmayacaklar mı? O tarihten bu yana çıkan af yasalannın kendilerine sağladığı koruma kalkanlanndan yararianmak istemediklerini savcı- lar önünde söyleyerek, şu hesap vererek aklanma denen yöntemi yürürlüğe koydurtmayacaklar mı? Faks:0212-677 0762 obirgrt@e-kolay.net KARŞIYAKA2..4SÜYE HUKUK MAHKEMESÎ'NDEN EsasNo 2001 469 Davacı .\nadolu 4nonun Türk Sıgorta Şırketı \ekılı A\. Bemn Akgün tarafindan da\alı Mehmet Tunca> Gökalan \e \ekilme mah- kemeraıze açılan tazmınat davası nedeniyle yapılan açık duruşma- sında venlen ara karan geregınce. Da^alılardan Mehmet Tuncay Gökalan ın Mustafa Kema) Cad No 113 D 13 Bomoia-Lmıır ve Cınnah Cad Benadam Işhanı No 2 4 KB\ aklıdere-.Ankara adreslerıne dava dılekçesı ve dunı^ma günu teblıg edılemediğmden v'apılan zabıta tahkıkatında da tebhgata varar açık adresı tespıt edılemediğmden davalı Mehmet Tuncav Goka- lan'ın mahkememızde yapılacak 5 12 2001 günu saat 9 30'dakı du- ruşmada hazır bulunması veya kendısuu bir vekılle temsıl etürmedı- gj takdırde HLMK'nun 377. mad. uvannca yargılamanuı vokluğun- da devam edecegı \e hûkum venlecegı, keza HL'MK'nun 213 mad. göre geçerlı bir ozru bulunmadığı takdırde «ıpılan ışlemlere ıtiraz edemeyecegı husiüJan ile dava dılekçesı ve dunışma gûnü teblığ ye- nne kaım olmak üzere davalı Mehmet Tuncay Gökalan'a ılanen teb- lığ olunur 7 11 2001 Basın 66585
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear