Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
10 KASIM 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Yılmaz, hükümeti
savundu
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Yardımcısı
Mesut Yılmaz, 1. Ulusal
Çay Kurultayı'nda
hükümeti savundu.
Yaşanan bunalımın
nedeninin bu hükümet
olmadığı iddiasında
bulunan Yılmaz,
Türkiyenın geçiş süreci
yaşadığını söyledi.
Yılmaz, Türkiye'nin
yönünü Batı'ya
çevirmesine karşın
devletçi ağırlıklı bir
anlayış ve yapının
filizlendiğını belirtti.
DYPden
EceviTe tepki
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
DYP Genel Başkan
Yardımcısı Mehmet
Sağlam, Ecevit'ın,
"Muhalefet, Meclis'i ve
devleti sabote ediyor"
sözlerinı, "Ekonomik
krizin sebebı zaten
muhalefet. Son olarak
şunu söyleyelim.
Roma'yı da muhalefet
yaktı. Millet kan ağlıyor.
Bu bir kara mizahtır"
şeklinde eleştirdi.
(jpün karşılığı
tohum
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Tarım ve Köyişleri
Bakanı Hüsnü Yusuf
Gökalp, köylüye ürün
karşılığı tohumluk
buğday dagıtılacağını
belirtti. Gölalp, bunun
yapılmaması
durumunda Anadolu'da
buğday ekilemeyeceğini
ve bunun da 65 milyon
insanı olumsuz
etkileyeceğini söyledi.
Bostancıoğlu:
855 kişiyi attım
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Milli Eğitim BakanJığı
bütçesinin
görüşmelerinde MHP'li
Hüseyin Kalkan, Milli
Eğitim Bakanı Metin
Bostancıoğlu'nu
ideolojik davranmakla
suçladı. Kalkan'ı
yamtlayan
Bostancıoğlu, bakanlığa
siyaset sokmadığını
belirterek yurtlarda
"reis" ya da "abla" adı
altında öğrencilere baskı
yapan 855 kişüıın devlet
memurlugundan
çıkanldığını bildirdi.
Abdülhalim Türe
tutuklandı
• İstanbul Haber
Servisi-
Gaziosmanpaşa"da
polisin operasyon
düzenlediği evden
kaçmak isterken yaralı
olarak yakalanan
Hizbullah terör
örgütünün arşivcisi,
sözde Mardin askeri
sorumlusu Abdülhalim
Türe, İstanbul DGM
tarafından tutuklandı.
Başkana suikast
girişimi
• MANİSA(AA)-
Manisa Ticaret Borsası
Başkanı Arif Koşar'ın
otomobiline bomba
konularak suikast
girişiminde bulunuldu.
Bomba, araç üzerinde
fünye ile uzaktan imha
edildi. Arif Koşar, geçen
hafta, Manisa"ya
Şanlıurfa'dan kaçak
pamuk getirildiğini
güvenlik güçlerine ihbar
etmişti.
Savcı, Aydın'ı isim vermedenBayındırlık
9
ta 'çete kurmakla' suçladı
Vurgunda siyasi parmağıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı'na yö-
nelik Vurgun davasının iddianamesin-
deki, usulsüz ihalelerde "bir kBnn" si-
yasetçinin belirleyici olduğu değer-
lendirmesine karşın, "15™" belirtil-
memesi, soruşturmanın siyasi ayağı-
m eksik bıraktı. Iddianamede, tutuk-
lumüsteşar Yardımcısı SedatAban ın
da içinde yer aldığı "çetenin" örgüt-
lenmesine, bazı siyasetçilerin "ben
yapüm oküı" tarzı hukuk dışı yakla-
şımlannın zemin hazırladığı vurgu-
Vurgun iddianamesinden: • siyasetçi istedi ihale
yapıldı. • Yatınmlar, siyasetçilerin isteğine göre şekillendi.
• Siyasetçiler ihalelerde hukuk tanımadı. • Ihaleden çeteye
yüzde 40 komisyon verildi.
landı. Siyasüerin taşıdıklan kimi kay- sının iddianamesinde, siyasetçilerin
"çıkar amaçta suç örgütünün" oluşu-
munda ve sonrasındaki etkilerini ay-
nntılı irdelerken, soruşturmanın siya-
gılar nedeniyle kamunun gereksinim
duyduğuyatınmlaryerine, "yöresiya-
setçikrinin" isteği ve çıkan doğrultu-
sunda yatınmlar yapıldığı belirlendi.
Ankara DGM Savcısı Cengiz Kök-
saL Bayındırlık Bakanlığı'ndaki yol-
suzluğa ilişkin açhğı "Vurgun" dava-
si ayağı boşta kaldı.
İhale yapmakla yetkilı bir kısım gö-
revlilerin "sistemin boşluklanndan"
yararlanarak, bakanlık bünyesinde
AKP önergesi
Aydın 'a
soruşturma
istendi
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - MHP mıllet-
vekili Koray Aydın hak-
kında, Bayındırlık Bakan-
lığı dönemindeki yolsuz-
luklar nedeniyle Meclis
soruşturması açılması is-
temiyle AKP öncülügün-
de hazırlanan önerge
TBMM Başkanlığı'na ve-
rildi. AKP Grup Başkan-
vekili Mehmet M Şahin,
Aydın'ın 5 Eylül'de ba-
kanlıktan istifa ederken
"Erkekçe bir tavır alıyo-
rum" dediğini anımsata-
rak "Erkeldiği 2 ay sürme-
dL Blöfolduğu orîtaya çık-
ü" dedi. Son günlerde ya-
pılan bir kamuoyu araştır-
masına göre sorunlann çö-
zümü konusunda halkın
yüzde 34'ünün hiç kim-
seye güvenmediğini, Cum-
hurbaşkanı'na güvenin
yüzde 17, orduya güvenin
yüzde 12, hükümete güve-
nin yüzde 5.7, Meclis'e
güvenin yüzde 3.8 olduğu-
nu söyleyen Mehmet Ali
Şahin, "Meclis bu işleri
örtbas ediyor şeklindeki
kanaat her şeyin önünde-
dir" görüşünü dile getir-
di.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART
müsteşar yardımcısı Sedat Aban, dı-
şında ise Mustafa Eriş'ın "önderüğhı-
de" çıkar amaçlı suç örgütü kuruldu-
ğu vurgulandı. Çetenin ihale bedelinin
yüzde 15-20'sine varan oranlarda, "ko-
misyon" adı altmda çıkar elde ettıği,
bu oranın işin teslimi aşamasına kadar
yüzde 40 düzeyine çıktığı belirlendi.
Ancak, ihaleyi kazanan iş sahibı da-
ğıttığı parayı geri alabihnek için ver-
diği paralan yapılan işe yansıttı. Böy-
lece, devlet reel olarak her işi iki ka-
tına mal ederken, bu suretle kamu kay-
naklan bir kısım kişilerin
menfaati uğruna israf
edildi.
BiZ ONU
HERKESTHM
ÎVl
m.kart@superonline.com.tr
'İtibarı' iade edilen eski bakan Aydm'ın şirket ortaklığı sürüyor
Siyasete ve ticarete devam
• MHP'li Koray Aydın'ın, partisinin Genel Başkanı
Devlet Bahçeli'nin "Ya ticaret, ya siyaset" uyansına
karşnı, ticari faaliyetlerini sürdürdüğü ortaya çıktı.
ANKARA-îkı yü boyunca
yönettiği Bayındırlık ve Iskân
BakanlığYnda ihalelerin
"çetefer" tarafindan koordine
edilip yolsuzluk yapıldığından
"haberi ohnayan" MHP'li
Koray Aydm'ın, partisinin
Genel Başkanı Devlet
Bahçeli'nin "Ya ticaret, ya
siyaset" uyansına karşın, ticari
faaliyetlerini sürdürdüğü ortaya
çıktı. Aydın'ın babasıyla
birlikte 1986 ve 1987 yıllannda
kurduğu Yolalan Inşaat ve
Yolalan Müteahhitlik şirketlen
ile bakan olduktan sonra
kurduğu Halil îbrahim Aydın
Inşaat Malzemeleri Elektrik
Sanayi ve Ticaret Limited
Şirketi'ndeki ortaklıklannın
halen sürdüğü belirlendi.
"\^rgun" soruşturmasının
ardından hazırlanan
iddianamede adı yer almadığı
gerekçesiyle milletvekilliği
istifası kabul edilmeyen Koray
Aydın, böylece daha önce
olduğu gibi u
hem tüccar hem
mflktvekfli" konumuna geri
döndü. Aydın'ın bu
şirketlerdekı ortaklıklannın
halen sürdüğü, Ticaret Sicili
Gazetesı'nden alınan bilgiler
doğrultusunda belirlendi.
Baymdırlık ve Iskân
Bakanhğı'nda Vurgun
Operasyonu'nun yürütüldüğü
günlerde istifası içın yoğun
baskı yapılan Koray Aydın ile
ilgıli olarak MHP liden
Bahçeli. "Saym Bakanırruzm
ticari iştetmeteri otmasma
rağmen aktif bir ticari eylem
içerismde obnamasma dair bir
işaret yoktur. Sayın
Bakanımızm kendi özel
ticaretiyle ilgiB dunımunu
düzetteceğine inanryorum"
açıklamasını yapmıştı.
Eski bakan Koray Aydın: Hem
tüccar hem miDefveküL
Siyasiler kaygüı
Iddianamede, siyasi
kaygılarla, kamu harca-
malannda disiplinin ve
yerindeliğin sağlanması
amacıyla yapılan 5 yıllık
kalkınma planlannın dı-
şına çıkıldığı ifade edil-
di. Kamunun gereksinim
duyduğu yatınmlar yeri-
ne, "yöresyasetçfleri" ile
işadamlannm isteği ve
çıkan doğrultusunda ya-
tınmlara karar verilerek,
program yapıldığına işa-
ret edildi.
Hizmet ve işin gerek-
liliğine uygun projeler
yerine, yetersiz projelerin
kasıtlı olarak tercih edil-
diğini belirtilen savcı şu
belirlemelere yer verdi:
'"Düzeltme bahanesi
ile projelerin gereksini-
min çok üzerinde büyü-
tülerekihale bedefinin ar-
tmkhğı, projeterde birim
fıyata dahil obnayan lüks
malzemeler kuflanılarak,
gerçeği yansıtmayan fa-
turalarla inşaat bedefi aş-
n oranda yükseltildL Ul-
kenin ekonomik yapısın-
dald zayıflama, kamu ça-
hşanlanmn ücretlerinde-
ki aşın gerileme, bürok-
rasideki kolruk zafiyeti,
bir kısını shasetçinin mer-
keri yönetim anlaytşı için-
de idari işiemlere aşm mü-
dahaleleri ile ben yap-
tımoldu' tarn hukuk dı-
şı yaklaşunlannm bu tip
örgütlenmelere ırygun or-
tam sağlayarak sistemi
içinden çıkdmaz hale ge-
firdiği,... müşahade edil-
nıiştir.
Y'ıllardır sistemdeki ak-
saklıklann halen düzelti-
lememiş olması, ortaya
çıkan usulsüzlüklerin çı-
kan birime özgü olarak
değerlendirilmesi, çö-
zümleme yerine sorun-
lann sürüncemede bıra-
kılmasımn, olaylann da-
ha da çok büyümesine ve
çözümlenemez bir hale
gehnesine yol açtığı. ka-
munun iç ve dış borç yü-
künün bu tür yasaya ay-
kın olan ve suç teşkil eden
usulsüz ışlemlerle arttığı.
kamu düzeni ve ülke eko-
nomisinm olumsuz yön-
de etkilendiği müşahade
edilmiştir."
İJfflIRMIKI AYDIN ENGİN aengin@doruk.net.tr
Yıne bir 10 Kasım'dı. Mus-
tafa Kemal Atatürk'u anma
günlerinden biriydi.
Bir dizesini bu yazıya baş-
lık yaptığımız manzumeyi oku-
yan çocuğun adını -artık-
anımsamıyorum; amaçocuk-
luk arkadaşım Savga'nın ko-
lumu dürtüp, öğretmene çak-
tırmadan fısıldadığı cümleyi
pek iyı anımsıyorum:
- Atatürk şimdi kalkıverse,
işte kalktım, gel bakalım sen
yai, deyıverse ne olur acaba?
Okuldaki, 10 Kasım Ata-
türk'ü anma törenini izleyen
kaymakamın, belediye baş-
kanının, okul müdürünün, öğ-
retmenierin, şiir okuyan ço-
cuğun tabanlan yağlayıp ka-
çıştıklarını gözümün önüne
getirmiş, gülmüş, gülüşüm ön-
ce Savga'ya sonra yakın sıra-
larda dikilen arkadaşlara bu-
laşmış, kaş çatıp bize bakan
okul müdürü sinirlerimizi büs-
bütün germiş, kısık gülüşler
önlenemeyen kahkahalara dö-
nüşmüş ve sonunda...
Sonunda Savga ile ben "bir
hafta okuldan uzaklaştırma"
cezasına çarptırılmıştık.
Çocuktuk. Ama yine de
"Atam atam, sen kalk da ben
yatam" manzumesinde ve bir
sürü benzerindeki ikiyüzlülü-
Atam, Atam, Sen Kalk da...
ğü, yalınkatlığı, saygı değil
saygısızlık içeren "içeriksiz-
lik"\ sezebiliyorduk.
Büyüdük. Sezgilerimiz bilgi-
ye, yargıya dönüştü. Her 10
Kasım'da, Mustafa Kemal'i
anarken sergilenen yılışık ve vı-
cık vıcık ve içeriksiz ve ikıyüz-
lü ve sulugözlü ve resmi duy-
gusallık" artık gülmelere, zor
zaptedilen kahkahalara yol
açmıyor, kederlendiriyor.
Nasıl kederlenmezsin?
Bir devrimci'nin, donmuş
kalıplann içinetıkılmasına; yü-
zü doguya dönük, kaderci, kul
bilincinin batağında yaşayan
bir halkın yüzünü "Batı "ya çe-
viren, ülkesini aklın ve bilimin
ışıttığı bir uygarlık yoluna yö-
nelten bir siyaset dehasının
"tutuculuğun" ışıksız hücrele-
rine hapsedilmesine kederle-
nilmez mi ?
• • •
Siyasal Islam onu hiç sev-
medi. Niye sevsin? Siyasal
(padişah) ve dinsel (halife) er-
ki devletin en tepesine yerleş-
tiren bir devlet sistemini elinin
tersiyleitip, bu topraklarda bir
Cumhuriyet yarattığı için sev-
medi. Laikliği cumhuriyetin ay-
rılmaz bileşeni olarak tanım-
ladığı için sevmedi.
Bu doğal ve anlaşılabilir.
Ama, Mustafa Kemal'in dü-
şüncesini bir "resmi ideoloji"ye
dönüştürenleri ne benimse-
mek, ne anlamak, ne de ba-
ğışlamak mümkün.
Yüzlerce örneği art arda sı-
ralamanın anlamı yok. Tek ör-
nekle yetinelim. Cumhuriyet
tarihinde "en çokimam hatip
lisesi açma " onurunu(!) kim-
selere kaptırmayan 12 Eylül
generalleri kendilerinin en iyi
ve en doğru "Atatürkçüler"
olduğunu dunmaksızın yine-
lemediler mi?
Bu gün "Atatürkçülük" adı
altında "Atatürkçülük"ü bir
gerıcilik ve tutuculuk ideolo-
jisine dönüştüren nice rektör,
nice dekan, nice siyaset es-
nafı tanımıyor muyuz?
Mustafa Kemal'in "muasır
medeniyetlerseviyesine ulaş-
mak" hedefini, 75 yıl öncesi-
nin Türkiyesi'ne dönmek ola-
rak kavrayan ve savunan "Ata-
türkçüler" çevremizde kol gez-
miyor mu?
• • •
"Sol" da Mustafa Kemal'i
doğru değerlendirmekte epey
sıkıntı çekti; uzun yıllar har-
cadı.
"/^/?fr>(ema//srolmanın, sol-
cu olmanın raconundan sa-
yıldığı yıllar çok geride değil.
Hatta bugün bile "antikema-
list" raconu keserek solculu-
ğunu kanıtlamak isteyen var.
Bir Marksist'in Kemalist ol-
ması elbette saçma.
Ama Marksist olmanın ka-
çınılmaz gereği sanıp Kema-
lizme sövüp saymak da bir o
kadar saçma.
Mustafa Kemal'in "volan-
tarizm"\ri\ (=lradecilik. Top-
lumsal olgulara iradi olarak
müdahale edip yönünü, hızı-
nı degıştirme) bugün neredey-
se bir suç olarak nıtelemek;
onu tepeden inmeci olarak kı-
namak. "toplum mühendisli-
ği"ne kalkıştığı için küçümse-
mek. aslında Kemalizm'le de-
ğil, 20. yüzyılla, o yüzyıla dam-
gasını vuran tartışma ve cesur
denemelerle hesaplaşmaktır.
Bu hesaplaşmayı göze ala-
mayan, böyle bir hesaplaş-
maya çapları da elvermeyen-
lerin, Mustafa Kemal'e saldır-
makla yetınmelerine niye say-
gı duyalım ki?
20. yüzyılın ilk yansında Le-
nin'in uçsuz bucaksız Rus-
ya'da yapmaya çabaladıkla-
rı, Mao Zedung'un büyük
Çin'de gerçekleştirmeye kal-
kıştığı, hatta -evet biraz zor-
lama bir yorumla da olsa-
Franklin Roosvelt, modern
kapitalizmin anayurdu
Amerika Birleşik Devletleri'nde
"7929 bunalımı" sonrasında
uyguladıkları ile Mustafa
Kemal'in bu topraklar üstün-
de gerçekleştirdikleri arasın-
da fark yoktur.
20. yüzyıl, insanların kendi
iradeleri ile tarihin akışını, top-
lumsal olaylann gidişini, ül-
kelerin kaderlerini değiştir-
mek için çok gözüpek, çok
kapsamlı denemelere giriş-
tikleri kahraman bir çağdır.
Toplumun önderleri önlerine
göz kamaştırıcı hedefler koy-
dular ve o hedefe ulaşabil-
mek için kitlelerı ayağa ve
atağa kaldırdılar; toplumsal
bir coşkuyla halklann yazgısını
değiştirmeye yöneldiler.
Bu heyecan veren serüvenı
yaşayan az sayıdakı ülkeden
biri Türkiye'dir ve övünecek-
sek, budalaca milliyetçi şişin-
meler yerine bununla övün-
meliyiz.
POLİTtKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
'AtatüPkçü'
Her 10 Kasım'da anımsıyoruz Mustafa Kemal
Atatürk'u, her 10 Kasım'da yüreğımizde bir bu-
rukluk hissediyoruz...
Yakalarımızda Atatürk rozetleri, ellerımizde
bayraklar, televizyon ekranlannda Onuncu Yıl Mar-
şı...
Gazetelerin birinci sayfalarında Atatürk'ün fo-
toğraflan...
Eski zaman saatleri, geleceğin habercisi mi bil-
miyorum!..
Bıldiğim şeyler ıse hepimizin bunca yıl görüp
yaşadıklan...
Benim ülkemde 12 Mart ve 12 Eylül askeri dar-
beleri. balyoz harekâtları hep 'Atatürkçülük' adı-
na yapıldı; benim ülkemde kıtaplar 'Atatürkçülük'
adınatoplatılıpyakıldı; benim ülkemde aydınlar, ya-
zarlar, emekçiler, öğrenciler 'Atatürkçülük' adına
işkenceden geçirilip zindanlara atıldı!..
Benim ülkemde din bezırgânları, çeteler 'komü-
nizme' karşı 'Atatürkçülük' adıyla korunup kollan-
dı; eli kanlı katiller, 'Atatürkçülük' adına faili meç-
hul cinayetleri işleyenler, yargısız infazları ya-
panlar Atatürkçü'ydül..
Benim ülkemde devlet hazinesini soyanlar, ha-
yalı ihracattan köşeyi dönenler, 'siyaset-çete-po-
lis' üçgenindecinayet işleyenler 'Atatürkçü'ydül..
Zamanın saati ışlıyordu!..
Türkıye'yı batıranlar, halkı yoksullaştıranlar 'Ata-
türkçü'ydü...
Şafak parmaklanmızın ucunda sökerken, yüre-
ğımizinateşi alevlenirken 'Atatürkçülennfotoğ-
raflannabaktım!..
Yine Anıtkabir'deydı onlar!..
Siyaset erbabı Ata'nın huzuruna hangi yüzle çı-
kıyorlardı?
Bunu uzun uzun düşündüm!..
• • •
Sabahın sisi Dolmabahçe Sarayı'nın üzerinden
denize iniyor, karşı kıyıları eflatun rengi kucaklıyor-
du...
O anda Halide Edip Adıvar ile Yakup Kadri Ka-
raosmanoğlu'nun yazdıklannı anımsadım...
Yıl 1921, Ankara...
Halide Edip anlatıyor:
"Gün karanyor, istasyonda toplanan kalabalık fark
edilemiyordu. Tren istasyonda durunca, biri tre-
neyaklaştı. Asker üniformasıyla Babıâli civannda
uzaktan görmüş olduğumun Mustafa Kemal Pa-
şa olduğunu tanımak güçtü.
Trenin kapısı açılınca, Mustafa Kemal Paşayak-
laştı. Bana merdivenlerden inerken yardım etti. Bu
elın çevik hareketi ve kudreti, bana Mehmet Ça-
vuş'/a Milli Mücadele'nin yolda arkadaşlık etmiş
olduğum şahsiyetlerini hatııiattı. Fakat bu kudret-
li el şekil itibariyle ötekilerden bambaşkaydı. Ana-
dolululann elleri umumiyetle kocaman, geniş
ve zalimlen gırtlağından yakalamaya kadir görü-
nür; Mustafa Kemal'in gergin derili, uzun parmak-
lı beyaz eli Türk'ün bütün hususiyetleriyle birlikte
aynı zamanda hâkim bir vasfa da sahipti."
Yakup Kadrı Karaosmanoğlu ıse yedı günlük çe-
tin ve yorucu bir yolculuktan sonra geldığı 1921
Ankarası'nı şöyle değerlendirır:
"On yıllık mütemadi bir mücadeleden sonra hâ-
lâ sayısız düşmanlaria dövüşen Türk milletinde
azim ve irade, kuvvet ve kahramanlık, fazilet ve
ümıt namına ne varsa hep bu bir katlı küçük bi-
nanın içinde bulunuyor. Zarfile mazruf arasında
ne azim tezat! Fakat Türk'ü ruhundaki hayati ve
ahlaki fazilete o emsalsız ulviyet ve mehabeti ve-
ren asıl bu tezat değil midir? Eğer Ankara, Was-
hington gibi muazzam ve mutantan bir şehir ve
Büyük Millet Meclisi VVestminister şeklinde mü-
debdeb ve mehabetlı saray olsaydı, Anadolu'da-
ki milliyet ve istiklal hareketinin manası bu ka-
dar büyük, bu kadar ulvı ve hayret-bahş görü-
nür müydü? Türk askerine yirminci asır medeni-
yetinin(!) icad-kerdesi demir ve çelikten bin tür-
lü cehennem aletlerine karşı mukavemet ede-
bilmek kudretini veren şey, onun büründüğü pa-
çavralardır."
• • •
Çürumenin bedelıni ödeyen bir toplum yılgınlı-
ğın ve umutsuzluğun ıçıne gömülmüş bugün!..
Benim ülkemde 'Atatürkçülük' adına IMF ve
DünyaBankası'naavuçaçılıyor, üretımedegil,tü-
ketime önem veriliyor!..
Fabrikalar kapanıyor, emekçiler işsiz kalıyor!..
Hepsi ama hepsı 'Atatürkçülük' adına yapılıyor
bunların!..
Gazetelerin birinci sayfalarında Atatürk fotoğ-
raflan!..
Siyaset erbabı televizyonlarda 'Atatürkçülük'
dersi veriyor!..
Utanmadan!..
Yüzleri de kızarmadan!
hikmet.cetinkaya <; cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Hikmet ÇETİNKAYA
TROYA'dan İYONYA'ya
Mitolojik Aşklar Cografyası
Bir ayda 2. Basım
ve.
G ü n i z i Y a y ı n c ı l ı k
Tel: 0212-512 42 19 FakS: 512 11 72