23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 10 KASIM 2001 CUMARTESİ HABERLER Dedelek: Ecevit'i popülist politika izlemekle suçladı ANAPve DSP'nin Köy Hizmetleri kavgası • DSP, kapatılması planlanan Köy Hizmetleri bölge müdürlüklerinin ANAP'a bağlı il özel idarelerine devredilmesine karşı çıkıyor ve bu girişimi "ANAP'ın oyunu" olarak değerlendiriyor. EBRU TOKTAR ANKARA - "Devle- tin küçültühnesi" çahş- malan kapsamında Köy Hizmetleri Genel Mü- dürlüğü'nün(KHGM) 19 bölge müdürlüğü- nün kapatılarak \T alilik- lere devredilmek isten- mesi, DSP ile ANAP'ı birbirine düşürdü. DSP'li bakanlar rahat- sızlıklannı dile getirir- kenANAP'lıYaşarDe- delek, Köy Hizmetle- ri'nin lağvedilmeyece- ğini açıklayan Başba- kan BütentEcevit'i ''po- pülistpofitika" izlemek- le suçladı. DSP'li bakanlar; "ANAP'ın 4 yıldır KHGM'yiistediğUn- cak bunda başanlı ola- mayınca kununun lağ- vedilmesini giindeme getirdiği'' görüşünde. Başbakan Yardımcı- sıHüsarnettinÖzkanın odasuıda bır araya ge- len Maliye Bakanı Sü- mer Ond, Devlet Ba- kanlan Kemal Derviş ve Mustafa Yılmaz, KHGM'nin bölge mü- dürlüklerinin kapatıl- ması konusunda görüş- birliğine vardı. Ancak kapatılacak bölge mü- dürlüklerinin il özel ida- relerine devrine karşı çıkan DSP'li bakanlar, köylüye hizmetin ak- samaması için lağvedi- lecek birimlerdeki per- sonel ve araçlann yine KHGM'nin il müdür- lüklerine nakledilme- sini istediler. Tasarruf paketine son şeklini vermek için Başbakanlık Müsteşa- rı Ahmet Şağar, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşan Akın Izmir- fioğtu. Hazine Müste- şan FaikOztrakve Ma- liye Müsteşan Ertan Dikmenden oluştunı- lan komiteye de DSP'nin bu konudaki hassasiyeti iletildi. Yapılacak çalışma- nın 1 aydan önce so- nuçlanmayacağı belir- tilirken DSİ, Karayol- lan ve KHGM'nin böl- ge müdürlüklerinin ka- patılması için yasal dü- zenlemeye gereksinim olduğu da vurgulandı. Paket kapsamında; kapatılacak bölge mü- dürlüklerindeki perso- nelin resen emekliliğe zorlanmayacağı, sade- ce emeklilik yaşı gelen personelin emekliye sevk edileceği, emekli- liği teşvik edici düzen- lemelerin yapılacağı öğrenildi. ANAP da tepkili ANAPGrupBaşkan- vekili Dedelek ise Ece- vit'i popülist politika izlemekle suçlarken partisinin "ekonomik önlemler paketini" açüdamasuıın ardından hükümet ortakJarının ortaya koyduğu tavra şaşırdıklannı söyledi. Dedelek. "Biz Köy Hizmetferi'nin eteman- lannı sokağa atarak devletikârettinnegibi bir düşünce içinde de- giliz. Bizim hükümet protokolümüzde yerel yönetimkrin yetkileri- ni artüncı yasal düzen- lemekrin vapuacağı ifa- de ediüyor" dedi. ANAP lideri Mesut Yılmaz ise meselenin kamuoyunda yanlış tar- tışıldığını düşündüğü- nü ifade ederek "Bu- rada, kurumlara sahip çıkmak yerine doğnı- dan doğruya mifletesa- hip çıkmarun hem Tür- kiye'nin gerçeklerine hem de çağdaş yöne- tim Ukelerine daha uv- gun olacağına inaıuyo- ruz" diye konuşru. Ecevit'e ekonomi raporu KDVindirimi halkın kullandığı ürünlerde olmalı ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu)- DSP'nin ekonomi kökenli millet- vekülerinin hazırladığı ve önümüzdeki hafta Başbakan Büknt Ece- jrit'e sunulması bekle- nen ekonomi raporan- da'Üretimotmazsakriz vanfar. Üretim canlan- (hrdmaİL KDV indirimi sadecebeyazeşyave oto- motivdedeğa, haflan her gün kullandığı ürünler- de olmah" deruldi . DSP'nin ekonomi kö- kenli milletvekilleri Er- tuğrulKumcuoğlu, Ah- met Arkan. Necdet Te- kin.TayvibeGülek,Hik- metUluğbayve Masum Tûrker, belîrli aralıklar- la hazırladıklan raporia- nnı Başbakan Ecevit'e üetiyor. 6 milletveküinin son hazırladığı raporda yer alan bazı öneri ve değerlendirmeler şöyle; • Öncelikle iç kay- naklar arttınlmalıdır. Aııcak bu, KDV ve ver- gi arttınım ile olmaz. Vergi adaletiyle sağla- nabılir. KDV indirimi, sadece beyaz eşya ve otomotiv sektörüyle sı- nırlı kalmamalı. Halkın her gün kullandığı ürün- leri kapsamalı. • Sadece dövizle oy- nanarak ihracat teşvik edilmez. Ülkeler, sek- tör ve mal grubu bazın- da ithal ve ihracatmasa- ya yatrnhnah. • Gümrük Birliği ko- nusunu yeniden sorgu- lamahyız. • Devletin kendisi kü- çülmeli, harcamalan de- ğil. Devlet kurumlannı üretken ve etkin blacak yeniden yapüanduma- ya gidilmeü. • Mali sektöryeniden yapılandınlmalı. • Üretim olmadığı zaman kriz vardır. Üre- tim aksamamah. Üre- tim mutlaka canlandınl- malı. • Önümüzdeki gün- lerde sigortacılık sek- törü de, bankacılık sek- törü gibı krize girebi- lir. Konu ve amaçlan dışında iştiraklere yö- neldiler. îşsizliğe, yoksulluğa ve yolsuzluğa karşı yürüyen işçiler Ankara'da hükümete yüklendi GenelgrevuyarısıANKARA (CumhuriyetBürosu) - "tşsizliğe,yoksulluğa, yolsuzluğa,sa- vaşa hayır" slogamyla değişik kent- lerden yürüyen DlSK ve KESK'e bağh emekçiîer, dün Ankara'da Türk- tş, Hak-Iş'in de içinde yer aldığı Emek Platformu üyesi çahşanlarla bu- luşarak hükümeti istifaya çağırdı. DtSK ve KESK üyesi çahşanlar, 5 Kasım'da yurdun değişik kentlerin- den başlattıklan yürüyüşü dün An- kara'da tamamladılar. DlSK ve KESK'e bağlı ışçi ve memurlar Beş- tepe Kavşağı'nda bir araya gelirken, Türk-Iş'e bağlı işçiler Hipodrom'da, Hak-Iş üyeleri de Kolej'de toplan- maya başladılar. Abdı Ipekçi Par- kı'nda yapıhnası beklenen kitlesel toplantı için işçi, memur ve emekli- ler, kentin değişik noktalanndan mi- • DÎSK ve KESK'e bağlı emekçiîer, dün Ankara'da Türk-îş, Hak-îş'in de içinde yer aldığı Emek Platformu üyesi çahşanlarla buluşarak hükümeti istifaya çağırdı. Hükümetin memur ve işçilerin haklarına yönelik girişimlerini eleştiren emekçiîer, "Bunun sonu genel grevdir" dediler. ting alanına yürüdüler. Hipodrom'da toplanan işçiler, Ce- lal Bayar Bulvan üzerinden miting alanma geldiler. Tandoğan'da topla- nan DlSK, KESK, TMMOB ve Me- mur-Sen'e bağlı işçi ve memurlar. DlSK Genel Başkanı Sükyman Çe- lebi. Memur-Sen Genel Başkam Fa- tih Uğurta, KESK Başkanı SamiEv- ren. ODP Genel Başkanı Ufiık Uras önderlığinde Celal Bayar Bulva- n'ndan Abdi Ipekçi Parİa'na doğru yürüyüşe geçtiler. Abdi Ipekçi Parkı'nda yapılacağı bildirilen kitlesel basm açıklaması, yapılan görüşmelerin ardından Sıh- hiye'de gerçekleştirildı. Basın açık- lamasına yurdun değişik yerlerinden gelen yaklaşık 20 bin kişi katıldı. KESK Genel Başkanı Sami E\.Ten, alandaki emekçılere. "Rantiyeciler- den, bu iktidardan hesap sormayacak mıyız?'' diye seslendı. Ülkede eko- nomik olduğu kadar "siyasi kriz" de yaşandığrna işaret eden Evren. u De- mokratik tepkilerimizi algüayama- yan hükümet savaşa bütçe >apr>or. GnvM foplu sözleşmeli sendikayı bi- le çok gördüler. Bunun hesabını sor- mayacak mrvız?" dedi. Türk-tş Ge- nel Başkam Bavram Meral, hükü- metin memur ve işçilerin haklarına yönelik girişimlerini eleştırerek, "Bu- nun sonu genelgrevdir'' dedi. Meral. "Binlerce şehit, ülkeyi işgal etmekis- te\en empervalistlerden Anadolu'yu kurtardL Ama bugün Anadolu em- pervalizmin tehdidmde. Atatürk. Inö- nü, Fevzi Çakmak ve binlerce şehit uvamp bu hükümetin haüni görseler" diye konuşru. 5 Kasun'da başlayan yürüyüşün önderliğini yapan DlSK Genel Baş- kanı Süieyman Çelebi de "Geçen her yerde sılonü vanh. Atölyeler suskun. çiftçi taıiasını süremiyor. Bu sorun- lann elbette bir çözümü var. Emek- çilerin hazırladığı alternarifprogram bu ülkenin sorunlannı çözer"dıye konuşru. Yıllarca mücadele ederek elde ettikleri haklan korumanın "na- mus borcu" olduğunu vurgulayan Çelebi, "Arük bu iktidann bir daki- ka dahioradadurmamasmıistiyoruz. Bundan sonra kime ne yapıhrsa ken- dinıize yapılnuş sayacağız. Bundan sonra aolacak her adunda genel grev de dahil oimaküzere yer alacagtz" de- di. Hak-Iş lıden Salim Uslu da, "Se- çime direnerek zaman kaybettirme- yin. Hiçbir seçimin mattyeti bu hiikü- metten daha ağu- olamaz" dedi. ZLENlMLER 5 Kasım'da başlayan yürüyüş Ankara'da yapılan ve hükümeti istifaya çağıran mitingle son buklu. (Fotograflar: KEREM GEZER) Emeğin Küresel Eylem Günü'nde emekçiîer tüm yurtta meydanlardaydı , ekmek, barış istediler BayTaklarrvla tnitinge kaülan eşcinseller herkesin ilgi odağı oldu. YurtHaberteriServisi-Dünyage- nelinde düzenlenen "Emeğin Kü- reselEylem Günü" nedeniyle, dün Ankara'nın yanı sıra emekçiîer yurdun dört bir yanmda meydan- lardaydı. "IMF'ye hayır"', "tş, ekmek. banş istiyoruz" pankartı açan emekçiîer taleplerini "tşsiz- Bğe, yoksuDuğa, yolsuzluğa ve sa- vaşa hayır" slogamyla dile getır- diler. Iskenderun'da basrn açıkla- masına izin verilmezken 3 Eğitim- Sen üyesi gözaltına alındı, Istanbul'da eyleme destek veren gruptan 15 kişi gözaltına alındı. Emekçiîer tzmir'de Konak Mey- danı'nda bir araya geldi. Yapılan basın açıklamasında "Bugün açh- ğa, yoksulluğa. eşitsizhge. işsizüğe, sendikasıziaştırmaya. düşük ücret- lere, sosyal bak gasplanna. sigor- tasıziaşürmaya, taşeronlaştırma- ya, özeDeştirmeye. çevTenin tahri- baüna dur deme günü" denıldi. Eyleme destek için bir grup da Istanbul Aksaray'da toplandı. Po- lis, grubun bildiri okumasına izin verdi. Bildiri okunmasının ardın- dan, gruptan bazı kişiler ölüm oruçlanna destek vermek ve F ti- pi cezaevi uygulamasını protes- to amacıyla slogan armaya başla- dı. Polis. 15 kişiyi gözaltına aldı. Trabzon'da Atatürk Alanı'nda KESK, Türk-tş ve Hak-lş sendika- lannca yapılan basın açıklaması- na >ıizlerce emekçı katıldı. Dıyar- bakır'da emekçiîer adına açıkla- ma yapan KESK Diyarbakır Şube- ler Platformu Dönem Sözcüsü Eği- tim- Sen Şube Başkanı HajTettin Altun, dayamşmacı, adalete daya- lı bir küreselleşmeyi destekledik- lerinı belirtti. Elazığ Sendika Şubeler Platfor- mu üyesi yaklaşık 100 kişi de PTT Meydanı'nda toplandı. Iskende- run'da emekçilenn basm açıkla- ması yapmasına izin venlmedi. Boyacılar Parkı'nda toplanan yak- laşık 50 kişiden Eğitim-Sen yöne- tim kurulu üyelen Coşkun Selçuk, Fazıl Yalçın v e Yıbnaz \urucu gö- zaltına ahndı. Adana. Antarya, Kay- seri, Eskişehir, Zonguldak Şanhur- fa ve Samsun'da yapılan eylemler- de yaşanan ekonomik ve sosyal krize dikkat çekildi. HedefEcevit veDerviş oldu tLHAN TAŞCI/R4CER BOYACIOĞLU ANKARA - Uluslararası Hürlşçı Sendikalan Konfederasyonu tarafından 9 Kasım'ın "Emeğin Küresel Eylem Günü" ılan edılmesi nedenıyle Türk-tş, DlSK, KESK'in de aralannda bulunduğu Emek Platformu'nun gerçekleştirdiği eylemde emekçilerin hedefi Başbakan BüJent Ecevit ve Devlet Bakanı Kemal Derviş oldu. Emekçilere "birleşin" çağnsının yapıldığı eylem boyunca, "Deniş evine, Ecevit huzurevine" sloganlan atıldı. Türk-tş Genel Başkanı Bayram Meral Tandoğan'da toplanan emekçileri. Celal Bayar Bulvan üzerindeki köprüde makam aracının içinden izledi. Çahşanlar köprünün girişıne geldiğinde Meral aracından ınerek. emekçilerin önünde bir süre yürüdü. Meral. daha sonra makam aracıyla mitıng alanına gıttı. Toplantının Abdı tpekçi Parkı'nda yapılacağı önceden duyurulmasına karşın miting ıçın Sıhhıye Meydanı'nda toplanıldı. Bunun nedeninin Bayram Meral'in Içişleri Bakanı Riişrii Kazmı Yücelen'ı telefonla arayarak, emekçilerin parka sığmayacağını bu nedenle kendilerine Sıhhiye Meydanı'mn toplantı için venlmesini istemesi olduğu bildirildi. Yücelen'in de talimatıyla emekçilerin Sıhhiye Meydanf na gırişine izin verildi. Sıhhiye Meydanı'ndaki toplantıya ilk gelenler Türk-tş'e bağlı sendikalann üyeleri oldu. Meydanın çe\Tesindekı >iiksek bınalann çahlanna "keskin nişancüar" yerleştirilmesi dikkat çekti. Sendikarun ilk mitingi Bu yılın ağustos ayında kurulan Memur-Sen'e bağlı Birlik tletişim-Sen de ilk kez alanlara çıkn. Türk-tş lideri Meral, Tandoğan Meydanı'nda toplanan DlSK ve KESK üyesi işçi ve memurların miting alanına gelışlermi beklerken, emekçilerle halay çekti. Tandoğan Meydanı'ndan Sıhhıye'ye yürüyüşe geçen kortejın alana ulaşması ve yerleşmesı 1 saati aşkın bir süre aldı. Kortejdeki işçi ve memurlar yol boyunca hükümet aleyhıne sloganlar attılar. Başbakan Bülent Ecevit ile Devlet Bakanı Kemal Derviş emekçilenn hedefi haline geldi. Emekçiîer yürüyüş boyunca sık sık "Derviş evine/Ecevit huzurevine/yönetmek nejine/sen git huzurevine". "Atatürk köylüyü efendi etti Mesut Yılmazrezi] etti" sloganlan attılar. Güzergâh boyunca, yurttaşlarda evlerinın balkonlanndan emekçileri alkış \e ıslıklarla desteklediler. Celal Bayar Bulvan'nın kapatıhnayan şeridinde seyir halindelo araçlardakı \-urttaslar da emekçılere, klakson çalarak destek verdıler. "Olmaya devlet cihanda" pankartı taşıyan "anarşisder" de emekçilerin yürü\üşüne destek \ erdiler. Emekçiîer Sıhhiye Meydanı'na yakJaştığında çevredeki seyyar simit satıcılan da yürüyüşe katıldı. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com "Devlet küçülmez büyür" demışti Türk büyükterinden Tanm Bakanı Hüs- nü Yusuf Gökalp. Dünkü yazımda artık devletın baskıcı ve hantal yapı- sının değişmek zorunda olduğunu söylemiştim. Mersin'deSağlık Baka- nı Osman Durmuş'un neden oldu- ğu bir "kasıtlı süıyün"den günlerce ön- ce sözetmiştim. Bu konu önceki gün Meclis'tegün- deme geldi. AKP Adıyaman Milletve- kili Mir Dengir Fırat, Mersin'de do- kuz doktorun, kışın başında bulunduk- lan il ve ilçe hastanelerinden başka il- lerin ilçe ve köylerine hiçbir gerekçe olmadan neden sürüldüklerinı sordu. • • • Aynı soruyu, bu köşede biz de sor- muştuk. Yazjmız üzerine Sağlık Baka- nı Osman Durmuş, telefon ederek kendisinin bu sürgün olayı ile bir ilgı- sinin bulunmadığını, sorumluluğun Içişleri Bakanı'nda olduğunu söylemış- ti. Durmuş'un bu açıklaması üzerine Içişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen'i aradım. Içişleri Bakanı Yücelen, bakanlığı- Mersin'deki Sürgün Doktorlar na ulaşan raporlan ilgili bakanlık olan Sağlık Bakanlığı'nayolladığını, bu ko- nudaki soruşturmayı Sağlık Baka- nı'nın yapması gerektiğini söyledi. So- nuç olarak dokuzdoktorun Mersin'den başka illerin ilçe ve köylerine atan- masını üstlenecek bir kurum buluna- madı. • • • Ne Sağlık Bakanı ne de Içişleri Ba- kanı hiçbir yasal ve idari neden olma- dan dokuz doktorun sürgüne gönde- nlmesıni açıklayamadılar. Açıklama- ları da mümkün değildı. Çünkü bu dokuz doktor hakkında şimdiye ka- dar bır idarı ve hukuki soruşturma açılmamıştı ve bu nedenle açıklama- sı zor bir sürgün söz konusuydu. Bu dokuz doktorun doğum yerle- rıne baktığınız zaman, açıklaması güç siyaset ortaya çıkıyordu. Bu dokuz doktor da Doğu ve Güneydoğu Ana- dolu kökenliydiler, yani Kürttüler. Bun- lann hakkında belli ki binleri rapor ha- zıriamış ve Içişleri Bakanlığı'na vermiş- ti. Içişleri Bakanlığı da bu raporu Sağ- lık Bakanlığı'na yollamıştı. • • • Sonunda dokuz Kürt doktor, açık- lanmayan nedenlerlederetepesürü- lüvermişlerdi. Bu nedenle Meciis'te her iki bakan topu birbirlerine attılar. Çünkü açıklanması mümkün olmayan bir devlet ayıbı söz konusuydu. Üst- lenemiyorlardı. Devlet küçülsün tartışmaları yapı- lırken. işte bu türden bir küçülmenin de tartışılması gerekiyor. Devletin içi- ne yuvalanmış bazı güçler. istedikle- ri an hiçbir hukuki ihtiyaç hissetme- den istediklerini sürgüne yollayabili- yorlar. Farklılıklan içine sındiremeyen bu güçler, devletin kuçülmesinı hıç ısterter mi? • • • Çünkü onlar devlet. Kadiri mutlak ve üzerinde tartışılması mumkün ol- mayan otoriteyi temsil ediyorlar. Ya- zarlar, çizerler, asarlar keserler. Ba- kanlar bile bu konuda tatmin edici bir şey söylemeye cesaret edemezler. Osman Durmuş, telefonda bu dok- torlann sürgünüyle kendisinin bır ilgı- sinin olmadığını soylemiştı. TBMM'de onceki günkü tartışmalar sırasında birmilletvekilinin, "Insanlann doğum yerlerini esas alarak sürgün yaparsa- nız bunun hesabını uluslararası mah- kemelerde vermek zorunda kalırsı- nız" sözlerine "Mahkemelerden kork- mam" cevabını verdi. Osman Durmuş, mahkemelerden korkmaz. Çünkü kendisi, çeşıtli sal- dırı ve cinayet iddialan nedeniyle yar- gılandı ve hepsınden beraat etti. Mah- kemeler onu akladı. Aklanmakla kal- madı, bu olaylardan yargılandıktan sonra olaylı üniversiteye asistan bile oldu. Akademik kariyer yaptı. Kork- maz.. neden korksun? • • • Ekonomik kriz başladığı günden bu yana, temel sorun bir türiü cesaretle masaya yatınlmadı. Bu kriz yapısal bır kriz. 12 Eylül'den bu yana adım adım örülen bır devlet anlayışı bu ül- keyi ıfias ettırdi. Bu devlet anlayışı, buyurgan ve hikmetinden sual olun- maz devlet anlayışı idi. Istediği para- yı istediği yere harcar, hesap soranın kafasını kırar, istedığini ıstediği za- man ıstediği yere sürerdı. Osman Durmuş ve Hüsnü Yusuf Gökalp'ler gökten zembille inmedi. İşte bu buyurgan devletin militanları olarak beslenip büyütüldüler. Onla- rın devletin küçülmesi isteğine kız- malarının nedeni açık değil mi? • • • Mersin'de 2001 yılının sonlarına yaklaştığımız sırada gerçekleştirilen doktor surgünlen.Türkiye'nın nerede tıkandığını da bütün açıklığıyla göz- ler önune seriyor. Türkiye, özgür in- sanların farklılıklarıyla bir arada yaşa- dığı bır ülke olmayı hâlâ hak etmedi mi? Daha ne kadar acı çekeceğiz? Bu ılkellikten kurtulmanın zamanı gelmedı mi?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear