Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
EKİM 2001 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Budak-Bcer
tarüşması
• ANKARA
(Cumburiyet Bürosu) -
DSP Istanbul
Milletvekili Rjdvan
Budak ile Muş
Milletvekili Zeki Eker,
kulistekı atışmalannın
basına yansımasından
sonra bir araya gelerek
"Kavga etmedik"
mesajı verdiler. Budak
ile Eker önceki gûn
TBMM kuhsinde bır
süre görüştükten sonra
bahçeye çıktılar ve
gazetecileri de
yanlanna çağırdılar.
Budak. "Arkadaşım
bana sitem ve
eleştirilerde bulundu.
bunlar kabulümdür.
Ama, 9 köyden
kovuldun. gibı bir söz
söylemedi" dedi. Eker
ise, "Budak'ın, Ecevit
Taksim'e çıkamaz,
sözlerini gazetede
görünce çok
sinirlendim. Kendisi
değer verdiğim bir
arkadaşımdır, dün de
öyleydı" dedi.
ŞenHkoğlu'nun
cezası onandı
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Yargıtay 8. Ceza
Dairesı. yazar Emine
Şenlikoğlu'na "halkı
ırk, din, dil ve sınıf
farkı gözeterek açıkça
kin ve düşmanlığa
tahrikettiği"
gerekçesiyle verilen 1
yıl 8 aylık hapis
cezasını onadı.
Şenlikoğlu bundan
sonra "olağanüsrü
kanun" yolu olarak
bılinen "karar
düzeltme" isteminde
bulunabilecek. Ancak
bu istemin öncelikle
Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığfnca kabul
edılmesi gerekiyor.
Şenlikoğlu,
mahkûmıyetine neden
olan konuşmayı 15
Mayıs 2000'de yaptıgı
içınafyasasından
yararlanamıyor.
Demipyolu
projesî
• DENİZLİ
(Cumhuriyet) -
Ulaştırma Bakanı Oktay
Vural. Türkiye'nin 6
sanayi ilinde taşıma
yükünü karayollanndan
ahp demir yollanna
verecekleri bir proje
üzerinde çalıştıklarıru
açkladı. Bakan Vural,
pmenin ılk ayağını
Gaziantep'te
gerçekleştirmek için
çaışmalara
başladıklannı dile
geririrken Denizli'ye 6
adet yük konteynınnın
kırulması ve işlemesi
iça yatırım
yaoacaklannı belirtti.
HAkâri'de
PKK operasyonu
• DİYARBAKDR
(Cumhuriyet Bürosu) -
Hıkkâri kırsalında
guenlik güçlerince
geçekleştirilen
oferasyonlar sırasında 1
PIK"li öldürûldü.
Oağanüstü Hal Bölge
VJıliği'nden yapılan
adlamada Şırnak'ın
Sjopi ilçesi
yiııılanndaki Habur
Smr Kapısı'nda 4
KK'linin de güvenlik
g-jjlerine teslim
oiuğu belirtildi.
Aıklamada, bölgede
o:erasyonlann ara
vîilmeksizin
sirdürüldüğü ıfade
eıldı.
Mehmet Ali İrtemçelik, hükümeti eleştirerek partisinden istifa etti
ANAP kan kaybediyorANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - ANAP'ta,
TBMM'nin yeni yasama yılı
ile başlayan kaynama, parti-
den "kaçışa" dönüştü. Eski
Devlet Bakanı Mehmet AK İr-
temçelik, dün hükümete ağır
eleştiriler yönelterek partisin-
den istifa etti. İrtemçelik'in, is-
tifasmı açıklamadan önce,
ANAP Genel Başkanı ve Baş-
bakan Yardımcısı Mesut Yıl-
maz ile restleştığı öğrenildi.
Mesut Yılmaz:
• Hükümete halk desteğinin yüzde 20'lerin altına düştüğünü
söyleyen irtemçelik, Başbakan Ecevit'in de "Efsane zihinlerden
tamamen silinmeden" görevinden aynlması gerektiğini vurguladı.
Yılmaz, istifaya ilişkin 'bu fireler normal' yorumunu yaptı.
Yılmaz'ın, açıklaması hakkın-
da bilgi vermek için arayan Ir-
temçelik'e, "Buşeküdeaçıkla-
ma yaparsan bizde kalamaz-
sm" uyansında bulunduğu bil-
dirildi.
ANAP Izmir Milletvekili
Işm Çelebi'nın deklarasyonu,
muhalıflerin sert eleştirileri,
Eyûp Aşık ve Süha Tanık'ın
ıstifalanyla başlayan
ANAP'tan kaçış, İrtemçelik
ile sürdü. TBMM 'de dün basın
toplantısı düzenleyen İrtemçe-
lik. hükümetin kurulduğu dö-
nemdeki halk desteğinin düş-
tüğünü kaydetti.
Türk halkının çok önemli
bir kesiminin başka ülkelerde
yaşamaya öykündüğünü belir-
ten İrtemçelik, "Görevdeld
Uyum yasaları
bir an önce
çıkanlmalı
• Anayasa değişikliği ile atılan adımın
yaşamsal bir değere sahip olduğunu
belirten Yılmaz, ulusal güvenliğin
tartışılması gerektiğini yineleyerek
"Güvenlik için özgürlüğü, ekmek için
demokrasiyi göz ardı etme anlayışından
uzak durmalıyız" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP Genel
Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz,
TBMM'nin anayasa değişiklığindeki
performansıyla eleştirilere en güzel yanırj
verdiğini belirterek "Mectis'in ve hükümetin
bundan sonrald görevi, anayasa değişiklikkrinin
vatandaşın hayatma ve hukuk sistemine
yansıması için gerekli uyum yasalanm bir an önce
çıkarmakür'" dedi. Ulusal güvenliğin tartışılması
gerektiğini yineleyen Yılmaz, "Güvenfik için
özgürlüğü, ekmek için demokrasiyi göz ardı etme
anlayışından uzak dunnabyız" dedi. Mesut
Yılmaz, dün gazetecılere anayasa değişikliği ve
ulusal güvenlik konulannda açıklamalarda
bulundu. Yılmaz, anayasa değişikliği ile atılan
adımın yaşamsal bir değere sahip olmakla
birlikte. son değil ilk adım olduğunu söyledi.
Türkiye'nin AB'ye üye
olması için yapması
gerekenlerin belli
olduğunu kaydeden
Yılmaz, Meclis ve
hükümetin, bundan
sonraki görevinin anayasa
değişikliklerini yurttaşın
yaşamına ve hukuk
sistemine yansıması için
gerekli uyum yasalannı
bir an önce çıkarmak
olduğunu söyledi. Bu
kapsamda bir ön
hazırlığın, anayasa
değişikliklerinin
Meclis'ten
geçirilmesinden önce
başlatıldığını anımsatan Yılmaz. "Amacınnz,
anayasa değişikliği çerçevesinde gereken uyum
yasalanmn en geç bu çahşma döneminüı sonuna
kadar tümüyle çıkanbnasuu sağjamaknr" dedi.
Uygulamada karşılaşılan sorunlann temel
kaynağının bazı yasa metinlerinin çok farklı
yorumlara açık olmasından kaynaklandığını
ifade eden Yılmaz, şunlan söyledi:
"Dolayısıyla yapacağumz çahşmalar sırasuıda,
bazı tanımlamalan netleştirnıemiz ve doğabilecek
aşın yorum farklıhklannı önlememiz büyük
önem arz etmektedir. Bu amaçla özellikle
ülkemizin taraf olduğu, Avrupa İnsan Haklan
Sözleşmesi ve Avrupa tnsan Haklan
Mahkemesi'nuı karar ve içtihatianıu temel kriter
olarak almamız u\ gun olacakür."
Mesut Yılmaz
İrtentçefik,57.
hükümette
ABfle
iUşldkrin
koordinasyonu
ve insan
haklanndan
sorumlu
olarak görev
yapmışti.
AB için Ecevit ve Gürel ile ayn düşmüştü
Hükümette ilk fireANKARA (CunıhuriyetBürosu)-
Hükümet ve Başbakan Bulent Ece-
vit'e ağır eleştiriler yönelterek par-
tisinden istifa eden Mehmet Ati Ir-
temçelik, ANAP'ın hükümetteki ilk
fıresi olmuştu. 57. hükümetin kuru-
luşunda insan haklan ve AB ile ko-
ordinasyondan sorumlu olarak gö-
rev yapan İrtemçelik, zaman zaman
DSP'nin dış politika kurmaylanyla
AB'ye öyelik görüşmeleri sırasında
çelişkiye de düştü.
İrtemçelik, 57. hükümette AB ile
ilişkilerin koordinasyonu ve insan
haklanndan sorumlu olarak görev
yaptı. İrtemçelik, PKK liden Abdul-
iah Öcalan hakkmda verilen ölüm
cezasına ilişkin karann Başbakan-
hk'ta bekletilip bekletihnemesinin
görüşüldüğü toplannJara Mesut YıJ-
maz'ın yanında katıldı. İlk dönem-
lerde partisinin dışpolitikadaki kur-
mayJanndan olan irtemçelik, AB'ye
aday ülke olarak kabul edilmesiyle
ilgiii toplantılarda Dışişleri Bakanı
tsmail Cem ile birlikte Başbakan
Ecevit ve Devlet Bakanı Şükrü Sina
Gürel'in görüşleriyle çelişti. İnsan
haklan başkanlığı tasansuıı Başba-
kan]ık Müsteşan AhmetŞağar tara-
findan geri gönderiünesinin ardın-
dan görevinden istifa eden Irtemçe-
lik'in yerine kabineye ANAP lıderi
Yılmaz girdi. Irtemçelik'in de ku-
ruhnasını istediği AB Genel Sekre-
terliği Yılmaz'a bağlandı.
hükümetimizise her şe>bir ya-
nabıralalsadahionanlamaya-
cak bir yarayla, güven yoksun-
luğuyla maluldür" dedi.
Halkın gönlünden çıkmış bu
hükümetin ülkeye yük olaca-
ğını belirten İrtemçelik, şöyle
konuştu: "Sayın Ecevit ve ko-
aKsyon ortaldannm göreve de-
vamında direnmeleri, 57. hü-
kümete, Türkiye'nin kendi
kendisine yöneHtiğL, ne zaman
ateş ahp nedenlitahribatyapa-
cağı betirsiz bir tehdit hü-
viyeti kazandırmaktadır.
Bu hükümet, görevi daha
fazla gecikmeden bırak-
mabdır."
Ecevit çekOsin
Türkiye'nin çevresin-
deki çok önemli gelişme-
lere "takatsizveitibaneri-
yip vhmiş hükümetie" ya-
kalanmaması gerektiğini
anlatan İrtemçelik, Baş-
bakan Ecevit'in "efsane
zihinlerden tamamen si-
linmeden'
1
görevden aynl-
ması gerektiğini kaydetti.
İrtemçelik, "Bu bağ-
lamda bizlere düşen de
Sayın Ecevit'i saygryla
teskin ve teşviketmektir''
diye konuştu. irtemçelik,
7-8 aydır ANAP'ın faali-
yetlerine katılmadığını
belirterek, son dönemde
sesini yükselten muhalif-
lerle bir ilgisi olmadığını
söyledi.
Yılmaz: Fire normal
Abant toplantısından
önce dün partisinin Baş-
kanlık Divanı'nı toplayan
Yılmaz, toplantıdan önce
basına yaptığı açıklama-
da, Türkiye'nin geçtiği
zor dönemde sorumluluk
taşıyanlann dayanıldılık
ve sabır göstermesinin
beklendiğini belirterek,
"Baa arkadaşlannuzm
bu riayflnıkhlığı göstere-
memesini doğal görüyo-
rum. Böyle bir mücadeie-
ye girerken hep bir fire he-
sabı yapınr" dedi.
Alınan bilgiye göre Yıl-
maz, partisinin Başkanlık
Divanı toplantısmda da ıs-
tifalan değerlendırirken,
"TeJaşa gerek yok, en faz-
la birkaç kişi daha istifa
eder" diye konuştu.
Kuruculuktan istifa edip üye olarak yeniden başkan seçilecek
Erdoğan'ın genel başkanlık formülü
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Anayasa değışikliğinde um-
duğunu bulamayan Recep Tayyip
Erdoğan, AKP Genel Başkanlı-
ğı'nı sürdürmek ıçın yeni bır tak-
tik geliştirdi.
Yargıtay Cumhunyet Başsavcı-
sı Sabih Kanadoğlu. Anayasa
Mahkemesi'ndeki ihtar davasını,
Siyasi Partiler Yasası'nın kurucu
üyelerle ilgiii hükmüne dayandır-
mıştı. SPY'nin 8. maddesine göre.
siyasi partiler, "milletvekiti seçil-
me yeterliliğine sahip" yurttaşlar
tarafindan kurulabiliyor. Milletve-
kili Seçimi Yasası'nın 11. madde-
si de kimlerin milletvekili seçile-
meyeceğinı düzenlıyor.
Bu maddede "affa uğramış oba-
larbfle" Türk Ceza Yasası'nın 312.
maddesınden hüküm gıyenlerin
milletvekili adayı olamayacağı be-
lirtiliyor. Başsavcı. milletvekili se-
çilme yeterliliğini taşımadığı için
"kurucu da olamayacağı'' gerekçe-
siyle Tayyip Erdoğan'ın kurucu
üye ve genel başkanlıktan düşü-
rülmesini istemışti.
AKP'li hukukçular, bu süreci
baştan itibaren yeniden düzenle-
yecek bir formül buldu. Buna gö-
re, eğer yüksek mahkeme uyan ka-
ran verirse Tayyip Erdoğan kuru-
culuktan aynlacak ve partiye SUB-
dan bir üye gibi kaydolacak. An-
cak kongre yetkısıne sahip olan
kurucular kurulu toplanarak, Er-
doğan'ı yeniden genel başkan
seçecek.
IRMIKIAYDEV ENGİN aengin(a doruk.net.tr
Anayasa değişikliği mara-
tonu bitti. 12 Eylül Anayasa-
sı'na 34 yama daha vuruldu.
Daha önceki yamaları da ek-
leyin, artık mükemmel bir "ya-
malı bohça"mız var.
Son değişiklik -biliyorsu-
nuz- 37 maddelik bir paketti.
Paketin büyücek bir bölü-
mü, Kasım 2001'e yetiştiril-
mesi gereken, Avrupa Birli-
ği'ne aday olabilmenın koşul-
lanndan ibaretti.
Bu bağlamdaki değişiklik-
leri -vaktiniz ve sabnnız var-
sa- önünüze koyup tek tek
bakın. Hepsi AB'nin "olmaz-
sa olmazları "nın en alt sının-
na uyumlu kılınmıştı. Yani de-
mokrasiyi Avrupa Birliği stan-
dartlanna yükseltmeyi değil,
Avrupa Birliği standartlannı
olabildiğince aşağı çekip, si-
yaset bezirgânlarının "katla-
nabileceği" düzleme çekme-
yi hedefliyordu.
Bu başanldı.
Şimdi medyanın "pembe
tablolar" çizerek sunduğu
"daha iyıbirdemokrasi" iddi-
ası ile oyalanmamız isteniyor.
Örneğin medyaya göre "ar-
tık önüne gelen telefon dinle-
yemeyecek". Yani telefonları-
mızı artık sadece "önümüze
O Kadar îleru Citmeyelum Peyler...
gelmeyenler" dinleyebilecek.
Laf ebeliği yapmıyorum.
Anayasada haberleşme öz-
gürlüğüne ilişkin yeni düzen-
lemede, telefonların dinlene-
bilmesi, mektuplann açılabil-
mesi, e-postanın okunabil-
mesi için "kamu düzeni ve
ulusalgüvenlik" gerekçesi ve
yargıç karan gerekecek.
Söyler misiniz bana, kamu
düzeni ve ulusal güvenlik gi-
bi bir gerekçenin sınırları ne-
rede başlar, nerede brter?
• • •
Bu bir örnekti ve kabul edi-
len 34 değişikliğin herhangi
biri de örnek seçilebilirdi.
Örnek için bir örnek daha:
Adil yargılanma hakkı.
12 Eylül Anayasası'nın 36.
maddesinde, "Herkes, yargı
önünde davalı ve davacı ola-
rak iddia ve savunma hakkı-
na sahiptir" deniyordu. Şim-
di yapılan "büyük" değişiklik-
le "Herkes adil yargılanma
hakkına sahiptir" dendi.
Gel de gülme. Gel de "yani
eskiden adil olmayan yargı
söz konusuydu da şimdi bu
hakka mı kavuştuk" diye sor-
ma!..
Neyse geçelim...
• • •
Gelelim 37 maddelik deği-
şiklik paketinin öksüz çocuk
muamelesi görmüş üç mad-
desine.
Ikisi nedense "Erbakan ve
Tayyip Erdoğan maddeleri"
olarak anıldı, öyle kavrandı ve
o hesaplarla oylandı.
Birinde "siyasal yasaklann
5yıldan4yılaindirilmesi" ön-
görülüyordu. Değişiklik pake-
tine bu maddeyi sokanlar da,
reddedenler de, kabul oyu
verenler de mollabaşı Erba-
kan'ı yeniden siyaset sahne-
sine sokmak -ya da sokma-
mak- hesabındaydılar.
Ancak hiç kimse "siyasal
yasaklılık ne demektir, Avru-
pa Birliği'ne adaylık koyan bir
ülkede siyasal yasaklılık ola-
bilir mi" diye sormadı; böyle
bir tartışma da olmadı ve
madde reddedildi.
Yani siyasal yasaklılık kav-
ramının geçerli olduğu bir de-
mokrasi ile AB kapısını tıklat-
maya devam edilecek...
Ardından bu kez de Tayyip
Erdoğan'a milletvekilliği ve
ona bağlı olarak parti başkan-
lığı yolunu açacak -ya da aç-
mayacak- olan değişiklik
önergesine sıra geldi. Anaya-
sanın 76. maddesi "anarşik
ve ideolojik eylemlere katılan-
lann" milletvekili olmasını ön-
lüyor. Peki bu madde görti-
şülürken ve oylanırken "ide-
olojik eylem" teriminin ne an-
lama geldiği; daha doğrusu
ciddiye alınacak hiçbir anla-
ma gelmediği üstünde duran
oldumu? Ideoloji "dünyagö-
rüşü" demek ve sadece q de-
mek. Şimdi, diyelim ki TÜSİ-
AD yönetimi serbest piyasa
düzeninin önündeki bürokra-
tik engellerin kaldırılması ile il-
giii bir basın toplantısı düzen-
ledi, ardından bir açık otu-
rumlar dizisi örgütledi.
Bu yapılanlar eylem'dir ve
bu eylemler bal gibi ideolo-
jik'tir ve bir demokraside TÜ-
SİAD yöneticilerinin böyle bir
ideolojiyi savunup bu ideolo-
ji doğrultusunda eylem yap-
malan analarının ak sütü gibi
helal bir demokratik haktır.
Bu tuhaf anayasa maddesi
değişikliği oylandı ve Tayyip
Erdoğan korkusundan değiş-
meden, olduğu gibi kaldı.
• • •
Gelelim 37 maddelik pake-
tin neredeyse oybiriiği ile red-
dedilen maddesine: Uluslara-
rası sözleşmelerle ulusal hu-
kuk arasında çelişki ortaya çı-
karsa hangisinin öncelik ve
üstünlük taşıyacağı madde-
sine...
Bu konuda epey yazıp çiz-
dim. Yinelemeyeyim.
Onun yerine birfıkra ile ida-
re edin:
Temel, belediye otobüsün-
de biletçiymiş. Tıklım tıklım
dolu otobüste yolculan uyan-
yormuş:
- lleru cidelum peyler...
Peyler ileru cidelum...
Bir grup genç Temel'in söz-
lerini Temel'in ağzıyla yinele-
yip akıllarınca dalga geçme-
ye başlamışlar:
- lleru cidelum peyler...
Peyler ileru cidelum...
Temel gençlere bakıp par-
mağını sallamış:
O kadar da ileru citmeye-
lum peyler, o kadar da ileru
citmeyelum...
Meclis'tekiler de bize par-
mak salladılar. Hepsi bu...
POUTtKA GÜ1\LÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
1999 Yılı...
Üç yıl önce ABD, Afganistan'ı sert bır dille uyar-
mıştı:
"Usame bin Ladin'den desteğinizi çekin!.."
ABD, Taleban yönetimine ekonomik ambargo i-
lan etmesinin ardından yapmıştı bu uyanyı!..
ABD, 1999 yılında bölgeye yönelik stratejisinde
temel değişiklikler yapmaya başlamıştı...
Başkan Bill Clinton bir gece yansı buyruğunu
verdi:
"Afganistan'a, insaniyardımlardışında tüm eko-
nomik yardımlar kesilecektir..."
Clinton, aynı gece şöyle diyordu:
"Taleban'a karşı gösterdiğim/z hoşgörülü yak-
laşım yanlıştır..."
Bir gün sonra ABD Dışişleri Bakanlığı, Taleban
yönetiminin Afgan halkı üzerinde bağnaz baskı
uyguladığını, Afganistan sorununun barışçıl yön-
temlerle çozume yanaşmadığını, uyuşturucu ka-
çakçılığında önemli rol oynadığını duyurdu...
ABD yönetimi Taleban'ı Pakistan'la birlikte des-
teklemiş, Afganistan'da bir baskı düzeni kurma-
sına büyük katkıda bulunmamış mıydı?
Bir şeyler değişiyordu!..
ABD şirketlerinin Afganistan'da Taleban'la baş-
lattıklan telefon gibi altyapı çalışmaian hemen
durduruldu... Türkmenistan doğalgazının Afganis-
tan ve Pakistan üzerinden Hint Okyanusu'na in-
dirilmesi askıya alındı. Ama tek bir şey yapılma-
dı!..
Taleban liderlerinin ABD'deki mal ve paralanna
dokunulmadı!..
• • •
ABD üç yıl önce Afganistan'da geniş tabanlı bir
hükümet kurulması için Türkiye'nin önerisine sıcak
bakmaya başladı...
Peki sonuç!..
Her şey sözde kaldı!..
Taleban rejimini Islam ülkelerinin basına bela e-
den ABD değil midir?
1999 yılında Taleban liderterini 'Unocal' adlı bir
ABD firması ekonomik olarak destekledi...
O tarihte Afganistan'daki muhalif güçlerin lide-
ri Ahmet Şah Mesud, 'Unocal' şirketinin Pakis-
tan'da petrol ve gaz çıkarlan olduğunu açıklamış,
şöyle demişti:
"Çünkü Unocal şirketi, Türkmenistan'dan Pa-
kistan'a dekuzanacak ve Afganistan'dan geçecek
boru hattının kurulması için çalışıyor..."
Şimdi 1999'dan 1997 yılına dönelim...
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Recai Kutan
Türkmenistan'ı ziyaret ediyor... Türkmenistan Dev-
let Başkanı Saparmurat Türkmenbaşı Kutan'ı
coşkuyla karşılıyor...
Aşkabat'taki toplantıda Saparmurat Türkmen-
başı şöyle diyor:
"Türkmenistan'dan Türkiye'ye uzanacak boru
hattında geç kalındı. Türkmen gazının dış pazar-
lara açılması için attematrf arayacağız. Türkme-
nistan-Afganistan- Pakistan boru hattı, yan/Uno-
cal-Delta konsorsiyumu bu ihtiyaçtan doğdu.
Biz Türkiye 'ye yetmiş yıl boyunca 40 milyar met-
reküp doğalgazı garanti ediyoruz. Ancak boru hat-
tını hemen döşemeye başlayın."
Bir ay sonra ise Türkmenistan, Pakistan ve Uno-
cal- Delta konsorsiyumlan arasında Türkmenis-
tan-Afganistan-Pakistan gaz boru hattıyla ilgiii
protokol ımzalandı...
Bu toplantının ardından ise Cumhurbaşkanı Sü-
leyman DemireJ, Türkmenistan Devlet Başkanı
Saparmurat Niyazov Türkmenbaşı ve Iran Cum-
hurbaşkanı Haşimi Rafsancani otuz milyar met-
reküp kapasiteli gaz boru hattıyla iigili anlaşmayı
imzaladılar...
• • •
Yaşananlar şaşırtıcı ve düşündürücü şeylerdi...
Bölgede ekonomik egemenliği tam olarak ele
geçirmek isteyen ABD, hem Taleban'a destek ve-
riyorhem Pakistan'ın sırtını sıvazlıyordu...
Ne zaman ki VVashington ve New York vurul-
du. ABD gözlerini açıp kendine geldi:
"Ben ne yapıyorum!"
Bugüne şöyle bir bakalım isterseniz:
Pakistan'da binlerce medresede on binlerce
yoksul ailenin çocuğu var!..
Reuters Ajansı'nın muhabiri öğrencilerle konu-
şuyor...
On beş yaşındaki Muhammed Kerim bakın ne
diyor:
"Amerika Afganistan'a saldınrsa tüm Müslü-
manlar onlaria savaşacak..."
Bu medreseleri Amerikan şirketleri finanse etti!..
Unutmayın o medreselerden on binlerce
Usame bin Ladin yetişiyor!..
hikmetcetinkayafo cumhuriyetcom.tr
Faks numaramız: 02127 513 90 98
Hikmet ÇETİNKAYA
TROYA'dan İYONYA'ya
Mitolojik Aşklar Cografyası
Bir ayda 2. Basım
G ü n i z i Y a y ı n c ı i ı
Tel: 0212-512 42 19 FakS: 512 11 72