16 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EKİM 2001 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Budak-Bcer tarüşması • ANKARA (Cumburiyet Bürosu) - DSP Istanbul Milletvekili Rjdvan Budak ile Muş Milletvekili Zeki Eker, kulistekı atışmalannın basına yansımasından sonra bir araya gelerek "Kavga etmedik" mesajı verdiler. Budak ile Eker önceki gûn TBMM kuhsinde bır süre görüştükten sonra bahçeye çıktılar ve gazetecileri de yanlanna çağırdılar. Budak. "Arkadaşım bana sitem ve eleştirilerde bulundu. bunlar kabulümdür. Ama, 9 köyden kovuldun. gibı bir söz söylemedi" dedi. Eker ise, "Budak'ın, Ecevit Taksim'e çıkamaz, sözlerini gazetede görünce çok sinirlendim. Kendisi değer verdiğim bir arkadaşımdır, dün de öyleydı" dedi. ŞenHkoğlu'nun cezası onandı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay 8. Ceza Dairesı. yazar Emine Şenlikoğlu'na "halkı ırk, din, dil ve sınıf farkı gözeterek açıkça kin ve düşmanlığa tahrikettiği" gerekçesiyle verilen 1 yıl 8 aylık hapis cezasını onadı. Şenlikoğlu bundan sonra "olağanüsrü kanun" yolu olarak bılinen "karar düzeltme" isteminde bulunabilecek. Ancak bu istemin öncelikle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığfnca kabul edılmesi gerekiyor. Şenlikoğlu, mahkûmıyetine neden olan konuşmayı 15 Mayıs 2000'de yaptıgı içınafyasasından yararlanamıyor. Demipyolu projesî • DENİZLİ (Cumhuriyet) - Ulaştırma Bakanı Oktay Vural. Türkiye'nin 6 sanayi ilinde taşıma yükünü karayollanndan ahp demir yollanna verecekleri bir proje üzerinde çalıştıklarıru açkladı. Bakan Vural, pmenin ılk ayağını Gaziantep'te gerçekleştirmek için çaışmalara başladıklannı dile geririrken Denizli'ye 6 adet yük konteynınnın kırulması ve işlemesi iça yatırım yaoacaklannı belirtti. HAkâri'de PKK operasyonu • DİYARBAKDR (Cumhuriyet Bürosu) - Hıkkâri kırsalında guenlik güçlerince geçekleştirilen oferasyonlar sırasında 1 PIK"li öldürûldü. Oağanüstü Hal Bölge VJıliği'nden yapılan adlamada Şırnak'ın Sjopi ilçesi yiııılanndaki Habur Smr Kapısı'nda 4 KK'linin de güvenlik g-jjlerine teslim oiuğu belirtildi. Aıklamada, bölgede o:erasyonlann ara vîilmeksizin sirdürüldüğü ıfade eıldı. Mehmet Ali İrtemçelik, hükümeti eleştirerek partisinden istifa etti ANAP kan kaybediyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP'ta, TBMM'nin yeni yasama yılı ile başlayan kaynama, parti- den "kaçışa" dönüştü. Eski Devlet Bakanı Mehmet AK İr- temçelik, dün hükümete ağır eleştiriler yönelterek partisin- den istifa etti. İrtemçelik'in, is- tifasmı açıklamadan önce, ANAP Genel Başkanı ve Baş- bakan Yardımcısı Mesut Yıl- maz ile restleştığı öğrenildi. Mesut Yılmaz: • Hükümete halk desteğinin yüzde 20'lerin altına düştüğünü söyleyen irtemçelik, Başbakan Ecevit'in de "Efsane zihinlerden tamamen silinmeden" görevinden aynlması gerektiğini vurguladı. Yılmaz, istifaya ilişkin 'bu fireler normal' yorumunu yaptı. Yılmaz'ın, açıklaması hakkın- da bilgi vermek için arayan Ir- temçelik'e, "Buşeküdeaçıkla- ma yaparsan bizde kalamaz- sm" uyansında bulunduğu bil- dirildi. ANAP Izmir Milletvekili Işm Çelebi'nın deklarasyonu, muhalıflerin sert eleştirileri, Eyûp Aşık ve Süha Tanık'ın ıstifalanyla başlayan ANAP'tan kaçış, İrtemçelik ile sürdü. TBMM 'de dün basın toplantısı düzenleyen İrtemçe- lik. hükümetin kurulduğu dö- nemdeki halk desteğinin düş- tüğünü kaydetti. Türk halkının çok önemli bir kesiminin başka ülkelerde yaşamaya öykündüğünü belir- ten İrtemçelik, "Görevdeld Uyum yasaları bir an önce çıkanlmalı • Anayasa değişikliği ile atılan adımın yaşamsal bir değere sahip olduğunu belirten Yılmaz, ulusal güvenliğin tartışılması gerektiğini yineleyerek "Güvenlik için özgürlüğü, ekmek için demokrasiyi göz ardı etme anlayışından uzak durmalıyız" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, TBMM'nin anayasa değişiklığindeki performansıyla eleştirilere en güzel yanırj verdiğini belirterek "Mectis'in ve hükümetin bundan sonrald görevi, anayasa değişiklikkrinin vatandaşın hayatma ve hukuk sistemine yansıması için gerekli uyum yasalanm bir an önce çıkarmakür'" dedi. Ulusal güvenliğin tartışılması gerektiğini yineleyen Yılmaz, "Güvenfik için özgürlüğü, ekmek için demokrasiyi göz ardı etme anlayışından uzak dunnabyız" dedi. Mesut Yılmaz, dün gazetecılere anayasa değişikliği ve ulusal güvenlik konulannda açıklamalarda bulundu. Yılmaz, anayasa değişikliği ile atılan adımın yaşamsal bir değere sahip olmakla birlikte. son değil ilk adım olduğunu söyledi. Türkiye'nin AB'ye üye olması için yapması gerekenlerin belli olduğunu kaydeden Yılmaz, Meclis ve hükümetin, bundan sonraki görevinin anayasa değişikliklerini yurttaşın yaşamına ve hukuk sistemine yansıması için gerekli uyum yasalannı bir an önce çıkarmak olduğunu söyledi. Bu kapsamda bir ön hazırlığın, anayasa değişikliklerinin Meclis'ten geçirilmesinden önce başlatıldığını anımsatan Yılmaz. "Amacınnz, anayasa değişikliği çerçevesinde gereken uyum yasalanmn en geç bu çahşma döneminüı sonuna kadar tümüyle çıkanbnasuu sağjamaknr" dedi. Uygulamada karşılaşılan sorunlann temel kaynağının bazı yasa metinlerinin çok farklı yorumlara açık olmasından kaynaklandığını ifade eden Yılmaz, şunlan söyledi: "Dolayısıyla yapacağumz çahşmalar sırasuıda, bazı tanımlamalan netleştirnıemiz ve doğabilecek aşın yorum farklıhklannı önlememiz büyük önem arz etmektedir. Bu amaçla özellikle ülkemizin taraf olduğu, Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi ve Avrupa tnsan Haklan Mahkemesi'nuı karar ve içtihatianıu temel kriter olarak almamız u\ gun olacakür." Mesut Yılmaz İrtentçefik,57. hükümette ABfle iUşldkrin koordinasyonu ve insan haklanndan sorumlu olarak görev yapmışti. AB için Ecevit ve Gürel ile ayn düşmüştü Hükümette ilk fireANKARA (CunıhuriyetBürosu)- Hükümet ve Başbakan Bulent Ece- vit'e ağır eleştiriler yönelterek par- tisinden istifa eden Mehmet Ati Ir- temçelik, ANAP'ın hükümetteki ilk fıresi olmuştu. 57. hükümetin kuru- luşunda insan haklan ve AB ile ko- ordinasyondan sorumlu olarak gö- rev yapan İrtemçelik, zaman zaman DSP'nin dış politika kurmaylanyla AB'ye öyelik görüşmeleri sırasında çelişkiye de düştü. İrtemçelik, 57. hükümette AB ile ilişkilerin koordinasyonu ve insan haklanndan sorumlu olarak görev yaptı. İrtemçelik, PKK liden Abdul- iah Öcalan hakkmda verilen ölüm cezasına ilişkin karann Başbakan- hk'ta bekletilip bekletihnemesinin görüşüldüğü toplannJara Mesut YıJ- maz'ın yanında katıldı. İlk dönem- lerde partisinin dışpolitikadaki kur- mayJanndan olan irtemçelik, AB'ye aday ülke olarak kabul edilmesiyle ilgiii toplantılarda Dışişleri Bakanı tsmail Cem ile birlikte Başbakan Ecevit ve Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel'in görüşleriyle çelişti. İnsan haklan başkanlığı tasansuıı Başba- kan]ık Müsteşan AhmetŞağar tara- findan geri gönderiünesinin ardın- dan görevinden istifa eden Irtemçe- lik'in yerine kabineye ANAP lıderi Yılmaz girdi. Irtemçelik'in de ku- ruhnasını istediği AB Genel Sekre- terliği Yılmaz'a bağlandı. hükümetimizise her şe>bir ya- nabıralalsadahionanlamaya- cak bir yarayla, güven yoksun- luğuyla maluldür" dedi. Halkın gönlünden çıkmış bu hükümetin ülkeye yük olaca- ğını belirten İrtemçelik, şöyle konuştu: "Sayın Ecevit ve ko- aKsyon ortaldannm göreve de- vamında direnmeleri, 57. hü- kümete, Türkiye'nin kendi kendisine yöneHtiğL, ne zaman ateş ahp nedenlitahribatyapa- cağı betirsiz bir tehdit hü- viyeti kazandırmaktadır. Bu hükümet, görevi daha fazla gecikmeden bırak- mabdır." Ecevit çekOsin Türkiye'nin çevresin- deki çok önemli gelişme- lere "takatsizveitibaneri- yip vhmiş hükümetie" ya- kalanmaması gerektiğini anlatan İrtemçelik, Baş- bakan Ecevit'in "efsane zihinlerden tamamen si- linmeden' 1 görevden aynl- ması gerektiğini kaydetti. İrtemçelik, "Bu bağ- lamda bizlere düşen de Sayın Ecevit'i saygryla teskin ve teşviketmektir'' diye konuştu. irtemçelik, 7-8 aydır ANAP'ın faali- yetlerine katılmadığını belirterek, son dönemde sesini yükselten muhalif- lerle bir ilgisi olmadığını söyledi. Yılmaz: Fire normal Abant toplantısından önce dün partisinin Baş- kanlık Divanı'nı toplayan Yılmaz, toplantıdan önce basına yaptığı açıklama- da, Türkiye'nin geçtiği zor dönemde sorumluluk taşıyanlann dayanıldılık ve sabır göstermesinin beklendiğini belirterek, "Baa arkadaşlannuzm bu riayflnıkhlığı göstere- memesini doğal görüyo- rum. Böyle bir mücadeie- ye girerken hep bir fire he- sabı yapınr" dedi. Alınan bilgiye göre Yıl- maz, partisinin Başkanlık Divanı toplantısmda da ıs- tifalan değerlendırirken, "TeJaşa gerek yok, en faz- la birkaç kişi daha istifa eder" diye konuştu. Kuruculuktan istifa edip üye olarak yeniden başkan seçilecek Erdoğan'ın genel başkanlık formülü ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Anayasa değışikliğinde um- duğunu bulamayan Recep Tayyip Erdoğan, AKP Genel Başkanlı- ğı'nı sürdürmek ıçın yeni bır tak- tik geliştirdi. Yargıtay Cumhunyet Başsavcı- sı Sabih Kanadoğlu. Anayasa Mahkemesi'ndeki ihtar davasını, Siyasi Partiler Yasası'nın kurucu üyelerle ilgiii hükmüne dayandır- mıştı. SPY'nin 8. maddesine göre. siyasi partiler, "milletvekiti seçil- me yeterliliğine sahip" yurttaşlar tarafindan kurulabiliyor. Milletve- kili Seçimi Yasası'nın 11. madde- si de kimlerin milletvekili seçile- meyeceğinı düzenlıyor. Bu maddede "affa uğramış oba- larbfle" Türk Ceza Yasası'nın 312. maddesınden hüküm gıyenlerin milletvekili adayı olamayacağı be- lirtiliyor. Başsavcı. milletvekili se- çilme yeterliliğini taşımadığı için "kurucu da olamayacağı'' gerekçe- siyle Tayyip Erdoğan'ın kurucu üye ve genel başkanlıktan düşü- rülmesini istemışti. AKP'li hukukçular, bu süreci baştan itibaren yeniden düzenle- yecek bir formül buldu. Buna gö- re, eğer yüksek mahkeme uyan ka- ran verirse Tayyip Erdoğan kuru- culuktan aynlacak ve partiye SUB- dan bir üye gibi kaydolacak. An- cak kongre yetkısıne sahip olan kurucular kurulu toplanarak, Er- doğan'ı yeniden genel başkan seçecek. IRMIKIAYDEV ENGİN aengin(a doruk.net.tr Anayasa değişikliği mara- tonu bitti. 12 Eylül Anayasa- sı'na 34 yama daha vuruldu. Daha önceki yamaları da ek- leyin, artık mükemmel bir "ya- malı bohça"mız var. Son değişiklik -biliyorsu- nuz- 37 maddelik bir paketti. Paketin büyücek bir bölü- mü, Kasım 2001'e yetiştiril- mesi gereken, Avrupa Birli- ği'ne aday olabilmenın koşul- lanndan ibaretti. Bu bağlamdaki değişiklik- leri -vaktiniz ve sabnnız var- sa- önünüze koyup tek tek bakın. Hepsi AB'nin "olmaz- sa olmazları "nın en alt sının- na uyumlu kılınmıştı. Yani de- mokrasiyi Avrupa Birliği stan- dartlanna yükseltmeyi değil, Avrupa Birliği standartlannı olabildiğince aşağı çekip, si- yaset bezirgânlarının "katla- nabileceği" düzleme çekme- yi hedefliyordu. Bu başanldı. Şimdi medyanın "pembe tablolar" çizerek sunduğu "daha iyıbirdemokrasi" iddi- ası ile oyalanmamız isteniyor. Örneğin medyaya göre "ar- tık önüne gelen telefon dinle- yemeyecek". Yani telefonları- mızı artık sadece "önümüze O Kadar îleru Citmeyelum Peyler... gelmeyenler" dinleyebilecek. Laf ebeliği yapmıyorum. Anayasada haberleşme öz- gürlüğüne ilişkin yeni düzen- lemede, telefonların dinlene- bilmesi, mektuplann açılabil- mesi, e-postanın okunabil- mesi için "kamu düzeni ve ulusalgüvenlik" gerekçesi ve yargıç karan gerekecek. Söyler misiniz bana, kamu düzeni ve ulusal güvenlik gi- bi bir gerekçenin sınırları ne- rede başlar, nerede brter? • • • Bu bir örnekti ve kabul edi- len 34 değişikliğin herhangi biri de örnek seçilebilirdi. Örnek için bir örnek daha: Adil yargılanma hakkı. 12 Eylül Anayasası'nın 36. maddesinde, "Herkes, yargı önünde davalı ve davacı ola- rak iddia ve savunma hakkı- na sahiptir" deniyordu. Şim- di yapılan "büyük" değişiklik- le "Herkes adil yargılanma hakkına sahiptir" dendi. Gel de gülme. Gel de "yani eskiden adil olmayan yargı söz konusuydu da şimdi bu hakka mı kavuştuk" diye sor- ma!.. Neyse geçelim... • • • Gelelim 37 maddelik deği- şiklik paketinin öksüz çocuk muamelesi görmüş üç mad- desine. Ikisi nedense "Erbakan ve Tayyip Erdoğan maddeleri" olarak anıldı, öyle kavrandı ve o hesaplarla oylandı. Birinde "siyasal yasaklann 5yıldan4yılaindirilmesi" ön- görülüyordu. Değişiklik pake- tine bu maddeyi sokanlar da, reddedenler de, kabul oyu verenler de mollabaşı Erba- kan'ı yeniden siyaset sahne- sine sokmak -ya da sokma- mak- hesabındaydılar. Ancak hiç kimse "siyasal yasaklılık ne demektir, Avru- pa Birliği'ne adaylık koyan bir ülkede siyasal yasaklılık ola- bilir mi" diye sormadı; böyle bir tartışma da olmadı ve madde reddedildi. Yani siyasal yasaklılık kav- ramının geçerli olduğu bir de- mokrasi ile AB kapısını tıklat- maya devam edilecek... Ardından bu kez de Tayyip Erdoğan'a milletvekilliği ve ona bağlı olarak parti başkan- lığı yolunu açacak -ya da aç- mayacak- olan değişiklik önergesine sıra geldi. Anaya- sanın 76. maddesi "anarşik ve ideolojik eylemlere katılan- lann" milletvekili olmasını ön- lüyor. Peki bu madde görti- şülürken ve oylanırken "ide- olojik eylem" teriminin ne an- lama geldiği; daha doğrusu ciddiye alınacak hiçbir anla- ma gelmediği üstünde duran oldumu? Ideoloji "dünyagö- rüşü" demek ve sadece q de- mek. Şimdi, diyelim ki TÜSİ- AD yönetimi serbest piyasa düzeninin önündeki bürokra- tik engellerin kaldırılması ile il- giii bir basın toplantısı düzen- ledi, ardından bir açık otu- rumlar dizisi örgütledi. Bu yapılanlar eylem'dir ve bu eylemler bal gibi ideolo- jik'tir ve bir demokraside TÜ- SİAD yöneticilerinin böyle bir ideolojiyi savunup bu ideolo- ji doğrultusunda eylem yap- malan analarının ak sütü gibi helal bir demokratik haktır. Bu tuhaf anayasa maddesi değişikliği oylandı ve Tayyip Erdoğan korkusundan değiş- meden, olduğu gibi kaldı. • • • Gelelim 37 maddelik pake- tin neredeyse oybiriiği ile red- dedilen maddesine: Uluslara- rası sözleşmelerle ulusal hu- kuk arasında çelişki ortaya çı- karsa hangisinin öncelik ve üstünlük taşıyacağı madde- sine... Bu konuda epey yazıp çiz- dim. Yinelemeyeyim. Onun yerine birfıkra ile ida- re edin: Temel, belediye otobüsün- de biletçiymiş. Tıklım tıklım dolu otobüste yolculan uyan- yormuş: - lleru cidelum peyler... Peyler ileru cidelum... Bir grup genç Temel'in söz- lerini Temel'in ağzıyla yinele- yip akıllarınca dalga geçme- ye başlamışlar: - lleru cidelum peyler... Peyler ileru cidelum... Temel gençlere bakıp par- mağını sallamış: O kadar da ileru citmeye- lum peyler, o kadar da ileru citmeyelum... Meclis'tekiler de bize par- mak salladılar. Hepsi bu... POUTtKA GÜ1\LÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA 1999 Yılı... Üç yıl önce ABD, Afganistan'ı sert bır dille uyar- mıştı: "Usame bin Ladin'den desteğinizi çekin!.." ABD, Taleban yönetimine ekonomik ambargo i- lan etmesinin ardından yapmıştı bu uyanyı!.. ABD, 1999 yılında bölgeye yönelik stratejisinde temel değişiklikler yapmaya başlamıştı... Başkan Bill Clinton bir gece yansı buyruğunu verdi: "Afganistan'a, insaniyardımlardışında tüm eko- nomik yardımlar kesilecektir..." Clinton, aynı gece şöyle diyordu: "Taleban'a karşı gösterdiğim/z hoşgörülü yak- laşım yanlıştır..." Bir gün sonra ABD Dışişleri Bakanlığı, Taleban yönetiminin Afgan halkı üzerinde bağnaz baskı uyguladığını, Afganistan sorununun barışçıl yön- temlerle çozume yanaşmadığını, uyuşturucu ka- çakçılığında önemli rol oynadığını duyurdu... ABD yönetimi Taleban'ı Pakistan'la birlikte des- teklemiş, Afganistan'da bir baskı düzeni kurma- sına büyük katkıda bulunmamış mıydı? Bir şeyler değişiyordu!.. ABD şirketlerinin Afganistan'da Taleban'la baş- lattıklan telefon gibi altyapı çalışmaian hemen durduruldu... Türkmenistan doğalgazının Afganis- tan ve Pakistan üzerinden Hint Okyanusu'na in- dirilmesi askıya alındı. Ama tek bir şey yapılma- dı!.. Taleban liderlerinin ABD'deki mal ve paralanna dokunulmadı!.. • • • ABD üç yıl önce Afganistan'da geniş tabanlı bir hükümet kurulması için Türkiye'nin önerisine sıcak bakmaya başladı... Peki sonuç!.. Her şey sözde kaldı!.. Taleban rejimini Islam ülkelerinin basına bela e- den ABD değil midir? 1999 yılında Taleban liderterini 'Unocal' adlı bir ABD firması ekonomik olarak destekledi... O tarihte Afganistan'daki muhalif güçlerin lide- ri Ahmet Şah Mesud, 'Unocal' şirketinin Pakis- tan'da petrol ve gaz çıkarlan olduğunu açıklamış, şöyle demişti: "Çünkü Unocal şirketi, Türkmenistan'dan Pa- kistan'a dekuzanacak ve Afganistan'dan geçecek boru hattının kurulması için çalışıyor..." Şimdi 1999'dan 1997 yılına dönelim... Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Recai Kutan Türkmenistan'ı ziyaret ediyor... Türkmenistan Dev- let Başkanı Saparmurat Türkmenbaşı Kutan'ı coşkuyla karşılıyor... Aşkabat'taki toplantıda Saparmurat Türkmen- başı şöyle diyor: "Türkmenistan'dan Türkiye'ye uzanacak boru hattında geç kalındı. Türkmen gazının dış pazar- lara açılması için attematrf arayacağız. Türkme- nistan-Afganistan- Pakistan boru hattı, yan/Uno- cal-Delta konsorsiyumu bu ihtiyaçtan doğdu. Biz Türkiye 'ye yetmiş yıl boyunca 40 milyar met- reküp doğalgazı garanti ediyoruz. Ancak boru hat- tını hemen döşemeye başlayın." Bir ay sonra ise Türkmenistan, Pakistan ve Uno- cal- Delta konsorsiyumlan arasında Türkmenis- tan-Afganistan-Pakistan gaz boru hattıyla ilgiii protokol ımzalandı... Bu toplantının ardından ise Cumhurbaşkanı Sü- leyman DemireJ, Türkmenistan Devlet Başkanı Saparmurat Niyazov Türkmenbaşı ve Iran Cum- hurbaşkanı Haşimi Rafsancani otuz milyar met- reküp kapasiteli gaz boru hattıyla iigili anlaşmayı imzaladılar... • • • Yaşananlar şaşırtıcı ve düşündürücü şeylerdi... Bölgede ekonomik egemenliği tam olarak ele geçirmek isteyen ABD, hem Taleban'a destek ve- riyorhem Pakistan'ın sırtını sıvazlıyordu... Ne zaman ki VVashington ve New York vurul- du. ABD gözlerini açıp kendine geldi: "Ben ne yapıyorum!" Bugüne şöyle bir bakalım isterseniz: Pakistan'da binlerce medresede on binlerce yoksul ailenin çocuğu var!.. Reuters Ajansı'nın muhabiri öğrencilerle konu- şuyor... On beş yaşındaki Muhammed Kerim bakın ne diyor: "Amerika Afganistan'a saldınrsa tüm Müslü- manlar onlaria savaşacak..." Bu medreseleri Amerikan şirketleri finanse etti!.. Unutmayın o medreselerden on binlerce Usame bin Ladin yetişiyor!.. hikmetcetinkayafo cumhuriyetcom.tr Faks numaramız: 02127 513 90 98 Hikmet ÇETİNKAYA TROYA'dan İYONYA'ya Mitolojik Aşklar Cografyası Bir ayda 2. Basım G ü n i z i Y a y ı n c ı i ı Tel: 0212-512 42 19 FakS: 512 11 72
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear