23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4- EKİM 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR kurtur@ cumhuriyet.com.tr 15 UYGARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKÎNCl Ahmet Necdet Sezer'in Kars'taki konuşması 'TarihiKentlerBildirgesi' olarak kabul edildi Demokrasi için 'kimlikli toplum'• Geçen yıl kurulan Tarihi Kentler Birliği, ikinci yıl çalışma dönemine Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in "koruma bilincinin demokrasiyi de güçlendireceğini" vurguladığı Kars konuşmasını "rehber" alarakbaşladı... Cumhurbaşkanımız Ahmet Nec- det Sezer'in 21 Eylül 2001 günü Kars'ta toplanan Tarihi Kentler Birliği güz dönemi Biıiik Mecli- si'ndeki açıhş konuşmasının, aynı toplantı sonucunda oybirliğiyle "Meclis Bildirgesi" olarak kabul edildiğini, izleyen günlerde yaz- mıştım. (25/09/ 2001-Cumhuriyet) Çünkü Sezer, onca yoğun günde- mine rağmen yanın günlüğüne bi- le olsa Kars'a gelerek Tarihi Kent- ler Birliği 'ne üye belediye başkan- laruıa seslenirken sadece "başar*- lar" dilemekle yetinmemişti... Bu başannın da nasıl elde edilebilece- ğini, yani Tarihi Kentler Birliği'nin "kuruluş ve çalışma amacı" olan kültürel mirasın ve tarih- sel dokulann ko- runması ve yaşa- TARÎHİN SAHİBİ OLABİLMEK - Eski evler yok olduka, demokrasinin temetindeki 'insanca yaşama kûltürii' de unutuluyor... (sokia) Kars'ın tari- hi gümrük binası, belediye tarafindan 'Kent Konseyi' ve 'gündem 21' çahşmalan için restore edilerek, Sezer'in Kars'a geüşine yetiştirildL.. (sağda) tılmasmdaki temel görevlenn yanı sıra, bunun neden "zorunlu" oldu- ğunu da açıklamıştı... Sezer'in, "demokrasivi de güç- lendirebilmek için kimlikli bireyin ve kimlikli toplumun" gıderek önem kazandığını, bunun güven- cesınin de "kültürel biriJdmleri yansıtan kimlikli çevrede yaşa- mak" olduğunu vurguladığı bu "ders verici" konuşması, Tanhı Kentler Birliği'nce "rehber" kabul edilip Kars Bildirgesine dönüştü... 1 Ekim 2001 Pazartesi günü yı- ne Sezer'i bu kez TBMM'nin açı- lışı nedeniyle Meclis'ın ızleyici lo- calanndan dinlerken düşündüm... Acaba TBMM üyeleri de kendile- ri ıçın gerçekten her yönüyle "ders" niteliği taşıyan bu konuş- mayı "TBMM-2001/2002 BUdirge- si" olarak kabul edemezler miy- dı?.. Sezer'in Meclis'teki konuşması gazetelerde kamuoyuyla da payla- şılınca, ben de bu haftaki konumu değiştirip Kars Bildirgesi'ni daha geniş sunmaya karar verdim... Işte, sadece Tarihi Kentler Birli- ği'ne üye belediyeler için değil, ül- kemizin kültür, tarih ve uygarhk değerlerini yitirmeden, geleceğini daha kimlikli ve daha aydınlık kıl- mak üzere, "korumaya ve demok- rasiye" gönül veren herkes için reh- ber olabilecek, hatta koruma ve de- mokrasi karşıtlannın da "yanıigıve yannşlanni" yüzlerine vurarak on- lan "uyaran" tarihsel konuşmadan unutuLtnaz vurgulamalar... Kentler ancak kendllerlni yaratan "özdeöerlerlyle" uygarlaçabillrler... Korumak yurttaşhkbr"Ülkelerin çağdaşlık yarışmda bulunduklan yer, yalnız bilim ve teknıkteki üstünlükleri, sanayi- leşmedeki başarılarıyla ölçü- lemez. Uygarlığın en önemli ölçütlerinden biri uluslann kültürel değerlerınesahip çık- ması ve bunu evrensel değer- lerle buluşturabilmesidir. Kendi kültürüne, tarihsel değerlerıne, yaşadığı yere sahip çıkan, farklı kül- türlerin düşünce ve eserlerine saygı du- yan birey ve kurulus- lar demokrasinin ko- runması vegeliştiril- mesinin en önemli güvencesidir Zengin tarih- sel ve kültü- rel biri- kimı olan kentlerin, kimliklerını yansıtan bu öz de- ğerlerini koruyarak uygarlığa açması, insan- hğın ortakkültürmirasınınpaylaşılmasına ve ülkeler arasında karşılıklı anlayış ve işbirli- ğinin gelişmesine olanak sağlayacaktır. Tarihi Kentler Birliği nın kurulmasımn, ül- kemiz için çok önemli bir adım olduğunu dü- şünüyor, kentlerimizin tarihsel, kültürel ve do- ğal dokusunun korunmasında Önemli görevler yerine getirece- ğine ve bu örgütlenmenin demok- ratikleşme sürecinin güçlü halka- lanndan biri olacağına inantyo- rum. Yerelyönetimler dayanışmasıy- la başlatılan, meslek ve sivil top- lum örgütlerinin katkıda bulunduğu bu türgi- rişimlerin, yerelden evrensele doğru açılımı- nın, tüm insanlığı sağlıkh bir bileşimeyönlen- direceğinı düşünûyorum." "Kentlerimizdeki kültürel ve tarihsel doku- lann korunmasının yanı sıra, sağlıkh veplan- lı kentleşmenin sürdürülmesi, insanların çev- releriyle barışık mutlu yaşam sürmesinin ön- celikti koşuludur. Ne yazık ki etik değerleri gözardı eden uy- gulamacûann ticari kazancı ön planda tutan yaklaşımlanmn olumsuzsonuçlannı ulus ola- rak büyük bedellerie ödemekteyiz. 'Imar aflan' affedilemez.. Bunlann yanı sıra imar aflan ve yapûaşmada yasalara karşı işlenen suçların hoş görülmesi, yaşam ala- nımızda kapanması zor, büyükyara- lar açmıştır. Yerelyönetimlerimizin kentliler ve sivil toplum kuruluşlarıyla el ele vermesi, çevre sorunlannın çözü- münde etkin bir adım olmasınınyanı sıra, ye- şilin egemen olduğu sağlıklı kentlerde yaşa- mamıza da olanak sağlayacaktır. Gelecekkuşaklara güzel ve temiz kentler bı- rakmakhepimizin ortaksontmluluğudur..." (Ahmet Necdet Sezer - Cumhurbaşkanı - 21/09/2001 - Kafkas Üniversitesı Odıtoryumu) 2002 yılı Nâzım Hikmet'in olacakIstanbul Haber Servisi- Nâzım Hikmet 100. Yıl Etkinlikleri Giri- şim Kurulu, 2002 yıhnı "Nâzun HikmetYıh" ilan edecek. Usta oza- nın 100. yaşını kutlamak amacıyla gerçekleştirilecek etkinlikler kap- samında resim ve fotoğraf sergile- ri acılacak, şenlikler ve sempoz- yuırlar düzenlenecek, sözlü tarih çalısmalan gerçekleştirilecek. Nizım Hikmet 100. Yıl Etkinlik- leri (jirişim Kurulu, "NâomHikmet 100 vaşnda"etkınlıkle- rini Türkiye Gaze- tecier Cemiyeti (T- GC Lokali'nde dü- zenediği basm top- lantsı ile duyurdu. Ekinliklerkapsa- mrria Türkiye ça- pınıa düzenlenecek şenıklerde şiir, mü- zilciia, bale, belge- sel ,österileri yapı- lacK, "Memleke- tirrien tnsan Man- zarlan" adıyla re- sinve fotoğraf ser- gılri acılacak ve bir "Nâzun Hik- nncKavnakçası" hazırlanacak. Et- loxJdenn yurtdışına taşınması da dGûnülüyor. /alannda Ataol Behramoğlu, Fede CetaL Vedat Günyol. İlhan Seuk, Server Tanilli. Atillâ İl- haın da bulunduğu 39 aydın, ya- zave sanatçıdan oluşan girişün kulu adına açıklama yapan Ad- BanÖzyalçuıer, Nâzım Hikmet'in )amı boyunca ınandığı ve müca- dele ettiği düşünceler doğnıltusun- da "Nâam bilincini" yaşatan tüm kişi ve kurumlan bu girişime katıl- maya çağırdı. Özyalçıner, 2002 yı- lının "NâzımHikmetYıh" ilan edil- mesi düşüncesinin UNESCO'nun da gündeminde olduğunu söyledi. Egemen güçlerin düzene uygun bir Nâzım Hikmet portresi çizmeye çalıştığını belirten Özyalçmer, u İş- çi ve emekçilerin kapHaHzme karşı yürüttüğü mücade- le bayrağını taşıyan ve bütün ömrünce bu Ukeler uğruna savaşan bir sanatçı olduğu unutturul- mak isteniyor" de- di. Şükran Kurda- kul da sanatın. si- yasi iktidarlar tara- findan hep baskı gördüğünü ancak Nâzım Hikmet'in baskımn ötesinde "zulüm" gördüğü- nü ifade etti. Türki- ye Yazarlar Sendi- kası Genel Başkanı Cengiz Bektaş ise Nâzım Hik- met'in cezaevmde olduğu 2. Dün- ya Savaşı yıllannda, savaşa karşı çıkarak bugünlere ışık tuttuğunu anlatarak. " Bugün bazıgüçler sade- ce çıkaıianm düşünerek, insanhk- tan çıkrruş bir durumda savaş çt- ğırtkanağı yapıyor. Hepimiz, Nâ- zım'ı doğru dürûst anlamak ve o- nun yanında olduğu emekçi sınıf açısından ödevlerimizi iyi bilmek zorundayız" diye konuştu. Akbank Caz Festivali bugün Wibutee'rân konseriyle başlıyor Cazın soluğu İstanburdaKühûr Servisi - "11. Akbank Caz Festivali", yeni müzikal arayışlar peşinde koşan, canlı, dınamik kon- serleriyle ve doğaçlama çizgileriy- le ilgi çeken topluluk Wibutee'nin konsenyle bugün saat 22.00'de Babylon'da başlayacak. Dünyaca ünlü caz ustalan ile bir- likte ülkemız müzisyenlerine de y- er veren festival bu yıl tstanbul'da Cemal Reşit Rey konser salonunun yam sıra Babylon ve Venue Mas- lak'ta; Ankara HiltonSa ve OD- TÜ'de cazseverlere farklı alterna- tifler sunuyor. Festival kapsamında yann saat 23.00'te caz ustası Jeri Brovvu Qu- artet'e piyanoda Takana Miyanıo- to, basta Kito Sharpe ve davulda WoodyWilliamseşlik edecek. 1996 yılında 30'lu ve 4O'lı yıllann muh- teşem Big Band geleneğini, 70, 80 ve 90'lann popüler dans ritimleri ile kaynaştıran Joseph Bowk's De- fiınkt 6 Ekım Cumartesi günü saat 23.00'te bir konser verecek. Baby- lon'da pazar ve pazartesi günü saat 22.00'de Erik Truffaz & Dhan Er- şahin Project, salı günü 'Veh/ele' projesiyle, tamamen akustik enst- rümantasyonla, günümüzün mo- dern tınılannı ve hareketli dans ri- timlerini canlı ve esprili bir şekilde yakalayan Oğuz Büyükberber Qu- intet, çarşamba ve perşembe günü saat 22.00'de Tuna Ötenel&lmer DemirerQuartet ve cuma günü sa- at 23.00'te Omer Sosa Septet'in konserleri izlenebilır. Cemal Reşit Rey Konser Salo- nu'nda 9 Ekim'de avant-garde sah- nesinin en önemli trompetçilerin- den Kenny \Vheeler Quartet konuk olacak. 10 Ekim'de ünlü saksafon ustası Charles Lloyd Quartet, 11 Ekim'de bağlama, ney, kaval ve zur- nada olduğu kadar İdavyeli çalgı- larda da ustalığını kanıtlamış Omer FarukTekbüek'in ardından piyano ve vokal sanatçısı Patricia Barber Trio'nun konseri yer alacak. 12 Ekim'de aynı mekânda Don Byron Quintet'ten sonra 1960'h yıllarda caza farklı bir soluk getiren Andrew Hill Sertet", 13 Ekim'de doğaçlama üstadı John Scofîeld Trio, ardından "Bobby Previte's Bumb The Rena- ibbance Band" topluluğunun kon- seri dinlenebilir. Venue Maslak'ta yann saat 23.00'te îstanbul'un önde gelen elektronik ve caz ustalannın oluş- turduğu Jazzistance/United Future Organization ve 6 Ekim'de saat 23.00'te "The Secret Tribe Featu- ring Mercan Dede" müzikseverle- nn karşısına çıkacak. Ankara'da ise 7 Ekim'de saat 21.00'de Joseph Bowie*s Defunkt 8 Ekim'de saat 21.00 'de Kenny Whe- elerOuartetHiltonSA'da konser ve- rirken 9 Ekim'de saat 19.00'da Erik Truffaz & İlhan Erşahin Project ODTÜ'de Ankarah müzikseverle- rin karşısına çıkacak. ODAK NOKTASI AHMET CEMAL liyatro ve Soyutlama... Tıyatroda her sahneleme, bir soyutlamadır. Çünkü her sanat eseri gibi, bir tiyatro eseri de gerçek yaşamdan bir şeyleri süzer, özetler ve simgeler. Ancak, ünlü Fransız tiyatro uzmanı Patrice Pavis'in "Tiyatro Sözlüğü" adlı eserin- de çok doğru saptadığı gibi, "soyut resim" ya da "soyutheykel" kavramlannın tiyatrodaki kar- şılığı olabilecek bir "soyut tiyatro" kavramı yok- tur. Bunun nedeni, resmin ya da heykelin yorum- lannı bir durağanlık içerisinde yansıtmasına kar- şılık, sahnenin eyleme ve söze dayanmasıdır. Eylemin kendisi ise soyut olamaz, ancak bir so- yutun, göstergesi olur. örneğin, Hamlet, bir so- yutlamadır. Sahne için oluşturulacak gösterim metninde ise yapılması gereken, bu soyutun - örneğin yönetmenin yorumu doğrultusunda- sahnede somutlaşmasını olanaklı kılmaktır. Bu noktada işin güç yanı ise neyin somutlaştınla- cağı konusunda doğru karar vermektir. Sahnede somutlaştınlacak, görünür konuma getirilecek, görünür ve yaşanır kılınacak olan şey, oyun metnindeki soyutlamanın altmetinler aracılığıyla -seçilen- belli bir zaman-mekân-ko- şullar bağlamına oturtulma biçimidir. Öte yan- dan bu somutlaştırma, hiçbir zaman eserdeki soyutluğu ortadan kaldırma anlamına gelemez. Örneğin Shakespeare'in Hamlet soyutlaması, elbette sahneden seyirciye canlı bir oyuncunun kimliğinde belli bir yorum aracılığıyla yansıya- caktır. Ama burada tüm sahne olayı, seyircının o soyutu, yani genellemeyı somut göstergeler aracılığıyla alımlaması amacına hizmet edecek- tir. Başka deyişle seyirci, Hamlet olayını bir de- faya özgü olarak değil, fakat örneğin eylem ile eylemsizlik arasında bocalayan insanoğlunun sonrasız trajedisi diye algılamayı yalnız metni okuduğunda değil, sahne aracılığıyla da sürdü- rebılmelidir. Bu durumda sahnedeki somutlaş- tırmanın amacı, eserdeki soyutlamayı seyirciye onu bu soyutlama üzerinde en iyi düşündürebi- lecek biçimde aktarmak olarak karşımıza çık- maktadır. Sahne bağlamında soyut-somut açısından en dikkat edilmesi gereken noktaJardan biri, sözü- nü ettiğimiz bu seyirciyi düşündürme konumu- dur. Çünkü seyirciyi düşündürme ile, onabilme- ce sorma arasında çok ince bir sınır çizgisi var- dır, ve tiyatronun amacı hiçbir zaman seyirciye bilmece sormak olmamalıdır. Bu doğrultuda ti- yatro bağlamında yapılması gereken şey, eser- deki soyutlamanın neyin soyutlaması olduğunu seyirciye en iyi göstergelerle iletmektir. Çünkü seyircinin üzerinde asıl düşünmesi amaçlanan şey, her zaman bu soyutlamadır. Seyirci, ancak soyutlamadan yansıyan genelleştirme aracılı- ğıyladır ki bir tiyatro eserini seyrettikten sonra dünyaya artık biraz daha farklı bir görme biçi- miyle bakabilir ve dünya üzerinde düşünme ge- reksınimini duyabilir. Bir oyun yönetmenine dü- şen, seyirciye şu soruyu yöneltmek değildir: "Şimdi sahnede bir soyutlama göreceksiniz, bi- lin bakalım bu neyin soyutlaması?" Ama şunu sormaktır: "Sahnede X'in soyutlamasını gördü- nûz; bu yaşam kesiti size kendi bağlamınızda neleri düşündürtüyor?" Tiyatroda sahneden soyutluğu yansıtalım der- ken, "seyirciyemesajlan çokaçık vemneyelim ki, seyrettikleri üzerinde düşünsün!" gerekçesiyle neyin soyutlandığını belirgin kılmaktan kaçın- mak, seyirciye üzerinde düşüneceği malzeme- yi vermemekle eşanlamlıdır. Sahneden ne üze- rinde düşünmesi gerektiğini algılama olanağını bulamayan bir seyirci ise asla bir eseri anlama- mış olmakla suçlanamaz. e-posta: ahmetcemal(n superonline.com acem20(a hotmail.com Proje4L sergi turlam • Kültür Servisi - 21 Eylül'de açılan Proje4L- Istanbul Güncel Sanat Müzesi, belirli günlerde sergi turlan düzenleyecek. Çarşamba-cumartesi günlen saat 12.00-20.00 arasında açık olan Proje4Dde müze turuna katılanlann sorulannı yöneltebılecekleri bir platform oluşturulacak. Serginın küratörü Vasıf Kortun'un eşliğınde gerçekleştirilecek sergi okumalan 6 Ekim, 20 Ekim ve 3 Kasım'da cumartesi günleri saat 15.00'te başlayacak. Proje4L'nin, 21 Eylül-24 Kasım tarihleri arasında izlenebilecek olan ilk sergisi 'Becoming a Place' (Yer- leşmek) Türkiye'den ve Türkiye bağlamında çalışmış olan sanatçılardan bir dizi yapıt sunuyor. Hüseyin Alptekin, Can Altay, Halil Altındere, Tina Carlsson, Erik Göngrich, Hakan Gürsoytrak, Gülsün Karamustafa, Aydan Murtezaoğlu, Bülent Şangar ve Oda Projesi'nin katıldığı serginin ilgilendiği konular arasında, şehirleşmeye bağlı olarak geleneksel yaşam biçıminin dönüşümü, ev içindeki görselliğin inşası ve kamusal mekânın sahiplenme biçimleri de yer alıyor. BUGÜN • BORUSAN KÜLTÜR VE SANAT MERKEZİ'nde saat 10.30-12.00 arasında Sonya Tannsever ve Niyazi Selçuk'un 'Müziğin rengi' adlı atölye çalışması, saat 18.30'da Alper Maral ve Orhan Kahyaoğlu'nun 'Popükr Müzik Neye Alternatil?' adlı söyleşisi gerçekJeşecek. (0212 22 56) • FtLM YÖNETMENLERİ DERNEĞİ'nde 'Usta Haftası' adı altında Alfred Hhchcockun 'Sapık' adlı filmi gösterilecek. (0 212 293 90 01) • ORTAKÖY AFİFE JALE SAHNESt'nde saat 21 OO'de Stûdyo Drama Oda Muziği Topluluğunun konseri dinlenebilir. (0 212 260 09 35) • PROFİLO KÜLTÜR MERKEZt'nde saat 20.00'de 'Cinque de coeur' grubunun 'Ses Kutusu' adlı konser izlenebilır. (0 212 252 61 55)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear