23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURfYET 4 EKİM 2001 PERŞEMBE 14 KULTUR kuitur@cumhuriyet.com.tr 2 ^ ^ 38. Antalya Altın Portakal Film Festivali, tarihinin en iyi yıllarından birini yaşıyor ürkiye'nin 4 iki yüzü'VECDİSAYAR Antalya, bu yıl tarihinin en iyi yıllanndan birini yaşıyor. Bu, her jeyden çok sınemamızdaki çok seshlığın, yeni arayışlann bir so- nucu. Antalya'da öyle yıllar gör- dûk kı. festıvalin son günü yak- laşıp, ödüller üzerinde tahminler yapılmaya başladığında, üzerin- de tartışılacak düzeyde iki-üç film zor bulunurdu. Eleştirmen- lerin üzerinde fikir birliğine var- dığı filmlerın sayısı ise daha da az olurdu: 96'da "TabuttaRöva- şata", 97 de "Masumiyet" ve "HamanT, 98'de "Gemide" ve " Yara*1 . geçen yıl "Filler ve Çi- men" (Belki bu yıla yakın bir zengınhği, çeşitliliği 99'da ya- kalamıştı fstıval, "Mayıs Sıkm- nsT, "Uçüncü Sayfa" ve "Sal- kım Hanımın Taneteri" ile). Oy- sa, bu yıl festivalin bitimine iki gün kala, kalburun üstünde ka- lan en az beş film var. Bu liste- ye, henüz izlemediğımız fihn- lerden de katılabılecekler oldu- ğu düşünülürse, sinemamızın "lyi" bir yılında olduğunu söy- lemek abartı sayılmamalı. 38. Festival'de yanşmaya ka- tılan fılmler arasında, tematik açıdan olduğu kadar, sinema an- layışı açısından da bir çeşitlılık, farkhlaşma görülüyor. Bu da bir sinema ıçın olsa olsa sağlık işa- ren sayılmalı. Birzamanlar, "ııhı- sal sinema" modasının Yeşil- çam'da pek geçerli olduğu dö- nemde. "Türkıîlmi''nın nasıl ol- ması gerektiği üstüne tartışma- lar yapılırdı. Tabii, o yıllarda Tür- kiye'de bir gün "Kürt fihni" ya- pılabileceğı kimselenn aklına bi- le gelmezdı. 2OOO'lı yıllarda, bu kısır tartışmalan aştığımız göz- leniyor. Artık. genış ızleyıcı yı- ğınlan ıle buluşan, ticari sinema düzenınin beklentilenne yanıt veren fılmlerin yanı sıra "aute- ur sineması"nm en radikal ör- neklerıni bulabiliyoruz; kişisel sinemalar, ortak bir dil yaratma çabasının önüne geçiyor. Festi- valde dün izledığimız iki film, bir- bırıne taban tabana zıt sinema anlayışlarının örnekleri olarak festivale zenginlikkatıyor: Han- dan İpekçi'nin "Büyük Adam Küçük Aşk"ı ve Zeld Demirku- buz'un "Yazgfsı... 'Büyük Adam Küçük Aşk' İnsanıyüreğinden yakalayan bir film Handan Ipekçi, ikinci fîteri "Büyük Adam Küçük Aşk"ta, ilk Fılmınde ele al- dığı temaya bağlı kalarak, toplumsal çal- kantılann ortasında kalan küçük bir ço- cuğun dramıru işliyor. "Babam Asker- de" füminde, 12 Eylül döneminın act- lannı yansıtan îpekçi, bu kez 90'lann ikinci yansında üikemizde yaşanan sa- vaş ortamırun bireyler üzerindeki etki- lerini yansıtiyor beyazperdeye. Birbiri- ni anlamamakta direnen iki toplumun, bir arada yaşamasmın koşullannı sorgulu- yor. Karşı tarafa, kendi değerlerini, ken- di kûltürünü dayatmak yerine, onu an- lamaya çalışmarun meziyetlen üstünde duruyor. Filmin iki ana kahramanı, bir emekli yargıçla anasını babasmı savaşta yıtirmiş, büyük kente bir tanıdığın evine getiril- miş 5 yaşmdaki bir Kürt km. İpekçi, ana dilin önemini vurgulayıp, kültürel dayatmacılık yerine kültürler arası iletişimi önerirken, Türkiye'nin "fld yfizû"nü gerçekçi bir yaklaşımla sergiliyor. Bir yanda, ne yapıyorsa ülke- si için yaptığına inanan, ama "ötekF Türkiye'yi anlamamakta, en doğal hak- lannı vermemekte direnen bir Türkiye, öte yanda gerçek adını kullanmasına bi- le izin verilmeyen, karşı tarafa "Haat et- mek"le "başkakfennak" arasında bir ter- ciWe baş başa bırakılmış bir Türkiye... Handan ipekçi, iki taraftan, "maziunr olanın yanında yer alırken, onu anlama- makta, haklannı tanımamakta direnen tarafı da tek yönlü olarak ele almıyor. Ipekçi'nin, fîîmin baş kişisi olarak bu sonTcategonye giren bir emekli yargıcı seçmesi son derece isabetli. Çürikü Rı- fat Bey, Türkiye toplumununen geniş ke- simini temsil eden orta sınıfın bir tem- silcisi. "İterid, demokrat* bir aydın ve Cumhuriyet'in kültürel önermelerine sı- kı sıkıya bağlı. Onu sarsan, o güne ka- dar sahip olduğu değerleri sorgulaması- na yol açan küçük bir Kürt kızı oluyor. Anadilin ne denli yaşamsal olduğunu öğreniyor onun aracılığryla. Önyargılanndan kurtulamamış bir Tür- kiye'ye çok şey anlatabilecek, çok iş- levsel olabilecek bir film "Büyük Adam Küçük Aşk". Çünkü, insanı yüreğinden yakalıyor. Yüreğinden yakalandm mı kaçmaom çaresi yok. Mutlak düşüne- DüanErçetin sjnemamran gelnıiş geçmiş en yetesektt çocnk oyuncusu ve ensempatikyüzü. ceksin.Handan Ipekçi'nin filmi anlatım açısından başanlı ve etkileyici, ama ba- zı kusurlan da yok değil. Film, ortala- nnda tekrara düşmekten, kimi zaman şematik anlatımlara düşmekten kurtu- lamryor. Çok incelikli. çok iyi düşünül- müş aynntılar banndıran filmin baa un- surlardan annrnası çok iyi olurdu. Filmin görüntü yönetmeni Erdal Kah- raman'ın, müzikleri yapan Serdar Yal- çın ve Maztum Çimen'in, sanat yönet- menlen MustafaZiya Ülkencüer ve Na~ taliYeres'in çabalan fılmi zengınleştın- yor. Film, oyunculuk açısından çok başa- nlı. Şükran Güngör'ün, Füsun Demi- rel'in ve yan rollerden birini inanümaz bir ustalıkla yorumlayan tsmafl Hakkı Şen'in, oyunculuk ödülleri için en çok konuşulacak isımler arasında yer ala- caklan kesin. Küçük kahraman Hejar'ı canlandıran Dflan Erçetin ise sinema- mızın gelmiş geçmiş en yetenekli çocuk oyuncusu ve en sempaük yüzü. Ticari sinemaya meydan okuyor DUYGU SÖMÜRÜSÜ YOK - Z. Demirkubuz'Yazgı'da, izfcyi- ciyi fifane katmadan, mesafeli baktşım korumaya özen gösteriyor. Dün izlediğimiz bir diğer film, Zeld Demirkubuz'un "YazgTsı ise farklı bir sinema anlayışının saygm bır ürünü. Izleyicinin duygulanna hitap etmek yerine, bilincine seslenmeyi seçiyor. Camus'nün "Yabana"sının serbest bir uyarlaması olan "Yazgı''da, Camus kadar, Dostoyevski'nin de izlerine rastlamak olası. Ama yabancı kaynaklardan esinlenmiş olması, fılmdeki kahramanlann 'yerii'liğını, 'sahicilik'ini engellemiyor. Yabancılaşmış bir toplumun tüm değerierine karşı çücan 'nihilist' bireyini anlatan Demirkubuz, meslek yaşamının ilk günlerinden bu yana kendi temalarına tutarlılıkla bağlı kalan, kendi dilini oluşturma yönünde sağlam adımlar atan bir yönetmen. Önceki fümlerinde rastladığımız sinemasal öğeleri bu filminde de yineliyor (kapılar, arka planda sahneye eşlik eden televizyon seslerı, vb.). Bunu bir zaaf değıl, gerçek bir 'auteur'ın (yaratıcı) doğuşu olarak görüyorum. Sinemamızm ikinci yüzünü oluşturan bir anlayışm ürünü "Yazgı". Izleyicinin önyargılannj, beklentilerini hesaba katmayan, hiçbır duyguyu, hiçbir öğeyi sömürmeyen, izleyiciyi filme katmadan, mesafeli bakışım korumaya özen gösteren bır anlatımla, ticari sinema düzenine ve dramatik sinema anlayışına meydan okuyor. Müzik kullanmaması da filmin yaluı anlatımmı perçinlıyor. "Yazgır> ya yeniden döneceğiz, Demirkubuz'un bu yıl çektığı ıkmcı film "itiraT'ı izledikten sonra. RACHEL BERVVICK'İN YAPITIDARPHANE-I AMİRE'DE Içeridepapağan var (mı?) 7. Uluslararası tstanbul Bienali ikinci haftasını gende bırakmak üze- re. Bienalin en ilginç işlermden biri de, Darphane-i Amire'de yer alan y^ Amenkalı sanatçı Rachel Ber- wick'ın işi, pleksi ve metalden yapıl- mış kafes, ışık, ses, bitki ve canlı pa- pağanlardan oluşuyor. Odannı için- de yerleştinlmiş dev kafesin çevre- sınde dolaşırken yalruzca gölgeleri- nı görebildiğiniz, seslerini duyabil- dığıniz papağanlann, içeride olup ol- madıklan konusundatam olarak emin olamıyorsunuz. Boyunuzu epey aşan kafesi ızlerken, içeride ne tür bir 'şey' olduğunu kestirememe duygusuyla her an, bir yerinden elinizi içeri uzat- mak arzusu yükseliyor içinizden. Bu- nu yaptığınız takdirde de hemen uya- nlıyorsunuz: Yasak! Korumak ve yi- tirmek, biriktirmek ve hatırlamak, hafiza ve kurmak Bervvick'in işleri- nin tekrarlanan konulan. Sanatı yapıtlannm, 'neredeysenes- Utükennüş', neredeyse dili tutuhnuş, neredeyse ölüm gibi sınır uçlannda- ki kavramlarla ilgili olduğunu söylü- yor ve eklıyor: "Işlerim, kaybı ve de- ğişimi deneüemeye çahşbğnnız tek- niksüreclerivçbüimselbüguıinbicim- lerini sorgular." Ümraııiye sahnesine kavuştu Kültür Servisi - îstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolan (İŞT), yeni yapılan Umraniye Sahnesi'ni dün ak- şam hizmete açtı. Sokak Tiyatrosu'nun gösterisi sonrasında açılış konuşmalan yapıldı ve Reşat Nuri Güntekin'in 'De- ğffmen' romanından TürgutOzakman'ın n'yatroya uyarladığı, Hakan AHmer'ın yö- nettiğı 'Sarromar -1914' sahnelendi. IŞT Müdürü Muharrem Ergül Um- raniye Sahnesi'nin 404 kişi kapasiteli bir salon olduğunu, lstanbul'a yeni bir sahne kazandırmanın ekip olarak haklı mutluluğunu yaşadıklannı söyledi. lstan- bul'a tam 40 yıldır tiyatro salonu yapıl- madığını ifade eden Ergül şöyle konuş- tu: "Her yerde, her firsatta, hem de ara- DIkahn çizerek tekrar ediyorum. Türki- ye'de 150 bin. İstanbul'da 15 bin kahve- hane var. Buna mukabil Türkrye'de 41, İstanbul'da 20 fonksiyonel tiyatro salo- nu bulunmakta. Durum ortada. Böyie bir ortamda kültür ve sanata daha faz- la değer vermek. bir anlamda kara ce- haletksavaşmak açısından önemlive ge- lecek açısından hepimize düşen görevier var." Îstanbul Şehir Tiyatrolan Genel Yayın Yönetmeni Şükrü Türen ise kriz orta- mında böyle bır tiyatronun yapılmasını şükranla anacaklannı belirtti. Açılış törenine Devlet Bakanlan Yıl- maz Karakoyunlu, Hasan Gemid ve Îs- tanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ali Müfit Gürtmıa, Umraniye Belediye Başkanı MehmetBingöi ve îstanbul Kül- türel ve Sosyal Işler Bölge Başkanı Şe- nol Demiröz de katıldı. MrtımetcaierYOı.UluslafarasıPlastmsanatlarBlrllflrnlnPoauAvrupaBa^taıııseçmH Kültür Bakanlığı'nın desteği gerekli (XI 15 Ekim'de başhyor... MİAİYİA btiklal cad. Halep Paseüı. Rat:2 140/20 (Beyoğlu Sineması'nm pasaj) sahne tasarımı müzik+söz+ şiir ses atölyesi tai-chi-chuan görsel iletişim oyunculuk atölyesi "hayat bilgisi" atölyesi çocuk+drama akdeniz'in ortak uygarlığı Kayıtlar 25 Eylül + 10 Ekim arası. Ayrıntılı çalışma/gösteri programı ve Kaülma koşulları için 0212 252 74 52 ve WWWJnayasanotcom OZLEMALTUNOK UNESCO Uluslararası Plastik Sanat- lar Birhgi'nın (A1AP) 22 Eylül'de Slo- vakya'nın Bratislava kentinde düzenle- diği toplantı, aralannda Türkiye'nin de bulunduğu 21 ülkenin katılımıyla so- nuçlandı. 'UNESCO DoğuveBaü Avru- pa yeniden yapüanma toplanösı' adı al- tında düzenlenen toplantıda Türkıye, Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği (UPSD) Başkanı Mehmet Güleryüz,Do- ğu Avrupa Ulkeleri Grup Başkanlığı'na seçildi. Batı Avrupa Ulkeleri Grup Baş- kanı ise Almanya'dan VVerner Shaub. Türkiye adına önemli bir kazanç olan bu sonucun hükümet tarafindan destek- lenmesi ve yürürlüğe girmesi için Gü- leryüz, Slovakya'dan döner dönmez gi- rişimlere başladı. Sanatçı, Avrupa'daki buyeniden yapüanma ginşimini '2. Dün- ya Savaşı'ndan sonra UNESCO'nun ya- pılanması içinde dünyadaki coğrafi du- rumlan esas alarak ve poütik aynmlan da göz ardı etmeyerek sanat örgütkn- mesi adınayapılan bir aühm' olarak de- ğerlendiriyor. "Bu kongrede Doğu-Baü yönetimlerinin ldmlerin eünde olacağı sorunuçokönemliidL 25bin sanatçı üyc- si olan Rusya, 17 bin üyefi Almanya ya da 4 bin üyeK Yunanistan'a karşıhk biz- de 750 üye \ardı. Buna karşın yapüğunız tanmm ve önerikriefon avTrabüeceğimi- zi söyledik. Şimdi Kültür Bakanhğı'mı- zm dadestekkyerekbizeyardımcıolma- sı gerekiyor.'' Güleryüz, hü- kümetlerin sa- nat sektörün- dekı ekonomi- yi iyi anlamala- n gerektiğini söy- lerken, bu işleyişin Türkiye'de var olmadığı- nı belirtiyor. "Kültür Bakan- hğı'nda bu anlamda yeteıü bir bütçe yok. Buna karşı sa- natçılarvetophım olarak na- sıl bir çaba gösterebileceğinıizi belirle- memiz gerekiyor. Doğu Roma Impara- torhığu'ndan bu yana Istanbul'un olu- şumunu düşünecekohırsak, tstanbul'un bu işin merkeziobna- ması için hiçbir se- K , bep yok. Tüm bu çahşmalara ay- rüacakbütçenin fuzuU olmadığı- nı anlamak ve kültürelvarfağı- mızı gösterme- nin AB'ye gire- biimek için de önemli olduğunu unurmamak la- Mehmet Afi Aybar'ı anma sempozyumu • Kültür Servisi - Tarih Vakfi'nın her yıl Mehmet Ali Aybar anısına düzenlediği sempozyumlann beşincisi bu yıl 7 Ekim Pazar günü saat 10-16.30 arasında yapılacak. 'Ulusal Bağımsızlık Anlayışunız: Dün-Bugün' başlığı altında gerçekleşecek sempozyuma, Artun Ünsal 'TlP'in Ulusal Bağımsızlık Anlayışı', Ertuğrul Kürkçü 'Devletin Bağımsızlığı mı- Toplumun Kurtuluşu mu?', Hasan Bülent Kahraman 'Günümüzde Ulusal Bağımsızlık Kavrarru', Baskm Oran 4 Türk Dış Politikasında Ulusal Bağunsızlüc tlkesi', Asaf Savaş Akat 'Öctisadi Bağımsızlık Mümkün mü?', Murat Belge '60'lardan Bugüne Ulusal Bağımsızhk Anlayışunızın Evrimi' konulannda yapacaklan konuşmalarla katılacaklar. (0 212 233 21 61) ^rkeoloi Günleri' yarın başhyor • MERSİN (AA) - Içel Sanat Kulübü'nce düzenlenen, geleneksel 'Arkeoloji Günleri'nin 6'ncısı, yann başhyor. Mersin Nevid Kodallı Salonu'nda 3 gün sürecek etkinlikte, Roma Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nden Eugenia Equini Schnelder ve Narcello Spanu, tarihi Ayaş beldesinde gerçekleştirilen 2001 yılı kazı çalışmalan hakkuıda bilgı verecekler. İkinci günde, Mersin Üniversitesi'nden öğretim üyeleriyle-!çel San* * Kulübü üyelerinden fotoğraf sanatçılan ve rehberler Içel'deki çeşitli mekânlarda gerçekleştirilen kazılan değerlendirecekler. Son gün ise tanhi ve kültürel eserlerin bulunduğu alanlarla kazı bölgelerine gezi düzenlenecek. ^BabH Festivati' sonaerdi • BAĞDAT (AA) - Irak'ın Babil kentinde 22 Eylül'de başlayan 13. Uluslararası Babil Festivali, dün gece yerli ve yabancı sanat ekiplerinin katıldığı törenle sona erdi. rrak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in himayesinde düzenlenen ve 10 gün süren festivale, 20 ülkeden 35 sanat ekibi katıldı. Kapanış bildirisını okuyan Sudanlı Samı Abdulhalim Said, gelecek yıl düzenlenecek 14. festivalin, uluslararası ambargodan kurtulmuş bir Irak'ta yapılmasını dilediklerinı belirti. CUMOK'tan tiyatro eğitlmi • KüMr Servisi - CUMOK (Cumhuriyet Gazetesi Okur Birlikteliğı) Tiyatro Kulübü 3 yıl önce başlattığı eğitim çalışmalannı sürdürüyor. Kulüp, bu yıl için yeni bir eğitim süreci başlatıyor. 15 yaş üstü tüm Cumhuriyet gazetesi okurlannın katılabileceği çahşmalar için son başvuru tarihi 16 Ekim. (216 334 98 64) 7. Genç Yetenek Sergisi' açılıyor • Kültür Servisi - "Bedensel engelli ve spastik-otistik çocuklarla el ele, gönül gönüle" sloganından yola çıkarak, öğretmen Emine Tokmakkaya'nın öncülüğünde, '7. Genç Yetenek' karma resim sergisi Bakırköy Kültür Merkezi Sergı Salonu'nda açıldı. Fatih Özel llkler Dersanesi'nin işbirliği ile hazırlanan ve 7 Ekim'e dek sürecek sergjde satışlardan elde edilecek gelirin yansı bu çocuklaım eğitim ve sağlıklannda kullanıhnak üzere bağış yapılacak. (0212 543 50 03 - 543 50 53)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear