01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 30 EKİM 2001 SALI 12 JvLJI-jJ. U J \ [email protected] SAHNEDEN AYŞEGÜL YÜKSEL Eskişehir'deki Covent GardenAtatürk'ün sınır tarumaz ile- ri görüşlülügünün ürünü Hal- kevleri 1952 de kapatılrnasay- dı, tiyatro ülkemizin b i r dolu beldesinde çoktan kök saimış olacaktı. Sözü 200l"de açılan Eski- şehir Büyükşehır Belediye Ti- yatrolan'na getiriyorum. Es- kişehir Halkevi kapatıldıktan sonra kentte riyatroyu yaşattna adına yapılan sayısız girişim yoluyla bugüne nasıl ulaşıldı- ğına. Anadolu Üniversitesi'nin ilk rektörü, bugün de Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı olan Yümaz Büyükerşen, ken- tin sanatçı altyapısını, Anado- lu Üniversitesi Devlet Konser- vatuvarı'nı yıllar önce açarak hazırlamış. Eskişehir Büyük- şehir Belediyesi Şehir Tiyat- rolan'nı kurmuş. Kentin eski sebze ve meyve halini, Lond- ra'nın ünlü Covent Garden mo- delini çağnştıracak bir anlayışla çağ- daş bir gençlik ve sanat merkezine dönüştürmüş. Türkiyede benzeri olmayan bu mekân, ahşap ve taş kanşunı bir ta- sanmın ince bir beğeniyle buluştu- rulduğu iki kat üstiine knrulu. Ti- yatro, yapıyı içten çepeçevTe saran ve orta boşluklannı dolduran dük- kânlar. "pub"lar, kafeler, lokanta- lar ve buz pateni alanıyla iç içe. Anadolu Üniversitesi Devlet Kon- servatuvan Tiyatro Bölümü'ne yıl- larca emek veren Ergin Orbey şim- di de EBBŞT'nin genel sanat yö- Jjjskişehir'e yolu düşen herkes "Haller Gençlik Merkezi ve Şehir Tiyatroları" mekânına "misafîr" olmalı. Sanatla yaşamın bütünleşmesinde "mekân "ın taşıdığı önemi gözlemlemek için. netmeni. Tiyatronun geçen yılkı açı- lışı Orbey'ın sahnelediği, Turgut Özakman ın "BirŞehnazOyunr 'uy- la yapılmış. EBBŞT'de 2001 -2002 döneminde sahnelenen, BUgesu Erenus'un "Mi- safir"inı, 13-21 Ekım tarihleri ara- sında 7'ncisi yapılan Uluslararası Eskişehir Festivali kapsamı içinde iz- ledim. Operadan modern dansa, mü- ziğin her rüriinden tiyatroya uzanan, ustaca düzenlenmiş bir izlenceler maratonunun yarattığı festival coş- kusunu da paylaşarak. 1984 'ten bu yana pek çok kez sah- nelenmış, güncelliğini de bir oran- da yitirmiş ün]ü bir oyuna yönetme- nin katkısı ne olabilir? Devlet Ti- yatrolan 'ndan konuk yönetmen Ab- metMümtazTavlan ın. Eskişehir'de- ki ve başka kentlerdeki tiyatro okul- lannı bitirmiş gençlerden oluşan ta- ze ekiple kotardığı sahne olayı, so- ruya bir yanıt oluşturuyor. "Misafir", ilk sahnelendiği yıllar- da, "yabancı" işçi olarak çahştığı Almanya'dan dönünce "yabana"lı- ğı ikiye katlanan insanlann sorunu- nu, "yaren" geleneğinin "oyunçıkar- ma" plastiği içinde irdeleyen bir ça- lışma olarak nitelenebilirdi. Yönetmen Taylan ise bugünün gözlükleriyle, çok daha geniş bir açıdan okumuş Erenus'un mernini. Oyundaki "misafir" Musa'yı, sava- şa yenik ülkesinde yapayalnız fo- toğraflanmış "kömürgödü küçük Af- ganh kız çocuğu"nu da kapsayan bir "ötekj" olma konumu içinde "ge- neFleştirmiş (Oyundan çıkarken fu- ayeye dizilmiş 200 çift -seyirci sa- yısı kadar- "misafir" ayakkabısının arasından geçiyorsunuz. Siz de "mi- safir"siniz). Taylan, metne "söz" eklememiş. Metindeki "söz"den daha çok "oyun" çıkararak, kısacası, "oyun içinde oyun" niteliği taşıyan metne daha çok "mTin" yükleyerek anlamsal ve görsel-işitsel çeşitliliğe ulaşmış. Böylece yalnızca yurtdışında ve ülkesinde "öte- ki" olan işçi değil, sözgelimi "koca evi"nde "01610" olan "geün" ya da "öteki'' gözüy- le bakılarak sömürülen "pa- ralı hemşeri" olma gibi insa- nı insana "ötekj" kılan bir do- lu ayırtı (nüans) da belirgin- leşmiş. Yönetmenin, üreti- min yok oldugu günümüz kriz dönemine taşıdığı "yaren" geleneği de "öz"ünden kop- muş bir olgu olarak getirilmiş sahneye. Akşam kahvede bu- luşan esnafın sıradan "eğlen- ce"si... Taylan, Mete Ayhan, Dev- rim Ozden Akın. Sinan Demi- rer, Murat Danacu Metin Bu- hıt Kıriak, Zafer ErgiU, Basri AJbayrak'tan oluşan oyuncu kadrosuy- la gerek toplu gerekse bireysel oyun- culuk bağlamında öylesine aynnnlı bir çalışma yapmış ki aynı anda 7 başa- nlı sanatçıyı birden izleme zorunlu- luğu duyuyor seyirci. Bu nedenle, se- yircinin algılama düzeyi hiç düşme- den, düzenli bir tartım içinde sürüyor oyun. Çevre giysi tasanmı AH Cem Köroğiunun, koreografisi Mustafa Sekmen'in, ışık tasanmı Ersen Tunç- çekiçın deneyünli ellerinden çıkmış olan "Misafir" her yönüyle özenli ve duyarlı bir çalışma niteliği taşıyor. Sonbaharda film rüzgârı ANKARA (AA) - Ekonomik kriz nedeniy- le iki kez ertelenerek sonbahara kalan Anka- ra'nın en renkli festivali, 26 Kasım-9 Aralık tarihleri arasuıda, 350'ye yakın filmle seyir- ci karşısına çıkacak. 13. Ankara Uluslararası FUm FestivaB, bu yıl ünlü Italyan yönetmen NanniMoretti'nin Cannes FUm Festivali'nde 'En lyi FUm' ödü- lünü alan 'Oğuhın Odaa' fılmiyle açılacak. 26 Kasım'da Ulusal Kısa Fiün Yanşması ile başlayacak olan festivalin bu bölümünde 12 canlandırma, 55 deneysel ve kurmaca ya- pıt yanşırken aynca 25+ Fîlmkri, Danish VV deo Art Toplu Gösterimi, eşcinsellik konulu filmler, korku filmleri, Lovv-Fî Vldeo Toplu gösterimi, Signal-de-Pertegrubufilmlerive Pi- erre Yves Clouin bölümleri sunulacak. Festivalin 'Uluslararası Uzun Filmler' bö- lümünde, 22 ülkeden gelen 48 film gösteri- lecek. Dünya Sineması bölümünün bu yılki ko- nuklan, usta yönetmenler RobertBresson ve Andres Wajda olacak. Bu bölümde Bres- son'un BotogneOrmanınınHanımlarr. 'Yan- kesici', 'Jeanned'Arc'uı YargUanması', 'Ras- geleBalthazar', 'Mouchette', 'GolunL'Ance- lot' ve 'flara' adh filmleri yer alacak. NVajda'nın ise 'Kanal', 'Bav Tadeusz', 'Vaader Ulkesi', 'Her Şey Sanhk', 'Küfler', 'A Chronide Of Amorous Accidents' ve 'A Generation' adlı filmleri seyirciyle buluşacak. 'Yurtdışında Yaşa- yan Türkryefi Yönet- menler' bölümünde Almanya'da yaşayan Hussi Kutlucan' ın 'Me Boss, You Sne- akers', Thomas Ars- lan'ın 'Kardeşler' ve 'Satus', Avustrarya'da yaşayan SerhatKara- dere'nin 'Çaresiz', Si- nan Akkuşun 'Sev- da', Danimarka'da ya- şayan Mehmet Özçe- Hk'in 'Içimdeki Daş- man\ Yüksel Ya- vuz'un 'Beyaz Man- tolu Adam' ve 'Nisan Çocuklan' adlı filmle- ri sunulacak. Festivalde, Türk sinemasımn büyük ustası LütiüÖmerAkad'mfilmlerinden oluşan bir toplu gösterim düzenlenirkenAkad'a 'AzizNe- sin Emek Ödülü' verilecek. Ulusal Uzun Fflm Yanşmaa'nda Tûrk sine- masına son dönemlerde damgasını vuran film- ler yer alacak. Yanşmada toplam 16 dalda ödül verilecek. Bu bölümde, OmerKavur'un 'MeleklerEvi', AyşePölat'ın 'Yurtdı^ Turne- si', SerdarAkar' ın 'Dar Alanda Kısa Paslaş- malar'. Zeki Demirkubuz'un 'Yazgı' ve 'İti- raT, NihatSeven'in 'GölgeAşklar', ZekiÖk- ten'in 'GükGule', AhmetÇadnn'nın 'Renk- li Türkçe', Tunç Başaran'ın 'AbuzerKada- yıf, Ömer Uğur'un 'Hemşo', Ali Özgen- türk'ün 'Balalayka' ve Kazım Öz'ün 'Fotog- raf. Banş Pirhasan'ın 'O da Beni Seviyor', ErsinPertan'uı 'AcıGönül', GaniŞavata'mn 'Dava', Handanİpekçi ron 'BüjükAdamKü- çük.4^i', Sa\aşAv" ın 'Dansöz' ve Semih Kap- lanoğlu nun 'HerkesKendJEvinde' adlı film- leri yanşacak. • 13. Ankara Uluslararası Film Festivali 26 Kasım'da başlıyor. 350 filmin gösterileceği festivalin açılışı Nanni Moretti'nin 'Oğulun Odasf filmi ile başlayacak. DEPECHE MODE'UN KONSERİ BUGÜN Müziğin üç kafadarı Kültür Servisi - Depeche Mode Zeytinburnu Abdi Ipekçi Spor Salonu'nda bu- gün müzikseverlerle buluşa- cak. 1980'lerde başladıklan müzik kanyerlerini günümü- ze kadar başarılı şekilde de- vam ettiren topluluğun 'Ex- citer'albümleri ile aynı baş- lığı taşıyan dünya turneleri- nin son durağı Istanbul olacak. Topluluk geçen hafta Fran- sa'da, Lyon'da bir konser ver- mişti. Lyon'daki konser 'Ex- citer'den parçalarla başladı, It'sNoGood', 'EnjoyTheSi- lence', 'Dream On' ve I Feel You'seyircilerisarstı. Toplu- luk, okııl arkadaşı üç kafadar Martin L. Gore, Andy Fletc- her ve bugün Erasure'dan bil- diğimiz Vince Clart tarafın- dankuruldu. Synthisizer "dan güç alan besteler karanlık, yıkıcı şarkı sözleriyle özel- İikle, Avrupa pop müziğine yeni bir bakış açısı getirmiş- YBLLARA ME YDAN OKUYORLAR - Tarzmdan ödiin \ermeden bugünlere varan 1980'lerin nadir topluluklanndan biri. lerdi. Daha sonraki yıllarda Dave Ga- han'mkatılımıyla topluluk ilk singla- rını 1981 yılında piyasaya sürdüler. Topluluğun aynı yıhn kasım ayında çıkardıklan 'Speak and Spell' adlı albümünün ardından Vince Clark topluluktan ayrılarak yerini Alan VVînder'a bıraktı. Depeche Mode, 1982 yılı itibarıyla bugüne kadar devam edecek daimi kadrosuna kavuşmuş olda Depeche Mode son albümleri Exci- teriçin Björk'ünHomogenic albümün- de yapımcıhğını üstlenen MarkBeD'le bir araya geldiler. Türkiye'de on binlerce hayranı olan topluluğun her albümü korsan kayıtlara rağmen yaklaşık 20 bin civannda satıyor. 43 ile 80 milyon TL arasında deği- şen konser biletleri. Biletk satış nok- talanndan, internetteki www.bile- tix.com adresinden ve tüm Vakkora- ma'lardan temin edilebilir. Bubi'nin eserleri satışta Kültür Servisi - Atölye Örümcek, tanınmış sanatçı Bubi'nin değişik dönemlerinden derlenmiş özel bir koleksiyonunu 12 Kasun'a dek satışa dönük olarak sergiliyor. Adının açıklanmasmı istemeyen bir koleksiyonerin ihtiyaç üzerine satışa sunduğu koleksiyonda, figüratif, soyut çahşmalann yarunda, yaratıcısırun adıyla özdeşleşmiş 'Kafesler'den de örnekler yer alıyor. Boyutlan açısından mütevazı olan yapıtlar, birbirlerinden hem üslup hem tarih olarak oldukça farklı. Küçük çapta bir Bubi retrospektifi olan sergi, pazar günü hariç her gün 11.00- 19.00 arasında görülebilir. 1985 yıluıda ilk sergisini Galeri Baraz'da açan sanatçı, sonraki yıllarda Mine Sanat Galerisi'nde 'Motif Tekran veKafesler' ile Nelli Sanatevi'nde 'Afişe Müdahale' başlıklı sergileriyle sanatseverlerle buluşmuştu. Atölye Örümcek: Hacı Emin Efendi Sok. 2/1-1 Teşvikiye. (0212 241 35 58) Cohen'den yeni albüm Kültür Servisi - Leonard Cohen'in, Sony Müzik'ten çıkan 'The New Songs' adlı yeni albümü tüm dünya ile aynı anda müzik marketlerde yerini aldı. Kısa bir süre önce 1979 dünya turnesinin kayıtlanndan oluşan 'Fîeld Commander Cohen' adlı albümünü çıkaran Cohen'in bu albümü 10 yeni şarkısından oluşuyor. Çok zor şarkı yazdığı bilinen ve ritizliği ile tanınan sanatçıya yeni albümünde de vokallerde Sharon Robinson eşlik ediyor. Uzun yıllar Yunanistan'da yaşayan Cohen, her biri dünya çapında 800.000'den fazla satan 'Flovvers For Hitier' (1963), 'The Favorite Game' (1964) ve 'Beautiful Losers' (1966) adlı kitaplan yazdı. 1967 yılında Amerika'ya dönen sanatçı ilk kez aynı yıl Newport Folk Fesrivali'nde sahne aldı. Aralık 1967'de Columbia Records'la anlaşan Cohen, bugüne kadar 8 stüdyo albümü, 2 konser albümü ve 2 ayn 'Best Of's kaydetti. YAZIODASI SELİM tLERİ İstanbul Hayatının Kapak Resimleri (3) Muhittin Dalkılıç'ın En Yeni Adabı Muaşeret'i Semih Lutfi Kitabevi'nce yayımlandı mı, bilmiyo- rum. Ama En Yeni Adabı Muaşeret'in orijinal kapağı bende: Münrf Fehim'in bir başyapıtı. On beş yıl olmalı, belki daha da fazla. Ayazlı, kes- kin ışıklı bir güz akşamıydı. Güneş battı batacak. Kadıköyü Iskelesi'nden Moda'ya doğru yünüyorum. İstanbul sonbaharının yangınh renkleri git git sili- niyor; yolda, bir bir ışıklanan pencerelere bakıyo- rum. O gün Münif Fehim'in resmine kavuşacağımdan henüz habersizim. Sami Önal'a uğrayacağım; es- ki kitaplar arasında gönlüme yepyeni gelecekler mutlaka yine vardır... Sami Bey bana Münif Fehim'in bir dizi çalışma- sını göstermişti. Donakalmıştım. O eşsiz arma- ğan öylece evimin duvarında şimdi. Bakıyorum: Arkada, fonda dans eden çiftler: Erkeklerin göm- lekleri ve papyonlan beyaz, saçlar hep Valentino, bu suare gecesi için bir ömek frak giymişler ve frak- lar uçuk, iyice uçuk mavi. Mavilik, resme belkı de derinlik katılmak istendiğinden. Uzun, ondüleli saçlı -hepsi sarışın- hanımlar, filiziye kaçan san tu- valetlerle, sırtlar tamamıyla dekolte, tuvaletlerin askıları örümcek ağı gibi ince. Bize göre sağda, mermer sandığım kaide üstünde, madalyon tar- zı, büyük mavi vazo, safir mavisi; yine bize göre sağ köşeden çok tuhaf bir iki sonbahar yaprağı dökülüşüyor. Gerçekten çok tuhaf; bu resimde ne işi var sonbahar yapraklarının? Önde, püsküllü, rulo yastıklı, kadifesi limonkü- fü renginde yayvan kanepenin de önünde kırmzı tuvaletli bir genç hanımla siyah fraklı genç bir bey. Hanım, kanepeye şöylece ilişmiş, tuvaletinin o ka- dar geniş, dalgalı eteklerini -bize göre- sola doğ- ru açmış; bir eli kolçağa hafiften dayalı, öbür elini genç adama uzatmış. Bu, salon hayatında hanım elıne buse konduıma sahnesidir. Nitekim, belini bük- meden egilmiş Bay Valentino buseyi kondurmak üzere! Erkek, kadının elini bilekten tutar gibi yapı- yor... Işte tam o sırada adabı muaşeret bütün gör- kemiyle beliriyor. Yine de çok gizlı bir istihza söz konusu. Sonra, günün birinde bazı gazetelerin cenaze ilan- larından Münif Fehim'in, hayatımızdaki o müthiş kültür gömleği değiştirmeleri resme dökebilmiş bu ustanın, yüz yıla yaklaşan ömrünün yorgunluk- lannı hiçe sayarak, yine tuvali başındayken, yine yrtip gitmiş bir uygarlıktan, sosyolojiden, silinen çeh- relerden söz açmaya çalışırken vefat etmiş oldu- ğunu öğrendim. Artık inik kepenklerıyle bile Ankara Caddesi'nde yerii yerinde durmayan Semih Lutfi Kitabevi'nin so- kağa dökülmüş terekesıni neyse kı küçük sahaf dükkânına taşımış Sami Bey, bir akşamüzeri, de- min anlattığım gibi, Münif Fehim imzalı bazı ka- pak resimlerinin azıcık yıpranmış orijinallerinı ba- nagösterdiğinde, kalbım çarpıyor, bu büyük eser- den hiç olmazsa üç beş resmin saklı kalabilece- ğini düşünerek avunmak ıstiyordum. Çünkü kapak resimlerinin asılları sokakta büs- bütün yok olabilirdi. Tıpkı Münif Fehim'in eşsiz çalışmasına artık kayıtsız kalışımız gibi, tıpkı şu ka- yıtsızlıktan esef duymayışımız gibi. Oysa söz konusu emekte hem Doğu hem Ba- tı, hem alaturka hem alafranga, karmaşık hayatı- mızın, bir türlü senteze yol alamamış kültür kar- şıtlığının bazı görünümleri, bazı ortamlan, zaman dilimleri, simgesel anlamlaria yüklü çehreler olan- ca canlıiıklarıyla yaşamayı sürdürüyor. Hepsi se- vecen bir istihzayla bize bizi yansılıyor... Takvimde Iz Bırakan: "İnsana sevgi gerek, hepimiz sevmeliyiz, öyle değil mi?"_ Anton Çehov, Bir Taşrahnın öyküsü, Mehmet Özgül'ün çevirisi, Yankı Yayınlan, 1970. Bon Jovi'den yeni proje • Kültür Servisi - Rock grubu Bon Jovi, 11 Eylül'de Amerika'da gerçekleşen terörist saldınlann kendilerinin yeni parçalar yapmak için harekete geçirdiğini söyledi. Grup, haziran ayından bu yana toplam 25 tane şarkı sözü yazdı. Grup üyelerinden Richie Sambora, yaptığı açılamada Amerikada yaşanan bu olaylan çok yoğun şekilde hissederek, parçalar yazdıklanm ve müziğide zamanm bir aynası olarak gördüğünü söyledi. 2002 yılı ortalanna doğru yeni bir albüm çıkarmayı düşünen gnıp albüme 'Bounce' adını vermeyi düşünüyor. ADT perdelerini açıyor • ADANA (AA) - Adana Devlet Tiyatrosu (ADT), 30 Ekim'de Arthur Miller'm 'Cadı Kazanı' adlı oyunuyla perdelerini açıyor. Sabancı Kültür Sitesi'ndeki Devlet Tiyatrolan Sahnesi'nde 24 Kasım'a dek sergilenecek oyunu Bozkurt Kuruç yönetiyor. Oyunda, Amerika'da 169O'lı yıllarda Salem kasabasuıda, dinin ve dincilerin yoğun olduğu dönemde, uydurulan cadı hikâyesi üzerine kaynattlan 'cadı kazam' anlatılıyor. Miller, dönemin cadı davalanna neden olan düsünce yapısı ile 1950'li yıllardaki McCarthyci düşünce arasındaki benzerlikleri dikkate alarak dört ayn durumu anlattığı oyunda, toplumsal korku ve histeri zulümle birleştiğinde ortaya çıkabilecek trajik sonuçlan gösteriyor. Faruk Erem Kültür Sanat Vakfı • Kültür Servisi - Faruk Erem Kültür Sanat Vakfı kuruldu. Vakfın kuruluşuna ilişkin Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün ilaru, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısmda yayımlandı. Buna göre, vakfm amacı, "her türlü kültür ve sanat faaliyetlerinde bulunmak, sanatçı adaylannın yeteneklerini geliştirebiuneleri için onlara ihtiyaçlan olan her türlü desteği sağlamak, amacma uygun her türlü yayını yapmak ve bu konuda yayınevleri ve diğer ilgili kuruluşlarla işbirliği içinde ohnak, vakfa adı verilen Faruk Erem'in sanat eserlerinin yeniden basım ve yayınını sağlamak" olarak belirlendi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear