17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 EKİM 2001 ÇABŞAMBA CUMHURİYET SÂYFA 17 nm e •ao Etektronik poste deiaaoiROcundwriyetcom.tr Tet &21&512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Hatfr bayar ekmek yiyormuş... "Pasta bulamıvoriar mı!" i?Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Ankara'da Meclis'in yeni yasama yılını açış konuşmasını yaparken aynı saatierde vatandaş Ufuk Özdemir de Balıkesir'de alışveriş yapıyordu... Özdemir, inşaat malzemesi satan dükkânlan geziyor ve evi için yer karosu seçiyordu... Satıcılardan biri çok kibardı... Karo çeşitlerini tek tek gösteriyor; kaç metrekaresinin kaç lira olduğunu hemen hesaplıyor; malını satmak için indirim olanaklannı şıralıyordu... Vatandaş Özdemir, kibar satıcıdan yer karosu almasa da daha sonra kim olduğunu öğreniyordu: Demokratik Sol Parti Balıkesir Milletvekili Tamer Kanber... DSP'li Kanber, Cumhurbaşkanı Sezer'in milletvekili sayısının 550'den 400'e indirilmesini önereceğini bilmiş gibi asli işinin başına dönmüştü! aşbakan Bûlent Ecevrt'in A6D Başkanı George W. Bush'a yazdığı ve Amerika'nın yanında olduğumuzu bildiren, Amerikan uçaklanna hava sahamızı tümüyle açan, Taleban karşıtı güçleri askeri yönden eğitmeyi ön- gören, 21 Eylül tarihli "tarihi" mektup basına yansı- dıktan sonra yeni yazılmış bir mektup da Vaziyet'in eline geçti... Tarihsiz mektup özetle şöyle: "Sayın Amerikan ve Müttefik Kuvvetler Başkanı... Nasılsınız, iyi misiniz? Bizi sorarsanız, borç faizlerinln ertefenmesini ve yeni kredi dilimlerinin açılmasını dört gözle bekliyo- ruz... Kendi sıkıntılanmızta sizin de yüreğinizi daraltmak istemem, bu mektubu az önce Sayın Içişleri Baka- nımızdan aldığım bir bilgiyi sizinle paylaşmak için ya- zryorum. Hepimize müjdeler olsun ki Usame bin Ladin'in Yeni mektup kardeşi Abduliah bin Ladin'i Istanbul'da yakaladık... Şimdi ne yapalım? Abdullah'ı size mi gönderelim yoksa biz mi sor- gulayalım? Terörie mücadele konusundaki deneyimlerimizi sizinle paylaşmaya hazır olduğumuzu biliyorsunuz... Isterseniz, bırakın biz sorgulayalım... Sayın Içişleri Bakanımız yanımda, size selam ve saygılan var, 'Bize güvenin' diyor... Bir dakika Sa- yın Başkan; efendim Sayın Rüştü Kâzım Bey? De- mek öyle, ciddi misiniz? Inanamıyorum! Mektubuma kısa bir ara verdiğim için özür dile- rim Sayın Başkan... Size şu an Sayın Içişleri Baka- nımızdan aldığım son bilgiyi yazıyorum... Sayın Abduliah bin Ladin, polisteki ilk ifadesinde Sayın Kennedy suikastını da itiraf etmiş bulunuyor... Sayın Başkan... Size, Amerika'da yaşadığınız menfur terör üzeri- ne yakaladığınız bütün zanlılan derhal Türkiye'ye göndermenizi öneriyorum... New York'taki Hürriyet Abidesi'nin ve Boston'da- ki Pentatlon binasının bombalanması olayıyla ilgili soruşturmayı biz sürdürmeliyiz... Inanın her şey ço- rap söküğü gibi ortaya çıkacaktır... Bize güvenebi- lirsiniz... Sayın Başkan... Mektubuma burada son verirken en derin saygı- lanmla gözlerinizden öperim... Değerli eşiniz Sayın Mrs. Hillary'e eşim Sayın Rahşan Hanım'la biriik- te en derin sevgilerimizi iletmenizi de dilertekrar göz- lerinizden öperim... Sayın Rüştü Bey'in de selamlan var... Sayın Hü- samettin Bey de selam söylüyor. Sepet sepet yumurta, sakın bizi unutma..." SESSİZSEDASIZf!) NURİKURTCEBE Yüksek Yerilim Hattı [email protected] Dünyada SAM amca yeli yerine uSAMe yeli esiyor! Müfettiş raporlu ders kîtapları Istanbul'da Ambariı llköğretim Okulu öğretmenlerinden AIi Kaya, geçen yıl yerel gazeteye bir yazı yazıyor... Yazısında, belgelere dayanarak ûkuldaki ders kitabı seçiminde Milli Eğitim Bakanlığı'nın Tebliğler Dergisi'nde belirtilen kurallara uyulmadığını anlatıyor... Ders kitaplannın usulüne uygun seçilmemesiyle bazı kişilerin çıkar sağlandığını öne sürüyor... Iddialar belgeli... Müfettişler olaya el koyuyor... Soruşturma başlatılıyor... Soruşturma sırasında olayın kanıtı olan yazılı belgeler göz ardı ediliyor, sözlü ifadelerie soruşturma tamamlanıyor... Soruşturma raporuna dayanılarak öğretmen Ali Kaya'nın "yerel basını kullanarak mensubu olduğu Milli Eğitim teşkilatını ve görev yapan her kademedeki yöneticileri karalayıcı ve yıpratıcı faaliyet içinde bulunduğu" saptanıyor ve dörtte bir oranında aylıktan kesme ile tecziyesine karar veriliyor, ardından da görevinden alınarak sürgüne gönderiliyor... Bu duaımda müfettişler tarafından karalandığı saptanan kişilerin Ali Kaya'yı mahkemeye vermesi ve tazminat davası açması gerekirken ve Ali Kaya da bunu beklerken kimseden ses çıkmıyor; kitaplar "müfettiş raporu'yla seçilmeye devam ediyor! ÇED KÖŞESt OKTAY EKlNCl îzmir'in 'Vefasız' Apartmanlan... Izmir'in sosyal, kültürel ve kentsel değerlerine katkıda bu- lunmuş hemşerilen "Izmirliler adına" sonsuza dek anmak üze- re başlatılan "Vefa Projesi" için ilk zıyaretler geçen çarşamba (26/09/2001) yapıldı... Aylar öhceden yapıfan duyu- rularla "halktan gelen önerile- ri"de değerlendırenjünnin "ilk aşama" için belırledığı yaklaşık 50 kışı adına düzenlenmiş "vefa plaketleri", vaknyle "yaşadıkla- n yerlere" asılıyor... Izmır Büyüksehır Beledıye Baş- kanı Ahmet Piriştina'nın çeşıtli semtlerdekı ilk altı bınaya sivil toplum temsılcılenyle birlıkte bu "anma belgelerini" asarak baş- lattığı proje, gelecek yıllarda da yinelenerek "sürekli bir kam- panyaya" dönüşecek... Böylece, tzmır'ı "İzmir" ya- pan değerlerde "kişisel payla- rı"olan ve "unutulmamaları" gereken kişilerin, o özvenli kat- kılannı yaptıklan yerler, ûzenne; ki genızlerde tıkanıp kalan o kı- sa konuşmalar da sanki yine sa- dece o güzel ınsanlann artık yıü- nlmış olmasından kaynaklanmı- yordu... Onlarla birlıkte, onlann asü ya- şadıklan. yakın yıllara kadar hep onlarl anunsatmış ve şimdi vefa plaketlenyle "teşekkür" edilen katkılanna ait anılara "tanıklık" etmış "evlerini" de yitırmış ol- manın "geç kahnmış pişmanu- ğıydı" o gün herkesin bakışlan- nı dalgın kılan, vüreklerde "ortak birsızı" yaratan... Adnan TuksavuTun "Alünpark Eczanesi" dışında, diğerlen için "Burada yaşamıştı" denilen ve- fa plaketlen, artık "orada olma- yan" evlerinin yerinde acıma- sızca yükselmış apartmanlara ası- labıldı... Nitekım, bu "imar ve- fasızlığına" aynı duygular ıçin- de tanık olanlardan Gönül Soyo- ğul, böylesine anlamlı bir proje- nin "kaçuulmaz talihsizliğini" ertesı gün Yeni Asır'dakı köşe ya- Halikarnas Balıkçısı'nın ailesiyk Merfaaba Apartmanı'nın önünde. "Burada yaşamıştı" yazılı pla- ketlerle donatılarak "kent belle- ğinden silinmemeleri" de sağlan- mış olacak... ••• Böylesine "duygu yüklü" bır projenın o günkü ilk altı adresın- de yaşanılan ortamlar da aynı şe- kilde duygu yüklüydü... Izmır'deki tıyatro kültûrünün emektan, şaır ve yönetmen Suat Taşer'ın Hatay'daki; doğa sevgi- mizın yurtsever önderi Cevat Şa- kir Kabaağaçlı'nın Nokta Dura- ğı'ndakı. kentın unutulmaz "şifa" kaynagı Süleyman Ferit Eczacı- başı'nın Mithatpaşa'daki, halkın doktor babası Adnan Tuksa- vuTun Basmane'deki, felsefe tut- kusunu kuşaktan kuşağa taşıyan Nakit Ulvi Akgün'ün Alsan- cak'taki, Cumhuriyet dönemı ya- zınunızda adeta fzmir'i "temsü" edes Samim Kocagöz'ün Karşı- yakâ'dakı "yaşadıkları yerlere" varcığımızda, herkes elbette ki "serinç" içindeydi ama, yüzler- defc "buruk gülûmsemeler" de gizl;nilir gibi değildi... Her bıruıın yakınlan ve semt sakjılerı Piriştina yı öylesıne "buğulu gözlerle" kucakladılar zısında özetle şöyle belgeliyor- du: "S. Taşer için Venüs Apartma- nı'na, S.F. Eczacıbaşı için Ecza- cıbaşı Apartmanı'na, C.Ş. Ka- bağaçlı için Merhaba Apartma- nı'na, N.U. Akgfin için Mithat Apartmanı'na, S. Kocagöz için Sevinç Hanım Apartmanı'na dokunduk... Keşke soğuk madeni kapılar yerine ahşap oy- malı, üzerinde zil yerine tok- mak olan, eski bir kapıya dokun- saydım plaketi asarken..." • • • Evet... Izmır Büyükşehir Belediyesi'nin ilk aşamada belir- lenen 50 isımle başlattığı bu "in- sanlık erdemi" projesi, vefa plaketleri zamanla kenti daha bir sarmaladıkça "kent belleğini" de daha bir güçlü ve "kalıcı" kılacak... Her bir apartmanın önüne gelin- diğinde yiÛcselecek bu duygu ve pişmanlık dalgası sonunda en kan yürekleri bile sarsmaya başlayın- ca da yine bu projeyle artık "terk edilen" belki de şu "vefasız imar hırsı" olacak... [email protected]. KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK [email protected] ÇİZGlLÎK KÂMtL MASARACI HARBl SEMİH POROY [email protected] İAZtyOOR... YAzıVoooRf. / TARlHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 3Ekim IRAKBAĞ/MSfZUĞ/N/ KAZ4A//YÖ*» lr * k ' 1 " 1832.'P£ BUGÜN, tKA<K, SAĞ/MSiZ MUKt EGEMetJLİâi ALTtNPA KAIAM , TOÛNYA £4VAŞ( StRAStN&A İNGİLTB- RM'M/fiJ YAGOimtYLA OSA/l/tA/L/LAIS'A &4Ç '/A/, f'NffİL.7&G£''*l/N AAANOACI AL.- S/ie &BVLET CİAHAS-/A/f OAlAYLAMtÇTl. İNGİLİZ. LAU/G£MC£ it£ rÇSt0Lt£t yAF^mAK. Z. FAVSİ4L Oİ-ARAK tKA/£ KJ&ICf f£Ç/CMfÇTf- AAJCAK, /GAK- '**<! MA4B, ÖMCB WGİt.İJt MAAIDAS/MrAl ÖHSÖieÜ- 2.O YtLUtc SÜmE£f*Jİ 4 YtLA fM&f&CCSAC, SON0A OA OUCEyİ rE/£JC£TM£l-£tZi*Jİ SASLIYACAKT7.. ŞİŞLt 4. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 2001/367 Esas Adresleri meçhul davalılar: 1) Hüseyin Adatepe, 2) Mustafa Adatepe Davacı Köşem Apartmanı yöneticileri tarafindan davalılar Şişli, Abide-i Hürriyet Caddesi, Köşem Apartmanı, No: 224/2 adresindeki Hüseyin Adatepe, Mustafa Adatepe ve Yusuf Okur aleyhlerine mahkememizde açılan 'Gürültünün gıderılmesi, apartman ortak yerlerine vaki müdahalenın men'i, kâl ve eski hale getirme' davasının yapılan yargüaması sırasında; davalılardan Hüseyin Adatepe ve Mustafa Adatepe'nin yukandakı bilınen en son adreslerine çıkanlan davetiyeler bilâ-tebliğ iade edilmiş ve zabıta araştırmalanna rağmen tebliga- ta yeterli adresleri de tesbit edilememış olduğundan adı geçen davalılara ilanen teblıgat yapılmasına karar verilmiştir. Bu itıbarla, dosya numarası ve özetı yukanda belirtilen davanın duruşmasnım 13 Kasım 2001 Salı günü saat 09.30'a atılı bulunduğu; ibraz edilmek istenilen belgelerin belli günde duruşmaya getınlmesi gerektiği, duruşmaya gelinmediği veya vekille de temsil olunmadı- ğıtakdirde yargılamaya adresleri meçhul davalılar Hüseyin Adatepe ve Mustafa Adatepe'nin yokluklannda devam olunup karar verilece- ği davetıye yerine kairn olmak üzere ilân olunur. Basın:.55488 PANO DENİZ KAVUKÇUOGLU Amerika ya da 'Yoksullar Cehennemi' Ankara'dan "kamuyönetim uzmanı" bir hekim okurum bana yolladığı elektronik mektubunda, be- nim pazar günkü "Bilmemek Mutluluk mu" baş- lıklı yazımdan yola çıkarak bir soru ortaya atyor, yanıtını da kendisi_veriyordu... Sorusu şöyle idi Sayın Dr. Ali Rıza Üçer'in: "Refahtan payalama- yan, dolayısı ile alamadıklan payla yetinemeyen Amerikalılarne olacak?" Degerli okurumun çeşit- li kaynaklardan deriediği ve Amerika'nın pek bi- linmeyen bir yanına ışık tutan yanıtını özüne sa- dık kalarak sizinle paylaşmak istiyorum. • • • ABD'de alım gücü paritesine göre (SAGP) 1997 verilerine göre kişi başına düşen yıllık sağılk har- caması 4.095 dolar, toplam sağlık harcaması ise yaklaşık 1.100 triyon dolardı. (Kaynak, National Health Expenditures Home Page, Last Update Oc- tober 30, 1998 http://www.hefa.gov/stats/nhe- oact/hilities.htm) Gerek toplam sağlık harcama- lan gerekse ilaç harcamalarında dünyada birinci sırada yer alan ABD'nin, "toplumsal sağlık" pa- rametrelerinde, diğer gelişmiş ülkelere göre olduk- ça geri bir düzeyde olduğu görülüyordu. Genel sıralamada dünyada 37. sırada idı. (Kaynak: Dün- ya Sağılk örgütü 2000 Raporu / The VVorld He- alth Report 2000) Bu durum, sağlık harcamala- nnın, -mutlak olarak-, artmasının toplumun sağ- lık düzeyinin gelişmesine paralel olmadığının bir göstergesi idi. Örneğin, ABD'de 70 yaş altı (er- ken ölüm) oranı yukandaki sıralamaya bağlı ola- rak OECD ülkeleri ortalamasının üzerinde idi. Bunda, ABD'deki "motoriu taşıt kazalan", "cina- yet" ve "intihar" ölümlerinin diğer ülkelere göre daha yüksek olması da rol oynuyordu. (Kaynak: OECD Health Data 1999, Frequently Asked Da- ta, OECD Internet Home Page 1999, http://www.oecd.org) Ancak temel neden bu ül- kedeki "sosyoekonomik eşitsizlikler"d\. ABD'de kamu sağlık harcamalarının geri pla- na itildiği ve neoliberal politiakların ağıriık kazan- dığı 80'li yıllardan sonra bu eşitsizlikler daha da derinleşmiş, zenginler-yoksullar, üniversite diplo- ması olanlar-olmayanlar, beyazlar-azjnlıklar, ev sahipleri-kiracılar arasındaki uçurum daha da açılmıştı. Bir başka araştırma en üst gelir dilimin- dekilerin toplam gelirden aldıkları payın 1975 yı- lında yüzde 7.5 iken 1999 yılında yüzde 42'ye yük- seldiğini gösteriyordu. (Kaynak: Ergin Yıldızoğ- lu, ABD Başkanlık Seçimlerini izlemeye Başlar- ken, Cumhuriyet Gazetesi, 14.02.2000) Bu süreçte ABD'de nüfusun sağlık sigortası kapsamına girmeyen bölümü de giderek büyü- müştü. 1999 yılında 42.6 milyon insanın hiçbir sağ- lık güvencesi yoktu: "Medicaid Programı "na rağ- men yoksullann üçte birini oluşturan 10.4 milyon insan sağlık güvencesinin dışında idi. Aynı şekil- de 18 yaş altı çocukların yüzde 13'ünü oluşturan yaklaşık 10 milyon çocuğun da hiçbir sağlık gü- vencesi yoktu. (Kaynak: US Census Burcau, He- alth Insurance Covarage, Current Population Re- port 1999, Issued September 2000, http://www.census.gov) Yetersiz sağlık güven- cesi olan Amerikalılar da göz önüne alındığında, toplumdaki güçsüz kesimlerin durumunu göste- ren bu tablo daha da "vahim" bir görüntü sergi- lemekteydi. Sayın Dr. Ali Rıza Üçer'in mektubu şu cümle- lerie bitiyordu: Aslında ABD'nin mucizevi refahı bu örneklerden anlaşılacağı gibi kocaman bir ba- lon... Zenginler için cennet, yoksullar için cehen- nem bu ülke... Ve uçurum her yıl daha da derin- leşiyor. Tıpkı dünyada olduğu gibi... • • • Bilmem, "refah", "gelişmişlik", "insanca ya- şam" denince akıllanna ilk önce Amerika'yı ge- tirenler, "kurtuluş"u Amerika'ya göç etmekte gö- renler, gece gündüz "Amerika düşleri" kuranlar, bu satırları okuyunca ne düşünürler? Her şey apaçık ortada değil mi?.. Daha ötesini merak edenler için ise yukandaki "site adresleri" ne gü- ne duruyor? Bu iletişim çağında greçeğe ulaşmak o kadar koiay ki. Eğer istenirse tabii... (Faks:0212-723 84 97) (e-posta: dkavukcuoglu(a superonline.com) BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 1/ Azla yeti- ^ nen, kanaat- kâr. 2/ Ağız- 2 da gûç eriyen 3 bir cins şe- 4 ker... "Çok önemii kişi" anlamında kullanılan uluslararası kısaltma. 3/ Sakızlatatlan- 9 dınlmış rakı. 4/ Şar- kının sert bir biçim- 1 de vurgulandığı dis- 2 ko müzik üslubu... 3 "Fazıl—":Piyanis- 4 timiz. 5/ Uzak... Bir 5 sanat yapıtında işle- g nen konu. 6/ Asur •, krallığınınbaşkenti... fi "Seyit Ali — " : Fo- jj toğraf sanatçımız. II Keten dövmeye yarayan tokmak. 8/ Bir soru sö- zü... Aydın'ın Çine ilçesi yakınlannda ünlü bir antikkent. 9/ Tırnak boyası... Denizli'nin bir il- çesi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Orta Asya'da yaşayan Türkler arasında yaygın olan ve hayvanın kûrek kemiğini ateşe tuttuktan sonra üzerinde beliren şekilleri yorumlayarak ba- kılan fal... Çıplak vücut resmi. 2/ İlave... Öngün. 3/ Üstü deriyle kaph ve küre biçiminde davul. 4/ Kaz Dağı'nm antik dönemlerdeki adı... Çeşitli malzemelerin sanatsal amaçla bir araya getiril- diği ûrün. 5/ İçinde bir su canavan yaşadığına iliş- kin söylentilerle tanınmış, Iskoçya'daki göl... Is- kambil'de bir kâğıt. 6/ Az pışmiş et. II Bulaşık yıkanan muslukteknesi... Bir Ingiliz uzunluk öl- çüsü birimi. 8/ 1yi, hoş, güzel... Bir otomobil markası. 9/ Uzun tüylü kalpak... Bir renk. A S T E R T K S • N U •R A D I K A J •S I N A G 0 GJ E S i N | M A L • L A V | M E L A S I V E D I • Ts A K A R A T E 1T L •N E M | D A 1 M K] A Kİ | P A R K A
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear