23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Imtjvaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yaym Yönetmenı: İbrahim Yıldız • Yazıışlen Müdürü: SaHm Alpaslan • Sorumlu Müdür Istıhbarat Cengiz \ ıldırım # Ekonomı Özlem Y'ü- zak • Kültür Egemen Berköz 0 Spor Abdülka- dir Vücelman • Makaleler Sami Karaören # Düzeltme Abdullah Vazıcı # Bılgı-Belge Edibe Fıkret Ilkız • Haber Merkezı Buğra • Yurt Haberlerr Mehmet Faraç • Avrupa Müdürü: Hakan Kara Temsılcısı Güra\ Öz YayınKurulu İlhanSelçuk(Ba^- kan). Emre Kongar (Danışman). Orhan Erinç. Hikmet Çetin- ka\a. Şükran Soner. İbrahim Yıİdız. Orhan Bursalı, Musta- fa Balba\, Hakan Kara. AnkaraTemiilcısı Mustafa Balbav AtaturkBuhanNo 125. Kat4. Bakanlıklar-Ankara fel 4195020 |7 hat). Faks •419502"»îzmır Temsılcısı Serdar Kızık, H Zıva BK 1352 S 2 3 Tel 4411220, Faks 44191 T^Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu, tnonüCd 119 S No 1 Kat 1. Tel 363 12 11, Faks 363 12 15 \luessese Müdurir Erol Erkut 9 Koordınator Ahnıet Korulsan # Vlu- hasebe Bülent \ener# Idare Hüse>in Gürer 0 Satış Fazilet Kuza REKLAM: P.M. Ltd. Şti. • Genel MudurGülbin Erduran#Koordınator Reha Işırman 0 Genel MudurYrd Se\da Çoban # Fınansman Mudürii ÇetinErduranTel 0212 5)407 53-513 S460-61.Faks 021251384 63 \i)imlı>an: ^enıGûn Haber Ajansı Basın \e Yavıncılık A Ş, Basan: Sabah Ya>mcılık \ Ş TuıidKaİıCad '9 41 CağaloŞJu 34334 tstanbul PK 246 - Sırkecı '4415 ktanbul Tel (0 212) 513 OS 05 (20 hal) Faks I0 212I5PS5 95 www.cumhurivet.com.tr 24EKİM2001 Imsak:5.50 Güneş:7.18 Öğle: 12.56 Ikindı: 15.49 Akşam: 18.20 Yatsı: 19.41 Hindistan da uzay yarışınaa Haber Merkezi - Milyarlarca dolarlık uydu fırlatma sektöriinde Fransa, ABD ve Rusya'dan sonra Hindistan da yerini aldı. ÜlJcenin güneyindeki Sriharikota kıyı kentinden firlatılan uydu yerleştirme aracının başanyla yörüngeye oturfulduğu açıklandı. nhmsnbc.com 'un haberine göre, ABD'deki terörist saldınlar nedeniyle artan güvenlik tedbirleri öne sürülerek fırlatma tarihi gizli tutulan yerleştirme aracı üç uyduyu yörüngeye yerleştirecek. Bu uydulardan biri Hindistan'a, biri Almanya'ya, diğeri ise Avrupa Uzay Ajansı*na ait. Hindistan Uzay Araştırma Kurumu ISRO'daki bilim adamlan, Bangalore'da yaptıklan açıklamada 44 metre uzunluğundaki roketin sorunsuz bir şekilde firlatıldığını söylediler. Roket, Hindistan'a ait teknoloji araştırmalan için kullarulacak bir uyduyu yörüngeye orurtacak. Uyduda. ilerişim ve uzaktan algılama deneyleri yapılacağı açıklandı. Tarihini yeniden yazıyor Haber Merkezi - ABD'ye 11 Eylül'de yapılan terörist saldınnın ardından Amerika'da okullarda okutulan tarih kitaplannın acilen güncellenmesi gündeme geldi. Yayıncı McGravv- Hill, Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon'a yapılan saldınların Amerika tarihinde bir dönüm noktası oldugunu belirterek gerekli çalışmalara başladıklannı açıkladı. Yeni kitaplann en erken şubat ayında piyasada olması bekleniyor. Amerika'ya saldınnın tarihlerinde büyük bir dönüm noktası olduğunu söyleyen Amerikan Ders Kitaplan Konseyi, tarihçilerin işinin zor olduğunu söylüyor ve ekliyor: "Ölayları yazacak tarihçilerin işi zor, çünkü olaylar hâlâ sürüyor. Yerli yerine oturmadı." Saldından önce birkaç paragraf tutan terorizm konusu yeni kitaplarda daha fazla yer bulacak. Tarihçileri en çok zorlayan ise ABD Başkanı George W. Bush tarafindan birinci derecede suçlu ilan edilen Usame bin Ladin'in kitaplarda nasıl yer alacağı. Yeni çağın otomobilleri görücüye çıkacak Tokyo'nun doğusundaki Makuhari fuar alanında 35'inci kez düzenlenecek Tokyo Oto Şov'da başı Japon firmaları çekecek Tokyo, bu hafta sontı binlerce kişinin ilgisini çekecek bir otomobil fuanna ev sahipliği yapmaya haarlanıvor. Kentin doğusunda yer alan Makuhari fuar alanında 35'inci kez düzenlenecek ve 27 Ekün'de başlayacak Tok>o Oto Şov'da başı ise elbette Japon fırmalan çekecek. Fuarda sergilenecek otomobillerin basuı tanınmlannda \ayınılanan fotoğraflarına bakıldığında 2000'li yüların otomobillerinin de çağa uvgun şekilde lasariandığı görülüvor. Örneğin, Nissan'ın *ideo"su uzay ve bilişün çağı olan yüzvdımıza son derece uygun. Suzuki'nin ürünü "covie" de akülü bir otomobil, ancak yüksek teknolojinin sinıgesi olan GPS sistemine sahip. Dış görünüşü ise ahşüagelmiş birçok otomobilden farklı ve renkli. (Fotoğraflar. AP) Yeni çağın otomobülerûıe bakıJdığında go/e çarpan ilk UÜSUI, wiı derece canlı renklerde tasarlanmış olmalan. Vumuşak hatlara sahip olan otomobilkrin yanı sıra daha sert hatlı ve bü\ iik otomobillere rastlamak da mümkün tabii ki. Nissan'm Fransız fîrma Renault ile birieşmesinden sonra üretilen ilk otomobil olan "mm" ise modern bir görünüşe sahip. Şubat ayından beri piyasada olan ve Avrupa'da "Micra" adrvla sanlan otomobil küçük okJuğu için kullaiunu kolay ve aynca ekonomik. Abla-Ağabey Projesi, ünivershelerin araşürma için aldığı pay, Maliye Bakanhğı'na devredildiğinden beri yürümüyor Kimsesiz çocuklarafondarbesiSELENBAYCAN Kimsesiz çocuklann en büyük gereksinimi sevgi. Yıldız Teknik Üniversite'li öğrenciler, "ANa-Ağabey ProjesT kapsamında bir yıl boyunca onlan gezdirdi, onlarla ilgilendi, oyunlar oynadı, yani onlann en bü- yük gereksinimlerini karşıladı. Ama şimdi bu proje durduruldu. Çünkü, üniversitelerin araştırma fonla- nnın Maliye Bakanlığı denetimine verilmesinden son- ra bu projeye kaynak aynlamaz oldu. Üniversitenin Fen-Edebiyat Fakültesi'nde eğitim gören, çocuklan seven, iletişim konusunda yeterli ve akademik alanda başanlı gönüllü 12 öğrenci, bir yıl boyunca haftanın üç gününü, SHÇEK Üsküdar Ço- cuk Yuvası'ndaki 48 çocukla bırliktegeçirdi. Herab- la ve ağabey 4-5 çocukla, oyun oynadı, derslerine yar- dımcı oldu, aileleriyle tanıştı, birlikte gezdi. Projenin kuruculanndan öğretim görevlisi Binnaz Kıran, çalışmalann üniversiteöğrencileriyîegerçek- leştirilmesını. "Hem öğrencilerin eğftimini akhldan alan- da pratik yapmalannı sağlamak hem de korunmaya muhtaç çocuklara, oiumlu yetişkin modellerini onla- ra sunabilmek" olarak açıkladı. Proje yöneticisi Doç. Dr. Füsun Ataseven de "Pro- je\e bir sosyal kurum sahip çıkmah. Oradaki çocuk- laruı topluma kazandınlnıasıgereki\or"dıye konuştu. Üsküdar Yuvası yetkilileri de, çalışmalarla birlikte çocuklaruı daha fazla kendilerini ıfade edebildikleri- ni belirterek "Proje sırasında çocuklaruı yetenekkri de ortaya çıktı. Şu anda baJe, tiyatro eğitimi alan ço- cuklanmız var. GönüUülerin bağışlanyla, onlann ye- tenekleri doğruirusunda yetişmelerini ve künÜklerini bulmalannı sağbyoruz" dedi. Ablalık yapan öğrencilerden Binnaz Şişman, yaşa- duclannı şöyle anlattı: "Birimizgetaıeyince Niye gel- medi?' diye soruyoıiardL Ya da başka bir çocukla U- gilendiğimizde kızıvoriardı. Bizi çok sahiplenmişlerdL Her şeylerini bizimle pa> laşn oriar, bizi aileleri olarak görûyorlardı.'' Bir başka Abla Gülay Aktaş da. şunlan söyledi: u Buranın kapısından girdiğun anda tüm sorunlanmı dışanda bırakryordum. Çünkü kendimi düşünmüyor- dum. Sadece onlar vardı. Onlann sorunlan da değiL Sadece onlarla olmak, birlikte bir şeykr yapmak." Aradığı aşkı Batman'de buldu Splash fihnindeki rolüyle sinemaseverierinj taht kuran aktris Daryl Hannah gön filminin yıktızı Val Kihner'e kjtpftrcu. Bunte dergbinde yaynnlanan bir habere göre beraber oidoklanm saklamayım iküi sokak ortasında öpüşmekten bile çekinmivor. İngiliz mağaza zinciri BHS için modeBk yapan Ud çocuk annesi Hannah, reklam panotanndaki fotoğraflanyla da sevenlerine "40 yaşuıda ama hâlâ genç kız gibi formda ve güzeJ" dedirtiyor. Bir zamanlar. 1999'da uçak kazasmda ölen John E Kennedy ile biriikte olan ve onunla ev lenmeji planlayan Hannah 1994'te nikâh masasuıdan dönmüşrü. Kenned} -Hannay evüfiği için her şey hazn* iken iküi son anda nikâhı iptal etmiştL Kennedy ise İ996'da Caroh/Ti Bessette ile ev lennuşti Hannah 'uı yülardn- Kennedy 'ye sadık kaldığı, ardından yas futfuğu biliniyor. Ve, haberde "Arök Kennedj'yi unutabiür çünkü aradığı aşkı buldu" yonunuyapıbyor. Etkinliği kişinin fizyolojik yapısma göre değişiyor Aşı, gripten koruyor VTJRALAHI e-posta : tan @ prizma. net. tr Grip sezonuna girdiğimiz şu aylarda "Grip aşısının etkinJiği kişiden kişiye değjşebflryor" diyen uzmanlar, genç erişkinlerde aşmuı hastalığı önleme oranuını yüzde 70-90 arasında olduğunu belirtiyorlar. Yaşlılarda aşuun hastaneye yatışlan yüzde 70, ölüm oranını ise yüzde 85 oranında azalttığı görülmektedir. Ne var ki birçok kişi, yeterince etkili olmadığmı düşünerek aşı yaptırmayı reddedebiliyor. Bu konuda görüştüğümüz Acıbadem Hastanesi Iç Hastalıklan Uzmanı Dr. Neşet Köktürk, şu açıklamayı yaptı: "Bu tüıiü düşünenlerin çeşidi nedenleri olabihyor. En sık neden. grip aşısı yapıldıktan sonra gribe benzer bir üst solunum yolu enfeksiyonunun ortaya çıkmasıdn*. Unutulmamabdır ki, • Uzmanlara göre grip aşısının etkinliği kişiden kişiye değişiyor. Aşının gençlerde gripten koruma oraru yüzde 90'a kadar çıkabiliyor. Yaşlılarda hastaneye yatışlan yüzde 70 azaltıyor. influenza virüsünün neden olduğu grip, toplam üst solunum yolu enfeksiyonlannın sadece yüzde 4O'mı ohışturuyor. Oysa başka virüslere ve bakterilere bağiı olarak ortaya çıkan grip benzeri üst sohınum yolu enfeksrvonlan da vardır. Aşı bunlara karşı koruyucu değildir. Ancak çoğu zaman bu enfeksiyonlann seyri gribe göre çok daha hafiftir. Grip aşısı yapümış birisinde grip virüsüne bağiı gerçek grip de ortaya çıkabiUr. Grip virüsü, antijenik yapısuu değiştirebüen bir virüstür. Grip aşısındald influenza virüs susjlan grip sezonundan 9- 10 ay önce beürienir. Eğer bu süre içinde virüsün antijenik yapısmda değişikfik olursa aşuun oluşturduğu antikorun virüse karşı koruvuculuğu azalır." SÖYLEŞİ ATTlL İLHAN 'Batılılaşma'nın, 'Gerçek' AnlamıL. Mark (Apter) uyarmıştı: "-...gözlerine uzun bakma sakın, adamı efsunluyor!". Oysa Çıtra Roy'un -asıl adı başka- asıl bakılacak ye- ri, zaman zaman, kadife yeşiline çalan, bal sa- rısı iri gozleri; derınliğıne daldın mı, sanki esra- rengız bıryıldızlı maytapın, pınltılarını seçıyorsun! Çıtra Roy, Hındu, besbelli 'yüksek' bir kastın mensubu: ailesi, Hindistan alt/kıt'ası 'majeste- leri'rıin imparatorluğu' sayılırken; ya yüksek yö- netim katında görevlıydi ya da komprador bir ışa- damı. Fransızcayı sökmeye uğraştığımız, Allian- ce Française'e Ingiltere'den geldi; orada, Sa- nat Tarihi okuyormuş, ille Fransızcayı da söke- cek: olmazsa. olmaz! O, hayatım boyunca, soh- bet edebildiğım ikı Hıntliden birisi. Öteki Izmir gazeteciliğimde, 'Demokrat izmir'i ziyarete gel- miş, bir Hindistan buyükelçısi ıdı ki, Çıtra Roy'dan 'zevahırde' farklı, 'esasta' aynı kumaştan! Demek istediğim şu: Çıtra Roy'un herhangi bir İngiliz kızından, hıçbirfarkı yok; kılığı kıyafeti, sü- sü püsü. alışkanlıklan ve tercihleri, aynı: şiir yaz- dığımı Mark'dan öğrenmiş. sözü oraya getirip, İn- giliz şıirinin buyuk ısimlennı ardı ardına sıralıyor, bilmediği yok! Buna mukâbil soydaşı Tagore'u önemsemedi: zaten Gandhi ve Nehru'ya da, bu- run kıvınyordu. Londra, Hindistan'da uyguladı- ğı eğitim ve öğretimi, adâb-ı muâşereti, zevk yelpazesi ve itiyatlarıyla, ne yapmış yapmış; Çıtra Roy'da, adından ve gözlerinden başka, Hindu hiçbtr şey bırakmamıştı; halkını, han- diyse 'maymun sürüsü' gibi görüyor. Yıllarca sonra Izmir'de karşıma çıkan Büyü- kelçi'nin Ingilizcesi. tam tersine, zayıf; Fransız- cayı sular seller gibi konuşuyor: sohbetimiz de, o yüzden uzamadı mı? O da Hindu ama, giyim kuşam tarzından, eğitim ve öğretimine, edebi- yat merakından içki ve sofra zevklerıne kadar, her şeyiyle sanki bir Fransız! Nasıl mı olur, o hal- de siz sömürgelik döneminde Hindistan 'ın, ga- liba doğu kıyısında Pondicherry adında bir yö- renın, Fransız yönetimînde kaldığını bilmiyorsu- nuz: oradaki Hindular, Senegal'daki ya da Tu- nus'daki 'yerliler' gibi, tam bir Fransız eğitimi alı- yor, öyle yetişiyorlardı. Bu bakımdan, ahbaplık ettiğim büyükelçi, ORTF'in Hindistan'da yap- tığı Pondicherry beigeselinde seyrettiğim, o mutsuz savcının hınk demiş, adeta burnundan düşmüştü. Fransaya az, Türkfye'ye fazla' mı? Meraklısı onu 'Hangi Batı'dan hatırlayacak- tır; daha sonra TRT/2'deki 'zaman yolcu- luklanm'da, sözünü etmiştim: derli toplu hatta kerti ferli bir zat; işi gücü yerinde, 'nâsiyesi te- miz'\ Çıtra Roy ne kadar, ilk bakışta bir İngiliz kızını andırıyorsa; o da, Paris'deki herhangi bir Dupont Kahvesi'nde, yanınızdaki masadaotu- rup şarabını yudumlarken Figaro gazetesini göz- den geçirecek, Fransız bir savcıdan ayrılamaz ama; 'tragedyası' bu benzeriiğin altında yatıyor. Mikrofona diyor ki: "-...sömürge düzeni sürseydi, belkiolmaz- dı bu; çünkü Fransız küttürü ve yaşama tar- zı 'başat'tı; ben onun ürünüyüm, öyle yaşa- yıp gidecektik ama, sürmedi: bağımsızlık, biz Pondicherry aydınlanna, çifte biryaban- cılaşma getiriyor. Hintli olmamız lazım, Fran- sız gibiyiz; zaten onlar da o kadar İngiliz ki, bizi nasıl Hindulaştıracaklar?" Önce pek çarpmıyor belkı, oysa adamın tra- gedyası hem ağır, hem çok boyutlu; beşeri ya- nı var, toplumsal yanı var, ekonomik yanı var; ga- liba 'kültürsüzleşme' olayındaki 'vahşet'm ve 'hınzırlığın' olanca 'dehşetiyle' ilk olarak, o bel- geseli izlerken karşılaşmıştım; ne diyordu Pon- dicherry Savcısı: "-...halkımla benim aramdaki 'aidiyet'ba- ğı koptu; elimde olmaksızın, onlan hor gör- düğümü saptıyor, bundan utanıyorvm; üze- rimdeki baskı o mertebeye vardı ki, bir ara asıl ait olduğumu sandığım yere gidip, ora- da yaşamaya karar verdim; uyguladım da bu karan, ne yazık ki Fransa 'da ulaştığım so- nuç, 'yalnızlığımı' ve 'yabancılaşmamı' yo- ğunlaştırmaktan başka işe yaramadı; çün- kü ben kendimi 'Fransız' sayıyor, halkıma "yabancılaşıyordum' ama; Fransız beniken- dinden saymıyordu ki, onun gözünde ben Fransızlığa özenen, kötü birHindu idim; bu- nu kibarca da olsa, bütün davranışlanyla, yü- züme vuruyorlardı..." Türkiye hıçbır zaman 'tam sömürge' olmadı ama, Tanzimat sonrasının, Osmanlı aydınla- rını; 'Miltî Şef kültür çağının 'Cumhuriyet' aydınlannı; 1950 sonrasının,'Demokrasi'ay- dınlannı; Pondicherry savcısının o kadar yakın- dığı 'yabancılaşma'ya -daha doğru bir deyiş- le, 'kültürsüzleşmeye' sevk ettiğı söylenemez mi? Zira içlerınden bırısi, Fransa'da yaşamak- la Türkiye'de yaşamak arasında tercih yapama- dığını anlatırken bana. durumun ne kadar aynı olduğunu şu soylediklerı açıkça kanıtlamıştı: "-...olmuyoryahu! Neyapacağımı şaşırdım! Türkiye'ye fazla geliyorum, Fransa ya az! En ağır dramı biz yaşamaktayız!" Farkında görünmüyordu ya, 'kompradoralaf- rangalığı'mn bunun getirdiği sözde 'seçkinliğin'; gerçekte 'Emperyalızm'm korkunç operasyonu 'kültürsüzleştirme' demek olduğunu söylüyor- du. iki temel ırkçı' düşünce... Sıra geldi, bu operasyonun nasıl yapıldığını, incelemeye! Meraklısı bilir, yıllardır bahis açıl- dıkça, J.M. Albertini'nin, o son derece aydın- latıcı kitabından, hep aynı alıntıyı yapanm; daha önce görmediyseniz, Baü'lı bir aydın, 'Batılı- laşma'nın aslında ne anlama geldiğini, nasıl iti- raf ediyor göreceksiniz, belki şaşacaksınız da! "...(Batı'lı) sömürücü, yerli halkın, metro- politen sömürgeci halka benzemesi ama- cıyla, eskianlayış ve kuruluşlara, yeni birbi- çim vermeye çalışır; ama, 'yerlileri' aşağı dü- zeyde tutarak, tam bir benzerfikten kesin- likle kaçınır..." "...bu politika, iki temel 'ırkçı' düşünce üzerine kurulmuştur, bu düşüncelere göre, hiçbirinsan için, birAvrupalı'ya benzemek- ten daha güzel bir şey olamayacağından ötürü, Afrika, Asya ve Latin Amerika halkı- na, 'Batı Uygarlığı' aktarılmalıdır; ve hiçbir uygarlık, Avrupa uygarlığından üstün değil- dir. Bu arada, "yerli'nin aşağılık bir varlık ol- duğuna ve hiçbirzaman düzelemeyeceğine inanılmaktadır..." "...ekonomik ve politik egemenliğin öte- sinde, 'sömürgecilik' Üçüncü Dünya halkı- nın kişiliğini derinliğine hedefalan, geniş bir beyin yıkama kalkışımı olmaktadır. Sömür- geleşmiş ülke, sömürgeciyi taklit etmesige- rektiğine inandınlmak istenmektedir. (...) Sö- mürge halkının sanatı, felsefesi ve diniyok sayılmakta, giderek bu halkın kişiliği yok edilmektedir..." (buraya dikkat!) "...bağımsızlık elde edildi- ği zaman bile, özellikle kültür alanında, sö- mürgecinin taklit edilmesi süregelir..." ('Az- gelişmişliğin Mekanizması', s:141 /142, May Ya- yınları, 1974). Bence, bir kere daha, düşünmelisiniz! e-mail:tilahan(a isnet.net.tr http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan Faks:0-212 / 260 19 88
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear