23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 24 EKİM 2001 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorus@cumhuriyet.com.tr Sami Selçuk Olayı! -1 M. îskender ÖZTURANLI C arneyades, Roma'ya gıttığı zaman ıkı ko- nuşmayapmıştı Bı- nncı gun adaletın ya- rarlan uzennde du- ruyor, adaletın one- mını belırtıyordu Adaletın erdemı- nı dıle getınyor, adaletı goklere çı- kanyordu îkıncı gun ıse adaletsız- lıkten soz etmekteydı Bu kez ada- letsızlığın erdemını gundeme getı- n>or, adaletsızlığın ınsanoğluna sağ- Iadığı>ararlan anlatıyordu Vurgu- lamak ıstedığı, dunya yuzunde hıç- bır şeyın salt olmadığı, her şeyın go- rece olduğu ve kışılere gore, top- lumlara gore değıştığıydı Yunan so- fıst fılozoflan bu yontemı uygula- yarak kuşkulanma, sorgulama ve yargılama yolu ıle gerçeğe ulaşma- ya çalışmışlar, bu arada salt gerçe- ğın varlığını da yadsımışlardır Yargıtay Başkanı SamiSelçuk 6 Ey- lul 1999, 6 Eylul 2000 ve 6 Eylul 2001 tanhlennde Adalet Yıh'nın açılışı nedenıyle uç konuşma yapmış- tır Bu konuşmaların olumlu yanla- n da vardır, olumsuz yanlan da Bu ılk yazımda, Carneyades'ın yakla- şım bıçımını uygulayarak konuşma- lannın olumlu yanlarını ortaya koy- maya, ıkıncı yazımda da olumsuz yonlerını ırdelemeye çalışacağım Her ınsanda, ınsanlığın butun halle- n olduğu gıbı Sayın Selçuk'ta da bu- nun boyle olmasını doğal karşıla- mak gerektır he var kı Yargıtay'ı temszl eden ve sorumluluk katında bulunan bır kışıde, hangı noktaya kadar doğal karşılamakgerektığı ay- n bır değerlendırme konusudur Sayın Selçuk'u ıkı yıldan ben ço- ğu yazarlarımız, hukukçularımız eleştırmekte, Yargı Yıh'nın açılışın- da yaptığı konuşmalann ve kımı te- levızyon kanallannda ve açık oturum- larda soyledığı sozlenn yanlışlığını ortaya koymaktadır Bu eleştınlenn çoğu da ne yazık kı doğrudur Za- ten bu eleştınlere Sayın Selçuk da doğru durust yanıt verememışbr, ve- rememektedır Ne var kı Sayın Başkan, bu konuş- maların bırçok yennde doğru şeyler de soylemıştır Bunlan kısaca belır- leyecek olursak, uç konuşmada da "hukukun üstüniüğünü" dıle getır- mış, "hukukdevletininkoşullannr ortaya koymuş, "\argı bağunsızbğı- nın değerini" vurgulamıştır Ama uzun soylemlen arasında bu gerçek- len goren olmamış, bu onemlı de- ğınıler kaynayıp gıtmıştır Yaıgıtay Başkanımız, 6 Eylul 2001 tanhlı konuşmasında "adaleti dağrt- ma işlevinin devletin tekeünde" ol- duğunu soylemekte, ama butçede payının yuzde 1 'ın altına duştuğunu de vurgulamaktadır Oysa Ataturkçu Cumhunyet do- nemınde "hukuk devletini gerçek- leştirecek obuı yargının bu payı ve konumumın çokyükselderde" bulun- duğunubehrtmektedır "Guçluyar- gı yoksa, demokrasi de voktur" bı- çımınde konuyu gundeme getıren Sayın Selçuk, çok haklı olarak Yuk- sekHâkımlerve SavcılarKurulu'nu, yurutmenın başı olan Cumhurbaşka- nının seçtığını dıle getırmekte, ku- rulun başkanının bır sıyasetçı, doğal uyesının de bu sıyasetçının sağ ko- lu olan Adalet Bakanlığı Musteşan olduğunu ve yargıyı Adalet Bakan- lığı mufertışlennın denetledığım, bunlann yanlışlığını gozler onune sermektedır Bugunku bıçımıyle Hâkımler ve Savcılar Yuksek Kurulu'nun olum- suzluğunu belırtmekte, bır "Yargı Erki Llusal Kurumu"nun oluşturul- masını ıstemektedır 1982 Anayasası'nın "yargıyı yü- nitme karştsmda her alanda zavıflat- üğmı" belırten Sami Selçuk, kesın bır dılle boyle bır yargıyla hukukun ustunluğunun sağlanamayacağını, çunku yargı organlannın hemen he- men tumunun yurutmenın başı olan Cumhurbaşkanı tarafından atandı- ğını soylemekte, bu yontemın sa- kıncalannı belırrmektedır Konuşmasının bır yennde, "yar- gının gerçekten bağımsız, güvenceli ve vansız olmasını isthorsak ulusla- rarası kurallara uymak zorunda ol- duğumuzu" ılen suren Selçuk, bu ku- rallann en onemhlennı şoyle sırala- maktadır "a) Sivasal otorite vargı- nın yonetimine kanşmamabdır. b) Siyasal otorite vargüamayı \e yargı- salkarartanyorumlamaktan ve eleş- tirmekten kaçuımabdır. c) Yargıçla- nn atanmalan, yüksehneleri, yer de- ğiştirmeleri, denedenmeleıi yıirüt- me erkinden kesinkes ayn olniaüdır. d) Sivasal otorite yargının işine son verememelidir. e) Yargrç mahkenıe- de bağunsız olnıahdır." Gerçekten tum bu uy anlar hukuk devletının ve yargıç guvencesının onkoşullandır ve her kışı tarafindan benımsenme- sı gereken somut gerçeklerdır Aynca Sayın Başkan, Turk hu- kukçulannın ve Turkıye Barolar Bır- hğı'nın yıllardan ben onemle uze- nnde durduğu, doğal yargıç ılkesı- ne aykınlığını belırttığı Devlet Gu- venlık Mahkemelen 'nı de dıle getır- mış, buyuk bu1 haklılıkla, bu mah- kemelenn "sistenıindkşınaçıkanhna- sını" ve bu olağandışı mahkemeler- de davalann ağır ceza mahkemele- nne venhnesını onennıştır Butun buniar Sayın Selçuk'un uç yıldan ben uzennde durduğu, ne var kı, bunlann arasına gereksız yere sı- yasal konulan da getınp koyduğu ıçın bır turlu kamuoyuna mal edeme- dığı duşuncelennın olumlu yanlan- dır Bunlara kımse karşı çıkmamış- tır v e çıkamaz da Ama ışın bır de ıkıncı yonu, arka yuzu vardır Sayın Başkan, uç yıldan ben "Yargıya poh'tika girdi nıi ada- let küienir" dıye konuşmasına kar- şın, ne yazık kı tum konuşmalann- da, soyleşılennde ve kendısıne so- rulanlara verdığı yanıtlarda polıtı- ka yapmaktan çekınmemış, polıtıka- nın ıçıne gomulmuştur Sıyasal oto- ntenın yargının yonetimine kanş- mamasım ısteyen Başkan, sıyasal otontenın yonetimine fazlasıyla ka- nşmıştır ve kanşmaktadır Bu ne- denle de yargı sorunlannı, açılışlar- da, açık oturumlarda gereğı gıbı gun- deme getırememış, yargmın ıstekle- nnı duyuramamıştır Bu konuyu ge- lecek yazımızda ele ahnaya çalışa- cağım PENCERE ARADA BIR RAHMtKUMAŞ BM Turk Derneğı Başkanı Birleşmiş Milletler 56 yıllık Bırieşmış Milletler yaşamı, bır kez daha gostermıştır kı ınsanlık Birleşmiş Mılletler'sız ola- maz Gerçı bu zorunluluk Birleşmiş Mılletler'ın (BM) ınsanlığa yeter oranda katkı yaptığını da gostermez Ama BM donemınde ınsanlık bır dunya savaşı gormemıştır Bu BM'nın çok onemlı bır başarısıdır 2001 Nobel Banş ödulu'nun BM'ye venlmesı an- lamlı bırtutumdur Bolgesel ya da kımı devletlerarası sılahlı çatış- malar sureklı yaşanmaktadır BM'nın eksığı bura- dadır BM'nın bu eksığını aşmak ıçın 20 yuzyılın bu- yuk barışçısı Atatıirk'un dedığı gıbı "Dunya ınsan- ları kıskançlık, aç gozluluk ve kınden uzaklaşacak bıçımde eğıtılmelıdır Insanlığın tumunun gonen- cı (refahı), açlık ve baskının yenne geçmelıdır " BM'nın 1948 yılında kabul ettığı Insan Haklan Ev- rensel Bıldırgesı, bu yonde atılmış onemlı bır adım- dır Kalıcı bır banş ıçın BM'nın kendınden oncekı Uluslar Kurumu'nun (Cemıyetı Akvam)>A/and ada- larında ortaya koyduğu ılkeyı benımsedığını açık- laması gerekır Bu ılke "Bır devletin kendı toprak- larıyla ılgılı karar verecek tekyetkılı olduğunu" ka- bul etmektır Boylece o ulkede ıç banş daha kolay sağlanır ve bu da dış barışa katkı yapar Bunun ıçın BM 56 yılında, uye devletlerın sınır- larının değışmemesı gerektığınden yola çıkarak bu sınırlan guvence altına aldığını açıklamalıdır BM ıç ışleyışındekı zorlukları, kendını tartışma- ya açarak aşmalıdır Aynca BM kendt ılke ve ulkulerıne devletlerın ne denlı katkı yaptıklarını da ınsanlığa açıklarsa bun- dan ulkemız kazançlı çıkacaktır Çunku BM'nın onay verdığı banşı korumasavaşlannda Turkıye en çok askennı gozden çıkaran ulkeler sıralamasın- da ıkıncıdır Oysa çoğu devlet BM Genel Kuru- lu'nda soz uretmekten başka bır şey yapmamak- tadır ABD'lı senator Vanderberg'ın dedığı gıbı ge- nel kurul, ulkelenn sorunlarını anlattıklan bır "ka- saba alanı" gıbıdır Genel kurul "lobı"\enn etkısın- den kurtarılmalıdır 56 yılında BM ınsanlığa tamguven verememek- tedır ABD'de yaşanan 11 Eylul "yıkımı" nedenıy- le, Usame bin Ladin başta olmak uzere bu yon- de yakalanacak terorıstlerı, BM kendı kuracağı bır "mahkeme"de yargılamayı sağlayabılmelıdır Daha nıce 56 yıllara, ama ınsanlığa guven vere- rek Karadeniz'de Yaşayanlar... -2 Oktay SONMEZ Demzcı-Yazar u başhktakı ya- nıden yenı kentlenn, dev- B KUZCUNCUK'ta SATILIK MÜSTAKİL EV 3 katta toplam 120 m doğalgaz kombılı ebeve\iıbanvolu bahcelı, manzaralı. dekorasvonlu 135 mılyar TL Tel: 0 212 • 513 84 60 zımın ıkıncı bolumune Haçhlar Ola- yı'nın ortaçağa damgası- nı vurduğunu belırterek başlayalım SozdeKutsal Topraklar adına duzenle- nen, aslında yağma ve ta- lanordulan Gene 1204'te Bızans'ın Fransız haçh or- dusu tarafından yağmala- nışı ve Trabzon'da Aksi- us Comnenus tarafından Trabzon Imparatorlu- ğu'nunkunıluşu 1206'da Asya'nın tek hâkımı ol- muş Çın'de yuzlerce yıl- lık hanedanlan devırmış Cengiz Han'ın Rusya'yı ışgalı ve bu arada Aşağı Volga Bolgesı'ndekı yer- leşunlen 1280 yıne Kı- rım'da bır başka denız kurtlannınyerleşımı Kaf- fa Lımanı'nı yenıden ku- rup tıcarete açan tuccar kaptan Cenevızhler 1370 Timur fırtınası Tatarlann Don Nehn kı- yılanndakı her yen yakıp yıkmalan, Tana'nın yağ- malanması 1440'lara doğ- ru Kınm'da Gu^y sulale- sı ıdaresınde bır Tatar Han- lığı'nınkuruluşu Sonun- da butun Karadenız halk- lannın kaderlennı, Kara- denız'dekı o çok renklı tabloyu değıştırecek olan buyuk olay Istanbul'un fethı, 1453 Karadenız'de- kı ınlı ufakh butun kent- lerın Theodoros, Kaffa, Tana ve en onemlısı 1461 'de Trabzon'un Turk- lenn egemenlığıne geçışı Karadenızçevresının bu hep sıcak ve onemh olu- şumlara sahne oluşu bıt- mek bıhneyen, heyecanh bır belgesel roman gıbı surup gıtmektedır Kral- lıklann, ımparatorlukla- nn kuruluşu, yıkıhşı, tan- he gomulup gıdışı ve ya- küıp yıkümış yerlerde ye- letlenn ayağa kalkıp yenı- den tanh sahnesıne çıkış- lan gerçekten çok renkh, coşkulu, heyecanlı bır se- ruvendır Karadenız ko- caman bvc kara kazandır aslında lcınde çeşıth dıl- lerkonuşan, çeşıtlı ınanç- lan, uygarlıklan olan ın- sanlann yarattığı sentez- lenn, kulturlenn kaynadı- ğı bır dev kazan 1637'de Azak Denızı kıyılannın tamamı Osmanlılardan ge- n alınmıştu- Artık bu yo- renın hâkımı Kazaklar ve Rus Çarlığı'dır 1774'te Ruslarla ımzalanan Ku- çuk Kaynarca Anlaşması Osmanlı Turklennı Ku- zey Karadenız kıyılann- dan vazgeçmek zorunda bırakmıştır 1783'te Ça- riçe IL Katerina Kınnı'ı Rus topraklanna katmış, Tatar Hanlığı'na son ver- mıştır 1792'deRusya'nın sınırlan batıya, Dnıester kıyılanna doğru genışle- mış, 1793'te de Karade- nız' ın bugun bıle en onem- lı lımanlanndan Odessa kurulmuştur 1853/56 Kınm Savaşı, 1877/78 Turk-Rus Sava- şı derken 1917 Rusya'da Bolşevık Ihrılah, çarlığın tanhe kanşması 1919, bu- mucıze adam, Mustafa Kemal ıle Turk Anadolu Öınlalı'nın baş- layışı 1923 Turkıye Cum- hunyeti'nınkunıluşu Ka- radeniz'de Anadolu ve Trakya'nın kuzey kıyıla- n ve Boğazlar artık bu genç Cumhunyetın ege- menhğındedırler Karadenız kıyılanna ge- len, yerleşen, daha once yaşayanlarla kaynaşan ın- sanlann gunumuzden 3000 yıl kadar genlerden başlayan kronolojısı çok ozet olarak bu anlattığı- mız gıbı Bu etnık kan- şunlar Karadenız çevre- sıne yerleşen çeşıtlı halk- lann beraberlennde getır- dıklen orf, âdet, sanat, dıl gıbı kendılenne aıt kul- turlenn unsurlan ıle daha once orada yaşayan v e da- ha sonra gelenlere aıt bu tur değerlenn harmanlan- ması ıle oluşan sentez bır butun olarak Karadenız uygarlık ve kulturunu ya- rattı Bu kultur, kuçuk ay- nntılar dışuıda törelen, zevklen, sanatlan, pışır- dıklen yemeklerden do- kuduklan çoraba, kılıme, gıydıklen yeleğe kadar yansıyan bır Karadenızh- hkdamgasıtaşır Fızyono- mısı, konuşmalanndakı vurgulan, çok ozel dıya- lektlen ıle Karadenızh ,ya- nı şu çoğumuzun bayıldı- ğı Ternel fıkralanrun kah- ramanı başlı başına fark- h ve çok ozel bır karakter- dır Tıpkı fıkralardakı gı- bı bu "tip"ın çok mu ze- kı ya da çok mu "saf" ol- duğu konusunda şaşırtıcı gerçeklerlekarşdaşüır Ya- şama çok bağlı, çalışkan, yaratıcı, ezıyete alışlon, ofkesınde, sev gısınde, nef- retınde aşm her zaman duygusaldır Karadenızh Turkulen bu ozellıklen- nın sankı aynasıdır "„ Emirversun ısmet Pa- şa, seven sevenu alsun", "Jkiınizi seninle km sun- lar bir mezara", "~Sırtın- daki sepetun ben olayım hamali", "'_.Bir findiğın içini yâr senden ayn >e- mem" Bu turkulenn ora- sından burasından anılan- nuzda yer etrruş rasgele kırıntılar buniar Daha boyle nıcelen var Karadenız denılınce anında çağnştınlan bın vardir ya da bınlen Laz, Lazlar KımdırLaz Nere- sındedırler Karadenız'ın Istanbul halkı ıçuı oldum olası bılınen, Karaderuz kıyılannın Zonguldak'tan otesı yanı doğusu hep Lazdır Samsunlu Gıre- sunluya, Gu"esunlu Trab- zonluya, Trabzonlu ıse Rı- zelıye "Laz" der Oysa Laz bırbaşka yerienn ada- mıdır Karadenız konu- sunda çok nefıs bır bel- gesel hazırlayan NealAsc- herson keza "Karadeniz" başhklı kıtabında "™Laz- lannyurduna ulaşmakkjin Trabzon'dan doğuya doğ- ru 100 km. kadar gitmeti- siniz" dıyor "Kendikim- likleri konusunda a> nlık- çıhkla suçlanabilecekieri dûşüncesi ile her türtü kış- kutmadan (tahrikten) ka- çınan ve daima ihtiyath davranan bu insanlar as- lında 250.000 kişilik bir tophıluk.Bunlann 20.000 kadan Hemşin kasabasm- da vaşnor. Asülan sonra- dan Mûsiûmanoimuş Er- menüer. Bazüan aralann- da hâiâ eski bir Ermenke- vi konuşuyor. Atalan, de- deleriseksenjıl kadar ön- ceHıristi\ an Ermenilerin vapüğı katliamdan kur- tulmuşlarfBlack Sea, Ne- al Acherson). Hemşinli Lazlar nnncılık ve pasta- cıukla hâlâ ünlerini sür- dürmekteler. Diğer Laz- lar bahkçılık, ça> ziraaü gibi işlerle uğraşıvorlar. Hepsi de Türkiye Cum- huriyeti vatandaşı." Ancak, Lazca dıye Turkçe ıle hıçbır ılgısı ol- mayan bır anadıllen de var "Kimdir Laz" ve "Lazca" nerelerden gel- medır0 Turkıye îş Banka- sı Kultur Yayınlan'nın çe- vınsını yaptırarak yayım- ladığı "Black Sea" yaza- n bu konuda ozetle şoyle dıyor "Lazca Hindu/Avrupa kökenlibir dildir. Son yüz- yıl içinde AvTupalı dilbi- Umciler ve antropologlar, araşbrmalan sonucunda bu kanıya varmışlardır. Kafkasya dilleri aılesinin Gürcü grubuna sınıflan- dınoyor. MÖ 1000 >ılla- nnda bugünkü Gürcis- tan'ın Poti ve Barum li- manlan yöresinde yerle- şen Helenlerin kurduğu, ünlü alün postun sakh ol- duğu ver olarak bilinen CoJchis ve şimdiki Sokum Iimanı çevresinde yetmiş kadar farkü dil konuşu- lurmuş." Abaza, Gurcu ve Iskıt dıllenne kadar uzanan bu genış yelpazede Lazcayı konuşan Mıngralıanlar varmış Lazlann buyuk buyuk dedelen oluyorlar Bunlardan bır grup bu an- latılan yurtlannı, bılınme- yen nedenlerle bır gun ge- lıyor, bırakıp guneye goç edıyorlar v e şımdıkı Tur- kıye'nın Hopa, Vıce, Ar- havı, Ardeşen kasabalan bolgesıne yerleşıyorlar 15 yuzyüda Hınstıyan- lıktan Muslumanhğa ge- çıyorlar (Donme, denılır ya) Lazlar nereden gebnış, neyın nesıdırler 9 Aslında kendılen bıle bunu bılmı- yorlar Bazımasalvesoy- lencelere gore Orta As- ya'dan Turklerle bırlıkte kopup gelen goçebe ka- büelennden bınne aıttır- ler Ama Lazcanın Turk- çe ıle hıçbır ılgısı olmadı- ğını kendılen de bılıyor- lar Tamamı Karadenız'ın kıyı kasaba ve kentlenn- de geçen çocukluk yılla- rımda arkadaşlanm ol- muştu Artvınlı, Hemşın- h, Hopalı olanlan bazen kendı aralannda ya da an- ne babalanyla bızım hıç mı hıç anlamadığımız bır düıkonuşurlardı Bu Laz- ca ıdı Yazısı, alfabesı yok denılırdı Sadece dılden dıle gelmış oylece bır gız- h ıletışım aracı olarak da- racık bır aianda yaşıyordu. Şımdılerde konuşan var mıbümıyorum NealAc- herson'un anlattıklaruıa gore Ahnanya'nuı Kara OrmanlarbolgesındeJa uc- ra bırkoyde yaşayan bırbı- lım adamı, \Vblfgang Fe- urstein, ışı gucu bırakmış Lazlan v e Lazcayı ıncele- meye koyuhnuş Nereden nereye Uzun bır hıkâye- sı var, ama anladığım ka- dan ıle o da pek ışın ıçın- dençıkamamış Fakatbır de yazılı alfabe oluştur- muş gıbı gorunuyor Şu anda araştırmalan nerele- re varmış bılmıyoruz Karadenız'ın kulturel dokusu ügınç hucre grup- lan gorunumunde Onye- dıyı aşkın farkh dıl konu- şuluyor Herbınbırkoken- den gelıyor Latın, Slav, Yunan, Hınt-Avrupa ve Ural-Altay gruplanrun dı- ğerdallan Dınlerve etnık çeşıthhk dersenız yıne oy- le Ortodokslar, Katolık- ler, Muslumanlar, Şaman- lar, Hınt-Çın kokenlı dın- ler vs Huıstıyan Turkler (Gagavuzlar) Huıstıyan- lıktan donme Musluman- lar, Musevıler ve hepsı- nın bır o kadar dığer çe- şıtlemelen Bu kultur ve etnısıte çe- şıthhğı ıçınde, sentez go- runumunde ve değışme- yen ıkı şey var Bın eskıl (antık) çağlardan bugune onca yıkım ve yok etme- ye karşın hep yemden var olagelmış bır uygarlık Muzıkte, resımde, mıma- nde, edebıyatta bır "Ka- radenizlflik ? 'yaşıyor Obu- ru de hep canlı kahnış tı- caret Hep buyume eğıh- mındekı sımsıcak bır eko- nomı Atına'nın, Ro- ma'nın ekmeğıne Kara- denız ulkelen steplennde yeûşunlen buğday, gıyımı- ne Asya'nın en uzak nok- talanndan gelen ıpek, ba- harat, pamuk v s hep Ka- radenız'den Karadenızlı- lerle ulaştinlmış Alınrmş, satümış Balıkve dığer su urunlen Karadenız ulke- lenrun en buyuk ıhracat kalemı Tazesı, kurusu, sa- lamurası Çok ılgınçtır Karadenız pazarlanndan gemılere yuklenen bu mal- larla bu-hkte bır başka mal daha var Koleler Ro- ma'nın, Atma'nın, Mı- sır'ın o gunlenn ış makı- nelen, vınçlen, traktorle- n olan ınsan gucu Kole- ler Bır başka yazımızda bu eşsız denızın bu gunlennı anlatacağız Ah, Keşke Yaşasaydı Ahmet T. Kışlalı... Cavıt Orhan Tütengıl Bahrıye Uçok Muammer Aksoy Uğur Mumcu Onat Kutlar Ve Ahmet Taner Kışlalı Son yıllarda bırbırı ardına oldurulen Cumhunyet yazarlan Soruyorum Dunyada boyle bır gazetecılık yaşamı var mı^ Yeryuzunde Cumhurıyet'ın yaşadığı kanlı seruve- ne hangı ulkenın basınında rastlanabılır7 Yukar- dakı lısteye Cumhunyet yazarlarından yıllarca ha- pıs yatanlan da eklersenız, yaşadığımız olayın da- yanılmaz ağırlığı ortaya çıkar • Tam bır Kemalısttı Ahmet Taner Kışlalı derınlığı olan bır koşe yazarıydı 1923 Aydınlanma Devrı- mı'nın tarıhsel koklenne dayanarak guncellığı ya- zıyordu, duşuncelennı tertemız Turkçesıyleakıcı bı- çımde dıle getırıyor, kalemının yalınlığı yazılarının anlaşılırlığını sağlayarak etkı alanını genışletıyordu, bu yolda gelışmesı gun gun adım adım ılerleme- ye donuşmuştu Zor zamanların adamıydı Çunku 1991 'de Sovyetler'ın yıkılmasıyla pazar- lanan geçerlı goruş neydı'? 'Tanhın sonu' gelmıştı 1923 Cumhunyetı'nın de sonu gelmıştı, dıncılık gemı azıya almıştı, etnıkçı teror dışardan destek- lenıyordu, teroru gızlı ya da açık savunanlar çok satışlı medyada koşelerı tutmuşlardı, Ikıncı Cum- hunyet adı altında kurulacak yenı devlette Ata- turk'un ne yen vardı, ne de adı' Irtıca ıle teror at- başı, dort nala, dolu dızgın ıdıler 9O'lı yıllarbırKemalıst ıçın zorun dazoru donem- dır, boluculuğun doruğa tırmandığı, ulusallığın ye- rın dıbıne batırıldığı, dıncılığın medyada baştacı edıldığı ve koalısyon hukumetını kurduğu sureçtır Ahmet Taner'ın koşe yazarlığındakı kımlığı ve değerı de bu donemde ortaya çıktı • Cavıt Orhan Tütengıl Bahrıye Uçok Muammer Aksoy Uğur Mumcu Onat Kutlar Ve Ahmet Taner Kışlalı Şehıtlerımız Dunyada hıçbır gazete boyle bır olayı ne duşu- nebılır ne de yaşayabılır Salt bu lıste bıle Cumhu- nyet'ın anlamını açıklamaya yeter' Bu lıstedekı son şebıdımız Ahmet Taner Kışlalı yı ıkı yıl once yıtır- dık Yaşamasını çok ısterdım Çunku yazdıklannın doğruluğunu gorecek, ka- nıtlandığını ızleyecektı Aradan geçen surede neler oldu? Neler olmadı kı 1 Nevv York'takı 'Ikız Kuleler'ın terorle yıkılması dunyanın gozlerını açtı Dıncılığın yalnız Turkıye ıçın değıl, ınsanlık tçın tehlıkesı ortaya çıktı Kureselleşmenın maskesı duştu Gazı Kemal'ın evrensel buyukluğu tartışma go- turmez bıçımde bır kez daha kanıtlandı Kışlalı yaşasaydı, haklı çıktığını koşesınde yaz- mak mutluluğuna enşecektı benlığını adadığı doğ- rulann ustunluğunu vurgulamanın tadına varacak- tı Ah, keşke yaşasaydı Kışlalı Ancak olumden sonra yaşama dıye bır şey var- sa, Ahmet Taner Kışlalı adında şımdı bayrak gıbı dalgalanıyor VİÇRE HASTANESİ IV.KÜLTÜR devlerin b h ğ olmalısınız... 5Kasım2001 Pazartesi Saat2000 YerAKM/Taksım Bılet SaüşYen Taksım Cumhunyet KıtapKulubu Bilgılçın.0216 575 26 66 Cumhurfyet AlfaTTled ARM
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear