23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
=23 EKİM 2001 SALI CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr 15 TANITIM ROXY>DE Jackson'dan yeni albürn • Kültür Ser\isi - Michael Jacksorûn "Invincible" adh yeni albümü, dünya ile aynı anda, 30 Ekim'de ülkemizde de piyasada olacak. Albümde, "Unbreakable', 'Heartbreaker', 'Invincible". 'Break of Davvn', 'Heaven can waıt', 'You rock my vvorld'. 'Butterflies'. 'Spechİess', '2000 Watts\ 'Shout', 'Don't walk avvay", 'Privacy', 'CR', 'The lost chıldren', ' \VTiatever happens' ve 'Threatened' adlı parçalar yer alıyor. Albümün tanıtım partisi, Number One FM'in katkılanyla, Taksim Sıraselviler Roxy'de yann akşam saat 22.00'de başlayacak bir organizasyonla gerçekleşecek. Jackson'ın albümünün, hayranlanna ılk kez dinletileceği partide aynca, dans gösterisi, sanatçmın tüm eski klip, konser ve şarkılan yer alacak. PİARTWORKS'TE 5 genç sanatçı 'eylem'i • Kültür Servisi - Pı Artvvorks'te 3 Kasım'da saat 13.00-14.00 arasında Marmara Üniversitesi öğrencisi 5 genç sanatçı, performanslannı sergileyecek. Sanatçılar, 'Eylem" olarak niteledikleri IO'ar dakıkahk performanslannı arka arkaya sunacaklar. Programda, Deniz Memışoğlu'nun 'Sancı'. Gülız Kaymaksüt'ün 'Yan', Ash Çavuşoğlu'nun 'Kayra', Nevra Aydın'ın 'Maia' ve Ümit Özsoy'un 'Videodorant' adlı eylemleri yer ahyor. (236 68 53) TEKFEN ORKESTRASI Barış mesajlı konserler • Kültür Servisi - Dünyaya banş mesajı vermek amacıyla 1992 yılında 'Karadenız Oda Orkestrası' adıyla kurulan Tekfen Karadeniz Filarmoni Orkestrası, Şef Saim Akçıl eşlığinde, Burdur, Antalya ve îstanbul'da konserler v enyor. Bugün saat 17.00'de 29 Ekım Salonu'nda ve saat 20.00'de Burdur Atatürk Kültür Merkezı'nde konser verecek olan orkestra. 25 Ekım tarihınde saat 18.30'da AKM Aspendos Salonu'nda dinleyicısiyle buluşacak. Son konsenni 26 Ekim'de Iş Bankası Kuleieri Konser Salonu'nda verecek olan Tekfen Karadenız Filarmonı Orkestrasf nın en önemli özelliği, ılgınç etnik çalgılara yer venvor olması. BUGUN • AL.VIAN KÜLTUR IVIERKEZİ'nde saat 19.00'da 'Poütika? Poütika!' adlı 8 kısa film derlemesi izlenebilir. (0212 249 20 09) • BtLKE.NT KONSER SALONU'nda saat 20.00'de Şef Karl Anton Rickenbacherın yönetımındekı Bilkent Orkestrası'nın konseri dinlenebilir. (0312 427 08 55) • BORUSAN KÜLTÜR VE SANAT MERKEZİ'nde saat 15.00-17.00 arasında Ron Coolly'nin davul kliniği atölye çalışması yapılacak. (0212 292 06 55) • YAPl KREDİ KÜLTÜR SANAT YAYINCILIK ta saat 18.30'da Yrd. Doç. Dr. AyferBartu'nun 'Arkeoloji' konulu toplantısı yer ahyor. (0212 252 47 00) • TARIK ZAFER TUNAYA KÜLTÜR .MERKEZİ'nde saat 18.00de 'Yeşilçam'dan Yüzier'başlığı altında Serdar Kökçeoğlu'nun vönettıği 'İyi Kötü: Hüseyin Baradan' âdh belgesel gösterilecek. (0212 317 77 00) • BÎLGİ ÜNTV ERSİTESİ KLŞTEPE KAMPLSL nda saat 16.00'da Sylvia Dehi'nin konuk olduğu '90'Iarda Avusturya Sineması&Doğum Yeri Absurdistan' konulu söyleşi izlenebilir. (0212 292 33 03) • BABYLOVda saat 20.30'da rivatro Boğaziçi'nin 'Yeni Bir Hayat [çin1 adlı oyunu yer ahyor. (0212 292 3 '3 68) • VElJ BAR'da Küçük tskender Laat 20.30'daki şiir akşamına Adnan Özer'ı konuk ediyor. (0212 ?5118 93) Frankfiırt'ta Türk filmleri ANKARA (ANKA) - 2. Frankfurt Türk Sineması Günlen bugün başlıyor. Atıf Yılmaz'ın 'Sefvi Boyhım AJ Yazmaüm' filmiyle açılışı yapılacak olan etkinlik 28 Ekim'e dek sürecek. fleriki yıllarda 'Türk Film Festivali'ne dönüştürülmesi amaçlanan hafta boyunca Dervış Zaim'in 'Filler ve Çimen', Serdar Akar'ın 'Dar Alanda Kısa Paslaşmalar', Ömer Vargı'nın 'Her Şe> Çok Güzel Olacak', Tunç Başarın 'Abuzer Kadayıf. Semih Kaplanoğlu'nun 'Herkes Kendi Evinde' ve Zeki Demırkubuz'un 'Masumivet' adlı filmleri sanatseverlerin beğenisıne sunulacak. Etkinlik, Kültür Bakanlığı, Türkiye'nin Frankfurt Başkonsolosluğu ile Frankfurt Belediyesi'nin desteği ve Frankfurt Göçmenler Merkezi 'nin öncülüğünde gerçekleştinliyor. İrfan Okan'ın. 'Bir Başka Dünya'dan' temalı kişisel sergisi, 17 Kasım'a dek Evin Sanat Galerisi'nde yer ala- cak. Resimlerinde imalı \e ironik bir diJ kuUanan sanatçı, olup bitenin farkında olan ama her şeye rağmen düşe kalka \ürüme\e devam eden jolcuları konu ediyor. Resimlerinin romantik ve gizemli görünüşünün ar- kasında, toplumsal sorunlan irdeleyen Okan, yaşadığımız dünyanın içüıden 'bir başka dünva'nın izlenûn- lerini aktarnor. Sanatçı, resimlerindeki figürlerinin, bazen kaderlerine raa olan bazen de kaderierini kendi tayin eden insanlardan oluşfuğunu ifade ediyor. !YIed\a programlan vasıtasıv (a ha\ ailerin büe yeniden dü- zenlendiği bir dünyada. insanlann kendilerini artık orta>a koymaları gerektiğinin altını çizen Okan, şehir trajedisini yaşayan insanlara, iç dümalannda açmalangereken kapılannanahtariannı sunuyor. (265 8158) New York'ta dev konser NEVV YORK (AFP) - Cumartesı günü Nevv York'ta düzenlenen konserde müzik ve sinema dünyasının ünlü isimlen biraraya geldı. 'Nev* Yorkİçin Konser'in amacı 11 Eylül saldınsının kurbanı 5 bin aile yaranna para toplamaktı. Paul McCartney. Beatles'ın unutulmaz klasiklerini seslendirdiği konserde üzerine Nevv York ıtfaiye departmanı baskılı bir tişörtgiydi. Madison Square Garden'da gerçekleştirilen geceye David Bonie, Efton John, Mick Jagger, Bon Jovi, The YVTıo, Eric Clapton, Bilh Joel, Bono, Desrim's Child, Jaj-Zgıbı müzısyenlerın yanı sıra Hollyvvood'dan da Jim Carrey, Bilfy CristaL, Wood> Allen, Spike Lee ve Martin Scorsesekatıldı. En iyi koltuklann 10 bin dolar karşılığında satıldığı konsenn yayın hakkı ve yapılan kayıtlanyla şimdiye kadar düzenlenen en kazançlı hayır organizasyonu olduğu ileri sürüldü. Kâzım Oz'ün dün galası yapılan ilk uzun metrajlı filmi 'Fotograf', 2 Kasım'da gösterime girecek Fotograf: Bir vahşetin imgesiBURCU GÜNUŞEN "Bir savaşın karşıt saflanna giden i- ki gencin tesadüfen çakışan övküleri- nin fiimidir 'Fotograf\" Kâzım Öz yurtıçınde ve yurtdışında pek çok ödüle değer görülen kısa filmi 'Ax'ın (Toprak) ardından ilk uzun met- rajlı filmi 'Fotograrı çekti. Kirlı savaş üzerine, doğrudan Kürt sorunu üzen- ne birtartışma düzlemı yaratan bir film 'Fotograf. O eski bilindık askerlik ha- tıralannın bir vahşetin ımgesine dönüş- mesinın. kentın sokaklannda oynayan çocuklann militarizmle tanışmasının ve bu çocuklarla birlikte 'orada' ve 'bu- rada' yaşamımızın donuk bir fotograf karesinde çölleşmesınin öyküsü. 6. Mılano Film Festıvali'nde en ıyı film seçilen ve 12. Anburnu Jün Özel Ödülü'nü alan filmin galası, dün ak- şam .AKM Sinema Salonu'nda yapıl- dı. Fılm. 2 Kasım'da da sinemalarda göstenme girecek. 'FotograTm yönetmeni ve senaristi Kâzım Oz'le ve film ekibiyle Mezopo- tamya Kültür Merkezi'nde konuştuk. - Bir \ol filmi diyebilir miyiz 'Fotog- raf için? ÖZ - Aslında yan yanya bir yol fil- mi dı>ebilırız. Hem öykü olarak yolda geçmış oluyor. Hem de biz o aynı yo- lu kat ettik çekimlerde. Başlangıçtakı fikır. fotoğrafın kendisiydi. Aslında öykü herhangi bir şekilde duyduğu- muz, yaşadığımız bir öykü değil. Bir- çok şey yaşamıştık tabii. Ama o dö- nem normal belediye otobüsünde bile parmak sayısından, kulak sayısından bahseden insanlarla karşılaşıyorduk; arkadaşlanmız duyuyordu, anlatıyor- du. Otobüsün içinde o vahşetin için- den çıkıp gelmiş biriyle yan yana oru- rabiliyorsunuz. Pekâlâ olabiliyor böy- le bir şey. - Filmde müziklerin kullanımı okiuk- ça özenH Nasıl bir çalışma vapünız? ÖZ- Müzik birçok filmde çok kötü bir araç olarak kullanılıyor. Ya seyirci- yi duygusal olarak kavTamak için ya da zayıflığı kurtarmak için kullanılan bir araç oluyor. Biz. film müziğini tıpkı bir oyunculuk öğesi gibı, görüntü yö- netmeni. sanat yönetmeni öğesi gibi görüyoruz. Kurgu aşamasında, hatta daha çekim aşamasında bile müzisyen- le bu konuda yoğun dıyaloğumuz ol- du. Çekim aşamasıyla bırhkte miiziğe yaklaşımımız şekillenmeye başladı. Ve özellikle kurgu aşamasında müzisyen başka bir odada çalışıyordu, biz başka 6. Milano Film Festhali'nde en ivi film ödülü alan 'Fotografuı yönetmeni Kâzım Öz (solda), film ekibinden Özkan Küçük, Mmtafa Biber v^e Zülfiye Dolu ile birükte. bir odada. Zaman zaman bırleşip üze- nnde tartışıyorduk. - Türkije'de ilk kez bir Kürtçe film, Bahman Ghobadi'nin "Sarhoş Atlar Zamanı' geçen yıl gösterime girdi. Mahmalbarui 'Karatahta'sı ve şimdi sizin filminiz» Bir Kürt sineması dal- gası mı geliyor sizce? ÖZ - Kürt yönetmenlerin çıkardığı. onlar üzerinden şekillenen bir dalgadan çok. Kürt temasının konu edinildıği filmlerşuandavar. Diğeri olmuş olsay- dı daha özgün olurdu. Daha çok Kürt- lenn politik durumlannın sinemaya yansıması var. Bu, Kürt filmi tanımı- yor; Türk. İranlı, hatta Avrupah yönet- menleri bile kendisine çeken bir şey. Olumlu yönleri de var olumsuz yönle- ri de. Siyasal durum, böyle filmlerin çıkmasına yol açmış oluyor. Içten ge- lişen bir sanat çahşmasıyla böyle bir noktaya gidilmiyor. Bu olumsuz aslın- da. Ama diğer yönüyle en azından bu sorunlar sanat aracıhğıyla da olsa, in- sanlara ulaşmış oluyor. Var olan Kürt sorununun çözülmesıne de katkı sun- muş oluyor Bu yanıyla olumlu. Ama bızım açımızdan kendılığinden bir sa- nat tartışması olarak büvüyüp gelişen böyle bir dalga daha çok yeğlenır. Şım- di daha çok tematik bir olgu olarak Kürt sorunu tartışılıyor. - Kürt sorunundan j ola çıkdarak va- püan popüler fılmlere \ aldaşımınız ne- dir? ÖZ - Bir kere sorunu bir malzeme olarak görüp ona göre yaklaşma duru- mu söz konusu. Bu sadece Kürtler açı- sından değıl, 'ötekiler' sinemada bir malzeme oluyor bugün. Mesela bu fes- tival filmlerinde de (Altın Portakal) gördük; tamamen böyle bir yaklaşım var. Herkes bir başkasının derdinı an- latmaya soyunuyor. Bir taraftan Sür- yanıler. Aleviler. bir taraftan Kürtler. Çıngeneleranlatılıyor. Tamamen 'öte- ki edebivan' söz konusu. - Kendisini anlarnıadığı için inandın- cılığını mı >itirr>or? ÖZ - Kendısını anlatıp anlatmadığı bir tartışma konusu ama çok dışardan baktığı bir gerçek. Alakası yok yani. Şımdi, çekilen filmin Alev ilerle hiçbir ilgisi yok. O zaman onu niye sadece fon olarak kullanıyorsun ki vanı? Nor- mal olmayan. olağanüstü bir konu ara- yıp, çok popüler olan konular bulup onu filmin yardımcısı olarak kullan- mak. Onlar doğrudan para kazanmak için füm yapıyor. Başka bin, parası var diye film yapıyor. Parası da var, şan şöhret de v ar, filmım de olsun dıyor. Bu Türkiye "de sinemanın çok genel bir so- runu. - Altın Portakal'a katılan filmleri na- sü değerlendirijorsunuz? ÖZ-Bizce festıvale katılan tüm film- ler içersınde en samımi ve en doğru duranı Zeki Demirkubuz'unkilerdi. Çünkü sinemayı geliştıren bir yakla- şım. Zeki Demirkubuz çok sade. yaşa- dığı dünyadan bir şeyler anlatmaya ça- lışıyor. Bir de 'O da Beni Se\i>or'da bir etik yaklaşım olduğunu düşünüyo- rum. Adamlar şunu ortava koymuşlar: Biz sinema filmi vapıyoruz v e bundan para kazanıyoruz. Bu konuda cümlele- n çok net. Şuna oynuyorum, buna oy- nuyorum değıl. Dığerlerıne göre daha dürüst bir şey, yani açık. Değişim alternatiffilmlerin artmasına bağlı Fotograf m başroiierinde, Yeşim Ustaoğhı'nun 'Güneşe Yokuiuk' filminden tanHÜğmuz Nazmi Kırık, Feyyaz Duman ve Mizgin Kapazan oynuyor. - Festhalde ödül alamamanızı neve bağlnorsunuz? SAVAŞ BOYRAZ - Normal şart- larda insan şaşınyor belki ama şaşır- mamakdagerek. Festivalin bir genel eğilimi var. Antalya Film Festivali'ni 'Türkiye'nin Oscar'ı şeklinde sun- mak, daha popüler hale getirmek, Avrupa ve hatta dünya düzleminde biraz daha yukanya çıkarabilmek. Bunun için birinci şart, genel ege- men siyasetle çelişmeden, bir şekil- de onun da desteğini alarak yürüye- bihnek. Festival içersindeki külfürel ortamın da buna göre belirleniyor ol- ması dezavantajı var. Ortaya çıkan ödül tablosuna baktığımız zaman iki eğihm var. Biri popüler sinemanın öne çıkanlması. diğeri de orta yolcu bir banş söyleminin desteklenmesi. Zaten temalar itibanyla katılan film- lerin çoğunluğu Kürtlerle doğrudan ya da dolayh olarak ilişkili. Oysa 'ba- nş'ı herhangi soyut vepozitifbirkav- ram olarak sunmaktan çok, onun nes- nel koşullannı tarhşabilen filmJer- den bahsetmemiz lazım. Banş nedir? Bu aslında daha çok politik bir tartış- maya doğru yönleniyor. Savaşın ne- denlerini tarhşabiliyorsan banşı tar- tışabilirsin. Bu ortayolcu söylem çö- zümJemesiz bir alternatif olarak su- nuluyor. Festivalin öncesinde de ken- dimizin o festivaldeki yerini düşün- düğümüz zaman birödül alacağız di- ye bir iddiamız yoktu. Elbette yaprı- ğımız çalışmanın farkındayız amabi- ze böylesi bir vurgu yapılmasınm mümkün olmadığını düşünüyorduk. Gerçi. çeşitli sinema yazarlan film- le ilgili olumlu eleştirilerini yaptılar. (Gülerek) Ama demek ki bu olumlu eleşfirilerjüriye kadar sızamamış. Bi- ze sanatı politik araç olarak kullan- dığımızı söylediler. Ama bu çok ko- mik, aslında tam tersine çevrilen bir şey. Çünkü jürinin temsil ettiği top- lumun. yanşmaya katılan filmlere olan yaklaşımı da tamamen politik. Ve bu politik tercihlerine sanatsal bir gerekçe bile bulamayacak haldeler. Verdikleri ödülleri neden verdikleri- ni sanatsal açıdan baktığmız zaman bulamayabilirsiniz. ÖZ- Festivalin tam da sezona denk geliyor olması planlanan bir şey sa- hiden. Amaç. filmleri vizyona sok- madan önce tanırmak. Insanlarordan ödül ahp vız>ona güçiü girmeye ça- hşıyor. Ve bu arada sinema tartışılmı- yor hiçbir şekilde. Festival gruplan- nın içinde öyle bir tartışmayla karşı- laşmadık. Bir tatıl havası da var işin içinde. Ama alternatif filmlerin ço- ğalması bunu değiştirecektir. Orda bizim gibi başka birgrup daha olsay- dı belki çok farklı bir düzlemde tar- tışabilirdik. Bu değişecektir, böyle insanlar geiiyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear