01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16EKİM2001 SALI HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ SİRMEN Çiller Seçim Kolluyor Gazeteci, haberin faili ya da öznesi değil, izleyi- cisi ve yansıtıcısıdır. Ama bu kuralın da istisnalan var. Nitekim pazargünü, Milliyet'in foto muhabir- lerinden Yurttaş Tümer'in ayağının üstünden Tan- su Çiller'in kullandığı taksi plakalı bir araba geç- ti. Arabayı DYP Genel Başkanı'nın kullanıyorolma- sı da, Tümer'in ayağını ikinci plana itti, herkes "Tansu Hanım, Mahmut Bey taksi durağına bağlı bir arabanın direksiyonunda ne anyor" sorusunu sordu. Oysa Tansu Hanım bu gibi girişimleri sıklaştırdı son zamanlarda. kâh çarşı pazar dolaşıyor, kâh orada burada halkın arasına karışıyor, kâh bazı bölgelerde miting düzenliyor, kâh kimi kentleri zi- yaret ediyor. Nitekim Tansu Hanım, Yurttaş Tümer'in ayağı- nın üstünden araba ile geçmeden bir gün önce, Trakya mitingindeydı, ondan bir gün önce de Gir- ne Amerikan Üniversitesi 2001 -2002 öğrenim yılı açılış dersini vermek üzere K/bns'taydı ve bu ve- sile ile Lefkoşa'da Rauf Denktaş'ı da ziyaret etti. Bu gezi sırasında uçakta görüştüğüm Çiller, se- çimin ya da iktidar değişiminin kaçınılmazlığına inanmış, bunu çabuklaştırmak için elinden geleni yapıyor. "Artık Türkiye'nin hamurunu öğrendim" diyen Çiller, seçime de, geniş tabanlı hükümette yer al- maya da. bir azınlık iktidarını kurmaya da "evet" diyor. • • • Gözlemler, şu anda parlamentoda bulunan par- tiler içinde, başkanının kim olacağı hâlâ belli olma- yan AK Parti dışında bir tek Çiller'in DYP'sinin oy- lannı arttıracağını ve barajı geçebileceğini göste- riyor. Bu durumda nas/l seçime gidilebileceği önem- li bir sorun, ayrıca herkes paıiamentodaki partile- rin seçime gitmeden önce, barajı ındirmek isteye- ceklerini biliyor. DYP Genel Başkanı böyle bir davranışa kesin- likle karşı. O, barajı ındirmenin ülkeye ihanet ola- cağını, Türkiye'nin bundan böyle üçlü değil, beş- li, altılı koalisyonlarla yönetilemez hale geleceğini, böyle bir davranışın seçimde adalet ve istikrar iki- lisinden ikincisini zedeleyeceğini düşünüyor. Tansu Çiller'e göre, bu iktidarın devamı olanak- sız. Çünkü Ecevit hükümeti, ülkenin ne ekonomi- sini yönetebiliyor ne de dış politikasını. Son olaylann Türkiye için bir fırsat olduğunu, a- ma iktidarın hareketsizliği, çekingenliği ile bu du- rumu yönetemedığini ileri süren Çiller, "ikizkuleler olayından sonra Başbakan 'ın birçok konuda inisi- yatifi ele alması gerekirdi, ama bunlaryapılamadı, yetki için Meclis'e başvurmadan daha bir gün ön- ce, 'Macerayaatılmayacağız' diyoıiardı, ama son- ra hem de yalnızca Afganistan 'la sınıriı olmayan ki burası yanlış oldu, yetki için başvurdular, arada ne olmuştu, Derviş'e IMFpara vermeyeceğini söyle- mişti, bunun üzerine tavır değıştirdiler, bu da hay- siyet kıncıdır" diyor. • • • "Başbakan düzeyinde girişimlerde bulunmaya- rak dış polıtikada fırsatı kaçırdık" diyen Çiller, hü- kümetin ekonomiyi de yönetemedigini söylüyor. "Bütün tahminlerim tuttu" diyor Tansu Hanım, "Cari açık 10 mityar dolar olur dedim, onlar 2.8 'de ısrar ettiler, peki ne çıktı, 9.8". Tansu Çiller iddialı; - Ben de diyor, 1994'te kriz yaşadım, ama üre- timi ve ihracatı arttırarak bunu kısa sürede aştım. Tansu Çiller'in mitinglerini ve gezilerini izleyen- ler. özellikle kırsal kesimde tarım üreticisinin dik- kate değer bir ilgi gösterdiğini söylüyorlar DYP Genel Başkanı'na. Gözlemler şu yönde, "Olası bir seçimde silip sü- pürür diyemeyiz ama oylannı arttınp öbürtehnin önüne geçebilir". Son seçimlerin en büyük mağluplarından biriy- di, iktidannda yıpranmıştı, ama öyle görünüyor ki Çiller toparlanmış, yeni seçimin ardından Türki- ye'de yine rol sahibi olmaya soyunmuş. Polıtikada ünlü bir söz vardır: "Yalnız ölülerdön- mez." Ne kadar da doğruymuş meğer. RTÜK üyesi Müftüoğlu: Konol 7'nin irtica bağlantısı araştırdmalı BAHARTANR1SENTR ANKARA-Radyove Teleyizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi Güneş Müftüoğlu. Kanal 7'nin Almanya'daki bürosun- da yaymcılık dışında irti- cai faaliyetlerde bulun- duğu belirtilen kişilerin, Türkiye'deki Kanal 7 ile bağlantısının araştınlma- sı gerektiğini bildirdi. RTÜK üyesi Güneş Müftüoğlu, kurulda, Al- manya'da kablolu yaym \apan Kanal 7 televizyo- nunun yerleşik olduğu tetnsilciliğinde amacı dı- şında faaliyetlerde bulu- nulduğu konusunu, MÎT \ e Dışişleri Bakanlığı'na bildirmeyi tartıştıklanru kaydetti. " Yajında bir şey yok, ama orada bizün tartış- tığımız, istni geçen kişi- lerin doğrudan Kanal 7 ile ilişkisi var mı. o ko- nuda araştırma yapüa- cak sanıyomm" dedi. RTÜK Başkanı Nuri Kayış da, Almanya'daki olayın Türkiye'deki Ka- nal 7 üe bağlantısı olup olmadığını devletin di- ğer kurumlannın araştı- rabileceğine işaret etti. Açıklama I Haber Merkezi - Gazetemizde 15 Ekim 2001 tarihinde "Milli Görüş'e radyo izni yok" başhğıyla yayımlanan haberle ilgili yazılı bir açıklama yapan Kanal 7 Televizyonu Kurumsal tletişim Yönetmeni Mustafa Kaya, "Kanal 7 merkez ofis ve diğer ofıs- leri tele\izyon yayıncılığı dışında herhangi bir amaç- la kullanıLrnamaktadır" dedi. Kaya, haber üzerine RTÜK Başkanı Nuri Kayış Ta görüşüldüğünü belir- Krek, "Kayış, bilginin yanlış olduğunu, RTÜK'ün televızyonlarla sadece yayın ihlali durumunda ilgi- lenebileceğini" bildirdi. 20 Ekim'de ölüm orucu eylemine başlayan 99 kişiden 28'i hayatını kaybetti Onlar artık yaşamıyorALPERTURGUT F tıpi cezaevlen ve tecnde karşı 20 Ekim 2000 tarihinde 13 ayn cezaevin- de ölüm orucuna başlayan 99 kişilik 1. ekıbın direnişı sona erdi. Ölüm orucu eylemi artık 2, 3,4, 5, 6 ve eyleme en son giren 39 kişilik 7. ölüm orucu eki- bı tarafindan sürdürülüyor. Eylem sı- rasında ilk ekipten "Hayata Dönüş" operasyonuyla birlıkte 28 tutuklu ve hükümlü yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi sakat kalıp hafızasını kaybetti. Bu- güne dek cezaev lerinde ve dışanda tam 75 kışınin can verdiği eylem, bir hafta sonra 1. yılıru dolduracak. Ölüm orucu 1. ekibinin ilk kayıpla- • Ayşe Baştimur'un Ankara'da yaşamını yitirmesiyle ölüm orucu eylemleri sona eren ekibin direnişı 343 gün sürdü. Ekibin hayattaki 71 üyesinden çoğu ise sakat kalıp hafızalarını kaybetti. n 20 cezaevine yönelik "Hayata Dö- nüş" operasyonu sırasında yaşandı. Bayrampaşa, Çanakkale, Ümraniye, Uşak, Ceyhan ve Bursa cezaevlennde kalan 1. ekipteki Ahmet İbili, Hasan Güngörmez, İrfan Ortakçı, Fidan Kalşen, Berrin Bıçkılar,Yazgülü Gü- der Öztürk, Fırat Tavuk, Murat Öz- demir,Ali İhsan özkan,Aşur Kork- maz. Ali Ateş ve Halil Önder yaşam- lannı yıtirdiler. Böylelıkle 13 cezaevin- de eyleme başlayan 99 kişilik ekip, tam 12 kayıp vererek 87 kişiye inmiş oldu. Aylar süren eylemde ilk ekibin ceza- ev indeki üyelen Cengiz Soydaş,Adil Kaplan, CaferTayyar Bektaş. Fatma Ersoy, Fatma Hülya Tümgan, Hati- ce Yürekli, Abdulİah Bozdağ, CeJal Alpay ve Veli Güneş de hayatlarını kaybettıler. Sağlık nedeniyle tahliye edildıkten sonra eylemlerine dişanda devam eden Sevgj Erdoğan. Osman Osmanağaoğlu, Gülay Kavak. Ümüş Şahingöz. Zeynep Arıkan Gülbağ, Ali Rıza Demir ve Ayşe Baştimur'un da son nefeslerini vermesiyîe 1. ölüm orucu ekibinin kayıp sayısı toplam 28'e çıkmış oldu. Baştimur'un Anka- ra'da yaşamını yitirmesiyle eylemleri sona eren ekibin direnişi 343 gün sü- rerken ekibin geri kalan 71 üyesinden çoğu ise sakat kalıp, hafizalannı kay- betti. Hayata Dönüş Operasyonu önce- sinde 7 kişınin yaşamını yitirdiği 104 kişilik ikinci ekip ve 5 kışinin hayatını kaybettiği 57 kişilik üçüncü ekibin ey- lemleri ise sürüyor. 75 kayıp Hayata Dönüş Operasyonu'nda 2'si asker 32 kişi, ölüm orucunda ise 22 si cezaevinden 17'si dışardan 39 kişi öl- dü. Eylemde sırasında tbrahim Erler F tipi cezaevinde. Kazım Gülbağ ise Almanya'da kendilerini yakarak ya- şamlannı yitirdiler. Destek açlık gre- \indefd Cafer Dereli'nin yurtdışında ülkücülerin saldınsı sonucu, tutuklu Mustafa Coşkun'un ise tedavi edilme- diği için ölmesiyle eylemin kayıp bi- lançosu 75'e ulaştı. Human Rights Watch: Reformlar yeterli değil LONDRA (ANKA) - Dünyanın önde gelen in- san haklan kuruluşlann- dan Insan Haklan Izleme Komitesi (Human Rights Watch), Türkiye'de ger- çekleştirilen anayasa deği- şikliklennın "gerçek bir reform olmadığını" açıkladı. Insan Haklan Komitesi'nin Türkiye Araştırmacısı Jonathan Sugden, "İnsan Haklan İzleme Komitesi Türki- ye'de gerçek reform meydana geldiğinde yüksek sesle karşılaya- cak. Ancak bu henüz ol- madı" dedi. Financial Times gazete- sine bir mektup gönderen Jonathan Sudgen, gazete- nin Insan Haklan İzleme Komitesi'nin Türkiye'de yapılan anayasa değışik- liklerini iyi değerlendir- mediği yolundaİü eleştiri- sine yanıt verdi. Sugden, anayasa değışikliklerinin, "yazarları eezaevine göndermeye devam et- mek için polis, savcılar ve mahkemelerin elinde yeterli araçlar bıraktığı- nı. idam cezasının ko- nınduğunu" savundu. Anayasa değişiklikleri- nin Parlamento'da onay- lanmasının 48 saat içeri- sinde meydana gelen ge- lişmelerin "eylem" ten- minin en geniş biçimde yorumlanacağını göster- diğini belırten Jonathan Sugden, söz konusu geliş- meler olarak, "bir gaze- tecinin 20 aya tnahkûm olması, bir derginin ka- patılması, bir yazann ki- tabının yasaklanması, bir davetiyeyi Türkçe ve Kürtçe yazdıran sendi- kacılar hakkında dava açılması ve Afganis- tan'da gözaltına alınan İngiliz gazeteci için açık- lama yapan İHD üyeleri- nin gözaltına alınnıası- m" örnek gösterdi. Şeriatçı terör örgütü Hizbullah militanlannın çapraz ateşc alarak şehit ettiği iki polisin cenaze töreni kanunsuz olaylara sahne oldu. Tekbir geririldi, yasadışı örgüt işaretleri yapıldı. Bütün bunlann dışında, yakınlarının kaybını yüreklerinde duyan küçükjer. kaybettiklerinin resimleri ellerinde göz>aşı dökfüler. (Fotoğraf: AA) Cenaze töreninde İBDA-C işareti yapıldı, tekbir getirildi BakanYücelen'e protesto ÖZKAN GÜVEN Küçükçekmece'de şeriatçı terör örgütü Hizbullah üyeleri tarafin- dan pusuya düşürülerek şehit edi- len iki polis memuru toprağa ve- rildi. Istanbul Emniyet Müdürlüğü binasında düzenlenen törende şe- hit yakınlan, îçişleri Bakanı Rüş- tü Kâzım Yücelen'e "Şerefsiz, yalan söyleme" diye bağırarak protesto etti, cenazeler taşırurken "tekbir ge- tirdi", terör örgütü IB- DA-C'nin işaretini yaptı. Küçükçekmece Ilçe Emniyet Müdürlüğü • Araştırma Büro Amirligi'ne bağlı si\il polis ekibinin önceki gün Hiz- bullah terör örgütü tarafindan pu- suya düşürülmesi sonucu Musta- fa Koçak ve Köksal Bulut adlı polis memurlan şehit olmuş, Mus- tafa Bilicik adlı polis de agır ya- ralanmıştı. Şehit polislerin cena- zeleri dün öğle saatlerinde Vatan Caddesi'ndeki Istanbul Emniyet Müdürlüğü binasuıın bahçesine getinldı. Koçak\eBulut'uncena- zelen getinlirken yakınlan fena- lık geçirdi. Törene, îçişleri Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen, Emniyet Genel Müdürü Kemal Önal, Istanbul Milletv ekilleri CelalAdan, Aydın Ayaydm, 1. Ordu Komutanı Orge- neral Çetin Doğan, Cumhuriyet Başsavcısı Ferzan Çitici ile şehit polislerin yakınlan ve meslektaş- • Istanbul Emniyet Müdürlüğü binasında düzenlenen törende şehit yakınlan, îçişleri Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen'e "Şerefsiz, yalan söyleme" diye bağırdı. uğradı. 'Siz ne işe yararsınız?' Yücelen konuşurken "Şeref- siz... Yalan söyleme", "Neden katilleri saldınız", "Adalet isti- yoruz", "Siz ne işe yararsınız?" diye bağıran şehit yakınlan emni- yet görevlileri tarafindan güçlükle kontrol altına almabildi. Yücelen konuşmasında, bu tür saldmlann polısi yıldmnayacağı- m belirterek "Devletin tekliği ve bölünmez bütünlüğü korunma- ya devam cdilecek- tir" dedi. Koçak ve Bulut'un cenazeleri el- lan katıldı. Istanbul Emniyet Müdürü Ha- san Özdemir, yaptığı konuşmada saldınyı gerçekleştirenlerin en kı- sa sürede yakalanacağını ve şehit- lerin karunm yerde kalmayacağını söyledi. Hasan Özdemir'in ardından kürsüye gelen Îçişleri Bakam Rüş- tü Kâzım Yücelen ise törene katı- lan şehit yakınlarının protestosuna ler üzerinde cenaze araçlanna gö- türüldüğü sırada törene katılanlar, "tekbir" getirdi. Topluluk, o sıra- da şeriatçı terör örgütü ÎBDA- C'nin işaretini yaptı. Şehit polis- lerden Mustafa Koçak'ın cenazesi Yozgat'a gönderilirken Köksal Bu- lut da Edirnekapı Mihribah Sultan Camii 'nde kılınan öğle namazının ardından Edirnekapı Şehithğı'nde toprağa verildi. İHDVE AF ÖRGOTO RAPORU Türkiye işkenceden vazgeçmiyor • IHD Genel Başkanı Hüsnü Öndül, 2000 yılının ilk 6 ayında gözaltına alınan 15 bin 980 kişiden 263'ünün, 2001 yılının ilk 6 ayında gözaltına alınan 21 bin 812 kişiden 435'inin işkence şikâyetinde bulunduğunu söyledi. İ H ?' n i n ASLMAN . , , , , , , ABACIOĞLU nndankatkatfazlao^ —-—— duğu duşunulebuır İZMIR - Uluslarara- (jec ji sı Af Örgütü ve tnsan öte yandan, 1999 yı- Haklan Derneği rapor- jmm ^ 6 ayında Cum- lan,Türkiye'deişkence- hunyet savcılannın dü- nin yaygmhğını korudu- şüncelerini açıklayanlar ğunu gösteriyor. İnsan hakkında toplam 372 yıl Haklan Derneği'nin bu 6 ay hapis cezası ister- yılın ilk alh ayıru değer- ken 2000 yılının ilk 6 lendiren raporuna göre ay ında 813 yıl 8 ayhapis geçen yılın aynı döne- cezası istediklerinı, miyle karşılaşönldığın- 2001 yılında ise düşün- da gözaltına alınma ve celerini açıklayan 1519 gözaltında işkence olay- kişi için 3 bin 125 yıl 4 lannda artış yaşandı. a y hapis cezası istendi- Uluslararası Af Örgü- ğmı kaydeden Öndül, tü'nün Türkiye ile ilgili "Cumhuriyet savcıla- raporlanndada işkence- rının ifade özgürlüğü nin hâlâ çok yaygın ol- alanındaki bu tutumu- duğu \urgulandi. nu açıklamakta zor- ÎHD Genel Başkam landığımızı itirafetme- Hüsnü Öndül, derne- liyiz" dedi. ğın Ocak-Haziran 2001 *Öte yandan Uluslara- raporunu değerlendiren rasıAfÖrgütü'nün.Tür- açıklamasında, 2000 yı- kıye ile ılgılı Ocak-Ha- lının ilk 6 ayında gözal- ziran 2001 dönemini tına alınan 15 bin 980 ki- içeren raporunda, insan şiden 263'ünün, 2001 haklan savunuculan yılının ilk 6 ayında gö- üzerindeki baskının art- zaltına alınan 21 bin 812 tığına, ifade özgürlüğü kişiden 435'inin işken- üzenndeki kısıtlılığın ce şikâyetinde bulundu- sürdüğüne, işkencenin ğunu söyledi. yaygın olmasına karşın Türkiye'de resmi ra- işkencecilerin pek azı- kamlara göre her yıl gö- nin yargılanabildiğine zaltına alınanlann sayı- dikkat çekildi. sının ortalama üç yüz İşkencenin "hâlâ bin civannda olduğuna yaygın" olduğu belirti- dıkkat çeken Öndül, İen raporda, "2001 yüı- "İşkencenin gözaltı nin Uk yansında Lİus- uvgulaması ile bağlan- lararası Af Örgütü. ÜJ- tısı düşünüldüğünde kenin değişik kesimle- sa\ısal olarak, hem gö- rinden işkence ve kötü zaîtına alınan insan sa- muamele bildirimleri yısı, hem de işkence gö- almaya devam etti" de- ren insan sayısının. nıldı. NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Birçok yerde şu soruyla karşı- laşıyoruz: Neden Islam dünyası bu kadar geri? Neden Taleban örgütü Islamiyet adına bu kadar vahşi uygulamalara kalkışabili- yor? Geçenlerde bir TV kanalın- da tartışırken ilahiyat profesörle- rinden Süleyman Uludağ, "Tale- ban uygulaması Islam dışı sayıl- maz. Onların yaptıklarına Islamın katı bir uygulaması demek daha doğru olur" dedi. Kadınlara uygulanan yasakla- ra bakılınca, birçok Islamcının kadınlar konusunda söyledikleri- ni anımsamamak mümkün mü? Kadını, ikinci sınıf gören anlayış, birçok Islamcının kafasında yer etmiştir. önemli olduğu söylenen birçok Islam düşünürü bile daya- ğa varıncaya kadar kadına yapı- lan kötü muameleyi bir bahane bularak savunabiliyor. Bunlardan Profesör Muham- med Kutub, "Islam Etrafındaki Şüpheler" kitabında aynen şun- ları söylüyor: "Bir başka yönden bazen karıkoca münasebetleriyle ilgili olarak psikolojik sapıklık ha- îslam Dünyasının Tartışması Gereken... letleri vardırki o zaman ancak bu yol, yani dayak fayda verir. Psiko- loji katiyetle ifade eder ki yukarı- da saydığımız terbiye yollarının kendine bir fayda temin etrnedi- ği şahıs (Burada kadın kastedili- yor) -ekseriya- 'mazoşizm' adını verdikleri psikolojik cinsi sapıklı- ğa musab olur (düşer). Buyüzden onun mizacı hissi ve manevi şiddetli bir muamele gör- dükten sonra düzelir. Ve normal duruma gelir... Şüphesiz sapıklı- ğın her türlüsü erkeklerden daha çok kadınlarda görülen hallerdir (Çünkü erkekler umumiyetle 'sa- dizm' sapıklığına musab olur. Sa- dizm işkence yapmaktan zevk al- maktır.)" "Eğer kadın, bu tür sapıklığa musab ise dayak onun için bir ilaçtır, onun arzulannı doyurur. Dayaktan sonra mizacı normale avdet eder ve işler istenilen tarz- da yürür." (Bkz. Oral Çalışlar, Is- lamda Kadın ve Cinsellik, Cum- huriyet Kitapları, s.68) Muham- med Kutub'un bu düşünceleri, birçok Islamcı yazar ve araştır- macı tarafından ifade edilir. Islam tarihini gözden geçirdiğimizde de erkek egemen düşünceyi bütün çıplaklığıyla görürüz. Erkek ege- menliğinin ölçüsü ilkelliğin de te- mel ölçülerinden biridir. ••• Kadın sorunu dışında, uygar- lığın temel anlayışlarına karşı da Islam dünyasında ciddi bir dire- niş vardır. Insan haklan, temel öz- gürlükler, Islam dünyasının soru- nu değil gibi bir anlayış bu dün- yada egemen durumda. Bunun nedenlerini tartışabiliriz. Tabii bu arada, Islamcılar kadın sorunu dahil, birçok konuda çağdışı gö- rüşlerini Islamın temel kaynakla- rına dayandırmaya gayret eder- ler. Aslında, birçok dinin ve inanı- şın kaynaklarına yönelirseniz, kendi ihtiyacınıza uygun veriler bulabilirsiniz. örneğin Hıristiyan- lıkta da boşanma yasağını Kato- likler Incil'e dayandırırlar. Sorun, kaynaklara hangi gözle ve hangi niyetle baktığınıza bağlı. Eğer kaynaklara eşit ve özgür bir dün- ya için.. gelişmiş bir dünya için bakarsanız, ona uygun veriler bu- lursunuz; katı ve sert bir dünya için bakarsanız, o zaman da böy- le şeyler bulabilirsiniz. Taleban'ın yaptığı da bu. Kay- naklara bakıyor, onları çağdışı bir gözle yorumluyor ve çağdışı bir kafayla uyguluyor. Islam dünya- sının, Taleban'la ortaya çıkan ve bir ilkellik görüntüsüne bürünen uygulamayı inceleyerek ciddi dersler çıkarabileceğini düşünü- yorum. Unutmayalım ki Ceza- yir'de yine Islamiyet adına katli- am işleniyor, Türkiye'de Hizbul- lah olayında gördüğümüz vah- şetlere tanık oluyoruz. • • • Suudi Arabistan'da, Iran'da da en temel insan hakları Islamiyet adına ihlal ediliyor. Islam dünya- sına toptan baktığımız zaman ciddi bir uygarlık sorunuyla yüz yüze geliyoruz. Bunun neden- lerini Islam dünyası enine boyu- na tartışmak zorunda. Burada uygulamadan gelen yanlışların yanında, ciddi bir yorum sorunu olduğunu da kabul etmek gerekir. • • • Batı dünyasındaki haksızlık- lara, acımasızlıklara, her şeyin maddi çıkara dönüşmesine bakarak Islam dünyası kendisini rahatlatmasın. Oradaki kötülük- ler, Islam dünyasındaki ilkel görüntülere bahane olamaz. Hazır bu konu dünyanın gün- demine gelmişken ciddi bir özeleştiri için harekete geçilsin. Bu vesileyle belki bazı konular e- nine boyuna tartışılabilir. Ya da daha önce olduğu gibi sor- gulamayan aktarmacılıkla durum idare edilir. Sorgulama Islam dünyasının yararına. öyle düşünüyorum.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear