16 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 19 OCAK 2001 CUMA '-JU O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R [email protected] Yargı Hangi Birini Kurtarsın! Dr. Metin ŞEKERCİOĞLU G eçenlerde gazetemızın ıç sajfasında bır başlık "Çevreyi Yargı da Knrta- ramr\or" NedenıBerga- malı vurttaşlann canlan- nı dışlenne takarak \ aptıklan kutsal hu- kuk sa\aşını mahkemelerde kazandık lan halde hukumetın başka başka yol- larla > argı kararlannı geçersız sayma gı- nşımlervsdı Bu başlığı gorup çevreme baktığımda ıçımden "Yargı hangi biri- ni kurtarsın'" demek geldığmı açıkla mak ıstıyorum Gazetedekı o yazıyı okuyunca 1961 Anayasasf nın yururluğe gırmesınden sonra yargı bağımsızlığmm verdığı he- ves ıle severek gırdığımız, severek çalı- şıp yukselıp 12 Eylul'den sonra kendı ıs- teğuruzle ayrüdığımız ust mahkeme \ar- gıçlığından sonra ulkemızde yargının bugun geldığı nokta>ı duşundum Sıya- set, yargıjı hıçbır zaman 1961 Anaya- sası'nın çıkardığı duzeye getırmedı 12 Eylul ıse kendısıne destek \eren sağ sı- yasetçılenn etkısıyle Danıştay'ı ulkeyı kotuye goturen organlardan bınsı olarak gördu Kendı ırademızle avnlmamızın nedenı bu bakış açısını anlamamızdan- dı Nıtekım bır yıl sonra tasfıyeler bıle yapıldı \ urutmej ı durdurma kararlan ıçın neredey se "hiç >erilmesin" anlamı- na gelen koşullara rağmen Daraştay ve ıdare mahkemelen hukukun ustunlu- ğunu sağlamak ıçın çırpınıp durmuştur Halen de karar venp durmakta, fakat yargı ıle hayat bulan sıyasıler, yargı ka- rariannın uvgulanma zorunluluğunu uy- gulamada değıl genelge ve sıyası nutuk- larda dıle getırmektedırler Sayın Ecevh yargı kararlannın u\ gulandığını sanı- yorsa Bergama \a bakstn Isterse bır çok kotu ornek daha \ar Yargı kararia- n uygulanmadığı gibu bu kötuluğe şim- Emeklı Damştay Uyesı di başkalan da eklendi: Tartışmah ko- nulardan kaçmak^ın sonınlan yargrnın çozumune bırakmıŞ görunmek Bıze göre bu durum, 12 Eylül düşunce man- tığından daha büyuk yanlışlıktır Yarg»- sal kolluk kurulmamış, yarduncı perso- neiin perişanlığı giderDmemışken yargı- nın yûküne bir göz atalım: 12 E> lul, yanlışlanna karşın yargı ba- ğımsızlığını ulusal egemenhğın sımge- sı olarak görme ılkesını kaldırmamıştı Bu değerlulke ne yazık kı, vaktıyle "Da- nıştav kararlannın uygulanmasu yargı- nın tam bağımsız olması gerekir, toprak tşkyenm,sukuOananmdr" dıyenlerle va- tan-mılletın bolunmezhğı nutuklannı atıp ulusalcılığı kendılennden başkası- na yakıştırmayan solculan da vatan ha- ını sayan sıyasılenn bırleşıp ıküdar ol- malan ıle kaybedılmıştır Dahatemız, ulu- sal butunluİcçu bır sıyaset bekleyerek o verenlenn şaşkın bakışlan arasmda ulus- lararası hakem anlaşmalanna olanak ve- recek, kapıtulasyonlann adımlan sayı- lan anayasa değışıklıklen yapıldı Yet- mezmış grbı şımdı ozelleştırme adı al- tındaherşeyımızsatılıyoT Kapalıkapı- lar ardında yasalar ve ulke yararlan yok sayılarak enerjı kaynaklannın hortum- landığı ve sahıp çıkılmadığı soylenıp dunıyor Beyaz Enerjı operasyonu adı ve- nlen somut olayda, 1999 Aralık ayında mufettış raporu ıle açıklanan devlet za- rannın alınmasına ılışkın hukuk davası açılmadığı beihdır Suçlananlara olayı araşbrmakgörevivenlmiş Bukomedı- nın ardından, ceza soruşturması gerek- tığıne ılışkın ıkıncı mufettış raponından sonra dahı aylarca duğmeye basüma- mıştır Savcı ve Sayın lçışlen Bakanı''nın jandarma ıle yaptırdığı soruşturmalann geldığı noktadan sonra, ancak gorevden alma ışıru yapan buyuk ıhmal sahıbı so- rumlular ıstıfayı düşünmüyor Suç bü- rokratlardaymış Pekı, onlann gozetme- nı olan bakanlann sıyasal sorumluluğu yok mu° Durumu yadırgadığun bikti- renbiraskeriyetküininserzenişiisede- mokrasiye karşı büyük bir guişjm gibi gostenhp suçlusunun cezalandınhnası içın hukümet başkanı emirier venniştir. Emre göre bu demokrasi dûşmanını da (!)vargjorganıbulupcezalandıracakve ortalık yanşacaknuş. Şimdi, kamyonlar dolusu belge içinde bırilerinin mahkûm olup olamayacağı Oeuğraşacakolan vargı'dır.Bukarma- şa ıçınde medyanın etkısındeyız Yeter- lı delıller bulunmadığı ıçın bazı zardıla- nn serbest bırakılmasından belkı bız bı- le rahatsız oluyoruz Kıh kırk yannak, medyanınyaratuğı baskıdan uzak karar vennek de yargının gorevidir. Bıtmedı Bır de cezaevlenmız var Meğer bu cezaevlennı yülardan bu ya- na sağcı, solcu külahh sılahlı çeteler yo- netıyormuş Savcılar ıçen gıremıyor- muş Askenguçlenmız bunlan canlan- nı dışlenne takıp temızlemek ıstedığı sırada, govde gostermek ve kendılenne karşı hareket edenlen yıldırmak ıçın çe- teler, bazı cezaevlennde bırkaç kışı öl- durup cesetlenru damdan attılar Uygar bır ulkede benzen bır olayda hıç kusu- ru olmasa bıle adalet bakanının ıstıfa et- mesı gerekırken ne kendısının aklına gelıyor ne de kımse onu ıstıfaya zorlu- yor Sıyasal etıkve sorumlulukkalma- mış Yargı bu cinayetterin agırhgnn da üstJenmiştir Çevık Kuvvet'ten bırçok pohstekbırgetirerekyürudu Yuzlerce kışıyı toplantı gosten yuruvuşu suçun- dan yargılamak da yargı organına hava- leedidLBunoktayagerjrenyanlışlanenı- ne boyuna ınceleyen koklü onlemler al- mayı duşunen var mı bıünmıyor Anayasa Mahkemesı şımdıye kadar ko- munıst, bolucu dıyerek bırçok partıyı kapam Atatürkvelaıkcumhunyetduş- manı olduğunu belırledığı bır partıyı de kapattı 0nun yenne kurulduğu belh olanbır parn ıçın de açılmış bır dava var Şımdı buparünm kapanlması halmdeye- nıden seçıme gıdıhr korkusu ıle her gun yeru bır gınşımle sahneye çüalıyor Hal- kın canı bumuna gelmış, gunluk yaşam- da onu rahatlatacak hıçbır ış görülmez- ken sıyası partılenn kapatılması ve ka- patümaması ıle ılgılı bırçok teklıf, zıya- ret, karşı zıyaretle anayasaya, yasalara ve mahkemeye saygısızhk yapıhp yûk- sek mahkemenın gorevı daha da ağır hale geünlıyor Böykce,şimdi syasi par- tikrteügüitûmgûzeUeştirmekrideyar- guun yapmasnı beküyonız. Özefleşaı bankalar hortumhuiHJ ba- knna ahnıvor. Bunlardaki mflvaıîarca dolaıiıkkavıp içindeyargının karar vw- mesigerekiyor Oysacezayıbeklemeden devletın alacağı tçın hırsızlan ekmeğe muhtaç hale genrecek alacak tabplen ya- pılabılır Gemısını sağlam lımana bağ- layanlar eskı saltanatlanna gen donüyor Yann hırsızlan yargının koruduğunu soylerlerse şaşırmayalım Hukumet,ha- tın sayıhr bır çoğunlukla ıkndarda olma- sına karşın nedense bazı ışlerde kestır- meden gıdıp kanun hükmûnde kararna- meler çıkarârak memur dûzenını dıken- sız gul bahçesı yapmak ıstedı Cumhunyetdûzenıru şenatçı dûzen ıs- teklenne karşı korumak ıçın elrnde brr- çok yetkı varken tasfıye, memurlann maaş ıyıleşmesını gunluk tartışmalar- dan uzak tutmak ıçın yasa çıkarmaktan kaçıp kararname ıle halletmek ıstedı Hukukun ustünluğûnu savunan Cum- hurbaşkarumız kestırme yolu kapattı Yanlış duzenlemeler de aynca Anayasa Mahkemesı'ne gotûruldu Yanimemur düzenimizi de yargı kararianfleiyüeş- tinnekistivoruz. Adı af yasası, kendısı ınfaz yasası ve koşullu salıverme (şartla salıverme) ola- rak çıkanlan yasaya gore, yararlarup ce- zaevınden tahhye olacaklan, yurtdışına fırar edıp gen gelenlenn hapse gırıp gır- meyeceğını tek tek mahkemeler karara bağlayacak Anayasa Mahkemesı'mn maddelen yorumlaması gereken durum- lar da var Yûksek mahkeme de ışı tek tek ele al- mayıuygungormüş Enönemlısıbuya- sada ıdam cezalannın yenne geünlrne- yeceğıne ıhşkm bır hüküm var ŞJmdibir- çokbökinntüııünafianvarartanpyarar- lanmayacağı konusunun yükû de mab- kanekrimizae Anayasa Mahkemeâ'nin, yani yargmm omzunda. Bize göre yasa- rta ififvfiıt iijavn f p p h m m ınfayınm yy pdınayacağıbükmükarşeıadaApo'rıun idamdan kurtuhıp kurtulnıayacağı da esasta bir tarbşma koousu otârak yargı kararlannı bektiyor.Apo asdnuusayar- gıyı suçhı gösterebflirier_ Özetle, demokrasi ve hukukdevleu ıçın geçınlen bu kadar zamanda, yargmuı sıyasal sorumhıluldan yüktenecek bir organ olmadıgını öğrenmeyen yönetıcı- ler onu rahatsız etmektedır Kendisine dûşen görevkri yapmayıp yargı organmsorumhı gostermek, asker- lerimizi ymratmaktan farkfa degiklir. Yargısadecekarar orgarudr Yasalanya- sama organı çıkanr, yargının kararlan- nı yurütme (hukümet) yenne geünr Yar- gı begenameyen kararlar veriyorsa o ko- nudaki yasayı dûzetecek olan da yasa- ma orgânKfar. Yargmm vanhğı beğenffl- rDeyensooDç,yasamavevûrûtmeorga- nmı göreve çagndır. Boylece yargının her karan yenne gennlır Bu kararlara saygı gostenlıp uygulama yapılırsa dev- letın saygınhğı artar, kışıler kendılennı güvencede görurler Üç gûn daha fazla ıktıdarda kalmak ıçuı görevı yargıya yuklemış gorünmek, sadece yargıyı değıl ulkeyı de çoküntüye götûreceknr ARADABİR ŞEVKET ÇORBACIOĞLU tnşaat Muhendıslen Odası Genel Sekreten Üçüncü Binyılın llk Yılında... Ikı bın Tam 731 500 gun edıyor 731 500 gunun kaç bın gununu kaçımız bılınçlı ve akıl- cı (rasyonel) duşunsellığımızle algılamaya belırtemeye çalış- tık?' Isa'nın dogumu ıle sıfırianan 'zaman tünelı 'nden once bır yıl, ardından yuz yıl, bın yıl ve so- nunda ıkı bın yıl geçıp gıttı Huzunlu, kırgın, belkı deyılgın Insanlık tarıhınden bu yana, 'kendımız ve kentımız'üe baş- lattıgımızyokedış kıriılığını ozel- lıkle ıkıbının son yuzyılında (as- nnda) yoğunlaştırarak 'doğanı ve doğayı' tumden yok etme surecıne soktuk Huznun, kır- gınlığın ve yılgınlığın temel et- menı bu olsa gerek Bız sorum- suzlar 'doğana ve doğaya'ev- rensel duyarsızlığımızı surdur- duğumuz surece, değıl ıkı bın yılı, daha nıce bınyıllan boylesı goçlere zoriayacağız, sonsuz- luğun karanlığına kendımızı su- ruklercesıne 1 Eğer bın yıllan tuketmezsek Son yuzyıldakı yuzsuzluğumuzle 'son yuzyılın kımm yuzyılı ve neyın yuzyılı ol- duğunu deşıfre adına' doğa ve doğan ıçın yaptıklarımızı fılm şendı gıbı gozumuzun onunde geçırmemız gerektığını duşu- nuyonjm Bılındığı gıbı bılımler olaylar arasındakı neden (sebep)- so- nuç ılışkılennı bulmaya çalışır- lar Evrende hıçbır olay neden- sız meydana gelmez Her ola- yın 'mutlak' nedenı vardır Çun- ku doğa 'determınıst bıryapı- ya sahıptır (Determınızm Aynı nedenlenn, aynı şartlar altında daıma aynı sonuçlan verme- sı ) Butun bılımsel kanunlar doğadakı determınızm prensı- bıne dayanıı' Bılım, sonucu mey- dana getıren bıroncekı olaya se- beptır Felsefe ıse neden kav ramını bu kadar basıt saymaz Şoyle duşunur Sonucu meyda- na getıren bır oncekı sebebın de bırsebebıolmalıdır Felsefe boy- lece genel sebeplen elde et- meyeçalışır Felsefede buna ılk sebep anlayışı denır Bılım ıse sonucu doğuran bır oncekı ola- yı saptar Felsefe ıse ışın daha dennıne ınmek ıster Kısaca, bı- lımler bıze evrenı parça parça tanıttrlar (Fızık, kımya, bıyolojı ve astronomı vb bılım gıbı ) Yanı bılımler, yaşamı, evrenı bu- tunluğunden kopararak anla- tıriar Işte bılım felsefeden bu noktada kendını kurtannca dun- yanın ıçenğı uzennde daha ra- hat durmaya ve dunyanın yapıl- dığı ılk ana maddeye ve obur bı- lınmezlere ulaşmaya başladı Insanlık gunumuz dunyasını (son yuzyılda) ortalama kultur- lu normal vatandaşın kavrayış ve anlayış sınınnın çok otesın- de bır bılımsel surecın ıçtne sok- tu Bu gelışım surecı, dunyayı dolaylı yoldan değıştırecek dev- nmın temelı olan kuantum fi- zığı'n\ doğurdu ve boylece do- ğada her şeyın kesın olarak be- lırlenmış ozellıklere sahıp oldu- ğu duşunsellığı geçedılığtnı kay- bettı Bunun yennı olasılıklar al- maya başladı Doğrusu Kuan- tum Kuramı, doğada her şeyın mutlak bır nedensellık bağı ıçın- de bulunduğunu, her şeyın bır neden-sonuç ılışkısı sonucu (determınızm) ortaya çıktığı du- şuncesınıortadankaldırdı Max Planck'ın başlattığı ve evrenın yepyenı kavranmasına yol aça- cak buluşun temelı olan sureç Eınstein tarafından gelıştınl- meye başladı Bugun gunumuz fızık bılgınlen, Kuantum tekno- lojısını daha ılenye goturerek, uzay yolundakı ınsanın ışınlan- masını ya da tek bır ışık parça- cığını 'teleport' etme yontemı, 'teleportasyon' surecını baş- lattılar Insan kendısını bıryertere ışın- larken gezegenımızı de bılın- mezlere ışınladığını algılayabı- lırse, bılım adına 3000'lerde lyı- yı ve gerekenı başararak 'doğa- nı ve doğayı' yok oluştan kur- taracağına ınanıyorum Bor Madenlerine de Kıyılıyor! Seçldn BtRDALKESK Maden-Sen Uyesı K urulduğu 193S yıhndan tenfcrminagffiDevletBakanhgıveEtiHol- berı uretıcı KİT'ler ara- ding AŞ tarafindan ÖzeUeştirme Idare- sında çok onemlı bır yen si Başkanhğı ik işbiıüği içerisinde yûrû- olan, ulkemızın maden tülmesme, hazırhk iştemkrinin 6 ay içe- uretunı ve ıhracatının he- risindetamamlanmasına karar verflmiş- urulduğu 1935 yıhndan berı uretıcı KİT'ler ara- sında çok onemlı bır yen olan, ulkemızın maden . uretımı ve ıhracatının he- men hemen tumunu gerçekleşnren Eti- bank'ın once bankacüıkbolumu saülmış, sonra da madencıhk bolumu, yenıden yapılanma adı altmda ozelleştmne sure- cıne sokulmuştur 26 01 1998 tanhlı Ba- kanlar Kurulu karan ıle daha önce Etı- bank Genel Mudurluğu'ne bağlı bazı ış- letmeler, genel mudurluk halıne getınl- mış ve anonım şırket statusunde 7 AŞ ku- rulmuştur Bunlar da, Eti Hotding adı altmda brr anonım şırketebağlanmışnr Bugelışme, kurumu çokertme planının en onemlı ayağı olmuştur Boylelıkle bır butun ola- rak ozelleştınlmesı ve tasfiyesı müm- kun olmayan kurum artık buna elvenş- lı duruma getınlmıştır llk olarak Beypazan'nda bulunan Tro- na sahalan Turgay Ciner-Kamuran Çör- tük ekıbuıe devredılmış, daha sonra da gumuş (Kutahya), bakır (Kure), elektro- metalurjı (Antalya) ve krom (Elazığ) ış- letmelennın Ozelleştrrme Idaresı'ne dev- n gercekleştınlmıştır Bu durumda Etı Holdıng'e bağlı 2 ku- ruluş kalmıştır Bunlardan bın Seydişe- hir Alumimıını tşktmeleri, obüru bor ışletmelennm bağlı olduğu En Bor AŞ'dır Geçen gunler ıçınde de bu kuruluş- larla ılgılı ılgınç gelışmeler olmuştur Ne ganptır kı kurumun bağlı olduğu Devlet Bakanı Sayın Şûkrû Sina Gû- rel' ın bılgısı ve katkısı ohnadan, ozelleş- tırmeden sorumlu Devlet Bakanı Sayın Yüksel Yalova tarafindan, kurumun bu- tün olarak ozelleştırme programına alm- ması ve Ozelleştırme Idaresı'ne devnnı ongoren bır onen Bakanlar Kurulu gun- demıne getınlmıştır Sayın Şûkru Sına Gurel'ın buna karşı çıktığı ve bu neden- le Bakanlar Kunılu'nda hararetlı tartış- malann yaşandığı basına da yansımış- tır Ancak butun bu tartışmalar bır yana, 6 Ocak 2001 tanh ve 24279 sayılı Res- mı Gazete'de yaymılanan 'Ozefleştirme Yuksek KüruJu Karan', hukumetın bu konudakı tavnnı ortaya koymuştur Ka- rann2 maddesınde, "EtiHoküngAŞ'nin ÖzeUeştirme kapsanuna ahnarak hazır- hk işlemine tabi tutulmasma, hazırhkiş- tir" denılmektedır. Ancak ozellıkle bor madenlen açısın- dan bugunkü koşullarda toptan satış ola- nağı yoktur Bu konuda oncelıkle 4 10 1978 tanhlı, 2172 sayılı yasa ıle 10 06 1983 tanhlı, 2840 sayılı yasalarm, yanı bor sahalanmn kamuya devn ıle bor madenlennın aranması ve ışletılme- sının devlet elıyle yapılmasıru ıçeren ya- salann değıştunlmesı ya da ıptalı gerek- mektedır Etı Holdıng AŞ Genel Mudüru Sayın Zlya Gözler'ın bır konuşmasında yer alan, "2840 sayıhyasanın ana fîkrine do- kunmadan nihsatiar ve fryat bebrleme poütikalan Eti HokÜng'de otanak ka>- dryla uç ürünkr konusunda özel sektör- le yaünm ortakhklan kunnak suretiyk ûretimyapabOiriz'* yonundekı düşünce- len ıse akılcı ve doğru gıbı gorunmekle bırlıkte, hukumetın ve hükümetı yön- lendıren çevrelenn özelleştırmeye ba- kışlanndakı ana fıkn yansıtmaktan uzak- br Çünkû gerek bugune kadar olan uy- gulamalar, gerek IMF ıle yapılan goruş- melerve venlen nıyet mektuplanndan an- laşılmaktadır kı hukümet, ozelleştırme konusunu kısa vadede kamu açıklannı kapatmanın olmazsa olmaz koşulu ola- rak gormektedır Kaldı kı hukumetın bu madenlen tumuyle satma duşuncesı ol- masaydı ozelleşörme kapsanuna alma yo- luna da gıtmezdı Oy avcıhğı ıçm, sıyasal nüfuz sağla- mak ıçın yıllardır kamu kuruluşlannı çıftlık gıbı kullanan, yandaşlanna peş- keş çeken, kamu bankalannın ıçlennı boşaltan aym sıyasal aktörler, bugun o kuruluşlann sorunlan uzennden sıyaset yaparak ve mûlkıyetlennı satarak ve ta- bıı boylece uluslararası sermaye çevTe- lennın de desteğmı kazanarak sıyasal ıktıdarlannı korumanın yollannı ara- maktadırlar Hûkumet ıçınde bu anlayışı paylaş- mayan gerçekten ıyı nıyeth sayılabılecek oğeler varsa bıle sonuçta bu olumsuz kararlara ımza atmaktan öte bır ışlevle- n de olmamaktadır Emperyalıst sıstem ve uluslararası ser- maye çevrelen ıle onlann çıkarlan doğ- rultusunda yenı dunya duzenının ekono- mık altyapısını hazırlama görevrnı yen- ne getıren IMF ve Dunya Bankası gıbı sıstemın organık kurumlannın bızım gı- bı ulkelere dayattığı pohtıkalann ulusal çıkarlanmızla asla bağdaşmayacağını, bu yondekı uygulamalann Türkıye'nın ekonomık sorunlannı çozemeyeceğı gı- bı önümüzdekı yıllarda daha cıddı eko- nomık ve toplumsal bunalımlara zemın hazırladığını görmelıyız özelleştrrmeler konusunda ortaya ko- nulan en onemlı gerekçe, bu kuruluşla- nn venmsız, hantal ve zarar veren ku- ruluşlar olduklandır Bunun nedenlen- mn, bu gerekçeyı ortaya getırenlenn so- rumsuzluğu ve yanlış uygulamalan ol- duğuna yukanda değınmıştık Ancak bu gerekçeyı ya da bu durumu ven alarak duşunduğumüzde bıle borlann özelleş- ünlmelennın mantığını kavramak olanak- h değıldır Çûnku bor işletmekri kunü- duklaniKİan beri hiç zarar etmemişler- dir. Bugun 5 bor ışletmesının bağlı oldu- ğu Etı Bor AŞ, Istanbul Sanayı Oda- sı'mn 'En Büyûk 500 ^uıayi Karulaşa Anketi'nde 1999 yılı ıtıbanyla Türkı- ye'nın kârhhkta 6 ve satış hasılatı bü- yüklüğü açısından da Türkıye'nın 29 kuruluşudur Bor, Türkiye'nin en yuksek katma de- ğer yaratan ûrûnüdûr. Yıllık dışsatımı (ıhracatı) 200 mıryon dolann üzennde seyretmektedır Olduk- ça genış brr yelpazeye yayılan kullanım alam vardır ve dunya bor rezervlennın yuzde 6O'ı Turkıye'dedır özet olarak bor madencılığı altın yumurtlayan ta- vuktur Bütûn bunlara karşın hukumetın yu- kanda ıfade edılen özelleşürme Yuksek Kurulu karan gereğınce, bor madenle- nnın devlet ehyie ışletılmesıne olanak sağ- layan 2172 ve 2840 sayılı yasalan kal- dvrarak bor madenlennı yerlı ya da ya- bancı ozel ışletmecılığe devTetme yö- nundekı gınşımlennın, kamu ekonomı- sı açısından, ulusal yarar açısından hıç- bır bıçımde doğru ve hakh bır temele da- yanmadığı bılınmelıdır Bu karar ıvedıhkle gözden geçırıl- melı ve ozellıkle bor madenlen ozelleş- tırme kapsamından çıkanlarak ışletme- lerdekı calışmalan olumsuz yonde et- kıleyen behrsızlık durumuna son venl- mehdır PENCERE "Yükselen Değerler NeOMu?.. Bır ozdeyışın Osmanltcasını soylemek dahafi- yakalı mı oluyor?.. özcteyış şu "Hafıza-ı beşer nısyanla malûldur." Turkçesı Insan belleğı unutkaniıkla sakattır. • Çok degıl, dort beş yıl önce bıle dılımızden duş- meyen "yukselen değerler"\ anımsıyor musu- nuz? özal donemının turetımıydı "yükselen değer- ler" değıl mı!.. öylesıne bır patlamayaşıyordukkı sormayın1 Tum eskı değBrterçop tenekesıne atı- lıyor, Turkıye'de yenı bır dunya kuruluyordu Özal devnm yapmışt.. "Yukselen değeher"e karşı çıkanın adı neydı: Dmozor* • Ne oldu yukselen değeriere? Ne çabuk unuttuk'' Artık kımse "yukselen değerler^ ağzına almı- yor. Dınozorfuk mu moda oluyor? Bır merakltsı çıksa da gazete koleksıyonlann- dakı yazılan tarayıp ortaya dökse1 "Yükselen de- ğerier"\n Turkıye'yı bugunku duruma nasıl duşur- duğunu gözler önune senp belleklerımızı tazete- se!. • Turkıye'yı bugunku lağım çukuruna duşuren yukselen değerler" furyasının başında ne gelı- yordu?. Koşedonuculuk! Anımsayın, hayatımızın temel yasası "köşedö- nücüluk" felsefesıne oturtulmuştu Herkes koşeyı dönecektı Bır ganp tuketım toplumu modelı çıktı ortaya, "benım memurum ışını bılırdı", her Turk "para- dan para kazanmaya" şartlandınldı, luks cıcılen vrtnnlere koyacaktık, herkes bunlan satın alabıl- mek ıçm yanşacakt, 'btreyın köşeyı dönmes/'top- lumun yükselmesı demektı Ne çabuk unuttuk bunlan canım?.. Bugun zı- vanadan çıkmışsak, dunku yatınmlann meyvete- nnı derledığımız ıçındır, fırsatçılık benlığımızı oy- lesıne sarmıştı kı Korfez Savaşı'na bakışımızı bı- le saptadı, özal neden savaşa gırmek ıstıyordu: "- Bırkoyup uç alacağız " • Aklını yrtırmeyıp de bu gıdışın gıdış olmadığını söyleyenlere sakjın durmuyordu" - Dınozohar . Moral. Ahlâk Ve etık mı? Hadı canım sen de 1 Dınozorluğunâlemıvarmry- dO "Yukselen değerler" pıyasasında paran ka- dar konuşabılırdın! Çıkar gudusu toplumsal pu- sulamıza ctönüştü, dıncılıkle bırlıkte yukselıyordu koşedonuculuk.. • Sonuçortada!.. Pıslık, ruşvet, yolsuzluk, ahlaksızlık kırtenme, uçkâgıtçılık, kokuşmuşluk, yozlaşma, hırsızlık, fu- huş, uyuşturucu, namussuzluk, soygun, onursuz- luk, rezıllık Aiın ışte "yükselen değerler"mo.\* Dınozoriardan af dıteyın!.. O-CAK2QOI heartofduLcLnea EATARTDRINKSOUND Alison Marks: 1^20 Ocak 2001 AlpBerker 24 OCAK Ç MOCAKCunta ÖzvOrAkifn D| Erhan Zt OCAK Cumartm MOCAKPanv CMHout Alp Bsrker 31 OCAK Ç a f ItotıuOıoe»» Pr Moog Borsada"saniye"endeksi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear