Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 16 OCAK 2001 SAU
8 HABERLER
Seydaoğlu da
yanlış'
anlaşıtmış
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
TBMM Genel
Kurulu'nda geçen hafta
yaptığı konuşmada,
Milli Savunma'ya
bütçeden yûzde 20 pay
ayrılmasım eleştiren ve
Türkiye'nin 850 bin
rütbesiz, 150 bin rütbeli
subayla, "Rusya'dan da
büyük bir külfeti içine
sindirdiğini" söyleyen
ANAP Diyarbakır
Milletvekili Sebgetullah
Seydaoğlu, bugün parti
grubunda sözlerinin
yanlış anlaşıldığı
gerekçesıyle "özür"
dileyecek. ANAP Grup
Yönetimi'nin dünkü
toplantısında
Seydaoğlu'nun sözleri
değerlendirildı.
Toplantıda,
Seydaoğlu'nun "yanlış
anlamalara neden
olabilecek bir üslup
kullandığı" sonucuna
vanldı.
Muhammet
öğer yakalanth
• İstanbul Haber
Servisi - Hayali ihracat
olaylanyla ilgili olarak
halen aranmakta olan ve
yurtdışında bulunan
Orhan Ashtürk'ün "sağ
kolu" olduğu belirtilen
Muhammet Ciğer, polis
tarafından yakalandı.
Polis yetkilileri, Ciğer'in
kurduğu 91 paravan
şirket ile yaklaşık 1
milyar 729 milyon dolar
değerinde hayali ihracat
gerçekleştirdiğınin
belirlendiğini ileri
sürdüler.
Ağca için af
başvurusu
I tstanbul Haber Servisi
- Italya'dan Türkıye"ye
iade edilen Mehmet Ali
Ağca'nın avukatı Şevket
Can Özbay. mü\ ekkilinin
şartlı tahliye talebinin üst
mahkeme olan Kartal 1.
Ağır Ceza
Mahkemesi'nce de
reddedilmesi üzerine,
karara Adalet Bakanhğı
kanahyla itiraz edeceğini
bildirdi.
KartaM'de
tutuklama
• Bl RSA (Cumhuriyet)
-Bursa'da " Kartal-1" adı
verilen hayali ihracat
operasyonu kapsamında
gözaltına alınarak
adliyeye sevk edilen 4
sanıktan Akil Balcı ve
Bülent Cenami Tuzcuoğlu
tutuklarurken Şakir
Gümüş ile Mustafa Barut
tutuksuz yargılanmak
ûzere serbest bırakıldı.
Bursa Emniyet
Müdürlüğü ekiplerince
sürdürülen operasyonda,
sanıklann UTGS firması
üzerinden 40 trilyon
lirahk hayali ihracat
yaparak 6 trilyon liralık
haksız kazanç elde
ettikleri belirlenmişti
RFnin AIMdeki
davası bugün
• STRASBOURG (AA) -
Avrupa Insan Haklan
Mahkemesi'nde (AİHM)
bugün yapılacak
duruşmada, Anayasa
Mahkemesi tarafından
kapatılan Refah
Partisi'nin (RP) yaptığı
ilk şikâyet başvumsuyla
ilgili olarak taraflar
dinlenecek. Kapatılan
RP'nin liden Necmettin
Erbakan ile birlikte eski
milletvekilleri Ahmet
Tekdal ve Şevket Kazan,
bireysel ve partı adına 22
Mayıs 1998 tarihinde
Türkiye aleyhine şikâyet
başvurusunda
buİunmuşlardı.
Kültür Bakanı Talay, îçişleri Bakanlığı'na yazılı başvuruda bulunacağını söyledi
Nâzım'ın yurttaşhğı gündemdeİstanbulHaber Servisi-Kül-
tür Bakanı İstemihan Talay,
Nâzun Hikmet'in 2002 yılın-
da yeniden Tûrk yurttaşlığına
geçmesi için girişimde bulu-
nacaklannı söyledi.
Nâzım Hikmet Kültür v©-
Sanat VakfVnca, The Marma-
ra Oteli'nde düzenlenen, "Nâ-
zım Hikmet'i Anma" toplantı-
sında konuşan Kültür Bakanı
istemihan Talay, "Îçişleri Ba-
kanı Sadettin Tantan'l» tele-
fonla görüştum, Nâzun Hik-
met'inyeniden Türkyurttaşh-
ğma geçmesi için mevzuatm
uygun olup oknadığuu sor-
• "Nâzım Hikmet'i Anma" toplantısında konuşan
Kültür Bakanı Talay, "Nâzım'ı yok varsaymak
sanata da, şiirin yüceliğine de ters düşen bir anlayış
olur. Okul kitaplannda yer alması için Milli Eğitim
Bakanlığı'yla görüşeceğim" dedi.
dum. Birkaç günlüğüne Azer- Moskova'da Türklüğün sem-
bolü, kendi kültürümüzü
ammsatan bir değer olarak
var. Toplum gelmesini isterse o
ayn bir tarnşma" dedi.
Nâzım Hikmet'in ders ki-
baycan'a gideceğim, dönûşte
Îçişleri Bakanhğı'na yazılı ola-
rak başvuracağun" dedi. Ta-
lay, "Nâzun Hikmet'in meza-
nnın Moskova'da kahp kalma-
yacağT yönündeki soruya,
"Bu konuda bazı değerlendir-
melervar,kişiselgörüşüm, Nâ-
am'ın kendi mezarmda rahat
bir şekflde yatmasıdır. Nâzım,
taplanna gireceğini belirten
Talay, "Nâzun'ı yok varsay-
mak sanata da, şiirin yüceliği-
ne de ters düşen bir anlayış
olur. Okul kftaplannda yer al-
ması için MilK Eğitim Bakan-
lığı'yla görüşeceğun" diye ko-
nuştu.
Nâzım Hikmet Kültür ve
Sanat Vakfı BaşkanıAydm Ay-
bay da "UNESCO, 2002 yıhîn
'Nâzım Hikmet YuY olarak
kabul ederse Nâzun'ı hâlâ ders
khaplanna sokmayan kafala-
nn alacağı dersler ölacaknr sa-
nıyorum" dedi. Şair-yazar
Ataol Behramoğlu, sinema sa-
natçısı Tank Akan ve çok sa-
yıda davetlinin katıldığı top-
lantıda, Nâzım Hikmet'in
eserlerinden oluşan bir
CD'nin tanıtımı yapıldı.
Tank
EROL SADİERDÎNÇ
Hürriyet'in llam ile başlayan ve sü-
reklilik kazanan siyasal yaşantımızın
öncesi ve belirginleşmesi ile ortaya
konması, irdelenmesi ve yorumlanma-
sı. konulannda büyük çaba göstermiş
ve öncülük etmiş Tank Zafer Tunaya.
Öncelikle Meşrutiyet'in yürürlük ka-
zanması ve onu izleyen dönemin dü-
şünsel akımlannı incelemekle işe ko-
yulmuş. BuradaM.Hanriou'nunetki-
si de varsayılabilir. Nitekim "Müesse-
se ve Tesis Teorisi"ni dilımize çevir-
mekk (îstanbul 1944) kalmamış; son-
ra da bu teorinin açıklamasına giriş-
miştir (Müessese Teorisinde Fikir Un-
suru ve Bazı Hususiyetleri, İstanbul
1947).
Bu dönemin -1908 ve sonrası- getir-
Tunaya ve bıraktıklarıdiği hürriyet havası içinde düşünsel
akımlar, kuruluşlann oluşmasında, ge-
leceği hazırlamak yönünden önem ta-
şımışlardır. Meşrutiyet'in siyasal yapı-
İanmasmda da Tunaya'mn görüşü ile
bu düşünsel kümeleşmenin, halk hare-
ketinin ve halkın varlığı esastır.
Hürriyetin llanı'nda tabandan gelen
etki, düşüncelerden başlayarak ku-
rumsallaşmaya giden Batıcılık, Islam-
cılık, Türkçülük akımlan, bu nedenle
karşılaştırmalı olarak incelenmiştir.
(Amme Hukukumuz Bakımından
tkinci Meşrutiyet'in Fikir Cereyanla-
n, Teksir, İstanbul 1948).
Bu çahşmayı ızleyecek olan başka
bir çalışma, kurumsallaşmayı bütü-
nüyle ele alacak olan Türkrye'de Siya-
sal Partüerdır. Tunaya, bu başyapjtının
78 sayfalık girişinde, dünyada ve Os-
manlı tmparatorluğu ile Türkiye Cum-
huriyeti'nde siyasal partilerin toplum-
sal ve hukuki gelişimini, çok ve tek
partili rejimleri inceledikten sonra,
1859'dan başlayarak yapıtın yayın ta-
rihi olan 1952 yılma kadar getirir. Ya-
pıtın, dört kitap halindeki aynmuıda
birincisi 1859'dan başlayarak Hürri-
yet'in llanı'na kadar olan dönem; ikin-
cisi Meşrutiyet devresi; üçüncüsü Mü-
dafaa-i Hukuk devresi ve dördüncüsü
de Cumhuriyet rejiminde siyasi parti-
lerdir.
Temel kaynak
Tunaya'nın bu başyapıtı, Hürriyet'in
llam ile başlayan yakrn tarihimizin
olaylan ve kuruluşlan hakkında araş-
tırma yapacak olanlann temel kayna-
ğıdır.
Tunaya
anüıyor
Anayasa hukuku pnofesörü, sfyaset
' biümcisi Tank Zafer Tunaya,
doğumunun 85. yüdönümünde
Aybay Hukuk Araşürmalan
Vakfi'nda düzenlenen etkinliJde
amütak. Tunaya'nın amsuıa
r
düzenlenen toplanö bugün saat
17.00'debaşlayacak.
Tank Zafer Tunaya'nın doğum
günü nedeniyle düzenlenen
toplantuun ilk bölümünde
Tunaya'nm eski öğrencikri
hocalannı anlatacak. Bu bölûmde
Prof. Dr. Fazd Sağjam, Prof. Dr.
Erdoğan Teziç, Prof. Dr. Uğur
Alacakaptan ve eski Turizm
Bakanı Alev Coşkun, Tunaya
hakkmda izlenimleri ve onun
Türkiye'ye getirdiği kazanımlanm
tarüşacaklar. Konuşmalann
ardından Aybay Hukuk
Araşürmalan Vakn'nın
düzenlediğı «Tank Zafer Tunaya
Yanşması"nda dereceye girenlere
törenk ödülleri verikcek.
Siyaset bilimi açısından ele aldığı
Hürriyet'in llam (îstanbul 1959) ile
bunu izleyen Türkiye'nin Siyasi Haya-
tmda Batılılaşma Hareketleri (İstan-
bul 1960), Islamcılık Cereyam (İstan-
bul 1962), Türkiye'nin Siyasi Geliş-
meleri (İstanbul 1970) dünün bugüne
bıraktığı deneyimlerinin, hâlâ süren
sorunlar ile bundan çıkanlmış yanıtla-
nmkapsar.
Tunaya, katıksız Cumhuriyetçi özel-
liği ve devrimciligi ile laik Türkiye'nin
savunucusu olmuştur. Özellikle Türk
Kurtuluş Savaşı'ndan başlayarak
Cumhunyet ve Devrimler konusunda-
ki "Devriın Hareketleri İçinde Atatürk
ve Atatürkçülük" (2. basım, tstanbul
1981) Cumhuriyetin sorunlan ile çö-
zümlerini içeren en önemli kaynaktır.
Tunaya, olaylar karşısmdaki düşün-
celerini günlük yazı-
lan ile de ortaya koy-
muş; bu yazılanndan
seçtiği derlemeler ise
iki yapıtta toplanmış-
tır: Insan Derisiyle
Kaplı Anayasa (2. ba-
sım, İstanbul 1988) ve
Medeniyetin Bekle-
me Odasmda (İstan-
bul 1989).
Hukuki yapılanma
ve siyasal sistemleri
bir bütün halinde ve-
ren Siyasal Kurumlar
ve Anayasa Hukukiı
(5. basım, İstanbul
1982) ayn tutulursa,
yeni bir yöntemle üze-
rinde çalıştığı "Türld-
ye'de Siyasal Parti-
ler"in I. cildi Ikinci
Meşrutiyet Dönemi
1908-1918 (İstanbul
1984); II. cildi Müta-
reke Dönemi 1918-
1922 (îstanbul 1986)
ve III. cildi Ittihad ve
Terakki, Bir Çağın,
Bir Kuşağm, Bir Par-
tinin Tarihi'ne aynl-
mışhr. Bu III. cilt ile
Ittihad ve Terakki Ce-
miyeti de tarih önün-
de yargılanmış ol-
maktadır.
Parlamenterrejım var mı. bugün
Türkiye'de?
Yoİc.
Çünkü, barut yok. Çünkü parla-
mento -özellikle Mület Meclisi- ça-
lışnuyor. Çalışamıyor. Çalışnnlmı-
yor. Ve çünkü seçimle oluşan de-
mokratik (temsili) rejinüerde, her
şey parlamento içinde, yasama-yü-
rütme, ıktıdar-rauhalefet dıyalogu
içinde, partiler arasında oluşur. Ve
çünkü, Bakanlar Kurulu, tek başı-
na de\ietin yönetimini yüklenemez.
5 Haziran 1977 genel seçimle-
rinden bu yana, Türkiye Cumhuri-
yeti. sanki Meclissiz bir rejimle yö-
netilmekte, Anayasanın düzeıdedİ
1
gi hükümet şekli yanında, Tdfi"
(Anayasada yazılı olmayan) bir re-
jim oluşturuluyor. 1961 Anayasa-
sı 'nın yanında da "fHfi" bir Anaya-
sa.
Türkiye'deMeclisler ~
1876'dan( 1. Meşrutiyet'ten) be-
ri, halk seçimiyle oluşan Meclis
fıkri, tek kişi yönetiminin (sorum-
suz monarşilerin)pençesinden kur-
tuluş reçetesi sayılmıştır. Bugünün
deyimıyle ve anlatunıyla ıstibdat-
tan, halkın parasını (beytülmal'ı)
israftan kurtulmakiçintek ve en et-
kin önlem olarak kuşaktan kuşağa
benimsenmiştir.
lsteyenler, "Mektebi İdadö Şâ-
hânekitabetmuaflimlerinden Tka-
reti Bahriw Meclisi zabrt kâöbi E-
sat Efendİ'nın. daha Abdülhamk
tahta çıkmadan yazdığı "Hükûme-
n Mesruta" ("Meşnıtiyet rejimi"
anlamına) kitapçığina bakabilirler.
Tarihimizin ilk çağdaş Anayasa
Hukuku eseri sayılması gereken bu
"risâle" sorulu-cevaplı yazıknıştu".
Çoğumuzun gözünden kaçnuş bu
özlü açıklamalarda, Esat Efendi'ye
göre "ahaM" (halk) tarafindan seçil-
miş bir Meclisin *venüfi" (görev-
len) açıktır Devletiıı gelinni ve gi-
derinı, kanunun tam olarak uygu-
lanmasHu, memlekete zararlı ola-
rak yerleşmiş kötü tt
nizaın''lann
Prof. Dr. Tank Zafer TUNAYA
Meclissiz Cumhuriyet
değiştırilmesini gözetmek.
Abdülhamit'e otuz yıl "M«*si
Mebusan"ı çahştırmadıgı için
"müstebit" (dıktatör anlamına)
denmışnr.. Yönetımı. Meclissiz
sürdürdüğu ıçuı "istibdat devri"
(totaliter dıktatörlük) olarak nite-
lenmıştır. "Kanunu Esasi" devlet
ydhklanıun başında, her yıl yayım-
lanıyordu, ama uygulanmıyordu. O
da, dışborç arayıp bulmada, Düyu-
nu Umumiye kurmada. "konsoli-
de" işlerinde on bir kez borçlana-
bildiğine göre, hayli becerikliydi.
Ne var ki halkın temsilcilerini, ik-
üdannın dışında tutmuştur.
Ittihat ve Terakki, Meclissiz bir
yöneume saptğı için, karşısındabir
muhalefet birikimi çığlaşmıştır.
Kendisine yüklenen en ağır suç,
devletin üç kuvvetine (Yürütme,
Yasama, Yargı), "Merkeri Uımı-
mi"sini (Genel Merken'ni) bir dör-
düncü kuvvet olarak kattığı ıddı-
asuıda toplanmışür. "Yok kaoan,
yap kanun" formülüyle hükümet-
çe çıkanlan geçici kanunlar (kava-
nini muvakkate) sistemini kurdu-
ğu, savaş bahanesıyle "MecBsi
L!
nnuni"yı (Parlamentoyu) sık sık
tatil ettığı için de bir "Abdülhamit
gitti, yüzkrce Abdülhamit gekfi"
denmiştir. Oysa, Ikinci Meşruti-
yet'in getiricileri Meclis'e kutsal
bir nitelik tanunışlardı.
1920'de, işgalci devletler, son
Osmanlı Parlamentosu'ndan kork-
tuklan için, Istanbul'un ışgalinı ça-
buklaştırmışlardır. Demokrasi şam-
piyonu sayılan Ingiltere'nin işgal
subayı Mebusan'm kapısına gelip
de, Meclişi kapatmak ve mebusla-
n da Malta'ya sürtnek emrini bil-
dırdığı zaman. mebuslar, yine de
Meclisi kapatmamışlardır. Yalnızca
büieşimleri ertelenuşlerdır, Anado-
lu'da devammı sağlamak için. An-
cak, Damat Ferit Paşa. Müdafaa-i
Hukukçulann gınşımlenni baltala-
mak amacıyla Meclis'i feshettir-
mıştır.
Buna karşılık, Müdafaa-i Hu-
kukçular Türkiye Büyük Millet
Meclisi'ninkuruluşunda ısıarlıydı-
lar.
192rdenSevgüerle
Tarih, 14 Temmuz 1922. Anka-
ra'da, Fransız elçıliğinde, Büyük
Devrinün 133. yıldönümü kutlanı-
yor TBMM Reısi Mustafa Kemal
Paşa, kendisini selamlayan Kotood
Mougin'in (Mujen) konuşmasını
yanıtlıyor. Fransız "thtibdi''ran aşa-
malannı anlattıktan sonra, şöyle dı-
yor: "Efeodfler. herbangi bir kişi,
bir mileti ihtflâk (devrime)götüre-
bffir. Fakat, devTİmi milleün gerçek
bedefine yöoetane ve üetme ancak
tiim nhKiın ilgkini <]^glaınaHıı nb-
nakkazanır. Dünyada bunu başar-
ma yrteneğl işi ancak milli mecfc-
lerin ek alması>la gerçekkşmiştir"
Türkiye'nin devrim tarihinde,
Meclis (parlamento) adı verilen
anayasal organın büyük yeri vardır.
Isuklâl Savaşı TBMM ile kazanıl-
mışur. Tam bağımsızlıkla ulusal
egemenliği eşdeğer sayan odur.
Saltanatı ve halifeliği o Meclis kal-
dırmıştn. Cumhuriyeti ilâneden de,
Anadolu'nun bağnnda, halkm için-
den kendilığinden somutlaşarak çı-
kan da aynı Meclistir.
Tarihsel gerçek bu.
Bir de, yazımızın başında belirt-
tiğimiz gibi, bilimsel ve anayasal
gerçekvar. Şöyle ki,temsdi demok-
rasinin hangi şekli olursa olsun (ıs-
ter Başkan Hükümeti, ister Parla-
menter Hükümet, ister Meclis Hü-
kümeti), tümü de meclis ya da par-
lamentonun varlığuu gerektirir. Ay-
nca kuvvetler aynlığı ya da birliği,
hükunıetlenn. meclislerce denet-
lenmesını ortadan kaldırmaz.
Kuşkusuz, bu rejimler. teoride
planladıklan gibi kalmazlar. Belir-
lı birzamanda. belüii birülkede uy-
gulanınca, zaman ve ülke koşulla-
rının etkisi altında değışirler, fark-
lüaşırlar. Bu değişıklıkler ne olur-
sa olsun, meclis yıne meclistir.
57 Yd Sonra
Türkiye, bu gerçeğin dışında ka-
lamazdı. Kahnamtşnr. Fakat
1920'den, ellı yedi yıl sonra, TB-
MM beş aydır toplanmıyor. Top-
lansa da çalışamıyor. Başkanını se-
çemiyor. Bakanlar Kurulu smüan-
nınbeşaydırboşkaldığı günlük ha-
berler arasmda. Oysa, Meclisler
lüks eşyalar değıldir. Eğer Meclis
varsa, hareketsız ve işlevsız bırakı-
lamaz. Onu işlemezliğe terketmek,
Anayasayı yok farzetmekur.
Son günler bir yana, çoğunluk
bulunmadığından birkaç dakikalık
oturumlar yapıldı. Çoğunluk olun-
ca da, Başkan adaylanna verilen
oylar, partilerin milletvekili sayıla-
nnı tutmuyor.
CHP bu baknndan, iyi bir örnek
vennemiştır. Çok partilidönem bo-
yunca otuz iki yıllık tarihının
(1945-1977) en büyük zafervni ka-
zanmış olan CHP, halkın güvenini,
TBMM'ne devamla da kanıtlama
olanağuıı bulabilirdi. Bazı partile-
rin, parlamento denetimi dışında
kalmak isteyışlenni açıklamak zor
olmasa gerek. Fakat, TBMM'nin
en güçlü partisi olan CHP mıUetve-
killerinin, de\amsızlıklarını açıkla-
mak hayli zor. Seçmenlenn bu ko-
nudaki sorulannı yanıtlamak hiç de
kolay olmayacakör.
Burada bir gözlemimiz var. O da
parti disiplininin gücünü yitirme-
sidir. Partiler iç çekişmelerle uğra-
şuicen, birbirlerinin çözülmesini
beklemektedirler. Ufak sayılarla ik-
tidarda olup olmama mümkün ol-
duğu için, bir tek mebusun büe ay-
nhnamasına en büyük dikkati gös-
termektedırler. Vaktiyle gıyotin gi-
bi ışleyen "Haysi>"et Drvanlan"
şimdi susku içinde. Bazı partilerin
milletvekilleri, partilerini ve lider-
lerinı istedıkleri serbestlikte ve şid-
dette eleştirebihnektedirler. Artık,
"ihraç" edihnekten çekinmiyorlar.
Liderler ısrarla devam istiyor. Gel-
miyorlar. Karşdıklı transferlere ye-
şil ışık yakıtauşken, onur kurullan
sık sık harekete geçirilemiyor.
Partı disiplmmın, seçimler. bu
sonuçlan verdikçe, niteliklerini yi-
tirmeye devam edeceği, bir sürpriz
sayümamalıdır. Giderekparti lider-
lerinin ve merkez organlannın da
bu durumun etkisi altında birleştı-
ricı bir araçtan yoksun kalacaklan
söylenebilir.
Bu Rejimin Ozelliği
Gözlemleri arttırmak mümkün.
Fakat bugünkü rejimin ozelliği yal-
nızca, parlamentonun durumunda
görülmüyor. Hükümetin tutumun-
da da belirleniyor. Hükümet, parla-
mentonun denetimi dışında, onun-
la diyalog kurmadan, ülke için ola-
ğanüstü önemde sorunlan tekbaşı-
na ele alnuş durumdadır. Hüküme-
tin, tekyönetici ^'vet olarak, par-
lamentoya danışmadan, parlamen-
tonun sürekli desteğine dayanma-
dan hareket edebilmesi, 1961 Ana-
yasası'nm kabul etmedıği bu" re-
jimdir. Aksine, 1961 Anayasası,
böylesine bir rejimin bir daha gen
gelmemesi için yapılnuştır.
Ve böyle bir rejimin, bol bol kul-
landığımız "hür demokratik par-
lamenter rejim"le hiçbir ilişkisi
yoktur.
(25 Ekim 1977, Cumhuriyet)
SİP Beyoğlu ilçe örgüründe düzenlenen toplanbda ka-
parnıa gerekçesinin göstermeuk okhığu öne süröklû.
Nâzım Kükürevi'nin
kapatılması kınandı
İstanbul Haber Servisi -
Cezaevlerinde sürdürülen
ölüm orucu eylemleri 89.
gününü doldururken sivil
toplum örgütlerinin baskı
altında olduğu belirtildi.
Gazeteciler Meclisi Giri-
şimi'nin "Hayata Dönüş"
operasyonu sırasında ba-
sının haber anlayışmı tar-
tışacağı gün Nâzım Kül-
türevi'nin kapatılması kı-
nandı.
Nâzım Kültürevı'nın
Beyoğlu Şubesi'nin kapa-
tılması, dün Sosyalist tkti-
dar Partisi (SİP) Beyoğlu
ilçe örgütünde Nâzun Kül-
türevi yöneticileri tarafin-
dan yapılan toplantıda kı-
nandı. Nâzun Kültürevi
yöneticileri Ali Mert, Hik-
met Yaman ve Ekin Me-
sut, kapaöhna gerekçeleri-
nin göstermelik olduğunu
ifade ettiler. Ali Mert,
1996'da kurulan merkezin
Nâzun Hikmet'in adına
yaraşır bir şekilde emek-
ten, aydınlıktan yana sana-
ün her alarunda ürünlenn
önünü açmaya çahştıklan-
nı söyledi.
Gazeteciler Meclisi Gi-
rişimi'nin Hayata Dönüş
operasyonunda basınm tu-
tumunu tartışacaklan top-
lantırun yapılacağı 10 O-
cak Çarşamba günü, poli-
sin sabah saatlennden iti-
baren kültürevine gelerek
kapatma tehdidindebulun-
duğunu öne süren Ali
Mert, "F tipi cezaevlerivle
ilgili hiçbir toplantiya izin
vermediklerini,saJonumn-
ZU k-MİlanHirHığimi7 du-
rumda kapatacaklannı
söyledüer" diye konuştu.
Ali Mert gazetecilerin baş-
ka biryer bulmasına karşın
kültürevinin yine de mü-
hürlendiğini ifade etti.
Tutuklu ve hükümlü ya-
kınlan, Aksaray'da bulu-
nan TAYAD'ın 7 Ocak gü-
nü bazı güçlerce saldınya
uğradını anımsatarak "Ce-
zaevlerinde insanlar hüc-
relere kapanhrken dışan-
da da dernekler kapaüb-
yor" denüdi. Halkın Hu-
kuk Bürosu'ndan yapılan
açıklamada da TAYAD'a
saldıran "baa güçter
7
" tara-
fından camlannın kınldı-
ğı gün olay yerine giden
avukat Nurhayat Işya-
pan'ın da saldınya uğradı-
ğı belirtildi.
11 tutuklama
F tipı cezaevlerini pro-
testo etmek ve ölüm oruç-
larmı desteklemek ama-
cıyla gerçekleştirilen gös-
terilerde gözaltına ahnan
ve Ankara DGM'ye sevk
edilen 35 kişiden ll'i tu-
tuklandı.
uA\ TCCnin basın raporu
'Arahky yayinyasağı
tehdidi altimlageçti'
İstanbulHaberServisi-
Türkiye Gazeteciler Ce-
miyeti (TGC), Türk bası-
nımn aralık ayını, "Yaynı
yasağı tehdidi amnda ge-
çirdiğini''belirtti.
TGC'nin aralık ayı ba-
sın raporuna ilişkin yapı-
lan açıklamada. cezaevle-
nnde birbiri ardma başla-
yan ölüm oruçlannın, ya-
zılı başında, televizyon ve
radyolarda her yönüyle
yoğun bir biçimde yer al-
ması üzerine, İstanbul 4
No'lu DGM tarafından,
olaylann fazla büyütül-
mesini önlemek amacıyla
yayın yasağı konulduğu
anımsatıldı. Açıklamada,
TGC'nin, DGM'nin bu
kararuun, "Halkuı haber
atana ve bilgi edinme hak-
kmda ters düştüğünü ve
basm özgüriüğüne a> kın
olduğunu" belirttiği ifade
edildi. Cumhuriyet ile Bi-
zim Gazete ve Çağdaş
Hukukçular Derneği'nce
DGM'ye ayn ayn yapılan
başvurularda, yayın yasa-
ğmın anayasaya ve ilgili
yasalara aykın olduğu,
"sansür" niteliği taşıdığı
ifade edilen açıklamada,
yasağın kaldmlmasımn
istendiğine yer verildi.
Açıklamada aynca, ceza-
evi operasyonlanyla ilgi-
li tüm haber, köşe yazısı
ve değerlendirmeleri ge-
rekçe gösteren istanbul 4
No'lu DGM'nin, Evren-
sel gazetesinin geçen 25
Aralık tarihli sayısmın
toplatılmasına karar ver-
diği bildirildi. Basına yö-
nelik olaylardan birinin
de F tipi cezaevlerini An-
kara'da protesto eden tu-
tuklu ve hükümlü yakın-
lanna polis müdahalesi
sırasında yaşandığı belir-
tilen açıklamada, çıkan
olaylan izleyen Hürriyet,
Cumhuriyet ve Evrensel
gazeteleri muhabirleri-
nin, yumruklu ve tekmeli
salduı sonucu yaralandığı
anımsatıldı.
C Cumhurtyet
^ ^ kitap kulübü
r
TAKSİM SERGİ SALONU'NDA
Koreograf ı:Rudolf Nureyev
MARGOT FON'TEYN-RUDOLF NUREYTV
(Okuma Salonunda Vıdeo Gösterimı)
Saat.15.00'te Suresı 106 Dakıka
İstiklal Cad. (Fransız Konsolosluğu yanı) Taksim Tel: 252 38 8 1 '82