23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16OCAK2001SAU HABERLER DÜTVYADA BUGUIV ALİ StRMEN Ya Bizde Olaydı?.. Almanya'daki Joschka Fischer tartışması Türkiye'ye de sıçradı. Millıyet gazetesinde iki gün üst üste, SPD-Yeşil koalisyonunun kariz- matik Dışişleri Bakanı Fischer ile ilgili yazılar ya- yımlandı. Son zamanlarda gençliğindeki eylemleri tartış- ma konusu edilen Alman Dışişleri Bakanı'nın ey- lemler sırasında çekilmiş resimleri. Der Spiegel dergisinin son sayısında, bütün Almanya'ya ve dünyayadağıttldı. Joschka Fischer gençliğinde radikal solun ön- de gelen kişilerinden biriydi. Zaten politikaya atıldıktan sonra da Fischer geçmişini yadsımadı, büyük bir açık yüreklilikle anlattı gençlik eylemlerini. Toplumu değiştirmek istediğini saklamadı, Al- rnanya'nın geçmişiyle hesaplaşması gerektiğini hep söylüyor, Vietnam Savaşı'na karşı tutumu- nu gizlemiş değil, bu pis savaş ile ilgili görüşle- ri şimdi de değişmemiştir. Unutmayalım, Bill Clinton da Vietnam'da sa- vaşmayı reddetmiş gençler arasında yer alıyor- du. Gençliği böyle geçmiş olan iki kişiden biri, şim- di iki dönemlik süresini birkaç gün sonra doldu- racak olan Amerikan Başkanı olarak Beyaz Sa- ray'daki son konukluk günlerini yaşıyor, öbürü de Avrupa'nın devi Almanya'nın Dışişleri Bakanı. Gerçi muhalifleri, Fischer'in istifasını istiyorlar, amaAlman kamuoyunun büyük bir kesimi de bu eylemleri sırasında şiddete bulaştığı ispat edil- mediği sürece, böyle bir aynlmanın gereksiz ol- duğunda ısrariılar. • • • Kurulu düzene karşı çıkmış olan insanlar, de- mokrasilerde bir süre sonra ülkenin en önemli görevlerini bile üstlenebiliyorlar. Zaten, demokrasinin kıstası bu, bizim gibi dü- şünmeyen ve düzenin değişmesini isteyenlerin de yaşama, görüşlerini açıklama. bu yönde ör- gütlenme ve günün birinde iktidara gelme hak- lan var. Tabii bu haklar da sınırsız değil. bunlar şidde- te başvurmadan kullanılmak durumunda. ayrı- ca demokrasiyle bağdaşmayan, totaliter, faşist görüşlere de hoşgörü gösteremiyor demokrasi. Ama ülkenizin yürüttüğü bir savaşı haksız bu- labiliyor, ülkenizin geçmişiyle hesaplaşması ge- rektiğini ileri sürebiliyor, baskıcı olduğunu san- dığınız düzene karşı göruşierinizi açıklayabiliyor- sunuz. Peki, ya Fischer bizde olsaydı, ne olurdu? Bizim sokaklarımızda, üniversitelerimizde de nice Fischer'ler vardı, ama onlan, görüşlerini de- ğiştirip yan çizenler dışında, hiçbirini yaşatma- dık, değil siyasete girmelerine olanak vermek, normal bir yaşam sürmelerine bile razı olmadık. • • • Bilmiyorum, Joschka Fischer, Berlin'de 1967 yılı aralığında yapılan, o zamanlarm ünKi genç- lik lideri Rudi Dutscke'nin başını çektiği büyük Vietnam gösterisine katılmış mıydı? Ona katılmadıysa bile, benzerlerine katıldığı kesin. Sözünü ettiğim Berlin Yürüyüşü'ne ben gaze- teci olarak katıldım. Kızıl Rudi ile yaptığım gö- rüşmeyi, o zamanlar çalıştığım Akşam'da etraf- lıca yazdım; gösteriyi ve Avrupa'da da, dünya- nın her yanında da gençliğin bu pis savaşa na- sıl karşı çıktığını anlattım. Bu büyük gösterıye katılan Türkler arasında, o sırada Almanya'da bulunan Prof. Dr. Muam- mer Aksoy da vardı. Birde o zaman benimle aynı gazetede çalışan, aynı zamanda MÎT'e de haberler veren biri da- ha... Aradan yıllar geçti. 12 Eylül döneminde, Banş Derneği Davası'ndan tutuklandım. Hiçbir mahkûmiyet almamama karşın 38 ay içerde kaldım. Askeri mahkeme mahkûm ediyor, Askeri Yargıtay bozuyordu, ama serbest de bı- rakılmıyorduk. Bu süreç iki kez yinelendikten sonra üçüncü defa mahkeme hepimizi serbest bıraktı. Bütün bu dava süresince, savcılann en katı davrandıklan, sürekli ön sırada mahkûmiyetini is- tedikleri kişi oldum. Nedenıni anlayamadım bir türlü. Sonunda, Muammer Aksoy kendi dava dos- yasında bulduğu birçok gizli belgeyi ulaştırdı ba- na. Hâkimlere kanaat ve savcılara belge oluştur- ması amacıyla dosyaya konmuş olan, Nurettin Ersin imzalı "çok gizli!" MİT belgesinde, "Av- mpa'daki Türk komünistlerinin başı olarak Mu- ammer Aksoy ve Ai Sirmen" gösteriliyordu. Biz Almanya'daki bir gösteriye katıldığımız (ki zaten gizlemiyordum ve gazetede de yazmıştım) için ömür boyu fışlenmiştik, Muammer Aksoy ile biriikte. Sakın, olayı askeri dönemin özelliğine bağla- mayın, gösteri 1967 yılındaydı ve henüz askeri rejim falan yoktu. Bugün de bir şey değişmedi. Joschka Fischer oturup kalkıp Türk olmadığı- na dua etsin! ANAP: Engellemeyiz Hükümet gensorudan 'korkmuyor' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - DYP'nın. Enerji ve Tabıi Kaynak- lar Bakanı Cumhur Er- sûmer hakkında gensoru önergesi verme karan- nın ardından, hükümet kanadı da taktık belirle- meye başladı. Hükümet içinde sık sık ANAP ile karşı kar- şıya gelen MHP kana- dında, gensorunun "hü- kümette sıkıntı yaratma- yacağı'' görüşü dile geti- rilirkenbazıDSPMimil- letvekillerinin gensoru oylamasına katılmaya- rak dolaylı destek \ere- ceklen ıfade ediliyor. "Beyaz EnerjP ope- rasyonu nedeniyle sıkın- tılı günler yaşayan AN APlılarıse ''Genso- ru önergesi görüşülür, bunu engellemeyiz. An- cak. bakanın düşürül- mesi söz konusu ola- maz" görüşünü dile ge- tirivorlar. ÂNAP Grup Başkan- \ekili Beyhan Aslan, "Bİ7 konunun Meclis'te konuşulmasından yana- yız, engeüeyici bir tutum içinde olmayız1 '* dedi. Tutuklanan TEAŞ bürokratlarından, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı'na suçlama 'Ersiîmer baskı yaptı'tLHANTAŞÇI ANKARA - "Beyaz Enerji" operas- yonu çerçevesinde gözaltma alman enerji bürokratlan, Jandarma Genel Komutanlığı'nca başlatılan soruş.tur- ma kapsamındaki özelleştirme, şartna- me ve ihale yolsuzluklannda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Er- sümer'in bilgisi olduğunu ve kendile- rine işlemleri hızlandırmalan için bas- kı yaptığım öne sürdüler. Görevden alı- nan TEAŞ Genel Müdürü Muzaffer Sehi'ninjandarma ve DGM sorgusun- da, yapılan tüm işlemlerden Bakan Er- sümer'inhaberdar olduğunu söylediği • 'Beyaz Enerji' operasyonunda tutuklanan TEAŞ Genel Müdürü Muzaffer Selvi ve yönetim kurulu üyesi Birsel Sönmez, bakanlıktaki yolsuzluklardan Bakan Ersümer'in sorumlu olduğunu savundular. Özelleştirme Dairesi Başkanı Seçkin Ülgen'in gözaltına alınmasıyla operasyon özelleştirmeye de uzandı. öğrenildi. ANAP'lı eski Devlet Baka- nı Birsel Sönmez de, "Yolsuzhıklann üzerine gittiğim için mağdur duruma düştum" dedi. Beyaz Enerji operasyonunda gözaU. tına alınan ve tutuklanarak cezaevine gönderilen TEAŞ Genel Müdürü Mu- zaffer Selvi ile yönetim kurulu üyesi Birsel Sönmez,jandarma ve DGM ifa- delerinde bakanlıktaki "yolsuzJuk ve usuküzlükkrden'" CumhurErsümer'in "sorumlu" olduğunu savundular. ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı MesutYümaz'ın ilk kurdu- ğu hükümeün devlet bakanlanndan Birsel Sönmez'in, kendisinin herhan- gi bir suçu olmadığını söylediği öğre- nildi. Sönmez, ifadesinde "Rüşvet al- madım. Bakanhkta yobuzluklann ol- duğunu anlayınca üzerine gittim ve mağdur duruma düştüm" dedi. Görevden alınan ve tutuklanan TE- AŞ Genel Müdürü Selvi, çeşitli hata- lar yapmış olabileceklerini, ihale şart- namelerinde hatalar olabileceğini, "ka- srtüdavranmadıklannr söyledi. Yap- tıklan tüm işlemleri bakana da ilettik- lerini belirten Selvi, "Ersümer'in, ki- mi ihale ve özeUeştirmelerde özeOüde baskısı vanh. Şimdi biz buradayız, an- cak Ersümer'in yapılan tüm işİemler- den haberi vardır. Zaten biz onun iste- diğiyöndeçahşmalaryürûttük. Birşey yapılmışsa Ersümer de bunu bffiyor" diye konuştu. Diğer sanıldarın da, "Eğer ortada bir suç varsa tek sanık biz olamayız. Çünkü yaproamra isteyenler ve benze- ri işlemleri yapan başka kişiler de \ar- dı" dedikleri öğrenildi. Beyaz Enerji operasyonunda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Özelleş- tirme Daire Başkanı Seçkin Ülgen'in gözaltına alınmasıyla soruşturma, "özelleştirmeye'' de uzandı. Özelleştir- me Daire Başkanı Ülgen, önceki gün Jandarma Kaçakçılık ve Organize Suç- larla Mücadele Dairesi ekipierince evinden gözaltına alındı. DYP operasyon için gensoru verecek, FP araştırma önergesi verdi 'Beyaz Enerji' Meclis gündeminde • FP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekâroğlu, Bakan Ersümer'in soruşturmanın sağlıklı yürütülebilmesi için istifa etmesi veya görevden alınması gerektiğini söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- "Beyaz Enerji" operasyonunu gen- soru ve araştumaönergeleriyle Mec- lis gündemine getiren muhalefetpar- tileri, iktidan dosyalarla sıkıştırma- ya çalışacak. FP Genel Başkan Yar- duncısı Mehmet Bekâroğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakaoı Cumhur Ersümer'in soruşturmanın sağlıklı yürütülebilmesi için istifa etmesi, bu gerçekleşmiyorsa o zaman görevden alınması gerektiğini söyledi. DYP Grup Başkanvekili Nevzat Ercan; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer hakkındaki gen- soru önergesınin reddedilmesi duru- munda Başbakan hakkında gensoru vereceklerini bildirdi. FP, "Beyaz Enerji" operasyonuy- la ilgili olarak araştırma önergesi verdi. Konya Milletvekili Teoman RızaGünerive arkadaşlannca hazır- lanan araşhrma önergesinde "Ener- ji yönetiminin üzerineyolsuzluk, rüş- vet ve usulsüzlük gibi ciddi ithamlar mevcuttur. Enerji Bakanhğı'nda za- manaşımınauğrâmışbirçok usulsüz- lük ve yolsuzmğun olduğu, bu ope- Mesut Yılmaz: Bazı kişiler birilerine yaranma çabası içinde 'Görevlerini unutanlar var' IstonbulHaberServi- si- Başbakan Yardımcı- sı ve ANAP Genel Baş- kanı Mesut Yümaz, ba- zı kişilerin demokrasi- ye karşı olan görevleri- ni unutup birilerine ya- ranma çabası içine gir- diklerini belirterek "ANAP'ın miUetten başka yaranacak kim- sesi yoktur" dedi. Yıl- maz, demokrasiyi koru- manın ve ona saygı gös- termenin herkesin göre- vi olduğunu söyledi. Partisinin Istanbul il merkezinde, kadın kol- lan üyelerine yönelik birkonuşmayapan Me- sut Yılmaz, Beyaz Enerji operasyonuyla başlayan süreci değer- lendirirken "Son bir haftadayaşananoiaviar, demokraside ne kadar geri olduğumuzu orta- ya koymuştur" diye ko- nuştu. Demokrasiyi ko- Vılmaz, partisinin tstanbul il merkezinde kadın koflan üyeterine yönelik yapüğı konuşmada enerji krizi sürecini değerlendirdi ve demokrasiyi ko- nımanın herkesin görevi olduğunu, herkesin çıkarma olduğunu söyledi rumanın herkesin görevi, herke- sin çıkanna olduğunu belirten Yılmaz, "Demokrasiyi korumak isteyenlerin, demokrasinin vazge- çümez kurumlanna da saygı gös- termesi gerekir. Bu basın için de, siyesetçiler için de, vatandaşlar için de, herkes için de geçerikfir" dedi. Son bir haftadaki tartışmalann. bazı köşe yazarlannm demokra- siye bakışındakı sakatlığı da orta- ya koyduğunu öne süren Yılmaz, ANÂP'm bu konuda üzerine dü- şen görevi yerine getireceğini sa- vundu. Türkiye'de siyasetin ge- nel anlamda, asıl uğraşması gere- ken konulardan uzaklaştığma dikkat çekerek Türkiye'nin gele- ceği için siyaset yapma anlayışı- nın yeniden gündeme gelmesi ge- rektiğini vurgulayan Yılmaz, ak- si takdirde, geleceği planlamanın başkalanna kalacağını söyledi. Beyaz Enerji operasyonu ile il- gili tartışmalan, "Çok temel bir tarüşma, ama başka mecraJarda. asıl tartışüması gereken zeminde değiL Farkh yerlerde tarüşüryor. Antkkmokratikyaklasımlaria la- sırlaştHTİmaktadır" diye değer- lendiren Yılmaz, eski Genelkur- may Genel Sekreteri, emekli Tümgeneral Erol Ozkasnak'ın, "28 Şubat'ta generallere yaran- mak için herkesi ihbar edenler, şimdi aslan kesUdi'* sözlenyle il- gili de şu değerlendirmeyi yaptı: "Aslanlarla kaplanlaria Ugüi değUim. Sadece, demokrasiyi ko- rumanın herkesin görevi oMuğu- nu vedemokrasiy esaygılı olduğu- muz zaman demokrasinin ku- rumlannı bunun d^fmda tutanıa- yacağnmzı söylüywum.'" Yıunaz, partisinin Türkiye'de- ki herkesin düşünce, inanç ve te- şebbüs özgürlüğünü savunduğu- nu, her zaman savunmayı sürdü- receğini söyledi. Daha temiz bir Türkiye, daha düzeyli ve verinüi bir siyaset için kadınlan partisi- ne çağıran Yılmaz, ANAP'ın ola- ğan kurultayında, kendisine ayn- lan 20 kişüik kontenjanın yansı- ru kadınlar için kuUanacağını ifa- de etti. Yılmaz, kadınlann siya- sette hak ettikleri yere gelmeleri için ellennden geleni yapacakla- nnı vurguladı. rasyonla üzerine gidflen yolsuzluk ve usulsüzlükterin aysbergin sadece gö- riinen kısmıolduğu şeklindeciddiid- dialar mevcuttur" görüşüne yer ve- rildi. Önergede, operasyonun za- manlaması ile oluş biçhninin soru işaretleri yarattığına dikkat çekile- rek "Ortada daha önce enerjiyle zik- redilen birçok şaibeierle beraber bu son operasyondaki yolsuzluklann yetküi kişiler taranndan görühneme- si vehaberdarolunmamasıinandın- cı gelmemektedir. Düğmeye farkh odaklar taranndan basıldığı şeklin- deki iddialar da enerji yö- netiminin zaafiyeti ve vur- dumduymazhğını göster- mektedir" denildi. FP Genel Başkan Yar- dımcısı Mehmet Bekâroğ- lu, düzenlediğı basın top- lantısında soruşturmanın sağlıklı yürütülmesi için Enerji Bakanı Ersümer'in istifa etmesi gerektiğini, bu olmuyorsa Başbakan Bülent Ecevit'in zaman geçirmeden "azfl" yoluna başvurması gerektiğini kaydetti. DYP'nin Ersü- mer'le ilgili gensoru öner- gesine de destek verecek- lerini belirten Bekâroğlu, ANAP lideri ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yü- maz'ın bu süreçte izlediği tavn da eleştirdi. Bekâroğ- lu, "Biz srvil siyasetin ya- nındayız ama yolsuzhık- laria ilgili çahşmalan su- landırmak ya da bunlan örtmek için rejim tartış- malan yaratmak doğru değü" dedi. Yılmaz'ın 28 Şubat sürecınde izlediği tutuma dikkat çeken Be- kâroğlu, "Yümaz demok- rasiye sahip çdayor değO. Soruşturmanın önünü kesmek için böyle bir tar- bşma yaranyor. Asker-si- yasetçî polemiğhünkimse- ye faydası yok" diye ko- nuştu. DYP Grup Başkanveki- li Ercan da dün düzenledi- ğı basın toplantısmda, "Zifiri karanhkta yürütü- len bankave medyapazar- hklarmdan enerji çirkefı- ne yürüyen kirti bir yol var" dedi. Istikrar gerek- çesiyle Hazine'nin soyul- duğunu savunan Ercan, "Alternatifmüz yok dedi- ler, demokrasiyi bir yerle- re tesMmettiter" görüşünü dile getirdi. Yüksek bü- rokratlann Hazine'yi soy- mak için kuyruğa gırdığı- ni ileri sürdü. .<r BOTAŞ yetkililerinin raporu 'MoviAkım cıtılhcıle gelebüir 9 ANKARA (CumhuriyetBürosu)- "BeyazEner- ji" operasyonuyla gündeme gelen enerji yolsuz- lukları kapsamında tartışılan Mavi Akım doğal- gaz boru hattı projesiyle ilgili gerçekler de orta- ya çıkmaya başladı. Maliyetinin çok üstünde bir bedelle, ihale yapılmadan ANAP'a yakın şirket- lere verildiği iddıalanyla gündemdeki yerini kay- betmeyenMavi Akım'ın, ileride "atil" hale gele- bileceği BOTAŞ yetkililerinin raporlarına da yan- sıdı. Boru hattının Samsun-Ankara kısmını ger- çekleştirmekle yükümlü Hazinedaroğlu ve öztaş şirketlerinin 421 milyon dolardan 340 milyon do- lara indirdiğiproje maliyetininBOTAŞ taranndan 200 milyon dolar olarak hesaplanması da dikkat çekti. Türkiye ile Rusya Federasyonu arasında 15 Aralık 1997 günü imzalanan ve imzalandığı gün- den buyanatepki çeken Mavi Akım doğalgaz bo- ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ru hattıyla ilgili soru • BOTAŞ tarafindan 200 milyonı dolar tutacağı öngörülen Samsun-Ankara boru hattı, 339 milyon dolara ihale edildi. BOTAŞ, anlaşma uyannca 50 milyon dolar avans ödemek zorunda kaldı. işaretleri henüz yanıtla- namadı. Karadeniz al- tmdan Samsun'a. ora- dan da Ankara'ya ulaş- ması beklenen doğalgaz boru hattında bazı önemli noktalar şöyle: Genel Müdür Yar- duncısı Uğur Başer baş- kanlığında 4 kişüik BO- TAŞ ekibi 5-6 Temmuz günlcrinde, Rusya'da temaslarda bulundu. Ekibin gezininardından hazırladığı raporda, bo- ru hattının Karadeniz geçişinde bir aksama- nm Türkiye topraklann- da inşa edilecek Samsun- Ankara hattında oldu- ğu gibi Rus topraklannda inşa edilecek boru hat- tı sistemini de aül hale getireceği değerlendirme- si yapıldı. 200'den 339 nühon d<tora BOTAŞ, boruhattının Türkiye bölûmünün yak- laşık 200 milyon dolar tutacağînı öngördü. Ancak önce Tümaş, sonra Hazinedaroğlu-öztaş konsor- siyumu, proje maliyetinin yaklaşık 2 kat fazla ola- cağını hesapladı. BOTAŞ Yönetim Kurulu'nun bu maliyetin yüksek olduğuna yönelik itirazlan üzerine Rusya Gazprom şirketininbelirlediği Ha- zinedaroğlu-öztaş konsorsiyumu, 339 milyon 750 bin dolara üıdi. BOTAŞ, anlaşma uyannca sözleş- me bedelinin yüzde 15'i olan 50 milyon 962 bin 500 dolan avans olarak ödemek zorunda kaldı. Ahmtaahhüdü Anlaşma uyannca BOTAŞ, 2001 yıhndan itiba- ren her yıl belirlenen "asgari ahm taahhüdü" ora- nnıda gazı teslim almak, almasa dahi bedelini an- laşmada belirlenen oranda ödemekle yükümlü kı- hndı. Eğer Türkiye, kendinden kaynaklanan ne- denlerden dolayı 2001'de alması gereken 4 mil- yar metreküplük doğalgazı alamazsa 153 milyon dolar ödemek zorunda kalacak. SlFIR NOKTASl /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Emekli Tümgeneral Erol Ozkas- nak'ın 'mor general' sözcüğüne gösterdiği tepkiyle büyüyen tartış- ma, gazetecilik açısından önemli dersler içeriyor. Ertuğrul Özkök, gazetecilerin bilgi kaynaklannı açık- lamaması üzerine geçmiş bir öme- ğe değinmişti. Bu ömekte Erol öz- kasnak bir haber nedeniyle Sedat Ergin'i aramış ve açıklama yapan komutanın hangi komutan olduğu- nu sormuş ve "mavimi", "beyaz mı" diye ısrar edince Sedat Ergin, esp- rili bir dille "mor" cevabını vermişti. Erol özkasnak bu yazı üzerine bir açtklama yaptı ve şunları söyledi: "Açıklamayı yapanı biliyordum, ara- mama gerek yoktu. Zaten Ergin'in bana bu cevabı verecek cüreti gös- termesi de mümkün değildi. O dö- nemde generallere yaranmak için herkesi ihbar edenler, şimdi aslan kesildi." Sedat Ergin ise yer ve olay göste- rerek Erol Ozkasnak'ın böyle birte- Gazeteci - General Ilişkisi lefonu ertiğini belirtti. Eğer Güven Erkaya yaşasaydı, bu konu daha doğru olarak ortaya çıkarılabilirdi. Zaten bu olayda söylenenlerin doğ- ru olup olmamasının ötesinde, gaze- tecilik mesleğine ilişkin derin sorun- larla yüz yüzeyiz. Birinci sorun, Erol ozkasnak'ın gazetecilere ilişkin iddialan: Özkas- nak, o dönemde, "Bazı gazetecile- rin generallere yaranmak için herke- si ihbar ettiklerini" söylüyor. Bu çok ağır bir iddia. Ancak bu iddianın de- vamı da var. Diyor ki özkasnak, "O dönemde Genelkurmaykarargâhıy- la çalışabilmek için askeri kaynaklı haber kmntılannı bile manşet yapa- rak komutanlarayaranmaya çalışan, karargâh bir şey söylemeden haber kaynaMarını ihbar -eden kalemler, bugün benim kaynak soruşturması yaptığımı iddia eden kalemlerdir." Ozkasnak'ın söyledikleri günü- müz gerçeğini dile getiren olgular içermiyor mu? örneğin Şemdin Sa- kık'ın sahte ifadeleri nasıl servise sokulmuştu? Bunu o zaman yayım- layan gazetelerin yöneticilerine sor- muş, bir cevap alamamıştım. Aynı soruyu Erol Özkasnak'a da dolaylı olarak yöneltmiştim. Şimdi emekli olduğu için belki daha rahat anlata- bilir. "Andıç" belgesiyle ortaya çıktı ki bir dönem Genelkurmay yetkilileri, gazeteleri ve gazetecileri kullandı- lar. Şimdi kullanmıyoıiar mı? Buna hayır diyebilir miyiz? Sedat Ergin'in, Güven Erkaya ile ilgili anlattıklan da şaşırtıcı. Bir gazetenin üst düzey iki sorumlusu bir komutanı evinde ziya- ret ediyor, isim vermeden onun adı- nademeçleryayımlıyorlar. Hatta, Er- kaya'nın oğlunun düğününe gittikle- rini ve onunla çok yakın dost olduk- lannı dile getiriyortar. Bu kadar içli dışlı olmak meslek etiği açısından ne kadar doğru? Ga- zetelerin üst düzey yöneticilerinin, devletin üst düzey yöneticileriyle bu kadar samimi olması, onlarla içli dış- lı hale gelmeleri sakıncalı değil mi? Bu ilişki daha sonra tarafsızlığın yi- tirilmesine neden olmaz mı? Büyük gazeteler birçok kez, bu ilişkilerin sonucu Türkiye'nin geleceğini olum- suz yönde etkileyen, yalan oldukla- n sonradan ortaya çıkan haberier yapmadılar mı? Kardak'tan andıça kadar birçok önemli dönemeçte ga- zeteler, haber yerine politik yönlen- dirme aracı olarak kullanılmadılar mı? Erol ozkasnak'ın tepki içinde dile getirdtği olgulan herkes kendi gerçekliği içinde yaşamadı mı? 12 Eylül gazeteciliğinin, bu mes- leğin birçok temel ilkesini yerle bir ettiğini, şimdi daha iyi anlıyoruz. Başbakanların evinde kahvaltı et- mek, yatak odafarına kabul edilmek, bir gazetecilik başarısı sayılıyordu. Birçok "önemli" gazeteci, önemle- rini devlet büyükleriyle 'samimi- yet 'lerinden elde etmişlerdi. Gün oldu, devran döndü. Çevik Bir de, Erol Özkasnak da emekli ol- du. O günlerden söz etmek kolay- laştı. Ancak, ilişkilerin biçimi değişti mi? Hâlâ 'üst düzey yetkili' peşinde koşan bir gazetecilik anlayışı ege- men değil mi? Erol Özkasnak'la, Sedat Ergin arasındaki tartışmada hangisinin gerçeği aktardığının ne kadar öne- mi var? Önemli olan askerler, bürok- ratlar ve siyasetçilerie gazetecilerin ilişkilerinin içeriği, yöntemi. Burada ciddi bir kayma yok mu? Mesleğin temel ilkelerini enine bo- yuna tartışmamız gereken bir dö- nemden geçiyoruz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear