Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
23 EYLÜL 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Anayasa
Mahkemesi
yedek üyeliğj
• ANKARA(AA)-
Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer, Anayasa
Mahkemesi Yedek
üyeliğine Yargıtay 5.
Hukuk Dairesi Üyesi
Mustafa Yaşar Aygün'ü
seçtı. Anayasa Mahkemesi
Yedek üyeliği Mustafa
Yakupoğlu'nun yaş
haddinden emekliye
aynlmasıyla boşalmıştı.
Birincj sımf
yargıç sayıa
• ANKARA(ANKA)-
Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu (HSYK)
49 yargıç-savcının daha
binnci sınıf incelemeye
tabı tutulmasını
kararlaştırdı. Resmi
Gazete'de yayraılanan
HSYK karanna göre 30
yargıç ve 17 cumhuriyet
savcısı 31.8.2000 tarihi
ıribanyla birinci sınıfa
yükseîtildı. Karar
uyannca, 2 idari yargı
üyesi de birinci sınıf
incelemeye tabi
tutulacak.Sürelerini
bitırdikleri halde HSYK
listesinde isimlerini
göremeyenler 22 Ekim'e
kadar Hâkımler ve
Savcılar Yüksek
Kurulu 'na yazılı olarak
başMirarak durumlannın
ıncelenmesinı
isteyebılecekler.
kküDsie
Aralık'ta
• ANKARA(ANKA)-
Doçent adaylannın
gireceğı Ünıversitelerarası
Kurul Yabancı Dıl Sınavı
(ÜDS)16Aralık'ta
yapılacak. Yükseköğretim
Kurulu Öğrenci Seçme ve
Yerleştirme Merkezi'nden
ÜDS sınavma ilişkin
yapılan yazılı acıklamada,
sınavın Ingilizce,
Fransızca ve Almanca
dillerinde, fen bilimleri,
sağlık bilimleri ve sosyal
bilimler olmak üzere üç
ayn aranda, yılda iki kez
Ankara'da ÖSYM
tarafından yapılacağı
bildirildi. Başvurulann 23
Ekim-6 Kasım tarihleri
arasında yapılacağı,
sınavda 100 üzerinden 65
ve daha fazla puan alan
doçent adaylannın basanlı
sayılacağı kaydedildi.
Özkök
Şanfcurfa'da
• ŞANLIURFA (AA) -
Kara Kuvvetlen Komutanı
Orgeneral Hilmi özkök,
Şanlıurfa'daki askeri
birliklerde incelemelerde
bulundu. 2. Ordu
Komutanı Orgeneral Edip
Başer ve Asayiş Bölge
Komutanı Korgeneral
Kemal Yılmaz ile beraber
askeri uçakla Şanlıurfa
Havaalanı'na gelen
Özkök'ü, Vali Muzaffer
Dilek ve 20. Zırhlı Tugay
Komutanı Tuğgeneral Ali
Erdinç karşıladı. Kara
Kuvvetlen Komutanı
Özkök, Vali Dilek'e bir
plaket verdi. Askeri
birlikleri denetleyen
Özkök, Adana'ya geçti.
Otomobil nehre
uçtu: 3 kişi kayıp
• YENİPAZAR (AA) -
Bilecik'ın Yenipazar ilçesı
yakınlannda Sakarya
nehrine uçan
otomobildeki 3 kişi
kayboldu. Alınan bilgiye
göre, Yenipazar'dan
Tarpak beldesinde
bulunan gazinoya
eğlenmeye giden Ender
Öztürk (28), Ertaş Saraç
(26) ve Talip Uzun'un
(24)bulunduğul7HH
356 plakalı otomobil,
Sakarya nehrine uçtu.
Otomobil ile kaza getfen
3 kişi henüz bulunanidı.
sigorası
• ANKARA(AA)
Kesintilerıne 1 HaJan
2000 tarihinde basânan
"tşsizlik Sigortas-
Fonu"nda, yakla* 100
trilyon lira biriktji
öğrenildi. Ağusts ayma
ilişkin primler ü SSK
tarafından 15 Eim'de fon
hesabına yatınlcak. Bu
arada, 4 kişide oluşan
Işsizlik Sigortsı Fon
Yönetün Kurtu'na
Hazine temsUisinin
ataması ıse ypılmadı.
Üniversite okıımak için istanbuVa gelen BilalŞen, TKP'deki kavgalara hiç tarafolmadı
Hep komünistkaldı• Hapisteyken Türkiye Işçi Köylü
Sosyalist Emekçi Partisi'nden mahkûm
olan insanlar vardı. Aşağı yukan otuz kişi.
Ilişkilerimiz iyiydi. Partinin başkanı Dr.
Şefik Hüsnü'ydü. Daha sonra gizli
komünist partisi faaliyetine başladım.
• 1949'un son aylannda TKP'ye
katıldım. Gel zaman git zaman önce bölge
sekreteri seçtiler beni, Aksaray semt
sekreteri. Sonra îstanbul semt komitesinin
sekreteri oldum. Sonra Türkiye Sendikalar
Komitesi'nin sekreteri.
SERDARK1ZIK -1-
BBal Şen, üniversite öğretımı görmek içın
Bulganstan'dan İstanbul'a geldı. tktısat Fa-
kültesı'ne gırerken, geçım sıkıntısı nedenıy-
le Feshane fabrikasımn gece vardıyasında
çalışmayabaşladı. 1 Mayısyaklaşnğındabil-
din basılması önensını kabul ettı. altına da
orak çekiçli damgayı bastı. Çünkü, Bulgans-
tan'da böyle olurdiı bildiriler. Türkiye'dekı
Komünist hareketle ılişkisı işte bu noktada
başladı. Bıldın yüzenden ilk ışkence, 6 ay ha-
pıs...
Daha sonra sahafiara bomba konulduğu
gerekçesiyle yenıden hapis ve partiye gıriş.
Ve son olarak 51 Tevkifau'yla 6 yıl hapıs da-
ha...Yurtdışına sürgüne gönderildı. Bizım
Radyo'nun baş redaktörü olmadan önce ay-
nı yerde Sabiha ve Zekeriya Sertel'le çalıştı.
tsnafl Bflen, Zeki Başümar, Mazun Hikmet,
Anun Pehlivanyan, Abidin Dino ile partinin
dış bürosu olarak TKP'nin öncü kadrolan
arasmdaydı artık. (Büroya Nâzım'uı ölü-
münden sonra onun yenne seçildı.) Ta ki
Başnmar'ın politikalanna açıkça karşı çıka-
na dek...Görevden uzaklaşnnldı, ama o hep
bırkomünist olarakkaldı. Bilen'le Başnmar,
Nâzım Hikmetie Şefik Hüsnü arasındaki
kavga gıbı, partJdeki iç çekışmelerde tarafol-
madı 1991'de komüntern arşıvleri açıhnca
bunlan inceleyen ılk Türk olarak önemli bel-
gelere ulaşn, kendısiyle ılgılı bır dizi yazış-
maya da. Ama o TKP'nin tarihıne ışık tuta-
cak asıl belgeleri buJmaya calışıyordu. Son-
ra bunlann belki de çok uzun yıllar gün ışı-
ğına çıkmayacağı "başkanhk arşrvme" kal-
dınldığını öğrendi.
Yine de ele geçirdiği belgeler arasında
TKP'nino dönemıni anlatan önemli gerçek-
lere ulaştı. Ve şu sonucu çıkardı:a
Mosko«ı
asıi ofcuak kendi devTİminin yaşamasnla D-
gUiydi ve biz çok önemli değildik. Partideki
iç çeldpneler daha çok suni olarak yaraob-
yordu vt kkoiojik temeklen yoksundiL-"
Gelıaen bu noktayı çok önemsiyor Şen.
Çünkü bugün artık komünıstlenn yüzlerini
döneceklen kıble kalmadı. Kalmadı çünkü,
bunın ne olduğunu Moskova'dakilerbile bıl-
mıyor. Böylece her ülkenin komünıstlen
enürle değıl, özgürce düsünerek pohnka üre-
tecek artık. Ve önce demokrası dıyecekler...
"Geçmişi doğnı yonımlayahm ki, artık
yanhş yapdmasm; özeflikk gençter yamtana-
sm" kaygısını sık sık vurgulayınca, o zaman
ışin başına dönelim, dedik. Bu sah TKP'nin
geçmişine, onun öncü kadrolannda yeralan
birinin anlatımıyla ışık tutsun dıye değıl. Dö-
nehm ki, 80'ne dayanan yaşına karşın bıhn-
ci son derecede açık. hareketlen canlı bir ko-
münistin, " Bu mesajlan vermefiyiz, eğrisi
doğrusuyh, günahlanmızia, sevapianmızia,
artık geteeek eskjsi gihi nhnaon, insanfarm ty-
ne yarasm yaşananlar" dıleğı de yenne gel-
miş olsun...
-Partrve asıl girisiniz nasri?
- Çıktıktan sonra oldu.. Hapisteyken Tür-
kiye Işçı Köylü Sosyalist Emekçi Parti-
si'nden mahkûm olan insanlar vardı. Aşağı
yukan otuz kişi. Ilişkilerimiz iyiydi. Partinin
başkanı Dr. Şefik Hüsnü'ydü. Daha sonra
gızlı Komünist Partısı faaliyetine başladım.
1949'un son aylannda TKP'ye katıldım
Dündar BaşOmar, Şevki Akşit, Ferit Teksoy,
Recep Akesi gıbı arkadaşlar toplandık. tlla
gızlı çalışmak lazım. dediler, halka hızmet
içın. Ben bunu anlamadım. Gel zaman gıt za-
man önce bölge sekreten seçtiler benı, Ak-
saray semt sekreten. Sonra Îstanbul semt ko-
• K\ >\-\Af
i..-
•m
Bilal Şen, Sovyeder Birügi'nin dağdmasmdan sonra komünistkrin arük emirle değU, özgürce düsünerek poütika üretecekJerini beÜroyn'.
Hapishaneyleük iantşma- Nasü partili oldunuz?
- Bulganstan'm Raztat kazası-
nm Roştov köyünde doğdum,
1920 yıhnda. 1923'te Türkıye'ye
geldım. tktısat Fakültesi talebesı
olarak okumaya başladun. Arka-
daşlanm. Orhan Bağman Jethi
Elmas. Onlar aracılığıyla öğren-
dim Nâzım'm 30 seneye mahkûm
olduğunu. Şudur budur, gençlık,
neden oluyor bu haksızlıklar,
mahkûmiyete tepki derken
1945'in 1 Mayısf nda, AslanKay-
nardağ ve Safter Tümay'dan bil-
dıri dağıtma önensi geldı. Arka-
daşlar Ilen Gençlik Bırligi'nden-
di. Dağıtınm, dedim. Yazdık, al-
tına da orak çekici bastık. Bulga-
ristan'da normaldi böyle şeyler.
Dağıttık. Geçmmek içın feshane
fabrikasında gece vardiyasında
çalışıyordum o sıralar. Sonra Tü-
may tutmuş elinde bıldıriyi, her-
kese gösteriyor, bir ay sonra polis-
ler cebınde bıldınyı yakaladüar.
- TKP bfldirisi miydi?
- Yok canım. Işçıler birleşmiz
gibi bir şey. O sırada îleri Gençlik
Bırhğı'yle ilgıli brr dava da var,
polıs bildinyi firsat bildı. Bizi da-
vaya katmak ve derneği kapatmak
ıçin iyi firsattı. Tam altı ay emm-
yette kaldım, işkence kı, ne işken-
ce... Ne dayak ne dayak, yedi se-
kiz saat dayak. Parmaksız Hamdi .
vardı, o yapıyordu. Bana, "seni
Türkiye'ye kim gönderdi" dedi-
ler Ille de bunu ögrenmek ıstiyor-
lardı. Ne desekboşuna...
- Sonuçta hapishaneyle tanışb-
nız_
-1945 yılı 16 Hazıraru'ndatev-
kıf edildim 6 ay yattım. Topha-
ne'de askeri hapishaneye götüriil-
dük. Dernek davasından Mihri
Beffi; Dündar Baştimar ve Muzaf-
fer Özkolçak ıkışer seneye mah-
kûm oldu. Benim onlarla hiçbir il-
gım yoktu. Sonra akıllandım sanı-
yordum. Bir gün iktısat fakülte-
sindeyken, bu arada Ceza Huku-
ku Enstitüsü'nde çalışıyordum
SulhiDönmezer ve Tahirİaner' in
yanında ıstatıstık yapmak ıçuı, o
sırada bır haber çıkü. Sahaflar çar-
şısına saatli bomba koymuşlar di-
ye.
- Bombayia işiniz ne?
- Yok tabii. Ceza enstitüsünde
birlikte çahşüğımız Şahap Bakır-
san Kapalıçarşı'da Terlikçi Fe-
nt'in dükkâmnda "din aryondur"
demiş. Bunun üzenne çırak çek-
miş bıçağı, senı vururum lan, de-
miş. Kavga çıkmış, polis gehniş.
Bu olayı yazan bir gazete, bir de
olaya bomba hikayesi katrnış. So-
nuçta Şahap'ın arkadaşı olan 11
kışıyı içen aldılar, tabi beni de.
Beraat edene kadar 11 ay tutuklu
kaldım. Birçok arkadaş hapis al-
dı.
mitesinin sekreteri oldum. Sonra Türkiye
Sendikalar Komitesi'nin sekreten. Bu sıra-
larda Nâzım kaçtı.
-Bukapşnasiyaıısdıüytiere?
- Partinin Nâzım'ı kaçırdığı haberleri çı-
kınca üyeler arasında tedırgınlık başladı. Is-
tanbul II Komıtesı Sekreten Tevfîk DUmen
dedi ki, lçışlen Bakanlıği 'ndan ıkı müfettiş,
Zeki Başnmar ile Reşat Fuat Baraner'ı an-
yorlar, Nâzım'ı soracaklar. Biz Nihat Bal-
yoz'u gönderdik... Baryoz da eski komünist,
ama gızli çalışmıyor. Vaktıyle Ankara'da
1944'te tevkıf edılmiş dört seneye mahkûm
olmuş. Müfettışler onunla görüşmeye gerek
olmadığını söylemışler.
- Sonra 51 tevkifeû gekJL Naai başbdı?
- Şimdi Nâzım Paris'te. Sevim Tan vardı
-Melahat Türkay Zeki'ye, bunu partileye-
hm, demiş ve olmuş-, Pans'e gıdip gelıyor,
hem de tedavi oluyor, jöntürklerle de görü-
şüyor. Nâzım ve dığer bırkaç arkadaş ona
demiş ki, yahu bizi kimse komünist olarak
tanımıyor. Fransız KP'yle görüşmek içın bi-
ze bir belge göndenn. Sevim de gelip Ze-
ki'ye söylemiş, Zeki Baştimar'a. PoUs onla-
n izliyormuş. Sevim yeniden Paris'e gide-
cekken, Zeki bir yazı yazmış,
bunlar arkadaşımızdır dıye,
komünist partı dıye imza da
atmış. Sevim belıne sarmış
bunu. Tam Marsılya vapuru-
na binecekken yakalandı.
- Baştnnar'ın konumu
neydiogûnJenle?
- Zeki tek kısi. O sırada 1.
Bilen, yanı Marat, Mosko-
va'daydı TKP temsilcisi ola-
rak. Aslında bu sırada Ze-
kı'nin bunu yazması içın hıç-
bir neden yoktu. Böyle bir
yazıyı Marat yazabüirdi. Ze-
ki bunu ne amaçla yazmış,
belli değıl. Kendı kendıne
bu sorumsuzluğu yapıyor ve
o gün tevkıfat başladı. 24
Ekim51'de.
-Başı bos bir durum_
-O zaman Demokrat Par-
ti,hemen 141 ve 142'yeiigı-
lı cezalan Mechs'te arttırdı.
İşte partinin yöneticisi olur-
sa şu kadar, üyesi olursa bu
kadar. Ama Zeki'nin kimi
idare ettığı zaten belli değıl.
Zeki kendisinı idare edıyor
aslında, başkalan kuyruğu-
na takıhp gıdıyor. Neyse. O
günlerde kendılığuıden geli-
şen bir hareketın içınde, her-
kes kendisini idareci sayıyor.
Yani partide böyle bir hava
var. Bu tür salaklıklardan da
polis yararlanıyor.
Zeki, Nâzım'ın istekleri-
ne, bunu 1. Bilen'den iste de-
se, işler böyle ohnayacak.
Zaten 1. Bilen'in kirnseyle
konuştuğu, haberleştiğı yok
37'den beri. Reşatlar, Şefik
Hüsnü hapıshanede. Hikmet
Kıvücınüı kanşmıyor bu iş-
lere zaten ki o da hapıshane-
de. Zeki'nin asıl kabahatı
Boz Mehmet'ın tzmır'de
1947'de, 48'de, arkadaslan
mahkemede iken, Emekçi
Partisi mahkemede iken,
kurduğu teşkilann ve onunla
başlayan hareketın başına
geçmış olması.
Boz Mehmet Izmir'de
TKP'nin ıl komitesini kur-
muş. Sonra iki tane üye, Ma-
cit üe Ahmet Bilge bir de a-
jan Şükrü Dinsel'i almış.
Dinsel miUi emniyetin alba-
yı. Böyle kurmuş partiyı ve
Ankara'ya gitmiş. Zeki'ye
havale etmiş. Zeki'nin de
Emekçi Partisi'nden kurdu-
ğu bır kadro var, onun ıçinde
de iki tane ajan var. İşte 51
tevkifanna gelen süreç.
-Nasridıbusüreç?
-Şimdi, olay Îstanbul'da
başlıyor. Pohs, Zeki'nin evi-
nin karşısında ev tutmuş.
Adım adım izleniyor her şey.
Sonra mahkeme sürecinde
ajanlar tek tek ortaya çıktı.
Mahkemede ifade verdiler.
Yusuf Etik, Şükrü Dinsel.
Zeki'nin öncülük ettiği iş,
böyle işte. Polis ilk günden
başlayarak adım adım izle-
miş. Hatta mahkemede anla-
şıldı ki, bültenler partilere
verihneden önce emniyet
müdürlüğüne gönderümiş.
O kadarmükemmel çahşmış
Zeki! Ne yapsın, mahkeme-
ye çıktıktan sonra şaşırdı kal-
dı adamcağız. Sonra gecele-
ri uyuyamıyor, ben ne yap-
nmdiye.
-Bbnço ağır otanış.
-250 kişi emniyete çekildi,
167 kişi mahkûm oldu ve bu
mahkûmlardan 5 sene alan-
lar 25-30 kişi kadar Ada-
na'ya gönderdüer.
SÜRECEK
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Âdile Sultan'dan
Türkân Saylan'a...
=!§!
J, :
Ö
Ne "eski bahçeler"\n\ bilirim ne de "sularda
mehtabı" sürüklemişliğim var; ama duygulanmın"
dünyasında Kandilli, Yahya Kemal'in dizeleriyle^
varlığını sürdüregelmiştir: "Kandilli'de eski bah~
çelerde/ Akşam kapanırken perde perdel Bir hâ~
tıra zevki var kederde..." Ya da "Kandilli yüzerken
uykularda/ Mehtabı sürükledik sularda..." Yine de
birkaç gece önce, 1916 yılında Osmanlı Impara-
torluğu'nun ilk yatılı kız lisesi olarak açılan, 7 Mart
1986 tarihindeki yangına kadar bu işlevini sürdü-
ren Âdile Sultan Sarayı'nın (Kandilli Kız Lisesi) bir
zamanlar pencere olan birkaç insan boyundaki
duvaroyuklanndan Boğaz'ın karşı sırtlannı, Rume-
lihisan'nı, ikinci köprünün ışıklarını ve Boğaz'ın
kendisini seyrederken aklımdan sadece Yahya Ke-'
mal'in dizeleri değil, saraya adını veren bir başka
şairin, Âdile Sultan'ın imgesi de geçiyordu... " d
• • • '
J
y
J
Büyük Larousse Ansiklopedisi'nde, 1826-1899
yıllan arasında yaşamış Âdile Sultan konusunda
şu bilgileryeralıyor "Mahmut \Ynin Zernigâr KaT
ihn'dan doğan kızı. Tophane müşiri Mehmet A$ ;
Paşa ile evlendi (1845). Nakşibendi tankatına gjf--11
.
di, hayır işlehnde bulundu. Osmanlı Haneda-..
nı'ndan Divân'/ olan tekkadın şairdir." Kandilli Kız
Lisesi Kültür ve EğJtimVakfı'nın (KANKEV) "tanıt-
ma kitapçığı "ndan ise Âdile Sultan hakkında şu ek
bilgileri ediniyoruz: "Yaklaşık 150 yıl kadar önce
Sultan Aziz, Kandilli'nin en güzel tepesine, Mzı
kardeşi Âdile Sultan ıçin yazlık konut olarak bir sa? •
ray yaptırmıştı. Padişah İkinci Abdülhamrt, (ha-
lası) Âdile Sultan'ın vasiyetıne uyarak sarayı ve
korusunu 'Galatasaray Lisesi'ne eşit düzeyde ya^
tılı bir kız lisesi yapılması koşuluyla' Hazine 'ye ba-
ğışlamıştı." Bu bilgilen, şu satırlar izliyor: "1916yı*.
lında Âdile Sultan Sarayı 'nda Osmanlı Imparator-
luğu'nun ilk yatılı kız lisesi açıldı ve lisemiz, 7 yıi
sonra kurulacak özgür kadınlar ülkesi Türkiye
Cumhuriyet'nin habercilerinden biri oldu..." Ta-
nrtma kitapçığından, zamanla öğrenci sayısırnn
artması nedeniyle dersliklerin yeni yapılan binala-
ra alındığını, sarayın pansiyon binası olarak kulla-
nılmayabaşlandığını, "1985yılında, bütçeden, sa-
rayın elektrik tesisatının kapsamlı onanm giderr-
nin ancak 1/4'ü verilebildiğinden yeterli onanm
yapılamadığını ve 7 Mart 1986 günü elektrik kon-
tağından doğan bir yangın sonucunda saray bi-
nasının tümüyle yandığını" öğreniyoruz...
• • •
Âdile Sultan Sarayı'nın bir zamanlar birkaç irv-
san boyunda pencereler olan duvar oyuklanndan
Bogaz gecesini (büyük olasılıkla Vıvaldi ye aıt bır
barok müzik eşliğinde) seyrederken karışık duy-
gular içindeyim... Kendi adına yaptırılan görkemlı
sarayın bir yatılı kız lisesi olmasını vasiyet eden
Âdile Sultan nasıl bir insandı? Onu, babası İkinci
Mahmut'u, Osmanlı'nın son yüzyılının ilerici, aydın
insanlannı neden yeterince tanımıyoruz? 1986'da
çıkan yangının nedeni gerçekten de bir elektrik
kontağı mıdır? Paha biçilmez değere sahip anrt-
lanmız, konutlarımız neden böylesine sahipsiz?
Şu anda Boğaz sırtlannda ve kıyılannda kim biltr
neyle vakit geçırmekte olan "burjuva "larımızın kaç
tanesi bu dünyadan yüz yıl önce göçüp giden Âdi-
le Sultan'a eşdeğerde bir aydın kimligıne sahiprjr
ve onun yurtseverce kaygılannı taşımaktadır?.. •'
• ••
KANKEV'in, aralannda Erdal Inönü, Milli Eğitim
Bakanı, başkaca üst düzey yöneticilerin de bulun-
duğu bir davetliler topluluğu için düzenlediği ye-'
mekli tanıtım toplantısının benim için harika surpr-
rizi, beni de bu toplantıya davet etmekle onurlan-'
dıran Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin de-
ğerli başkanı Prof. Dr. Türkân Saylan'ın, KAN-,
KEV Başkanı olarak da bizlere ev sahibeliği yap7
masıydı... Bu lisede yedi yıl öğrenim görduğünü
öğrendiğimiz Türkân Saylan, duygulu açış konuş-
masında, Kandilli Kız Lisesi Kültür ve Eğitim Vakı
fı'nın, tanıtma kitapçığında da yer alan hedeflerinj
özetledi:"'1986 yılında yanan Kandilli Kız Lisesi'nin
aslına uygun şekilde onanmı, uluslararası nıtelik-
te Kandilli Kültür ve Kongre Merkezi clarak düzen-
lenmesi, her türtü kültürel etkinliklerin yapılacağı
şekilde işletilmesi ve elde edilecek kâria KandHli
Kız Lisesi'ndeki eğitim niteliğinin yükseltilmesi..."
• • •
Kuruluş tarihi 11 Şubat 1995'ten bu yana hedefr
lerini gerçekleştirmede önemli yol alan KANKEV'iıl
desteklenmesi, sadece, sarayın otel ya da kumar-
haneye dönüştürülmesinin yolunu kapayacak bır
ulusal kültür görevi değil; aynı zamanda Âdile Sul- •
tan, Türkân Saylan gibi aydınlarımıza da bır saygı
ve gönül borcumuzdur.
:
e-mail [email protected]
toî
ceorgia Universitesi
Ali Erdemir'e
şeret odüiuCH3CAGO(AA)-
Sürtünme katsayısını
sıfıra indiren buluşuyla
tamnan Prof. Dr. AH
Erdemir. ABD'de
Georgia Ünıversitesi
tarafından şeref
ödülüne layık görüldü.
Argon
Laboratuvarlan 'mn
dergisi Argonne News,
Erdemir'in,
buluşlanyla dünyanın
sayılı bilim adamlan
arasma girdiğini yazdı.
Îstanbul Teknik
Universitesi'ni
bitirdikten sonra
ABD'de Georgia
Üniversitesf nde mastır
ve doktora yapan Prof.
Dr. Ali Erdemir'in
layık görüldüğü şeref
ödülü. üniversıtenin
ünlü mezunlanna
veriliyor. Prof. Dr. Ali
Erdemir, bır Türk bılim
adamı olarak dünya
teknolojısine katkıda
bulunduğu ıçin gurur '
duyduğunu söyledı.
Erdemir, daha önce
mezun olduğu Îstanbul
Teknik
Universitesi'ndeki
arkadaşlanna ve genç
araştınnacılara her
zaman yardımcı
olduğunu ve yardımcı
olmaya devam
edeceğıni belırttı.
Prof. Dr. Ali Erdemır'e
geçen yıl Amerikan
Mekanik Mühendısler
Birliği Ödülü
venlmıştı