23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 EYLÜL2000PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 İki yapgı açılışından iki konuşma Gericı akımların adalet mekanizmasınası- zıp sızmadığı tartışılıp duaıyor. "Sızdı" di- yenlerin yanında "Sızmadı" dıyenler de var. Azıcık geçmişe gıdelim... 6 Eylül 1966 günü, dönemin Yargıtay Başkanı Imran Öktem, yargı yılını açış konuşmasında, Yargıtay Ce- za Genel Kurulu'nun "Nurculukpropaganda- sıyapmanın TürkCeza Yasası'nın 163. mad- desinde yazılı suça girdiğine" ilişkin karanna değiniyor: "Hiçbir kimse, dini ınanç ve kana- atlennden dolayı kınanamaz. Bunu elbet Yar- gıtay hâkimleri bilır. Fakat hiçbir kimse; dev- Jetın sosyal, iktisadi, siyasi veya hukuki temel dûzenini kısmen de o/sa din kurallanna da- yandırma ve siyasi veya şahsi çıkar veya nü- fuz sağlama amacı ile dini veya din duygula- nnı yahut dince kutsal sayılan şeyleri iştismar edemez ve kötüye kullanamaz. Din, iman ve ibadet perdesi altında kendisine, ailesine, çevresine, milletine zarariı hareketler yapılı- yorsa ve suçlar işleniyorsa bu hal, dinin, din ve vicdan hürriyetinin kötüye kullanıldığını gösterir. Hukuk buna müdahale eder. ... Nurculuk gibi Müslümanlann çoğunlu- ğu tarafından Islam akıdeleri ile telafisi müm- kün olmadığı kabul edilen gerici ve sağcı ce- reyanlaryurtiçindeçoktehlıkelibirhalalmış- tır. Aydın ve doğruyu gören vatandaşlanmın dikkat nazarlarını çekerim. Bu akımlara kapı- lan vatandaşlanmın mühim bir kısmı saf ve temiz insanlardır. Allah'a inanma ihtiyacı kar- şısında din bezirgânlannın ağlanna düşmüş- ler ve yollannı sapıtmışlardır. Bunlan kurtar- maklazımdır. Gerçekten bu gerici akımlar, top- lumu ortaçağın başlarına itmekte, bir kısmı ise vatandaşlar arasında ırk bakımından hi- zıpler yaratmak, reformcu dınamizmi önle- mek ıstemektedır. Bızim vazifemiz, Türki- ye'yı din ve şeriat oyunlarına sahne olmak- tan korumak, gericiliği onlemek, devrimleri aynı canlılık ve ayakta tutmak, yalnız müs- pet ilim metotlan üzerinde yürümektir." Bir bölümünü aktardığımız Öktem'in topu topu 10 sayfatutan bu konuşması, hakkın- da dava açılmış bir emekli vaize yakın örgüt- lerin geçmişte düzenlediği toplantılara katıl- mış bugünkü Yargıtay Başkanı Sayın Sami Selçuk'un tamamı 115, özeti 72 sayfa tutan söylevini dınlerken aMımıza düşuverdi birden... ISIK KANSl Cumhuriyetçilik tartışmasıEski Eğitim-lş Sendikası yöne- ticileri Niyazi Altunya, Erdal Ça- lı ve Fevzi Coşkun, yaklaşık bir ay önce Eğitım-Sen yönetimıne birer mektup göndererek öğretmenle- rin "cumhuriyeti koruma ve ço- cuklara cumhuriyet devriminin il- keleri hakkında bilgi kazandırma işlevi" olduğuna ilişkin ifadelerin Eğitim-Sen Genel Kurulu çalışma raporundan çtkarılmasını eleştir- mişler ve durumun düzeltilmesini istemişlerdi. Köşemizde bu mektubu yayım- lamış ve Eğitim-Sen'in "cumhuri- yetçılik, cumhuriyet ilkeleri'ne kar- şı tutumunu yadırgadığımızı ifade etmiştik. Eğitim-Sen Genel Sekreteri Ke- mal Ünal, konuya ilişkin bir açık- lama gönderdi. özetle şöyle di- yor: "Sendikamızın 3. çalışma döne- minde görev yapan merkez yöne- tim kurulumuz, genel kurula top- lam 414 sayfadan oluşan birrapor sunmuştur. Raporda yer alan 'Eği- tim-Sen naal bir eğitim istiyor?' bö- lümü, yönetim kurulumuz tarafın- dan incelenip sonuçlandınlmadan kitaba girmiştir. Merkez yönetim kurulumuz, raporun sunumu sıra- sında gereksiz tartışmalan önle- mek için bir açıklama yapmıştır. Açıklama aynen şöyledir: "Çalışma raporumuzun 52 ve 57. sayfalan arasında, Eğitim-Sen nasıl bir eğitim istiyor? başlıklı bö- lümde yer alan bazı ifadeler, ge- nel başkanın konuşma kitapçığın- da duzeltilmiş olarak yer alması- na rağmen, teknik nedenlerden ve genel kurul hazırlıklarının yoğun- luğundan dolayı çalışma raporu- muza taslak haliyle girmiştir. Bu bölümle ilgili genel başkanın ko- nuşma metni esastır.' Görülece- ği üzere rapordan sorumlu merkez yönetim kurulu, raporun 52 ve 57. sayfalan arasında 'Eğitim-Sen na- sıl bir eğitim istiyor?' başlıklı bö- lümün tamamının çıkanlmasını is- temiş, bu bölümde yer alan konu- lara ilişkin bir tartışmaya girme- miştir. 'öğretmenin köyde cum- huriyeti koruma işievi de vardır' ve 'Çocuklara yaşıtlanna uygun bir biçimde cumhuriyet ilkeleri hakkın- da bilgi kazandınlmalıdır' ifadele- rinin özellikle metinden çıkanldığı izlenimini veren açıktamalannızger- çeği yansıtmamaktadır. Çalışma raporunun ilgili bölü- münde, Eğitım-Sen 'in bugüne ka- dar oluşturduğu eğitim politikala- nna uygun öneriler olduğu gibi, aksi önerilerin de bulunduğu bir gerçektir. Merkez yönetim kurulu- nun raporda tartışmalı gördüğü 'özel kesimlere lise açma yetkisi ve- rilmesi, taşımalı eğitim, yaygın eği- timin TSK'ye devredilmesi, okul- larda paratoplama konulannın be- nimsenmesi' gibi önerilerdir." Kemal Ünal açıklamasında, Eği- tim-Sen yönetiminin "cumhuriye- ti" tartışmaya açma niyeti olmadı- ğı gibi, cumhuriyetin aydınlanma ve modernleşme yolunda dünya halklanna, ülkeye ve ülke insanla- nna sağladığı gelişmeleri reddet- me ve yok sayma gibi anlayışı da olamayacağını vurguluyor: "Eğitim-Sen yöneticileri bunun bilincindedir. Bunun yanında de- mokratik, laik ve hukuk devleti ola- rak tanımlanan Türkiye Cumhuri- yeti'nin bu niteliklerinin cumhuri- yeti koruma ve kollama adına, dev- letin yüksek menfaatlan adına yok edilme çabalanna sessiz kalmak gibi birarayışı da olamaz. Bu nok- tadaki eleştiri ve itirazlar, cumhu- riyet adına yapılan yanlışlara karşı çıkışın ve demokratik, laik ve öz- gürlükçü bir cumhuriyet isteğinin bir ifadesi olarak gönjlmelidir." Binlerce cumhuriyetçi öğretme- ni banndıran Eğitim-Sen yönetimi- nin "cumhuriyeti" tartışmaya aç- ma niyeti olmadığını öğrenmek- ten sevinç duyduk. Dileriz, öğret- menlerin "cumhuriyeti koruma ve çocuklara cumhuriyet devriminin ilkeleri hakkında bilgi kazandırma işlevi" olduğunu en yakın zaman- da resmi raporlarına da işlerler. Hangisi doğpu? Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu, bakanlığı içinde gerici kadroları temizlemekte kararlı olduğu yönünde demeçler veriyor. Son olarak, arkadaşımız Ebru Toktar'a kendisiyle çalışamayacaklannı anlayan 50'ye yakın müfettişin emekliye ayrıldığını söyledi. Konuyu araştırdık. Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki kaynaklarımıza göre, gerçekten son dönemde emekliye ayrılan müfettişler olmuş. Ne var ki, bunların sayısı 50'ye ulaşmamış. Emekliye aynlış nedenlerinin de, Bostancıoğlu'nun "laik"\ik konusunda gösterdiği duyarlılıkla bir ilgisi yokmuş. Çoğu, doğal nedenler ve yaş haddinden emekliliklerini istemişler. Bu durumda, ya Milli Eğitim Bakanı yanılıyor ya da bize bilgi veren kaynaklar. Bir olasılık daha var: Milli Eğitim Bakanlığı'nın tutucu kadrolan Bostancıoğlu'nu yanıltıyor... Hangisi doğru? ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL Asgari Ücret ile SSK Taban ve Tavan Ücretinin tşverene Maliyeti Sosyal Sigortalar Kurumu'nca, sigorta primine esas alınan üc- rctlerin alt (taban) ve üst (tavan) sının, 506 sayılı Sosyal Sigor- talar Yasası'nın 78. maddesine göre belirlenir. Yasanın bu maddesine göre alınacak prim ve verilecek öde- neklerin alt sının, 1 Nisan 2000'den geçerli olarak 150 milyon li- ra olarak saptanmıştır. Üst sının ise Bakanlar Kurulu karan ile 1 Ağustos 2000'de, 450 milyondan 600 milyona çıkanlmıştır. Asgan ücret, 31 Aralık 1999 gûnlü Resmi Gazete'de yayımla- nun Asgari Ücret Tespıt Komisyonu karan uyannca, 1 Temmuz 2000 ile 31 Aralık 2000 dönemınde ve 16 yaşını doldurmuş iş- çiler için, ayda 118 milyon 800 bin lira olarak saptanmıştır. As- gari ücret sigorta pnmine esas ücret alt sınınn altında kalmıştır. Yasanın 78. maddesi uyannca, "Sigortaluun kazancı alt sını- nn altında ise, bu kazanç ile alt sınır arasındaki farka ait si- gorta priminin tümünü işveren öder." Sigortahlann büyük bir bölümü sigorta üst sınınna yakın (ta- van) ya da üstünde ücret almalanna karşın, asgari ücretle çalışı- yor gösterilmektedır. Böylece, prim ve vergiler asgari ücrete gö- re ödenmektedir. Bugün, sigorta primine esas kazançlardan alı- na primlerin oranı, işyennm ve ışin konumuna göre sıgortalı ve işveren payı toplamı yüzde 33.5 ile yüzde 41 arasındadır. Sigor- talı payı bütün iş kollan için yüzde 14'tür. tşverenin ödemek zorunda olduğu sigorta payı, ışyerinin ve işin ağırlık ve tehlike durumuna göre yüzde 19.5 ile yüzde 27 arasında değişmektedir. Aynca 1 Ocak 2000'de yûrürlüğe gıren tşsizlik Sıgortası Yasası uyannca ve sigorta primine esas alınan kazançlara göre işçiden yüzde 2, işverenden yüzde 3 ve devlet katkısı olarak da yüzde 2 olmak üzere toplam yüzde 7 oranında işsizlik sigortası primi alınmaktadır. Asgan ücret ile, prime esas alt sınır arasındaki farka ait işsizlik sigortası primini de işveren ödemektedir. Işverenler ve sigortalılar SSK ve işsizlik sigortasına toplam yüzde 40.5 ile yüzde 48 arasında prim ödemektedir. Bu prim oranının yüksekliği, işverenleri sigorta primlerini asgari ücret- ten ödemeye zorlamaktadır. 118 milyon 800 bin lira olan asgari ücret, işverene 158 milyon ile 169 milyona gelmektedir. Işyeri ve işın özellığine göre asgari ücretin, sigorta tabanı ve tavan üc- retinin işverenlere maliyeti oldukça yüksektir. SSK NORMAL İŞLER UcretvePrimler Prime Esas Ucret % 19.5 SSK Pnmı % 3 işsizlik Sigortası İşverene Maliyeti Asgari Ucret 118.800.000 33.618.000 5.124.000 157.542.000 SSK Tabanı 150.000.000 29.250.000 4.500.000 183.750.000 SSKTavanı 600.000.000 117.000.000 18.000.000 735.000.000 SSK EN TEHLİKELİ İŞLER Ucret ve Primler Pnme Esas Ucret % 25 SSK Pnmı % 3 Işsıziık Sigortası İşverene Malıyet Asgari Ucret 118.800.000 41.868 000 5.124.000 165.792 000 SSK Tabanı 150.000.000 37.500.000 4.500.000 192.000.000 SSKTavanı 600.000.000 150.000.000 18.000.000 768.000.000 SSK EN TEHLİKELİ, EN AĞIR VE YIPRATICI İŞLER Ucret ve Primler Prime Esas Ucret % 27 SSK Pnmı % 3 Işsızlik Sigortası İşverene Maliyeti Asgari Ucret 118.800.000 44.868.000 5.124.000 168.792.000 SSK Tabanı 150.000.000 40.500.000 4.500.000 195.000.000 SSK Tavanı 600.000.000 162.000.000 18.000.000 780.000.000 700 yıl sonra doğalgaz FP'li Ankara Anakent Belediyesi ilanla duyuruyor: "Sincan doğalgaza kavuşuyor." llanlarda, Sincan'ın doğalgaza kavuşmasının zamanlaması da vurgulanıyor. "Osmanlı'nın kuruluşunun 700. yıldönümünde." Düşünün bir kere... Osmanlı kurulmasaydı, Sincan doğalgaza kavuşmak için kim bilir kaç yüzyıl daha bekleyecekti! KİM KtME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak@turk.net HARBt SEMÎH POROY semihporoy(û yahoo.com BULUT BEBEK \URAYçlFTçt KEDİ LEVO APTVUKA ANKARA 15. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN tLANEN TEBLİGAT DosyaNo 1999 6958 Alacaklı Iktısat Bankası Av Mehke Soydaş, Kaptanpaşa Sok 25'2 G O P An- kara Borçlu Mustafa bygun. Konur Sok 19 17 Kızılay//Ankara Borç Mıktan 574332.420 -TL'nın ıcra mas Av Üc % 228 faız ile bırlıkte tahsılı Müstenıdr Banka Kredı Söz Ckieme emrı borçluya teblığ göndenlmış. bıla tebliğ dönmesı özenne borçlunun emnıyet kanalı ile adresının tahkık edılmesı ıstenılmış, borçlu adresı Emnıyet Müdürlûğü'nce de bulunamaması ûzenne odeme emnnın ılanen teblığıne karar venlmıştır Işbu odeme emnnın ılan tanhınden ıtıbaren borcu ve ta- kıp masraflannı kanunı süre olan yedı güne on beş gûn ılave ederek 22 gün ıçınde ödemenız (temınatı vermenız). borcun tamamına veya bir kısmına veya alacaklı- nın talubat ıcrası hakkına daır bır ıtırazınız varsa senet altındakı ımza sıze ait de- gılse yine bu 22 gün ıçınde aynca ve açıkça bıldırmenız, aksı halde ıcra takıbınde bu senedın sızden sadır olmuş sayılacağı, ımzayı reddettığınız takdırde mercı önün- de yapılacak duruşmada hazır bulunmanız, buna uymazsanız vakı ıtırazımzın mu- vakkaten kaldırılacağı. senet veva borca ıtırazınızı vazılı veya sözlü olarak ıcrada- ıresıne 22 gûn ıçınde bıldırmedığınız takdırde aynı mûddet ıçınde 74 madde gere- ğınce mal bevanında bulunmanız. aksı halde hapısle tazyık olunacağınız. hıç mal bevanında bulunmaz ya da hakıkate aykın beyanda bulunursanız hapısle cezalan- dınlacagınız. borç ödenmez veja ıtıraz edılmezse cebn ıcrayadevam edıleceğı, ta- kıbe ıtıraz ettığınız takdırde. ıtırazla bırlıkte teblığ gtderlerinı ödemenız. aksı hal- de ıtıraz etmemış sayılacağınız ıhtar olunur 6.9 2000 Basın. 50351 TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 11 Eylül ANKAfto'ûA SEL! 19S7 'DE 8U6UN, BAŞMEHT AHK42A, &ÜYÜ/C gi* S£L BAStCtNtHA U&&&I. ÖĞLEDEN SONÜA BAŞ- LAYAN SASANAK HAÜNP£K1 YAĞMUR VE OCtO, KÜÇÛtC VE 2AKAKSIZ g/# AKAGSU OLAN HAriP ÇAYI'NI TBŞIRMIÇ, Su OA K£hJT VE ÇEIflteSİNİ SULAZ AL77HOA 8/KAKM/ÇTt. HATİP ÇAYI, 4O KkJOMETKEÜK VAPI gOYUNCA, KAVA$-£SEN- BO6A-MAMMC YÖNUNDE AZGIN SlR ŞEKİIDE İL£RLİYERE/C,ÖMÛNE GELEAI HEJZŞBYİ YIK/P Ö Ü , İMSAN VE HAWAHUV?J SÜ0ÜKLE- KESİÜP SULAR OU&ULUNG*, SEL. BASKININtN 100'PE/V ÇO/C /NSAMN ÖLÜMÜ NE, 1OOO 'O£N Ç.CK B/MAMIAJ yitOAm ' AJE&EAJ OL£>USU GÖIUU.A*ÛÇTÜ~ GÖRÜŞ KEMAL K1LIÇDAROĞLU SSK Üzerine Oynanan Oyımlar "Yolsuzluklan çözmek için sabaha kadar çalıştı- ğını söyleyen Çalışma Bakanı isyan etti: Bazen bu- nalıp odamda ağlıyorum" (Milliyet - 5.9.2000). Ga- zetenin sekiz sütuna manşeti ise, "Ağlatan soy- gun". Sayın Okuyan'a göre, üç sosyal güvenlik ku- ruluşunda geçen yıl yapılan soygunun miktarı 1 katrilyon lira. Sayın Bakanı bunaltan ise, çıkar grup- larından kendisine gelen baskı. Sayın Bakan çıkar grupları ile ilgili olarak da ilginç bir örnek veriyor. "Geçmişte bir başhekim değiştireceğiz. Eski Cum- hurbaşkanı'ndan Başbakan'a hatta KKTC Cumhur- başkanı'na kadar herkes aradı." Sayın Bakana gö- re bu kişiler, çıkar gruplarına destek verenler. Eğri oturup doğru konuşalım. Fethullah Gülen'e des- tek verdiğini bildiğimiz Sayın Başbakan'ın, çıkar gruplarına destek vereceğine ihtimal veremiyoruz. Ancak bu açıklamanın "ben bir imalat hatasıyım" diyen bir bakan tarafından yapılmasını da olağan karşıladığımızı belirtmek isteriz. Bu açıklamanın olağan olamayan yanı ise, 1 kat- rilyonluk yolsuzluğun yapıldığı dönemde açıklama- yı yapan kişinin, bakanlık koltuğunda oturmasıdır. Her ne hikmetse şu soruyu sormak gazetenin ak- lına gelmiyor: "Sayın Bakan mademki 1 katrilyon- luk yolsuzluk saptadınız, bu soygunu yapan kişiler acaba hangi mahkemelerde yargılanıyoriar?" Bel- ki okurların aklına, devlet memurlarıntn yargılan- masındaki güçlükler gelebilir. Hemen belirtelim, SSK ve Bağ-Kur çalışanlan, 657 sayılı Devlet Me- murlan Yasası'natabi değiller. Yani, her an yargı hu- zuruna çıkarılabilirler. Sayın Bakan o kadar desteksiz atıyor ki, anlamak mümkün değil. Bakınız Sayın Bakan neier söylü- yor: "Bir hastanemiz pirinç almış, bir yılda bitirmiş. Oysa aldığıpirinci 100 sene kullansa (yanlış okuma- dınız, yüz yıl diyor) ve hastalara her gün pirinç ye- dirseyinebitiremez. Birhastanemiz fueloil almış, has- taneyi yaz kış her gün 40 derece ısıtsa 10 yılda tü- ketemez, altı ayda bitirdim diye rapor yazdırmış." Sabah gazetesı - Necati Doğru - 7.9.2000). Ama bunların hangi hastaneler olduğu belli değil. Bizim yaptığımız bir araştırmaya göre böyle bir olay yok. Hiçbir hastanede böyle bir olay olmamış. Zaten ol- sa bunu yapan yöneticilerin yargı önünde olması gerekmez mi? Doğal olarak akla şu soru geliyor: Bir bakan, ken- disine bağlı olarak çalışan bir kurumu niçin adeta yolsuzluklann kaynağı olarak gösteriyor? SSK gi- bi, 32 milyon yurttaşa sosyal güvenlik hizmetini, çok düşük maliyetlerle (Sağlık Bakanlığı'nın yarı fiyatı- na) sunan bu kurumu suçlamasının gerisinde aca- ba ne var? Bu sorunun yanıtı, Sayın Bakan'ın üzerinde ısrar- la durduğu ve tüm sorunların çözüm kaynağı ola- rak kamuoyuna sunduğu bılgisayar ihalesinde yat- maktadır. Yaklaşık 500 milyon dolar olacağı tahmin edilen bu ihale için Sayın Bakan altyapı oluşturmak- tadır. Kuşkusuz, bir sosyal güvenlik kurumunun bilgi- sayarla donatılmasına kimsenin itiraz etmeye hak- kı yoktur. Çünkü günümüzde çağdaş teknolojinin girmediği kurum, iletişim alanında yavaş ve tutucu kalmaya mahkûmdur. Ne var ki bu yatırımın şaibe- ye yol açmayan ve kurumun çıkarlarını koruyan bir anlayışla yapılması gerekir. Bunun tek koşulu da si- yasilerin -ki özellikle Sayın Bakan'ın- bu işlere bur- nunu sokmamasıdır. Sayın Bakan, yolsuzlukla mücadelede Ismet Pa- şa'nın ünlü sözünü de hatırlatmadan edemiyor: "Bir ülkede namuslular da, namussuzlar kadar ce- surolmalı." Çok doğru bir söz. Bız de bu sözün ge- reğini yapıp, Sayın Bakana bırkaç soru yöneltmek istiyoruz. Işte sorularımız. • SSK'de bilgisayar/kontrolörlük hizmeti, parti- nıze yakın olduğu söylenen bir firmaya (işçi temsil- cisinin muhalefetine karşın) ihalesiz verilmek isten- dimi? • Bu konu ile ilgili SSK Yönetim Kurulu'nun ka- ran 25./ 5.2000 tarihini mi taşıyor? • Bu kararı niçin işveren ve işçi emeklilerinin yö- netime katılmadıklan bir zamanda gündeme getir- diniz? • SSK Bilgi Işlem Daire Başkanı'nı ve aynı daire başkanlığında bazı şube müdürlerini bu işlemler öncesinde değiştirdiniz mi? • Ve son bir soru: Bağ-Kur'da aynı işi, aynı fir- maya ihalesiz verdiniz mi? Evet, biz de aynı kanıdayız. Ismet Paşa doğruyu söylüyor. Bir ülkede namuslular da en az namus- suzlar kadar cesur olmalı. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6SOLDANSAĞA: 1/Banliyö. 2/ Elma, armut, ayvagibimey- 2 velerin yenme- 3 yen iç bölü- mü... Bir nota. 3/ Ekmek. 5 peynir gibi or- ganık madde- lerin üzerinde nem ve ısmın 8 etkısiyle olu- g şan yeşil renk- h mantar... Batmış olan bir nesnenın ye- "I rini akustik dalgalar- 2 la saptayan sistem. 4/ 3 Boğa güreşi yapılan 4 alan... Tecrübeli, us- 5 ta. 5/ Güzel söz söy- g leme sanatı. 6/ Aşık ve bilye oyunlannda kullanüan, içi oyulup kurşun abnlarak ağır- laştınlmış boyalı kemik... Memelilerde asalak ola- rak yaşayanufak bır böcek. 7/Sanı... Pamuktando- kunmuş basma. 8/ Avrupa'da bir başkent... Yunan abecesinde bir harf. 9/ Akıl... Tembellik. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Bütün beyitleri arasında konu birlifi bulunan gazellere verilen ad. 2/ Ürünün onda bin oranında alınan vergı... Kanşıklık, kargaşa. 3/ Bir kimsenin yararhhğını gösteren belge. 4/ Yabancı... Kesinti- lerden sonra kalan miktar... Bir nota. 5/ Ahşveriş- te durgunluk... Eli ya da ayağı sakat olan kimse. 6/ Yankı... Asya'da bir ırmak. 7/Denizlerin çekilme- siyle oluşan ve yurtlanmaya elverişli olan bölge. 8/ Yanardağ kayalıklan arasında bulunan bir feldispat türü... Tellür elementınin sımgesi. 9/ Amaç... İki derenin ya da iki yolun birleştiği yer.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear