17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 23 TEMMUZ 2000 PAZAR O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R [email protected] Siz Dışardan, Biz Içerden... MetinERKSAN O smanlj devlet adamlan- nın en ünJülennden bın olan Mehmet Fuad Pa- şa (1814-1868) beşkez Dışışlen Bakanhğı, ıkı kez Başbakanlık yapmış- ür. Fuad Paşa; 19. yüzyıl dünyasının en büyük ve en ünlü yabancı devlet adam- Iannın övgülerine göre, kendi dönemınin en büyük devlet adamlanndan bıridir. Fuad Paşa ara stra Ingıltere, Fransa, Rus- ya, Avusturya-Macarıstan, Almanya (Prusya), Italya (Sardunya) gibi büyük devletlenn Istanbul'dakı elçilerini davet ettiğı yemeklı toplantılar yapar Bu da- vetlerde büyükelçıler konuşulan konu- lar arasında süreklı olarak kendi devlet- lerinin güçlerinı överler. Bu toplantılardan bınnde Fuad Paşa şöyle demiştir "Ekselanslar, sizlerin elçi- sioMuğunuzdevietlerio çokgüçiû devlet- leroJduğunu ben de bili\orum,SizJerdev- letlerinizin güçkrinden söz ederken dev- Jetlerinizin siyasal,ekonomik,askeri,tek- nolojik,toplunısaL bilimsel,kültürelgüç- lerioden söz ediyorsunuz. Elçtsi olduğu- nuz devletierin bu konuJardaki güçlerini beürtmenizve devktleriıüzin bu konum- lanndao ötürü övünçlesözetmenizyerin- dedir. Kaldı ki sizin devietieriniz yapısın- da ve sizin devietleriniz sınırlan içinde bulunan benim devletimin habentlma bi- rimleri, sizin dev ietierinizin çeşitii konu- lardaki durumlannı ve güçlerini benim devletimebikünnektedir.Aynca azlerde Osnanlıdevietinin bu kontdardakidunım- lannı ve güçlerini en az benim kadar bt- Hrsiniz. Çünkü sizierin cllerinde Osman- b devlet yapısı ve Osmanlı devleti sınıria- n içîndeörgutienmiş haberalnıa birimle- rinizden gelmiş bflgüervar. Bütün bu kar- şıhklı bilgüerimize karşın, ben sizlere şu çok duyaru ve nesnel (objektif) düşünce- mi söylemek isterinı. En göçlû devlet be- nim dev letimdir. Çünkü; yıflardan beri siz dışardan, biz içerden bu devleti yıkmaya çanşıyoruz.Fakatbenim devletinı genede yıkıİmıyor. Eksdanslar, benimdevietimin bu ayncahkh niteligi üstünde düşünme- nizi özellikle rica ederim." Ban'nın veDogunun büyük güç odak- lan, Osmanlı devletinı 1683 ikinci Viya- na kuşatmasından 1923 Türkiye Cumhu- riyeti Devleti'nin kuruluşuna kadar ge- çen 240yıl; siyasal, ekonomik, askeri, kül- türel, teknolojik, bilimsei, toplumsal yön- lerden tüm olumsuz ve büyük uğraşlan- na karşın gene de yıkamamışlardır. Os- manlı împaratorluğu'nun bitişini dünya tarihinin en önemli sayfalanna, Türk ta- rihinin en büyük insanı ve bir Türk olan Atatürk tam zamanında şerefle, onurla yazmıştır. Büyük bir önder, büyük bır komutan, büyük bir devlet kurucu, büyük bir dev- rimci, büyük bir düşünür olan Atatürk'ün bilimle, kültürle, kanıyla, canıyla kurdu- ğu "Türkiye Cumhuriyeti Devleti*' için de Fuad Paşa'nın bu sözlen geçerlidir. "Türkiye Cumhuriyeti Devkti" kurul- duğundan bu yana dışardan ve içerdensü- rekli yıkılmak ve parçalanmak istenmiş- tir. Fuad Paşa'nın sözlerinden bu yana yüzelli yıl geçmıştir. 19. yüzyıl 21. yüz- yıl olmuştur. O dönem "dçardan yıknn yapan" büyük devletlenn arasına Ame- rika Bırleşik Devletleri gibi başka bü- yük devletler ve bir sürü küçük devlet ka- tılmıştır. Bu devletler aralannda bırlik- ler kurmuşlardır. Bu devletler AB (Av- rupa Bırliği), BAB (Baü Avrupa Birliği), AP (Avrupa Parlamentosu), AGSK (Av- rupa Güvenlik ve Savunma Kimliği), AIHM (Avrupa tnsan Haklan Mahke- mesi), BDT (Bağımsız Devletler Toplu- luğu-Rusya ve bağlaşıklan) olmuştur. Bu devletlenn ve birliklerin her biri çok güçlü "haberalnM-casusIuk-prop*- gandaörgötieri" kurmuştur. Avrupa dev- letlennde ve Amerika Birleşik Devletle- ri içinde, "Türkiye Cumhuriyeti Devle- ti'' düşmanı çok güçlü Rum, Ermeni, Kürt lobileri, Almanya'daki- Fransa'da- ki Yeşillerpartileri gibi kışkırücı (provo- katör- reaksiyoner) siyasal partiler oluş- muştur. Fuad Paşa dönemındeki "içerdenyıkan yapan" devlet düşmanı, ulus düşmanı, ül- ke düşmanı siyasal güçlerin arasına Tür- kiye Cumhuriyeti Devleti uyruğu ya da yabancı devlet uyruğu kimi siyasetçiler, yazarlar, çizerler, gazeteciler, işadamla- n, ünıversıteprofesörlen, sözdehukuk bil- guüeri, sözde ekonomi bilginleri, sözde siyaset bilginleri, demokrasi havarileri, insan haklan yaygaracılan, etnik aynm- cılar, bölücüler, dış güçlerin güdümlü ajanlan, teröristler, din tüccan irtica-yo- bazlık ve şeriat yandaşlan, ikinci cum- huriyetçiler, globalciler, küreselciler, "Cumhuriyetyönetinu demokrasi yöne- timi değOdir" dıyebilen demagoglar ka- nlmışnr. Dış ve iç yıkım ekipleri şimdi çok daha güçlüdür. Bu iç yıkım ekipleri çeşitli çıkarlar ve gerekçelerle "Türkiye Cumhuriyeti DevJeti"nin doğal ve ya- şamsal çıkarlannı süreklı yok etmeye ça- hşmaktadırlar. "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'' Os- manlı devletini parçalayıp işgal etmiş, topraklannı kendi topraklanna katmış, sömürgeci, yayılmacı "dış güçlere" kar- şı yapılmış çok zorlu savaşlar ve bu sa- vaşlarda yabancı devletlenn işbirlikçisi olan "sattamt-hilafet-irtka-vobazfak ve şeriat bağnazhğT gibi "iç güçlere" karşı yapılmış çok çetın savaşlar sonucu kurul- muştur. 1919-1922 Anadolu savaşında, düş- manlarla işbiriığı yapan "saltanat-hilafet- irtka-yobadık ve şeriat bağnazuğT, sa- vaş meydanlannda yenemediği, öldüre- mediği Atatürk'ün asılarak öldürülmesi için "fetva" vermiştir. Anadolu savaşının bitimınden sonra 1924 Kasımı'nda siyasal düşünceye dö- nüşen "irtka-vobazhk ve şeriat bağnaz- hgl" 15 Haziran 1926 da Izmir'de Ata- türk'ü öldürmek istemıştir. Şimdi, Cumhuriyet ilkeleriyle, demok- rasi ilkeleriyle, ulusal veevrensel hukuk kurallanyia, insan haklanyla, yurttaşlık haklanyla, uygarlık haklanyla, bilimle, kültürle hiçbir bağlanüsı olmayan ve si- yasal düşünceye dönüşen "irtica,yobaz- hk ve şeriat bagnazngı" olanca gücüyle "Türkiye Cumhuriyeti Devleti''nm var- lığına saldırmaktadır. Şimdi "içerdenyıknnyapan" güçlenn en tehlıkelisi "irÜca,yobazWi veşeriat bağ- nazhğı''dır. Şu an, siyasal düşünceye dö- nüşmüş "irtica, yobazhk ve şeriat bağ- nazhğı''nın baş hedefı "TürkCeza Vasa- a"nın 312. maddesidır. 2 Agustos 1969'da CHP Genel Sekre- teri BülentEcevk,Bandırma'da yapnğı ba- sın toplantısında şöyle demiştir. "Her ge- rid hareket,bazen kendi başmabazende işbirKği haUnde. yerti veyabancı çevrele- rin yürüttûğu bir çıkar mücadelesidir. Yerti vurguncular ve yabancı sömürücû- ler ekonomik hegemonyalanna yüce ve kutsal bir görünnıvermek için 'dln' süa- hım kullanırlar." 7 Şubat 1974'te CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit Başbakan oldu. MSP Ge- nel Başkanı Necmettin Erbakan'ı Başba- kan Yardımcısı yaptı. Bu olgu Necmet- tin Erbakan'ın siyaset meydanındaki ılk devlet görevıdir. 1 Haziran 1975'te muhalefet lideri CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit Bitlis'te şöyle demiştir: "Muslümanhkta toprak ona ahn teri dökenlerindir.Toprak refor- munakarşı çıkanJar Müslüman olamaz- lar. Emekçıden çok sermayenin yanında olan Erbakan toprak reformuna karşı çıkmıştır. Erbakan Müshıman oiamaz." Başbakan Ecevit "TCY'nin312. mad- desini" uygulamakla yükümlüdür. Baş- bakan Ecevit "TCY'nin312.maddea" ge- reğince yargılanmış biryurttaş olan Nec- mettin Erbakan'ın konumuna ilişkin "memnuniyetsizliğmi betirten"nesnel ve öznel hiçbir düşüncesını açıklayamaz. Başbakan Bülent Ecevit, "TCY'nin312. maddesini n uygulayan yargı erkini yal- nızbuakamaz. Aynca; "Bantmontajdn*, benim konuşmamda suç unsuru yoktur, fakat bu sözleri sövleven kisivi kutiamak gerek, gerekirse Strasbourg'dan (Hıristi- yan Baü kulübünden)yardım isterim" di- yebılen Necmettin Erbakan hakkındaBü- lent Ecevit acaba şimdi ne düşünüyor? Siyasal düşünceye dönüşen; "irtica- yobazhk ve şeriat bagnazngı", "Türkiye Cumhuriyeti Dev1eti"nde "bu aşamada" dışardan ve içerden yıkım yapan güçle- rin en tehlıkehsidir. Kökleri dışarda ve içerde olan bu teh- likenin şimdi baş hedefı "TCVnin 312. maddesklir''. Türkiye Cumhuriyeti Dev- leti'ni parçalamak isteyen bu "yeşfl ca- navara" karşı "TürkiyeCumhuriyeti Dev- leti"nin tekgüvencesi TCY'nın 312. mad- desidır. Gericılerle bır olup TCY'nin 163. mad- desini kaldıran, "yaşayan ilerici demok- rasi havarikrinin" kulaklan çınlasın ve "öfanüş ilerici demokrasi havariJerinin mezarlanna" nur yağsın. 82 Anayasası'na "hayır" demek suç olabilir miydi? Bir halkoylamasın- da "evet" demek kadar "hayır" diye karşı çıkmak da bir yurttaşlık görevi değil miydi? Hayır! 82 Anayasası'na oy verilme- meli, bu anayasa yararsızdır, çağın gereklerinden uzaktır, bir baskı sonu- cudur diyenler, yazanlar vardı yine de o günlerde! Bu yüzden savcılıklara ça- ğrılanlar, yargıç önüne çıkarılanlar. Mahkûm olup hapis yatanlar... Birçok kişi 82 Anayasası taslağına karşıydı. Ama bu yüzden kaç kişi yar- gılandı? Hukukçularmı, değil: Ecza- cılar!.. Istanbul Eczacılar Odası Yönetim Kurulu, dergilerinde yayımladıkları bir bildiriyle bu taslağa oy verilmeme- sini istediler. Bu yüzden de üçer ay hapse mahkûm oldular: Mehmet Domaç, Sait Yücel, Osman Özçe- lik, Yaşar Topallıoğlu, Osman De- mirci, Gütten Çelik, Nuran Çakvoğ- lu... Bugün 82 Anayasası'ndan kimse EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Hayır' Diyebjlenlere Selam memnun değil. Sağcısından solcu- suna, ortactsına kadar bütün parti- ler, liderier, politikacılar, aydınlar, sen- dikacılar, kamuoyunun büyük bir ke- simi bu anayasadan şikâyetçi... Her- kesin diiinde "yenı bir anayasa ya- pılmalı" istekleri!.. Ama, o günlerde, 12 Eylül güçlü- lerinin, yasalannın egemen olduğu o zorlu günlerde yukarda adlarını yaz- dığım eczacı arkadaşlar yüreklice karşı çıktılar. Sonra da üç ay bu di- renişlerinin cezasını Sağrnalcılar Ce- zaevi'nde çektiler... Tarih yazılırken unutulmamast gereken b»r olay, bir gerçek... Prof. Dr. Velkledeoğlu'nun "Nere- deydiniz?" başlıklı bir yazısını anım- ••• s/yorum. Değerti hukukçu soruyordu 82 Anayasası'nı şimdilerde begenme- yenlerin niçin zamanında seslerini çı- karmadıkJannı: "Bizi atdattılar diyenlere sormak istiyonım. Evetoyu verenlersizfer de- ğil misiniz? Onu hiç okumadan ve- ya okutmadan mı oy kullandınız? Eğerböyleyse 'bizi aldattılar" deme- ye ne hakkınız var. Sevgili işçiler, emekçiler, sendikacılar sizlere de sormak isterim. Haklannızj aramak- tan sizi alıkoyan bu anayasaya oy verirken aklınız nerdeydi?" Bir gece buluşmuştuk anayasa kur- banı eczacı dostlaria Çatı'da... Ara- dan üç yıl geçtikten sonra!.. Ne mut- lu ki yedi aydın insan karşı çıkmıştı Evren Paşa anayasasına!.. Ceza gör- meyi göze almışlardı, "rtay/r"deme- nin karşılığı üç ay hapis miydi! Hep- si bu... Hukuk, siyaset, kültür adam- lan ortak bildiriler yayımlayıp 12 Ey- lül baskıcılığına zamanında dirensey- diler. Tutukevleri keşke dolup taş- saydı! Şimdi bu anayasayı değiştirmek isteyenler, yeni bir anayasanın ge- rekliliğini savunanlar o 82 yılında ye- tişkin, okumuş yazmış yurttaşlardı. Neden boyun egdiler? Yedi eczacı ar- kadaşın davranışını benimsemek o kadar zor muydu? Karşı çıkmak! Herzaman gerekli mi- dir? Bir ulusun yaran, yaşamı, gele- ceği söz konusu olunca kaçınılmaz olur, her şeyi göze alarak "hayır" de- mek... Benim üç aylık koğuş arkadaşlan- mı, o yedi eczacı dostu sevgiyle anı- yorum. Ülkemizde yeri geldiğinde "hayır" diyebileceklerin sayısının her gün biraz daha artması dileğiyle hep- sini selamlıyorum. ayırma rma Hesabında 1 lirası olana da, 1 milyarı olana da aynı kaliteli hizmet. Tek bir \mzay\a, isteyen herkese aynı kaliteli hizmet, herkese Açık ürün paketi: Faiz veren vadesiz hesap. Borç veren, fatura ödeyen, kefil istemeyen kredi kartı. Küçük tasarrufa fon, repo, bono... Başka bir arzunuz? . , / açık$ bahkacılık Açık hıternet Şubesi: Açık Bankacılık bır Garantı hızmetıdır PENCERE Lozan Farkı fark edin!.. TC bir başka türiü kuruldu. Birinci Dünya Savaşı sonunda ga- lipier, yenilgiye uğrayan deviettere kc- şullannı dayattılar; Bulgaristan'la Neuilly, Avusturya ile Saint-Germa- in, Almanya ile Versailles, Türkiye ile Sevres Antiaşması yapıldı. ötekiler boyun eğdiler. Mustafa Kemal Paşa'nın önder- liğinde Türk halkı başkaldırdı. Adına "Istiklal (Bağımsızlık) Sa- vaşı" denilen üç yıllık direniş sonu- cunda bu kez 'galipler' boyun eğ- diler; "Lozan Antlaşması" 24 Tem- muz 1923'te imzalandı. TC'nin emperyalizme karşı sava- şarak kurulması bu devletin tarihin- deki özelliktir. • Okuma yazma öğrenen bir çocu- ğa belletilen ABECE gibi basit, ya- lın ve gerçek olan bu tarihi yinele- mek gereği neden duyuluyor?.. Çünkü Türkiye 'ABECE'yi yeni- den öğrenmek durumuna düşürül- dü. TC'nin temelinde iki olgu yatıyor: A) Bağımsızlık Savaşı.. B) Aydınlanma Devrimi.. YaC?.. C, 'Cumhuriyettir, 'Aydınlanma Devrimi'nin gereği olarak laiklik içe- riğini kazandı; dünyanın öteki cum- «•• huriyetierine benzemez; 2 milyar nü- fuslu Islam coğrafyastnda demok- rasiye açılabilen tek devletin Türki- ye olması, bir rastlantı değil, zorun- lu sonuçtur. • Ismet Paşa, 'Lozan Kahrama- n/'dtr. Savaşla kazanılan bağımsızlığın hukukla 'tescili' gerekiyordu. Yann Lozan'ın 77'nci yıldönümü kutlanacak.. Anlamı büyük... Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra imzalanan antlaşmaiar içinde yal- nız Lozan ayakta duruyor; 20'nci yüzyılda iki 'Dünya Savaşı' ve bir de Soğuk Savaş' yaşayan insanlık- ta, Lozan, bir anıt gibi dört dörtlük... Gerçi TC'nin kaidesini otuşturan 'Lozan 'ı bugün bile yıkmak isteyen 'Sevrciler'in çabalan da bir gerçek; ama, nafiledir. Mustafa Kemal Atatürk öylesine sağlam birtemel atmış ki 'içerden' ve 'dışardan' ne kadar çalışılsa da Türkiye Cumhuriyeti yıkıİmıyor... Numaracılara, bölücülere, mürte- cilere, entellere, liboşlara kötü bir haber vereyim: Yıkılmayacak!.. Hazır Kart / i\ Şimdi Kazı Konuş Kartları bel çantası kazandırıyor. 1 tane 500 kontörlük Kazı Konus Kartı alan herkese son moda bel çantası heditje. Konuş... Sen de kazan. Ağustos sonuna kadar unutmal
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear