23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 MAYIS 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Matbaa işçileri Aşağıdaki satıriar büyük gazetelerin en modern matbaalarında çalışan basın emekçilerine art. Şöyie diyoriar "Medya bugün itibariyle öyle bir hal aldı ki adeta büyük rant peşinde koşturan, rayting uğruna akla gelmeyecek şeyler yapan bir konumda. Patronlar ihale peşinde, bazı gazeteciler de ihalelerin takibinde. Bu gazeteleri basan kişiler olarak bizim de çok büyük sorunlanmız var. Fakat, aynı kurumda çalıştığımız birçok yazara bu durumu iletmemize rağmen sesimizi asla duyuramıyoruz. Gazete kâğıdı tozu ve boya buhan içinde 24 saat çalışan, makinelerin içinde gazeteleri basan bizlen hani bazen kocaman başlıklaria iki kişilik bir ailenin mutfak masrafı şu kadar diye yazan gazeteleri basan bizler; gazetelerde yazan o rakamın çok çok altında ücret alıyor ve hiçbir sosyal güvence olmadan çalışıyoruz. Bu durumun bilinmesini istedik. Hepsi bu!" Elektronik posta: som®poâ&cuınhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Şeriatçı öğrencilere af getiriliyormuş... "Büvüdüklorinde şeriatı getirsinler dhfe!" skiden yasa gereği hazırlık soruşturmalan gizlilik esasına dayanın açılan davalarda sav- cı, iddianamesini mahkemede okumadan iddianamedeki unsuriar kamuoyuna açık- lan(a)mazdı. Yasalar değişmedi ama devir değişti... lletişim teknolojisindeki başdöndürücü yenilikler- den mi yoksa yasalann işlerliğini yitirmesinden mî veya kasıtlı olarak işletilmemesinden mi bilinmez bu gidişle sorgular bile handiyse "naklen yayın'la yapılacak! - Sayın seyirciler şimdi merkez karakolundaki ar- kadaşımıza bağlanıyoaız. Evet Mustafa, sorgunun ilk yanm saati sonunda gelinen noktada hangi ipuç- ları elde edildi, sanık ifade verirken duygulan nasıl- dı, sanık şişman mıydı yoksa pişman mıydı? - Evet Didem... Gördüğün gibi şu andasorgu oda- sındayız. Gözattındaki sanığın sorgusunu iki uzman polis yapıyor... Memur Bey, önce sizin görüşünüzü alalım; sanığın ifadelerinden ne çıktı? Naklen - Mustafa benim de birsorum olacak; memur bey, sizi daha önceki sorgulardan tanıyor ve bir saat için- de sonuç aldığınızı biliyoruz; ilk yanm saat içinde uy- guladığınız taktik yeterli oldu mu yoksa teknik yön- den bir değişikliğe gidecek misiniz? - Eeee... Didem Hanım merhaba... önce Musta- fa Bey'in sorusuna yanıt vermek istiyorum; ilk ya- nm saat içinde sanığın iki önemli çelişkisini yakala- dık. Bu çelişkiler bize yeni ipuçlan kazandırdı. Şim- di Ahmet Kara ve Mehmet Beyaz adlı şahıslan ya- kalamamız gerekiyor. Bu şahıslara ulaştığımız zaman soruşturma yeni bir boyût kazanacak. - Sayın seyirciler şu anda izlediğiniz gibi soruş- turmada çok önemli bir noktaya gelinmiş durumda... Memur Bey, şahıslann eşgalini de alalım... SESStZ SEDASIZ (!) NURÎKURTCEBE - Tabii Didem Hanım... - Evet Didem, gördüğün gibi şimdi şahıslann eş- galini alıyoruz. Onu da alayım... Kameraman arka- daşım yakın plan girerse... - Mustafa, sanığın duygularını soralım. - Evet Didem, şimdi sanığın yanındayız. Bay Sa- nık, sorguyu nasıl buldunuz? Üzerinizdeki tabanca size mi aitti yoksa yolda mı bulmuştunuz? - Valla ne diyeyim... Sorgu çok güzel geçiyor. Po- lis arkadaşlara hassaten teşekkür ediyorum. Fakat, araya naklen yayınlar girdiği için uzuyor. Hepimizin temennisi bir an önce bitmesi. - Sayın seyirciler, bir son dakika gelişmesini ver- mek istiyorum. Başbakanlıktan yapılan açıklamay- la soruşturmalann selameti için sorgulann naklen ya- yını sırasında araya reklam aiınmaması istendi. ll- keli yayıncılığı ilke edinen kanalımız bu kuralı çok ön- ceden uygulamaya başlamıştı. Evet Mustafa. - Evet Didem... •• w Türban dokunulmazhğıolan öğretmen Giresun'da Vilayet Protokol Müdürü Cahit Akdoğan'ın eşi Ayset Akdoğan'ı anımsıyor olmalısınız... Bayan Akdoğan, il merkezindeki Namık Kemal llköğretim Okulu'nda öğretmendi... Türbanlıydı... Türbanını çıkartmıyosdu. Türbanını çıkartmadığı için iki yıldır doktor raporu ile görevine gitmiyor ve evinde oturup devletten maaşını tıkır tıkır alarak emekliliğinin gelmesini bekliyordu. Vilayet Protokol Müdürü Cahit Akdoğan'ın türbanlı öğretmen eşi Ayset Akdoğan, Vaziyet'e konuk olunca hakkında bir de soruşturma açılmıştı. Milli Eğitim Bakanlığı bir müfettişi muhakkik olarak görevlendirmiş fakat Giresun Valiliği'nin engellemesi nedeniyle müfettiş görevden affını istemişti! Konunun kapatıldığını sanıyorduk. Kapanmamış. Kılıfına uydurulmuş... Son haber geçenlerde geldi... Milli Eğitim'de atama dönemi olmamasına karşın Ayset Aydoğan, Giresun il merkezine yakın Ülper köyündeki yatılı bölge ilköğretim okuluna tayin edilmiş... Gözden ırak kalsın diye! Bu arada Ayset Aydoğan'ın sağlık durumu da düzelmiş olmalı ki, Ülper'de göreve başlamış... Tabii ki, türbanıyla! Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu'na bir önerimiz olacak... Öğretmenler Günü'ne daha çok var ama türban konusunda devletle iki yıldır mücadele eden ve asla ödün vermeyen Ayset Aydoğan 2000 yılının öğretmeni seçilmelidir! GÖRÜŞ Dr. HAYRİ DAVAS Sosyal Güvenlik Trajedisi Yıllardır savsaklanan sos- yal güvenlik sorunu, sonun- da bir trajediye dönüştü. Po- litikacılar, sendikacılarve rned- ya bugünkü ısrartı duyartığı, yıllar öncesinden gösterseydi herhalde bu duruma düşül- mezdi. Gerçeklerle örtüşmeyen yü- zeysel görüşler, havanda su dövmekten farksızdır. Yıllar- dır çeşitli oranlarda yapılmış olan maaş zamlan, çalışana ve emekliye sanki bir rahatla- ma getirmiş gibi, hâlâ zam kavgası sürüyor. Oysa gerek- li olan zam değil, ekonomik çözümdür. Emeklilik yaşına gelince, geçmiş yıllarda erken yaşta emekli olanlardan han- gisi mutlu, hangisi refah için- de acaba? Çoğu ikinci bir iş- te çalışmasını sürdürmekte- dir. Önemli olan kişinin erken veya geç yaşta emekli olma- sı değil, aldığı emekli maaşıy- la geçimini sağlayabilmesidir. Açıkça söylemek gerekirse, ülkemizdeki erken emeklilik, bize özgü bir tür işsizlik sigor- tasıdır. Tartışılan yeni sosyal güven- lik tasansı, kara deliklerden birini kapatarak bütçeyi ve ça- lışanı esenliğe kavuşturmayı amaçlamaktadır. Yasalardaki yanlışlar, primlerin tahsil ve kullanımındaki aksaklıklar ve kuruluşlara ait taşınmazlann keyfi kullanılışlan, çalışanlara esenlik getirmesi gereken bu kuruluşları gittikçe büyüyen bir kara delik haline getirmiş- tir, denmektedir. Bunlar göz önünde bulundurularak, her kesim doğru bildiğini çekin- meden ortaya koymalı ve bun- lardan yararlı olanlar hayata geçirilmelidir. önümüzeçıkan bu fırsat heba edilmemelidir. Kavgayı bırakıp herkese hak ettiği ölçüde yarar sağlaya- cak kapsamlı bir sosyal güven- lik yasasının oluşmasında gü- cümüzü birleştirelim. Çünkü bu ülkede yaşayan her bireyi doğrudan veya dolaylı etkile- yen bir konudur. Hiç kimsenin beni ilgilendirmez deyip ke- nara çekilip, sonra da yakın- maya hakkı yoktur. Çünkü sağlık ve sosyal gü- venlik reformu, ülkemiz için vazgeçilmez acil bir zorunlu- luktur. Insan haklannın başta gelen ilkelerinden biri, hasta- nın hekimini seçebilmesidir. Ülkemizde parası, dostu ve milletvekili olanlar dışında bu hakkı kullanabilen tek vatan- daş gösteremezsiniz. Bunun için gücü olan hem devlete prim ödemekte ve karşılığını alamamakta hem de özel sağ- lık sigortası yaptırmak zorun- da kalmaktadır. Çözülmesi ge- reken bir düğüm. Değindiğimiz ve değinmedi- ğimiz nedenlerden ötürü, yal- nız emeklilik yaşını yükselte- rek ve prim gelirini arttırarak sorunun çözülmesi olası de- ğildir. Gelirlerle giderterin den- gelenmesi gerekir. Devletin eli, sosyal güven- lik kuruluşlarının cebinden çıkmalı. Lojmanlar satılıp her- kese gerçekçi bir lojman taz- minatı verilmeli. Kampların ve benzeri sosyal tesislerin tümü satılmalı, ama herkese insanca tatil yapacağı bir din- lence ödeneği verilmeli. Sağ- lık sigortası, tüm ülke insanı- nı kapsamalı. İşsizlik sigorta- sı uygulaması başlamalı. Mil- letvekili maaşlan, uygar ül- keler gibi üst düzey bürokrat civanna çekilmeli ve emekli- likle sağlık konuları vatan- daşlarlaeşitleştirilmeli. Ülke- nin gerçek sahibi olan ulus- tan esirgenen haklann, veki- line fazlasıyla verilişinin man- tık.h açıklamasını aramaktan kurtulmalı. Gönlümüz, devletin sosyal güvence ilkesinde başanlı ol- masından yana. Ancak başa- rılı olamıyorum diyorsa, va- tandaşına da sonsuza dek çi- le çektirmeye hakkı olmadığı- nı bilmesi gerekir. Bu bağlam- da, herkesin görevini bir kez daha gözden geçirmesi yarar- lı olabilir. HAYVANLAR İSMAIL GÜLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak@turk.net ÇtZGÎLÎK KÂMtL MASARACI KEDt LEVO APTÜÜKA T.C. NİĞDE ASLİYE 2. HUKUK MAHKEMESt 1998/345 EsasNo. İLAN Davacısı Mustafa Ankan, davalılan Battal Aşkaroğlu vasisi Yusuf Ulutaş-Emrullah Aşkaroğlu ve 23 ark. olan müdahalenin men'i da- vasının mahkememizde yapılan duruşmasında verilen ara karan ge- reğince; Aşağıda isım-adresi yazılı davalılara dava dilekçesi tebliğ edile- ediğinden, zatıtaca yapılan araştırmada da tebligata yarar ı "Tespft edilemediğiüden, ilanen tebligine karaf verümiş olrnakla; k.emeuıızde dımışma günü olan 13:06.2000'de saat 09'da adı geçeıı davahlann duruşma salonunda hazır bulunmalan, hazır bulunmadık- lan ve kendılerinı bir vekılle temsil ettırmedıklen takdiıde yargıla manın gı\ aplannda yapılıp bu ilan tarihinden 15 gün sonra tebliğ et- miş sayılacakları ve karar verileceği hususu dava dilekçesi yerine ka- im olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 2.5.2000. Davaü: Bekir Özbay - Pınarcık Köyü Niğde. _ * - -^^ Dahili davalı: Şerife Şahin (Atik) - Kastamonu Tosya ilçesi Kaıa- bey köyü. Basın: 24888 TARÎHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 12 Mayıs SINEMAA//N BUYUK USTALAR/NDAN.. 13S?'PC St/GÜAI, ÜMJJ S/MEM4 moHGHtş) 7z rAç/NM öuiâşrü. Avus- GELEN SmoU£/A>fl PAHA GEA/ÇLİK >7L- İ NEMAYA, P- , OYUA/CULUK ABADA ÜÜ SESS/Z S//VE2U4 0EV8.İNDE BENZEKİ /9S 6ÖGU LEN GeeşçeK.ç(uĞiYt-e: Ay&AmrtA&ı VE/e- î diMtE ye sosy»/. /ÜÇ&LE#E G£rte- KÖTÜMCER yaec/MiA, UMUTUL- MAZLAK A/SASfUM Stroht-tm, Tatku'pt- mirti uöıK 4ikX( ANKARA...ANKA... MÜŞERREF HEKİMOGLU Bir Bahar AkşamıUzun kış, kar-buz derken bahar geldi, ama donuklu- ğu aşmak, solukluğu yeşertmek kolay değil. Belli soru- lara takılıyor, anlam veremiyor insan. Örneğin cumhur- başkanı seçimine sevinsin mi, üzülsün mü? Beşli ımza töreniyle uzlaşmayı başarı diye niteleyenler demokratik yaşamda ileri mi gitti, gerı mi? Adaylığını geri çekme- yenler için tepki gösterenler, Meclis bahçesınde kavga- lar, dövüşler, törelerden söz edenler yeni sorulara, kay- gılara yol açmıyor mu? Galeri Nev'de "şiddet ve estetik" olayını yansıtan bir sergi var. Birduvarda baştan sona Abidin Dino'nun iş- kence resimleri, başka bir duvarda şiddetin ürünleri. Akşam saatinde kimse yok, resimlerle baş başayım ga- leride. Dino'nun portresine bakıyorum çağrışımlarla, geçmiş yıllara bir yolculuk yapıyorum belleğimde. Pa- ris'te Dinolar'ın evinde işkence resimlerini ilk kez görü- yorum bir akşam. Birini bana veriyor. Kollannı, bacak- lannı yitiren bir delikanlı, kafası dimdik durdu evimin du- vannda. Giderek bastırdı, Dino'dan izin aldım, bir res- sam dostuma verdim sonunda. Nev'den çıktım biraz yürüdüm, Uğur Mumcu Soka- ğı'na gittim eşi Güldal'ı görmeye. O sokakta neler ya- şadık; elleri, kollan havada uçtu, ama Uğur öldü mü? Kaç yıl geçti aradan, araştırma, soruşturma, sonuca va- rılamıyor bir türlü. Bu da bir işkence değil mi? Karanlık aydınlanamıyor, erken sevinmekten, rahatsolukalmak- tan kaçınıyor insan. Güldal Mumcu da hiç konuşmuyor, gelişmelerı izliyor gülümseyerek. Çünkü kimi açıklama- lar gülümsemeye yol açıyor ancak! ••• O akşam bir de Ferhan Taylan Erden'in sergisi var Halkbank Galerisi'nde. Sevgiyle ızliyorum. Ege'nin ma- viliğine, Çeşme'ye götürüyor beni. Çeşme'nin doğası son- suzluğa ulaşıyor usta ellerde. Çevre kirleniyor, mavi ka- ranyor, balıklar, kaplumbağalar ölüyor, ama seramikler yaşayacak diye düşünüyorum. Bir duvarda kocaman bir resim; Çeşme'de bir koy, yerde de o koyun tıpkı bası- mı! Denizi, kayalan, balıklanyla Çeşme'nin gizeminı yan- sıtıyor. Güzel bir rastlantı Hamiye Çolakoğlu da bura- da. Biraz önce onun panosunu gördüm Uğur Mum- cu'nun duvannda, bir gece birlikte yeıieştırdik giriş du- vanna. Ancak beklentiler yanıtlanamıyor, sorular gide- rek düğümleniyor. Geçmiş yıllarda devteti yönetenler de çok ilginç söylemlerie insanı şaşırtıyor. ••• Gencay Gürün'ün sahnelediğı "Ideal Koca" oyunu büyük ilgi gördü başkentlılerden. Oscar Wilde'in gize- mini, ustalığını yansıtıyor. 1895 yılında yazılan bir oyun 2000'lerdeki olaylarla bütünleşiyor ülkemizde, kuşkusuz başka ülkelerde de. Insanın dokusu değişmiyor çünkü. Iktidartutkusu, kışiselçıkarlarsınırtanımıyor. Ingiliz po- litıkacılann yaşadığı bir olay Türkıye'de de yaşanıyor. Os< car VVilde şöyle diyor pyunun bir yerinde: - Hiç kimse geçmişini satın alacak kadar zengin de- ğildir! Başkentliler alkışlarta yanıtladı bu sözleri. Belleklerirn de neler canlandı kim bilir! Unutulanlar var, unutulma^ yanlar. Ideal Koca da unutulmayan bir oyun olarak yerieşi- yor belleklere. Gencay Gürün'ü içten kutluyorum, bir- kaç nedenle. Önce aydın bir kadın olarak, ışığını güzel yansıtan, tiyatro sevgisini güzel boyutlara ulaştıran çağ- daş düzeye vanmayı amaçlayan bir kişi olarak. Ideal KOT ca, baştan sona sevgiyle oluşan bir ürün. Beklenmedik olaylar yaşanıyor, başoyunculardan biri, Can Gürzap kalp spazmı geçiriyor, hastanede yatıyor ama tiyatronun te- mel kuralı değişmiyor, perde kapanmıyor. Arsen Gür- zap, kocasının hasta yatağından sahneye koşuyor ve ne güzel oynuyor! Korhan Abay da dört günde hazır- lanıyor Arthur Goring rolüne. Nilgün Gürkan'ın deko- ru, Sevim Çavdar'ın giysılen, küçük aynntılarda da gö- ze çarpıyor; bılgiyle, sevgiyle oluşan bir oyunun ulaştı- ğı güzel düzeyi kanıtlıyor. Tümüyle güzel, şık bir olay sö- zün kısası. Seçkin ve şık bir kalabalık izledi, sevgiyle kut- ladı, selamladı Gencay Gürün'ü. Emekli ve görevli ko- mutanlar, bakanlar, mılletvekıllen, her kuşaktan diplo- matlar, bılim adamlan, sanatçılarla başkentın seçkin taşlanndan bir mozaik oluşturdu konuklar. Gencay Gü- rün yerini güzel koruyor o mozaikte. Bence tiyatro sah- nesindeki yeri de derinleşiyor giderek. Sevgiyle çalışa- rak oluşan güzellikleri kanıtlıyor her zaman. Sevgiyle çalışmayanlar, coşkusunu yitirenler, önlem- lerini alamayanlar da başkentın göbeğinde yaşasalar da ilgisizliğe, eskimişliğe gömülüyor giderek. Kuşkusuz onlar da değişecek, değişmek zorundalar. Ideal Koca da yeni bir uyan bence. Yazımı siyasal sahneye dönerek sona erdinyorum. Sergide, konserde, oyunda, evde, sokakta, başkent ak- şamlannda çok konuşulan bir olay daha var. ANAP Is- tanbul Milletvekılı Mehmet Ali Irtemçelik'ın Ecevtt hü- kümetınden ayrılması saygıyla karşılanıyor. Çünkü top- lumda bu tür olayların beklentisi de var. İlginç serüven- ler yaşanıyor, demokrasıye ters davranışlar, uygulama- lar, yolsuzluk söylentilerıyle gölgelenen kişiler, kuruluş- lar, depremlere karşın duruyor yeıii yerinde. Çevre kir- leniyor, temizlik gerçekleşmiyor. Yozlaşma derinleşi- yor, ilkelerden söz ediliyor, ilkesizlik ilke oluyoıi Sayın Irtemçelik'in istifası bu ortama ters bir olay, ama ters- liklere de gereksinim var. Sayın Irtemçelik özüyle bütün- leşiyor. Benımsemediği bir olguda yer almak istemiyor. Planlama Müsteşarlığı'ndan ayrılan Sayın Orhan Güve- ner'in elçilik karamamesini onaylamayanlardan biri de o değil mi? Onaylamadığı olaylara karşı çıkmak insan onuruna yaraşır bir davranış her şeyden önce. ANAP Ge- nel Başkanı Sayın Yılmaz, belki de çıtayı yükseltmek is- temiyor, nöbet değışıkliğı diye nıtelıyor. Kimi dostlanm da ilk sıradan kontenjan adaylığının altını çiziyor, ama ben olayı uygar bir davranış diye düşünüyor, kutluyorum. Işte böyle, bir bahar akşamı böyle yaşanıy timizde. i yaşanıyor başken- BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 1/ Patlıcan, bi- ber, domates gı- bı sebzeleri kı- zartıp üzerine sosdökerekha- zırlanan bir tür meze. 2/ Karak- ter...Hisse. pay. 3/Dünyaişleri- nihoşgören,al- dınşsız ve ka- lender kimse... lslam dinine göre haram sa- ° yılan faiz. 4/ Genell le şeker hastalannın şe- ker yerine kullandığı, maden kömürü katra- nından elde edilen mad- de. 5/Hararet... Satranç- ta bir taş..."Geçme na- mert köprüsünden — aparsın su seni" (Yavuz Sultan Selim). 6/ "Ke- nann dilberi nazik de olsa — olmaz" (Nabi). 7/ Yerlı malı simgele- yen harfler... Gerçekte yeri plmayıp zihınde tasarlanan. 8/ Ölenlerin kılınmamış namazlan ve tutulmarruş oruçlan için verilen sadaka... Metal saplama. 9/ Madeni paraJarda çı- kmtılı oian çevr« pervazı. YUKAR1DAN. 1/ Bayagı, aşagılık kaduılar tçın kullanılan bir sözcük. 2/Nazilerin poütikasında Germen ırkından kimselere ya- kıştınlan ad... Baklavaya benzer bir hamur tatlısı. 3/ KJoc kak, dönek, soysuz... Kripton elementinin simgesi. 4/Tan- tal elementinin simgesi... Bir şeyin özünü oluşturan ana öğe. 5/ Akıl... Ağzı geniş tek kulplu su kabı. 6/ Tırnak, boynuz, kıl gibi üstderi ürünü olan yapılan oluşturan pro- teinli madde. 7/ Son, sonraki... Eldiven ve giysi yapımın- da kullanılan bir tür yumuşak deri. 8/ Köşe, kenar, uç... Adlan sıfat yapmakta kullanılan bir yapun eki. 9/ Gü- ney Anadolu'da bir dağ... Eski dilde su.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear