25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 6 ŞUBAT 2000 PAZAR 8 HABERLERfiV DEVAMI ** GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada metteki uyumlu çalışmalan övücü ifadelerle anıyor. Medya derseniz? Ohooo, toz kondurmuyor. Eleştiıileri bile pembe gözlükten bakarak değerien- diriyor. Ya, uyumlu hükümetin icraatından "gayri mem- nun"olanlar? Olağanüstü uyum karşısında "olumsuz marjinal sesler".. Bir şey yazmaz! Memurtann, emeklilerin yaşam sıkıntılan. Enf- lasyonun ekonomik son önlemleri sollayacağı işa- retini veren ocak ayı rakamı. IMF'ye bağımlılık, Dünya Bankası buyruklanna göre ekonominin düzenlenmesi. Geçmişe dönük tahkim vs. Iktidarsahiplerine göre parlamento dışından ga- zel okuyan bir avuç insanın marifeti! Bütün bunlar, yaşamsal ölçekteki ulusal yarar- lanmızın birer birer elden çıkanlmasına karşı dire- nenlere üç ortakla şakşakçılannın layık gördüğü yakıştırmalar. Başbakan'ın sık sık kullandığı deyimle "uzlaşma kültürü"nü gerçekleştiren Türkiye'de, ne çare, ör- neğin uyum sözcüğünün sözlük anlamında deği- şimler gözleniyor. öylesi olaylar yaşanıyor ki; hükümetteki uyum neredeyse uyumsuzlukla eşdeger anlama geliyor. Geçenlerde Cumhurbaşkanı ile üç hükümet or- tağı arasındaki uyumun bozulmasına "ülkeyiistik- • rarsızJığa sürükleyeceğini" öne sürerek karşı çı- kan bir yazanmızın yazdığı bir olay öylesine ilginç ki... AB'ye Dışişleri Bakanı'nın mı, yoksa Devlet Ba- kanı Irtemçelik'in mi bakacağı soruna dönüştü- ğü sırada; Ecevit, bir genelgeyle AB ile ilişkileri "kendine bağladı"'. Birtoplantıda; MHP lideri Bahçeli Başbakan'ın duyacağı bir sesle ANAP lideri Yılmaz'a "AB ko- nusundaki düzenlemeden haberi olup olmadığı- m" sordu.. Mesut Yılmaz, "Hayır" dedi. Başbakan, ses çı- karmadı. Uyumsuzluk, uyumlu bir sessizlikle örtüldü. Böylece, hükümet içindeki uyum gerçek kimliği ile ortaya çıktı. Başbakan ve bakanlar birbirinden habersiz "fev- kalade uyum içinde" çalışıyor! Ya son örnek? Kuşkusuz bu örnek hükümetteki ııyurna gölge düşürmek isteyenlere özgü savlardan biri olarak kabul edilebilir. Ne ki; bir başka olay uyumsuzluğu çağnştıran somut bir örnek. Düzeyli gazeteciliğin örneklerini veren Ankara Bünomuzdan genç arkadaşımız Banu Salman, Dünya Bankası'nın Türkiye'ye önemli bir dayat- masını yakaladı ve yazdı. Ülkemizde enerji santrallan bir sürediriç piyasa- da kapış kapış. Ama Dünya Bankası 17 Aralık 1999'daTürkiye'ye yazdığı bir raporda, Türkfirma- lanna devredilen işletme hakkının iptalini istedi. Gerekçe basitti. Türk fırmalan bu santrallar için "gerekli olan dış finansmanı herhangi bir şekilde sağlayamayacaklar"d\. . Finansmanı sağtayacaklar ise; tabii ABD'de ya da başka bir Batı ülkesinde bulünâbilîrdi! 24 Öcak 2000'de uluslararası haber ajanst Re- uters, abonelerine, Banu Salman'ın yazdıklannı doğrulayan bir haber geçti. "Yeni modelde sant- rallann mülkiyetinin bu alanda deneyimleri ve uzun • vadeli çıkarfan olan yabancı veya yabancı ortak- lıklara ait" olacağını bildirdi. Dayatmanın açıklandığı gün; Başbakan Ecevit, yazılanlan çok açık bir dille yalanladı. Günlerden perşembe. Günlerden cuma, Bakanlar Kurulu'ndan çıkar- ken Enerji Bakanı Ersümer, basına, "enerji sant- rallan işletme haklannın deviherinin iptali ve diğer önerilerin bakanlıklar arasında yapılacak çalışma- larda değehendirileceğini" açıklayarak Başbakan'ı yalanladı. Bu son olay; bir gerçeği sergiliyor: Hükümet üye- lerinin birbirinden habersiz olduğunu.. Peki ama; övgülerin baştacı uyum nerede? Internet casusluğu belgelendi • Baştarafi 1. Sayfada hazırlayan uzmana göre kamuoyunun "Echeton" diye bildiği dinleme ca- susluğu bütünüyle ger- çek. Her türlü iletişim tek- nolojisi ise dinleme ca- susluğunun hizmetine sunulrnuş durumda: Bil- gisayar, Internet, faks, elektronik posta, hatta şifrelerinin çözülmesi son derece güç iridyum- lu uydu telefonlan bile. Rıporda, Amerikan U- lusal Güvenlik Ajansı OSA),CIAveABDTi- caret Bakanuğı arasında gkli bir birim oluşturul- dığu vr e bu birimin Mic- rosoft, Lotus, Netscape gbi kuraluşlann prog- ranlannın içine belli bir kcdlama yöntemi ile gi- rij her türlü bilgiye eriş- tüleri iddia ediliyor. Üstelik Microsoft. Nrtscape ve Lotus'un bu dıruma bilerek göz yunduklan da raporda iki sürülen iddialar ara- snda. Raporda tntemet'in d dinleme casusluğun- dyoğun bir şekilde kul- laildığı öne süriHüyor. Amerikahlar Inter- nt'te belirledikleri 9 satejık noktadan bilgi- ke ulaşıyorlar. Aynı şekilde denizal- üdan geçen telefon kfololan da gözetim al- nda, özellikle Avru- p'yı Akdeniz'in altın- m Afrika'ya bağlayan klar. Raporda, örgiitlü suçlarla mücadelenın gerekliliğini sürekli ola- rak • vurgulayan ABD'- nin, ticari çıkarlan söz konusu olduğunda nasıl tersi davranışlar içine gi- rebileceği de anunsatılı- yor. Belçika'da yayımla- nan Le Soir gazetesinde yer alan bir haberde de 1977 yılında Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA),CIAveABDTİ- caret Bakanlığı arasında gizli bir birim oluşturul- duğu ve Amerikan şir- ketlerinin yurtdışı iş bağlantılannı ilgilendi- ren tüm bilgilerin NSA kanalıyla bakanlığa ile- tıldıği belirtiliyor. Raporda, 1994 yılın- da Thompson CSF'nin iletişim sistemlerine NSA tarafından girildiği ve şirketüı 40 milyar frank tutannda bir ihale- yi kaybettiği, aynca NSA'nın 1995 yılında Airbus ve Suudi Arabis- tan arasında 200 milyar frank tutannda bir ihale için arabuluculuk yapü- ğı iddiası yer alıyor. Konu ile ilgili göriişle- rinj aldığımız Avnıpa Parlamentosu'ndan bir yetkili, 22 Şubat'ta par- lamentonun Yaym Öz- gürlükleri Komisyo- nu' nda raporun tarüşıla- cağını, ancak nisan ayın- da komisyona sunulan raporun bugüne kadar medyada gündeme gel- memesinin şaşırtıcı ol- duğunu kaydettı. TAEK'ten nükleere yeni adres EBRUTOKTAR ANKARA - Hükümetin karar sü- recini hızlandrnnaya çalıştığı Ak- kuyu Nükleer Santralı ihalesinde Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK), 43 yddır Türkiye'ye gir- meyen nükleer teknolojiye arük ge- çihnesi gerektiğini savundu. TAEK tarafrndan hükümet için hazırlanan raporda. Sinop/lncebu- run'un deprem, elektriksel etüt, nü- fus yoğunluğu açısından nükleer santral için çok uygun bir yer oldu- ğu da belirtildi. Akkuyu Nükleer Santralı ihale- sinde Kanadalı AECL'nin şansı yükselirken, TAEK tarafından ha- zırlanan ve hükümete sunulan giz- li raporda, nükleer santralda ikinci adres olarak Sinop/lnceburun gös- tenldı. Nükleer güç santralının yer Demirel 'TSK parti değildir'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süieyman Demirel, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) ül- kedeki herkesin ordusu olduğunu be- lirterek "TSK bir siyaa parti değfl- dir" dedi. Demirel, kıyak emekliük konusundakı kamuoyu tepkıJenni gö- zönüne alacağım, ancak "bunun,tep- kilere uymak «nlaınma gelmeyeceği- ni" kaydettı. Demirel, Çankaya Köşkü'ndeki kabullerinin ardından gazetecilerin sorulannı yanıtladı. ANAP'uı içinde kendisinin görev süresinin uzanlma- sma yönelik muhalifler bulunduğu- nun anımsanlması üzerine Demirel, "Bu suaDere muhatap değüun" dedi. Demirel, kıyak emeklilik yasasına çok büyük tepkiler bulunduğunu ve bu tepkıleri gözönüne alıp almayaca- ğının soruhnası üzerine, kendisinin her şeyi gözönüne aldığuıı, ancak bu- nun tepkilere uymak anlamına gel- meyeceğinı kaydetti. Süleyman Demirel, Genelkurmay Ue FP arasındaki gerginliğın anımsa- nlması üzerine, Kıtfva'ın kendısıne parti içinden bazı arkadaşlannın par- lamentodan çekilme yönünde düşün- celeri olduğu bilgisini verdiğini söy- ledi. Demirel, Kutan'a parlamento- dan çekilmenin siyasette zeminleri terk etmek anlamına geleceğini söy- lediğini kaydetti. Türkiye 'de paria- mentonun yara almamasını, siyasetin dengelı yapılmasını istediğinı anlatan Demirel şöyle konuştu: "Sryasi tarüşmalar her zaman ikin- ci bir karaktere sahiptir. Saym Ku- tan'm beyanlan ve onun üzerine Ge- nelkunnay'ın ortaya koyduğu bfldiri, bir siyasi parti ile bir ayasi parti ara- suıdaki tarttfma değildir. Çunkü TSK bir siyasi parti değüdir. Türk Si- lahh Kuvvetleri bir tanedir \e muha- fi ve muhalifi Ue herkesin Türk Silab- h Kuv^etfcridir." Sükran Soner *Yanlış yapma lüksümüz yok' Istanbul Haber Servisi - Türkiye için tek umut ışığınm sosyal demok- rasi, insan haklan, kimlik ve özgûr- lük gibi kavramlann yerine oturma- sı olduğu belirtildi. CHP Bakırköy Üçe Merkezi tara- findan düzenlenen 'Kureselkşme ve Tahkim' konulu panele konuşmacı olarak katılan gazetemiz yazan Şfik- ran Soner, küreselleşme ve tahkim konulanm Türkiye'ye getiri ve götü- rüleri açısnıdan değerlendirdi. Türki- ye için tek umut ışığının sosyal de- mokrasi, insan haklan, kimlik ve öz- gürlük gibi kavramlann yerine otur- ması olduğuna işaret eden Soner, "Yanhş yapma lüksümüz yok" dedi. Ortak olma düşüncesi nedeniyle Türk sendikacılığının bile özelleştir- meye karşı çıkmadığına dikkat çeken Soner, ideolojik teslimiyetin ağırhk- lı olarak görüldüğunü ifade ederken, sorunun, filanca kurumun özelleşti- rilmesinden değil, özelleştirmenin ideolojik bir saldın, bir dayatma ola- rak gelmesınden kaynaklandığım kaydetti. Özelleştirmenin devleti çö- kertmesini engellemek gerektiğini belirten Soner, küreselleşme süreci- nin hızlı ve acımasız olacağına dik- kat çekti. Tahkim yasasuun özel hakem ku- rulu gibi görüldüğunü söyleyen So- ner, sözlerine şöyle devam etti: " Tahkim, bir ülkenin hukukunun, yasalarmın geçerii ohnamasıdır. Ne- yin karştsında dûnya hukuku ya da özel hakem? Asıl önemli olan, iç hu- kukumuzun bu hakem karşısuıda et- küı olupolamayacağıdır.Çünkü dûn- ya hukuku konusunda evrensel kn- rallaryok." Kısa dönemli çıkarlarla uzun dö- nemli çıkarlan ayırt etmek gerektiği- ni belirten Soner, önemli olanın top- lum çıkarmı gözetmek olduğunu da kaydetti. seçiminde güvenlik açısından saha- nın uygunluğunun çok önemli oldu- ğu vurgulanan raporda, "Sinop/tn- cebunın sahasmda taşıyıcı kayaç camsı andezit ve bazahtan oluşan angiomeradır. Homojen olmamak- h birtikte bu zeminin taşıma gücü nüJdeer santral inşasına uygundur. Dolayısryia borada herhangi bir sel ve baskm olasıhğ] söz konusu değO- dn*" denildi. Raporda, santrahn ku- rulması planlanan yerde denizin ol- dukça derin bir görünüm verdiği, kıyılarm dik ve denizin derin oluşu- nun soğutma suyunun uzağa gitme- den istenilen derinlıkten alınması- na olanak sağlayacağı savunuldu. Bölgemn, soğutma suyunun sağ- lanması açısından oldukça uygun olduğu kaydedilen raporda şu sap- tamalarda bulunuldu: - Santral yeri, yapüann yerleşti- rilmesi, şantiye alanı ve çalışma olanaklan yönünden de uygundur. - Sinop/lnceburun nükleer güç santralı yeri için deprem, elektrik- sel etütler ve nüfiıs yoğunluğu ba- kımından kabul edilebilir jeolojik yapı, arazi kullanışı, topografya ve kara ulaşımı bakımından iyi ve rad- yoaktivıte dağıhmı bakımından ise çok iyi değerlendirmesi yapılımştır. - Fakat henüz Türkiye Elektrik Üretim lletım A.Ş (TEAŞ), sahası ile ilgili detaylı saha araştırmalan yapmamış ve yer lisansı başvuru- sunda bulunmamışür. Raporda nükleer santralın öne- mıne dikkat çekilirken dünyadaki elektrik enerjisinin yüzde 17'sinin nükleer enerjiden elde edildiği vur- gulandı. Nükleer santralm "gûve- nifir enerji ûretimi, nükleer tekno- lojiye ah>-apı,endüstriye yüksek ka- Kte, ölkeye poütik prestij ve istih- dam" alam sağlayacağı savunulan raporda, Akkuyu'nun seçilme ne- denleri de şöyle açıklandı: - Deprem riskınin az olması, nü- fiıs yoğunluğunun az ohnası, soğut- ma suyunun denizden sağlanması, ağır komponentlerin taşınma kolay- lığı nedenleriyle Akkuyu seçildi. Yer lisansı, 1976'da TAEK tarafin- dan verildi. Tarihsel verilerin ışı- ğmda Akkuyu'da olası en büyük depremin büyüklüğünün Richter ölçeğine göre 6.4 olduğu hesaplan- mıştır. Nükleer santrahn tasanmı ise 30 kilometre uzakuktaki aktıf olmayan fay hattında büyüklüğü Richter ölçeğine göre 8 olan bir depreme göre yapılacakür. - Akkuyu'ya en yakın aktif fay hattı, 160 kilometre uzaklıktaki Ecemiş fay hattıdır. DYP lideri Çfller, fakirleşmenin siyasal istikrarsızüktan daha vahim sonuçlar doğuracağuıı söyledL DİSK 7 ziyaret eden Çiller 'den 'kıyak emekliliğe' tepki 'ÖncesiymUerfedakâHtkyty İstanbul Haber Servisi - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, mil- letvekillerinuı "kıyak emekhü- gl* ile ilgili DtSK'in kaygılannı paylaştıklannı vurgulayarak, "Topmmdan istikrar programı için fedakârhk isteyen siyasüer, bu fedakârhğı kendileri başlat- sn" dedi. DÎSK Genel Başkanı Vahdettm Karabay da gercekle- ri hükümete anlattıklan için sen- dikalar üzerinde baskı kurulma- ya baslandığını ileri sürerek, "Bonlar demokratik ülkelerde ohnayan şeyler. Legal muhalefe- tin "^"•»' Josarsanız, muhalefet yeraltına iner. Hükümet asıl bu nmludefetten korkmahdır ? 'dedi. DlSK Genel Merkezi'ni ziya- ret eden Çiller, hükümetin uygu- ladığı IMF istikrar programına ihtiyaüı bir iyimserlikle baktık- lannı belirterek, Türkiye'nin 3 yıldır yaşadığı hızlı fakirleşme sürecinin sosyal bir istikrarsızlı- ğa neden olabileceği uyansında bulundu. Çiller, toplumun AB yolunda ilerlemesi gerektiği inancıyla STK ve sendikalann konuşan ve uzlaşan bir Türkiye için ülke so- runlanna birlikte el koymalan gerektiğini söyledi. Çiller, IMF kararlanm toplu- mun yeterince tartışmadığmı, bu programlann Endonezya gibi STO'lerin örgütlenmediği ülke- lerde bile tartışıldığını bildirdi. Türkiye ekonomisinin yüzde 5 küçükneyle karşı karşıya oldu- ğunu belirten Çiller, Türkiye'nin uzun yıllann mücadelesi sonucu ilk 20 zengin ülke arasmda po- tansiyel olarak girmişken, kişi başına milli gelir açısından bu- gün 90'mcı sırada olduğunu di- le getirdi.Fakirleşmenin, siyasal istikrarsızlıktan daha vahim so- nuçlar doğuracak sosyal istikrar- Sizlık getireceğı uyansında bulu- nan Çiller, bu nedenle toplumun her kesimiyle diyalog kurma yo- luna gittiklerini bildkdi. DlSK Genel Başkanı Vahdet- tin Karabay da Çiller'in dile ge- tirdiği göriişlere katıldığını be- lirterek, 18 Nisan seçimlerinden sonra kurulan hükümetin kendı içinde istikrarlı görünmesine karşm Türkiye'ye istikrar geti- remediğini söyledi. Karabay, oy aldığı halkm gerçeklerini unutup Türkiye'yi, Dünya Bankası ve IMF gerçeklerine uygun yöne- ten bir hükümetle karşı karşıya olduklarmı belirtti. Dünyamn hiçbir yerinde sen- dikalar ve sosyal demokrat par- tilerin eşyanm tabiaü gereği is- tikrar programlannı onaylama- dığını vurgulayan Karabay, "Bu programlardaV geKrBnin aleyhi- ne otmaştur. Türkjye 18 defa IMF ile yabp kalkmışnr. Sayın Özal, asker desteğine rağmen enflasyonu yüzde 50' nin altına indirememişti'" dedi. DlSK'in, sosyal kaosa gıden Türkiye'de bu uyanlan yapmak zorunda olduğunu vurgulayan Karabay, Türkiye'deki insanlann daha çok fakirleşmeye ve işsiz kalmaya başladıklannı ifade et- ti. Karabay, "Kııru knruya hü- kümete şakşakcı bir destekveren shil toplum örgütü profiK çize- ceksek yanlış yapanz" diye ko- nuştu. Uretime ve istihdama dayan- mayan, yalmzca parasal önlem- lere dayah polıtıkalann ifias et- tiğini dile getiren Karabay, uygu- lanan programın Türk parasmı değerlendirirken ihracat şansını azaltıp, turizmde yatak fiyatlan- nı arttıracağını savundu. Türkiye'nin 3. binyıla yürür- lükteki anayasayla giremeyece- ğini de söyleyen Karabay, insan haklan ve hukukun üstünlüğüne dayah yeni bir anayasaya gerek- sinim olduğunu kaydetti. FP'de sine-i miflet tarbşması SEBAHATKARAKOYUN ANKARA - FP Genel Başkanı Recai Kutan'ın Cumhurbaşkanı Sülevman DemireJ'le yaptığı gö- rüşmede a Baa arkadaşlanmız milletvekilliğinden istifa\i düşü- nüyor" diyerek "ane-imiİfet" teh- didinde bulunduğunun ortaya çık- ması yeni bir tartışma başlattı. Kutan'uı bu çıkışma karşın FP'den sine-i millet konusunda farklı sesler yükseliyor. FP Grup Başkanveküi Bölent Annç, mu- halefetin TBMM içinde yapüma- sı gerektiğini belirterek milletve- killiğinden istifayı doğru bulma- dığmı söyledi. FP İstanbul Milletveküi ABCoşkun da bir tepki ola- rak böyle bir girişimin gün- deme getirüebileceğini, an- cak şu anda buna gerek ol- madığun savundu. FP Kay- seri Milletvekili SaBh Ka- pusuz ise "Eğer her firsat- ta kafamıza gözümüze vu- nılacaksa, sesimiri çıkara- mayacaksaksine-i mület ni- ye düşünühnesin'' diye ko- nuştu. FP Ue Genelkurmay Baş- kanlığı arasındaki gerginli- ğın ardından yaşanan parti içi tarnşma sürecinde Baş- kanhk Divanı ile birlikte is- tifası istenen Recai Ku- tan'ın, Cumhuıbaşkanı De- mirel'le geçen perşembe günü yaptığı görüşmede partisinde milletvekilliğin- den topluca istifayı savu- nanlar bulunduğundan söz ettiği belirtildi. Partisinde bu konuda bir karar alınmadan ve ortak bir görüş belirlenmeden Kutan'nı böyle bir çıkış yapması "tehdtt" olarak yorumlanırken FP'de de ye- ni bir tarnsma başladı. FP Grup Başkanveküi Bülent Annç, milletvekillerinin toplu istifasına karşı çıktı. Annç, "Ben böyle bir tavndoğru buhnam.Böyle bir ka- ran gerekli kılan bir şey yok. Mu- halefet yapüacaksa Mecüs içinde yapıhnah, gerekli mücadele bu ze- minde verümeti" dedi. 'Öyle bir ortam yok' FP İstanbul Milletvekili Ali Coşkun da "Baa arkadaşlanmız ana muhalefet partisi olarakgöre- vimizi yapamayacaksak, olaylar hukukun üstünlüğü çerçevesinde geUşmevecekse, gerguüık giderek ürmanacaksa o «nn»n Mecös'te bulunmanuzm ne anlamı var, di- ye düşünüyor olabilirier. Ancak ben şu anda böyle bir tavn gerek- tirecek bir ortam olduğunu dü- şünmüyorum" görüşünü savun- du. Türkiye'nin geıçeklerini göre- rek, iyi yorumlayarak ve buna gö- re polıtıkalar gelıştırerek müca- dele etmek, muhalefet yapmak gerektiğini kaydeden Coşkun, si- ne-i millet karannın en son aşa- mada akla gelebileceğini söyledi. FP Kayseri Milletvekili Salih Kapusuz ise sine-i millet taruş- masmı gündeme getirmenin bir tehdit olarak değerlendirilmeme- si gerektiğini savundu. Adnan Kahveci Kültür Merikezi açıldı Eski Mahye Bakanı Adnan Kahveci, öiûmünûn 7. yüdönûmûnde anıkfa. Adnan Kahveci'nin doğduğu yer oian Trabzon Köprüfoaşı Da\amşma Derneği'nce restore edüen Adnan Kahveci Kfittör Merkezi, TBMM Başkanı Yıknnm Akbulut ve sanatçı Metin Akpınar, eski miUetveJdfleri ve Köprübasıhlann kadtamryja dûn açüdL Yıldınm Akbuhıt, Adnan Kahveci'yi ülkesmin sorunlannı çözmek için projeier öreten bir poBtikacı olarak anlatirken Metin Akpınar da, Kahveci'nin kursağı temiz nadir poütikacılanlan olduğunu söyledL n G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada ğumuz şu günde" diye başlayan sözlerle yönetil- miş. Gel zaman git zaman, yönetim biçimi oturmuş muntazaman. Sonunda bu ülkede öyie bir istikrar yakalanmış ki, sormayın. Ülkeyi yönetenler zaman zaman bir araya gel- mişler, demişler "Aman dikkatedelim, bu istikrargelmez tekrar." Istikran oluşturan dört kafadan baba aslan, an, güvercin ve kurt, "Biz bir masanın dört ayağıyız, birimiz koparsak istikrar bozulur, memlekette hu- zur bozulur" demişler. Istikrara Bakanlar Kurulu da sevinçle, bunlara hep bir ağızdan destek venmiş: "Ülkenin ne önemi var, mühim olan istikrari" Yöneticiler, ülkedeki ekonomi bozukluğuna son vermek için büyük bir paket hazıriamışlar. "Bu enf- lasyonu" demişler, "adım adırn dûşûrelim, yıllık yüzde 25 'e indirelim. Herayyüzde 2'de tutanz, yı- lın sonunda hedefe ulaşınca, bizden büyüğü yok deyip, atar tutanz." Daha birinci ayın sonunda bakmışlar ki, rakam yüzde 5'in üzerinde. Yönetenler bir araya gelmiş- ler, durumu değeriendirmişler. "Arkadaşlar" de- mişler, "tamam enflasyon yüksek ama, istikrar da yüksek. O zaman niye hayıflanıyoruz?" "Tabiiya" demişler, bir ağızdan söylemişler:.' "Ülkenin ne önemi var, mühim olan istikrar..." Aman istikrar, canım istikrar... Aynlma bizden, gel tekrar tekrar... Dörtlü istikrar kurulu ve istikrara Bakanlar Kuru- lu'nun yanı sıra istikrar meclisi de gidişten mem- nunmuş. "Bu arada" demişler, "Meclis'in gelmi- şindeki, geçmişindeki ve bugünündekilerin emek- lilikmaaşlannda da kıyakbir şeyyapalım." Bir ge- cede yapıvermişler. Halktan büyük tepki gelince bozulmuşlar. Biri demiş ki, "Arkadaşlar, tamam, tepki büyük ama istikrar da büyük." Otekiler "Ta- bii ya" demişler, koroya yenileri de ekleyip hep bir ağızdan demişler: "Tepkinin ne önemi var, mühim olan istikrar..." 'Bırakın bu ayakları' Gel zaman git zaman, "baba aslanın iktidarsü- resi dolmak üzere" demiş zaman. Hemen öteki ayaklar bir araya gelmişter, bir çırpıda zamanı del- mişler. Nasıl olsa aitımızdakilere de anlatınz demiş- ler. An biraz zor durumdaymış, altını tutamıyor- muş. Baba aslansa bir an önce süresinin uzatılma- sı için sabırsızlanıyormuş. El partisiyle seçime gi- ren baba aslan, ne zaman öteki ayaklardan bir s- es çıksa hemen, "Beni çağınyorfar" diyormuş. Halktan da arada bir istikrar ayaklanna karşı ses yükseliyormuş: "Bırakın bu ayaklan..." Ama onlar karariı görünüyormuş. "Arkadaşlar" demişler, "halkta tepki büyük ama istikrar da bü- yük. Bu istikrar uğruna anayasayı bir kere değiş- tinvekten ne çıkar?" "Tabii ya" deyip seslenmiş- ler "Toplumun ne önemivar, mühim olan istikrar..." Ülkenin ekonomisiyle ilgili kararlan da kul-işleri- arası para fonu adında bir kuruluş veriyormuş. Bu kuruluş her şeye müdahale ediyor, hangi kayna- ğın nereye harcanacağını söylüyormuş. Bunun ya- nında bir de gezegen bankası vanmış ki, o da iki— de bir çıkıp "Birazpara verihm ama ülkede ne var- sa benim istediğim kişilere satacaksınız" diyor- muş. Bu kadar dışa bağımlılıktan endişe edenler çık- mış. Hemen bir araya gelmişler. "Arkadaşlar" de- mişler, "tamam, dışa bağımlılığımız fazla ama, is- tikrar da fazla. O zaman niye endişeleniyonız?" "Tabiiya" demişler, hep bir ağızdan söylemişlen "Ülkenin ne önemi var, mühim olan istikrar..." Aman istikrar, canım istikrar... Terk etme bizi, gel tekrar tekrar... Gel zaman git zaman, ülkenin ünlü şairlerinden birinin şiiri de değişmiş, istikrarsülalesine uyarian- mış: Doldurmuş kesesini, koltuğa uzanmış yatıyor. Şu istikrar uğruna, ne ilkeler batıyor! ttalyan koımıtan Türkiye'den aynldı • tstanbul Haber Servisi - Türkiye'deki resmi temaslanm tamamlayan Italya Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Umberto Guarnieri Türkiye'den aynldı. Havaalamnda bir açıklama yapan Oramiral Guarnieri, Türkiye'ye her gelişinde büyük gelişmeler gözlemlediğini söyledi. CHP Kadın Koflan yemeü • A^fKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Kadın Kollan'nca düzenlenen "2000'e merhaba" yemeği dün akşam Ankara Dedeman Otel'de gerçekleştirildi. Yemeğe, Genel Başkan Altan Oymen, Genel Sekreter Tarhan Erdem, eski ve yeni Merkez Yönetim Kurulu (MYK), parti meclisi (PM) üyeleri ve il başkanlannm yanı sıra eski genel başkan Deniz Baykal da katıldı. Yemekte Baykal ve Oymen yan yana oturdular. Yaşar Okuyan Londra'ya gidiyop • tstanbul Haber Servisi - Çahşma ve Sosyal Güvenlik Bakam Yaşar Okuyan, bugün OECD Londra Bakanlar Konferansf nın resmi davetlisi olarak Londra'ya gidecek. BHm ve Ütopya • tstanbul Haber Servisi - Bilim ve Ütopya dergisinin Şubat sayısı çıktı. Derginin bu ayki sayısında Ruşeni Barkm'm Atatürk'e sunduğu 'Din Yok Millet Var' adlı kitabırun geniş bir özeti, Prof Dr. Osman Demircan'm 'Yedi katlı gök kavramı ve evrenin düzeni çalışmalan' başhklı makalesi yer ahyor. Huzur operasyonu f • tstanbul Haber Servisi - tstanbul Emniyet Müdürlüğü'nce tstanbul iü genelinde gerçekleştirilen huzur operasyonunda, aralarında yaklaşık 35 yabancı uyruklunun da bulunduğu 394 kişi gözaltına aündı. Onceki gece 21.00 ile 01.00 arasmda gerçekleştirilen operasyonda çeşitii olaylann sanığı 7 kişi ile hakkmda gıyabi tevkif müzekkeresi bulunan 43 kişi yakalandı. Fenerbahçe'de ötti yunus • tstanbul Haber Servisi - Kadıköy Fenerbahçe sahilinde ölü bır yunus karaya vurdu. Kalamış-Fener Caddesi Pyramid Alışveriş Merkezi karşısındaki otoparkın sahilinde dün sabah saatlerinde karaya vuran yunus, yurttaşlar tarafmdan fark edildi. Boyu bir metreyi asan ve kıyıdan saatlerce kaldınlamayan ölü yunus görenleri uzdü.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear