23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
=28 ARAUK 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 15 Belediye hoparlörü Ramazan'ın bitişiyte birtikte Afyon'un Çay ilçesinde oturan vatandaşlar derin bir "ohhh" çektiler... Çünkü ilçenin MHP'li belediye başkanı Ismail Kökçür, Ramazan boyunca her gün, sabaha karşı 04.00'le 04.30 arasında belediye hoparlörlerinden yayımlattığı dua, ilan, şarkı ve marşlarla vatandaşı uyandınyor ve dolayısıyla oruç tutacak olsun olmasın, bebek, yaşlı, hasta demeden herkesi yatağından fırlaüyordu. Her evde çalar saat çeşitterinin bulunduğu bir dönemde belediye hoparlörünü "sabura kaldırma servisi" amacıyla kullanan MHP'li belediye başkanının icraatının bittiğini sanmayın... llçe pazannın kurulduğu çarşamba günleri "hopariörden dua" yayını bütün hızıyia devam ediyor... Belediye hoparlörierinin dini amaçlarla kullanılamayacağını kim söyiüyorsa (îçişleri Bakanlığı'nın müfettişleri, cumhuriyetin savcılan vb.) Afyon'un Çay ilçesine gitsin, dinlesin! Elektronik posta: denizsom@OJinhuriyeLcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - 2001 özelleştirme yılı olacakmış... "Noel Baba. vılbaşında boşalttığı torbasını Türkive'de dolduracak desenize!" Gençler 'Benim de Sesim Var, Sesimi Duyun' diyor ilgi Üniversitesi'nin başlattığı birproje var... Psikoloji Bolumu oğretim üyelerinden Doç. Dr. Serdar Değirmencioğlu'nun sorumlu- luğundaki projenin adı: Benim de Sesim Var, Sesimi Duyun. Proje, oy kullanma yaşına ulaşmamış 12-17 yaş grubundaki gençlerle, yazı yazabilen 6-11 yaş gru- bundaki çocukları kapsıyor... 1990 nüfus sayımına göre nüfusun yüzde 50'si 22 yaş ve daha gençlerden oluşuyor... 18 yaş ve üs- tündekiler oy kullanarak görüşlerini bir ölçüde yan- sıtabiliyor. Genç nüfusun içinde 6-17 yaş arasındaki çocuk ve gençler, nüfusun yuzde 30'unu oluşturuyor... Ama onlar oy kullanma hakkına sahip değiller... Oy iste- yen politikacılar da çocuk ve gençleri doğrudan mu- hatap almıyor; anne ve babalarına sesleniyor... Proje, nüfusun üçte birini oluşturan çocuk ve gençlerin ülkeyi yönetenler tarafından sorulmayan görüşlerini aktarabildikleri kanallann çok kısıtlı olma- sından yota çıkılarak, kendi yaşamlan ve Türkiye hakkında düşündüklerini Jolaysız olarak kamusal ala- na yansrtabilmelerini amaçlıyor... Bu yansıtmanın muhatabı da yürütmeden sorum- lu en yetkilı kişi Başbakan oluyor, mektuplar "Sayın Başbakan'a" hitaben yazılıyor... Yazılıyor da ne oluyor? öncelikle, çocukların ve gençlerin gerek kendile- ri gerekse ülkeleri hakkında ne düşündüklen belir- leniyor; çocukların mektuplan 23 Nisan'dan önce, gençlerin mektuplan da 19 Mayıs'tan önce birer ki- tapçıkla hem kamuoyuna hem de Başbakan'a su- nuluyor. Projeye katılmanın üç yolu bulunuyor... Birinci yol; www.sesimiduyun.org adresinden mek- tup formuna ulaşılabiliyor. Internet sitesine bırakı- lan mektuplan, proje ekibi dışında hiç kimse açıp ba- kamıyor. Ikinci yol; bilgisayar ortamında yazılan mektuplar elektronik postayla benimdesesimvarO sesimidu- yun.org adresine gönderilebiliyor. Üçüncü yol; kalemle kâğıda yazılmış "klasik" mek- tuplar Benim de Sesim Var Sesimi Duyun. Istanbul Bilgi Universitesi Kuştepe-lstanbul adresine ppsta- lanıyor. SESSÎZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE Neyzen Tevfik'in doktorlarla arası Neyzen Tevfik'e doktor içkiyi •.yasaklamıştı. Peyami Safa, üstadı ziyarete gittiği zaman odanın bir köşesinde büyük bir fıçı şarap gördü: - Bu ne bre, üstat? diye sordu. Hani sen artık içmeyecektin? Neyzen cevap verdi: - Ne yaparsın oğul, içmezsem kuvvetten düşüyorum. - Peki, içkinin faydası oluyor mu? - Ne diyorsun, olmaz olur mu? Mesela bu fıçı buraya ilk geldiği zaman yerinden kımıldatamıyordum, şimdi iki elimle kaldırabilirim... , Ahmet Refik'in ölümünün yıldönümüydü. Yeşilay üyesi bir doktor heyecanlı bir söylev çekerek: - Işte, dedi, bu üstat da bir içki kurbanıdır. Neyzen Tevfik yanındakinin kulağına fısıldadı: - Bu doktoriar da çok mütevazı oluyor. İçki kurbanlarını sayıyorlar da kendi kurbanlarını hiç ağza almıyorlar! Bir gün doktor, rakıyı bırakmazsa öleceğini söylediğinden, Neyzen Tevfik bir müddet mayna edip bunu herkese ilan etti. Fakat çok geçmeden onu yine sarhoş gören bir dostu sordu: - Yahu, hani içmeyecektin? Hani rakı sana men edilmişti? - Evet ama mani zail oldu. - O da nesi? - Rakıyı men eden hekim öldü! (Neyzen Tevfik; Yaşamı, Sanatı, Yapıtlanndan Seçmeler. Bilgi Yayınevi) "Devlet GiPdi" UĞUR CANKOÇAK AB'ye mi girdi? ABD'ye mi girdi? Ne zaman girdi? Nasıl girdi? Telaşlanmayın. Cezaevle- rine girmiş!.. Bu bir gazete manşeti. Hem de nal gibi harflerle ve tam 8 sütun. Ülkemizin tirajı yük- sek gazetelerinden biri ce- zaevlerioperasyonunu okur- larına böyle sunuyor. Renkli fotoğraflar, şiddeti alkışlayan ana başlıklarla, kan ve ölüm kokan bir gazete... "Devlet girdi" başlığı beni çok düşündürdü. Bir kere ga- zeteyi hazırlayanların aklına devlet deyince, asker, polis, jandarma geliyor. Şiddet, si- lah, cop, sopa, yaralama, bel- ki ölüm. Devlet bu demek mi? Bir de cezaevi ne demek? Devletin dışında bir şey de devlet oraya askerini, polisi- ni, jandarmasını yollayarak zorla mı giriyor? Cezaevleri devletin kurum- larından biri değil mi? Tıpkı polis karakolu, tapu müdürlü- ğü, defterdarlık gibi devletin kurumlanndan biri değil mi? Efendim devlet 1991 yıhndan beri -bazılanna göre 1994- ce- zaevlerine giremiyormuş. Bu iddia doğruysa devlet yok de- mektir. Ya da daha doğrusu bir söyleyişle devlet isterse var oluyor, canı isterse yok oluyor demektir. Tüm yurttaşlann bu akıl dı- şı, yasadışı keyfi uygulama- ya karşı çıkmaları gerekir. He- le gazete çıkartmaya, yazı yazmaya kalkışan yurttaşla- nn şiddeti, kanı alkışlamak yerine yasadışılığı vurgula- yıp, tüm sorumlular -en baş- ta siyasi sorumlulann- hakla- nnda kovuşturma açılmasını istemeleri gerekir. Belki de bilerek, isteyerek, bir politik karar gereği ceza- evleri başıboş bırakılmıştır. Yoksa devletin aczinden ötü- rü değil. Nasıl olsa bir kahra- man çıkar bunların anasını beller anlayışıyla hareket et- memiştir. Ve günü geldiğinde de kendi kahramanını kendi yaratmıştır. Oysa Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir anayasası ve binlerce de yasası vardır. Ce- zaevleri, tutuklular, hüküm- lüler konusunda, yasalar, tü- zükler vardır. Ama bu yasa- lar yürüriükte olmalarına rağ- men uygulanmaz. Neden? Işte tüm sorumlu yurttaşlann bu konuda kafa yormaları ve olaylan denetlemeleri gerekir, şiddeti alkışlamak yerine... Ben yetmişli yıllarda üç ay- rı cezaevinde yattım. Ceza infaz yasasını yaşayarak öğ- rendim. Devlet cezaevine koyduğu yurttaşın canından, sağlığından sorumludur. Onu yedirerek, içirerek sağlığını koruyacaktır. Onu topluma kazandırmak için işlikier ku- rarak, orada çalışmasını, ze- naat öğrenmesini sağlaya- caktır. Yasaya göre cezaev- lerinin tümünde işlik zorunlu- dur. Ve hiçbirinde yoktur. Devlet cezaevlerindeki yurt- taşlann iaşesinden -yani ye- meğinden- sorumludur. Kır- şehir'in Kaman ilçesi ceza- evinde mahkûmlara günde bir ekmek, haftada bir paket sana yağı, haftada bir çay bardağı dolusu kuru çay yap- rağı verilirdi. Devletin mah- kûmlara verdiği iaşe buydu. Mahkûmların sağlığı böyle sağlanırdı!.. Mahkûmlar ko- ğuşlarda kendi yemeklerini kendileri yaparlardı, malze- meler gardiyanlar tarafından pazardan alınır, getirilirdi, jan- darma da seyrederdi. Para- sı olan mahkûm, etini seb- zesini, tatlısını, tüpünü, ten- ceresini, tavasını getirebilirdi. Parası olmayanlar ise, para- lıların hizmetkârı olurdu. Ya- ni bildiğiniz piyasa ekonomi- si (!) Koğuş sistemi kötüy- müş, neresi kötü? Bir kere düzenimiz içerde de sürüyor. Ikincisi ne yani mahkûmları devlet mi besleyecek? Hem de herkese aynı yiyecek... Yoksa siz komünist misiniz nesiniz? F tipine konabilirierse şayet, Nurişlerin, Çakıcılann yemek- leri "Antep sofrası "ndan, "fîe- suloğlu'ndan getirilecek, jan- darmalar seyredecek, gardi- yanlar dağıtımını yapacak, di- ğerlerine günde bir ekmek, haftada bir paket sana ya- ğı... Yurttaşlar eşittir mi dedi- niz? "Eşitlik herzaman adilde- ğildir" diye buyurmadı mı Baş- bakan!.. F tiplerine konulan siyasi mahkûmlar, arbedede yırtı- lan giysileriyle yan çıplak va- ziyette betonda yatıyorlar- mış. Açlık grevindeler diye yi- yecek ve su da verilmiyor- muş. Devletin değil de yurt- taşların bilgilerine sunulur. Özellikle de şiddete şehvet- le alkış tutan gazetecilerin bil- gilerine. İZMİR 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN Esas Sayı. 2000/657 Davacı Günay Altay vekili tarafından davalılar Bayram-Şerife-Fat- ma aleyhlenne açılan tapu iptali davasının yapılan duruşmasında ve- nlen ara karan gereğınce, Davahlar Bayram (Alı oğlu)-Şenfe (Alı kı- zı)-Fatma'nın (Alı kızı) tüm aramalara rağmen bulunamadığından adına duruşma gunünun ilanen teblığ yaptınlmasına karar venlmış ol- makla duruşma günü olan 22 02.2001 tanhınde saat 09.30'da Izırur 7. Aslıye Hukuk Mahkemesi duruşma salonunda hazır buluıunanız ve- ya kendınızı bir vekıl ile temsıl ettırmenız, aksı takdırde davaya gıya- bınızda devam edileceği ve hükünı verileceği davetiye makamına ka- ım olmaküzere ilan olunur. 19.12.2000 Basın 77939 HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ igulgec(a yahoo.com KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak(a turk.net ÇİZGÎLÎK KÂMtL MASARACI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 28Aralık WSINEMA GOSTER1S/.. 189S'TB BU6ÜN, DÛNVADA İLX K£Z, HALM SfNC _ MA SOSmgİS/ YAPILOt. FÜANSIZ AUGUSTE VB *j L0U1S LUMIERE KARDE$LBH, PARİS'TB,CAPU. CJNBS BULVAIll'NCAICİ"68AN0 CAFİ'PE SU GÖSTE&Yf DÜ2ENLEMİŞI&İ, KENDİ YAPTIKUA- Hl StNEAAA 6CSTERİCİSİYLE Sİ&İAÇ KfSA FİL- M OYNATMlŞLARPI. SALCNÜAKİ t2O JCOITV/C. TAN 25 77İNESİ OOUSYDU- "LA OOTAT <SARl'. NA GİRBN 7K£H", "BESEKLSRİN KAVGASl) 'SÜ. LANAN SULAYIC/*Gİ6İ FİLML£R İZi£VİCİL£K- DE HErecAN YABATMIŞTI. DAHA SONHAkJ GÜNLER SALOhl OOLUP TAŞACAK, SEANSLAR SABAHTAN AKÇAMA p£6lN SÜRPUIZÛLe- CEKTİ. BU GÖSrrE&LEJ? SİNEMA ÇA61NIM BAŞLAN&lClNI ÜJ SARIOĞLAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2000/19 Davacı BOTAŞ vekilleri Av. Nezdh Çelikağ ve Av. Mehmet Temel ile davalılar Hatice Bozkaya ve diğerlerinin aralannda mahkeme- mızde göriilmekte olan kamulaştırma davasında verilen ara karan gereğince; Kayseri ih, Sanoğlan ilçesi Palas kasabasından davalılar Izzet kızı Ayşe Çakır, Mehmet ve Fatma Dedeoğlu ve Asuman Ergenoğlu'nun adresı temin edilemediğı ve tebligat yapılamadığuıdan, adı geçen davalılara mahkememizce ilanen tebligat yapılmasuıa karar verilmiş olmakla; Izzet kızı Ayşe Çakır, Mehmet ve Fatma Dedeoğlu ve Asuman Ergenoğlu'nun duruşma günü olan 15 03.2001 tarih saat 09.45'te mah- kememızde hazn- bulunmalan veya kendılennı bir vekılle temsil ettirmeleri, aksi takdirde yargılamaya yokluklannda devam edıleceğı ve mevcut duruma göre karar venleceği, duruşma günü ve dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın 77946 DÜZ ÇİZGİ UMİT ZİLELİ Sevr GepçekleşiyorL Bayram rehaveti ile neredeyse gozden kaçınyor- dum... Halbuki, üçü de birıncı sayfada alt alta dizilmişti; biri manşetten, diğer ikisi hemen altta tek sutundan adeta haykınyordu!. Üstelik üçü de birbinnı fena hal- detamamlıyordu!.. Hiçbirköşeyazısı. konferans. pa- nel, televizyon programı, 2001 'den itibaren hangi fe- laketlere doğru doludizgın koşaçağımızı bu üç haber- den daha çarpıcı anlatamazdı!. Önce salı günkü Cum- huriyet'in manşetine bakalım: - Başbakan Ecevitaçıkladı:2001 özelleştirmeyı- lı... Ecevit, Türkiye'ye ilk kez 10 mHyar dolar gibi bir ekonomik yardım yapıldığını kaydederek, "Bu da Türkiye'nin ne kadar güvenirlik içinde olduğu- nu gösteriyor" dedi. Bu manşetın altında Devlet Bakanı Yalova'nın açık- laması yer ajıyordu. 0 da şöyle: - Yalova, Özelleştirme IdaresiBaşkanlığı'nı "Da- rûlaceze"ye benzetti!.. Bakan Yalova, "Özelleştir- me Idaresi müflis hale gelmiş kuruluşlardan 165 trilyon lira yük üstlendi" dedi. Yalova aynca özel- leştirme kavramının suiistimal edildiğini, bunun en akla gelen örneğinin "peşkeş çekme" olduğunu belirttiL Özelleştirme Idaresi Başkanlığı'nın bağlı olduğu bakanın bu ıtırafının hemen altında da illegal bir özel- leştirme haberi vardı!. Onu da okuyahm: - Bormadenleri satılıyor... Hükümet, IMF'ye ver- diği niyet mektubu doğrultusunda Eti Holding, ŞekerFabhkalan A.Ş. ve MKEK'nin özelleştirme- sinıöngördü. Böylece Eti Holding'in, stratejik ma- den olan borlarla ilgili olarak hiçbir aynma gidil- meksizin özelleştirme kapsamma alınacağı orta- ya çıktı. Hukuka aykın bu durum yasalarda deği- şiklik yapılarak giderilecek!.. Yalova'nın itıraf ettiği "peşkeş" bu olsa gerek!.. • • • Şimdi, bu haberienn satır aralarını okuyalım... Öncelikle Ecevit'in 10 mılyar dolarlık IMF borcu ile • ilgili söyledıkleri maalesef hiç inandıncı değil!.. Tam birteslimiyet belgesi olan "ek niyet mektubu" için IMF değil 10, 50 milyar dolan bile gözden çıkanrdı!. Bu anlaşmayla birtikte Türkiye haberieşme, ulaşım ve enerji gibi tum stratejik sektorlen de çokuiuslu şirket- lere devretmeye hazırianıyor!. THY, Telekom, Makıne Kimya, Şeker Fabrikaları A.Ş., şimdi de bor madenlerinin işletme hakkını elin- debulunduran Eti Holding... Tümünüen kısasure için- de peşkeş çekmek üzere yasal düzenlemeler kılıfına uyduruyor!.. Üstelik, bu satışlardan elde edılecek gelir, özelleş- tirmeden sorumlu bakan Yüksel Yalova'nın itıraf et- tiği gibi borçların ödenmesinde kullanılacak. Yani Ba- tılı dostlarımız bir cebınden çıkardığı dolarian diğer cebine aktaracak!.. Ek niyet mektubunda daha neler var neler; Merkez Bankası'nın para politikası üzerindeki denetimınin or- tadan kaldırılması ve meydanın uluslararası para spe- külatörierine teslim edilmesi var, çalışanlann tam an- lamıyla sefalete mahkûm edilmesi var, tanma yapı- lan tüm desteklerin kaldırılması var, küçük ve orta öl- çekli işletmelerın ortadan silinmesi var... - Niyet mektubunun Sevr Antlaşması'ndan nefar- kı var?!.. • • • Bitmedi, daha ağırı da var!.. Baskın Oran iki hafta önce Cumhuriyet'te yayım- lanan "Küreselleşme: Ne Yapmalı?" başlıklı dızısin- de, Sevr Antlaşması'nın 232. maddesinden söz edi- yordu. Madde şoyle: - Her yıl Osmanlı Parlamentosu'na sunulacak bütçe, ilk önce Maliye Komisyonu'na sunulacak ve komisyonca uygun bulunan biçimde pariamen- toya gönderilecektir. Burada yapılacak değişkilik- ler, komisyonca uygun bulunmadıkça yürürlüğe girmeyecektir. Osmanlı Imparatorluğu'nun bütçesine karar veren Maliye Komısyonu'nun kimlerden oluştuğu da Sevr Antlaşması'nın 231. maddesinde açıklanıyordu: - Ingiltere, Fransa ve Italya'nın birer temsilcisin- den oluşan kurul!.. 80 yıl sonra, IMF Türkiye Masası Şefi Cario Cot- taretli, IMF'nın artıkTürkiye'nin bütçesine "tas/ak" aşa- masında değil, "hazırtık" aşamasında mudahıl olaca- ğını açıkladı. Yani Türkiye Cumhuriyeti butçesı TBMM'ye sunulmadan önce IMF'ye gidecek, orada uygun bulunduğu biçimıyle Meclıs'e sunulacak. Ay- nen Sevr Antlaşması'nın 232. maddesinde olduğu gibi!.. Tabii, bugünkü "Düyun-u Umumiye" üyeleri değışti, artk Ingiltere, Fransa ve Italya'nın esamisi okun- muyor, büyük patron ABDL Mustafa Kemal, "Gençliğe' Sesleniş"'mde şöyle diyordu: "... Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatle- rini müsteviilerin Çtstilacılann) siyasi emelleriyle tev- hit edebilirler (birleştirebilirier)." - Ne dersinız?!.. Eposta: uzileli a ixir.com Faks:(0 212)287 42 41 B U L M A C A SEDAT YAŞAYA* SOLDANSAĞA: 1/ Ihtimal. 2/ Tarla,bağ,bah- ' çe gibi yerler- 2 den toplanan üründen arta- kalanlar... Sert bir içki. 3/ Tü- mör... îstavrit balığının küçü- ğü. 4/ Karahın- dibanın sebze 8 olarak yenen g yapraklan... Yemek. 5/ Üti tarla ara- sındaki sınır... Benzer 1 yapıdaki hücreler top- 2 luluğu 6/ tçine küçük 3 çakıl taşlan gibi tane- 4 ler konulan ve vurma- hçalgı olarak kullanı- g lan boş ve kuru kabak. 1 2 3 4 5 6 7 8 7/ tçel'in bir ilçesi... Bonı sesı. 8/ Aşın şış- man.. Pullann sakla- nıp korunması için özel olarak hazırlanmış karton say- falar. 9/ Soyıından gelinen kimse... Özsu. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kıymayla yapılan bir tür sebze yemeği. 2/ An- talya'nın bir plajı... Bir elektrohz aygıtındaki artı kutup. 3/ Utanç duyma... Tahta perde ya da tahta bölme. 4/ Divan edebiyatında ıçkı ve içki âleminin övülerek anlatıldığı manzum yapıtlann genel adı. 5/ "Ayhan — " Sinema oyuncumuz... Koyun yav- rusu. 6/ Radyo dalgalannın yankısını alarak cisim- lerin yerini ve uzakJığıru belirleyen aygıt. II Karak- ter... Osmiyum elementının sımgesı... Bir nota. 8/ Yiğıt... Evde ya da odada saygıdeğer kışilerin otur- duğu baş köşe. 9/ Kocaelı iİinde tunstık bir belde.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear