23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 EKİM 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA Gereken yapılıyor Egebank'ın sahibi Yahya Murat Demirel, tutuklan- madan az önce avukatları- na sormuş: "Amcamın tutuklanaca- ğımdan haberi varmı?" Avukatlan, "Evet var" de- yince, Yahya Murat [Demirel üsteliyor: "Peki ne yapıyor?" Avukatlar, yanrtlıyor: "Gereken yapılıyor." Aradan iki gün geçiyor. Yahya Murat Demirel'in am- cası 9. Cumhurbaşkanı Sû- leyman Demirelı ombuds- man yapmak içın özel çaba harcayanAdatet Bakanı Hik- met Sami Türk Egebank iddianamesinı hazırlayan DGM Savcısı hakkında so- ruşturma açtınyor. Ister istemez akla şu so- ru düşüyor: "Gereken mi yapılıyor?" ISIK KANSU Azınlık demokratıözgürlük tutkunu, demokrasi havarisi, sorumluluğunu üstlendiği Turizm Bakan- lığı'nı kapatarak özeileştirilmesini önere- cek kadar "sivil" Erkan Mumcu'nun de- mokrasi tanımı ne? Erkan Mumcu'nun Bilişim Fuan'nda dü- zenlenen bir panelde yaptığı konuşmayı Milliyet'ten Meral Tamer köşesıne aldı. Mumcu, artık üretimde de, tüketimde de kitlenin değil bireyin öne çıktığından söz ederek, "Tek başına üretim bir inisiyatif birimi de. Her üretilen şeyi önüne kondu diye tüketmeyi reddediyor. Kendi talebini kendisi dizayn ediyor" demiş ve sadede gelmiş: "Bugün yeni bir sistem yaklaşımı geliyorbütûn dünyada. Bu yeni sistemde bilgiveşeffaflıkesas. Herbirbireyi, birüre- tim ve karar birimi oiarak yeniden tanım- layan yeni ekonomi, bana göre ister iste- mez ulus devletin sınıriannı zorlayacak ve azınlıkdemokrasilerininyolunu açacaktır." Erkan Mumcu'nun, ulus devlet sınıria- nnı zoriayan 'azınlıkdemokrasisi'ni çok şü- küryaşıyoruz. Araştırmacı Mustafa Sön- mez'e göre, nüfusun yüzde 1 'lik kesimi- nin geliri Türkiye'nin yüzde 45'inin geliri ile eşrt düzeydeymiş. özgüriükçü Erkan Mumcu'nun "azınlık demokrasisi" bu olsa gerek. Egebank'ı hortumlamaktan tutuklu eski Cumhurbaş- kanı Süleyman Demirel'in yeğeni Yahya Murat Demirerın Hazine'ye, dolayısıyla halkın sırtına devrettıği batık 642 trilyon li- ra; ayda 500 milyon ile 200 milyon arasın- da gelirle geçinrneye çalışan alt-orta ge- lir grubundaki 1 milyon 284 bin ile 3 mil- yon 210 bin ailenin gelirine eşit. Demok- rat Erkan Mumcu "azınlık demokrasisi" ile bu gerçeği vurguluyor olmalı. Türkiye'de- ki kimi "birey"\er, dünyanın en zengin ki- şileri arasına girme başansını gösteriyor. Sivil toplumcu Erkan Mumcu'nun "azın- A/coemoAraata'tkırtıkrişliyordernek. Dün- ya Bankası'nın Dünya Kalkınma Göster- geleri 2000 raporuna göre, gelir dağılımı iyi olan ülkelerden en düşük gelirli yüzde 10 ile en yüksek gelirli yüzde 10 arasın- daki gelir farkı 4 katta kalırken, Türkıye'de- ki bu fark 14 kata ulaşıyormuş. Vizyon sa- hibi Erkan Mumcu'nun "azınlık demokra- s/s/"nde azınlık, çoğunluğu işte böyle ye- ner. Niye kızılıyor ki? Mutlu azınlık demok- ratı Erkan Mumcu, azınlığın özgürlüğünü savunacak elbette. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, SSK ve Bağ-Kur ile ilgili ya- salardadeğişikiiköngören karamame- yi onayladı. Kararnameler apar topar aynı gün yayımlanan mükerrer Res- mi Gazete'de yayımlandı. Ertesi gün de bu kararnamelerin dayandığı yet- ki yasası Anayasa Mahkemesi tara- fından iptal edildi. Onaylanan karar- name Anayasa Mahkemesi'nin geç- mişte vermiş olduğu karaıiara bakı- lırsa yürürlükte kalacak. Ancak, Ana- yasa Mahkemesi'ne bir iptal başvu- rusu yapıldığı takdirde kararnameler de iptal edilecek. Dileriz Anayasa Mahkemesi'ne baş- vurulur da kararnameler iptal edilir. Çünkü, kararnameler milyonlarca iş- Sosyal güvenliğin ruhuna fatiiıa çi ve esnafın sosyal güvenlik hakkı- na darbe indirmeye dönük hükümler içeriyor. Yalnızca bir örnek: Kararna- meler ile SSK'nin sağlık hizmetleri özelleşecek, paralılaşacak, SSK has- taneleri özel şirket hastanelerine dö- nüştürülebilecek. Eski SSK Genel Mü- dürü Kemal Kjlıçdaroğlu'nun da ka- rarnamelere ilişkin kimi saptamalan var "Kararname ile SSK başkanı ile iki genel müdüryardımcısı her an de- ğiştiıilebilecek. Uçyılsüre içın SSK Yö- netim Kurulu'na atanmış olanlann gö- revsûrelerisona erecek. Karamamey- le kazanılmış haklar kamu görevtileri- nin ellerinden alınmış olacak. Vali ve belediye başkanlan SSK'nin sağlıkiş- letmelerine dönüştürülecek olan sağ- lık tesislerinin yönetim kurulunda yer alacak. Böylece, Çalışma Bakanı Ya- şarOkuyan, biryandan bineyakın be- lediye başkanını SSKprim borçlannı ödemedikleri için icraya verirken, bir yandan da onlan SSK sağlık işletme- lerinin yönetim kuruluna almış olacak. SSK teftiş kunılu, sigorta teftiş kuru- lu başkanlan, birinci hukuk müşaviri, genel müdûr ve daire başkanlannın ta- mamı, şahsa bağlı kadroya aktanlacak. Böylece, bu makamdakilergörevden alındıklan takdirde yargı yoluna baş- vuramayacaklar. Karamame ile aynca, süresinde sigortalı işçiyi SSK'ye bil- dirmedikleri için haklannda ceza ya- zılan işyerisahipleriaffedilecek. Bağ- Kur'un gösterge tablosunda değişik- iik öngörütüyor ki, bu hûküm ile mali yükûmlülük getirilmiş oluyor. Oysa, Sayın Cumhurbaşkanı kimikararname- leri mali yükûmlülük getirdikleri ge- rekçesiyle veto etmişti." Kısacası kararnameler, ne işçinin, ne de SSK çalışanlannın yararına. Sessiz kalan, yeterince tepki göster- meyen Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu, Türk-lş, Hak-lş ve DİSK temsilcilerinin gözleri aydın ol- sun. ISSIZ ODA YAZILARI VEDAT ÖZDEMİROĞLU Az Sonra! Şok, şok, şokL. Ermeni ta- sansını ABD Meclisi'nin gün- demine Amerika'daki Ermeni lobisinin değil Türk lobisinin soktuğu öğrenildi!.. Siyasal ve diplomatik çevrelerde müthiş yankı uyandıran bu gelişmeyle ilgili oiarak bir yetkili şunları söyledi: "Bilindiği gibi Ermeni tasan- sına karşı Türkiye çok sert ön- lemleralmaya hazırtanıyor... Mi- silleme oiarak ABD'nin Inciriik NATO Üssü'nden Kuzey Irak'a yönelik uçuşlanna izin verilme- mesi, Kuzey Keşif uçuşlannın süreslnin uzatılmaması, Birleş- miş Milletlerambargosuna rağ- men Bağdat'a tıbbi malzeme gönderilmesi, Kızıldehli soykın- mının kınanması ve Irak'a büyü- kelçi atanması düşünülüyor... Yani, normalkoşullarda, bağım- sız bir ülkenin yapması gere- kenler bu tasan yüzünden ya- pılacak... Komşumuzlrak'ta ilaç- sızlıkyüzünden kınlan halka, sırf Amerika 'ya inat olsun diye yar- dım edilecek... Sanıyoruz, bu gelişmeleh hesaplayan ve Tür- kiye'ye bağımsız bir tavır ka- zandırmak isteyen ABD'deki Türk lobisi, bu amaç doğrultu- sunda tasanyı gûndeme getir- di!.. Az sonra!.. Süleyman Demirel'in, "Fı- rat kıyısındaki koyunu" yediği belirtildi!.. Eski cumhurbaşka- nının, siyasal hayatı boyunca adilliğini vurgulamak için sık sık sarfettiği "Fırat kıyısındaki ko- yunun bile hesabın soranm" sö- zünde adı geçen koyunu, yak- laşık 2 yıl önce, bir Egebank zi- yaretinde, yeğeni Murat De- mirel'le beraber yediği öğre- nildi!.. Demirel konu hakkında "Ben o koyunun Fırat kıyısın- dan olduğunu bilmiyordum, bil- sem yemezdim!.. Zaten artık küreselleşme çağındayız, sınır dışına çıkıp, Iskoçya'dakikop- ya koyunun hesabını sormamız laztm... Murat için referans mek- tubu yazdığım doğrudur, ama hınzırbenden o mektubu 'Ban- kada güvenlik elemanı oiarak çalışacağım' diyerekaldı, iş bul- sun diye yardım ettim... Banka sahibi olacağını bilsem yazmaz- dım... Kamuoyuna duyuruyo- rwn. Egebank hortumuyla hiç- bir ilgim yoktur, beni Hortum Süleyman 7a karıştırmasınlar... Hıçbir zaman yakınlanma ayn- câık tanımadım, hepsine eşit mktarda destek oldum, hepsi eşt miktarda kazandılar" şek- lirde açıklama yaptı!.. Az son- ra.. Ecevit dürüstlüğü bıraktığı- nıaçıkladı!.. Her zaman 'dürüst licer' kimliği ile öne çıkan Baş- bikan Ecevit, "Sadece dürüst- fCkten değil, öztürkçe'den de v&geçiyorum, vurgun için tüm frtkân ve ihtimalleriseferberet- tin... Artık dürüstlük yok, vur- gun var; olanak ve olasılıkyok, imkân ve ihtimal var" şeklinde konuştu... Ecevit'in, şok yara- tan bu karara, kararname kriz- leri nedeniyle sık sık ters düş- tüğü Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in anketler so- nucu halkın gözünde 'en gü- venilirmakam' çıkmasından ve de Sezer'in konuşmalarında öztürkçe'ye yoğun oiarak yer vermesinden sonra vardığı be- lirtendi... Yakın çevresine "Ar- tık Sezer, ne yaparsa tam tersi- ni yapacağım" dediği öğreni- len Ecevit'in, günlerdir nasıl yot- suziuk yapılacağını öğrenmeye çalıştığı, sonunda çok cins iki adet kediyi devlet parasıyla sa- tın almaya niyetlendiğı ileri sü- rüldü!.. Az sonra!.. Murat Demirel, Egebank sa- yesinde zengin olduğunu ka- bul etti... Yeğen Demirel sor- gusunda şunlan söyledi: "Evet, Egebank sayesinde zengin ol- dum, ama bankayı soymadtm, usulsüzhiç birşeyyapmadım... Bilindiği gibi bu bankayı kurar- ken cebimde sadece beş bin dolar vardı... Satın alınca, bu parayı hemen Egebank'a yatır- dım veyasal faiz işledi... Hiçbir harcama yapmadım, bankada yatıp kalktım, çay ve simitle ida- ne ettim, sonunda bubeş bin do- lar bir servet haline geldi... Ak- lımı kullandıysam, tasarrufyap- tıysam bu suç mu?. Arkamda bi dayım olsa başıma bunlargel- mezdi!.." Az Sonra!.. Sosyal demokrasi için tehli- ke sinyali!.. Türkiye'de araştır- ma yapan dünyaca ünlü siya- set uzmanları, ülkemizde 'iki parçalı tek sosyal demokrat ta- banın bulunduğunu' belirttiler... Bir uzman, "Bu parçalanma çok fena bir durum, böyle giderse Türkiye'yisarsacakşiddetlisos- yal depremlerin olması kaçınıl- mazgörünüyor"ded\... Az son- ra!.. Harun Doğan kendini sa- vundu... Sydney Olimpiyatla- n'nda mindere çıkmayan gü- reşçi Harun Doğan "Banayan- lış bilgi verildi, ben Rus rakibi- min güreşçi olduğunu bilsey- dim, çıkargûreşirdim. Ama ba- na 'Kurallar değişti, çıkıp bu Rusla Rus ruleti oynayacaksın' denildi... Kim dedi, hatırlamı- yorum... Bu bilgi üzerine min- dere çıkmadım... Aynca ayyıl- dızlı mayoya ihtiyacım yok be- nim, sırtımda doğuştan ayyıl- dızşeklinde birdövme var, kim- se art niyet aramasın" şeklinde konuştu... Az sonra!.. Terim-Gori krizi çözüldü!.. Terim'in Italya'da kalacağı, fa- kat Gori'nin Türkiye'ye gelece- ği açıklandı... Gori "Türkiye, pa- rasına güvenerek şımanklık ve küstahlıkyapmak isteyenleriçin bir cennetmiş, tam bana göre bir yer" dedi!.. Az sonra!.. Flaş Saygısızlık! Bir Demet Tiyatro'nun son bölümünde, dizinin tüm oyun- ulannın, çalışma arkadaşlan rahmetli Gürdal Tosun'u an- ıklan birsahne vardı... Fakat bu duygusal final sahnesi bc- unca, bıktıncı şekilde, defalarca sözde "Flaş Haber" altya- ısı geçti... Ve gözünü reyting bürüyenlerin sanatçıya ne İ edar değer verdiklerini bir kez daha izlemiş olduk!.. Şekep portakalı Şeker Portakalı Eğitim Koopera- tifi, 1998 yılı başında Batıkent'te kuruldu. Kooperatifin çalışmaları akademik bir amaç taşımıyordu, yardıma muhtaç olanlara dönük sosyal girişimlerde de bulunmu- yordu. Peki kooperatifi kuranlar kimlerdi, ne yapmaya çalışıyorlar- dı? Kooperatif yöneticileri kendile- rini ve amaçlarını şöyle tanımlıyor- lar "Biz, anneyiz, babayız, öğret- meniz, memuruz,işçiyiz. Yani ya- şamın içinde uygulayıcılar oiarak yer alanlanz. Temel amacımız, ül- kemizin insanlannın ve çocuklannın mutluluğuna katkıda bulunmaktır. Çocuklarımızın eğitimi, yaşamımı- zın en önemlialanıdır. Çocuklanmız, ülkemizin ve dünyanın gelecekteki yurttaşlarıdır. Onlar tarihı yarata- caklardır. Çocuklanmız, gelecekte- ki anneler ve babalardır, onlar de kendi çocuklarını eğiteceklerdir. Çocuklanmız, büyüyünce eksiksiz yurttaşlar, iyi anne ve babalar olma- lıdır. Ama hepsi bu değil. Çocukla- nmız bizim yaşlılığımızdır, kötü bir eğitim bizim gelecekteki acımız, gözyaşlanmızdır. Başkasına karşı, ül- kemize karşı suçluluğumuzdur." Kooperatif kurulduğundan bu yana 25 kişilik bir ebeveyn grubu- na "anne-baba" eğitimi verdi. Ay- da birmüzik etkinlikleri, öğretmen- lerin, aydınlann katıldıkları konfe- ranslardüzenledi. Kooperatif, yal- nızca atık kâğıtlann toplanmasın- dan gelen gelirte de yarın bir ço- cuk kütüphanesi açıyor. 1998'de ya- şama veda eden kooperatif kuru- cularından Tülay Çakır'ın adına kurulan kütüphanede 300 dolayın- da ansiklopedi ve yardımcı ders kitabı, 1200 dolayında da öykü, ro- man, şiir kitabı bulunuyor. Çocuk- lann kitap okuyabilecekleri, ders çalışabilecekleri koca bir kütüpha- ne anlayacağınız... Kooperatif üyeleri, adı üstünde şeker gibi işler yapıyoıiar. Ellerine, akıllanna sağlık. HAYVANLAR ÎSMAIL GÜLGEÇ Yıllık izninin bir bölümünü kullandığından çizgilerine bir süre ara vermiştir. KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK igulgeciuyahoo.com behicakn turk.net ÇİZGÎLtK KÂMtL MASARACI KEDl LEVO APTÜÜKA DÜN /NfttüxtT6 BİR KİTAP 0KUDUM.AKltMABA9tSByi.ER TAKIt-P/— AMBKİHA'DA OlS A A R L i y D BURADA HKB& BİfZ SAŞ.K-A UiKfDE OZ.SAM YAŞAMIM ANLAM KAZANIRI» • ' ' • / ' . \/AMHÜKAI TÛ I Bıa HÂLÂ K mf TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 7 Ekim PO£'NUN AYK/Rf DÜNY/İSt.. 184-9'DA BUGÜN, ÛtJUJ AM£K/KAU OZ4N OA ÖLAKİŞTÜ- KOMANTİK Şirt&-Eftı*//Nff*/MAKL *.££ siei.) yaNisneA, POSAÜSTÜ KOK/CU YE ÖYKÜSÜ ocş&A*: r&v/ B//e E&estrAr ru- aÜA/ÜiV fCX Öa/EĞI SAYrLMAZT VE UYUŞTUGUCU TUTttUJMLUĞCl çiKe>ı<St RUHSAL. euMAUMuie IŞE se/c ArEpLE SÖIZOÜGÜ Körti ÇOK e 7 3 e U İ Ç A & , /SUHiA/lLA OOLU EDaAK ALIAN PoE g , cgri-E y*pmLAe/N* GÖRÜŞ EMİN GÜRSES Yugoslavya Dersleri Yugoslavya'da 24 Eylül'deki başkanlık seçimle-' rinin birinci turunun sonuçlan konusundaki anlaş- mazlık bir iç kargaşaya dönüştü. Devlet Başkanı Miloşeviç, muhalefetin devlet başkanı adayı Koşr, tuniça'nın kendisinden fazla oy aldığını, fakat se^ çilmek için gerekli olan yüzde 50 oranını aşamadV1 ' ğını öne sürmüştü. Miloşeviç karşıtı partilerin top-J landığı muhalefet bloku, Clinton yönetiminin mad- di-manevi desteğiyle Belgrad'da sokakları ve hiî-'; kümet binalannı elegeçirme provasını başlattı. Böy-^ le bir girişim Batı'da, halkın kendisini bir ifade yörv temi oiarak karşılanmış ve insani taleplerin destek-- lenmesi propagandasıyla muhalefetin çatışmaya yönlendirilmesi sağlanmıştır. Churchill, savaş zamanında az bulunan gerçek'-. lerin yalanlaria çevrilip gizlenmesini öneriyordu. Yu-j goslavya'da insani yardım propagandası gerçeğın^ görülmesini önemli oranda engellemiştir. Balkanlar'dâ ve Doğu Avrupa'da Batılı büyük güçler arasındakf hegemonya mücadelesi sürecinde yalan propagarr-' dayla toplulukJarın yönlendirilmesinde birçok alaıi*! da başanlı olundu. Halkı kışkırtarak yönetimi değiş-, tirmek Romanya'da da başarıyla uygulamaya ko^' nulmuştu. Moskova'da meclis bombalandığı zar, man da bunun demokrasiye geçiş yolunda bir ça,^ ba olduğu Batı basınının çoğunluğunun çabasıyja'' dünya kamuoyuna kabul ettirilmişti. Bizler on yıllar-i dır 1956 Macaristan olaylarını içten gelen bir hare-i ket sanmıştık. Altından, Ingiliz dış istihbarat örgüfü MI6'nın halkı kışkırtma çabaları çıktı. Almanya'nın Hırvatistan ve Slovenya üzerinde kontrolü sağlamak için yaptığı ve yüzbinlerce ins*- nın ölümüne yol açan girişiminden sonra ABD, A^, manya'nın etkinlik alanını kısıtlamak için bölgeye yep-. leşti. ABD, Güneydoğu Avrupa'da Almanya'nın ve Rusya'nın etkinliğini sınırlamayı Belgrad'ı kontröl ederek tamamlayabilirdi. Almanya birleşmeden on yıl sonra yeni strateje- sine uygun oiarak (Almanya'nın birliğine ve istikra- rınazarar verebilecek girişimlerin engellenmesi, ser- best uluslararası ticaret ve stratejık hammadde kay* naklannın ulâşılabilir olması) yayılmacı bir politika iz- lemeye başladı. ABD bunu dengeleyemezse Al- manya'nın Rusya ile işbirliğıni engelleyemez ve Av- rupa'dan dışlanır. Ingiltere her zamanki gibi denge politikası izleye- rek her iki yanşçıdan hisse alma çabası içerisinde oldu. Rusya'nın Avrasya coğrafyasında birçok cep- hede meşguliyeti VVashington'ın işini kolaylaştır- mışsa da Moskova'nın Sırbistan'dan dışlanmasi göze alınamamış ve işbirliği önerilmiştir. Putin, Hindistan ziyaretinden dönüşünde Belg- rad'daki çatışma haberleriyle zor duruma düştü. Kostuniça ilk turseçim sonuçlan konusunda biran- laşmaya varmak için çarşamba günü Moskova'ya çağnlmış, fakat bunu kabul etmemişti. Moskova'ntn aracılığıyla soruna bir çare bulunabilirdı, fakat bu Mos- kova'nın bölgede etkinliğinin artmasına katkıda bu- lunur ve VVashington'ın etkinliğini azaltabilirdi. Ça- tışma yoluyla Miloşeviç'in tasfiyesi Moskova'nm Belgrad üzerindeki etkinliğini azaltacaktır. Clinton, Sırp halktnın ülkelerini geri almaya çalı$ : tığını, kendilerini bu mücadelelerinde destekledik- lerini ifade-etmi^tt. Clinton diyor kir "Kostuniça ile aramızda derin fikir aynlıklan var, fakat tek istediöfi- miz, Sırp halkının liderini serbestçe seçmesidir." In- saf! Yakın tarihlerinde serbestçe seçilen nice lideri darbeyle uzaklaştıran kendileri değil miydi? Emper- yalizm çatışmalara, ölümlere bile demokrasi ve öz L gürlük kılıfı giydiriyor. Ermeni sorununun siyasi-ti- cari hesaplarla sürekli gündemde tutulması da ay- nı kılrfla önümüze getirilmiyor mu? Moskova'da par- lamento binasının bombalanması da, Macaristan ayaklanması da, Şili'deki darbe de, Nikaragua'da-, ki Ortega yönetimini ekonomik alanda sıkıştırarak tasfiye operasyonu da aynı gerekçelerle savunulr muştu. Artık yeni müdahale yöntemleri geliştirı|- mektedir. Karşı oldukları yönetimleri askeri darbö- lerfe değil, kendi muhalefet gruplarına maddi-ma 1 nevi destek vererek tasfiye etmekte ve kendileri aradan "hür dünya destekçileri" oiarak sıynlmakta^- dıriar. Siyasi söylemleri Miloşeviç'ten pek de farktr olmayan Kostuniça'ya bunca sevgi gösterisınin an- kasında ne var? Sırp muhalefetine, Miloşeviç giderse Batı'nın des.- teği gelecek ve ekonomik refaha ulaşacaksınız me- sajı verildi. Bunda basanlı olundu. Yügoslavya'ya kar- şı 1999'dakı hava saldırısı ve takip eden ekonomik ambargo, belirii bir yaşam düzeyine alışan Sırp hal- kını Batı'dan gelecek ekonomik yardımlara boyun eğdirdi. Miloşeviç'in bunca hesaba direnebilmee» olanaksızdı. Soğuk Savaş sonrası yeni darbe biçirri- leri gündemdedir ve etkili olmaktadır. JJ E-mail: emingurses " yahoo.com Fax: 0212 513 85 95 L B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN O 1 2 3 4 5 6 7SOLDANSAĞA: l/Yükselende- ğerlere karşın toplumun yara- nnı gözeten so- „ yu tükenmekte olankışi.2/Ta- 4 viz... "Örneğin 5 — içiyoruz, içi- mize bir karan- fil düşüyor gı- bı" (Edip Can- sever). 3/ Çem- bennçevresınm 9 çapına oranını gösteren sayı... Mek- ke'nın doğusunda, hacı- lann anfe günü toplan- 2 dıklan tepe. 4/ Mahke- 3 me sonucunu gösteren 4 resmi belge... lcar. 5/ 5 Sporkarşılaşması...Hız- met hayvanlannın aya- ğına çakılan demir. 6/ Mantıkta, önertilerinin ° biriyadaherikisikanı- 9 tıyla birükte ilen sürülen tasun. II Tabut... Kuruyemiş". 8/ Söz, lakırdı... Tokat'ın bir ilçesi. 9/ Dervişlenn gö- müldüğü küçük mezar... İki tarla arasuıdaki sınır. YÜKARIDAN AŞAĞIYA: J ' 1/ Etek ceketten oluşan ıkı parçalı kadın gıysisi. 2/ Kır yaşamı içinde aşk konusu işleyen kısa şiir... Bez par- çalanndan dokunan basıt kilim. 3/ Çıplak vücut res- mı... Nişastayı parçalayarak şekere çeviren bir enzim. 4/ Bir işi doğru ve uygun bulmak... Eski ve bilinme- yen bir tarihi anlatmakta kullanılan deyim sözü. 5/ Ta- hıl yığını. 6/ Bır tarun aracı... Menteşe. II Ham pe*- rolün bıtmış ürünlere dönüştürüldüğü fabrika. 8/ Er>- tılmiş ve bıraz yakılmış şekerle yapılan şekerleme. 9/ Vuruşma, birbinni öldürme... Budizm'in Japonya'dfe büyük önem taşıyan kolu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear