23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 BCİM 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr 15 îlhan Erşahin 'inyeni albümü 'Virgo'da ünlü rapçiSaul Williams dayer alıyor 'Daha sık albüm çıkârtnalıyım'YEŞİMAKYÜZ Yıllardır New York'ta yaşa- yan, sık sık da Istanbul'daki festivallere ve kulüplere konıık olan ÜhanErşahin ı son olarak 7. LJluslararası Istanbul Caz Festivali kapsamında Baby- lon'da izlemıştik. Erşahin şım- di de yenı albümü 'YTrgo'nun tanıtımı ıçın Türkıye'ye geldi. Doublemoon Records etıke- tiyle çıkan albüm, adını Erşa- hin'in de burcu olan Başak'ın Ingilizce karşüığından alıyor. îl- han Erşahın'e (saksofon) bu al- bümde Larry Grenadier (bas), Jon Davis (keyboard), Val (sampler) ve Brian Blade (da- vul) eşlik ediyor. Aynca 'Virgo'da geçen yıl Istanbul Film Festivali'nde gös- terilen ve Sundance Film Fes- tivali 'nde en iyı oyuncu ödülü- nü kazandığı 'Sbün' adlı film- de rol alan Amenkalı rap'çı Sa- ul WilBams da kendı yazdığı sözlerle yer alıyor. Albümdeki Vodoo,Jungle, My Room, Aşk, Sahara, Emotion, New Iife,Tas- min's Song, Virgo Vîbe ve VVkfts for Ehin adlı 10 parçanın 9'unun bestesi Erşahın'e ait. 'MyRoom'adlı parça da Odam Kireçtir Benim den aranje edil- di. 'Virgo'da yıne elektronik ve etnik öğelerin etkileri var, ama Erşahin bu albümü caz ağırlık- lı olarak tanımhyor ve öncekı çahşmalan 'SheSaid', 'Home' ve 'Three"nin bir devamı ni- teliğinde görüyor. New York'ta Wax Poetic'in yanı sıra başka gruplarla da ça- lışan cazcı Sweet Basil ve bir- kaç değişik kulüpte çalıyor. Er- şahin daha sık albüm çıkarmak istiyor, ama bunun için maddi imkânlann sağlanması gerck- tiğini söylüyor. Özellikle kü- çük kulüplerde çalmaktan hoş- lanan cazcı, "Festivallerdekon- ser vermek ayn bir heyecan. Ama küçük mekânlarda izleyi- ci ile daha sıcak ilişki kuruyor- sunuz. Bence sadece müziğin dinlenmesi önemli değfl"' diyor. Sanatçı aynca, doğaçlamanın cazın temeH olduğunu, her ak- şam aynı parçalan farklı biçim- de caldıklannı ve bunun da kon- serler sırasında etkili olduğunu düşünüyor. Ühan Erşahin Quartet, albü- mün Babylon'da yapılan tanı- tımının ardından 29 Eylül'de Bodrum Hadigari'de konser verdı. Grup, 30 Eylül'de An- kara Manhattan'da, 3-14 Ekim tarihlen arasında ıse pazar ve pazartesı gunleri hariç AFM Kerem Görsev Jazz Bar'da prog- ram yapacak. Tamtım konser- lennde Erşahin'e basta JoeMar- tin, piyanoda Jon Davis ve da- vulda Mike Mazur eşlik edi- yor. Aynca, tanıtım konserlerin- de dağıtılmak üzere hazırlanan sticker'larda Erşahin ve Wtt FVjetic'in e-mail adresleri de yer alıyor. Erşahin kendisi hakkın- da daha fazla bilgi edinmek ıs- teyenlerin www.ilhanersa- hin.com ve www.waxpoetic.net. adresine başvurabilecelderini söylüyor. - 'Virgo' nasıl oluştn? tLHAN ERŞAHİN - Aslın- da albümün öyküsü bir buçuk yıl öncesine dayanıyor. Yani o zamanki hissettiklerimi bu yıl stüdyoya girip kaydettik. Her parçayı bir kez çaldık, bu yüz- den de canlı bir albüm oldu. Funk ve elektronik renkler yer alıyor albümde. Aynca ünlü rapçi Saul Wil- liams'ın katılımı da çok önem- li oldu. Aynca bazı parçalarda etnık öğeler de var. örneğin, 'Aşk'ı yazarken Istanbul 'u dü- şünmüştüm. 'Sahara'da da Türk motiflerini kullandım.Etnik öğeleri kullanmalıyım diye dü- şünmüyorum. Ama yaptığım parçalarda bu kendilığınden or- taya çıkıyor. Bunun dışında elektronik ve caz parçalan da yer alıyor. - Türkiye'de yapılan caz nıü- ziğj ve dinleykisi hakkında ne- ler düşünüyorsunuz? ERŞAHİN - Tûrkiye'de iyi bir caz dinleyicisi var. Her yıl daha çok insan bu müziğe alı- şıyor gibi geliyor bana. Ancak bırçok insan da korkuyor. As- lında caz arük yanlış bir isim. Çünkü çok geniş ve farklı bir alan. Içinde rock da, etnik de, elektronik de var. Bence bu mü- ziği anlamaya çahşmamak, uzun uzun düşünmemek gere- kiyor, sadece oturup dinleme- li. Aynca, burada yapılan caz müziğinin de iyi olduğunu dü- şünüyorum. Babylon, Roxy gi- bi kulüplerdeki konserlere in- sanlar çok alıştüar ve her yıl caz dinleyicisi daha da artıyor. Ama gençler bu konuda daha fazla ve özgün şeyler yapabi- lirler. CD Avrupa'da da çıkacak -Müziktekişiliğin çokönem- li olduğunu söylüyorsunuz-. ERŞAHİN - Sadece müzik- te değil, sanatın her alanında kişilik olması çok önemli. Ben caz klasik bestelerini fazla yo- rumlamıyorum. Çünkü cazm babalannı dinleyerek ve taklit ederek müziği öğreniyorsunuz. Ama daha sonra yeni bir şey- ler üretmek ve kendi yerinizi bulmanız gerekiyor. Bu da çok zor. - Çoğunlukla ABD ve Türki- ye'de konser veriyorsunuz. Av- rupa'da neden program yap- mıyorsunuz? ERŞAHİN-Geçmiş yıllarda Fransa, Ispanya, Isveç ve Al- manya'da değişik caz gruplany- la konserler verdım. Ama CD'lerim şu anda sadece ABD ve Tûrkiye'de çıkıyor. Avru- pa'da da piyasaya çıktığı za- man orada da çok iş yapacağı- mı düşünüyorum. - Diğer Türk caz gruplanyla büiikte çauşmayı düşünüyor musunuz? ERŞAHİN-Bunu hep konu- şuyoruz, ama fırsat olmadı. As- lında Istanbul'da daha çok iş- ler yapmamız gerekiyor. Eski- den müzisyenler daha çok bir- likte çalarlardı. Daha sonra her- kes kendi grubunu kurdu ve yalnız çalmaya başladı. Tarihi değiştirmezsiniz belki, ama ben yine de böyle bir projenin ger- çekleşeceğini düşünüyorum. • rm # #1> _ resım cuınyasın Yaşam coşkusunu dizginleyemeyen karamsar manzaracı, usta bir desenci: Saim Özeren ESRA AÜÇAVUŞOĞLU O; unutulmuş, sisler ardında kalmış bir ressam... Şanssız, çünkü Türk res- mirün yapı taşlanndan bin olacak- ken taşrada öğretmenliği seçip ken- di içine dönmeyi yeğlemiş; şanslı, çünkü resimleri yıllarca ailesı tarafın- dan korunup bugünlere kadar gelmiş. Saim Özeren adı, çoğumuza tanıdık gelmiyor kuşkusuz. Tanıyanlar ise çoktan aranuzdan göçüp gitti. Ama o, Akademi'nin idolü, tbrahim Çal- h'nın vârisıydi. Milli Reasürans Sa- nat Galerisi, cumhuriyet sonrası ilk ku- şak ressamlar arasında yer alan, an- cak bugün yeterince tanınmayan, unu- tulmuş bir sanatçıyı, Saim Özeren'i, doğumunun 100. yılında bir sergi ile anıyor. Saim Özeren'in Milli Reasü- rans'taki sergismde sanatçmm bir- çok yapıtı sergileniyor ve unutulmuş- luktan kurtuluyor. Sanatçının bugün geniş kapsamh bir sergi ile hatırlanması yine birtakım şanslarabağlı olarak gelişmiş. 1985'te ailesi tarafından yapıtlan Ferit Ed- gü'ye getirilen Ozeren'üı şansımn bundan sonra döndüğünü söylemek sanınz yanlış olmaz. 80'li yıllann or- talannda îstanbul, Ankara ve Izmir Vakko Sanat galerilerinde sergileri açılan Özeren'in yapıtlan her ne ka- dar geniş kitleler tarafından görülse de yaşamı hâlâ sisleriçindeydi. 1994'te Müli Reasürans Sanat Galerisi'nin başma geçen Ameue Edgü'nün 15 kişilik sergi listesinin en başında Sa- im Özeren ismi yer alıyordu. Ancak sanatçının geniş kapsamh sergisi an- cak bu yıl, doğumunun 100. yıldönü- mimde gerçeîdeşebildi. 'Bir yüdızm kayışı' Ibrahim Çalh'mn ilk öğrencileri arsında yer alan, Akademi 'de oku- du|u yıllarda yeteneği ve zekâsıyla arladaşlan arasında parmakla gös- terien Saim Özeren 'in kaderi. 1924 'te yapılan Avrupa sınavını kazanamayın- cabelirleniyor bir bakıma. O. Avru- pa ya 'gözkri bozuk oJduğu için' gön- deilmediğüıi söyleyerek bu olayı ge- çişirmeye çalışırken dönem arkadaş- laı bu durumu 'bir yıldızm kayışı" olirak tanımlıyor ve bu sonuçta ka- sıtı bir yan anyor. îaim Özeren, Avrupa'ya gideme- yiıce, on bir yıl çalıştığı Akademi 'den çılışını alır ve ortaokul resim ögret- rnsnliğine atanır. Bu karar aslında Ö^ren'in sanat yaşamının çizgisini d-ebelirler. 1926'daErzurum'dabaş- 'aim Özeren'in tüm sınıf arkadaşlan bugün Türk resminin önemli bir dönemini oluşturuyor. Özeren'in kendine özgü bir çizgisi var. 0nun için resim bir yaşam biçimi. Taşrada yaşıyor, ama o dünyanın içinde resim var. ladığı öğretmenlik yaşamı, 38 yıl son- ra, 1964'te ölümüyle noktalanır. Mab- mut Cuda onun sanat yaşamını "Bo- ğuian nice büyük isridadı o temsil et- ti" sözlenyle dile getiriyor. Henûz öğrenciyken arkadaşlanyla birlikte cumhuriyet sonrasının ilk plastik sa- natlar topluluğu olan 'Yeni Resim Ce- miyeti'nin kuruluşunda yer alan, ya- pıtlan dönemin önemli sanat etkinli- ği olan Galatasaray sergilerine seçi- len Saim Özeren'in ilk ve tek sergi- si ise 1928'de Erzurum'da olur. Bir ba- kıma yine şanslıdır sanatçı, çünkü o dönemde Erzurum'da bulunan Milli Eğitim Bakanı NecatiBey sergiyi ge- zerek beğendiği birresmibakanlik adı- na satın alu-. Bu resim bugün Anka- ra Devlet Resim ve Heykel Müze- si'nde bulunuyor. Erzurum'dan sonra Trabzon'da gö- rev yapan Özeren'den on yıl boyun- ca bir ses duyulmadı. Ancak onun için resim, içten gelen ve akıldan sü- zülen bir içgüdüydü, yaşamın anla- mıydı, dünyayla ilişki kurmanın bir yoluydu. Keskin bir gözlem gficü vardı Ancak tstanbul bir zamanlann 'Bü- yük Saim'ıni daha unutmamıştı. 1938'de başlayan 'YurtGezileri' için seçilen ilk on ressam içinde yer alan sanatçı Konya'ya gitti. 1942'de Yurt Gezisi'ne ikinci kez seçildi ve Hak- kâri'ye gitti. Saim Özeren'in zorun- lu taşra yaşamı 1939'da îstanbul'a gelince bitti. Arkadaşlan geçen yıl- lar içinde resim sanatının önde gelen isimleri arasına girmişti. îstanbul'da Müstakil Ressam ve~ Heykeltıraşlar Birliğı'nin sergilerinde yapıtlan ser- gilendi. 1945-1950 yıllan arasmda Devlet Resim ve Heykel sergilerine katıldı. Ancak daha sonra adı duyul- maz oldu. Oysa hep ressam olarak kaldı. Saim Özeren'in doğumunun 100. yılında açılan sergi dolayısıyla hazır- lanan kitap için biyografik çalışma- yı Murat Ural yürüttü. Levent Çah- koğhı ise Saim Özeren'in sanatını ve sanatçı kişiliğıni yorumladı ve Türk resmi içindeki yerini sorguladı. Öze- ren'i, ışığı dilediği gibi kullanan bir yan izlenimci olarak tanımlayan Le- vent Çalıkoğlu; "Fonnun bütünlü- ğünü koruyan ve modele etme pren- sibini her daim canlı tutan bir inşacı; içine kapah, sakk kalnıa>ı yeğlf>en. fa- kat arada bir yaşam coşkusunu diz- ginkyeme>en karamsar bir manzara- cı, yaşamı boyunca teksergisini Erzu- rum'da açan,yahuz, unutulmuş birres- sam ya da keskin bir gözlem gücüne sahip usta birdesenci Kanımca bu ben- zetmelerin hepsi Özeren'in kişiliğine ve ardında bıraknğı yapıtiara karşı- hkgefiyor" şeklinde dile getiriyor sa- natçı hakkındaki düsüncelerini. Çalıkoğlu, Özeren ile hocası Çallı arasındaki ortak noktanın, karşılann- da duran konuya göre çeşitlenen bir renk ve ışık tercihi olduğunu söylü- yor. Çalıkoğlu'nun üzerinde durdu- ğu nokta, Özeren'in Müstakıller ya da D Grubu'nun biçimciliğine ve strük- tür anlayışma bağlandığı kollann bi- raz daha dayanaksız olduğu ve onun Cezanne'ın temel öğretisine, ilk ağız- dan söylediklerine sadık kalmış gibi olduğu. "Özeren, kendi doğrulanna doğa- daki resimsel gücü beiuieyerek ulaş- ma>iyeğliyor. Oncelikle doğadaki yi- tik uyumun ruhunda oluşturacağı yansımalan keşfeder, ardmdan güzel buktuğu parçalan resmimk yeniden kompoze ederek çözüme ulaşu*." Kendi dünyası içinde son derece tutarlı olduğunu dile getiren Çalıkoğ- lu'nun vurguladığı bir nokta ise öze- ren'in büyük hamlelerin ressamı ol- madığı. "Türk resmi için dönemeç işler de üretmemiştir. Taşıdığı iddia tek bir vaprta değfl, mütevazı bir şekâde tüm yaşanunavayıhmşür. Buna karşdık,gö- rür görmez, evetbu SaimOzeren'e ait- tir diyebileceğimiz beiirgin bir biçem duygusuna sahiptir. Ve her şeyden önemlisi de çağdaşı pek çok ressamın beceremediği, biçemle içerik arasuı- dald organik iliskiye doğru bir kanal bularak ne izkykiyi ne de kendini al- datnuştir." Ömtir boyu saf bir ilişki ~ Erzurum'dan Trabzon'a dek Saim Özeren'in yaşadığı her yere ulaşma- y_a çahştıklannı söyleyen Murat Ural, Özeren'in yapıtiarmı koleksiyonun- da banndıran Sayian Karasu'nun yar- dımlannm altını çiziyor ve hâlâ Tür- kiye'de bir sanatçmm ayakta kahna- suıın şanslara bağlı olduğunu ifade edi- yor. "Saim Özeren'in tüm sınıf arka- daşlan bugün Türk resminin önemli bir dönemini oluşturuyor. Özeren'in kendine özgü bir çizgisi var. Kendi dünyası içinde son derece tutarh. Sa- im Özeren için resim bir y aşam biçi- mi. Taşra yaşamı insanı yiyip bitiren bir şey kuşkusuz. Bir fotoğrafinda, örneğin 'Sıkıntıdan patlamak üzere- yım' yazıu, ama kendine aitbir resim dünyası kunnayı yeğliyor. Taşrada ya- şıyor, ama o dünyanın içinde resim var. Türk resmi içinde çok önemli bir yere sahip divemeyiz, ama saf bir iliş- ki kurmuşve bunuömürboyu sürdür- müş." Saim Özeren'in sergisi 26 Ekim'e dek Milli Reasürans Sanat Galeri- si'nde görülebilir. BUAŞAMADA ŞÜKRAN KURDAKUL Yazanmızın rahatsızlığından dolayı bu haftaki yazısını yayımlayamıyoruz. Yiınanlı şair için tzmir'de etkinlikler düzenleniyor. Giorgios Seferis lOOyaşında ; İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Urla do- ğumlu, Nobel Ödüllü Yu- nanlı şaır Giorgios Sefe- ris'in 100. doğum yılı Yunanıstan Kültür Ba- kanlığı, Seferis Cahşma Grubu ve Ege Oniversi- tesi'nin ortaklaşa düzen- lediği etkinlıklerle kut- lanacak. "Giorgios Sefe- ris. Doğu ile Baü Arasm- da Bir Şair" adı altında yapılacak etkinlikler, bugün Atatürk Kültür Merkezi'nde "Seferis Iz- nür'de" konulu ulusla- rarası kongre ve multi- medya gösterisi ile baş- lıyor. 3-4-5 Ekim tarihlerin- de de "Seferis Izmir'de" konulu konferans EÜ Edebiyat Fakültesi Kon- ferans Salonu'nda ger- çekleşecek. Konferansa, Türkiye'dcn Cevat Ça- pan, Ataol Behramoğlu. Nedim Gürsel, Cengiz Bektaş, Gertrude Duru- soy, Yunanıstan'dan D. N.Maronitis, EnzoCrea gıbı ısımlenn yanı sıra A\Tupa'dan pek çok sa- natçı katılacak. Etkinliklerde şairin ya- şamı, sanatçı kişiliği, eserlerı, Doğu ile Ba- tı'nm sanatçının yaşa- mındaki yeri multimed- ya gösterisiyle anlatıla- cak. Seferis'ın şiirlerin- den oluşan klasik ve po- püler şarkılann seslen- dirileceği müzik bölümü ve sergiler de etkinlik kapsamında yer alıyor. Yunanistan'ın ve Avru- pa'nın en önemli şairi olan Seferis'ın bu kim- lığini dünyaya tanıtmak amacıyla ûluslararası or- ganizasyon yaptıklannı belirten Organizasyon Komitesi Başkanı Yu- nan filozofu Dimitrioi Maronitis, Yunanistan hükümetinın bu ûluslara- rası etkinliğe çok önem verdiğini kaydetti. Sefe^- ris'in hem Doğu hem de Batı kültürünûn bir par- çası olmasından yola çir karak etkinliğe "Giorgk os Seferis. Doğu fle bafl Arasmda Bir Şair" adir nı verdıkierini kaydeden Maronıüs, ikı ülke arasın- da ilk kez böyle bır ulu»- lararası organızasyonun gerçekleştirildiğini söy- ledi. Maronitis, etkinlik kapsamındaki konserler- de Seferis'in şiirlerindeo esınlenılerek oluştunıl- muş parçalann da ses- lendirüeceğini belirterek «Etkinliğin konferans bö- lümünde, Seferis'in D»> ğuikBaû arasındaki bir- kştirici rolü incelenecek. Konferansa Avrupa'dan, ABD'den, Kanada'du ve Avustralya'dan pek çokkonuşmaa katdacak. Aynca Türkiye'den sa- natcılar ve ayduılar da etkndflderimBdeyerab- cak" dedi. Kutlamanın salt tz- mir'de yapılacağını ve Yunanistan'da yinelen- meyeceğini belirten Ma- ronitis, kasım aymdaAti- na'da bir sergi açacakla- nnı da sözlerine ekledi. Öte yandan, Urla Be- lediyesi tarafından da Se- feris'in 100. doğum yüı için etkinlikler düzenlen- di. Seferis'in evinde ger- çekleşen anma töreninin ardından Seferis Resi- dance'ın açılışı yapıldı. 6. Avrupa Filmleri FestivaH • ANKARA (AA) - Ankara Sinema Derneği tarafından 3-29 Kasım günleri arasında yapılacak '6. Avrupa Filmleri Festivali' sansûre uğrarnış Türk filmlerini izleyiciyle buluşturuyor. Festival kapsammda yer alan 'Türk Sinemasında Sansür' adlı bölümde Padişah Abdülhamid'ce 1908 yılında uygulanan ilk sansürden bu yana . gösterimine izin verilmeyen fılmler gösterilecek. Kültür Bakanlığı ve Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilciliği'm'n de dûzenlenmesine katkı sağladığı festival, Ankara, Eskişehir, Izmir ve Bursa'da gerçekleşecek. Aynca Atıf Yılmaz, Aziz Nesin. Onat Kutlar, Vedat Türkali, Tuncel Kurtiz,, Agah Özgünç, Hasan Bülent Kahraman, Burçak Evren, Atilla Dorsay ve Yavuz Özkan'ın da aralannda bulunduğu 22 sanatçının sansûrle ilgili deneyimlerinin yer aldığı bir kitap da yayına hazırlanıyor. Alain Deton biyografisi Fransa'da yayımlandı • PARİS(AFP)-• Fransız oyuncu r Alain Delon'un Bernard Violet tarafından yazüan ; biyografisi, aktörüo yasagının kalkmast üzerine geçen cuma günü yayımlandı. • Violet'in iki yıl önce yazmış olduju kitabuı ; yayımlanması, Delon'un avukatlan tarafından açılan , dava sonucu engellenmişti. Kitabm yayımlanmasında sorun olan, Delon'un geçmişinde yer alan kirli yeraltı dünyası ile ilişkilerinin anlatıldığı ve bazı arkadaşlannın adlannm geçtiği bölümlerdi. 64 yaşındakı yıldızm geçen günlerde yaptığı bir açıklamayla kıtap konusunda tavnnı değiştirdığıni belirtmesi üzerine kitap piyasaya çıktı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear