Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
10EKİM2000SALJ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Genç, hafktan
destek istedi
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Emniyet Genel Müdürü
Turan Genç, dün
uyuşturucu kaçakçılığıyla
mücadele konusunda
tçişleri Bakanlığı'nda
düzenlenen basın
toplantısında Türkiye'nin,
uyuşturucu ticareti
yapanlar için gûvenli yol
olmaktan çıktığını ve
uyuşturucu trafığinin
Kuzey Karadeniz ve Doğu
Akdeniz rotalanna
kaydığuu belirtti. Genç,
'Uyuşturucu konusunda
ulaşamadığımız
noktalarda halkın
desteğine ihtiyacunız var'
dedi.
Çffler'i sımr
kampanyası
• İstanbul Haber Servisi-
Internette faaliyet gösteren
MiniDEV adlı siteden
yapılan açıklamada, sözde
Ermeni soykınmı yasa
tasansı nedeniyle, "Türk
vatandaşı olmayan
Ermenilerin sınır dışı
edilmelerini" öneren DYP
Genel Başkanı Tansu
Çiller'in, bu sözlerine
karşılık sınır dışı edilmesi
amacıyla kampanya
başlatıldığı duyuruldu.
Yalova, Öngör'ü
kalıııletti
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Ozelleştirmeden sorumlu
Devlet Bakanı Yüksel
Yalova, dün Türk-ABD îş
Konseyi Eşbaşkanlan
Akın Ongör ve Nancy
Kassebaum Baker
başkanlığındaki heyeti
kabul etti. Yüksel Yalova
Türkiye'nin özelleştirme
konusunda şu ana kadar
elde ettiği başanlan ile
övünmeye hakkı
olmadığını söyledi.
AçMama
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Gazetemizin 6.10.2000
tarihli sayısında
yayımlanan "DSP'de
MHP Kadrolan" başlıkh
haberde adı geçen
Bolvadin Milli Eğitim
Müdürü Kemal Kumru,
haberdeki bazı bılgılenn
yanlış olduğunu ileri
sürerek şu açıklamayı
yapn: "Kemal Kumru'nun
Mustafa Yeni'nin kardeşi
olan Kütüphane Müdürü
Ahmet Yeni'ye
Vakıfbank'tan kredisine
kefil olduğu, bunun
karşıhğı olarak da Kemal
Kumru'nun Milli Eğitim
Müdürlüğü'ne getirildiği
belirtilmektedir. Ancak
ben bugün ve geçmişe
dönük 20 yıl olmak
kaydıyla Ahmet Yeni dahil
soy ismi Yenı olan hıçbir
kimseye kefılliğim yoktur.
Kemal Kumru, Milli
Eğitim Müdürlüğü'ne
19.11.1999 tarihinde,
Halil Hilmi Yeni, şube
müdürlüğüne 18.06.1999
tarihinde, Halk
Kütüphanesi Müdürü
Ahmet Yeni de bulunduğu
göreve 20.07.1991
tarihinde gelmişlerdir.
Mustafa Yeni, 14.09.2000
tarihinde Bolvadin DSP
Üçe Örgütü Başkanlığı'na
seçildiği için bu insardan
seçimden önce göreve
getırmesi mümkün
değildir."
Düzettme
• Gazetemizde dün
"Çevre Kirliliğine KHK'li
Davetiye" başhğıyla
yayımlanan haberin bir
bölümünde ÇED
Yönetmelıği'ndeki
değişikliklerle, enerji
yatınmına ait çekincelerin
askıya ahndığı tarih 31
Aralık 2000 olarak yeT
almıştır. Doğrusu 31
Aralık 2002 olacaktır,
düzeltiriz.
Tayyip Erdoğan'ın yeni parti için çalışmalannı tamamladığı iddia edildi
FP'de yol aynnıına doğruANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Anayasa Mahkemesi'nde görülen kapat-
ma davasında son aşamaya gelinirken,
FP'de gruplar arasuıda ortaya çıkan ay-
nlıklar dennleşiyor. Yenilikçilerin dava-
nın sonuçlanmasıru beklemeden parti-
den aynlmalannı isteyen Tayyip Erdo-
ğan'ın yeni partinin kuruculannın yanı
sıra il ve ilçe yöneticilerini dahi belirle-
diği bildirüdi. RP davası sonuçlanma-
dan birkaç ay önce FP'yi kurduran Er-
bakan ve ekibinin bu kez taktik değiştir-
diği ve yeni oluşum netleştirildiği halde
resmi başvuru için Anayasa Mahkeme-
si'nin karannı beklemekten yana olduk-
Bank Ekspres davası
• Oğuzhan Asiltürk'ün Grup Başkanvekili Bülent Annç için,
"Hoca'nın elini öptü, aday gösterdik, yeniden seçildi" sözleri
FP'deki yenilikçiler-gelenekçiler kavgasını tekrar su yüzüne
çıkardı. Asiltürk'ün sözlerine Kutan da tepki gösterdi.
lan kaydedildı. tl başkanları toplantısın-
da Grup Başkanvekili BülentAnnç için,
"Hoca'nın elini öptü, aday gösterdik, ye-
niden seçUdi" dıyen Asiltürk, partiyi ka-
nştırdı. Annç, "Bunlar delisaçması" di-
ye tepki göstenrken FP Genel Başkanı
Recai Kutan Asiltürk'ü telefonla araya-
rak basına yansıyan açıklamalanrun ger-
çek olup olmadığını sordu.
FP yönetıminin son gelişmelerle ilgi-
li olarak RP'nın kapatıhnası sürecinde
yaşananlardan farklı bir tavır izleme eği-
liminde olduğu bildiriliyor. Parti yöne-
timinin yeni partıyle ilgili hazırlıklar ta-
mamlandığı halde karar kesinleşmeden
resmi bir başvuruda bulunmayı düşün-
medıği belirtiliyor. Yeni partiyle ilgili
çalışmalann Erbakan'a yakınlığıyla bi-
linen Teoman Rıza Güneri öncülüğünde
yürütüldüğü kaydedildı.
Demirel
yargı
önündeİstanbul HaberServisi- Ka-
sırga operasyonu kapsamında
tutuklanan Egebank'ın eskı
sahibi Yahya Murat Demirel,
hakkında Bank Ekspres'i do-
landırdığı ıddiasıyla 7.5 yıla
kadar hapis cezası ıstemıyle
açılan davanın görülmesıne
yann başlanacak.
İstanbul 2. Ağır Ceza Mah-
kemesi'ndeki davada, Demi-
rel dışında bankanın eski yö-
neticıleri ŞükrüEsat Erkuş ve
AH Ertunç Yalçm da sanık ko-
numunda bulunuyor.
İstanbul Cumhuriyet Baş-
savcılığı'nca hazu-lanan iddi-
anamede, Bank Ekspres'in
"hikfl harekederie hataya dü-
şürüldüğü, gerçekte var ohna-
yıpkâğrtuzerindegözükenha-
yaH sirketlere kredi vermesi
sağianarak 8 trflyon 314 mfl-
yar Kra zarara uğratıldığı" be-
İirtilerek saruklar hakkmda
7.5 yıla kadar hapis cezası is-
tenmişti.
ÇtZMEDEN YUKARI
AMA' IŞE SİlRAVİdBll-İP
ır£/\£At
ri4rvl 3 0 BİN EJRN
3BW1^^B^E^BMHRB^B^B^B^B^B^E^E^B£
;
' — ..&•»-. .S.a
J
i
A
A
&
B H K «?jF
nr^^B^B^B^B^I
|
MUSAKART
M^MflV"^ j^B^B^B^H
B^HBV
m.kart(a superonline.com.tr
Kapatma davasında sonuç ne olursa
olsun partide bölünme yaşanacağına ke-
sin gözüyle bakıhrken, partinin kapatıl-
ması durumundaayn bir parti ile yola
devam edecek olan yenilikçilerin kapat-
ma karan verilmezse olağanüstü kong-
re için harekete geçecekleri ileri sürül-
dü. Yenilikçilerin davanın sonucunu
beklemeden partiden kopmalannı iste-
yen Tayyip Erdoğan'ın bir süreden beri
sürdürdüğü yurt gezilerinde yeni parti
ıle ilgili çalışmalannı büyük ölçüde ta-
mamladığı belirtildi. Erdoğan'uı yaptır-
dığı anketlerin sonuçlannı değerlendire-
rek il ve ilçe yönetimlerini belirlediği
kaydedildı.
Alânya'daki il başkanla-
n toplantısmdan basına
yansıyan açıklamalan ne-
deniyle partide yeni bir
tartışma yaratan Asiltürk,
yenilikçilerin yam sıra
Kutan'ı da kızdırdı. Asil-
türk'ün genel merkezi bil-
gilendinneden il başkan-
lan toplantısı düzenleme-
sine kızan Kutan, toplantı-
ya katılmamıştı. Kutan'ın
dün yurtdışmda bulunan
Asiltürk'ü telefonla araya-
rak basına yansLyan haber-
lerin doğruluk derecesini
sorduğu öğrenildi. Asil-
türk'ün ise açıklamalan-
nın çarpıüldığını öne sür-
düğü belirtildi.
Annç'tan Asiltürk'e
tepki
Bülent Annç da Asil-
türk'ün basına yansıyan
"Armçgekn,>anhş>apöğı-
m söyledL Biz de kendisine
görev verdik" şeklindeki
sözlenne sert tepki göster-
di. Annç, "Oğuzhan Bey'i
aradnn ancak yurtdışmda
olduğu için görüşemedim.
Bu sözlerin konuşulmuş ol-
maması Uzun. Bunlar de-
B saçması şeyierdir. Bunla-
n söytemek için bir insa-
nın deli ofanası gerekir.
Oğuzhan Bey atalh bir in-
sandır. Söylemediğini ka-
bul ediyorunT dedi.
Demirel ailesi Bankalar Yasası'nı inceliyor
Yahya'yı kurtarmaplam
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Demirel ailesinın Yanya Murat
Demirel" i kurtarmak için Bankalar
Yasası hükümleriyle ilgili araştırma
yapüğı öğrenildi. öncelikle zimmet
suçlamasıyla dava açılması
önlenmeye çalışılıyor. Bu
yapılamazsa, zarann ödenerek,
verilecek cezada indirim sağlanması
hedefleniyor. Banka zararmm
ödenmesinin zimmet suçunu ortadan
kaldırmayacağı, yalnızca verilecek
hapis cezasının azaltılabileceğı
belirtildi. Bankalar Yasası'nın adli
suç ve cezalara ilişkin 22. maddesi,
"kovuşturma yapdmadan önce
zarann tamamryla ödenmesi
durumunda 12 yıllık hapis cezasmı 6
yıla ya da hüküm grymeden önce
ödeme yapıhrsa 9 yıla indirümesi"
olanağı sağlıyor. Egebank'ı
ahnasmm üzerinden 1.5 yıl geçtikten
sonra batıran Yahya Murat
Demirerin, Şevket Demirel grubu
şirketlerine kredi aktanmı, batan
bankalardan Bank Ekspres ve
Interbank'ın sahibi Cavit Çağlar'a
kredi kullandınmı, paravan sirketlere
kredi aktanmı, off-shore hesaplara
aktanlan mevduatlann kredi olarak
yeniden Türkiye'ye girişinin
sağlanması, el konulacağı haberinin
alınır alınmaz torbalarla paralann ve
belgelerin kaçuılması gibi
yöntemlerle bankamn içini boşalttığı
ortaya çıkıyor. Bankalar Yasası 'na
göre, Egebank'm
Yönetim Kurulu Başkanı olan Yahya
Murat Demirel, denetim ve
sorumluluğu altındaki bankaya ait
para ve varlıklan zimmetine
geçirmek suçundan 6 yıldan 12 yıla
kadar ağır hapis cezası ve banka
zararmm tazminine mahkûm
edilebilir. Bankalar Yasası'nda, bu
suçun bankayı aldatacak ve fıilin
açığa çıkmasını sağlayacak her türlü
hileli faaliyette bulunarak işlendığı
ortaya konulursa, Murat Demirerin
en az 12 yıl ağır hapis ve banka
zarannın 3 katı kadar ağır para
cezasına çarptınhnası öngörülüyor.
Ancak, aynı maddede, "Zarann
kovuşturma yapdmadan önce
tamamryla ödenmiş oiması haünde
cezalann yansı, ödeme hükümden
önce gerçekkştirilmiş ise 3te 1
oranında üıdirilir*' deniliyor.
Devlet Bakanı Hüsamettin Özkan'dan açıklama
'Yenikrediaçdmadı'
Gazetenizin 8 Ekim 2000 tarihli
nüshasında Halk Bankası tarafından
açılan kredilerle ilgili olarak
"Raporlar Ozkan'ı valanhyor"
başhklı bir haber yayımlanmıştır.
Oysa, haberde konu edilen Yüksek
Denetleme Kurulu Raporu ile
Hürriyet gazetesine gönderdiğim
açıklama arasında bir çelişki
bulunmadığı gibi, aksıne tam bir
uyum söz konusudur. Şöyle ki: 1.
Haberde 56 ve 57. nükümetler
döneminde söz konusu firmalara
kredi kullandınlıp kullandınlmadığı
konusunun tarafımdan açıklanmadığı
ileri sürülmektedir. Oysa,
açıklamamda, kredilerin açıldığı
tarihler belirtilmiştir. 56 ve 57.
hükümetler döneminde bu firmalara
hiçbir kredi açılmamıştır. 2. Haberde,
kredilerin sorunsuz olduğunu ifade
ettiğim izlenimi verilmekte ise de;
açıklamamda aynen, "Firmalara
proje bazında açılan 5 yıl vadefa'
kredilerin 1998 ve 1999 yıDannda
yenilenememesi nedeniyle krediler
nakde dönüşmüştür. Bûnun üzerine
firmalarla tahsilat protokolü yapdmış
ve bu protokoDer doğrulrusunda
kredilerin geri tahsili başlaülmışûr"
denilmektedir. Açıklamamda,
kredilerde sorun ohnadığı şeklinde
bir ifade bulunmamaktadır. 3.
Haberde, "Özkan'm açıklamasmda
firmalara açtlan 5 yıl vadeli kredilerin
yenilenememesi nedeniyle krediler
nakde dönüşmüştür, denmesine
karşm YDK Raponı'ndaki şu böhlm
dikkat çekryor" denılmektedır. Oysa
YDK Raporu'ndan almtı yapılan
bölüm, Hürriyet gazetesine yaptığım
açıklamanın teyidi niteliğinde olup,
banka yönetim kurulunun 9 Kasım
1998 tarih ve 38/64 sayılı karan,
mevcut kredilerin geri dönüşünü
sağlamaya yönelik bir protokol
karandır. Bu karara dayalı olarak
firmalara yeni kredi açılmamıştır. 4.
Haberde, bankayla ilgili YDK
raporlannın görüşühnesinin TBMM
KIT Komisyonu'nda engellendiği
ileri sürühnekte ise de, YDK
raporlarmm ne zaman
görüşüleceğinin tamamen
TBMM'nin iç işleyişine bağlı bir
konu olduğu açıktır. Saygılanmla.
Hüsamettin Ozkan Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı.
IRMIKIAYDBV ENGtN aengin(a doruk.net tr
Ne tuhaf siz bu satırlan okur-
ken orada üç göksel dinin kut-
sal topraklannda, Filistin'de bir
yeni savaş daha başlamış ola-
bilir. Israil Başbakanı Ehud Ba-
rak'ın verdiği süre dün geceya-
nsı doldu. Yaser Arafat'ın ya-
nıtı ne oldu bilmiyorum. Arna
Barak'ın ültimatomuna boyun
eğse kendi halkınca lanetlene-
cek; boyun eğmese üstün tek-
notojinin bütün olanaklanm kul-
lanan Israil ordusu Filistin hal-
kının ve bölgedeki destekçile-
rinin üstüne ölüm yağdıracak.
Binyıllardır kana doymayan
topraklarda "eğreti bir barış"
için bile umut artık çok az.
Neden? 1947'de, 2. Dünya
Savaşı'nın hemen ardından,
6.5 milyon Yahudinin, Alman
faşizmince gaz odalannda,
toplama kamplannda yok edi-
lişinin "vicdan diyeti"ni öde-
mek isteyen Batı, Birieşmiş Mil-
letler'den bir karar çıkardı. Ka-
rar Yahudi halkının, Tevrat'ın
müjdelediği "vaaf edilmiş top-
raklar" üstünde bir devlete ka:
vuşmalannı öngörûyordu.
Ülusiararası Yahudi lobisinin
güçlü propagandası işlemeye
başladı. Pek pariak bir slogan,
Avrupa ve Amerika başkentie-
Amcaoğullan Birbirini Boğazlarken
rinde çınlamaya başladı:
"Vatansız halka, halksız top-
raklan verin!"
Tevrat, bu topraklann Fira-
vun'dan kaçan Musa kavmine
vaat edildiğini haber veriyor.
Doğru.
Ama vaat edilmiş topraklar-
dan kovulup dünyanın dört bir
yanına dagılan Yahudilerden
sonra da o topraklar "halksız"
değildi. 3000 yıl boyunca Filis-
tin, irili ufaklı Arap köy ve kasa-
balanyla ve topraklannı terk et-
meyen birkaç Yahudi köyüyle
doluydu.
Ve o tapraklarm üstünde Ku-
düsyükseliyordu. Bütün dinle-
rin kutsal kenti; bütün dinlerin
öteki dinlerden kıskandığı, sa-
hiplendiği Kudüs.
Bütün dinlerin kutsal tapına-
ğı: Kudüs.
Bugün bölgeyi bir kez daha
savaş sınınna getiren (belki de
saatler önce başlamış savaşa
yol açan) uzlaşmazlığın tek ne-
deni degil, ama simgeleşmiş
nedeni de Kudüs.
Bir devlet kurmanın sancıla-
n içindeki Filistinli Araplar için
"başkent" Kudüs'ten vazgeç-
mek, elli yıllık bir direnişin top-
tan inkân ve Muhammed'in
buyruğunun çiğnenmesi anla-
mına gelir.
Yahudileriçin "başkent" Ku-
düs'ten vazgeçmek, dinden
çıkmakla özdeş.
Hıristiyanlar için Isa'nın haçı-
nı sırtında taşıyıp eğri büğrü so-
kaklannda yürüdüğü ve sonun-
da çarmıha gerildiğı kutsal kent
Kudüs'te salt Musevi ya da salt
Müslüman egemenliği yeni bir
Haçlı seferine yol açabilecek
kadar kabul edilemez bir küfür.
•••
Şu tabloya bakın:
Hıristiyan:
Yahudilere düşman. Çünkü
Isa'yı Romalılara onlar ihbar et-
ti. Isa'nın çarmıha gerilmesinin
baş suçlusu Yahudiler.
Müslümanlara düşman.
Çünkü o kutsal topraklan -son-
radan- Müslüman barbarlar iş-
gal etti ve hâlâ büyük bölümü-
nü ellerinde tutuyoriar. Kosko-
ca Haçlı ordularını geri püskür-
ten, kutsal topraklan kirleten
hep onlar.
Müslüman:
Hırıstıyanlara düşman. Kılıç
zoruyla, Kuran buyruğuyla (ci-
hat) fethettikleri bir kenti onlar-
dan geri almak için taa Avrupa-
lardan kopup gelmtş Haçlı or-
dulanyla çarpıştılar. O günlerde
serpilip boy atan düşmanlık ek-
silmeksizin -belki artarak- sü-
rüp gidiyor.
Musevilere düşman. Kılıç zo-
ruyla kazanılmış kutsal kenti hi-
le ve desise ile geri aldılar. Ça-
ğın en ileri teknolojisiyle ve
ABD ve Avrupa'nın Yahudi lo-
bilerinin bitmez tükenmez pa-
rasal destekleriyle Müslüman-
lan yendiler. Kenti geri almakla
kalmadılar, şimdi de Müslü-
manlan bu kutsal kentten kov-
manın hesaplan içindeler. Üs-
telik onlar varlıklı ve güçlü.
Müslüman Filistinli ise artık
yoksul ve çaresiz.
Musevi:
Hıristiyanlara düşman. Çün-
kü Tevrat'ı reddedip yeni bir di-
ni (Isa dini) benimsediler. Be-
nimsemekle kalmadılar, bu kut-
sal kentte hak iddia ediyorlar.
Oysa bu topraklar, bu kent Ya-
hudilere vaat edilmiş. Tevrat
bunu boyle buyuruyor. Burası
Yahudi kenti ve salt Yahudi
kenti.
Müslümanlara düşman.
Çünkü Tevrat'ı reddedip yeni
bir dini (Muhammed dini) be-
nimsediler. Önceki iki kitabı
(Tevrat ve Incil) ilga ettiklerini
açıkladılar. Dahası Yahudi hal-
kına vaat edilmiş bu kutsal top-
raklardan ve kutsal kentten çe-
kip gitmiyoriar, zor kullanıyor,
suikastlarta, gerilla savaşı ile,
"intifada" ile direniyoriar.
•••
Ve düşman kardeşlerin hep-
si, yan yana, iç içe, karşı karşı-
ya, diş dişe, omuz omuza bu
kentte yaşıyorlar.
Kudüs, insanoğlunun üç bü-
yük dininin buluştuğu harikula-
de bir dinler ve ırklar ve halklar
mozaiği olabilecekken kinin,
nefretin ve düşmanlığın zehirii
tohumlannın yeşerdiği bir kent.
Tarihin ne tuhaf cilvesi. Mu-
sa dinine inanmış Yahudi kav-
mi ile Muhammed ümmeti Fi-
listinli Araplar "amcaoğlu".
Hepsinin kökü Sami ırkı. Buna
Tevrat da tanık, Kuran da. Ay-
nı soyun çocuklan, amcaoğul-
lan bugün ölümüne düşman.
POLİTtKA GÜ1NLÜĞÜ
HtKMET ÇETİNKAYA
Belgrad'dan Kudüs'e
Bir kareli deftere yazdıklanmı okudum dün sa-
bah...
Sanki dört duvar arasında isyana hazır gibiydim...
Ve kendi kendime sordum:
Kırmızı bir toprak saksıda güneşi arayan çiçek,
dünya kayasının yosunlu yamacı üzerinde, öJdü-
rülmek üzere olan siyah ya da Filistin'de kurşunla-
ra hedef olan babayla çocuk yaşamın bunca renk-
leri arasında neden yer almıyordu?
Zamanın bilinmeyen diliminde Adonis'in esir pa-
zariannda dolaşıyordum sanki. Belgrad'da bir ak-
şamüstü karmakanşık düşler bahçesinde avunu-
yor, acının kaybolan fotoğraflanna bakıyordu...
Aşk ve düş parantezleri arasına bedenini koyan
kadın, kırmızı bir güneşi yakalamaya çalışıyor, kar
yüklü gergin dallarda umutlu umutsuzluğun resmi-
ni çıziyordu...
Kızıl nar çiçekleri sonbaharda açan1
.. ^
Sonbaharda bıter aşk, tıpkı banş gibi!..
Fikret Bila'nın pazar günü Milliyet'teki yazısı, be-
ni yıl|ar önceki sisli Belgrad akşamına taşırken ne-
dense mavi sabahlarta kucaklaşan Prag sabahı-
nın çocuksu avuntularını anımsadım...
Belgrad'da yaşanan olaylan 'halk ihtilali' olarak
değeriendiren anlı şanlı medyamız, Sırp ırkçılığı-
nın bugün nereden nereye geldiğinin neden bilincin-
de değildi ve şu soruyu sormuyordu:
"Bundan sonra Kosova'da ne olacak?"
Bir kareli deftere yazılanlar Franz Carl Weis-
kopf'un dizelerinde kaybolan yeşıl senn ağaçlannı
bize gösterirken şöyle seslenebilirdi:
"Söyle arkadaş, çıçek açacak mı gelincik yakın-
da?"
• • •
Gelinciğin çiçek açması bu mevsimde zorduri..
Bir halk ayaklanmasını demokrasiyle birteştirip
ırkçılığı unutturmak ise yeni dünya düzeninde çok
kolay!..
Yıllar önce bir Belgrad akşamında Prag'ı düş-
lerken sokaklann fırtına sessizliği içinde kaybol-
dum...
Keskin ve sivri oklarıyla saf saf dizilmiş rtisan-
cılaryoktuo yıllar...
Bir sonbahar yağmuru altında ıslanırken Weis-
kopfun gitarın tellerinden sesleniyor, sanki Julis
Fucik'le buluşup konuşuyor, ardından annesinin
yanağına öpücük konduruyordu:
"Erkekler mezariarından kalkıyor '
Kanlı ölümüne yorgun •>
Ve arkalannda dunjyor savaş.
Ruhlan parça parça,
Gövdeleh yaşlı. .
l
»
Herşeysoğuk ,
Hâlâ çepeçevre ' '•
Ama banş!"
'Prag bahan'rv genç kuşaklar anımsar mı?
Özgen Acar. bugün 'Kavşak' köşesinde makinist
Havel (Vaclav)'dan söz ediyor...
Bugün makinist Havel, ikinci kez Türkiye'ye ge-
liyor...
O, bir ünlü yazar!..
Ama şimdi Çek Cumhuriyeti Devlet Başkanı...
Franz Kafka adını taşıyan ünlü köprü, güçsüztut-
kuları, eşsiz güzellikleri Prag'ın pusiu sabahjyla
öpüştürürken 2000 yılında bir başka soruyu daak-
la getiriyor:
"Çekoslovakya neden ikiye bölündü?" "*
Dört duvar arasından kurtulupdışanya atıyorum
kendimi...
Karşı tepelerde köhnemiş ağaçlar eski bir $ar-
kıyı anımsatıyor...
Tüm zamanlardan akan o kederii ırmakJar, çocuk
çığlıklanyla biıieşiyor; hüznün keyfi olan yalnıziık,
düşlerin yağmurlu bir serinliğinde buluşuyor...
Yüreklerin tahta evcıklerie donandığı bir günün
kapalı kapılannı açabilir miyiz acaba? Çiçekleri, ko-
kulan, ışığı, özgürlüğü, banşı tüm evrene yayabihr
miyiz?
Batı Şeria'da, Musevilere göre Hz. Yusufun, Fı-
listinlilere göre ise bir Arap şeyhinin mezannın bu-
lunduğu anıt neden ateşe verilir?
Neden çocuklar öldürülür, söyler misiniz?
• • •
Bir sonbahar esintisinde savaşlann zalim örtûsü-
nü kaldıramayan dünya, bir halk ayaklanmasını
'ctevr/mie kanştınyor...
Gökyüzünde kırık yıldızlar arayan bir çocuk; Ma-
kedonya'da fırtınalı bir gecede yapayalnız bir ka-
dın...
Yıllar öncesi Belgrad'dan Prag'a geçecektim...
Eski kareli deftere bakınca hatıriadım...
Ve bir de şiiri var Filistinli Mahmut Derviş'in...
Puslu bir İstanbul sabahında okuyorum:
"Kekikten ve kararmış taştan/O elleriçin/Bu çığ-
lıkJ Unutulmuş veyapayalnız/Ahmediçin./Geiip ge-
çen bulutlar/Yurtsuz ve yabancı koydu beni/Veyal- '
nız dağlarcesaret ediyor/Beni bağnna basmayaJKı-
raç bir topraktaJDoğuyonımyineo eskiyaralardan/
Sokuluyorum toprağa/Bütün aynntılannı görünce-
ye dek/Doğuyorum yine/Denizin taştığı yıl/Kül ol-
muş kentlerden/Kendimi yapayalnız bulduğum."
Gökyüzü gri yalnızlığın, hüznün içinde sakin..
Biz toplum olarak değişen dünyada savaşlan, bö-
lünmeleri neden algılayamıyoruz?
Sanki dört duvar arasında isyana hazır gibiyim!..
hikmet.cetinkaya(a cumhuriyetcom.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
> Cumtajrtyef
^ kitap kulübü
îffîmmi Ç&ifrıkety&
ÇAİININ TANIĞI ÜÇ YAZAR
2 BASI
KUBİLAY OLAYI VE TARİKAT
KAMPURI
4 BASI
SANCIU YILLAR KUŞATlllHJ
SOKAKLAR
4 BASI
ZU POSTUNDA KURT
ZAMBJUC SANA DA BULAfTI KAI
2 BASI
DİN BARONUNUN KAZLAM
2 BASI
A$IK KADINLAR SOKAİI
2 BASI
JERİAT PAZARI
SEVDANIN ADRESİ BELÜ DEÜl
GÖZLERİN POYtAZ
Cumhunyet Kitap Kulubu Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad.
No-39/41 (34334ı Cağaloğlu-lstanbul Teh 514 01 96