23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 OCAK 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA JvLJJ-iJ. LJJ\ kultur(5 cumhuriyet.com.tr 15 Ottokar Runze, 'Volkan'da Hitler dönemini eleştirerek, aydınlann bunalımını yansıtıyor ^Gerçekle yüz yüze gelmeliyiz' AYŞEKÖKSAL TÜRSAK tarafindan bu yıl ikmcisi dü- zenlenen Uluslararası Sinema-Tarih Bu- luşması birçok ülkeden yönetmem Is- tanbul ızleyicisi ile buluşturdu. Çeşitli etkınlıkkrin yapıldığı festıvalde 'Uhıs- lararası Uzun Metraj Film Yanşmasf kapsamında, yönetmenlığini Alman yö- netmen Ottokar Rıınze'nin yapüğı \6\- kan adlı film gösterildi. Film, ünlü Alman yazar Thomas Mann' m oğlu Klaus Mann' ın' Vblkan' adlı romanından uyarlandı. Yazann, Hitler döneminde, kız kar- deşi Erica ile yaşadıklan sürgün haya- tını anlatan roman, filme iki kız karde- şm aynı dönemde çektikleri sıkmülar ola- rakuyarlanmış. Ünlü şaricıcı Marion von Kammer' ın, şarkı söylediği tiyatronun Naziler tara- findan yakılmasından sonra Alman- ya'yı terk etmesiyle başlayan olaylar, kız kardeşının Yahudi sevgılisinın akıbeti- ni öğrenmek içın onun peşıne düşme- siyle sürer. Biri savaşın ve cesaretin, öteki ise yıkım ve ümitsizliğin sembo- lü olan iki kız kardeşin çevresınde ge- lişen olaylar, bınnin Amerika'ya kaç- ması, dıgennın de ıntıhan ile sonuçla- nır. Sanatçılann trajedisi Başrolllenni, bu filmle MontrealFDm Festivali'nde 'en iyi aktris ödülü'alanNi- na Moss'un yanı sıra Meret Becker, ChristianNkkd'in paylaşnğı filmin mü- zikleri ise 30'lu yıllarda Stafin dönemi baskısı altında yaşayan Dimitri Şostako- viç'ın o dönemde yazdığı bestelennden oluşturuldu. 1925 doğumlu yönetmen Ottokar Run- ze, DeutschesTheatre'dakı oyunculuk de- neyimınden sonra, bır süre Alman ti- yatrolannda bağımsız olarak yönetmen- lik yapn. 1971 yılından beri sinema ve televizyon fılmleri çeken Runze ile '\fol- kan' üzerine bır söyleşı yapnk: -Fttmde 'aslında bütün Almanlar Hit- ler'i desteklemıyordu' gibi bir mesaj verme kaygısı sezüiyor... OTTOKARRUNZE-Asıl anlatmak istedığım, bir insanın ülkesının dışında yaşamasının ve o ülkede azınlık konu- munda kalmasının ne demek olduğunu ve bu dunımda yaşanan sıkıntılan gös- termekti. Diğer taraftan Hitler'in Al- manya'yı diktatörlükle yönettiği za- manlarda Almanlann çoğunluğu Nazi değildi, ama aynı çogunluk da onu des- tekliyordu. Ama bu tüm Almanlara mal edilemez tabii ki. O dönemde birçok insan hükümetten korkuyordu. Eğer herkes gızlıce çevresindekini, yakınını veya komşusunu kollasa ve yardım et- seydi Hitler'ın sistemi yıkılıp giderdi. Ben, o dönemde bunu yapmaya cesa- ret edebilen bir avuç Almanın, 'iyi' Al- manlar olduğu mesajmı vermeye çalı- şıyorum. - Kitabın yazan Klaus Mann'ı temsfl eden 'yazar Martın' karakterinin za- man içinde, ölüme kadar gkkn yılabşı ile neyi vurgulamaya çahşıyorsunuz? RUNZE - O dönemde Almanya'dan kaçan ve başka ülkelere yeTİeşen birçok yazar ve sanatçı kendi dillerini kullana- mıyorlardı. Çünkü kendi dillennde ya- zarlarsa hiç kımse okumuyordu. Mar- tm'ın 'Artık kendi diürode yazmak isti- yorum' dıye haykırdığı sahne, fılmin en can alıcı bÖlûmlerinden biri. Tek söz, o dönem sanatçılann trajedisıni açıklı- yor. Huzuru ancak ölümle yakalayan genç yazann düştüğü durum, o dönem- de sürgündekı birçok aydının düştüğü bunalımı sembolize ediyor. Bu dunım- da bulunan aydınlardan bın de Klaus Mann'dı aslında. O da aynı acılan ya- şamış, aynı bunalımlan geçirmiş, ama savaşmaktan asla vazgeçmemiş. Bu be- ni çok etkiledi. Belki filmı yapmak is- "Alman sinemasumı bu kadar geri olmasının en önemli nedeni, tarih saplanümız. Alman toplumu. 2. Dünya Savaşı sırasındaki Nazi geçmişini reddediyor. Hider'ive soykınmı kabul etmeii ve bu gerçekle >üz yüze gelerek onun sorumliıluğu ile savaşmahyız." tememin bir diğer nedeni de, her şeyi açıklıkla gören ve aynı açıklıkla okuyu- culanna ulaştıran bir yazan anmak ve onu kendi açımdan onurlandırmaktı. 'Her toplum gflnah keçisi arar' - Genelükle tarihi konular ağıriıklı filmler mi yapıyorsunuz? RUNZE - Filmlenm hakkında 'genel olarak' söyleyebıleceğım tek şey, seç- tiğim konular sebebıyle tıcari başan sağlayamadığımdır. Bunun dışında ta- rirîın güncelliğı yansıttığına ınandığım- dan özellikle günûmüzü ilgilendiren konularla bağdaşabılecek olaylan ter- cih ediyorum. Mesela bu filmimde söz konusu olan ezilmeler, soykınm, şu an hâlâ Bosna'da, Kosova'da da yaşanıyor Bundan farklı olarak, 'bir toplumda suçhı olma kavramı'nı incelemeye ça- lıştığım filmler yaptun. Ben insanlann toplumdaki aksaklıklar yüzünden suç- lu konuma düşüp hapse atıldıklanna inanıyorum. Her toplum, bütün suçlan yükleyebilecekleri bir günah keçisi arar ve bulur. Sonra onu yargılar ve sonsu- za kadar mimler. Ben de bunu eleştiren filmler çektim. Bunlar, suçlulan savun- mak değil ama onlan anlamak, dinle- mek gerektiğini ve izleyicilerin de bu konuda düşünmelenni sağlamak için yaptığım filmlerdi. -Alman sinemasının getişimi hakkın- da ne düşünüyorsunuz? RUNZE - Alman sineması için bir bakıma çok yeni ve genç bir sinema di- yebilirim. Çünkü aslında gerçek anlam- da sinemaya çok yeni başladık. Ama tican piyasada Alman fılmlerine çok az yer verilmesi ve vizyonu Amerikan yapımlannın kaplaması bu ilerlemeyi ge- ciktiren en önemli etkenlerden biri. Fa- kat bana göre Alman sinemasının bu ka- dar geri olmasının daha da önemli se- bebi, tarih saplantımız. Alman toplumu, 2. Dünya Savaşı sırasmdaki Nazi geç- mişini reddediyor. Bu olay bir tabu gi- bi, yasak gibı toplumun içinde sıkışu kal- dı. O dönemde çoğunluğu Yahudi olmak üzere 5 milyon insan öldürüldü, yakıl- dı. Korkunç ve trajik bir olay. Ama Al- man tarihinin de bir parçası. Eğer yap- tığım kabul edersen bu seni daha güç- lü kılar. Gerçeği kabullenmezsen bu se- ni zayıfianr. Hitler'i ve yaptığı soykın- mı kabul etmelı ve bu gerçekle yüz yü- ze gelerek onun sorumluluğu ile savaş- mahyız. Savaştan sonra yapılan ilk 4-5 fihn çok başanlı idi. Ama bundan 2-3 yıl sonra, Alman sineması yüzyılrn en sıkıcı ve en anlamsız filmlerini çekti. Ye- ni kuşak ise heT şeyin farkında. Sava- şın ağırlığından sıynlmış ve bu soykı- nmı tabu olmaktan çıkartnıış dunımda. Birçok yetenekli genç yönetmen ve se- naryo yazan yetişiyor. Bu gençler ge- lecek 10 yıl içerisinde Alman sınema- smı ileriye götürecek ve dünyanın ön- de gelen sinemalanndan biri haline ge- tirecekler. 'Chiapas Adlı Bir Yer', En îyi Belgesel Film ve Belgesel Jüri'nin Büyük Ödülü'nü aldı Zapatistahuvıyeni demoknısimücadelesiKlltür Servisi - TÜR- SAK'ın düzenlediği 2. Ulus- lararası Sinema-Tarih Bu- luşması'nm Uluslararası Bel- gesel Film Yanşması'nda Kanadalı yönetmen Nettie Wildm'Chiapas Adlı Bir Yer"i sinema yazarlan tara- findan En iyi Belgesel ola- rak seçildi. Meksika'daki Zapatista Ulusal Kurtuluş Hareketi üzerine çekilen uzun met- rajh fihn ile yönetmen ayn- ca Belgesel Jürisı'nin de Bü- yük Ödülü'nü aldı. 'A Rustling of Leaves: In- side the PhiüppineRevolution' (1989) ve 'Blockade' (1993) adlı belgesel fîlmleriyle tanman Kanadalı yönet- men Nettie Wild, 'ARustfingofLeavcs' ile Berlin Füm Festivali'nde Halk Jü- risi Odülü'ne, Ulusal FUm Kurulu Bel- gesellere Selam Komitesi'nce ve Ho- uston Fihn Festivali'nde büyük ödü- le layık görüldü. Aynca 'Blockade', Van- couver Uluslararası Füm Fes- tivah 'nde En Popüler Kana- da FUmi seçildi ve Amerika Fihn ve Video Festivali'nde "KmnızıKurdele'' üe Hous- ton Uluslararası Fihn Festi- vali'nde Gümüş Ödülü ka- zandı. 1 Ocak 1994'te yerli Za- patista Ulusal Kurtuluş Or- dusu'nun Güney Meksi- ka'daki Chiapas eyaletinde başlattığı devrimi kendi ba- kış açısıyla sunan Nettie Wüd, çekimleri 1996-97 ara- sında 8 ayda tamamlamış. Zapatıstalan devrim anla- yışlan açısından özel buldu- ğu için seçtiğini belirten yö- netmen, filmlen içinde en dramatık sahnelere Chi- apas'ta tanık olmuş. Zapatistalann devrim an- layışlanrun kendisi için öne- mini vurgulayan Wild, on- lann mücadeleyi kazanmak için silahlara değil bilgilen- ne güvendiklerini söylüyor. "Kendi yaşamlarmda kont- rolsahibi ohnakiste>çninsan- lan her zaman olumlu kar- şüryonım. Bence değişim di- nomiginp«ahipnhnlann hiy- bir zaman nerede olduklan, nerede yaşadıklan önemli değüdir. Onlar, kendi hayat- larmda başanya ulaşmadık- lan sürece durmayacaklar- dır. Fimdeki Zapatistalann yaşadıklan yer ve kendi ha- yadan için kontrolü ellerine geçirmek istemeferi dikkati- mi çekti. Bu devrimin bir önemli özelliği de sflahlaıia deği fıkirlerhie kazanmayı tercih etmeleridir. n Vild, çekimler sırasında Zapatistalann karsısındaki NettieWild, fîhnde devrimi kendi bakış açısıyla sunuyor. ^^apatisların yaşadıldan yer ve kendi hayatlan için kontrolü ellerine geçirmek istemeleri dikkatimi çekti. Bu devrimin bir özelliği de silahlarla değil, fikirleriyle kazanmayı tercih etmeleridir. 'Banşve Adalet' grubu tarafindan hiç- bir tehdit almamış. Çekim süresince oradaki insanlarla bırlıkte olup, onla- nn hayalleri ve istekleri konusunda konuşan yönetmenin fihnine yerli halk çok ilgi göstermiş. "Meksikahlar, 'Chiapas Adlı Bir Yer' in kendi ülketerinde gösterüroete- rini arzu ediyorlar. Çünkü Meksika devietinin Zapatistalara zor kullan- nmıtıtl«nın ili^kin yalanlannın gÖ7İer önfine seritanesini istivortar." tngilizce ve Fransızca olarak hazır- lanan fihn bugüne dek Kanada'da TV ve sınemalarda; Fransa, Ahnanya ve Amerika'run 80 şehrinde göstenldı. VVM, Chiapas'ta ulusal kurtuluş hareketi üzerine çektiği fıhni sekiz ayda tamamlamış- Peter Bacso, her yönetmenin, çektiği filme inanması gerektiği görüşünde w Bazen fihııler de tarihi etküer' • "Sadece tarih filmleri değil, bazen filmler de tarihi etkileyebiliyor. Bu açıdan, insanlan etkileyen fîlmleri çok önemsiyorum. Macaristan'da dikta rejimini eleştiren filmler ülkenin politik tarihi için çok önemliydi." ESRA ALİÇAVTJŞOĞa,U 2. Uluslararası Sinema Ta- rih Buluşması etkinlikleri çerçevesüıde dünya sinema- sının önemli isimleri de bir araya geldi. Macar sineması- nın usta ismi Peter Bacso da Uluslararası Uzun Metraj FUm Yanşması'nın jüri baş- kanı olarak istanbuTdaydı. 2. Uluslararası Sinema Ta- rih Buluşması çerçevesinde yönetmenin; 1950'lerin si- yasi yargılamalannm taşlaması olan ve on yıl boyunca yasakla- nan 'Tanık*. Tıtania Tttania" ve 'Yeniden Tanık' adlı filmleri gös- terildi. Sinemadünyasına senarist ola- rak giren, fakat bir süre sonra, kendi deyimiy le 'yönetmenin kö- fcsf olmaktan sıkıldığı için yönet- menliğe başlayan Bacso, önce kısa fihnlerle, sonra uzun metraj- h fihnlerle Macar sinemasmda aHinHan SÖZ ettirdi. Peter Bacso, "Tanık"m Tür- kiye'de gösterihnesinden son de- rece hoşnut. "Insanlar fOmin ne mesaj verdiğini anladılar. Fihn sadece dikta ağkisini «jdatnayor- 'Tanık'm yaşamın içinden gehnesi benim için en önemli özeüiğrydL' du. Anlanbn, insanlarla her tür- lü güç arasmdaki OişkiydL Ta- mk'myaşammiçmdengefanesiS- mia beaîm için en önemH özeffi- ğjydL" 2. Uluslararası Sinema Tarih Buhışması'nm, sinema ve tarihi buhışturması bakrmından son de- rece ilgınç olduğunubelirten Bac- so, uluslararası yanşmada da son derece nitelikli fihnlerin yer al- dığını ifade etö. "Yanşma dü- şüncesigercelctençokilginç_Ta- rihselfBmlm bir araya getirerek feldüfe datarihksineınayıbaluşturmak, gerçekten takdir ediknea gere- ken bir düşüace_" Peter Bacso, uluslararası ya- nşmada yanşan filmleri değerlen- dinrken ilk ölçütlerinin şüphesiz iyibn-fBm' ohnası gereknğini be- lirtiyor. "Tdminflgiçekic^çarpı- a olması aradığuniz nteeiflder ara- smda. Tarih ve sinema karmaşık bir iUşkiye sanip. Tarih her geçen gün değisn-or, her gün farkh bir tarih yazihyor. FUmlerin hikâje- si muüaka inandıncı olmak On- ceUkle yönetmen ve senarist çek- tikteri filmin hikâyesine gerçek- ten inanmahlar. Bu ÖzeHÜder iz- led^im filmler için beüriediğim ölçütlerdcn bazüan." Peter Bacso'nun on yıl boyun- ca yasaklanan, 'kişflik kültü dö- nemf olarak adlandinlan, 1950'le- rin başmdaki Macaristan'ı anla- tan filmı -Tanık", 'inandınah- ğı' nedeniyle yasaldanmıştı. Macar sineması krizde "Tanık'm yasaklanma neden- lerinden biri,inandıncı olmasın- dan kaynaklanıyordu kuşkusuz. Ama bu, nedenJerden sadece bi- ri. Sadece tarih fümteri değfl, ba- zen fıhnler de tarihi etkileyebili- yor. Bu açıdan insanlan etkileyen filmleri çok önemsryorum. Sadece benim fılmim değD,ya- pılan başka ilhnler de Macaris- tan'dald dikta rejimini eleştiri- yordu ve bu filmler de yasaklar- dan nasibini akb, Ancak bn fihn- lerin Macaristan'm politik tarihi için çok önemli olduğunu vurgu- lamak gerekivorf Peter Bacso'nun Macarsinema- sı üzenne gönlşleri ise hayli il- ginç. Komünıst Partı dönemi dik- tasında smemarun hiç de bağım- sız olmadığını, ancak iyi filmler için gereken finansmanın hükü- met tarafindan karşılandığım be- lirtiyor usta yönetmen. Bacso, değişimden sonra ise sinemamn bağımsızlaşüğının, ancak parasız- lık nedeniyle çok az sayıda film yapüdığının altını çiziyor. "Ashn- da bu, çok büyük bir paradoks. Geçmistesinema hiç debağunsız de^kti. Fakat finansal ksynakla- nmız hep vaıtü. Hükümet yeteri kadar zekiydi ve yönetmenlere, prodüktönere fihn yapmalan için yeterii kaynagı sağhyordu. Ama bu dönemde çekilen fihnlerin ko- nusu tamamen hükümetin ön- gördüğü şekUde oluyordu. Deği- şimden sonra ülkenin film en- dmtrisi bağımsızhğını kazandı, ancak parasız kaldı. Hiç kimse sinemacılara yanfam etmedi Her yönetmen kendi çekeceği fihnin parasını bulmakiçin çababvordu. Fakat bu da yeterii otmadı. Şün- dilerde Macar sineması büyük bir kriz içinde-Yönetmenlerin ço- ğn özel kanallara yaptıklan çabş- malardan kazandıklan parayı kendi fUmlerine aktanyor. Bü- yük bir savaşım veriyoruz. Bu, hiç iç açıcı bir durum değfl, an- cak bu durumun değişmesi için umutlanmaya devam edeceğiz, etmemiz gereidyoıi" Sezen Aksu'dan "Sapı Odalar' single'ı • Kültür Servisi- Sezen Aksu, 'San Odalar' (Ben seni çok sevdim oğlum) adlı single'uıı yayımlayarak müzik piyasasında son üç senedir basılmayan single'lar dönemini tekrar açtı. Single'tn ekonomik ohnası bakımrndan müzikseverlerin daha fazla yeni şarkıcı ve şarkıyla tanışabileceklenni düşünen Sezen Aksu'nun 1993 yılında Avrupa'da çıkan 'Hadi Bakalun' isunli single'ı müzik listelerine üst sıralardan girmiş ve iyi bir satış rakamı yakalamıştı. 'San Odalar' single'ı bır haftada net 100.000 satıs rakamını yakaladı. başvurıriar başladı • Kultür Servisi - Ünlü şarr Behçet Necatıgıl anısına aılesi tarafindan düzenlenen Necatıgil Şıir Odülü, bu yıl da şainn doğum günü olan 16 Nisan'da venlecek. 1979'da yiurdığımiz Necatıgil anısına venlecek ödüle, Mart 1999-Şubat 2000 tarihlennde yayımlanan şiir kıtaplan aday olabilecek, ödül tutan ise 400 milyon TL olarak belirlendı. Seçıci kurulu Adalet Ağaoğlu, Füsun Akatlı, Prof. Dr Cevat Çapan, Doğan Hızlan, Fethı Nacı, Hilmı Yavuz ve Prof. Dr. Tahsin Yücel'den oluşan yanşmaya katıhnak isteyen adaylar, şubat ayı sonuna kadar 8 kitapla birlikte, Necatigıl Şıir Ödülü Seçici Kurul Sekreterlığı, P.K. 109, Beşıktaş 80690-îstanbul adresıne başvurabilecekler. Arjantjnli tango ustası Eduardo Aguirre ktanbıd'da • Kültür Senisi - Pera Güzel Sanatlar Merkezi'nde 17 Ocak'tan itibaren başlayan tango dersleri, Buenos Aires'te milonguero tarzı tangonun usta isimlerinden Eduardo Aguirre eşlığinde yürütülecek. Akademık çerçevede dört yıl olarak planlanan tango programını tamamlayıp tangoyu profesyonel boyutlara taşımak isteyenlerin yanı sıra hobi olarak bu dansı öğrenmek ısteyenler de aylık bellı bir ücret karşılığında haftada dört saat boyunca tango derslenne katılabılecekler. Yrtın Karikatürcüsü FeıMt Öngören • Kültür Servisi - Kankatür Vakfı, gelenekselleştırdıği 'Yılın Karikatürcüsü' armağamm bu yıl Ferit Öngören'e vermeyi kararlaştırdı. Ferruh Doğan, Hıfzı Topuz, Tan Oral, Vecdı Sayar, Önder Şenyapılı, Süleyman Coşkun, Ömer Tuncer, Haluk Ünsal ve Nezüı Danyal'dan oluşan Kankatür Vakfı Danışma Kurulu, çağdaş karikatür anlayışıyla yaptığı başanlı kankatür çalışmalanndan dolayı Ongören'in ödüle layık görüldüğünü belirtti. Öngören, 5-9 Mayıs tarihlerinde yapılacak 6. Uluslararası Ankara "^ Karikatür Festivali'nde bır törenle ödülünü alacak. Kurul aynca, 50'li yıllardan bu yana kankatür çalışmalanm başanyla sürdüren Cafer Zorlu ve Mustafa Eremektar'ı da 'Onur Odülü'ne layık gördü. Kurt Cobain'e öykünen Lübnanlı genç intihar etti • Kültür Servisi - Lübnan'm Tnpoli şehnnde yaşayan 16 yaşmdaki hard rock hayranı, polisin açıklamasına göre 1994'te kendinı \r uran Kurt Cobain'in intihanndan etkilenerek kendisini beşinci kat penceresinden aşağı attı. Cobam'm ölümü Lübnanlı rockseverler arasında mtihar olaylaruıı arttmnca Hıristiyan dırune mensup otoriteler, bu müziğı yasaklamaya çalıştı. Hıristiyan otoriteler, Beynıt'taki yeni yıl kutlamalannda sahneye çıkacak olan Danımarkalı sevilen grup 666'nın müzığımn satanıst müziğı olduğunu öne sürerek grubun konser vennesim engellemışö. Kınalı Bler' birinci oldu • ANKARA (AA) - Kültür Bakanlığı'nın düzenlediği 'Türk Halk Kültürü Fotograf Yanşması'nda binnciliği 'Kınalı Eller' adh çalışmasıyla Bülent Gündoğdu aldı. Halk Kültürlerinı Araştırma ve Geliştirme Müdürlüğü'nce açılan yanşmaya 28 kişı, toplam 100 eserie katıldı. Yanşmada ıkincılığe Yüksel Erseltel Keçeci, üçüncülüğe Ünsal Kınıklı, mansiyona Zafer Güngüt, Bigay Izci, Muzaffer Sütlüoğlu ve Sıtkı Rıfat değer görüldüler. Dereceye gırenlere toplam 2 mılyar 100 milyon lira para ödülünün dağıtılacağı yanşmanın ödül töreni 11 Ocak'ta Kültür Bakanlığı 75. Yıl Sergi Salonu'nda yapılacak. Sergilenmeye değer bulunan eserler 11-14 Ocak tanhlen arasında aynı salonda başkentlilerle buluşacak. Muzaffer Samsözen anıldı • ANKARA (AA)- Anadolu'yu köşe bucak gezerek derlediği on bine yakm türküyü nota ve taş plaklara aktararak ölümsüzleştiren ve 1940'ta Ankara Radyosu'nda kurduğu Yurttan Sesler Korosu ile dünyaya tanıtan Türk halk müziğı araşnrmacısı Muzaffer Sansözen, ölümünün 37. yılında törenle anıldı. Kültür Bakanhğı 75. Yıl Tiyatro Salonu'nda düzenlenen törende konuşan Kültür Bakanı Müsteşar Vekili Fikret Üçcan, Muzaffer Sansözen'in 64 yıllık kısa yaşamına unutulmaz hizmetler sığdırdığını, halk müziğinin ülkemızde tanınmasında, geliştirilmesınde ve sevilmesınde büyük payı olduğunu söyledi. BUGÜN • BEKSAVda. saat 15.00'te Thaddeus O'Suffivan'ın 'Hiçbh- Şey Kişisel Değu" adlı filmi; 18.00'de Jim McBride ın 'Itirafçı' filmi gösteriliyor. (0216-349 91 55) • NÂZEVI KÜLTÜREVİ'nde, saat 15.00'te Emin Sarp'm yönetmenliğini yaptığı 'Ktnlordu Tarihi' adlı belgesel film izlenebihr. (245 04 81) • İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSrTESt'nde, 17.00'de Amos Ghai'nın 'Kadosh" (Sacred) adlı fihni; saat 19.00'da ise Milcho Mancheski'nın 'Before The Rain' (Yağmurdan Önce) filmi yer alıyor. (216 23 15)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear