23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 18 OCAK 2000 SALJ O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr Türk Devrimi ve Kavramlar Nıırer UGURLU S on ydlarda 'Türk Devrimi' yenne 'Atatürk Devrimi' ya da 'AtatürkİhtilâlT, 'Anado- hı thtilâH', 'Anadota İnkılâbı', aynca 'Atatürk Devrimi' ye- nne de 'Atatürk Devriınleri' ya da gü- nümuzun yaygın (yasal) deyışıyle 'Ata- türk Üke ve Inküâplan' dıyoruz ve bu- nunla da Ulusal Kurtuhış Savaşı'mız- dan sonra yapılan 'Türk Devnmi'nı amaçladığımızı sanıyor, böylece, bıle- rek ya da bılmeyerek buyuk bılgı yan- lışlığına duşmuş oluyomz Çünku 'devTİm, ıhrilâl, inkılâp, re- form, ıslahat, yenılik' gıbı sozcuklen çok kez anlam bakımından bırbınne ka- nştırarak kullanıyonız Örneğın, 'dev- rim, ihtilâL inkılâp' gıbı sozcuklen çok zaman aynı anlamda, '»vtn m, ıdah^y»»- nflik' gıbı sozcuklen de bırbınne yaİon anlamlarda sıralıyor, boylece sözcük- lere gerçek anlamlannı vennıyor, an- lam kaymalanna, tenm ve kavranı ka- nşıklıgınayolaçıyoruz Budurum,ıçın- den çıkılmaz bır duşûnce ve göruş da- ğınıklığı oluşturuyor Önce, bu tenm ve kavram kanşıklı- ğına, dağtnıklığına son vermemız gere- kır Eğer sozcûklere gerçek anlamlan- nı venr, onlan yerlı yennde, tam anla- mıyla kullanırsak, duşunce, gorüş, an- layış kanşıklığını ve dağınıklığını da bır anlamda onlemış, daha sağlıîdı, da- ha doğru bır kavrayış, anlayış ve yo- rumlayış yeteneğı, gıderek ozellığı ka- zanmışoluruz Çünkü bu tenm ve kav- ramlann, duşûnurler, bılım ve sıyaset adamlannca tanımlan yapılmıştır Bu tanımlan gerçek anlamlannda bılme- mız, bu kanşıklığın ve dağınıklığın gı- denlmesı ıçın başlangıç noktası sayıla- bdır Şöyle bır ömek vennek ıstenm Çok kez 'Türk Devrimi' yenne 'devrimfcri- miz' ya da inkılâplanmız' dıyoruz, bu deyışle de Cumhurryet'ten sonra yapı- lan 'grvim. yazı,hukuk vb.' yerulıkJen be- lırtmış olduğumuzu sanıyoruz Bunla- n böyle bır bır sıralarken bır de 'lâiklik' sozunu eklemıyor muyuz, çok kez de yanlış kullanarak 'lâiklik devTİmi' demı- yor muyuz, ışte o zaman (doğrusu) ne dıyeceğımı şaşınyorum Çunku, aynve bağımsız olarak göstenlen bu çok onem- lı yenılik, gerçekte 'Türk Devrimi'nın bu- parçasıdu- ve eskı, köhnemış kurum- ların yenne yenılennın, çağdaşlannın konulmasıdır Bılmıyor muyuz 'Türk Devrimi'nın gerçek anlamı, ulusal, ba- ğımsız, lâık ve demokratık Türkiye Cumhuriyeti'mn kurulmasıdır 0nun ıçın 'lâiklik' bağımsız bır devrım değıl, 'TurkDevrimi'nın genel yapısıdır Bu- de çok sık, her yerde ve her za- man 'Atatûrk'ün iandeyiz!' demıyor muyuz (buna da doğrusu ne dıyeceğı- mı şaşınyorum), bununla (sozum ona) 'TürkDevnmi'nı benımsedığımızı söy- luyor, vurguladığımızı sanıyoruz Ama bu soylemde de iz' sozcuğunü gerçek anlamda kullanmıyor, çok başka, çok de- ğışık anlamlar vermeye, yûklemeye ça- lışıyoruz Çûnkû, gerçekte 'iz' sozcuğü 'beirgnıohnayan,giEk' anlammda bır ıçe- nk taşımakta ve bılımsel olarak şoyle ta- nımlanmaktadır 'Birşeyingeçtiğiyada önce bulundıığu yerde bırakbğı befirri, nişan, alâmet; bır olay ya da durumdan geride kalan behrti, ıp ucu, emare; bır şeyin dokunmasıyla gende kalan betir- ti.' Şımdı, bu bılımsel tanımlar ıçınde bı- atn 'Atatürk'öniznıde'olduğumuzna- sıl bır gerçek olarak ortaya çıkmaktadır7 Bence bu soylemm bılımsel olarak doğ- "hısu. 'Biz, Atatûrk'ün bıraktığı ideolo- ji içindeyız ve bunu sürdürmekteyiz' ol- malıdır Burada, doğal olarak, 'ideoJo- ji' sözcuğüne de gerçek anlamını ver- mekzorundayız Çünku ideolojiysiya- nl ya da toplumsal bir öğreti oluşturan, bir hükünıeün. bır partmın davranışla- rma yön veren pobnk, hukuksal, bilim- sel, feisefî, dınsel, moraL, estenk duşün- ceterbütûnü" olarak tanımlanmaktadır Şımdı burada çok açık olarak goruluyor kı, bız, 'Atatûrk'ün ızmdeyiz!' soyle- mmde de sozcuklen gerçek anlammda kullanmıyor, anlam kaymasına yol açı- yor, duşûnce kanşıklığına ve dağınıklı- ğına neden oluyoruz Bunlargıbı 'Törk Devrimi'nın değış- mez srmgesı olan 'ahı ok'u da gerçek an- lammda algılamıyor, ılkelerbutunu ola- rak goremıyor ve değerlendıremıyoruz Gerçekte 'altı ok', yalnız Cumhnriyet HalkPartisi'nın değıl, Türkiye Cumhu- riyeti'nın de yönlenduıcı ılkelennı be- lırten sımgedır Çunkü 'alb ok', yenı Tûrk devletının kunıluş ve gelışım yü- lannda atılmış sağlam bır temel, çızıl- mış çağdaş bır yontem sıralamasıdır Bu sıralama "MUB Mücadele'nın ilk günlennden ıubaren gudükn miffi sjya- saya ıhşkm ana hatlann en tam ve mü- tekâmil bir şelrîlde tespit edflmiş oima- sHbr." 10 Mayıs 1931 tanhınde toplanan Cumhuriyet Halk Fırkası'nın Uçûncu Büyuk Kongresı'nm kabul ettığı prog- ramda yer alan bu değerlendrrme (ya- zılmasına Gâzi Mustafa Kemal'm de büyuk ölçude katkıda bulunduğu) Tanh (IV ders) kıtabında şöyle yonımlanmış- nr "Bu program, zafere ve miffi hâkimi- yetegötüren Isnklâl Mucadelesı plânı gi- bi mflEdir. Bupiân şu veya bu smıf ve zum- reiçindeğO,bütün mOletiçin,mflktm ye- ni ve ebedî hedefı olan medenî yüksel- me yoiunda memleket aşkı ile çahşacak bütün vatandaslar için altmda toplam- lacak bir miffi bayrak olarak yapılmış- Or." (Maanf Vekâletı, Devlet Matbaas», tstanbul, 1931) Programın bınncı bolûmü, 'vatan, millet, devletin esas teşküâtL, amme hu- knku'nu, ıkıncı bolümu. 'Cumhuriyet- çffi^MflKyetçflik. Halkçılık. DevIetçiHk, T .âikliL tnkılâpyıhb' ükelennı ıçermış- nr Bennnsenenbu'allıok', 1937'deCum- hunyet Halk Fırkası Genel Başkanve- kılı ve Malarya Mılletvekılı tsmet Inö- nü ıle 153 arkadaşımn anayasanın bazı maddelennın değışhnlmesı ıçın verdık- len yasa onensının gerekçesınde şoyle açıklanmıştır "Eskı kanunun Esas Hükümleri'ni gösteren bölümün birinci maddesinde Turkıye Devletı'nin bir Cumhunyet ol- duğu yazıh otup, bununla yahuz devle- tin şekü açddanmışohıyor. Halbuki, dev- letin şekByle beraber snasette ve idare- de taldp edeceği yoüann esas vasıflan- nmda Esas Hükûmlerolarak behrtflme- len gereküdir. Bu düşüncelerie, ikind maddeye Mıllıvetçılık, Halkçılık, Dev- letçüık, Lâiklik, tnküâpçılık' vasıflanda flave edüebiKr" (Mahmut Goloğlu, Tek Partılı Cumhunyet, 1931-1938, Anka- ra, 1974) Gerçekte bu 'alö ok'un dort ılkesı, 'Cumhuriyetçilik, MDlhetçihk, Halkçı- uk, Lâiklik' daha once, Cumhuriyet HalkFırkaa'run 1927'de toplanan Ikın- cı Buyuk Kongresı'nde programa ahn- mış, 'DevJetçScİnkiâpçdık'ıse 1931de- kı Ûçüncü Büyuk Kongresı 'nde benmı- senmışnr Bu ılkeler, 1937'den sonra, bu- butûn olarak Türkiye Cumhunye- ti'mn devlet ve ulke yonetımmde etkı- lı ohnuş, geçerlılık kazanmıştır. EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Çöziim Nerde? "Asmayalım da besleyelım mı?" Asmak, kesmek, yok etmek, ortadan kaldırmak! Kahve soyleşılennde, kafası kızan ya da soaınlan çozemeyen kışı, "Ben olsam sıralanm darağaçla- nnı" der, çıkar ışın ıçınden Kafamıza uygun gor- medığımız kışılen meydanlarda ıpe çekmekle top- lumu duzene sokacağımızı sanınz Hadı bunu bıl- gısızler, gorgusuzlersoylesın, ama kocaman koca- man adamlann soylemesıne ne demeif? Abdullah Ocalan gerçekten de asılmayı çoktan hak etmış bın Onbınlerce ınsan olduruldu, sakat bırakıldı Bınlerce şehrt anası, babası, eşı, kardeşı, oğlu, kızı var öç alma duygusunu yok edemezsı- nız. Bu oldukça ılkel bır duygudur, ama ınsanoğlu kendını yuzyıllardır ondan kurtaramamıştır "Göze göz, dışe dış " Kışısel tutumlar başkadır, bır ulusun genel çıka- nnı, yarannı duşunmek başkadır Meydanlan, şe- hrtlıkten dolduran analar, babalar, eşler çığlık çığlı- ğa Ama aylarca ellennde kayıp resımlerıyle ağ- laşan analar, kardeşler, babalar da çılık çığlığaydı Bir ağlama, bır dövunme, bır hak arayıp bulama- ma karmaşası içindeyız Çıkış yen neresı? Apo'yu Beyazıt ya da Sultanahmet meydanında asmak toplumu kurtaracak mı? Bır de şurasını duşunmelı, bır Apo mu tek enge- lımız? O grtse, her şey duzelır mı, yoksa ışler daha mı kanşır'? Acılann coşkusuna kendını kaptıran yı- ğınlar bunu ayırt edemez. Şehrtlenn sırtından oy alarak ıktıdann buyük or- tağı olan bır partı ıdam dıyor Yıllarca yandaşlanna Apo'yu asmak sozu verdıler Şımdı ellenne fırsat geç- tı. Şehrt yakınlan "Verdığınızsözü tutun" dıyoriar "Boşuna mı sıze oy verdık" dıyoriar Ikı yanı da pıs bır değnek bu' Ya ıktıdarda kalıp turlu çıkariannızı duşuneceksınız ya da verdığınız sozde sonuna ka- dar dıreneceksınız' 3u, MHP ıçın bır çeşıt, var ol- ma yok olma sorunu Bu arada en zor durumda kalan bın var; Bülent Ecevit... Içı kan ağlasa da, onbınlerce şehıdın acı- sını herkesten daha çok duysa da, devlet sorum- luluğu başta gelmekte. altmış mılyon ınsanın ya- rannın nerde olduğunu duşunmek, bılmek Bırkaç gundur Avrupa basını, TV'len Apo'nun yakayı kurtardığını yazıp soyluyor Nedense, bu adamı bır çeşıt kurtancı gıbı gorenler var Onlara kalsa, Apo bır partmın başına geçmelı, sıyasal ya- şamda yer almalı. Nerde kaldı, asılması "ağıriaştı- nlmış hapıs "lerde çurutulmesı 1 On yedı yaşındakı gençlenn asılmasını uygulat- tıran Marmans paşası bıle Apo'nun asılmasını ıs- temıyor! Emeklılık yasamında ne olduysa olmuş, eskı duşuncesını değıştırmış1 Asmayacağız, bırya- şam boyu hapıshanelerde besleyeceğız, hucresı- nı radyo-TV, buzdolabı bılmem nelerle doldurarak' Turkıye'nın bunca çapraşık ışlen arasında en başta geten konu Apo'yu asmak mı, asmamak mfi Hamlet'ın dedığı gıbı "Bütun sonın bu!.." Devrimci Bir Anlayışla Kitle Eğitimi Dr. Mehmet Y. YAHYAGİL Yedıtepe Ünı Öğretım Gorevhsı • • lkenuz,ışlevuııyınnnışbu-unpa- U ratoriuktan modern bu- ülkeye dö- nûşmenın başlangıç noktası olan Cumhunyetm 76 yıldonümunü aydınlık duşuncerun, demokrası- nuı savunuculanndan bır duşun- ce adamına yapılan kanlı saldınnın yarattığı tep- kılerie, çağdaşlık ve laıklık karşıü eylemlenn plan- lanıp, uygulandığı, burokrat, sıyasetçı ve çete- cıler üçgenının kırlı defterlennden kamuoyuna yansıyan çırkeflıklenn sergılendığı bır ortamda kutlamak zorunda kaldı Yazıktır Cumhunye- tm ılk on yıllık dönemınde gözlenen "yeni bir ülke kurmak hevecanının" sonmesımn temel nedenlen nelerdır 9 Boylesme bu- karmaşa yaşa- mak acaba Turkıye'run gerçekten çok farklı so- runlarla boğuşmasından mı kaynaklanmakta- dır 9 Bence, hayu- 1 Uzuntüyle ızledığımız toplumsal davranışlar- dakı çarpıklığın nedenmı ıncelemek ıçın, ınsan- lanmızın bu davranışlanna temel olan tutumla- n, değer yargılan ve algılama bıçunlenne bak- mak gerekır Turkıye, Asya ve Akdenız mer- kezlı bır kujojrçjj apıy a saİuptır Bu > apının ıkı temel öğesı olan dıl ve ınanç sıstemlen, Batı dünyasından ve kultürûnden büyük aynüklar ta- şunaktadır Tanhsel olarak "tslam dınınin es- neklik kazandınlnuş bır formunu ne şeytanca, ne de ilahi güçlere fakat yönetim gücüne bağlamış olan'' (1) Osmanlı'dangunumuze kalan en onem- b olgu, yöneten-yonetılen aynmımn aşılama- ması, kulluktan, yurttaşlığa geçılememış olma- sıdır Insanoğlunun duşunme mekanızmasını de- netleyen mantık sıstemınuz Ansto'nun duzlem- sel anlayışıyla smırlıdır Bu sıstem kendı yarat- tığı duşûnce boyutlaruun oluşturduğu alanı aşa- mayan, kısır dongnye neden olan kısıtlı bu- ya- şam bıçurnne elvermektedır Bubınyle uyuş- mayan bakış açılanna olanak tanıyan, modern (paradoksal) mantık anlayışını genelde kullana- mayan ulusal dûşünce mekanızmamız doğal ola- rak ezbercı bır eğıtım yapısıyla butunleşmıştır Bu durumda da uısanlanmızm çoğu yaratıcıük mtehklennı gelıştırememekte, çağdaş becenle- re sahıp yonetıcıler yetıştırememektedır Gerek ük, gerekse yuksekoğretunde eğıtmenhk gore- vını ustlenen 'hocalarumz' ınsan duşüncesının evnmını genelde goz ardı etmekte ve anlatama- makta ya da anlatmamaktadrr Gunumuzde kaç öğretmenm edebıyat akımlanyla, bılımseJ gebş- melerle felsefesel akunlar arasında ılışkı kurdu- ğu, yontembılnncılenn pozıtıvızm ve karşıt araş- tuma teknıklennden ve bunlann dayandığı du- şünce temellennden soz ettığı, oğrencılennın ozgürce tarhşmalanna olanak tanıdığı kuşku- suz ılgmç bır araştırma konusudur B. Güvenç, S. Tanflti ya da M. Şerif ın yapıtlan kaç ünıver- sıte öğrencısınm başucundadir 9 Sonuçta kûlturel yapımız 'kadercüik' uzen- ne kurulmuş, ınsanJar ıçın ulkusel yön, "orta- yol'' şekhnde tanunlanmış, mûzığımız de du- şunce vapımız da eylemlenmız de tek seslı ve kendımıze dönuktur Buna bağlı olarak da dar bakışlı, motrvasyonu düsûk, yenılıklerden ür- ken ancak kolaycılığa kaçan, estenk anlayışı sı- rurlı bıreylenn çogunlukla olduğu toplumsal bır profîl oluşmuştur Tutarsız ekonomımız, yeter- sız bılgı brnkımımız ve kıtle ıletışımının etkıle- n sosyo-kulturel çozulmeyı hazırlamış, hukukun ûstunlüğu, üctıdarlann üstunluğune yenık duş- mûştur Bu bağlamda Cumhunyetm 76 yılında ve ye- nı bır yûzyıün eşığmde ulkenm cumhunyet ıl- kelennı savunanlarla, karşıtlannm TSK'nın sık aralıklarla sesmı (') yûkselterek denetlemeye uğraşüğı savaşun, toplumbılımsel açıdan "çan- lann üst perdeden çakuğT bu- boyuta enşmış- tır Bu toplumsal bunalımda sıyasal yonetinıler gıderek etkenhğını yıürmekte, uyanlara ıse "dev- let itiban zedelenmemelidir" bıçımınde yanıt verümektedır Bu ülke ınsanlannı bır araya getrrecek oğe yenı bır ulusal görüşûn (vızyonun) saptanması ve görevlenn (mısyonlann) akılcı yaklaşunlar- la yenıden toplumsal smıflara rndrrgenmesıyle olasıdır Bu ulusal gorûşun temelı ıse Mustafa Kemal Atatûrk'ün söylemını oluşturan büımsel, dolayısıyla evrensel yaklaşımdır Pekı, gende kalan 75 yıl ne olmuştur 7 Kanımca acı bu- de- neyımler sarmabdu- Hermahalledenbu-mılyo- ner çıkarmak, küçuk Amenka olmak, anayasa- yı arada sırada 'ddmek', devlet ıçın kurşun atan- lara da, atılanlara da alkış tutmak bu deneyımın parçalandır Aydınlanma sûrecuıı cumhunyetın ılk on yı- hndakı heyecanla sûrdurmek ıçın buincı onenm, (YÖK her ne kadar yetışkın eğıüm formasyonu veren yukseköğrenım bölumlennı ustaca yok etnyse de) tüm dünyanın gözdesı olan kıtle (halk) eğıtımının hızla gundeme ahnmasıdrr tkıncısı ıse çok- kültüriü anlayışla ve 'toplumsaflaştzr- nu sürednin' temelı olan eğıtım sıstemımızın evrensel yöntemlerle donatılarak, devnmcı bu- anlayışla yenıden yapılanmasıdrr Uçuncuöne- ran de bu gelışmelere olanak tanıyacak, dıno- zorlan arka plana ıtecek sıyasal orgutlenmelere çağdaş beyınlenn katıhnalandrr Bu yenılenme sağlanabıhrse sosyal smıflann yakınlaşması ko- laylaşacak, ıçıne duştûğumuz kûlturel yozlaşma engellenebıleceknr Örneğın Cumhunyetm 76 yıl donümunde, aıle uyelen arasında duzenlenen yaş gunu kutlamasında Turkçe kullanmak gerek- sınımı duyuhnaksızm asılan "happy birthday" yazısının Cumhurbaşkam'ndan dahı tepkı âl- maması yetennce ılgnıç, bu- o kadar da duşun- dürucudûr Eh,nedıyelım, "haveagreatyearMr. Demird!" (1) Goodmn, Jason, (1999), Lords ofthe Ho- nzons A Hıstory ofthe Ottoman Empıre Semih Günver'in Ardından B ız Dışışlen Bakanlığı'nın '57 promosyonuyduk Bakanlık gınş sınavında Semih Gûn- ver, kurul üyesı ıdı Hasan Işık'lar, Oğuz Gökmen'ler ıle Gûnver 4O'lı yulannayncauklıkuşağııdı 501ı yıl- lann sonunda ıse bu ekıp, Dışışlen Bakanı FatinRüştû Zorlu donemın- de, bakanlığın ıkûsat daırelennı kur- dular Turkıye'run tum dış ekono- mık dışkılen Işık, Gokmen, Gunver takuTundan sonüurdu 0 dönemın "OrtakPazar^ına Tür- kıye'nmbaşvurusu ve ortakuyehğı- nın hazniıklan ışte bu takım tarafin- dan yapümıştır Hepsrnı bugun şuk- ranlaanıyonız AB uyelığunızuı te- melını attılar Gençvegınşımcıbırtakımdı Ba- kan Zorlu'nun sağ kolu, Dışışlen Bakanlığı'nın prensı Semih Gûnver ıdı 1960devnmısonrası Semih Gun- verazuzülmedı Sonra hakyermıbul- du. Semih Gûnver, Cezayır, sonra Kahıre Buyûkelçısı oldu Ankara'da, Turkıye'run dış kultür tanıtunı ken- dısındensorulurdu Turkkulturvar- lığı bu dönemde bu- altm çağ yaşa- dı SemihGûnversongorevuıde, Av- rupa Konseyı'nde Turkıye'dekı uı- san haklannı belagatle savundu Se- mih Günver'de şeytan tüyü vardı Eksıhneyen espnsı, eskrmeyen gu- lümsemesı ıle kazanmadığı kalp, ıçe- nde ve dışanda yaratmadığı dostluk kalmadı Keskınzekâsı ıle bır ınsan sarranıdı Bu nıtehkler, dennlığme gözlem yeteneğı, kendısrnı Dışışle- n Bakanlığunızda parlak memurlar, "kremalann kreması" kanna yer- leştırdı Emeklılık, Buyukelçı Semih Gun- ver'e yenı bır meslek kazandırdı Anıkıtaplanbırbırmıızledı Köşeya- zılan her günaranıhr, zevkle okunur- du Yazar Semih Gûnver, Büyukel- çı Semih Gunver'ıhızlagende bnak- mıştı Son derece bvrak, olağanüs- tu profesyonel, olağanustu espnlı btr üslubu vardı Yazarüğı ıle ıkıncı bu- meslek yaratü ve bu kez Turkı- ye çapında un yapû, saygınuk kazan- dı Bırkaç kıtabında dıpnotu olmak bana onur venr Sevgısı yüreğımızı ısıtmıştır dost- luğumuzu yuceltmışnr Azize Hanı- mefendıve, değerh evlatlan, Prof Gül Turan ve Başkonsolos Haydar Gfinver'e bıraktığı seçkm kalıt (mı- ras), Gunver adıdır Onurlu, saygnı ve örnek yaşamın, dönemını anlatan değerlı eserlenn, dûnyanuzı zengnı- leştnhğın, bızlerden dosüuğunu esır- gemedığm ıçm teşekkûrler sana Se- mih Abı Sonsuza boyle yolculuk dostlar başına, uğurlar ola. Yüksel SÖYLEMEZ Emeüı Buvukelçı Dış Pohtıka Enstıtusü Eşbaşkanı PENCERE Anadolu'dan Kızri Bmaya. Çeçenya'da savaş var Savaş Kafkas Dağlan'nın sırtında suruyon etek- lerde ıse bır başka hazırlık başladı Süieyrnan Bey Tiflıs'e gıttı - Ey Gûrcıstan, dedı, Azerbaycan ve Ermenıs- tan 'ı da yanımıza alalım, Balkanlar'dakıne benzer bır "Kafkasya IstıkrarPaktı" kuralım Hazar coğ- rafyasındakı petrol ve doğalgaz kaynaklannı Ana- dolu uzennden Batı'ya akıtalım, Avrupa ıle "gü- venlık ve ışbırtığını" gerçekleştırelım Şevardnadze onayladı - Tamam, dedı Ancak dıkkatlı kışıler, Şevardnadze'nın "Turkı- ye 'deAvrupa 'yı goren" gozlerınde çelışkılı bakış- lar olduğunu da aynmsadılar Ruslar Çeçenya'da uğraşıp dururtarken Kaf- kasya'yı tumuyle kafakola alarak Avrasya ıle bu- tunleşmek tasanmını cebıne koyup Tiflıs'e gıden Suleyman Bey 57'ncı hukumetı çoktan sollamış- tı Başbakan'ın yenne de ış tutuyordu Amen- ka'dan Avrupa'ya uzanan coğrafya, Anadolu'yu kapsadıktan sonra Kafkasya'yı ıçıne alarak Orta Asya'ya uzanıyordu Kureselleşme bu muydu? Çeçenya savaşı bu ortamda her zamankınden değışık bır renge mı burunuyordu?.. • Mevtana ne demış. "- Akılsız tavuk, deveyı kümesıne konuk eder " NATO'ya Balkanlar'da muhurlu mumla davetı- ye çıkaran kışı kım?.. Mıloşeviç!.. "Sırp Kasabı"nır\ etnık temızlığe gınşmesının bedelı, Amenka'nın Balkanlar'ayerleşmesı olma- dımı'? Saddarn Hûseyîn Kuveyt'ı ışgal ettığı zaman da Amenka'ya fırsat çıkmıştı, Kureselleşme'nın pat- ronu tum Ortadoğu'ya bu kez oylesıne yerleştı kı artık kazısan temızlemek zor Çeçenya'da kan doken Ruslara karşı Amenka neden yumuşak davranıyor'' Çunku o bolge Rusya Federasyonu topraklann- dandır; Rusya ıse kjm ne derse desın bır nukle- er guç, bır buyuk devlet konumunda Çeçenya'dakı oldurume kımse elını uzatamı- yor; srvıllenn kınmı karşısında eller kollar bağlı, an- cak bu sureçte Kafkasya Paktı tasanmı ortaya çıktı llgınç değıl mı? • "Kureselleşme" bır başka deyışle "Amenkan- laşma" anlamına gelıyor Amenka, kureselleşmenın patronu olduğunu gızlemıyon gezegenımız teknolojık devnmın ıtıcı gucuyle yenı bır dunya ımparatortuğu oluşumu- nu yaşıyor CNyoriar kı. 1) Kureselleşmenın patron devletı ABD'dır. 2) Asken gucu NATO'dur 3) Ekonomık düzenı global kapıtalızmdır 4) Sıyasal rejımı demokrasıdtr. •&* Ve eklıyortar - Turkıye öteden ben ABD'nın yakın müttefıkı- dır. NATO'nun uyesıdır, global kapıtalızme evet de- mıştır, demokrasıyı rejım olarak benımsemıştır Tamam da nedır bu halımız? . Nıçın kırienıp çöktuk? • Kafkasya Paktı gınşımı, gerçekteAvrasya Tasa- nmı'run yakın hazıriığıdır Rusya buna ne dıyecek? . Soru ve sorun bu ÜSKÜDAR 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ ŞtRKETHtSSESATIŞI AÇK ARTTIRMAİLANI Sayı 1998/3123 Tal Bır borçtan dolayı hacızlı bulunan ve satılmasına ka- rar venlen Sekızler Örme Sanayı ve Tıcaret AŞ'nın 1/7 hıssesıne sahıp olan borçlunun ışbu borcundan dolayı hıssesı 3 908 918 230 lıraya muhammen bedelle sausa çıkanlmıştır Bınncı arttırma 9 2 2000 gunü saat 13 00-13 15'te Dılamurkuyu maballesı Sabır Sokak No 8 Umranıye adresmde yapılacak ve o gunü kıymetlenn %75'ıne ıs- teklı bulunmadıgı takdu-de 10 2 2000 gunü aynı yerde ve saatte 2 arttırma yapüarak satılacağı, şu kadar kı art- tırma bedehnın malın tahmın edılen kıymetının (hısse- nuı) %40'ıM bulmasuun ve sanş ısteyenın alacagına Rüçhanı olan alacakluun toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevırme \e pavlann paylaştır- ma masraflannın geçmesuıın şart olduğu, hıssenın satış bed~lı uzennden katma değer vergısının abcıya aıt ola- cağı ve sanş sartnamesının ıcra dosvasuıda görulebıle- ceğı masraf venldığı takdırde şartnamenın bır orneğı- run ısteyene göndenlebıleceğı, fazla bılgı almak ıste- yenlenn yukanda yazılı dosya numarası ıle mudürluğü- müze başvurmalan ılan olunur Basın 1745 Siz nik kl Biz üıuıvıu verelim. Bir günde. Kefilsiz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear