14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 EYLÜL 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DEPREM Dışişleri Bakanlığı Müsteşan, Türkiye'ye 20 milyon ECU yardımda bulunacaklanm söyledi Almanya'dan dosttukeliİPEKYEZDANİ BERLİN- Almanya Dışişlen Bakan- lığı Müsteşan Wolfgang Ischinger. Tür- kiye'nin Avrupa Bırlıği (AB) adaylığı- nı kaybetmemesınin "Alman hüküme- tinin net çizgisi" olduğunu belirterek, "Ancak Kürt sortınu ve insan haklan so- runlan çözübneden Türkiye AB'ye gi- remez'* dedi Ischinger, AB'nin gümrük birliği ve- silesiyle Türkıye'ye deprem felaketin- den dolayı 4 milyonu bu yıl olmak üze- re, uzun vadede toplam 20 milyon ECU yardımda bulunacağını söyledi. Ischinger. Tüdc-Alman Gazeteci De- ğışim Programı çerçevesinde geçen hafta Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) heyetini Berlinde kabul etti. Türkiye'nın AB üyeliği konusundaki temel sorunun, ınsan haklannın çok ge- nde olmasından kaynaklandığını belir- ten Ischinger, "Biz de bu sorunlann çö- zümü için Türkiye'yle AB arasında bir köprü kurmak istiyonız" diye konuştu. Almanya'nın Türkiye'nın AB üyeliği- ni kaybetmesinı iste- mediğıni anlatan Isc- hinger, "Ancak bu, AB'ye girişte serbest bir kart oiamaz, bu konuda Türkiye'nin de gayretlerini gör- mek istiyoruz*' dedi. Avrupa Bırliği'nin sadece Ortak Pazar ve Gümrük Birliği'nden ibaret olmadığını, ay- nı zamanda insan haklanna saygılı bir kurum da olduğunu ifade eden Ischin- ger, Türkiye'nin insan haklan konusun- daki vaatlerini çok ciddı bulduklannı, ancak bugüne dek Türkiye'den sorunu çözmeye yönelik herhangi bir adım gör- mediklerini vurguladı. Sağlam dost blziz' Ischinger, Türkiye'nin komşulanyla ihşkilerinin iyi olmadığına da dikkat çekerek, "Türldye bilmelidir ki en sağ- lam dostluğu Avrupa'da ve AB'de bula- A lmanya Dışişleri Jı. Bakanlığı Müsteşan Wolfgang Ischinger, Türkiye'nin insan haklan ve Kürt sorununu çözmeden Avrupa Birliği'ne giremeyeceğini söyledi. büir" diye konuştu. Ischinger. Alman- ya'nın deprem felaketı nedeniyle Tür- kiye'ye 5 milyon marklık yardımda bu- lunduğunu. bu miktann yeterli olmadı- ğı yönündekı düşüncelere ise katılma- dığını belirtti. Ischinger. şoyle devam etti: "Bizce bu iyi bir miktar. Bu para KH zılhaç'a aktanklı ve bu paravla Kıal- haç,Gölcük'tel20vataklıbir yeryap- n. A>nı zamanda burada depremzede- lere yardımcı olmalan için 20 kişiyi is- tihdam etti. Almanya aynca, tzmit'teki petrol rafuıerisinde tneydanagelen yan- gının söndürülmesi için 2 bfiyük uçak gönderdi ve yangının söndürülmesinde çok bü> ük katkısı ol- du. Biz etimizden ge- lenin en iyisini yap- maya çahşıyoruzT Ischinger. bu fela- kette hükümetler arası dayanışmadan ziyade, Alman ve Türk halklan arasındaki dayanışmanın önplanaçıktığını. Alman halkınındep- remzedelenn yaralannı sarabilmek için yoğun bır yardım kampanyası başlattı- ğını kaydetti. - , . . , • . • . Yunanlstan'a mesaj Avrupa Birliği "nin (AB) gümrük bir- liği vesilesıyle Türkiye'ye yapması ge- reken mali yardıma Yunanistan vetosu konusuna da değinen Ischinger. şöyle konuştu: "Gümrük Birliği mali yardun çerçe- vesinde Türkiye'nin alması gereken yak- laşık 1 milyar ECU'ya yönelik veto ko- nusunda Yunanistan'a bunun kakunl- ması vönünde bir mesaj verdik. Dışişle- ri Bakanı Joschka Fischer, Yunanis- tan'ın Türkhe'ye yönelik gümrük bir- liği yardımına koyduğu vetonun kaldı- ntanası için Yunanistan Dışişleri Baka- nı Yorgo Papandreu ve AB Dönem Baş- kanı Finlandiya Dışişleri Bakanı Tarja Halonen'e mektup gönderdi. Yunanis- tan'a bu vetovu kaldınn dedik. Çünkü Türkiye'nin bu paraya çok acil ihtivacı var. Önümüzdeki haftalarda bu konu- da başanb bir sonuç elde edecegimizi unıuyorum." Söz konusu paranın AB'nin gümrük birliği vesilesiyle Türkive'ye yapması gereken bir mali yardım olduğunu ifa- de eden Ischinger. "Bunun dışında AB henüz miktan açıklanmamış bir para- yı da insani vardım için av ırmış durum- da. Bu yıl içinde Türkive've yaşadığı fe- laketten dolayı 4 mihon ECU verilecek ve bu para uzun vadede toplam 20 mil- yon ECU otacak" diye konuştu. Deprem yerel basını da vurdu • Sakarya'da yayımlanan Adapazan, Sakarya ile Kocaeli'nde yayımlanan büyük Kocaeli gazetesi yayımına ara verdi. Bölgede 3 gazeteci yaşamını yitirdi. KOCAELİ (AA) - Marmara Bölge- si'nde meydana gelen deprem felaketi sonrasında Kocaeli ve Sakarya"daki 3 ga- zete, yayına zorunlu olarak ara verdi. Sakarya'da günlük olprak yayımlanan ^•^tojMizan ve Sakary'a gazeteleri, dep- " femden bu yana okuyuculanna ulaşamı- yor. Binalan kısmen hasar gören, ancak elektnk kesıntisi ve ulaşım güçlüğü ne- deniyle yayımlanna ara venlen bu gaze- telerin, idari ve baskı tesislerindeki hasa- nn giderilmesınden sonra tekrar yayına başlayacağı öğrenıldi. Sakarya'nın en eskı gazetelerinden olan ve günlük olarak basılan Yeni Sakar- ya gazetesi ise depremden 15 gün sonra bina ve tesislerindeki hasan gidererek ya- yına başladı. Kocaeli'nde ise günlük olarak yayım- lanan 3 ofset, Özgür Kocaeli, Kocaeli ve Büyük Kocaeli gazeteleri, depremden sonra sayfa sayısını azaltarak ücretsiz olarak dağıtıldı. Ancak 31 Ağustos Salı günü meydana gelen 5.2 şiddetindekiart- çı depremden sonra, Büyük Kocaeli ga- zetesi, 1 hafta süreyle yayımmı durdur- du. Bu gazete bınasının ılk depremde kıs- men hasar gördüğü, artçı deprem sonra- sında çalışanlann hayatını tehlikeye at- mamak amacıyla geçicı olarak yayına ara verdiği bildirildi. Bu arada. Kocaeli ve Sakarya'da, 3 ga- zeteci öldü, 1 gazeteci yaralandı. Sakar- ya gazetesimn eskı Genel Yayın Yönet- meni Özkan Burmuş, aynı gazetenin ya- zarlanndan Yusuf Ozkanve eski İHA Ko- caeli Temsilcisı Hüseyin Demiray dep- remde hayatını kaybettı; Adapazan Ga- zetesi Genel Yayın Yönetmeni Necdet Güngörsün, enkaz altından yaralı kur- tanldı. 'TMMOB bölgeden çekUsin' •. İZMİR (Cumhuriyet Ege Biirosu)- Gebze Kaymakamlığı Kriz Merkezı. va- tandaşta tedirgınlikyarattığı gerekçesiy- le Türk Mühendis ve MimarOdalan Bir- liği'nden, bundan böyle deprem bölge- sinde hasar tespit çalışması yapmaması- nı ıstedı. Gebze Kaymakam Vekili H. Tarcan Arpak imzasıyla TMMOB tnşaat ve Mi- marlarOdalan Başkanlığı'nagönderilen 31 Ağustos 1999 tarihli resmi yazıda, 17 Ağustos'ta meydana gelen depremde ha- sar gören binalann ön hasar tespit çalış- masının Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı Afet Işlen Genel Müdürlüğü, Kocaeli Bayındırlık ve Iskân Müdürlüğü ile be- lediyeler teknik elemanlanndan oluşan komisyonlar tarafından yaptınldığı vur- gulandı. TMMOB 2. Başkanı Cetal Beşiktepe, bu ısteme verdiği yanıtta.TMMOB ekıp- len tarafından yürütülen bilimsel gözle- me dayalı teknik incelemelerin, kamu- oyunun yanhş vönlendirilmesını engelle- mek ve bilimsel ven elde etmek için ya- pılması zorunlu olan mesleki yasal çalış- malar olduğunu bildırdi. Orüaröncegüneydoğudaiş,aşbulamadıklaniçin banyagöçtüler_ Şimdiisedeprem sonrasıgeridönmeninvollannıanyoriar...(Fotoğraf: HATİCE TUNCER) Zorunlu göç tahribab artbrdıDİYARBAKIR (Cumhuriyet Büro- su)-GÖÇ-DER Bölge Temsilcısi Ser- dar Talay, zorunlu göç nedeniyle bölgeden batıya gıden ınsanlann kötü malzeme kullanılmış binalarda bann- mak zorunda kaldığını, bu nedenle de depremin yarattığı can kaybı ve tahri- batın arttığını savundu. Talay, depremin yeniden dönüşe ne- den olduğuna, bu durumun ileride ar- tarak sürmesinın beklendiğıne dikkat çekerek gen dönüş yapanlar için şım- diden önlem alınması gerektığinı söyledi. Merkezi Istanbul'dabulunan GÖÇ- DER'in (Göçedenler Sosyal Yardım- laşma ve Kültür Derneği) Güneydoğu Anadolu Bölge Temsilcisi ve Genel Yönetim Kunılu Üyesi Avukat Serdar Talay, bölgede son yıllarda insanlara güvenlik gerekçesıyle zorunlu göç dayatıldığını. buna bağlı olarak batıda artan arz-talep dengesinin ortaya çıkardığı Veli Göçer gibi "taşra müteahhitlerinin" yaptığı ve dayanıksız malzemenin kullanıldığı binalarda bannmak zorunda kalan in- sanlann can kayıplannı arttırdığını • Depremin hemen ardından büyük kentlerden geri dönüş yaşandığı belirtiliyor. Artarak sürmesi beklenen bu durum için şimdiden önlem alınması gerektiği vurgulanıyor. vurguladı. Depremde meydana gelen ağır yıkımın bu müteahhıtlerin yaptığı binalardan kaynaklandığını da belirten Serdar Talay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Zorunlu göçedenler. bölgeden çıkanlmadan önce ellerinde ne var ne yoksa yok pahasına satarak batıya git- tiler. Bu durum ve yaşanan yoğun göç, burada birtakım fırsatçılann ortaya çıkmasuıa neden oidu. Önceleri ancak çadırlarda v'aşayabilen göçedenler, da- ha sonraları bu tiir müteahhıtlerin tuzaklanna düştû ve kötü mal/emelerin kullanıldığı binalarda bannmak zorunda kaldı. Depremde bövlesine büyük can kavbı ve yıkımın yaşanmasının önemli nedenlerinden biri, zorla göç ettirildikten sonra or- taya atılan ve hiçbir şekilde ilgile- nUmeyen insanlann sonınlanna dev letin kulak tıkaması oldu. Deprem- le biıiikte >alnız göçedenler değil. ora- da oturan evleri. işyerleri yıkılmış in- sanlarda dev letin sorunlara nekadar kulak akadığmı anlamış oMu. n Depreme bağlı olarak. bölgeye ter- sine göçün başladığının gözlendiğini kaydeden Talay şunlan söyledi: "Batı bölgelerine mevsimlik işçi o- larak göç edenlerin birçoğu geri döndü. Genel Merkezimiz tarafından vapılan incelemelerde. vakın dönem içinde zorunlu göçe tabi tutularak bölge dışına gitmek durumunda kalan in- sanlann tersine göç hazuiığı içinde olduğu belirlendi. Bu insanlar, zaten buradan gittiklerinde birçok sorun- larla birlikte gitmişlerdL şimdi sorun- lanna daha da büyük sorunlar katarak yeniden bölgeve gelecekler. Bu durum ileride çok daha binük sorunlar doğurmadan gereldi önlemler alın- malıdır." Deprem bölgesınden kaçmak a- macıyla başlayan tersine göçün olum- suz etkilerini en aza indirmek için m- sanlan gözetim altmda tutmak a- macıyla yerleştirilmeye çahşılan Köy- Kent modelinın dışında önlemler alın- ması gerektığini ifade eden Talay ahn- abılecek önlemlen şöyle sıraladı: "Deprem bölgesinden ve diğer yer- krden tersine göç gelmeden önce, bu insanlan \-enidcn yerieşecekleri köy- lerinde sıkıntıya sokan OHAL ve Ko- ruculuk uygulamalan kaldınlmahdır. Bu insanlann yalnızca köye dönmeleri bir başına \ eterli değildir. Deprem böl- gesüıde olduğu gibi \ ergi borçlan erte- lenmelL tarımın veniden vapılmasına olanak verecek malzeme ve ekipman- lar köylülere verilmelidir. Aynca zorunlu göç ertirilirken evleri, mallan yıkılanlann bu zararian tazmin edilmelidir. Bölgenin ekonomisinin temeli olan ve zorunlu göç vüzûnden biten hay vancılık yeniden destek veril- erek diriltilmelidir. Bunlaryapılmadan bu insanlann geri dönüşü aç \e açıkta kalmanın dışında bir sonuç çıkarmaz. Göç ederken doğası. ekonomisi, p- sikotojisi tümüyle tahrip edilmiş bu in- sanlar yeniden aynı ortamın içine gire- cektir. Deprem böigesinde yaşadığı naylon çadırdan çıkıp, \enklen çadıra girmek sonuç almak değüdir.*1 Antalya'da 3 ölü, 4 yaralı var. Sorumlu proje miidürü kayıplara karıstı Beşyüdızlı tatilköyünde inşaatçöktü İsrailli bilitn adaıııları ARAYIŞ ANTALYA (AA) - Antarya'nın turistik beldelerinden Belek'te, tatil köyü inşaatında meydana gelen çökmede 3 kişi öldü. 4 kışi yaralandı. İnşaatı üstlenen Çiftçiler tnşaat'ın ortağı Bülent Özak, proje mühendisı Omer Tûrker'i, elverişsiz hava köşullanna rağmen beton döktürmekle suçladı. Antalya'nın turistik beldelerinden Belek'te inşaat halındeki Sol Muna Tatil Köyü'nde önceki gün saat 18.00 sıralannda çökme meydana geldi. Tatil köyünün ana binasmın birinci katında beton dökülürken kahp destek direklerinin kayması sonucu meydana gelen çökmede. inşaatta çalışan işçilerden Ramazan Fekcan (27), Hakan Çullu (25) ve Bilal Tunç (27) göçük altında kalarak olay yerinde öldü. Inşaatın çökmesi sonucunda ağır yaralanan Yakup Ereş, Akdeniz Üniversitesi Antalya Tıp Fakültesi Hastanesi'nde. Giiven Çiftçi. Ömer Aktan Tûrker ve Aktf Pekcan da Serik Devlet Hastanesf nde tedavi altına alındı.Sol Muna Tatil Köyü inşaatmın çökmesinden sonra olay yerine gelen Serik Kaymakamı Mehmet Bavgül. tatil köyünün ana binasmın birinci katında beton dökme sırasında kahp destek direklerinin kaydığını ve sonucunda üç işçinin göçük altmda kalarak öldüğünü, 4 işçinin de yaralandığını söyledi. Baygül, olayla ilgili soruşturmanın Serik Cumhuriyet Savcılığı'nca başlatıldığını belirterek, kurtarma çalışmalanna Antalya, Serik ve Belek Belediyesi itfaiye ekiplerinin katıldığını bildirdi. Tatil köyünü yapan Çiftçiler tnşaat'ın ortağı Bülent Özak, Serik Cumhuriyet Savcılığf nda verdiği ıfadede. inşaat halindeki Sol Muna Tatil Köyü'nün birinci katına beton dökülmesini, proje mühendisi Ömer Türker'ın istediğini söyledi. Özak, havanm yağmurlu ve elektriklerin kesik olmasına karşın Türker'in beton dökmekte ısrar ettığini belirterek "Beton dökülürken, kalıplara destek olarak dikflen demir direkler kayma yapb. Proje mühendisi Ömer Türker, işçilerden hemen aşağrya inip, demir direkleri düzeltmeierini istedi Aşağrya inen 3 işçi. demir direkleri düzeltirken çökme mevdana geklL CMayın tek suçlusu Ömer Tfirker'dir. Bizezorla beton döktürdü" dedi. Jandarma tarafından ifadesi alınmak üzere aranan proje mühendisi Ömer Türker'in kayıplara kanştığı, olayla ilgili diğer görgü tanıklanmn ifadelerinin ise ahndığı bildirildi. Ekonomi Servisi - lsrail Risk Altındaki Çocuklara Yardım Vakfı, Tel Aviv Be- lediyesı Felaketlerle Başa Çıkma Grubu. Tel Aviv Ruh Sağlığı Merkezi yöneticile- rı tarafından. Marmara Üni- versitesı Tıp Fakültesi Psiki- yatri Bölümü'nün bilimsel desteğinde Anne ve Baba Destek Grubu organizasyo- nuyla gerçekleştirilen u Bir Tophım FelakeÖe Nasıl Başa Çıkabilir: Örgünenme, De- ğerlendirme, Müdahale" konulu üç günlük sempoz- yum dün başladı. Toplumsal travmalar kar- şısmda deneyimlerini anlat- mak üzere Türkiye'ye gelen İsrailli bilim insanlannı. çok sayıda psikolog. sosyal hiz- met uzmanı, pedagog eği- timci ve gönüllüler ızledi. TOKTAMIŞ ATEŞ Sıvas Kongresi ve Sonrası Bugün 4 Eyiül 1999. Sıvas Kongresi'nin toplan- masının tam 80. yıldönümü. Geçen hafta, "Büyük Taarruz" ve 30 Ağustos zaferinın önemi üzerinde duramadık. Fakat Sıvas Kongresi ve önümüzdeki günlerde de, Izmır'in kurtanlması üzerinde durmak ıstiyorum. Sıvas Kongresi'nin toplandığı günlerde, impara- torluk tam bir belirsizlik içindedir. Mondros Mütare- kesi imzalanalı neredeyse bır yıl olmuş, fakat banş andlaşması imzalanamamıştır.Zaten öylesine ağır koşullar önerilmıştir ki; Istanbul'daki hükümetin gön- derdıği delegeler bile, bu koşullan kabul edememış- lerdir. Ülkenın değışik yerierınde, halk orgütlenmeye ça- lışmaktadır. Fakat ne aralarında bir eşgüdüm vardır, ne de bir lider. Tek umut ışığı, 19 Mayıs'ta Sam- sun'dan Anadolu'yaçıkan ünlü "AnafartalarKahra- manı" Mustafa Kemal'dedir. Amasya'da bir duyu- ru yayımlayan Mustafa Kemal, Sıvas'ta bir "ulusal kongre" toplayacağını duyurmuş ve temsilci gönde- rilmesini ıstemiştir. Damat Ferrt hükümeti ve özellikle Içişlen Baka- nı Ali Kemalın engelleme çabalarına karşın Mus- tafa Kemal, önce Erzurum'da toplanan yerel kong- reye katılmış ve Erzurum Kongresi "Temsıl Heyeti" başkanı srfatıyla Sıvas'a gelmiştir. Zira 9 Temmuz gü- nü; eğer geri dönmezse ordudan atılacağını öğre- nince, kendısi istifa etmiştir. Ve bu istrfayı orduya ve millete şöyle duyurmuştur: (Biraz sadeleştirdim) "Resmı sıfat ve yetkilerimden soyutlanmış olarak, yalnız mılletin şefkat ve cıvanmertliğine güvenerek ve onun bitmez tükenmez feyiz ve kudret kaynağın- dan ilham ve kuvvet alarak vicdanı göreve devam" edecektir. "Milletin bağnnda bir ferd-i mücahid (savaşçı bi- rey) olarak çalışacak"\\r... ••• Aynı donemde Istanbul'daki kararsızlık ve karma- şa sürmektedir. Kimi aymazlar, Ingıltere'nin "şeref- li" bır banş andlaşması önereceği hayali içinde avu- nurken; kimi çevrelerde de, ABD'nin mandat yöne- timini talep etmenin yararlı olacağı umudu vardı. Bu ikinci görüş, özellikle aydın diyebileceğimiz çevre- lerde taraftar buluyordu. Mandat sorunu, Sıvas Kongresi'nde de gündeme getirildi. Konuyu ortaya atan Ismail Hami (Daniş- ment) olmuş ve Ismail Fazıl Pasa ve Bekir Sami tarafından da desteklenmıştı. Bu arada Halide Edip (Adıvar) da aynı konuyu destekleyen bır mektup yazmıştı. Üyeler arasında, özellikle Istanbul'dan ka- tılanlar arasında, bu görüşe sıcak bakanlar vardı. Bu konu tartışıhrken Mustafa Kemal şöyle diyor- du: "... Bir milletin istiklâl hakkını aramasından ve bu yolda gerekiyorsa son damla kanını akıtmasından daha tabıi ne tasavvur edilebılir? Şerefsiz, /'sftWâ/- siz esir bir milletin çocuklan olarak yaşamak yerine; efendice ve kahramanca ölmek, elbette şayanı ter- cihtir. Bunu anlamamak ne garip mantıktır?.." • • • Istanbul'daki Askeri Tıbbıye öğrencileri, Mustafa Kemal'in çağrısını duyunca; ellerinde avuçlannda ne varsa bır araya getırmişlet ve aralanndan birine vererek, Sıvas'agönderfhişlerdi. Tıbbiye öğrencile- rinı temsilen Sıvas'a gelen Hikmet (Boran) Efendi, bu konununtartışıldığı birgun, bırdenbıre ortaya atı- lırve Mustafa Kemal'edönerek, "Paşam "der, Tem- silcisi bulunduğum Tıbbiyeliler beni buraya istiklâl davamızı başarmak yolundaki mesaıye (çalışmala- ra) katılmak üzere gönderdiler. Mandayı kabul ede- mem. Eğer kabul edecek olanlar varsa, bunlar ner kim olursa olsun şiddetle red ve takbih ederiz. Far- zı muhal (farzedelim) manda fikrini siz kabul eder- seniz, sizide reddeder, Mustafa Kemal'i 'vatan kur- tancı' değil, 'vatan batıncı' olarak adlandırır ve telin ederiz..." Bu konuşmayı dinleyenlerden çoğunun gözleri yaşarmıştır. "Evlat" der Mustafa Kemal, "Müsterih ol. Gençlikle ıftahar ediyorum ve gençliğe güveni- yorum. Biz ekaliyette (azınlıkta) kalsak bile manda- yı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tektir ve değişmez: Ya ölüm, ya istiklnâl..." 4 Eylül 1919'da başlayan Sıvas Kongresi, bu ha- va içinde geçecek ve her türlü manda ve bağımlılı- ğı reddeden bir bıldıri yayımlayarak 12 Eylül'de so- na erecektir. Bu arada ülkedeki değişık örgütlenme- ler, "Anadolu ve Rumelı Müdafaı Hukuk Cemiyeti" adındaki tek bir örgütün çatısı attında bırleştirilecek- tir. Daha sonra "Cumhuriyet Halk Partisi"ne dönü- şecek olan bu örgütün, bugün parlamento dışında kalması ne kadar acı...Ve bu partıye, özellikle bu acılı günlerimızde ne kadar çok gereksinim var... ••• Sıvas Kongresi'ni engelleyemeyen Damat Ferit ve kabınesi, istifa zorunda kalacak ve Ali Rıza Pasa kabinesi, Anadolu "hareketini" resmen tanıyacak- tır. Daha sonra seçimlere gidilecek ve Mustafa Ke- mal, Erzurum Milletvekili seçilecektir. Tıbbiye temsilcisi Hikmet (Boran), savaşa katıla- cak ve daha sonra veteriner olarak ülkesine hizmet etmeyi sürdürecektir. Mustafa Kemal'in milletvekil- liği teklifini de reddedecek olan Hikmet Bey, değer- li "talk shov'cu Orhan Boran'ın babasıdır. Rivayet olunur ki; Mustafa Kemal'in milletvekilliği tekl'rfi üzerine, "Paşamın ellennden öperim" der, "Kendisine söyleyin burada daha yararlı oluyorum." Bu yanıt kendisine aktanldığı zaman Mustafa Ke- mal gülümser, "Ben o değerii çocuktan böyle bir ce- vap bekliyordum..." Ey onurlu geçmişımız... Ne oldu bize? Nerede o "güzel insanlar"? Nereterden, nerelere geldik... TEŞEKKUR METİNsizliğin acısını bizlerle paylaşan tüm can dostlarımıza, arkadaşlarımıza ve yakınlarımıza binlerce teşekkür... AYŞE-ELİF DEMİRBOLAT
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear