02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16 EYLÜL1999 PERŞEMBE HABERLER 'Deprem en çok kadmları etkiledi' • İstanbul Haber Servisi - Istanbul tl Sağlık Müdürlüğü tarafından Avcılar ve Bağcılar'da yapılan deprem anketinin sonucunda depremden en fazla kadınlann etkilendiği ve depremin kadınlarda yoğun korku yarattığı ortaya çıktı. İstanbul II Sağlık Müdürü Mecit Çalışkan. depremin ardından halkın ne kadar ve nasıl etkilendiğini araştırmak amacıyla genış çaplı bir araştirma programı başlattıklannı bildirdi. Çalışkan, araştırma programının amacının depremden psıkolojik olarak olumsuz etkilenen yurttaşlara ulaşmak ve tedavilerini yaptırmak olduğunu belirttı. Av cılar'da iki ayn ruhsal danışma merkezi açıldığına dıkkat çeken Çalışkan. yurttaşlann tedavi ve ilaç giderlerinin il sağlık müdürlüğü tarafından karşılandığını bildirdi. Ücretsiz sağlık kontrolü • İstanbul Haber Servisi - Kadıköy Belediyesı Sağlık İşleri Müdürlüğü'nün girişimiyle düzenlenen sağlık kontrollen. Ayhan Şahenk Vakfı'nın araç ve ekıpleriyle Fikirtepe. Eğitim ve Dumlupınar mahallelerindeki yurttaşlara ücretsiz olarak hizmet vermeye devam ediyor. Dumlupınar Mahallesi'nde bulunan Kadıköy Belediyesi • Sağlık ve Sosyal Dayanışma Vakfı binasında devam eden kampanyada vatandaşlar ücretsiz olarak tedavi edildı. PsKokvk danşma kongresi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gazı Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi ile Türk Psıkolojik Danışma ve Rehberlik Derneği'nin işbirliğıyle düzenlenen 5. Ulusal Psikolojik Danışma ve • Rehberhk Kongresi, Gazi Üniversitesi Rektörlüğü kampusundakı Gazi Konser Salonu'nda başladı. Kardeş Aile' için cuma hutbesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığf nca başlatılan '"Kardeş Aile Kampanyası" için. yann tüm camiîerde okunacak cuma hutbesiyle cağrı yapılacak. Diyanet Işlen Başkanı Mehmet Nun Yılmaz, müftü. vaiz ve imamlann bavuran yurttaşlara yardımcı olmasmı istedi. Şişe Cam'da uretim başladı • İstanbul Haber Senisi - Şişe Gam"a ait Trakya Cam Sanayii Fabrikası yöneticilerinin. Türk-tş'in 13 Ağustos'ta gerçekleştirdiği "genel eylem'"e katildıklan gerekçesıyle 8 işçiyi işten çıkarması ıle başlayan eylemler, işçılerın yeniden işe alınmasıyla sona ererken Trakya Cam. Kırklareli Cam ve Trakya Oto Cam'da iki gündür duran üretim de dün jeniden başladı. Ergin'in dosyası yeniden DGffîde • İstanbul Haber Servisi - Kamuoyunda '•Karagümrük Çetesi" olarak bilınen organıze suç örgütünün elebaşısı Nun Ergin'in kardeşi Vedat Ergın'in, Serdar Atılgan adlı kişiyi öldürdüğü gerekçesiyle yargılandığı dava dosyası, görevsizlik karan verilerek. istanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesı"nden İstanbul DGM'ye gönderildi. Mahruki'den açıklama • istanbul Haber Servisi - Arama Kurtarma Derneği (AKLT) Yönetım Kurulu Başkanı Nasuh Mahruki, sivıl savunma ekıpleriyle aralannda hıçbir problem olmadığını ve hatta uzun bir zaman önce AKUT ile Sivil Savunma Genel Müdürlüğü arasmda imzalanan protokola göre bırlikte çalışmalannm öngörüldüğünü belirtti. Açıklama • İstanbul Haber Servisi - Telsim'den dün yapılan yazılı açıklamada, 13 Eylül'de merkez üssü Kocaeli olan artçı sarsıntıdan sonra şebekelerde bir anza olmadığı belirtilerek iletişimdeki problemin, GSM trafiğındekı yüklenmeden kavnaklandığı bildirildi. MHP Tunceli'de örgüt kurdu, adres olarak Cumhuriyet muhabirinin evini gösterdi Bir garip örgiitLenmeTUNCELİ (Cumhuriyet) - Önceki gün bazı gazetelerde yeralan "MHPTuncelTyegirdi" haberi kentte tartışmalara yol açtı. MHP'yi kentte örgütleme- ye çalışan Elazığlı fotoğrafçı Nurettin Yddınm'ın bir bakkal dükkânını müteahhitlik bürosu yapmak için kiraladığı ancak kontrat üzerinde tahrifat yapa- rak parti binası gösterdiği belir- lendi. Yıldınm'ın kontrata yazdığı parti adresi de Cumhuriyet'in Tunceli muhabiri FeritDemir'in evi çıktı. Elazığ'da oturan ve fotoğrafçı- lık yapan Nurettin Yıldınm, bir süre önce Tunceli 'de Hasan Koç- • Milliyetçi Hareket Partisi'ni Tunceli'de örgütlemeye çalışan Elazığlı fotoğrafçı Nurettin Yıldınm'ın bir bakkal dükkânını müteahhitlik bürosu yapmak için kiraladığı, ancak kontrat üzerinde tahrifat yaparak parti binası olarak gösterdiği belirlendi. yiğit adlı vatandaşın dükkânını "Ben burada müteahhitfik vapa- cağun" dıyerek kiraladı. Koçyi- ğit daha sonra kira kontratında tahrifat yaparak dükkânı MHP il binası olarak gösterdi. Dükkânını bilmeden MHP'ye kiralayan Hasan Koçyiğit, parti- nin tarihinde ilk kez kentte nasıl örgütlendiğini şöyle anlattı: "Bundan üç ay önce Ela- zığ'dan geten Nurettin Yddınm, Tunceli'de müteahhitük > apaca- ğını belirterek. dükkânımı kira- lamak istediğini söyledL Ben de kabul ettim. Sonra kontrat yap- ü, gözkrim iyi görmediği için pek okuyamadım. Kontrata önce bu- rayı kendisine ait büro olarak kullanacağını yazdı. Kirayı son- ra getireceğini söyledi ancak bir daha da gelmedi. Sonra öğrendi- ğinı kadanyU kontrata MHP İl Başkanlığı" yaztsını ekkmiş ve değişik bir adres yaznuş. Ben de bunun üzerine dükkânımı Tun- celi'de başka bir kişive kiraya verdim. Bibevdün MHP'vi ku- ruyoriar, vermezdim. Beiıi kan- dırdılar." Hasan Koçyiğit'in iddialan üzerine Elazığ'da telefonla gö- rüştüğümüz Nurettin Yıldınm, Tunceli'de kontratta belirtilen adreste MHP il başkanlığı için bina kiraladıklannı iddia etti. Yıldınm, Tunceli'de il örgütünü kurduklannı, ancak şu aşamada yönetim kurulunun isimlerini açıklayamayacağını söyledi. Ancak Nurettin Yıldınm'ın Tunceli merkez Moğultay Ma- hallesi Tosun Sokak No: 4'te ki- raladığını iddia ettiği büro Cum- huriyet muhabiri Ferit Demir'in oturduğu ev çıktı. Yıldınm. Fe- rit Demir'in "Evimi parti binası göstermişsin" tepkisine. "Hadi ya_." yarutını vermekle yetindi. Yıldınm'ın MHP Genel Mer- kezi'ne il örgütünü kurmak için gönderdiği kira kontratına sahte adres yazdığı ve MHP Genel Merkezi'ni yanıltarak il başkan- hğııu aldığı ortaya çıktı. Tunceli Emniyet Müdürlüğü Basın ve Siyasi Partiler Masa- sı'na bir kira kontratı ve 10 kişi- lik yönetim kurulu listesini ve- ren Yıldınm'ın parti tabelasını nereye astığı saptanamadı. Milli Eğitim Bakanlığı Oğrencilere irtica uyansıANKARA (ANKA)-Mıl- li Eğitim Bakanlığı. ilköğre- tim öğrencilerinı irtica ko- nusunda uyardı. 1999-2000 öğretim yılından ıtibaren okutulmaya başlanan Ba- kanlık yayını 'Sosval Bilgiler T ders kitabında. 'irtica' ko- nusunda uyarılar yer aldı. Kitapta, Türkıye'de, dış güç- lerin desteği ile çağdaş, anla- yışı yıkarak, yerine kendi görüşlerinin etkın olduğu bir düzen kurmak isteyenlerin olduğu belirtildı. Bakanlıkça hazırlanan ve 1999-2000 öğretim yılından itibaren okutulacak "Sosyal Bilgiler T ders kitabınm 'TürldjVninStratejikDuru- rau' başlıklı bölümünde 'iç tebdit' ve 'dıştehdif konula- nnda bilgi venldi. İç tehdit, "Milletierin var olabilmesi için, başta kültür olraak üze- re dil, din. >urt tarin ve ülke biriiğinin gerekli oJıinğunu bilhoruz. Işte bu «iz*llikler zayıflanlarak veya tupLmda aynhklar yaranlarak bir ül- kenin parçalanması. yıkıl- ması hedef abnıyorsa buna iç tehditdenir" şekünde tamm- lanırken, iç tehditin ağırlıklı olarak kültürel değerler ile din ve dil birliğıne yöneldi- ği belirtildı. Kitapta, dil bir- lıği ve kültürel değerlere yö- nelik iç tehdit şöyle yer aldı: "Türkiye'ye yönefikiç teh- dit unsurianndan biri kültür değerlerimi/in bozulmak is- tenmesidir. Çünkü kültür birüğimizi bozarak, bizleri birbirimize düşman yap- mak, vatanumzdagözü olan- lann en büyük emelidir. Mil- lerimizi birbirine bağlayan vatan birligj kadar, dil birti- ği de önemlidir. Güzel Türk- çemizi bozmak suretiyle. biz- leri bölmek istevenlere karşı çokdikkadi ve uyanık olmak milli görevterinüzdendir." Kitapta. örtülü bır şekilde 'irtica' uyansı yapıldı. Dış güçlerin, din birliğini zayıf- latarak, düşman gruplar olusturmaya çalıştığı belirti- lirken, bu gruplann çağdaş anlayışı yıkmaya çalıştığı kaydedildi. İsmail Beşikçi tahliye edildi BURSA (AA) -Bursa Özel Tip Cezaevi'nde hükümlü olarak yatmakta olan gazete- ci-yazar İsmail Beşikçi. "ba- sm ve yayın yoluyla işlenen suçlara ilişkin dava ve cezala- ruı ertelenmesi"ne daır ka- nun çerçevesinde dün akşam tahliye edildı. Avukat Kudret Gözütok tarafından tahliye işlemleri başlatılan Beşikçi, tahliye yönündeki "yazılı emrin" gecikmesı yüzünden bir sü- re bekletildi. Beşikçi, yazılı emrin ce- zaevine ulaşmasıyia akşam saat 19.30 dolayında serbest bırakıldı. Beşikçi 'nin tahliyesinde, avukatlığını yapanvaynı za- manda PKK lideri Abdullah Ocalan'ın da avukatları olan Niyazi Bulgan. Medeni Ay- han ve Filiz Köstak ile Be- şikçi'nın kitaplarını basan Yurt Yayınevi sahibi Ünsal Öztûrk, HADEP Bursa II Başkanı Mehmet Dağtelrîn, Sinema Sanatçılan Demeği (SİNESEN) Başkanı Yusuf Çetin. yazar Eşber Yağmur- derdi'nin kız kardeşi Sumru Merih ve bır grup arkadaşı hazır bulundu. Jandarma tarafından ceza- evi bölgesi dışında bekletı- len grup, Beşikçi'nin tahli- yesini alkışlarla karşıladı. Beşikçi, burada yaptığı açık- lamada, hapisten 8. çıkışı ol- duğunu hatırlatarak "Ertele- me yasası. düşünce ve basın özgürlüğü açısından bir ayıp- ür. Bu yasanın gereği nedir? 3 yıl sürevie düşünmevecek- sin. yazmayacaksuı. İnsanlar düşüncesini irade atnna ala- maz" diye konuştu. 1993 yılında cezaevine giren Beşikçi, 51 davadan toplam 79 yıl hüküm giymiş ve 8 milyar lira para cezası- na çarptınlmıştı. Beşikçi hakkında açılan 56 dava da halen sürüyor. Uffi Oğretmeıûer herkese rehber ohnahy MiUi Eğitim Bakara Metin Bostanaoğlu, dün Baş- k«ntOğretmerıevi'nde80ilöğrencikrininelişlerinin sergilendiği "Eserlerie ilköğretim" konulu sergiyi açtı. Serginin açüışı öncesinde diinden bugüne eği- timde geh'nen aşamayı anlatan bir sinevizvon göste- risi yapddı. Öğretmenlerin öğrenciler kadar halka darehberükyapmasınıistev^nBostancıoğl^yeniöğ^ retim döneminde "aktif eğitim sjstemine" geçflece- ğini. ilköğretim müfettişJerinin bu amaçla kurstan geçirildiğini kaydetti. Bostanaoğlu, "Sus konuşma diyen öğretmen yerine sorgulatan. öğrenci görüşle- rinisoranöğrednenleroiacak" dedL (Fotoğraf: AA) Batıkekspres davası ertelendi tstanbul Haber Servisi - Işadamı Korkmaz Yiğit ıle Bankekspres'ın 7 eski yöneticısınin "usulsüz kredi vermek suretivle dolandıncılık yap- mak". "sahte özel evrak düzenle- mek" ve "hizmet sebebiyle emniye- ti suİKtimal" suçlanndan yargılanmasına devam edildi. Beyoğlu 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün gö- rülen duruşmaya, tutuksuz sanık Korkmaz Yiğit ile dava dosyası Bankekspres davasıyla birleştirilen Mehmet ŞerefAktaşkatıl- dı. Tutuksuz sanıklar Yıl- mazYiğit,Altan Ayanoğlu. Savaş Ozcan. Kenan Ka- mil Kenanoğlu, Cafer Sait Okyar ve Metin Kemal Ozal ıse duruşmaya gel- medi. Sanyer Savcılı- ğı'nca hakkında dava açı- lan ve dosyası Bankeksp- res davasıyla birleştirilen Mehmet Şeref Aktaş, sor- gusunda Bankekspres Ge- nel Müdür Yardımcıhğı yaptığı süre içinde yasalara uygun olarak görev yaptığını söyledi. Aktaş, hakkında- ki suçlamalan reddetti. Aktaş'ın sor- gusunun ardından söz alan Yiğit'in avukatı Köksal Bayraktar, müdahil- Ağansoy davası 'Tanığa izin verilmedV tstanbul Haber Servisi - Ülkücü Tevfık Nurul- lah Ağansoy'un da aralannda bulunduğu 4 kişinin Bebek "DenizTaksi r 'de öldürülmesi olayına kanş- tıklan iddiasıyla haklannda dava açılan 2'si gıya- bi tutuklu 12 sanığın yargılanmasına devam edil- di. İstanbul 2. AğırCeza Mahkemesi'ndeki duruş- maya, tutuklu sanıklardan Hasan Taşkm ve Ferdi Heybetkatıldı.Mahkeme başkanınm sorusu üzeri- ne, tanık olarak dinletmek istediği kişinin deprem nedeniyle duruşmaya gelemediğinı kaydeden mü- dahil HülyaAğansoy, "Tanık şuandahastanede te- davi görüyor. Doktoriar duruşmaya gehnesine izin vermedilern dedi. Mahkeme heyeti sanıklann tu- tukluluk hailerinin devamını ve müdahil tarafın ta- nıklanmn dinlenmesi için son kez süre verilmesi- ni kararlaştırarak duruşmayı erteledi. lerin istemi üzerine Arthur Andersen denetim şirketi tarafından Ban- kekspres hakkında hazırlanan rapo- run eksik yönleri olduğunu belirtti. Bayraktar, Yiğit'in depreme daya- naklı binalarla ilgili bir proje nede- niyle ABD'nin San Francis- co'dake bir mimarlık büro- suyla işbirliği içinde olduğu- nu, ancak yurtdışına çıkîna yasağı yüzünden çalışmala- nmn aksadığını kaydetti. Bayraktar, Yiğit'in sağlık nedeniyle de yurtdışına çıka- bileceğinı ifade etti. İstanbul DGM'nin., Yiğit hakkında- ki yurtdışına çıkma yasağını 7 Haziran'da kaldırdığını anımsatan Bayraktar. yasa- ğın kaldmlmasmı ve duruş- malardan vareste tutulmasını istedi. Aktaş'ın avukatı da müvekkilinin duruşmalardan vareste tutulması isteminde bulundu. Mahkeme heyeti, tanıkla- nn dinlenmesi için duruşma- yı erteledi. IRMIK/AYDIN ENGİN aengin@ doruk.net.tr. Cumhuriyet'm 8 Eylül günü yayım- lanan başyazısında şöyle yazıldı: "...Bizde eleştiri göreneği yoktur; övgü ve yergi ağır basar, basınımtzın iki kanadı da çok uzun metinden ken- di işlerine yarayan bölümleri ele aldı- lar. Sonuçta Yargıtay Başkanı amacı- na ulaşmış oldu, toplumda, birtartış- ma kapısı açıldı..." Sonraki günler, Yargıtay Başkanı Sami Selçuk'un konuşmasının he- men ardından, sıcağı sıcağına yazılan Cumhuriyet'in başyazısını dogruladı. Basının ve toplumun konuya duyarlı bütün kesimlerinde yoğun birtartışma başladı. İyi oldu. Farklı düzey ve zenginlikte ama alı- şılanın ötesinde bir yoğunlukta "pat- layan" tartışma, ister istemez, Türki- ye'nin demokrasi kültürüne katkı sağ- lıyor. Üstelik demokratikleştirmeyi kanun değişikliği"ne indirgeyen kısır tartışmalardan, kavramlann didiklen- diği, "demokrasi"nin, "cumhuriyet"'m, "laisizm"\n ve "devlet "in felsefi temel- lerinin ele alındığı bir derinliğe yüksel- di. İyi oldu. l Nasıl unuturuz, çok değil daha birkaç yıl öncesine kadar bu ülkede yaygın siyasi tartışma ve ayrışma Tartışma Kapısmı Açmak "Çiller - Yılmaz, Ecevit - Baykal" çekişmesine hapsedilmişti. Şimdi cumhuriyetlerin demokrasiye evrilme süreçlerini, Jakobenizm - Ke- malizm ilişkilerini, demokrasinin "çağ- cıl" bir cumhuriyetin bileşeni olup ol- madığı, daha sokak ağzıyla söyler- sek, demokrasi bileşeninden yoksun bir cumhuriyetin yumurtasız omlet olup olmayacağını tartışıyoruz. Nasıl unuturuz, çok değil daha birkaç yıl öncesine kadar, bu ülkede, laikliğin düşmanları, ağzı salyalı Şev- ki Yılmaz, Fadime'yle basılan Acz- mendi şeyhi Müslüm Gündüz ile simgeleniyordu. Şimdi, Yargıtay Başkanı'nın, "Her- kesin biryolu, ideolojisi, yöntemi var- dır. 'Allah sizleri sınamak için böyle yaptı. Hayırlarda (tercihlerde) birbiri- nizle yarışın', 'Doğu da Batı da Al- lah'ındır. Nereye dönseniz Allah kar- şınızdadır' diyen, dillerin çeşitliliğini ve 124000 peygamberi kabul eden bir Tann, bir din hiçbir topluluğa düş- man olamaz. Bağımsız karan (içtihat), danışmayı (şûra), oydaşmayı, uzlaş- mayı (icma: consensus) benimseyen bir din çağcıldır, kanımca çoğulcu- dur, laikliğe elverişlidir..." sözleri ele alınıyor; Başkanın, "kullardan demok- rat" ve "Islamdan laik davranış" üre- tilebileceği iddiasının felsefi ve man- tıki dayanakları ele alınıp, bu daya- nakların çürük olup olmadığı tartışılı- yor. Nasıl unuturuz, çok değil birkaç yıl öncesine kadar, "hukuk devleti" bir ideal olarak algıianıp savunuluyordu. Katiller, kamu mülkü soyguncuları, işadamlarıyla sarmaş dolaş mafya çe- teleri, mafya çeteleriyle sarmaş dolaş işadamları karşısında "ac/z" kalan adalet aygıtını onarmanın yolunu, yöntemini anyorduk. Şimdi "hukuk devleti" kavramıyla "hukukun üstünlüğü" kavramı arasın- daki farklan ele alıyor; "hukukun üs- tünlüğü" ve "üstünlüğün hukuku" gi- bi çetrefil kavramlan, hukuk bilginle- rinin tekelinden çıkanp kendi sohbet- lerimizin, konuşmalanmızın, tartışma- lanmızın içine taşıyoruz. "Hukuk top- lumu" diye bir terim olduğunun ayır- dına vanyor ve toplumsal ölçekte bu düzeye nasıl ulaşılabileceğini masaya yatırıyoruz... Nasıl unuturuz, çok değil birkaç yıl öncesine kadar, 1982 Anayasası, ar- kadan dolanarak, "şu maddesi de- ğişsin, bu maddesi değişsin" önerile- riyle eleştiriliyordu ve bize kalan da "değişiklik" diye sonunda milletvekil- lerinin parti değiştirmesinin önündeki engellerin kalkması gibi kepazelikler- den öfkelenmek oluyordu. Şimdi eşyayı adıyla çağınyor, sorul- ması gerekeni soruyor, "1982 Anaya- sası meşru mudur, değil midir" gibi cesur bir soru ekseninde tartışıyor, ay- rışıyor, saf tutuyoruz. Bütün bunlardan Türkiye kazançlı çıkmıyor mu; demokrasi kültürü zen- ginleşmiyor mu; kavramlar, bilinçler- de ete kemiğe bürünmüyor mu? Tersini düşünün, Başkan, adli yıl açış konuşmasında "adliye persone- linin geçim sıkıntılan, adliye binalan- nın yetersizliği, Ceza Mahkemeleri Usulü Kanunu'ndaki aksaklıklar, ha- pishanelerin kapasite yetmezliği" gi- bi konularla sınırlı bir konuşma yap- saydı, neyi tartışacaktık? Bu köşede, Sami Selçuk'un konuş- ması, hem de sıcağı sıcağına "düzey- li bir tartışma için mükemmel bir fır- sat" olarak değerlendirilmişti ve ek- lenmişti: "Sami Selçuk'a teşekkür borçluyuz". Değil miyiz? PERŞEMBE ORHAN BURSALI Erken Uyarı Sistemi Deprem ülkesi Türkiye'yi yöneten siyasi kad- rolann ve onlann denetimindeki devletin, bu ara- da bütün toplum olarak bizlerin, Türkiye'nin ger- çeklerine ne kadar yabancı kaldığını gösteren bir olay, Yalova'daki termal sularda deprem önce- si fark edilen değişimdir. Öyküsünü herkes bili- yor. Termal sulardaki değişim, devlet yetkilileri- ne yazıyla bildiriliyor; oradan İTÜ'ye gereğinin yapılması için gönderiliyor. İTÜ'den detam dep- rem günü termal sulardaki değişim ve nedenle- rini incelemek için birbilim insanının gönderilme- si karariaştınlıyor. Tabii bütün bu yazışmalann aylarca sürdüğü- nü kestirebilirsiniz. Diyelim ki tTÜ'den bir yetkili depremden ön- ce gitti, durumu inceledi. Eğer bu uzmanın dep- rem bilgisi yoksa, termal sulardaki değişim ne- denleri ile deprem uyansı arasında bir ilişki ku- ramazsa, durum değişmeyecekti. Bu açıdan ba- kınca, Allah fTÜ'lüyü korudu demek mümkün. Yoksa şimdi, bu bilim adamının ensesinde top- lumca boza pişiriyor olacaktık! Peki, diyelim ki bilim insanımız sulardaki de- ğişim ile fay hattında hareketin başlaması ara- sında bir ilişki kurdu. Raporunu vepdi; bu rapo- ru değerlendirecek bir örgütlenme yapımız var mıydı? Bu durumda birkaç senaryo kurabiliriz: Mesela insanları paniğe kaptırmayalım diye, ra- por büyük bir olasılıkla açıklanmazdı. Resmi da- ireler arasında yazışmalar sürer gider ve bu ara- da deprem patlayabilirdi... Veya rapor açıklanır- dı; bu defa da ne yapılacağı bilinemezdi. Depremin ne zaman patlayacağı her ne kadar kestirilemiyorsa da bazı depremlerin geliyorum işaretlerini önceden verdikleri bilinmektedir. Çin- lilerin son 30 yıl içinde depremlerin yüzde 10'unu önceden kestirebildikleri bilim literatürüne gir- miştir. Çinlilerin en büyük başarısı, yine bir böl- gede büyük bir kitlesel çalışma ile 20-30 deği- şik olay ve etkeni gözleyerek deprem olacağını bilmeleri, halkı evlerine sokmamak için eksi 20 derece soğukta alanlarda, açık hava sinemala- rı kurmaları ve böylece yüz binlerce insanın ha- yatını kurtarmalarıdır. Ama Çinliler başka bir depremin de gelişini hiç bilememişlerdir ve yüz binlerce insan ölmüş- tür. Bazı depremlerin öncü işaretler verdiği bilinir. Yalova'daki termal sulardaki değişim, işte bu öncü işaretlerden biridir. Özellikle Marmara Bölgesi'ndeki aktif faylann belirlenmesi çalışmalan sürerken depremin dün- yada kabul edilen diğer işaretlerini gözleyecek bir erken uyarı sisteminin kurulmasında büyük yarar vardır. Izmit depreminin verdiği zarar büyüktür. Mad- di zarar her ne kadar 10-15 milyar dolar olarak söyleniyorsa da 20 bin insanımız gitmiştir. Bir er- ken uyan sisteminin maliyetı ise bir depremin ya- ratacağı hasarın, vereceği kayıpların yanında bir şişe su bedeli olarak kalır. Ancak bu erken uyarı sistemine rağmen, dep- remin bir iki haftalık, bir iki aylık zaman kesitin- de bile kestirilmesi zor veya imkânsız olabilir. Veya deprem hiç kestirilemeden, küt diye bizle- ri vurabilir... En iyisi, en doğrusu tabii, depreme hazııiıklı ol- mak. Önce kent altyapısının, hastanelerin vs. ayakta kalmasını sağlayacak önlemleri hemen almaya başlamak. Imar planlarını deprem bilin- cine göre yeniden gözden geçımnek ve yıkılma- sı gereken, boşaltılması gereken evlerin, katla- rın yıkılmasını sağlamak. Arkasından, yurttaşlann evlerini gözden geçir- mek istemelerine yanıt verecek bir sistem kur- mak. Kısa sürede, deprem mühendisliğinden anlayan bir uzmanlar ordusu kurmak... Ama bu çalışmaların, vatandaşı soyup-soğa- na çevirecek bir sisteme dönüşmesini de önle- mek. Her şeye rağmen, Marmara'yı kapsayacak bir deprem erken uyarı sisteminin omurgasını hemen oluşturmak için çalışmalara başlamak zorundayız... Diyarbakır Kürtçe şarkıya gözalb DlYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakır'da. depremzedeler yaranna düzenlenen gecede Kürtçe şarkı söyleyen iki mahalli sanatçı gözaltına ahndı. HADEP Diyarbakır İl Başkanlığı tarafından yapılan yazılı bir açıklamada ise aralannda HADEP'e üye 150 kişinin bulunduğu çok sayıda kişinin gözaltına alındığı belirtildi. Diyarbakır'da önceki gece Trafik Aile Çay Bahçesi'nde depremzedeler yaranna Sakatlar Odası'nca düzenlenen gecede Kürtçe şarkı söyleyen AIi Aktaş ve Dikk Alparslan adlı mahalli sanatçılar, polıs tarafindan gözaltına alındılar. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'ne götürülen Aktaş ve Alparslan Diyarbakır DGM Başsavcılığı'nca ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı. Sanatçılar hakkında dava açılıp açılmamasına DGM savcılığınca yapılacak soruşturma neticesinde karar verileceği belirtildi. Sanatçılardan Ali Aktaş, "Yalnızca iki Kürtçe parca soyledim. Bunlardan biri ağıt, diğeri de aşk üzerineydL Hiçbiri siyasi bir içerik taşunıyordu" dedi. HADEP Diyarbakır tl Örgütü tarafindan yapılan yazılı bir açıklamada ise Diyarbakır'da son bir hafta içinde yoğun bir gözaltı operasyonu ' başladığı belirtildi. Açıkîamada, 7 Eylül günü Diyarbakır'm Ofıs semtinde Mehmet Çetik adlı üyelerinin ellerinde telsiz bulunan iki kişi tarafindan zorla bir araca bindirilerek bilinmeyen bir yere götürüldüğü belirtilerek şöyle denildi: "Çelik ailesi tarafindan Diyarbakır Emniyet Müdüriuğfi'ne yapılan başvurular sonuçsuz kalmıştır. Mehmet Çelik'in gözaltına alınmadığı belirtUmiştir. Türkiye'nin demokratikleşmesi ve toplumsal bartşın tartışüdıgı bu süreçte, bu gibi olaylaruı geHşmesi bizce kaygı vericidir. YetkUUeri Mehmet Çeük ve arkadaşlannın akıbetleri konusunda açıklama yapmaya davet ediyoruz."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear