02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 7 TEMMUZ 1999 ÇARŞAMBA 14 KULTUR [email protected] Yapı Kredi Festivali'nin etkinlikleri Açıkhava Tiyatrosu'nda, Park Orman'da ve CRR'de Cazdan baleye, poptan klasiğe...Kültür Servisi- Yapı Kredı Sanat Festiva- lı 'bir yülık festivaT anlayışıyla düzenledığı etkınlıklerinı temmuz ayında da klasik mü- zıkten popa. cazdan baleye uzanan bır yel- pazeyle sürdürecek. Festivalm temmuz ayın- dakı ilk etkinliği 14 Temmuz akşamı saat 20.30'da Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda gerçekleşecek olan Boris Belkin keman re- sıtalı Çalışmalanna Moskova Merkezı Mü- zık Okulu ve Konservatuvan'nda Prof. Yan- kievitz ve Andrievsky ile başlayan Belkm, 1973'te Sovyetler Birİığı Ulusal Keman Ya- nşmasrndabınncılikkazandı 1974'teSov- yetler Bırlığı'nden Avrupa'ya iltıca ettı, Ber- lın Fılarmonı, tsrail Filarmonı, Montreal Sen- foni gıbı bırçok önemlı orkestra ıle konser- ler gerçekleştirdı. Sanatçı heryaz Italya'nm Sınea kennnde ünlü Chıgıana Akademısi'nde Master Class derslen veriyor. Konsenn piyanısti ise AJexander VVaren- berg olacak. Pıyano çalmaya dört yaşmda başlayan Warenberg de 1977'de Batı'ya iltı- ca ettı, uzun yıllar Rotterdam Fılarmonı ve Kuzey Hollanda Orkestrası"yla beraber şef KurtMansurvelvanFischerıleçalıştı Wa- renberg halen aralannda V. Liberman. B. Golstein, B, PergameschflkoM. Vadim Repin ve J. Kantarov'un bulunduğu bırçok müzis- yenle resıtaller gerçekleştiriyor. 16 Temmuz Cuma akşamı saat 21 15'teıse festıvalde 'altematifçagınstüdyosihirbazla- n' olarak nitelendınlen Grammy ödüllü Gar- bage topluluğunun konseri yer alacak. Kon- ser Park Orman-Maslak'ta gerçekleşecek Pop müzığının sınırlannı kendi beğenılenne göre zorlayan Garbage, bır rock grubu ola- rak kurulduğu 1995 yılından bugüne dek çı- kardığı kendı adlannı taşıyan ve Versıon 2 0 gıbı albümlenyle kısa zamanda ayncalıklı bıryeredındi.ToplulukShirleyManson. Du- ke Erikson, Steve Marker. Butch Vıg ve Da- nid Sulman'dan oraşan kadrosuyla katıiacak festıvale 22-23 Temmuz tanhlerinde ıse Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda saat 21.15'te Bela- rus Cumhunyeti Ulusal Akademık Bolşoy Ba- le Tıyatrosu'nun üç görkemlı bale gösterisı yer alacak. Göstenler başkoreograf Valentin Yelizariev'ın yonetımınde gerçekleşecek. İlk olarak 22 Temmuz'da üç perdelik Romeo ve Juliet'ı ızleyebılecek sanatseverler 23 Tem- muz gecesinin programı ise tek perdelik Car- mina Burana ve yine tek perdelik Carmen Suite'ten oluşuyor. Belarus'ta bale sanatı 18. yüzyılın ıkıncı yansında tanınmaya başladı Feodal lordla- nn sarav lannda drama tıyatrolan. şarkıcı şa- pellen. korolar. muzıkal \e bale okullan var- dı. Bu gelenek 19. yüzyılda yok olduysa da 20. yüzyılın başlarında yenıden canlandı 1933 yılında Belarus tanhınde ilk kez Dev- let Opera Bınası Mınsk'te açıldı. Genç bale grubu, ulusal bır bale repertuan yaratmak amacıyla kendılennı görevlendırdı. Belarus Bale Tıyatrosu'nun bugünkü re- pertuvan farklı devir ve stillerden baleleri • Kemancı Boris Belkin, 'alternatif çağın stüdyo sihirbazlarT Garbage, üç gösteriyle Belarus Cumhunyeti Ulusal Akademik Bolşoy Bale Tiyatrosu ve Pat Metheny Trio bu ay festivalin konuklan arasında. kapsıyor. Kunım varhğıru ve uluslararası ıtı- baruıı büyük ölçüde Sanat Yönetmenı Valen- tin N. Yelizanev'e borçlu. Aynı zamanda uluslararası Slavınık Akademısı üyesı olan ve 1973'ten ben Belarus Cumhunyeti Bol- şoy Akademik Bale Tıyatrosunu yöneten sa- natçı Devlet Mûzik Akademısi Profesörlü- ğü ünvanını da taş.ıyor. Festival temmuz programını 31 Temmuz akşamı saat 21.15'te Açıkhava Tiyatrosu'nda gerçekleşecek olan Pat Metheny Trio konse- ri ile kapatacak. Amerikalı caz gıtar vırtûözü Pat Metheny'nm kurucusu olduğu trionun dığer ikı üyesı Larry Grenadier ve BU! Ste- wart. Gıtarıst. çok yönlü bır bestecı, yenılık- çı yapımcı ve gitar synthesızer'm ön- cüsû olan Metheny, müzik kariyerine henüz 19 yaşındayken Gary Burton Or- kestrası'yla başladı. Sanatçı bugüne dek çok sayıda önemli caz müzisyeni ve gru- buyla gerçekleştırdığı albümlenyle başta dokuz Grammy obnak üzere çok sayıda ödül kazandı. Yapı Kredi Sanat Festivalı 99J un temmuz ayı biletlen YKY Galata- saray Kıtabevı, Taksım Vakkoroma, Akmerkez Vakkorama'da satışa su- nulacak. Sanatseverler http://www.supe- ronline.com.ykykultur adresınden tnternet aracılığıyladabi- let alabilecek- ler yada 0212- 249 18 29nu- maralı telefon- dan rezervas- yon yaptıra- bılecekler. Bolşoy Baksi RıfatBgaz'ın 6. öliimyıldönümü Kültür Servisi- Rıfat Hgaz ölümünün altıncı yılında 'Cide Rıfat Dgaz Kültür ve Sanat Festi- vali' ıle anılacak Kiilrur Bakanlığı'nın katkıla- nyla düzenlenen festival 9-11 Temmuz tarihle- n arasında gerçekleşecek l Rıfat Hgaz, Cıde'de yeşeren doğa-toplum ilış- ' kilennı yazınına taşıyarak toplumcu, gerçekçi knİc kuşağmın kurucuları arasında yer aldı. Şair ^memleketı içın şunlan söylüyordu: "Cide,doğ- dugum eşsiz, benzersjz memleket» Ne iyi etmiş de anam beni bu cana yakuı memlekette doğur- muş! Her şeyimiyitirdiğim günlerdeGde'nin bd- leğiinin duvarlanna vansnan gönintüleriyledi- ritir, yaşama gücümü tazelerim_" Rıfat Ilgaz'm doğdugu Atatürk Caddesi'nde- kı 67 no'lu evın mülkıyetı Atatürkçü Düşünce DemeğiCıde Şubesı taranndan sann alındı. Res- torasyon projelen hazırlanan bınanın zemin ka- tı Atatürkçü Düşünce Derneği hızmet binası. birinci katı Rıfat Hgaz Müzesi ve Kültür Sanat ^ ^ - Evi olarakkullanılacak.Cuma günü saat 20.30'da ^40 *,^^f LımamçiMocampTesisleri'ndeMoğolar,Uftık ît»... »^"#*"*'*^KSrala)ç. Hasan Karakoyunlu ve yöresel foîk- lor sanatçılannm katıldıklan Rıfat Hgaz Müzık ve Gösteri Şölenı gerçekleşecek. 10Temmuz Cumartesı günü Rıfat Ilgaz'm evı- nin bahçesındeki törene Kültür Bakanı tstemi- han Taby, Kastamonu Valisı, Cıde Kaymaka- mı ve Beledıye Başkam, ADD Genel Merkezı adına ADD. Şube başkam kaülacak. Saat 16.00'da düzenlenecektörene ıse konuşmacı olarak Prof. Dr. Ergun Aybars. Hikmet Çetinkaya. Mustafa Balbay. Hüseyin Atabaş. Sunav Aİan, Akgün Akovave FahriBozbaşkatılacaklar. Saat 20.00'de Rıfat Ilgaz sofrası düzenlenecek. Festrvalin son günü olan 11 Temmuz Pazar günü de saat 10.00'da katılan yazarlann imza günü gerçek- leşecek, saat 12.00'de, piknik yapilacak, saat 19.00'da festival kapanışı düzenlenecek. •«s Ünlü yönetmen Emir Kusturica, kendi topluluğu No-Smoking'le birlikte turnede 'Balkanlar'ın Çingene müziğiıri yaşaüyorıız' Emir Kusturica grupta bas çahyor. Kültür Servisi- 'ÇingenelerZamanı', 'Arizona Rüya- a',' Yeralu' gıbi fılmleny le genış bır ızleyıcı kıtlesı edı- nen ve son olarak 'Kara Kedi AkKedi' adlı fılmıyle si- nemaseverlerin karşısına çıkan ünlü yönetmen Emir Kus- turica şımdi de kendı müzık topluluğu No-Smokûıg'le bırlıkte Avrupa'nın çeşitlı kentlerinde konserler venyor. Kustunca ve grubu. uzun turne programı kapsamında ltalva'da 18, Portekız'de 3 kez ızleyıcıyle buluşacaklar. Grupta bas çalan Kusturica bu konserlerle, hem sona eren Kosova bombardımanını kutladıklannı, hem rock muzık yaptıklannı, hem de Balkanlar'ın Çingene mü- ziğinı yaşattıklannı belirtıyor. Çıngenelerle kurdugu ılışkmin. yaratıcılığını besle- yenen önemlı etken oldugunu söylüyor Kusturica: "Ben çingeneterin dünvasuıdan bfiyülü bir gerçekfik yaratdm. Bilhorum. bazen insanı korkutuyorlar; ama sadece or- ta sırunn orta zekâb insanuu... Balkanlar'dadurum fark- lı tabii. Yugoslavva'da450 bin Çingene >ar. Müzik yaph vorlar. şarkı sö>lüvorlar ve kendi kültürimni konıyor- lar. Belki bulunduklan yer bir cennet değil, ama şaria söyleyebildikleri sürece y aşamlannı süniürebilisoriar." Italyan La Stampa gazetesının Kustunca'vla çinge- neler, sınema ve Balkanlar üzenne yaptığı söyleşıden kesıtler sunuyoruz. - Sizin yayımınıya nasl girdi Çingeneler? Çocukluğumdan ben onlarla yan yana yaşadım ve ba- na yasak olan şeylen yapabıldıklen ıçın onlan hep kıs- kandım. En önemlisi de ruhanı yaşamlan, kültürleri ve müzikleri beni çok etkiliyordu. Bu müzikte güzelliğin ve özgürlüğün özel bir yen vardı. 'Yönetmen de bir bestecidir bence' - Peki No-Smoking grubu nasıl kuruldu? Grubu 1980'lenn başında Saraybosna'da kurduk. Da- ha sonra, özellıkle de politık nedenlerle zor günler ge- çırdik; ama 1986 yılında yenıden toparlandık. Çingene müzığını yaşatmak adına, grubu bır arada rurmak içın çok çaba gösterdım. Hem bır miizısyen hem de yönet- men olarak bu müzık bana çok şey ıfade edıyor. Çin- gene müziğı, sınemanın çeşitlı öğelenni de ıçınde ba- nndınyor ve ben, bir filmin müzık üzenne yapılandı- nlması gereğıne ınanıyorum Yönetmen de bır beste- cidir bence, kulağının çok iyi olması gerekir. - Filmleriniz bu yüzden mi bem festivalkrde hem de sinema salonlannda beğeni topluyor sizce? Amacım çok ızleyıcı toplamak değıl Yönetmen ola- rak daha çok estetık kaygılar taşıyorum; ancak sonuç- ta halk filmlenmı ızlemeye gelıyor Şu an kameradan uzağım ve bır müzisyen olarak turnede bulunmaktan da büyük keyıf alıyorum. Çünkü burada, grupta lider de- ğılım ve film çekımlennde yüklendiğim sorumluluk- lardan kurtuluyorum. - Peki BaOuuüar'm durumu ve göc etmek zorunda kalan Kosovah Arnavuüar konusunda ne düşünüyor- sunuz? Çıngenelerin tehlikede bulunması, dünya için kötü- ye gidışı haber veren bir işaret olmuştur her zaman. Sırplann evlerinden kaçmalan da kötülüğün ısaretidir tabii... - Kosova'da yasanan trajecKyi bu kadar basite indir- geyebiür miyiz sizce? Bakın, her normal ınsan etnık temizliğe karşıdır. An- cak ben, her türlü etnık temizliğe karşı olunması gerek- tiğıni söylüyorum. Daha önce de 350 bin Sırp, Hırva- tistan'dan aynlmak zorunda kalmıştı, ama kımse bun- dan söz etmedi. Tarih bıze Balkanlar'da çok az şeyin de- ğıştiğini öğretti artık. - O halde banşa olan inancınızı yitirdiniz_. Şu ana dek Balkanlar'dakı küçük devletler hıçbır ko- nuda karar verme yetkısıne sahıp olamadüar. I. Dünya Savaşt'ndan Dayton Anlaşması'na dek kararlan hep büyük devletler verdı. Bızler Tito yönetiminde aynca- lıklı koşullarda bulunduk. Bu dönemde ıse soğuk sava- şm bitişine tanık oluyoruz ya da bır başkasının başlan- gıcına... DEFNE GÖLGESİ TURGAY FtŞEKÇİ Aragon Yırminci yüzyılda kimi şairierin yaşamlan, yüz- yılla, ülkelerinin ve dünyanın tarihiyle örtüştü. Biz- de Nâzım Hikmet, Şili'de Pablo Neruda, Ispan- ya'da Lorca ve Alberti, Fransa'da Paul Eluard ve Louis Aragon böylesi şaiıierdendir. Aragon bu şairler arasında ülkemızde en tanın- mışıdır. Çünkü o ünlü "Mutlu aşk yoktur" dizesi bir kez kazınmıştır belleklere. Elsa'yla Aragon'un aşkı imrendirmiştır nice genç yürekleri. Daha 1940'larda Orhan Veli'nin çevirdiği "Bsa 'nın Göz- leri" şiiri, çeviri edebiyatımızın başyaprtlanndan bi- ridir. Sait Maden'in çevirdiği Elsa'ya Şiirier adlı kitap da ülkemızde en çok satılan çeviri şiir kitap- lanndan bin oldu. Ancak dilimize yapılan çevirilerin toplamı, Ara- gon'un bütün yapıtlan düşünüldüğünde küçük bir bölüm. Şimdi elimizde bu önemli şairin yaşamı ve ya- pıtlannı yakından tanıma olanağı sağlayan bir ki- tap var: Bahadır Gülmezin yazdığı Aragon (Kav- ram Yayınlan). Kitap, Aragon hayranı bir okurun merak ede- bileceğı pek çok aynntıyla dolu. Şairin yaşamı, ya- pıtlan, yaşadığı dönem, çevresindeki kişiler, iliş- kiler vb. üstüne ilginç bilgiler içeriyor. Bahadır Gülmez, Fransa'da Aragon üstüne bir doktora çalışması yapmış. Bu nedenle konunun uzmanı sayılır. Anlattığı kişilere, konulara, döne- meegemen birbilgi birikimine sahip. Gerekli kay- naklara ulaşabılecek konumda. Yazar bu bilgi bi- rikımıne dayanarak okuriara Aragon'un şairliğinin yanı stra, özel yaşamı, edebiyat hareketleri için- deki yeri, politik kişiliği, öteki alanlardaki yaprtla- n üstüne ilgi çekici bilgiler sunuyor. Kitap bu il- ginç yapısını içerdiği çok sayıdaki fotografla da arttınyor. Ben kendi payıma bu kitaptan çokyararlandım. İlginç aynntılardan birini buraya da aktarayım: Aragon'un 1953-1972 yıllan arasında yönetici- liğini yaptığı Fransız Komünist Partisı çizgisinde- kı haftalık kültür ve edebiyat dergisi "Les Lettnes Françaises", Sovyetler Birliği'nin aydınlara karşı tutumunu eleştirmesi nedeniyle önce Doğu Av- rupa ülkelerinde, 1971'de de Sovyetler'de ya- saklanıyor ve var olan abonelikler de yenilenmi- yor. Bu nedenle mali sıkıntıya giren dergi 1972'de kapanıyor. Demek Fransa gıbi okuma oranı yük- sek bir kültür ülkesinde bıle dergiler kendi güçle- nyle ayakta kalamıyor. ••• Bahadır Gülmez'in anlatım dili ise ne yazık, böylesi bir kitabın sahıp olması gerektiğıni düşün- düğüm şiirsel bir söylemin yakınından bile geçe- miyor. Son derece kuru, tatsız, kötü bır çeviri okuyor- muşsunuz izlenimi venyor. Birkaç örnek: "Üstüne üstiük" dıye baştayan bır cumteden son- raki cümle "Üstelik" diye başlıyor (s. 13). "yo/un yolcusu olarak coşkuyla yoluna devam etmektedir." (s. 75). "Gerçek Dünya sehsinin ilk romanı Basel'in Çanlan' (s. 74) dedikten iki sayfasonra Kibar Serrrt- ler ile "Gerçek Dünya diye adlandırdığı dızıyi baş- latır" diyebılmektedır. Yıne Etea Triolet'nin Gün Doğarken Bülbül Su- sar adıyla dilimize çevrilen kitabının bir yerde "Bülbül Tan Sökerken Susar" (s. 145), bir başka yerde "Bülbül Şafakta Susar" (s. 183) biçiminde anılması bağışlanır dikkatsizlik değil. "Latin abecesinden başka bir abece kullanan uluslardan alınan özel adlar, Türkçede söylendi- ği gıbı yazılır." (Ana Yazım Kılavuzu, s. 54) kural iken Kruşçev'ı "Khrouchtchev" gibi ancak Fran- sız okuıiann sökebileceği bir biçimde yazmak da gereksiz. Bahadır Gülmez'in en başansız olduğu alan ise şiir çevirileri. Bu işin ayn bir beceri olduğu bilinir. Onceden hiç çevrilmemiş şiirlerin ne dediğini an- latmak için anlamı öne çıkararak çevrilmesi an- laşılabilir. Ama pek çok şairimizin büyük emek- lerte yaptığı güzel çeviriler dururken (Cemal Sü- reya'nın "Mutlu Aşk Yok ki Dünyada"s\, llhan Berk'in "Güller Leylaklar\ Sait Maden'in "El- sa 'ya Şiirier" krtabı) bu şiirleri yeniden ve daha kö- tü biçimde çevirmek anlaşılır şey değil. Sonuçta bilgiyle anlatım ustalıklannın buluşa- madığı bir kitap diyebiliriz, Bahadır Gülmez'in Aragon'u için. Gerekli, önemli bilgiler veren, ama bunlan aynı güzellikte anlatamayan. K Ü L T Ü R I Ç t Z t K K Â M İ L M A S A R A C I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear