17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 28 HAZİRAN 1999 PAZARTESİ 8 HABERLERIN DEVAMI TUYR1Y1 Istanbul Y 23 Sinop Y 23 Adana Y 28 Edirne PB 30 Samsun Y 24 Mersın Y 28 Kocaelı Y 22 Trabzon Çanakkale PB 26 Giresun Izmir A 29 Ankara Y 23 Dıyarbakır A 34 _X 24 Şanhurfa Y 31 PB 24 Mardın PB 29 Manısa A 29 Eskışehir PB 25 Siirt A 29 Aydın Denizli _A 32! Konya PB 27 Hakkâri PB 28 A 31 Sıvas Y 22 Van PB 28 Zonguldak Y 24 Antalya A 32 Kars Yurdun kuzey ve doğu kesımlen parçalı çok bulutlu, Marmara'nın dogusu, Karadenız, Iç Anadolu'nun kuzeydo- gusu Dogu Akdemz. Stockholm PB 22 Doğu Anadolu'nun ku- Londra Y 22 DIS MERKEZLE Y 18 Berlin Y 27 Helsinki PB 28 zeyvebatısııleGüney- Amsterdam doğu Anadolu'nun ba- tısı sağanak ve gök gu- rultulu sağanaK yağış- lı.dığeryerierazbulut- Bonn lu geçecek 20 20 Y 18 Y 20 Münih Y 20 Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y A Y PB PB Y Y Y 28 29 24 29 27 25 33 ?0 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahıre Y A Y Y PB Y Y A 28 35 20 28 27 24 28 32 Şam PB 31 Taşkent Parçalı bulutlu Bulutlu k Çok bulutlu Yağmurtu Karlı Gok gınütulu Batı Emniyette Fethullah Gülen parması Trakya planı MURAT tLEM ATİNA - Türkiye ve bir- çok dünya ülkesinde yüz- lerce okulu olan Fethullah Gülen'in, tek giremediği ülke olan Yunanistan'da okul açmak içın birtakım girişimlerde bulundugu id- dia edildi. Edinilen bilgilere göre Fethullah Gülen, üişkileri- nin çok iyi olduğu Fener Rum Ortodoks Patriği Bartholomeos ile karşılıklı izın konusunda anlaşmaya vardı. Vanlan gizlı anlaş- maya göre, yıllardır kapalı olan Heybeliada ruhban okulunun açılmasına kar- şılık, Fethullah Gülen'e Türklerin yoğun olarak ya- şadığı Batı Trakya'da okul açma izni verilecekti. Yunanistan'daki hükü- metin ve Fener patriğinin sıcak baktıği plana göre, Fethullah Gülen ilk aşama- da devlet içindeki bağlan- tılanru kullanarak Heybeli- ada ruhban okulunun açıl- masını sağlayacaktı. Bu gelişmenin ardından yak- laşık yüz elli bin Türk'ün yaşadığı Yunanistan'ın Ba- tı Trakya bölgesinde Gülen okullanntn açılmasına izin verilecekti. Fethullah Gülen'in tüm çabalanna karşıhk Heybe- liada'daki okul açılamayın- ca, Yunanistan hükümeti Fethullah okullannın açıl- masına yeşil ışık yakmadı. Fethullah Gülen'in söz konusu girişimi başanlı ol- saydı, Yunanistan riem çok istediği Heybeliada okulu- nun açılmasmı sağlayacak hem de Batı Trakya'da ye- tişecek olan Gülen yanlısı müritler ile Türkiye'yi bir kere daha arkadan vura- caktı. Yunanistan'ın Batı Trak- ya bölgesinde, halen sınır- lı sayıda Türk'ün eğitim gördüğü özel okul bulunu- yor. Türkiye ve Yunanistan eğitim bakanhklan arasın- da 1951 anlaşması olması- na rağmen Yunanistan, Türkiye'den sınırh sayıda öğretmenın Batı Trak- ya'daki Türk okullannda görev yapmasına izin veri- yor. Yunanistan'ın baskılan nedeniyle din faktörünü ön planda yaşayan Batı Trak- ya Türİderi, anlaşma yü- rürlüğe girseydi Fethullah Gülen'in şerplanlanna uy- gun eğitileceklerdi... I Baştarafı 1. Sayfada birimlerinde görevli bazı personelin hedef olduğu anlaşümıştır. Bundan da vahimola- nı 1992 yıhnda arulan örgüte karşı yürütü- len çabşmayla ilgili (h) evrakta geçen ve DGM'ye sevk edilen şahıslardan birisinin İstihbarat Daire Başkanlığı Özel Kalem Amiri olarak görev ine devam etmesi, nasü bir dirençle karşı karşıya bulunulduğunu göstermektedir. Hal böyle iken Fethullah Gülen ve İşık tarikatı' mensuplanna yönelik bir tedbir abnması gerekirken bu konuda çahşmayı yürüten sorumlulan görevden alnıanın iza- hırun yapılabileceğinde zorianacağıma ka- naatindeyim." Saral'ın "Fethullahçüann emniyetteki gücünü" belirtmek amacıyla gündeme ge- tirdiği soruşturma. 1992'de Ankara Emni- yet Müdürlüğü tarafından yapıldı. Soruş- turma sonunda Emniyet Müdürlüğü İstih- barat Daire Başkanı Özel Kalem Müdürü Yunus Çetinkaya ile Fethullah Gülen' in de aralannda bulundugu 102 kişi hakkında DGM'ye suç duyurusunda bulunuldu. Emniyet Müdürlüğü tarafından DGM'ye gönderilen fezlekede. 1991'de Polis Akademisi ö&rencisı Rafet Yılmaz'ın 1991 'de son sınıftayken disiplin puanlan- nın düşmesi gerekçesiyle okuldan uzak- laştınldığı. Ytlmaz'ın ise idari mahkeme- ye başvurarak puanlannın düşmesine da- yanılarak değil "fllegal olarak faaliyet gös- teren dinci bir gruba kattfmaması'" nede- niyle uzaklaştınldığını iddia etmesi üzeri- ne soruşturmanın başlatıldığı belirtildi. Emniyet Genel Müdürlüğü Polis Teftiş Kurulu Başkanlığı 28.2.1992 günlü yazı- sıyla gönderdiği fezlekesinde 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasası'nın l'inci mad- desinde belirtilen "Laik Türkiye Cumhıı- riyeti'nin varhğmı tehükeye düşürecek ey- lemlerinden doiayT aralannda Fethullah Gülen'in de bulundugu 102 kişı hakkında suç duyurusunda bulundu. Ankara DGM Savcıhğı'nın açtığı 1992/256 hazırlık sa- yılı soruşturması sonucunda takipsizlik ka- ran verildi. Kararda şöyle denildi: u Poüs Akademisi'nde ekserisi öğretim görevlisi veya emniyet mensubu olan sanık- lara isnat olunan suç, Atatürk milliyetçili- ğini zayıflatacak; Atatürk ükelerine ters düşecek görüşleri savunmak suretiyle dev- letin siyasi ve hukuki temel nizamlannı di- ni esas ve inançlara uydurma çabşmalan- dır. Kişilerin dinsel amaç ve yasal sınırlar içinde kabnak kaydı ile istedikleri faaliyet- te bulunmalan yasalann teminaü alnnda- dır. Buna karşın yapılan çahşmalar devte- tin temel düzenini değiştirip mevcut siste- mi dini esasa uvdurmak amacına yönelik olursa laikliğe a\kın olarak devktin içü- mai veya ikri&adi veya srvasi. hukuki temel nizamlanıu kısmen de olsa dini esas ve inançlara uydurmak amacıyla cemiyet te- sisi teşkili suçu TCK'nin 163. maddesüıde hiikme bağlanmış iken bu madde 3713 Sa- >ılı Kanun'un 23. maddesiyle yürürlükten kaldınlmış bulunmaktadır. Bu nedenle or- tada suç >oktur." Savcılık. "yukanda açıklanan sebepler tahtuıda sanıklar hakkında atılı laikliğe ay- kın olarak devletin sosyal veya ekonomik veya siyasi, hukuki temel düzenini kısmen de olsa dini esas ve inaçlara uydurmak amacıyla çalışmalarda bulunmak suçun- dan" sanıklar hakkında 14.10.1992 tari- hinde takipsizlik karan verdi. Iktnci takipsizlik Bu karardan yaklaşık 6 yıl sonra Anka- ra DGM Sa\cılığı'nın a>Tiı konuyla ilgili ikinci bir takipsizlik karan gündeme gel- di. Içişleri Bakanlıgı Emniyet Genel Mü- Danıştay tdariDava Daireleri Genel Kurulu'nun kamuyaait yerlerde türbanı >asakla>an karanna karşın bazı öğrencifcr yine türbanla Açıkögretim Lisesi sınarvına ginneye kalkışOlar. (Fotoğraf: ŞERDAR ÖZSOY) Açık Lise sınavında türban bunalımı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hafta sonu yurt çapında yapılan Açıkögretim Lise- si smavlan yine türbanulann şovuna sahne ol- du. Danıştay Idari Dava Daireleri Genel Kuru- lu'nun kamuya ait yerlerde türbanı yasakla- yan karanna karşın bazı öğrencüerin sınava türbanlı olarak girmekte dırendikleri gorül- dü. Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) sınav yönetmeliğinde kıhk kıyafete ilişkin muğlak ifadelerc yer verilmesi, öğrenci ve velilerle salon görevlilerini karşı karşıya getirdj. Daruştay'm karanndan önce hazırlanan Açıkögretim Lisesi Kılavuzu'nda yer alan "Açıkögretim öğrencilerine, Milli F.gitim Ba- kanhğı vediğer bakaniıklara bağlı okullarda- ki görevBlere. öğrencflerin kıhk kıyafetlerine ü^şkin yöneönelikhükürnlerinin uygulanma- yacagı" şeklindeki madde de sınav gözetmen- krinin faridı uygulamalanna yol açtı. Danıştay'ın karannakarşın türbanlı olarak sınava girmek isteyen öğrencüer, bazı salon- larda sınava alınmazken bazılannda haklann- da tutanak tutularak alındı. Türbanlı öğren- cüerin MEB'den aldıklan kimliklerinde tür- banlı fotoğraflannın olması dikkat çekti. Salon görevlisi öğretmenler, sınav yönet- meliğindeki kıhk kıyafete ilişkin muğlaklığa tepki göstererek bakanlığın iki yüzlü davran- dığinı, kendilerini öğrenci ve velilerle muha- tap bıraktığım söylediler. Bakanhk yetkilileri ise kıhk kıyafet konu- sunda Danıştav'ın aldığı karann "kesin ve ni- hai" olduğunu belirterek bu karar doğrultu- sundayeni düzenlemelere gidileceğini ve be- hrsizliklerin giderileceğinı kaydettiler. Sınav, Nurcu miidüre emanet EBRU TOKTAR ı ANKARA - Türk cumhunyetlennde ' açılan okullara yeni gönderilecek öğret- menleri saptamaküzere yapılan sınavın ko- misyon başkanlığı, "Nur ayininde" basılan Yurtdışı Eğitim Genel Müdürü Avsal Ay- taç'a verildi Daha önce görev lendinlen kadrolann gerici ve Atatürk düşmanı yak- laşımlan konusunda Ankara'yı uyaranlar ise Azeri öğretmenler ve öğrencüer oldu. Izmir Milli Eğitim Müdürü olduğu dö- nemde Nur a>ininde basılmasına karşın Milli Eğitim Bakanlıgı içinde hızla yükse- len Aysal Aytaç, Türk cumhunyetlerinde- ki okullara gönderilecek Türk öğretmenler için yapılan yeni sınavda komisyon başka- nı olarak görevlendirildi. Sınavda, adayla- ra Tevhid-i Tedrisat. Medeni Yasa ile ilgili sorularyöneltüdi. Azerbaycan'da açılan Türkiye Türkçesi Eğitim Öğretim Merkezi'ne gönderilen öğ- retmenlerin gerekli donanımda olmadığı, pantolonlanm sıvayarak takunyalarla okul koridorlannda dolaşrığı, Azeri öğrencüeri de "Siz Müslümanlığı bilmivorsunuz" diye eleştirdiği öğrenildi. Buradakı öğretmenler tarafından yazılan "Türki>«TürkcesiniÖg- renrjflrum" adh kitabın da yazım >anlışla- nyla dolu olduğu saptandı. Azeri öğret- menler, Türk cumhunyetlerine gönderilen Nurcu öğretmenleri Türkiye'ye şikâyet et- ti. Öğretmenler, Bakû Türk Anadolu Lise- si'nineski okul müdürü MehmetBiHci'nin, hakkındaki tüm şikâyet ve belgelere karşm neden soruşturma geçirmediğini sordular. Bakû Türk Anadolu Lisesi'nde "Azerbay- can Diü ve Edebiyatj" öğretmeni olarak gö- rev yapan, daha sonra görevden alman Es- miraOrucova. Mayıs 1999'da yazdığı di- lekçesinde dönemın okul müdürü Mehmet Bilici'nin cinsel tacızine uğradığım savu- narak, neden bu konuda soruşturma açıl- madığını sordu. Orucova, düekçesinde şu ıddıalarda bulundu: "Mehmet Bilici, okul müdürlüğü yapnğı sürece okulu imam-ha- tip lisesine dönüştürdü. her yere Fethullah Gülen'in kitaplannı yerleştirdL çocuklan cuma namazına gönderdi, sürekli dini lâ- taplan okuttu. Bilici, defalarca benim ders saatimde, benden izin almadan erkek öğ- rencüericuma namazınagönderdi. Okulda her kişjvi mecburenZaman gazetesine abo- ne ediyor, bana da kapanmayı tavsiye edi- yordu. Bir gün televizyonda verilen haber- leri öğretmenler odasında dinleyen Meh- met Bittci, müdür yBrdımcısı Yılmaz Nu- roğlu ilekonuşurken,ordudan ilişiği kesikn 150 subay hakkında 'Dinsız ordudan ne beklersin, Atatürk'ün çocuklanndan ne beklersin? Yülarca Batı Batı deyip durdu- lar. Bir gün bunlar Müslüman memleketle- nne bile karşı çıkacaklar' dedL Lüften mü- fettiş gönderin. Daha yazamadığun çok şey varJ" Boğaziçi Oniversitesi'nde öğrenim gö- 'Devrim Yasalan acilen uygulansut' İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Laik Cumhuriyete karşı son günlerde kendisini daha yoğun gösteren saldı- nlar karşısmda Atatürk ükelerine bağ- lı kesimlerin tepkisi de günden güne ivıne kazanıyor. tzmir Çağdaş Kadm Derneği, ay- dınlanma düşmanlan olarak niteledi- ği Cumhuriyet karşıtlannm saldınla- nnı pervasızca sürdürdüğünü belirte- rek "Atatürk'ün Tûrkiyesi'ni koru- mak için Devrim Yasalan'nın acOen ve ödünsüz olarak uygulanmasını isti- yonız*' açıklamasıru yaptı. Izmir Çağdaş Kadın Derneği tara- fından yapılan açıklamada, Türki- ye'nin, dış güçler ve yerli işbirlikçile- rin her türlü tâktiği uyguladığı gerici kalkışma yaşadığı belirtilerek "Eği- timdea ekonomiye, basından TBNtM'ye kadar her alanda \Tivalan- maya çahşan çağdışı odaklar, insanla- nmızı umutsaâduğa, ülkemizi kaosa sü- rüklemck için ellerinden geieni yap- maktadırlar. En büyük dcstekçileri de ikbal kaygısıyla olup bitene gözlerini yumanlar ve Mustafa Kemal Ata- türk'ün söyleyişiyle 'gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde' Cumhoriyet de- ğerlerini peşkeş çekip her türlü ödünü verenlerdir'' denildi. Türkiye'nin duyarh kesimlerininbu noktada birlik olması gerektiği de kay- dedılen açıklamada şu görüşlere yer verildi. "Yûreği biümden, çağda^ık- tan ve aydınhktan yana olan bütün güçler, acilenbirteşmek vebu korkunç gidişe dur demek zorusdadır. Bu, bir ülkenin yannlanna ve gelecek kuşak- lanna karşı olan tarihi sorumluluğıt- dur. Izmir Çağdaş Kadm DerneğL ka- dmı bûtün özefflkleri) leyok etmeye ça- hşan, çağdışı bir yaşama biçimini da- yatan, toplumu ünunete. birvsi kula dönüşrüren bir züıniyetin ülkemizde egemen olmaması için bütûn kurunv lara ve demokrasi güçlerine çağn yap- mayı görev biliyorf ren Azeri Akşin Hacryev ise bakanlığa yap- tığı başvuruda, Bakû Türk Anadolu Lise- si'ndeki Atatürk karşıtı eğitim veren Türk öğretmenlerinin görevden alınmasmı iste- di. Okul müdürü Bilici'nin neden soruştur- ma geçirmediğini soran Hacıyev, "Azer- bavcanh bir genç olarak örnek aldığun ye- gâne ve tek kişi, tüm dünya Türklerinin li- deri. büyük önderimizAtatürk'tür.Onun fl- keve inkılaplannıhiç ldmse değiştiremeye- cektir. Onun teminatı biz idealist Azerbm- can gençleridir. t limdeki tüm belgeleri sun- maya hazınm. Bu konuda gereğinin yapd- masuıı beklhorum" dedı. Azerbaycanlı gazeteci Matin Mebdi de öğrencüerin Atatürk düşmanı olarak yetiş- tirilmek istendiğini, Atatürk hakkında doğ- ru bügilerin verilmediğini, bu okulda çalı- şan Azeri öğretmenlerinde Türkiye'yi yan- lış tanıdığını ve Azerbaycanlılann Türki- ye'ye yönelik güven duygusunun azaltıldı- ğını söyledi. Eğit-Der'den tepki Egıt-Der Genel Başkanı Mustafa Gazal- CL TBMM'nın olaya el koymasını, "Fet- hullah Gülen imparatorluğunun" araştınl- masını istedı. Gülen olayının eğitımi özel- leştirmek isteyenler için iyi bir ders oldu- ğunu anlatan Gazalcı, "Ozel şirket, vakıf, demek aracıhğıyla kurulan üniversite dahil her aşamadaki okul ya egitimi tkaret aracı yapmış. >a da Fethullah Gülen örneğinde görüldüğü gibi şeriata hizmeteder duruma getirmiştir'' dedi. Gazalcı, eğıtimın her in- sana fırsat eşitlıği içinde verilmesi gereken temel bir insan hakkı olduğuna işaret etti. Laik egitimden ödün vermenin tehlikesine dikkat çeken Gazalcı, "Gülen'in tüm okuL dershane, vurt ve benzeri tarikat okulları bakanlığa devredilmelidir. Karanhğın yıı- vası Işık Evleri kapatılmalıdır" dedi. dürlüğü "Fethullah Hoca'nın Talebeleri" adh örgütle ilgili 28.09.1992 tarihli bir ya- zı daha göndermesi üzerine yeniden ikin- ci bir soruşturma açıldı. Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Ali Kalkan imzalı yazı ekindeki fezlekede "Örgütün tûm yurt sathında çeşitli görünümler albnda kîıru- lu bulunan valaf ve evlerde ailekrinin izni ile yetiştirilen zcki, çahşkan öğrencüerin meslek okullanna yerleştirilme planında polis kolejlerinin de pavını aldığı" belirtil- di. Fezlekede "Polis kolejlerine geldiklerin- de hiyerarşik sıra içinde sınıf, dönem ve okul imamlan ve kadrolannın denetimin- de görüşleri doğrultusunda eğitilmektedir- ler. Cumartesi ve pazar günleri öğrenciler, sınıf imamlannın belirlediği adreslerde 5- 6 saatlik bir eğitim çahşmasuıa katılmak- tadıriar" denildi. Fezlekede adı geçen kişilerin 3713 Sa- yılı Terörle Mücadele Yasası'nın 1. mad- desinde yer alan "Türkiye Cumhuriyeti Anayasasf nda belirtilen cumhuriyetin ni- teliklerini, siyasi, hukuki, sosyaL laik, eko- nomik düzeni değiştirmek, Türk devleti- nin ve eumhuriyetinin varhğını tehlikeye düşürmek" suçunu ışledığı vurgulandı. Fezlekede aynca bu kişi- lerin "görevlerini yerine getirirken siyasi düşünce. febefi inanç, din ve mezhep ayrımı yapmak, emniyet mensuplan arasında bu yolla avnm vapıcı davra- nışlarda bulunnıak" suçu- nu da işledikleri bildirildi. Fezlekede, Polis Akade- misi öğretim görevlileri Prof. Dr. AH Şafak, Doç. DT. tsmet Yılmaz Toprak. Doç. Dr. Remzi Fındıklı. Yrd. Doç. Dr. Ahmet Ka- raaslan. Yrd. Doç. Dr. Ah- met Eyicil. okutmanlar Rıfla Yümaz, E. tbrahün Oktan,BüalCoşkun. Em- niyet Amiri Adem Türer ile aralannda Yunus Çetin- kaya'nın da bulundugu emniyet teşkilatının çeşit- li kademelerinde yer alan 90 polis memuru ve Baş- bakanlık görevlisi Cihan Yamakoğlu. Atatürk Ana- dolu Lisesi din dersi öğret- meni KemalettinOzdenür ile Fethullah Gülen isimle- ri yer aldı. Yazıda öğrenci- lerin bağlantılı olduklan kişilerve gittikleri adresler de tek tek belirtildi. Bu yazıdaki suçla ilgili karar ise 6 yıl sonra veril- di. 20 Mart 1998 tarihinde DGM tarafından verilen takipsizlik karannda şöyle denildi: "Sanıklara isnat olunan suçun Atatürk müliyetçili- ğini zavıflatacak. Atatürk Ükelerine ters düşecek gö- rüşleri savunmak suretiyle devletin siyasive hukuki te- mel nizamlaruu dini esas ve inançlara uydurmak ol- duğu, laikliğe av kın olarak devletin tctinıai v«v a iktisa- di veyasi>asi, hukuki temel nizamlannı kısmen de olsa dini esas ve inançlara uy- durmak amacıyla cemiyet tesisi teşkili suçunun TCK'nin 163. maddesinde düzenlenmiş olduğu, bu maddenin 3713 sayıh Ka- nun'un 23 maddesiyle yü- rürlükten kaldınlmış bu- lundugu gerekçesi ile Baş- savcılığımızın 14.10.1992 gün ve 1992/256 esas, 1992/137 karar sayıh takip- sizlik karan verildiği, Em- nij^t Genel Müdürlüğü İs- tihbarat Daire Başkanhğı- 'nın sanıklarla ilgili Emni- yet Genel Müdürlüğü Tef- tiş Kurulu BaşkanlığTnca soruşturma yapılmadan önce Teftiş Kurulu Baş- kanlığına hitaben vazdığı 10 Mart 1992 günlü ve 1992/79 sayıh yazılan üze- rine, sanıklar hakkında şe- riat düzeni getirmeyi amaçlayan 'ülegal Fethul- lah Hoca'nın Talebeleri' adh örgüt kurmak ve bu örgüteüyeobnak suçlarm- dan yeniden inceleme ve soruşturma açüdığı; Bugüne kadar yapılan araştrrmalardan 3713 sa- ydı Kanun'un 1. madde- sinde tarif edikiiği şekilde şeriat düzenini getirmeyi amaçlayan 'ülegal Fethul- lah Hoca'nın Talebeleri' adını taşryan bir örgütün varhğnıa vesanıklann böy- le bir örgüt kurduklan ve bu örgüte üye olduklanna dair ve sanıklar hakkında kamu davasuun açıhnası- nı haklı gösterecek delilbu- lunmadığmdan ....kamu adınatakipsizlik karan ve- rilmesine..." G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada tahmin ediliyordu, öyle oldu. Dört liste yanştı. Ya- nş sürecini ve sonrasındaki görünümü maddele- yelim: 1 - CHP hâlâ içe dönük. Bunun geçici olmasını dileyelim. Kurultaya katılan delegelerin, konukla- rın başlıca konusu, "ötekinin olumsuzluğu" ve "kend/sının vazgeçilmezliğiydi". Daha önce Bay- kal'la birlikte hareket etmişolan kişilerin önemli bir bölümü aynı yolda yürümeye devam ediyor, ara- da söyleniyordu: "Bu parti Baykal'ı çok arar!" 2- Birinci maddeye bağlı olarak, CHP'de hâlâ se- çim yenilgisinin sağlıklı olarak tartışılmadığı dikka- ti çekiyor. CHP'nin genel seçimlerde yüzde 8.5'le- re kadar inmesinde Baykal ekibi kadar sorumlulu- ğu olanlar da pişkindi! 3- 60 kişilik PM'ye 343 kişinin aday olması, par- tideki canlılığın bir göstergesi. Bu yönüyle CHP kururtayının ikinci yansı da "iktidara oynayan bir partinin yönetimine seçilme" heyecanı taşıyan ki- şilerle doluydu. 4- Öymen'in PM listesine bakan herkes, ilk şu tepkiyı gösterdi: "öymen bizs partiden silmek istiyort" Baykalcılar da aynı yönde düşünüyordu, Gü- neş-Günay-Karayalçın ekibi de. Bunun yarattığı dalgalanma, anında yeni listelerin doğmasına ne- den oldu. Öymen, daha sağlıklı bir liste yapabilir- di. Ismet Inönü için anlatıyoriar: "Parti yönetiminde bütün taraflan dinledikten sonra öyle bir metin ortaya koyardı ki herkes 'Ta- mamen bizim görüşlerimiz paralelinde yazmış' derdi." Öymen de buna benzer bir yaklaşımla, çok us- taca bir liste hazırlayabilir, tarafları uzlaştırabilirdi. Olmadı. Yapsaydı, kabul görür de başka liste çık- mamasını sağlar mıydı, bu ayrı soru. 5- Sabaha karşı sonuçlanan seçimlerin ardından oluşan PM için şu yorum yapılabilir Parti içindeki bütün renklerin izdüşümü." Delegeler ilk 15'e partinin bütün çizgilerini sığ- dırmışlar Fikri Sağlar. Inal Batu Murat Karayalçın, Ha- san Fehmi Güneş, Nurettin Sözen, Süleyman Çelebi, Sabri Ergül, Mehmet Moğultay. O. Ve- li Yıldınm, Mustafa Gazalcı. Ertuğrul Günay, Oya Araslı, Halil Çulhaoğlu, Önder Sav, Berhan Şimşek. Delege şunu söylemek istiyor: Hepinız bu partiye lazımsınız. Birlikte çalışın. Bi- rinizi ötekinin çok önüne geçirmiyoruz. Gözl4r genel sekreteriikte... 6- 60 kişilik PM'den 20 kişilik MYK seçilecek. İki aydır, "CHPyeni yönetimini seçsin, yürüsün" de- niyordu. Bir süre de "CHP üst yönetimini oluştur- sun, yürüsün" denecek. Şimdi gözler, genel sek- retetiikte. Bu makam CHP için çok önemli. PM'ye öymen'in listesinden 30 kişi girdi. Giren- lerin bir bölümü öteki listelerde de olan kişilerdi. öymen, genel sekreterlik için dayatmaya gider, "Ben bunu istiyorvm, seçeceksiniz" derse, kaybe- der. PM yapısı öyle görünüyor. Bunun, yakın geç- mişte ömegi var. Erdal Inönü, "Ben, Onur Kum- baracıbaşı'rf istiyorum" dedi. Seçtiremedi. öy- men ortaya çıkan tablonun ayırdında. "Şimdiye kadar ben uzlaştırmaya çalıştım, şimdi arkadaş gnıplarının kendi arasında uzlaşması gerekiyor. Genel sekreter, taraflardan bihnin önde gelen is- mi olmamaiı" diyor. 7- 22 Mayıs'taki genel başkanlık yanşında başa güreşen herkes PM'de. Bunun Türkçesi şu: CHP'de olağan kurultay 2000 yıhnda. Şimdi her- kes o güne hazırlanacak. Bugün için, Baykal'la ha- reket ediyor denilen kişiler arasından da yeni ge- nel başkan adayları çıkarsa şaşırmamak gerekir! 8- ilk maddede vurguladığımız içe dönüklüğün değişmesi gerekiyor. Türkiye'nin genel sorunlan için tavır koymanın zemini sadece Meclis değil. TBMM'de yaşananlar, CHP'nin ne kadar gerekli bir parti olduğunu gösterdi. Ancak CHP, Meclis dışın- da kalsa da varhğını göstermeli. Gösteremezse, halk şöyle de düşünebilir. "Aaa, CHP'siz de oluyormuş!" Devlet Bakanı Cemici 'Devleti ele geçirmek isteyen tarikatlar var' ALÎAYABOGLU ZONGULDAK-Zongul- dak Karaelmas '99 Karade- nizUluslararası 2. Kültür ve Sanat Festivali etkinlikleri içerisinde yer alan "21. Yüzyıhn Eşiğinde Ata- türk'ün Uygariık Projesi" konulu konferans, Fethul- lah Gülen tartışmasına ne- den oldu. ADD Onur Kuru- lu üyesi, ODTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Özer Ozan- ka>-a'nın. Başbakan Bülent Ecevit'in "tyi huyhı tarikat- lar var" demesini içine sin- diremediğini belirterek eleştirmesi üzerine Devlet Bakanı Hasan Gemici söz alarak "Devleti ele geçirmek isteyen tarikatiara karşı mü- cadele edenlerin var olduğu da bir gerçektir. Sayuı Ece- vit de bunlann başında gel- mektedir" dedi. Zonguldak'ta AKM salo- nunda yapılan konferansın açüışında konuşan Bakan Gemici. türbamn siyasal simge olarak kullanıldığını belirtti. • Prof. Dr. Özer Ozankaya ise yaptığı konuşmada, 21. yiizyıla girerken Atatürk il- ke ve devTİmlerinin geçerb- liğini koruduğunu ve Tür- kiye'yi ancak bu ülkelerin çağdaş uygariık düzeyine taşıyacağım vurguladı. Ozankaya şunlan söyledi: "Son 50 yıldu- AtatürkD- ke ve devTİınlerinin, uygar- lık projesinin etkisiz kılın- maya çahşıldığını yaşadık. Burada son 50vıldır iktidar olan sivasüerin rolü büyük- tür. Hatta o kadar ileri gitn- ler ki Fethullah Gülen'in elinden ödül aldılar. 'tyi huylu tarikatlar var' dedüer. Saym Ecevh'in 'iyi huylu tarikatlar var' demesini içi- me sindiremiyorum. Fethul- lah Gülen, Amerikan yayıl- macıhğına hizmet ediyor. Türkh e için büyük bir teh- likedirr Bu eleştiri üzerine Devlet Bakanı Hasan Gemici kon- feransın sonunda söz alarak Başbakan Ecevit'i savundu. Gemici şunlan söyledi: "Devleti ele geçirmek iste- yentarikatiann olduğu doğ- rudur. Anıa buna karşı mü- cadele edenlerin var olduğu da bir gerçektir. Sayuı Ece- vit de bunlann başında gel- mektedir."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear