Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2«*HAZİRAN 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
17
Marmara
Hukuk
Marmara Üniversitesi
Hukuk Fakültesi'nde
final sınavlarına
türbanla giren
öğrenciler vardı...
Yazmıştık... Dekan
Prof. Dr. Bülent
Tahiroğlu konuya
açıklık getirdi: "Bayan
öğrencilerin derslere
ve sınavtara başörtülü
girmelerinin disiplin
suçu oluşturacağı iki
kez duyurulmuş, buna
rağmen derslere ve
ara sınavlara
başörtüsü ile giren 5
öğrenciye ilgili
Danıştay kararlarına
uygun olarak Öğrenci
Disiplin Yönetmeliği
hükümlerine
disiplin
Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Elektronik posta: sam@posta.cumhuriyetcom.tr
- Stres, göbek yapıyomtuş...
"Göbek atmak da
stresi attvor!"
s adece Türkiye'de değil Avfupa'da yayım-
lanan ne kadar bilim-teknik ve kültür der-
gisi varsa hepsini okuyor. Bir insan bu ka-
dar çok dergi okuyamaz diyenler yanılıyor,
çünkü adamın o kadar büyük bir hızlı okuma yete-
neği var ki, bir dakika içinde en az 20 sayfayı hat-
mediyor.
Okuma yeteneği tabii ki Allah vergisi oluyor.
Okumakla kalmıyor bir kere okuduğunu hemen ez-
berine atıyor.
Daha altı yaşındayken Kuran'ı ezbere biliyor.
Yirmi altısında Meydan Larousse Ansiklopedisi'ni
hiç zorlanmadan hafızasına alıyor.
Mübarek beyni bir sünger gibi bilgileri emiyor.
Tarih, coğrafya ondan soruluyor.
Osmanlı padişahlannın, vezirlerin, hepsinin ha-
yatlarını en mahrem yerlerine kadar biliyor.
10 bin sahabenin adını ezbere sayıyor.
Kitaplarda kayıtlı bütün hadisleri, rivayet zinciriy-
Akıl
le birlikte ezberinden anlatıyor.
Bilinmez sanılanları da biliyor.
Huzuruna gelen insaniar, akıllarındaki soruları bir
kâğıda yazıp kutuya atıyor; kutuya elini sürmeden
bütün sorulara yanıt veriyor.
Insanların yüzüne baktığında kafalannın içindeki
düşünceyi anlıyor.
Konuştuğunda saatlerce konuşuyor. Ağzından çı-
kan cümleler arka arkaya sıralandığında şiir gibi olu-
yor; şairier kıskanıyor.
Rüyasında peygamberlerte konuşuyor.
Manen olduğu gibi maddeten de insanüstü özel-
likler taşıyor.
40 gün aç kalabiliyor.
Buzu kırıp içindeki su ile banyo yapıyor; başından
dökülen su ayaklarına geldiğinde tekrar buz oluyor.
Minarenin şerefesinde yürüyor.
Üç kişinin yerinden oynatamadığı taşı kaldırıyor.
Hasırın üzerinde yatıyor. 30 yıldır hep aynı hasırı
döşek olarak kullanıyor.
Çok az uyuyor; haftalarca uyumadığı oluyor.
Sinekleri bile incitrniyor; bir sinek öldürenle bir
gün konuşmuyor.
Kanncaları o kadar çok seviyor ki bir kanncayı he-
la deliğinden kurtarmak için yanm saat uğraştığı
oluyor.
Duygulandığı zaman gözyaşlanna boğuluyor. Göz-
yaşlannı tutamadığında ağzına ve burnuna hâkim ola-
mıyor; salya sümük en az iki saat ağlıyor.
Ftuhlar âleminden gelen talimatta evlenmesi uy-
gun bulunmadığı için kadın eli bile tutmuyor.
Birileri bu adamı ciddiye alıp peşine takılıyor.
Birileri de muhatap sayıp elinden tutuyor.
Birilerinin aklından zoru var ama hangi tarafın?
j \ verilmiştir.
^ Tekerrür
halinde daha ağır
ceza uygulanacaktır.
Final sınavlarına giren
tüm başörtülü
öğrenciler hakkında
ise görevli öğretim
üyeleri ve yardımcılan
tarafından tutanak
düzenlenmiş, bunun
sonucu olarak 1531 'i
bayan olmak üzere
fakültemize kayıtlı
toplam 4441
öğrenciden 30 bayan
öğrenci hakkında
birden fazla sınava
başörtüsü ile girdikleri
için 99 disiplin
soruşturması açılmış
ve devam
etmektedir."
SESSÎZ SEDASIZ (!) NURÎKURTCEBE
-o-
Yuptdışı yayınlar için gerekli dergi!
Amerika'daki Fethullahçılann,
Türkiye'deki "Sızıntı" dergisinin bir
benzerini VVashington'da "The
Fountain" adıyla yayımladığını
biliyoruz. Derginin ne işlere
yaradığını da yeni yeni öğreniyoruz.
Fethullah Gülen'le birlikte Türkiye
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı
yönetiminde yer alan, {
Fethullahçılann kurduğu
öğretmenlerVakfı'nın başında
bulunan ve Fethullahçılann yayın
organlarından Sızıntı dergisinin
yönetmenliğini yapan irfan Yılmaz,
bir yandan da Izmir'deki Dokuz
Eylül Üniversitesi Buca Eğitim
Fakültesi Biyoloji Bölümü'nde
öğretim üyeliği yapıyor.
Doç. İrfan Yılmaz, 1996 yılında
profesör olmak üzere üniversiteye
başvuruyor ve dosyasının içine
YÖK'ün istediği "yurtdışında
yayımlanmış bilimsel makale"lerini
de koyuyor. Jüri üyeleri, Doç.
Yılmaz'ın "yurtdışı yayınlan"nı
incelediği zaman karşılanna bilimsel
değeri olmayan bir dergi çıkıyor:
The Fountain!
Jüri üyelerinden "hoşgörülü"
olanlan The Fountain'i ciddiye
alıyorsa da bilimden yana olanlann
ağır basmasıyla Doç. İrfan Yılmaz'ın
profesörlük başvurusu reddediliyor.
YÖK Başkanı Kemal Gürüz'e
sorsak ayıp mı olur acaba? Yayın
kurulunda CIA bağlantılı Mehdi
uzmanlan, Cizvit papazları bulunan
ve dahi Fethullah Gülen'in vaazlarını
da yayımlayan The Fountain
dergisi, Türkiye'de kaç "cemaat
üyesi"nin üniversitelerde doçent ya
da profesör gibi "öğretim üyesi"
olabilmesi için gerekli "yurtdışında
yayın"a aracılık etmiştirt
İIRMIK / AYDIN ENGlN aervgin(« doruk.net.tr.
Ne Kadar da Çok
'Bilmiyoruz'!
İki arkadaş vapura binip Bo-
ğaz gezintisine çıkmışlar. Biri
kıyıdaki evlerden birini göster-
miş:
- Şu beyaz yalının yânmdaki
aşı boyalı ev varya... Işte o ev
benim değil.
Biraz daha gitmişler. Gene
başlamış:
- Şu iskelenin iki ev sağında-
ki pembe boyalı ev var ya... Iş-
te o ev de benim değil...
Arkadaşı "fesübhanallah" çe-
kerken beriki devam etmiş:
- Sonra, şu yamaçtaki, çam-
ların arasından görünen iki kat-
lıev varya... Oda benim değil...
Arkadaşı dayanamamış, pat-
lamış:
- Ulan, demiş. Senin amma da
çok evin yok haaa!..
• • •
Kıssadan hisse.
Ne kadar da çok "bilmiyoruz"
haaa!..
Yeniden ortalığa saçılan şu
kasetler, bantlar kimlerin elinde-
dir?
Bilmiyoruz.
Yukarıdaki soru "kimler" diye
mi sorulmalıydı, "kim" diyemi
?
Bilmiyoruz.
Bunlar sivil mi, asker mi? Po-
lis mi, Milli IstihbaratTeşkilatı mı
?
Bilmiyoruz.
Kasetlerin, bantlarm ne za-
man sızdırılacağına kim ya da
kimler nasıl; ne düşünerek, ne
hesaplayarak karar veriyor?
Bilmiyoruz. Kaset ya da bant-
lann sızdınlacağı, işbirliğine "yat-
kın" gazete ya da TV kanalıyla
kimler, nasıl konuşuyor?
Bilmiyoruz. Bu konuşmalar
da banda alınıyor mu ?
Bilmiyoruz. Bantları, kaset-
leri ellerinde tutanlann kasala-
nnda Yeşil'in, Ağar'ın, Çatlı'nın,
Kırcı'nın, Bucak'ın konuşmala-
rının, buluşmalarının; Susur-
luk'un, tefeci cinayetlerinin,
uyuşturucu tacirlerinin de, tacir-
lerinin tacirlerinin de bantları,
kasetleri var.
Biliyoruz!
Ama bu kasetlerin, bantlarm,
Korkmaz Yiğit'in, Alaattin Ça-
kıcı'nın, Fethullah Gülen'in,
Abdurrahman Dilipak'ın ka-
setleri gibi sızdınlıp sızdırılma-
yacağını bilmiyoruz!
Bazı kasetlerin gün ışığına çı-
karılıp, bazılannın çıkanlmama-
sının ardında nasıl bir neden,
nasıl bir hesap var?
Bilmiyoruz!
Bu akşam bir televizyon ek-
ranında Fethullah Gülen'in ya
da bir başkasının yeni bir kase-
ttnr ızteyecek, yeni bir bandırn
dinleyecek miyiz?
Bilmiyoruz!
•••
Bilmediklerimiz bundan iba-
ret değil.
Bu satırlaryazılırken Imralı'da
Abdullah Öcalan savunması-
nı yapıyor. Aynı saatlerde Milli
Güvenlik Kurulu çok kritik bir
gündemletoplanıyor. Biraz son-
ra belki de yeni bir bant ya da
kaset sürülecek piyasaya. Ga-
zetelerin yazıişleri masalarında,
TV'lerın haber merkezlerinde
kafa kafaya verenler. bunlar ara-
sından hangisini öne çıkaracak-
larını, hangisinin ağırlık kaza-
nacağına karar vermek zorun-
dalar. Amaaa...
Bilmiyorlar!
Ecevit in, Mesut Yılmaz'ın,
Fethullah Gülen'i incitmemeye
çabalayan, sözcükleri kılı kırk
yararak seçen, başka kasetler
gün ışığına çıktığında göster-
medikleri özeni, bu kez ısrarla
gösteren tutumlarının ardında
hukuk devletine bağlılık, ana-
yasal özgürlükler üstünde tit-
reme kaygıları mı yatıyor; yok-
sa başka siyasal hesaplar, ve-
rilmiş ve geri alınamayan söz-
ler, ödenmesi gereken siyasal di-
yetler mi var?
Bilmiyoruz!
Gırtlağına kadar pisliğe bulan-
mış, çürümüş bir topluma dö-
nüştüğümüzü biliyoruz!
Bir hukuk devletinde, huku-
kun üstünlüğünün geçerli oldu-
ğu bir ülkede, bir demokraside
mi yaşıyoruz?
Bilmiyoruz!
• • •
Bu koşullarda ne, nasıl yazı-
lacak? Hangi olgu nasıl yorum-
lanıp okuyucu ile bölüşülecek?
Hangi yorum, hangi bilginin üs-
tünde yükselerek sağlık kaza-
nacak? Gazeteci, okuruna say-
gısının gereklerini yerine getir-
mek için meslek ilkelerini nasıl
ete kemiğe büründürecek?
Bilmiyorum!
Bu vıcık vıcık karanlıkta,
bugün, ille de yazı yazmak
gerekiyor mu ?
Onu da bilmiyorum!
HAYVANLAR ISMAIL GÜLCEÇ
KİM KtME DUM DUMA BEHIÇAK
ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI
HARBt SEMİH POROY
FATİH 4. ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
EsasNo: 1997-73 Karar No: 1998/88
Davacı Nurten Balarası tarafından davalı Ömer Faruk Balansı
aleyhine açılan boşanma davası sonunda:
Davalı Ömer Faruk Balarısf nın adresinde bulunamaması ve adre-
sinın araştınlması sonucu yeni adresınin de tespit edilememesinden
dolayı dz\
r
A dılekçesi ve duruşma günü ilanen tebliğ edılmiş olup adı
geçen davalı duruşmaya geltnediğınden,
Mahkememızce 27.2.1998 tarihinde, taraflann boşanmalanna ve
345.000 TL bakıye harcın davalıdan tahsiline karar venldigi,
lşbu karann gazetede ilan tarihinden itibaren 1 ay içinde temyiz
edilmedıği takdirde kestnleşmış sayılacağı hususu ilanen tebliğ olu-
nur. 10.2.1999 Basm:29113
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 24 Haziran
NÂSIR.CUMUURBA$KANIOUUL
1356'DA BUGÜN, CEMAL A8DÜL NÂSlR.,Ml-
SIR CUMUURgAÇKAUl S£ÇJLPİ.. *9£2 7BU-
VHJZUNOA -lAPiLAN DEVRİMLB, MCAL R4BUK.
TAHTINDAAI İNDİe/LMİŞ, eENEGAL NECÎP
8AŞKANLIĞIMDA KURULAN "OEVRİM KO-
MUTA KjDUOeyİ* YÖUETİMİ BLE ALMIŞTt.
8U ARADA, KOA/seY ÛYESÎ ALSAY C&UU.
ABfrÜL A/Asıe DA gAŞSAKAAJ OLUUŞTU.
ÇOK SEÇMEOEN MASlR,<S£fJetSAL M£-
CiP't GÖGEI/P&V LBAKLAŞTtGARA/t 7İIM
yendLEizi ÜSTLBMC^. iSS6 wu BAŞ/A/DA
MISlR'DA YBNİ AUAYASA İLAA1 EDİLDİ.
8İKKAÇ AY SOMRA ÖA,NÂSIR'IN CuM-
HU&&AŞKAUUĞI HAUC OYUUA SUUUL-
PU VE ONAYLAMPI..
DÜZ ÇİZGİ
ÜMİT ZİLELİ
Özrü Kabahatinden Büyük
"özür dilerim, yanlış yapmışım.."
Ne kadar kolay değil mi?!.. Aynı zamanda etkileyi-
cü.
Bizim toplumda özür müessesesi pek çalışmaz.
Özür dilemek genellikle "küçük düşmek", "gunırunu
ayaklar altına almak" ile eşdeğer tutulur.
Açın bakın; adliye arşivleri "cinayeti, özür dileme-
• ye yeğ tutan" binlerce örnekle doludur. Özür dileye-
mediği için boşanan eşleri, sevgilileri, yakın akraba-
lan saymıyorum bile. Sırf bu nedenle yıllar süren kan
davalannda yok olan aileleri, yitiriten canlan da hesa-
ba katmıyorum!.
Böylesine "özür dileme özürlü" bir toplumda, hele
namı cihanayaygın bir zatın, titreyen bir sesle milyon-
lara seslenerek özür dilemesi tabii ki yankı bulur.
- Ancak, özür dilemenın de bir haysıyeti vardır.
Yediğiniz herzeler boyunuzu çoktan aşmışsa, ge-
niş yığınlan göz göre göre aldatmışsanız, insanların
malına, canına, düşüncelerine tecavüz etmışseniz
geçmiş olsun!.. Artık sesiniz titrese de, gözyaşlanna
boğulsanız da, yalvar yakar olsanız da özür dileme-
nizin hiçbir kıymet-i harbiyesi yokturî.. Üstelik bu top-
lum böyle pişkin "tipler" için birözdeyiş bile üretmiş-
tir
- Özrü kabahatinden büyük!..
• • •
Abdullah Öcalan da özür dilemişti!..
Hem de daha mahkemenin başladığı ilk dakikada,
hem de şehit ailelerinden. Gayet net, gayet anlaşılır
bir Türkçeyle "Acınızı paylaşıyorum, özür diliyorum"
demişti. Yankısı ne oldu?.
- Hiç!..
On binlerce insanın ölümünden sorumlu, ülkeyi
parçalamak isteyen güçlerin maşası teröristin "özûr
dilemesi" halkın merhamet duygusunu değil, öfkesi-
ni körükledi. Teröre hedef olan insaniar "kendileriyle
alayedildiğı" duygusuna kapıldılar.
- Demek kı özür her zaman işe yaramıyor!..
Fethullah Gülen Hocaefendi Hazretlen de önceki
gün televizyon ekranlanndan halkın gözünün içine ,
baka baka özür diledi.
- Krymet-ı harbiyesi var mı?
-Yok!..
Komünizmle Mücadele Demeği'ni kurduğu yıllar-
dan bu yana, 30 yılı aşkın süredir "saman altından su
yürüten', cumhurbaşkanlanna, başbakanlara, şanlı prc-
fesörlere "hoşgörü" ödüllerı dağıtan ve de 25 milyar
dolarlık "c/rtafservetinı kontrol eden Fethullah Efen-
di'nin maskesi bir daha yerine oturtulamayacak şe-
kilde düştü!..
Zat-ı muhterem, takıyyenin pamnak ısırtan örnek-
lerini sergilediği açıklamasında "Atatürk'e karşı kullan-
dığıyakışıksızsözler" nedeniyleözürdiliyori. Cumhu-
riyet rejimını yavaş yavaş nasıl yıkacağına dair sözle-
ri, Adliye'de, Mülkiye'de ve "hayati müessesede" ör-
gütlenme direktifteri, zamanı geldiğinde nasıl kıyama
geçileceğinedairöğütleri ile ilgili isetıkyok!. Ama ıdam
edilirse "şehit" sayılacağı herzesi vaıi.
- Hocaefendi Hazretleri'nin özrü kabahatinden çok
büyük!..
• • •
Işte dinci buduıi
"Zaman sana uymazsa, sen zamana uy" şianndan
hareket eden dinci; ikiyüzlü, yalancı, ahlak düşkünü
ve de "teokratik devlet" amacına ulaşmak için her
türlü rezilliğı rahatlıkla yapabilecek tıynettedir. Hiç
\ kuşkunuz olmasın; bu uğurda gerekirse "en büyükşey-
tan" diye lanetler yağdırdığı ABD'nin kucağma da
oturur, PKK ile de kucaklaşır, onun bunun maşası da
olur.
- Kurtuluş Savaşı'nda, Şeyh Sait isyanında, Der-
sim isyanında yaptığı gibi!..
Atalanmız; "Bir musibet bin nasıhattan eviadır" di-
ye boşuna söytememiş. Fethullah Gülen'in maskesi-
ni indiren kasetler aynı zamanda sağcı politikacılann
oy uğruna neler yapabileceğını, hocayı "ılımlt Islamın
gülü' olarak tanıtmaya çaiışan ikinci cumhuriyetçi, man-
dacı zevatın gerçek yüzünü bir kez daha, tüm çıplak-
lığı ile ortaya serdi.
Dikkat ederseniz, günlerdir ne yana kıvıracaklannı
bilemiyorlar. Hiç kuşkunuz olmasın; suratlan "manda
gönü"nden olduğu için bir çıkış yolu bulacaklardır!..
28 Şubat süreci ile ilgili kafaları hâlâ kanşık olanla-
nn, Fethullahçılan "sh/il toplum örgütü" olarak kabul
edenlerin artık "uyandığını" umut edıyorum!.
Bu ülkenin aydınhk insanlan, ABD etiketli "ılımlı Is-
lamın gülü" masalını hiçbir zaman yutmamışlardı.
Karanlığa karşı savaşıma devam!..
ÖNEMLİNOT: Son günlerde 1 milyon adet basılıp
bedava dağrtılan Zaman isimli dinci ceridede Fernat
Banş isimli "yazar", Hikmet Çetinkaya'nın "yol gü-
zergâhı" ile pek biryakından ilgileniyori. Bir şema çiz-
mediği kalmış!. Nereden bildiği, kimlerden bilgi aldı-
ğı ve de hangi karanlık mesajı vermeye çalıştığı bir ya-
na, bu tiplenn kafasının ve yüreğinin içini sergileme-
si açısından çok iyi bir örnek. Hoşgörü ve uzlaşma
sampiyonlarına önemle duyurulur!..
Email: zileli(ggaranti.neLtr
Faks ve mesaj: (0 212) 287 42 41
BULMACA SEDAT YAŞAYAIV
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA:
1/ Kalınca ka-
buklu, iri ve
uzun taneli bir
üzüm cinsi. 2/
Muğla'nın bir 3
ilçesi... Boyu
kırk metre ka-
dar olabilen bir
orman ağacı. 3/ „
"Son merhale D
bir fasl-ı hazan- 7
dır ki sürer '
Geçmiş gelecek °
cûmlesi — gö- g
rûnûr" (Yahya
K.emal)... Düşman. 4/
Önem ya da değer bakı-
mından gitgıde yükselen
birsırabasamaklannher
bıri... Boru sesi. 5/ Şe- 3
riat mahkemesi yargı- 4
cı... Japon lırik dramı. 6/ j-
Ford otomobilinin bir
modeli...Maydanozgil- 6
lerden, hayvanlara ye- 7
dirilen küçük bir bıtki. g
II Bir oda ya da mekâ- „
na açılan, duvar ya da
çitlerleçevrili girinti... "— Gündüz": Yazanmız.8/ Yaz-
ma kitaplara boya ya da yaldızla yapılan sûsleme. 9/ Ke-
restelik bir ağaç cinsi... "Tnstan —•": Dadaizmin kuru-
cusu olan Rumen asıllı yazar.
YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Hat sanatında birkaç kâ-
gıdın. sulan ters yönde olmak üzere üst üste yapıştınl-
masıyla elde edilen mukavva. 2/ Eskı Türklerde toplum-
sal bölüşümü düzenleyen sıstem ya da hukuk... Eskişe-
hir'in bir ilçesi. 3/ Kabaca dokunmuş, dayanıklı bir yün
kumaş... Yağı alınmış sütten ya da yoğurttan yapılan
peynir. 4/ Güney Anadolu'da bir dağ. 5/ Aritmetikte bir
kuvvetin derecesini veren sayı... Düşmanlık. 6/ Roman-
ya'nın parabirimi... Şarkı, tûrkü... Yeni Zelanda'nm pla-
ka işaretı. 7/ llgeç... Bilgısayar dilinde "veri" anlamın-
da kullanılan sözcük. 8/ Kanh basur hastahğı. 9/ Katı-
şıksız, saf... Uygun bulma, tasvip.