Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
17HAZİRAN 1999 PERŞEMBE • • • • CUMHURtYET SAYFA
HABERLERİN DEVAM
fWKIYE
Istanbul PB 28 Sinop A 23 Adana A 33
Edırne PB 30 Samsun A 26 Mersin A 29
Kocaelı PB 29 Trabzon
Çanakkale PB 29 Giresun
Izmir  32 Ankara
A 23 Diyarbakır A 36
_A 24 Şanhurfa A 36
A 33
Manısa
A 27 Mardin
A 33 Eskışehir A 26 Sıirt A 33
Aydın A 35 Konya
Denızli A 36 Sıvas
A 25 Hakkârı PB 28
A 24 Van PB 23
Zonguldak A 24 Antalya A 33 Kars Y 21
o*?* Parçalı bulutlu
Yurdun kuzeydoğu
kesimleri parçalı bu-
lutlu, Doğu Anado-
lu'nun kuzeydoğusu
sağanak yağışlı, di-
ğer yerler az bulutlu
ve açık geçecek.
Hava sıcaklığı arta-
cak. Rüzgâr kuzey
ve batı yönlerden
hafif ara sıra orta
kuvvette esecek.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
Y
Y
PB
Y
Y
PB
PB
PB
18
25
22
23
21
24
25
27
Münih Y 25 Zürıh
Beriın
Budapeşte
Madrid
Viyana
Bekjrad
Sofya
Roma
Atina
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
PB
24
25
29
21
26
22
24
32
Y 20 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Katiire
Y
A
PB
Y
PB
Y
PB
A
25
25
22
22
26
22
23
34
A 36
k
Çok bulutlu Yagmurkj Kartı Sultı kar , Gök günjttıiKı
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
pura, trene bedavaya biniyor. Uçak biletini indirim-
li alıyor, telefonun yansını ödüyor.
Gazeteciler ünlü firmalann yurtdışı gezilerinde
yiyor, içiyor, beş para ödemiyor.'
Kısıtlı da olsa mesleğimizle ilgiii bu özeleştiri il-
gi çekiyor.
Ammaveiakin ve ancaaak! Bir eksik göze çarpı-
yor:
Cumhurbaşkanı Demiret, günlük yurtiçi gezile-
rine ek olarak yıllardır her ay sürekli ve düzenli ola-
rak yurtdışına çıkıyor.
Her geziye Sultan Süteyman'ın seferlerini arat-
mayan görkemli bır heyetle gidiyor.
Heyetin 20'ye yakın üyesi gazeteci. Belirli isim-
ler, belirli gazeteler.
Cumhurbaşkanı'nın gezilerine katılan gazeteci-
ler uçağa bedava biniyor.
Gittikleri ülkede beş yıldızlı otellerde kalıyor; yi-
yor, içiyor ve beş kuruş ödemiyorlar.
Çoğu zaman gidilen yabancı kentte büyükelçi-
lerin kıraladıklan minibüslerden yararianıyortar.
Star, özel türden gezileri haklı olarak "Bu, biray-
ncahktır" diye yorumluyor. "Görevi, vatandaşın
hakkını savunmak olan gazetecinin böyle bir ayn-
calık içinde olmasını" kabullenemiyor.
Pekiama Cumhurbaşkanı'nın devlet olanaklan-
nı gazeteciye ücretsiz sunması hangi kategoriye gi-
riyor?
Beş kuruş ödemeden gezilere alınan gazeteci-
lerin giderlerini hangi devlet kuruluşu ödüyor? ör-
neğin Dışişleri mi? Köşk mü? Bu sorulara yetkili-
lerden doyurucu yanıt alınamıyor.
Çankaya'nın sağladığı bedavacılıktan sıkılan ki-
mi arkadaşlar "geziye katılan işadamlanndan alı-
nan büyük meblağlardan gazeteci giderlehnin kar-
şılandığı" gibi -doğrusu- etik açıdan yadırganan
bir açıklama yapıyoriar.
Çankaya, "Ben Köşk'üm, nesöylerneyaparsam
doğrudur" havasında. Hükümet "Köşk'e kanşıl-
mamasına" yanlı.
Tasarrufa riayetten söz eden Cumhurbaşkanı'nın
günlük hizmetlerinin faturası hayli yüksek.
Yurtiçindeki helikopter, uçak, taşıt giderteri ne-
dir? Yurtdışı gezilerdeki dövizli giderier nasıl kar-
şılanıyor?.. Soran yok. Tabii yanıtlayan da..
Ya şunlar?
Onca gazeteciyi beraberinde taşımaktaki amaç,
olsa olsa şu olabilir: Uçakta güncel olaylaıia ilgiii
görüşler söylemek ve gündemde kalmayı sağla-
mak!
"Baba" bugün "tercihli gazetecileri" ile Moldo-
va yollarında.
Bakalım, içinden çıkılmaz duruma gelmesinde
başlıca rol sahibi olduğu emeklilik yaşı üzennde
"özeleştiri"yapacak mı?
Turgut Özal, 1986'da emekli yaşını kademeli
olarak kadında 55, erkekte 60'a getirdi.
Siyasal yasaktan yeni çıkmış, 7. kez iktidar ara-
yan Demirel, 1991 seçimlerinde "Ne olursan, kim
olursan gel ve bana oy ver" diye yollarda. Bol va-
atleri arasında emekli yaşını indirmek de var.
Seçim sonucu, yüzde 27 oyla birinci parti, Er-
dal inönü desteğiyle iktidar. Faturalanödemekza-
manı geldi çattı.
Şubat 1992'de emekli yaşını kadında 38'e, er-
kekte 43'e indirdi.
Bugün başta IMF, herkes karşıda. Hükümetler
bu konuda "çabalama kaptan" rolünde.
Her konuda, her gün konuşan Çankaya'dan
ses yok!
Siyasal yanıyla bugünkü çıkmazın başlangıç ta-
rihini irdeleyen ekonomi yazarları -ömeğin Osman
Ulagay-, "Demirel başkanlığındaki DYP-SHP hü-
kümetinin gerekii reformlan yapacağına durumu
idare etmeyi tercih ettiğini; emeklilik yaşı düşürü-
lerek sosyal güvenlik sistemindeki çıkmazın daha
da ağıriaştınldığınr yazıyorlar.
Tabii bu doğrulan soracak olursanız "Baba "ya:
Geçmişi yadsıyarak öyle rakamlı bir mantık ser-
gilerki..
Kendi dışında herkes sorumlu çıkari
Coca Cola krizi
• Baştarafi 1. Sayfada
CocaCola,CocaCola Light
Fanta ve Sprite ürünlerinin
saüşnu askiya ahnayı karar-
lasordT dedi.
A\Tupa'daki skandalın
Türkiye'deki Coca Cola
ûrünleri için söz konusu
olup olmadığını sorduğu-
muz Coca Cola Güney Av-
rasya Bölûmü Halkla llişlri-
ler Direktörû Gürtay Kıp-
çak, Tûrkiye'deki ürünlerin-
de böyle bir sorunun yaşan-
masının mûmkün olmadığı-
nı söyledi. Laboratuvarlara
gönderilen ömeklerin test
sonuçlannda, Coca Co-
la"nın Belçika'daki ürünle-
rinde iki ayn kalite sorunu
saptandığını söyleyen Kıp-
çak, "Her ikisorundasade-
ce Belçika ile sınırİL Dünya-
nm diger ûlkekrinde üreti-
len ürünlerie hiç bir flgisi
yok" dedi. Kıpçak, sorunlar-
dan ilkinin Antvverp şişele-
me tesisindeki şişelerin üre-
tıminde kullanılan karbon-
dioksit gazının bozukluğun-
dan kaynaklandığını belirte-
rek şunları söyledi:
'Tadı bozulur'
"Testler, buradaki şişeie-
rin ünetiminde kuUandan
karbondioksit ganmn bozuk
olduğunu, bu nedenle de şi-
şelerin içindeki ürünkrin ta-
dını bozduğunu ortaya koy-
du. Bozuk karbondioksitsa-
dece Antvverp tessinde, be-
HrB bir süre içinde üretflen
şjşelerdeki ûrünlerietkfledL"
Avrupa'nm b\rçok bölgesi-
ne dağıtımın yapıldığı Dur-
kirk kentinde üretılen Coca
Cola'nın, kutu ürûnlerinden
gelen kokuyu ise Kıpçak
şöyle açıkladı: "Bu koku-
nun Belçika dağıüm stste-
minde tahta paJeÖerinin izo-
lasyonunda kuDanılan bir
maddeden kaynaklandığını
buktuk. Kutulann dış yüze-
yinde bir koku var. Ürünûn
içinde bir sonın yok."
Belçika'daki olayın Tür-
kiye'de yaşanmasının mûm-
kün olmadığını söyleyen
Kıpçak, "Coca Cola'nın
Türkiye'deki üretimi yerel
kaynaklar kullanılarak ya-
prfmakta. Sadece konsantre
ithalatı yapdıyor onun dışın-
da Ürethnde kııllanılan şişe-
ler, kutular, karbondioksit
gan ve diğer malzemeler
Türkiye'de temin edüryor"
dedi. Kıpçak, Tûrkiye'deki
Coca Cola kutulannı ûreten
fırmalardan birinin Mani-'
sa'da Macanco ve Izmit'te
CMB şirketi olduğunu söy-
lerken şişeleri de Şişecam'ın
ürettigini belirtti. Geçen yıl
cirosu 18.8 milyardolar olan
Coca Cola'nın kimi bölge-
lerde satışlannın genlediği
belirtilirken içecek sektö-
ründe liderliğinin sarsıldığı-
na dikkat çekiliyor.
Kosova'nın imarma destekANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kosova'nın
yeniden yapılanması ıçın gerekii olan 20 milyar do-
laruk iş hacminden yararlanmak isteyen Türkiye,
yann ilgiii tûm kunımlannın kablacağı bir toplan-
uyla gerekii önlemleri alacagını açıkladı. Başbakan
Bülent Ecevit, Türkiye'nın Kosova'nın yeniden
imarını sağlamak için elinden geleni yapacağını,
bölgede gûvenliğin sağlanmasının ardından göç-
menlerin evlerine dönebileceklerini kaydetti.
Uluslararası şiıketler, Kosova'da banşın sağlan-
masının ardından gündeme gelen yeniden imarla
ilgiii çahşmalannı hızla sürdürürken, Türkiye bu
konuda geride kalıyor. Kosova'da banş gücü bulun-
duran ülkeler, Kosovalı Arnavut yetkılilerle bölge-
nin yeniden imanna ılişkın görüşmelere başlarken,
Türkiye'nin gerekii koordinasyonu sağlayamama-
sı eleştiri konusu oldu. Başbakan Ecevit, Türki-
ye'nin bu konu üzerine düşeceğıni belirtirken, Dı-
şişleri, Bayındırlık bakanlıklan başta olmak üzere
ilgiii kurumlann ancak yann toplanarak gerekii
önlemleri alacaklan bildinldi
Ecevit, dün gazetecilerin konuyla Ugili sorula-
nnı yanıtlarken, savaşın tam sona ermiş sayılama-
yacağını, uygar uısanlığın Kosova'daki yaralan sar-
madan göçmenlerin evlenne dönmesinin uygun ol-
mayacağını bıldirdi. Ecevit şunlan söyledi:
"Kosova krizi boyunca Türkiye çok kararh ve
olıımlu bir tutum LdedL Şimdi kısa sürede güven-
lik sorunu çözüme ulaşır ulaşmaz Kosova'nın ima-
n ve dolayısıyia Koso\a'dan göç etınek zorunda ka-
laniann yuvalanna geri dönmeleri için gerekii ça-
l^malar yapılacakör. Tabii bunun için bir uluslara-
rası dayanışma gerekii Türkiye de o dayanışnıaya
elinden gelen katkıyı japacakür."
Imar için uluslararası fon
G-8 dışişleri bakanlannın geçen hafta yaptıkla-
n toplantıda, bölgenın yeniden imannın gerçek-
leşmesi için uluslararası bir fon oluşturulması ve
ülkelerin buna yapacaklan katkıyı bildirmeleri ıs-
tenmişti. Türkiye de, Balkan ülkelerinin ortak ha-
reket etmelerini saglamak için bir Balkan Şarü'nın
imzalanmasını ve Kosova'ya yönelik ortak bir ha-
reket izlenmesini önermişti. Türkiye, gerekirse
uluslararası düzeyde yapılacak toplantıyla Kosova
konusunun kapsamlı ele ahnması çagnsım yap-
mıştı.
Dışişleri BakanlığıSözcüVeküiSerroetAtacan-
Kosova: Büyük sorunlar yvuııağı
• Baştarafi 1. Sayfada
turan, ABD liderliğindeki NATO it-
tifaJa ile UC^ arasında biri kısa dö-
nemde yerel denetimler üzerinde,
diğeri de Kosova'nın bağımsızhğı-
na ilişkin uzun dönemli birproje te-
melinde iki potansiyel çatışma ala-
nı oluştu
Banş anlaşmasmın UÇK'nin
"denyfitari»" (silahsızlandırma de-
ğil) edilmesini amaçladığı,
UCK'nin banş anlaşmasından hoş-
nutolmadığı düşünüldüğünde, NA-
TO ile UÇK arasında kolaylıkla pat-
layıcı bir ortamın oluşabıleceği söy-
lenebilir.
Rusya gûcûnü arttıracak
NATO ile UÇK arasmdaki olası
bir sürtüşme. yerel bir sorun olmak-
tan öteye geçmez. Ancak NATO ile
Rusya arasındakı bir sürtüşme uzun
dönemli. küresel bir saflaşmanın di-
namiklennı içeriyor Bu dînamîlüe-
rin olası dışavurumlanna ilişkin ilk
işaretler belirmeye başladı bile. ör-
neğin hafta sonunda Rusya G7 gru-
bu ile görüşecek, ama bu görüşme-
nin öncesinde çarşamba günü Wall
Street Journal'in bildirdiğine göre
Batı'dan gelecek olası bir saldınya
karşı hazırlanmış bir "savaşoyunla-
n " planlaması yapıhyor. Çeşitli
kaynaklar, Rusva'nın Koso^-a'daki
gûcûnü 9000 askere çıkarmayı plan-
ladığını. bu amaçla Doğu Avrupalı
komşulanna, örneğin Macaristan ve
Bulgaristan'a hava sahalannı. kara-
yollanm, hatta limanlannı kullan-
masına izm vermeleri için giderek
sertleşen birdille baskı yaptığını bil-
diriyorlar.
Tüm bu sorunîara ek olarak Ko-
sova'nın işgal edilmeye başlamasıy-
la tetiği çekilen sürecin, hem Rus-
ya'da hem de NATO ittifakı içinde
istikrarsızhk yaratıcı eğilimleri de
harekete geçirdiğini görmek müm-
kün. Rusya'da Kosova'ya girişi ger-
çekleştiren generale madalya veril-
mesinden, Rusya'nm Kosova'da
varhğının, 12.000 askeri olan îngil-
tere'den sonra ikinci güç olacak bir
şekilde arttırmayı planladığını açık-
lamasından sonra, Kremlin'de ordu-
nun etkisinin artmaya başladığı yo-
lundaki spekülasyonlarda bir yo-
ğunlaşma gözleniyor.
Yetean'in, Rusya eliti içinde Ba-
tı'ya açık liberal kesimle, içe dönük,
Rusya'nıneski gücünü özleyen mü-
liyetçiler arasında bir denge tuttur-
maya çalışuicen orduya giderek da-
ha fazla hareket alanı açtığına, bu-
nun da ordunun kendi kendtne dav-
ranma eğilimini güçlendirdiğine
işaret ediliyor.
NATO-Çin yakınlaşması
Rusya'nın Baü'ya, özellikle de
NATO'ya karşı konuşlanma süreci-
nin hızlandığını. hatta Çin'le yakın-
laşma eğilimlerinin güçlendiğini
düşünenlerüı sayısı da hızla artıyor.
Diger taraftan NATO ittifeklan, ör-
neğin Fransız komutanlar, Rus-
ya'nın elde ettiği diplomatik zafer-
den, giderek daha belırgin bir bi-
çimde ABD yönetimini sorumlutu-
tuyor. Eleştiriler, ABD yönetiminin
Kosova'ya önce girmek için îngüiz
ve Fransız birliklerini geciktirmesi,
Rusya ile ilişkilerinde her şeyini
Yeltsin'in iktidarda kalmasına bağ-
laması, bu yüzden gelen açıklama-
lan Yeltsin'in gerçeği söylemediği
belliyken büe kabul etme eğilimin-
de olması gibi lconularda yoğunla-
şıyor. Bu sırada eski milli güvenlik
danışmanlanndan Zbignievv Brze-
zinski'mn pazartesi günü Wall Stre-
et Journal'da yayımlanan yonı-
munun gösterdiğı gibi ABD savun-
ma çevTelerinde de Rusya'ya karşı
daha katı bir tutum alınmasını iste-
yenlerin sayısı giderek yükseliyor.
Türidye'den G-81ere Kıbrıs resti
B Baştarafi 1. Sayfada
malar yaşanabilir. Türkiye oiarak dışa-
ndan müdahakye izin vermeyece^z"
diye konuştu.
Türkiye, Yunanistan ve Kıbnslı
Türkler ile Rumlar arasında on yıllar-
dır süren Kıbns sorunu, dünyanın en
gelişmiş 7 ülkesi ile Rusya'nın bulun-
duğu G-8 örgütünün de ilgi alanına gir-
di. Türkiye ise G-8'in bu konudaki gi-
nşimlennden memnuniyet duymadı-
ğını açıkladı. G-8 örgütünün dışişleri
bakanlannın geçen haftalarda yaptık-
lan bir toplantıda, "Bhieşmiş Milletler
Genel Sekreteri Kıbns'taki taraflan
önkoşuisuz olarakgörüşmeye davet et-
mes" karan alınmıştı. 57. hükümetin
Kıbns işlerinden sorumlu Devlet Ba-
kanı Gürel, Cumhuriyet'e yaptığı
açıklamada, G-8 girişiminin pratik ya-
rarlan olmayacağını belirterek "Ko-
nuyu gerçekkriyie değerlendiren bir
karar değfl. Önkoşuisuz görüşme ol-
sun diyorlar, fakat önkoşuisuz görüş-
meye Sayın Denktaş hiçbir şekilde yak-
laşnuyor ve biz Sayın Denktaş'ın tutu-
munudestekliyoruz" dedi. Türkiye ve
KKTC'nin iki" devletlilik ve konfede-
rasyon için görüşme yapılmasına yo-
nelık koşullan olduğunu belirten Gü-
rel şu görüşleri iletti: "Bir görüşme
masası var, görüşme masasına doğru
giderken iki taraflan bir tanesine 'Sen
devletsin' deniyor, öbür tarafa 'Sen
hiçbir seysin' deniyor. Ama 'Masaya
oturun. masada eşıt olacaksınız' deni-
yor. Masaya eşit olarak oturuyorlar, a-
ma kalkınca yine bir taraf devlet ola-
rak kaOayor, öbür taraf hiçbir şey ola-
rak kalkıyor. O zaman masaya otur-
manın ne anlamı var?"
Gürel: B M yeni girişimi
zorlamadı
Kıbns sorununun çözümü için doğ-
ru yöntemin BM Genel Sekreteri'nin
girişiminin sürmesi olduğunu anlatan
Gürel. "Ama bu güişimin de tabii Od
tarafin nzasıyla devam eden bir girişün
çerçevesi. Dolayisıyla nasıl devam ede-
Hollanda veAvusturya
tavııkları da zehitiiçıktı
Ekonomi Servisi - Belçika*dan sonra
Hollanda ve Avusturya'da üretilen tavuk
ve yan ürünlerinde de kansere yol açan
dioksin maddesi saptandı. Almanya'nın
Hollanda kökenli tavuk ûrünleri üzerin-
de yapüğı araştınııada, gıda ürünlerinde
5?oğun miktarda dioksin maddesine rast-
landı. AJmanya'dan gelen haberler üze-
rine Hollanda Sağlık Bakanlığı da hare-
kete geçerek ülkede 15 Ocak ile 15 Ha-
ziran arasında üretilen tüm tavuk ürün-
lerinin kontrol ediieceğini açıkladı. Hol-
landa'dan Almanya'ya ithal edilentavuk
ürünlerinde dioksin bulunması üzerine
piyasadaki ünûnleıin tekrar gözden ge-
çirilecegı açıklandı.
Birçokyanetkisivar
Bu arada Dünya Sağlık Orgütü'negö-
re, yüksek düzeyde dioksin maddesi in-
san sağlığı üzerinde kısa dönemde, de-
ride yara oluşumu ve karaciğerin işlev-
lerinde azalma, uzun dönemde ise bağı-
şıklık sisteminin, sinir sisteminin ve vü-
cut yenileme ışlevlerinin zayıflatılması
gibi etkıleri bulunuyor.
Hollanda'dan sonra Avusturya'da bu-
lunan bir hayv'an yemi fabrikasmda da
kanserli dioksin maddesine rastlandığı
bildinldi.
AB Komisyonu'nun tanm işlerinden
sorumlu üyesi Franz Fischkr, Avustur-
ya'nın bu konuda AB nezdinde uyanda
buhmduğunu betirterek olayla ilgiii so-
ruşturmanın sürdüğünü söyledi. Yeri ve
ismj açıklanmayanfebrikadanalınan nu-
munelerm normalin üstünde dioksin
miktannı gösterdigini belirten Fischler,
^ k
ceği hem genel sekreterin tutumuna
bağb hem de iki tarafin benimseyeceği
bir yolun tutulmasına bağlı" diye ko-
nuştu. Gürel, BM'nın son dönenîlerde-
ki etkisizliği ile ilgiii olarak da BM'nin
yapılacak bır şey olmadığını gördüğü-
nü, dolayısıyla yeni bir girişimi zorla-
madığını söyledi.
Gürel, ABD ile Türkiye arasında son
dönemlerde iyi ilişkiler olduğunun.
Başkan Bill Clinton'ın Başbakan Bü-
lent Ecevit'i doğrudan telefon ederek
davet ettiğinin ve VVashington yöneti-
minin gündemindeki en önemli konu-
lardan birinin de Kıbns olduğunun
anımsatuması üzerine, "Türkiyedenin-
ce yalmz Kıbns akla gelmemeli Türki-
ye bölgede istikrann, banşın teminat
ohnuş bir devlet Doiayısa>1a bu da her-
hakfe ABDtarafindan değeriendirflme-
si gerekir. Türkiye > alnız Kıbns konu-
suyla büükte düşünülen devlet olmak-
tan çıkmah arok" dedi. Ecevit'in bü-
yük olasılıkla eylül ayında gerçekleşti-
receği Washington ziyaretinde, Başkan
Clinton'ın Kıbns konusun-
da Türkiye'den ödün verme-
sini isteyeceği kaydediliyor.
57. hükümet ise Türkiye'nin
Kıbns'ta ödün vermesinin
olanaklı olmadığını, ancak
geçmiş hükümetler zama-
nında uygulanan yanlış po-
linkalarnedeniyîe Batı ülke-
lerinde böyle bir görüşün
oluştuğunu vurguluyor.
ç
gerekl<HdHBİerataıdı"dedi. Belçika'da
Verkest Fabrikasrnın kanserli dioksin
maddesinm bulaştığı hayvan yağlannı
piyasaya sünnesiyle ortaya çıkan ve i-
ki bakanın istifasma yol açan skandal-
da, şimdiye kadar Belçika'da 10, Fran-
sa'da ve Hollanda'da birer hayvan yemi
fabrikasmda dioksin maddesine rastlan-
dı. Bu arada Rusya da "dioksin*' skan-
dalı yüzünden Belçika'dan etve sütûrün-
leri ithalini yasakladı.
h, dün düzenledıği basın toplanüsında, konuyla il-
giii sorular üzerine Türkiye'nin üzerine düşeni ya-
pacağını söyledi. Uluslararası camianın Kosova
için daha fazla katkıda bulunması gerektığını be-
lirten Atacanlı, Türk bırliklerinin bölgeye ne zaman
ulaşacağı konusundaki sorulan da yanıtladı. Ata-
canlı, Buigaristan ve NATO arasuıdaki temaslann
sürdüğünü, bu görüşmelerin ardından Türk birlik-
lennin en kısa sürede görev yapacaklan bölgeye
ulaşacaklannı kaydetti. Atacanh, Türk birliklerinin
nerede göre\ yapacaklan konusunda herhangi bir
kesuüik oluşmadığını, NATO'nun vereceği göre-
vin beklendiğıni söyledi. Dışişleri Bakanı Ismail
Cem ise geçen gün yaptığı açıklamada Türk birlik-
lerinin Priştine'de karargâhta görev yapmalannın
beklendiğini bildirmişti. Türkiye, KFOR olarak bi-
linen banş gücüne 987 kişilik taburla katılacak.
Ecevit dün akşam katıldığı tngiltere Büyükel-
çiliği'nin resepsıyonunda, Kosova'ya gönderile-
cek Tüık büiiğine ilişkin bir soru üzerine Buiga-
ristan ile NATO makamlan arasında müzakerenın
sürdüğünü kaydetti. Ecevit, Türk birliğinin
ABD'nin sorumluluğu altındaki bölgeye konuş-
landınlacağını söyledi.
DenizciHk
Bakanlığı
zorunlu
oldu
LEYLA TAVŞANOĞLU
Türkiye'nin denizcilik
gücünü geliştirememesinin
düzgün politikalar oluştu-
rulmamasından kaynaklan-
dığı özeleştirisi giderek güç-
leniyor. Denizciliğin sadece
ulaştırma değil, güvenlik,
ekonomık ve uluslararası bir
faaliyet olduğu bılinci yer-
leşmeye başladı gibi görü-
nüyor. Cok önemli bir nok-
ta da artık Türkiye'de De-
nizcilik Bakanlığı kurulma-
sı zorunluluğunun anlaşıl-
ması. Harp Akademileri
Komutanhğı'nca düzenle-
nen İkinci Türk Denizcilik
Gücü Sempozyumu'ndako-
nuşmacılar, amfibik gücün
önemine dikkat çektiler. Bu
konuda ağırlık kazanan gö-
rüşşöyleydi: "ÖzeUikleEge
Denizi'nde amfibik güce sa-
hip olunmalıdır. Deniz Kuv-
vetieri'nin kaynaklan suur-
bdır. Şu anda 1954 yapımı ve
ABD deniz gücünde 20 yıl
kullanılmış gemiler. Türk
Deniz Kuvvetleri'nin envan-
terindedir.*"
Dikkat çeken bir nokta da
ûlkemizde deniz ticaret fi-
losunun, benimsenen hatalı
mali ve ekonomik politika-
lar nedeniyle zayıflamasıy-
dı. Bu konuda Deniz Ticaret
Odası Meclıs Başkanı şu
tepkilı konuşmayı yapö:
"2000 >ılı için deniz tica-
ret filosunun 15 milyon
DVVT'y-e cıkanlması ve 10
mflyar dolar gettr elde edfl-
mesi hedeflenmiştL Oysa şu
andafuo9J milyon DWT'ye
düştü. Tuzla'daki gemi inşa
tesisleri birer birer kapanı-
yor. Sivfl bürokrasiııin göre-
mediğini Silahlı Kuv^ctkr
tespit ederek bu sempoz-
yumlan düzenliyor. Bir
Türk vatandaşı olarak bun-
dan gurur duyuyonım. Bu-
gün denizcinkte eriyoruz."
Bunun üzerine denizci-
likten sorumlu Devlet Baka-
nı Prof. Rama/an Mirzaog-
lu, hükümetin acil günde-
minde söz konusu vergi de-
ğişikliğinın bulunduğu ya-
nıtını verdi.
Ulaşürma politikası
Prof. Mümtaz Soysal ise
denizcilik gücünün gelişme-
mesinin nedeninin düzgün
bir ulaştınna politikası ya-
pılmaması olduğuna dikkat
çekti. Soysal, deniz ticareti
ve deniz gücü konusunda da
şunoktalanvurguladı: "Biz
de Yunanistan gibi çok bü-
yük bir deniz ticaret filoşu-
na sahip olabümeliydik. Öte
yandan Aksaz'da deniz üssü
daha yeni kuruldu. tz-
mir'den doğuya hiçbir tersa-
ne, deniz üssü yok. Kıbns'ta
bir gerginHk olsa oraya de-
nizden seyirci olarak intikal
edeceğiz. Orada kuvvetmer-
kezi oluşturmak gerekiyor-
du. Bu neden yapümadı?r
Bu soruya yanıtı Kuzey
Deniz Saha Komutanı Ko-
ramiral Atilla Kıyat verdi:
"Soğuk savaş döneminde
'kuzey' tehdidine karşı ko-
nuşlanmışnk. Gölcük ana
üssümüzdü. Öbür üsler Ba-
tı Karadeniz'deydi. Bugün
durum değiştL Kuvvetlerin
büyük bölümü Aksaz üssün-
de konuşlandınlıyor. Sürat-
le Ege ve Akdeniz'e açüdık.
Buna devam edeceğiz.''
ABD haarük yapıyor
Diplomatik kaynaklar,
ABD'nin, G-8'den alacağı
ivmeyle de yaz aylannda
Kıbns sorunu ile ilgiii yeni
bir inisiyatifhazırhğında ol-
duğunu bildiriyorlar.
Dışişleri Bakanlığı Sözcü
Vekilı Sermet Atacanlı da
dün düzenlediği basın top-
lantısında konuyla ilgiii bir
soru üzerine, G-8'in Kıbns
ile ilgiii girişimini kabul et-
mediklerini bildirdi. Kıbns
sorununun BM Genel Sek-
reteri'ne verilen iyi niyet gö-
revi kapsamında ele alındı-
ğını belirten Atacanlı, G-
8'in açıklamalannm sonı-
nun çözümüne yönelik ivme
kazandınnaktan uzak oldu-
ğunu vurguladı.
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
- Çiller'in Bilkent'teki villası için en az 50 trilyon
lira harcandı.
- Çiller'in President adlı yatını tamir eden çırak
bile aday gösterildi.
- Bazı adayların tek özelliği Özer Çiller'in masa
arkadaşı olmasıydı.
Iddialaryeniliryutulurcinsten değil. Çillerdetut-
tu 20 milyar liralık tazminat davası açtı.
Bunlar olayın sıcak yanlan. Şimdi gelelim yakın
geçmişine. 1996'da TURBAN'la ilgiii dosyalara
göz atınca ilk tepkim şu olmuştu:
"Bundan çok iyi bir hırsıziye roman oluri"
Raporiarın içinegirdikçeyanılmadığımı anladım.
Ömer Bilgın'in siyasete girişi, yükselişi ve bugün
geldiği nokta, Türkiye'de siyasetin nasıl yaptldığı-
nı göstermesi bakımından tam bir klasik!
1950 doğumlu ömer Bilgin, 1980'lerin başında
Adana'da Yahya Demirel'in işlerini takip ederek
yola çıktı. İyi bir takiple TBMM katına kadar çıktı.
Yahya'dan sonra sınıf atlayan ömer Bilgin,
1980'lerin ortasında o dönem yasaklı olan Süley-
man Demtrel'in korumalığını üstlendi. Sonra da
Demirel O'nu korudu. 1991 seçimlerinden sonra
ömer, Baba'nın katına çıktı:
- Efendim ben bir genel müdüriük istiyorum!
Boş neresi var, bakıldı. O dönem Gübre Fabri-
kalan Genel Müdürlüğü boş olsaydı oranın başına
gelecekti. TURBAN bulundu...
Bilgin'in ilk işi şu oldu:
- Mitinglerde slogan atacak memur almak.
Haklarını yemeyelim. Bu kişiler görevlerinı çok iyi
yaptılar; 1993 Mayıs'ına kadar Demirel için, sonra
Çiller için. Demirel, Özal'ın ölümünün ardından
Köşk'e çıkınca bizim Ömer, "Baba öldü. Yaşasın
Ana" dedi. Yeni bir plan yaptı. "Ananın"dedi, "her
şeyiyle ilgilenmeiiyim ".
O dönemin DYP mitinglerinde en önde TUR-
BAN'ın miting memuriarı olurdu. Saatler önce ba-
ğırmaya başlarlardı:
"Ol de ölelim..."
"Tansu Çilleranamız, feda olsun canımız..."
Miting memurlannın o dönemde demokrasiye
yaptıklan katkılar unutulamaz.
Nitelikti müdürier—
ömer Bilgin'in TURBAN otellerine yaptığı ata-
malar da kendi eğitim çizgisiyle özdeşti. Çeş-
me'den Marmaris'e, Bolu Abant'tan Kilyos'a ka-
dar ûlkemizde turizmin gelişmesine büyük katkı-
lar yapmış TURBAN otellerine müdür Ve yönetici
olarak atananlann bazı özellikleri şunlardı:
- Askerkaçağı...
- Adam yaralamaktan yargılanmış, suçu sabit
bulunup 1.5 yıl hapis cezasına çarptınlmış, kanun
kaçağı...
- ömründe, değil otel yöneticiliği yapmak, üç yıl-
dızlı bir otelde bır gece bile kalmamış seyyar köf-
teci...
- Müdüriük için gerekii üniversite diplomasına
sahip olmadığından, sahte diploma düzenleyen
sahtekâr...
Değişik illerdeki mahkemelerde açılmış yüzü aş-
kın davanın dosyalan incelendiğinde, çok daha
renkli kişiler bulunacaktır.
Ömer Bilgin, Çiller katındaki yerini sağlamlaştır-
dıktan sonra, 1995 seçimlerinde Isparta'dan seçi-
megirdi. İlk işi, TURBAN kasasından Ispartaspor'a
2.5 milyar lira bağış yapmak oldu. Seçim çalışma-
lannda kullandığı 300 TURBAN memurunu bu ku-
rumun Belek-Beldibi'ndeki tesislerinde ağırladı.
TURBAN olayı 1996 ve sonrasında Meclis gün-
demine geldiğinde oluşturulan komisyona seçilen
DYP'lilerden biri de Ömer Bilgin'di. Ne diyelim:
Kendin çal kendin akla. Karşı çıkanı hakla...
Tam böyle yaptı ömer Bilgin. Kendisini savunur-
ken, suçlayanlara saldırdı.
TURBAN olayını araştıran müfettişler, bir başka
tanımla adsız kahramanlar, ayiarca gece-gündüz
çalışıp olayın bütün boyutlarını ortaya koydular.
TURBAN'da Ömer Bilgin sonrası da ayrı bir "ro-
man "lık. Bu konuya sonra gireceğiz. ömer Bey
şimdi Tansu Çiller'in kirli çamaşırlannı dökerek sah-
neye çıkmak istiyor. Çiller de O'nu dava ediyor. Hak
verilmez bir tekine, al birini vur ötekileriDe... Piş-
kinlikten sonra '/c/niik...
Son selamı ömer Bilgin'e verelim:
Siyaset dilinde önemli bir gramer...
Yolun açık olsun pişkin ömer...
Askeri öğrencilerin
sanatfaaliyetleti
Kara KuvvetJeri Komutanlıgı'na bağh askeri liseler ik
astsubay hazıriama okullan öğrencDerinin biünısel proje
ve sanatsal çauşmalaru Ankara "da sergfieniyor.
Öğrencüerin hobi faali\etleri çerçevesinde örettikleri
eserlerin yer aldıgı "Askeri Okullar Bilim ve Sanat
Sergisi'* Kara Kuvvetleri Komutanhğı Kurmay Başkanı
OrgeneraJ Necdet Timur tarafindan açıidı. Orgeneral
Timur ve beraberindeki komutanlar. TÜBtTAK Feza
Gürsey Salonu'ndaki sergiyi gezerek öğrencilerden, proje
ve eserler hakkında bilği aldılar. Kuleli. Maltepe ve
Işıklar askeri lisekri ile Çok Programb Astsubay
Hazıriama Okulu ve Silahlı kuvvetier Mtnka Astsubay
Hazıriama Okulu öğrencilerinin yaptığı karakalem,
guvaj. yaglı ve suluboya 78 tablo ile 34 projenin yer aklığı
sergi, 20 Haziran'a kadar açık kalacak. (Fotoğraf: AA)