Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 HkZlRAN 1999 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERÎN DEVAMI
TURKIYE
Istamul
Edim
PB 25 Sınop PB 23 Adana
PB 30 Samsun Y 21 Mersın
Kocalı PB 25 Trabzon Y 22 Diyarfaakır A
Çarakale PB 29 Giresun PB 21 Şanlıurfa
Izrnır A 32 Ankara
Mania
Y 23 Mardin
A 31 Eskişehır Y 22 Siirt
Aydif A 33 Konya Y 24 Hakkâri PB 29
Deni2i A 29 Sıvas Y 22 Van PB 25
Zongjldak PB 23 Antalya PB 33 Kars Y 22
Yurdun ıç ve doğu ke-
simlen parçalı bulutlu,
Batı Karadeniz'in ıç ke-
sımlefi, Orta ve Doğu
Karadenız, Iç Anadcrtu,
Doğu Akdencıle Doğu
Anadolu'nun kuzeyi
sağanak ve gok gürül-
tülü sağanak yağışlı,
ötekı yerter az bulutlu
ve açık geçecek Hava
stcaklığı doğudabiraz
azalacak, batıda de-
ğışmeyecek.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
Y
PB
Y
Y
Y
Y
PB
Y
1b
22
18
20
19
19
19
18
Münih Y 20 Zünh
Berlin
Budapeşte
Madrid
Vıyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
Y
Y
A
Y
Y
Y
PB
PB
20
21
28
21
24
25
29
32
Y 17 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
PB
A
Y
PB
PB
Y
Y
A
26
34
19
28
25
22
26
31
PB 30
Parçalı bulutlu ^ Çok bulutlu ı Yağmurlu
«JUUUU.
Kartı
•AA>>
SuluKar &ökguruRûlü
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Bıştarafı 1. Sayfada
yorsunuz" diye soruyor.
BLSOOI sadece ekonomi için mi geçerli? Yoksa
toplımun her dalını yönetenlerin siyaset ahlakını
mı resmedıyor?
Poitika alanında neredeyse yarım asır "değiş-
mezoç isim" olduğunu artık ılkokul öğrencileri bi-
le bilyor.
Tükiye değişiyor, bu adamlar değişmiyor. Saye-
lerinde Türk siyaseti birieşik kaplar gibi. Biri iniyor,
ötekı çıkıyor.
Adam veya kadın ya başbakan ya başbakan
yardmcısı. Ya da cumhurbaşkanı!
Bu gerçek yüzlere vuruldu mu, "Deneyimlerin-
den yarartanıyonız" plağı savunuların baş öğesi.
Güzel, amayanlış. Bakınızneden yanlış: Mesut
Yılmaz, 1982'den beri siyasetin içinde. Genç ya-
şında devlet yöneticileri arasına gırdi. Sonra genel
başkan ve başbakan.
17 yıldır devlet yönettiğine göre kuşku yok dev-
letin nasıl işlediğini bildiği varsayılan bir siyaset
adamı.
Meğer, devleti yönetirken devleti öğrenememiş!
Bu sonuç önceki gün ANAP gaıbunda yaptığı
konuşmadan çıkıyor.
Mesut Yılmaz, tele-kulak skandalının üzerine gi-
dilmesini isterken "Emniyet'in siyasi etkilerden
anndınlmasını" istiyor; bu, bir.
Başbakanı olduğu 55. hükümetin "zamansızgö-
revden uzaklaştınlmastndaki en önemli nedeni,
Emniyet içindeki hizmet yetersizliğine" bağlıyor;
bu da, iki.
Devlet içindeki hizmetlerinı bir yana bırakınız,
Mesut Yılmaz, 30 Haziran 1997'de başbakanlığa
getirildi. Yaklaşık 16-17 ay hükümet eyledi ve 25
Kasım 1998'de düşürüldü.
Uzun zaman içişlerı bakanı kendi partisindendi.
Emniyet Genel Müdürlüğü emrindeydi. Polis örgü-
tü iki dudağının ucunda, hazır oldaydı.
Tele-kulak, teknik açıdan Mesut Yılmaz zama-
nında palazlandı. Telefonların dinlendiği yıllardır
medyadaydı. Telefonlann polis örgütlerince din-
lendiği de bilinen bir olaydı.
Örnek çok
Mesut Yılmaz, başbakandı, bütün bunları biliyor-
du ama, önlem almadı. Örneğın telefon dinleme-
leri yasaya bağlamayı bile aklının ucundan geçir-
medi.
Şimdi kalkmış, hiçbir şeyden haberi olmayan in-
san tavnyla Emniyet'teki rezaletler üzerinde ah-
kâm kesiyor, önlem alınması içın yenı bakan Tan-
tan'a destek istiyor.
Yılmaz kabinesinin iki numarası Ecevit de Yıl-
maz'ın başbakan yardımcısı. O da bu kepazeliğin
yeni farkına varmış gibi konuşuyor.
Dünkü hatalar bugünü oluşturuyor. Bizimkilere
ne gam!
Ülkemiz, "eskileri kırpıp kırpıp yıldızyapmakta"
mahir.
Fakat, yöneticiler ne kadar beceriksiz olursa ol-
sun, ülkemiz sağlam temellere dayanıyor; "laik,
demokratik ve sosyal hukuk devleti' kavramlan-
nı koruyan ve kollayan sağlam kurumlara.
Gerçeklerden sapmıyorlar. örneğin: Yargıtay 8.
Ceza Dairesi:
"Mahkeme karan olmadan telefon dinleyerek
saptanan delilin geçerii sayılamayacağmı karar-
laştınyor."
Kuşkusuz, yanlış bilgilenme sonucu yaptığımız
hatayı da bizim düzeltmemiz gerekiyor.
9 Haziran'da bu köşede "Devlet Bakanı Sadt
Somuncuoğlu'nun Imralı'dan çıkan karar dosya-
sını TBMM'de öne alacağız" dediği yazıldı.
Oysa Somuncuoğlu gönderdiği açıklamada, Ak-
saray'dasoru üzerine, "Imralı'dayargılanan terö-
hstbaşı Öcalan'a mahkeme idam karan verirse,
komisyon karanyla şu anda bulunan idam karar-
lannın önüne, Ocalan hakkındaki karar alınır ve
Meclis'in gündemine getirilerek göriışülür" de-
diğini bildiriyor.
Hukuksal yönteme katılmamak olanaksız.
Ceyhan da Uğur Mumcu
Bulvarı 'nın adı değiştirilmişti
MHP'libaşkan
Atatürk'e karşı
ADANA (Cumhuriyet
Güney İBeri Bürosu) - Cey-
han Belediye Meclisi'nin,
bazı mahallelerin yanı sıra
Uğur Mumcu Bulvan'nın
adını da değiştirmesine tep-
kiler sürerken MHP'li Baş-
kan Hüseyin Sözlfi'nün, adı
"Ergenekon"a dönüştürü-
len Kaltakiye Mahalle-
si'nin adının "Atatürk*'ve-
ya "Ata" olması ıçin mahal-
le muhtan Betül Ada tara-
fından verilen dilekçeleri ve
sözlü başvurulan kabul et-
mediği ortaya çıktı.
Mahalle sakinleri, "Baş-
kan bu tutumuyla halkı kar-
şı karşıya getirmek istiyor"
dediler. Bazı demokratik
kitle kuruluşlannın tepkile-
rini "Uğur Mumcu Gecesi"
ya da "Yürüyüşü" ile dile
getirmek istedıği öğrenilir-
ken dün bir açıklama yapan
CHP Adana 11 Başkanı Et-
hem HakkıOztürk, pazarte-
sı günü Ceyhan'da protesto
yürüyüşü yapacaklannı
açıkladı.
Atatürkçü Düşünce Der-
nefi Ceyhan Şubesı, ilk kez
bır MHP'li başkamn yöne-
time geldiğı Ceyhan Bele-
diyesi'nin 20 MHP'li, iki
DSP'li ve üç HADEP'liden
oluşan meclisinin 4 Hazi-
ran'daki toplantısında ilk ıc-
raat olarak mahalle muhtar-
lanna, ihtiyar heyeti üyele-
rine ve mahalle sakinlerine
danışmadan, bazı mahalle
ve bulvarlann adlannı de-
ğiştirerek ülkücü görüşü
simgeleyen ve çağnştıran
adlar koymasını eleştirdi.
Mahallelerden Kaltaki-
ye'nin "Ergenekon", Bo-
ta'nın "Osmangaa", Türlü-
baş'ın "Türkyurdu", E-
mek'ın "TekeH", Uğur
Mumcu Bulvan'nın da "Vu-
murtalık" dıye değıştiril-
mesınin yanlış olduğunu
vurgulayan ADD yönetimi-
nin açıklamasında şu görüş-
lere yer verildi:
"Basın şehidimiz, laik
Cumhuriyetin savumıcula-
nndan değeıü ulusal yazan-
mız Uğur Mumcu'nun adı
da sudan bir mazeretle
değiştirilmiştir. Bu mecli-
sin ilk yanhşı değildir.
26.05J999'dayapuanilktDp-
lannda da bir kadın fiyenin
toplannya türbanla kaükü-
ğı öğrenilmiştir"
4
YoksuDar kanchrJıyor'• Baştarafi 1. Sayfada
la sürdürdüler. Dolayısıyla G-7'lerin son açıkla-
ması, uygulamalanyla tutarü olmayan bir ild-
yüzhİlüğün ifadesidir. Tüm dünyada küreseDeş-
menin yarattığı yıkıntı ve her zaman örgüttü ve
siyasal bir nitelik taşımasa da dünyadaki halk-
lann bu çöküntüye tepkisi öylesine gözle görü-
lür hale gelmistir ki G-7'ler 'ayanı beyan ederek'
özettikte kendi ülketerindeki toplumsal muhale-
fete karşı itirafçırolünebürünmekzorunda kal-
mışlardır. Lnutmamak gerekir ki bu ülketerin
önemli bir bölümünde sosyal demokrat siyasi
iktidarlar veya koalisyonlaryönetimdedir. Dola-
yısıyla hiç otmazsa lafta bu kadar bir sosyal de-
mokratbk yapmalan da şaşırbcı değUdir."
Uluslararası anlamda küreselleşmenin yıkıcı
sonuçlannın G-7'ler gibi IMF ve Dünya Ban-
kası'nın patronlan tarafından bile lafta da olsa
kabul edilmesinin, gelişmekte olan ülkelerdeki
ulusal ve demokratik gûçler için bir firsat ola-
bileceğıni vurgulayan Erdoğdu "Ancakküresel-
leşmeoinveözeDeştirmenin albenili reklam kam-
panyasma kapılan bazı çevreler, G-7'lerin bile
kabul etmek zorunda kaldığı bu çöküşün şuuru-
na haien varamamışlardır" dedi.
Bundan 20 yıl kadar önce Tûrkiye'de sendi-
kalann, liberalleşmenin ve küreselleşmenin in-
sanlığa işsizlik ve yoksulluk getireceğini, ül-
keyi iflasa sürekleyeceğini söyledikleri zaman
yalnız kaldıklanna değinen Erdoğdu şöyle de-
vametti:
"Artık hem Tûrkiye'de hem de dünya kamu-
oyunda bu gerçeküği insanbğa anlatmak daha
kotaylaşmıştır. Şimdi böyle bir ortamda ulusal
egemenlikten yana olduğunu, ulusalcı olduğu-
nu,Atatûrk milliyetçiliğini savunduğunu söy le-
yen siyasi partiler, tarinsel sınavla karşı karşı-
yadır.
Anayasanın ilgfli maddesi değiştirflerek im-
tiyaz sözleşmelerinde Danıştay'ın denetim ve
yargı yetkisinin ortadan kaldınlması, yerel yö-
netimkr reformu tasansı adı altında merkezi
yiinetimin tasflyesi, özeUeştirmelerin hızlandt-
nlması ulusötesi sermayenin egemenliğini pe-
Idştirecektir.
Dünya Enerji Konseyi Genel Sekreteri, ulu-
sal egemenlikten fedakârnk önerebilir. Ama bu
fedakârlığı ülkenin en tepesinde bulunanlar,
milliyetçi olduğunu söy leyen siyasi partiler öne-
rirkrse iste o zaman Atatürk mezanndan kal-
kıp onlan sopayia kovalar."
Aldatmaca
Çok Taraflı Yatınm Anlaşması Karşıtı Plat-
foraı Türkiye Sözcüsü Gaye Yılmaz da ABD
Başkanı BülClinton'ın Sırbistan'ın bombalan-
ması sırasında yaptığı bir konuşmada. küresel-
leşmenin kaçınılmaz bir olgu olduğunu belir-
terek "Küreselleşme gevşek sınıriar ister, asla
ünher yapüar istemez" dediğinin altını çizdi.
Geçen ay yapılan OECD Bakanlar Konseyi
toplantısı sonrası açıklanan kararlar arasında
"ülkelerin kommacı baskıian reddetmek zo-
runda olduklan'<
nın yer aldığına da dikkat çe-
ken Yılmaz "Rusya ve G- 7'lerin son bildirisi,
bir şaşırtmaca veatdatmacadır" diye konuştu.
'Dağ fare doğuracak' EcCVİt'e A B D VCEkonomi Servisi - Ağır borç yükü altındaki yoksul
ülkelerin gelişmiş ülkelere olan borçlannın 2000 yı-
lında sıfirlanmasını hedefleyen Jubile 2000 hareketi
sözcüleri, Köln'de önceki gün sona eren G-8 dışişleri
bakanlan toplantısı ve gelecek hafta yapılacak Lider-
ler Zirvesi için "Dağ fare doğuracak" yorumunu yap-
tı. Zengın ülkelenn borç affi programına "öyleymişş-
bi görünmelerine karsın" sıcak bakmadıklannı vurgu-
layan hareket sözcülen, gelecek hafta yapılacak Köln
Liderler Zirvesi öncesinde bu pazar Londra'da ve ge-
lecek cumartesi de Köln'de bir insan zinciri kurmayı
planlıyorlar. Konuyla ilgili olarak toplanan ve ünlü In-
giliz rock grubu U2'nun solıstı Bono'dan eski dünya
şampiyonu boksör Muhammed Ali Clay'e kadar bir-
çok ünlünün de destek verdiği kampanya ile aynca 7
milyon imzalı bir dilekçe ilgili kurumlara verilecek.
G-8'in gelecek hafta yapılacak Liderler Zirvesi'nde
konunun ele ahnacağı bildirilırken, Jubile 2000 söz-
cüleri, zengin ülkelerin borç affi için hazırladıklan
teklif nedeniyle hayal kınkhğına uğradıklannı açıkla-
dılar.
Jubile 2000 sözcüleri, 52 yoksul borçlu ülkenin
borçlannın silınmesinin maliyetinin zengin ülkeler
için kişi başına yıllık 19 dolar olacağını belirterek ay-
nı ülkelerde savunma için kişi başına yıllık 490 dolar
harcama yapıldığına dikkat çekiyorlardı. Oysa gelecek
haftaki G-8 zirvesi için, zengin ülkelerin kendilerine
kişi başına 3 dolann altında maliyet olusturacak birtek-
life hazırlandıkları öğrenildi.
Rusya'dan davet geldi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 57. hü-
kümetin güvenoyu almasının ardından, Baş-
bakan Bûlent Ecevit, ABD ve Rusya Fede-
rasyonu'ndan aynı gün davet aldı. ABD'nin
Türkiye Büyükelçisi Mark Parris, ABD
Başkanı Bill Cttnton'ın davetini de içeren
mektubunu dün Ecevit'e sundu. Rusya'dan
gelen davet de, Başbakan Ecevit'in, Rusya
büyükelçiliğınde verilen "Ulusal Gün" re-
sepsiyonunda Büyükelçi Aleksander Lebe-
dev tarafından iletildi.
Parris, Ecevit ile yaptığı görüşmenin ar-
dından yaptığı açıklamada, Clinton'ın, yeni
hükümetin kurulması nedeniyle kutlaması-
nı ilettiğini belirterek hükümet programını
"çok iyi'' olarak nitelendirirken pTogramın
uygulanmasını desteklediklerini kaydetti.
Parris, ABD yönetimınin, Ecevit'in Irak'a
yönelik polıtikalanndan rahatsız olduğu yö-
nündeki haberlerin anımsatılması üzerine,
"Ecevit'in çok ayncahkh veözel bir yeri var-
dır. Geçen hükümet döneminde her konuda
hemükirdik. Yeni dönemde de onun btlgeli-
ğine saygıhyTz" dedı. Başbakan Ecevit, Ba-
kû- Ceyhan boru hattı ve Hazar bölgesinde-
ki gelişmeler hakkında görüşme yaptıklan-
nı kaydederek Türkiye ekonomisındeki ge-
lişmeleri de değerlendirdiklenni belirtti.
Ecevit, Rus büyükelçiliğinde
Ecevit, Parris ile görüşmesmin ardından
Ulusal Gün nedeniyle Rusya büyükelçiliğin-
de verilen resepsiyona eşi Rahşan Ecevit ile
katıldı. Ecevit ile yanm saat baş başa görü-
şen Lebedev. Türk başbakanını Moskova'da
görmek istedıklerini bildirdi. Dönemin Rus
Başbakanı Vıktor Çernomırdin ile 1997
Aralık ayında Türkiye'ye yaptığı ziyarete i-
ki ülkedeki siyasi kanşıklıklar nedeniyle ya-
nıt verilememişti. Lebedev, görüşmeyle ilgi-
li yaptığı açıklamada, iki ülke arasındaki iş-
birliği olanaklannın arttınlması konusunda
uzlaşmaya vardıklannı açıkladı. Lebedev,
daha sonra bırkaç saat önce Ecevit ile bir
araya gelen ABD Büyükelçisi Parris ile baş
başa görüştü.
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
MHP seçimlerden önce FP'yi şu sloganla selam-
lamıştı:
"Biz sanınlann üzerine ün\ekçe değil, erkekçe gi-
deceğiz!"
Şimdi FP'liler MHP'lilere selamı iade ediyor
- Buyrun işte sorunlar. Çözün, görelim erkekltği-
nizi!
Yeni oluşan TBMM komisyonlan bu konudaki ilk
kapışma yeri oldu. Milletvekilleri işin dozunu da ka-
çırdılar. "Dileriz, tekrar etmez" diyeceğiz, ama iş di-
lekle olmuyor.
• • •
Sağlık Bakanı Osman Durmuş son derece sağ-
lıklı bir iş yaptı. Sağlığı bozulunca gitti, özel bir tıp
merkezine yattı. 4 gün sonra iyileşti, tıp merkezine
400 milyon lira yattı. Tabii cebinden değil, devletin
kesesinden.
Yalanlanmayan haberlere göre, Durmuş'un has-
talığı tifo imiş. Tıfo, geri kalmış ülke hastalığı olarak
bilinir. Yaygın olduğu bölgeye turistler gitmez, ön-
lem alınır.
Koca Sağlık Bakanı'nın tifo olmasına mı yanarsı-
nız!
Koca Sağlık Bakanı'nın, sorumlu olduğu hastane-
leri bırakıp, özel tıp merkezine gitmesine mi yanar-
sınız!
Bakan dün açıklama yaptı:
"ö/çüm, dürûstlük, çalışkanlık, beceriklilik!"
Bu demece mi yanarsınız!
•••
Sağlık Bakanı bunu yaparken, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan da ilk iş olarak SSK
hastanelerinı denetlemeye girişti. Bakan, doktoria-
nn nerede olduğunu sormuş, "Serviste" demişler.
Buna kızan Okuyan yakınıyor
- Tüm doktoriar serviste diyoriar, ne demekse!
Okuyan, işe meydan okumakla başlarsa, korka-
nz bu bakanlığın adı, Çatışma ve Sosyal Gerginlik
Bakanlığı olacak!
• • •
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın hangi par-
tide kalacağı ve bu koltuğa kimin oturacağı, enerji
rantından yararianmak isteyen kişiler açısından çok
önemliydi.
Geçen dönem "sevmiş" olmalılar ki sözünü etti-
ğimiz kesimler aynı kişiyi istediler. Cumhur Ersûmer
yeniden bu koltuğa oturdu. İlk demeci de şu oldu:
"Enerjide demal özelleştirme yapılmalıdır!"
Yapma yaa... Anlaşıldı, bu bakanlığın adı hiç de-
ğişmeyecek:
Enerjide Tatlı Kıyaklar Bakanlığı!
• • •
Maliye Bakanı Sümer Oral'ın bütçe sunuşu de-
ğişik bakımlardan yankı yaptı. 55. hükümetin Mali-
ye Bakanı Zekeriya Temizel, vergi reformuyla adı-
nı duyurmuştu. Sümer Oral o kevgire dönen reform-
daki "Nereden buldun" sorusunun kaldınlacağını
söyledi.
Uzatmaya gerek yok. Bu bakanlığın adı da aslına
dönüyor
Malı Ye Bakanlığı!
•••
Bankalar Yasası'nı çıkanrken basının da suyunu
çıkardılar. önceki yasada da zor durumda olan ban-
kalann adının açıklanması yasaktı. Buna genel ola-
rak uyuluyordu. Ancak, hortumlanmış olan banka-
iaria ilgili haberin de yasaklanmak istenmesi, yeni bir
tartışma yarattı.
Hortumlamak serbest, yazmak yasak!
Bu bağlamda Vergi Yasası da özüne dönüyor
Vereni mahvet, vermeyeni affet!
• • •
Son sözü Içişleri Bakanlığı'na bırakalım. Bakan
Sadettin Tantan, Fatih'te kafeterya basmakla Em-
niyet Istihbarat Şubesı'ni basmak arasında fazla bir
fark görmüyor olmalı.
Olabilir... Her bakanın bir koltuk oturuşu vardır.
Tantan, operasyonlannı sürdürürse bakalım bu
bakanlığa ne ad takacağız:
Hiçişleri mi, Suçişleri mi?
MerveKovakçı
Daniştuy'a başvurdu
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-FPyen
miUetvekili seçilmesinin
ardından Türk
yurttaşlığından çıkanlan
ABD'li Merve Safa
Kavakçı Danıştay'a
başvurdu.
Kavakçı'mn avukatı Salm
Özdemir, 14 sayfalık
dilekçeyi dün Danıştay
evrakına gönderdi.
Dilekçede, Kavakçı'mn
Türk yurttaşlığının
kaybedılmesine ılişkin
Bakanlar Kurulu karannın
şekil ve usul yönünden
yanlış olduğu savunularak
kararda kişisel ve siyasi
amacın rol oynadığı iddia
edildi. Kavakçı'mn yemin
etmesinin fîilen
engellendiği ileri sürülen
dilekçede, DSP grubunun
"büyük bir kin ve nefret
gösterisinde bulunduğu"
kaydedildi. Dilekçede,
Kavakçı'mn ABD
yurttaşhğma geçtiğinin
hukuken geçerli resmı bır
belge ile kanıtlanmadığı
öne sürülerek bu durumun
anayasanın eşitlik ilkesine
de aykın olduğu
savunuldu. Kavakçı'mn
milletvekili seçilmesi
nedeniyle anayasanın 83.
maddesindeki yasama
dokunulmazhğına sahip
olduğu ileri sürülen
dilekçede, bu dunım
değerlendirilmeden Türk
yurttaşlığının
kaybettirilmesıne karar
venlmesinin "yasama
dokunubnazbğı ilkesine"
de aykınlık teşkıl ettığı
görüşüne yer verildi.
Karann esas yönünden de
anayasaya aykın olduğu
kaydedilen dilekçede, 403
sayılı Türk Yurttaşlığı
Yasası'nın 25. maddesınin
"Vatandaşlıkla
Bağdaşmayan Eylemler"
başlığıyla düzenlendiği
anımsatıldı. Bakanlar
Kurulu karannın iptali
isteminde bulunulan dava
dilekçesinde, aynca
yargılamanın duruşmalı
yapılması da istendi.
Fazilet Partisi Genel
Başkanı Recai Kuttn, dün
Merve Kavakçı'ya ilişkin
sorular üzerine, "Biz,
Kavakçı milletveldli değfl
mi, diye soruyoruz. Evet
diyoriar. Ama diğer
taraftan, Türk vatandaşı
değiL diyoriar. Hukuk
yönünden karmakanşık
bir dunım. Madem
milletvekili, geHp yemin
etmesi gerekir. Türk
vatandaşuğından
çıkanhnasımn hukukla
bağdaşu- tarafı yoktur.
Her şev karışık" görüşünü
savundu.