Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
11HAZİRAN 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA
17
Harekâfm
Hareket'i
Milliyetçi Hareket
Partisi Genel Başkanı
ve Başbakan
Yardımcısı Devlet
Bahçeli'nin dokuz
korumasından birinin
Balkan boks
şampiyonu, sekizinin
ise Ozel Harekâtçı
polis olduğu
söyleniyor. Necmettin
Erbakan'ın çevresinde
de karate şampiyonları
görmüştük, ama
kadrosu Koruma
Şubesi'nde
olmayan polis
N ^ görmemiştik.
J
L Bahçeli
sayesinde Özel
Harekâtçılarla
Milliyetçi Hareketçiler
arasındaki yakın ilişkiyi
de görmüş olduk!
Türban
Adası
Büyükada'daki Devlet
Hastanesi'nde doktor
Semiha Çakıroğlu ile
hemşire Hatice
Gürsel'in başlarındaki
türbana başta
başhekim Abdülhamit
Özdoğan olmak üzere
kimse sesini
çıkartamıyor.
Çıkartan olursa
da, "şikayet
dilekçesi yaz,
altına imzanı at"
deniyor. Şikayetçi
memuru sürüm sürüm
süründünmek içinl
Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Eiektromk posta: som@posta.cumhuriyetcom.tr
- Krizdeki turizmciler
'casino'lann açılmasını
istiyormuş...
"Yoksa. 'Rus ruleti'ne
baslavacaklar!"
asal bu ya memleketin birinde Çayland
diye bir yer varmış. Zaten masalın adı da
"Çayland masalı"' ymış... Çayland'da çay
adında bir bitki yetişir ve bu bitkiden de
çay adında bir içecek yapılırmış. Çayland'ın her şe-
yi çaymış, herkes çay üretirmiş.
Çayland'da çay üretenleri beş kişilik "bilenler kon-
seyi" adına "en bilen" yönetirmiş. Çayland'ın "en bi-
len"i yönettiği çay üreticilerini o kadar çok sever o
kadar çok severmiş ki, bir ara yönetmemek duru-
munda kalınca üzüntüsünden yataklara düşmüş.
Neyse ki, Çaylandlı biri memleketi yönetmeye baş-
layınca ve sonra yönetime ortak olunca Çayland'da-
ki "en bilen" üzüntülerinden kurtulup iyileşmiş, ya-
taktan çıkmış; hizmet için sevinçle kollarını sıvamış.
llk işi, "bilenler konseyi"ndeki üyeleri değiştirmek
olmuş. Çünkü memleketi yöneten Çaylandlının ba-
şında bulunduğu "ancılar" öyle istiyormuş. Sonra sı-
ra, çay yapraklarını işleyen fabrikaların müdürlerine
Çayland masalıgelmiş. Çünkü "ancılar" öyle istiyormuş. Ancak,
memlekette "yargıcılar" da varmış. Memleketin "yar-
gıcılar"ı Çayland'da olanlan görünce "dur bakalım"
demişler.
Çayland'da "en bilen"in yaptıkları, memleketin
kurallanna hiç uymuyormuş. Fakat "en bilen" çok
akıllıymış. Biraz nazlandıktan sonra "yargıcılar"ın
dediklerini yapmış yapmasına, ama yaptıklanyla iş-
leri öyle bir karıştırmış, öyle bir karıştırmış ki işin
içinden çıkılamaz olmuş. Çayland'ın "en bilen"i, beş
kişilik "bilenler konseyi"ndeki üye sayısını yediye,
sekize çıkarmış. Fabrikalarda kırk beş müdür var-
ken müdürlerin sayısı elliyi geçmiş.
Çayland'daki "en bilen"in asıl işi Çayland'ı basi-
retli bir tüccar gibi yönetmek ve para kazandırmak-
mış, ama ne basiret kalmış ne para... Kimse de çı-
kıp sormazmış, bu işler neden böyle oldu diye...
Tam aksine, "en bilen"in huzuruna çıkanlar, "si-
zinle çalışmak bir ibadettir en bilen efendimiz" der,
önünde saygı ile eğilirmiş.
Kimse saygıda kusur etmezmiş. Çünkü saygıda
kusur etmeyenler paylarına düşeni alırmış.
Çayland'da memleketin öteki yerlerindeki gibi
"memur" ve "memure" denen insanlar da varmış.
Memleketin her yerinde bazı çevrelerin desteği ile
bazı "memure"ler giysilerini siyasal sembol olarak
kullanınca, memleketi yönetenler "yapmayın" demiş.
Ama Çayland'da giysilerin siyasal sembol olarak
kullanılması serbestmiş. Çayland'ın "en bilen'M işi-
ni iyi bildiği için memleketi kuran "büyük insan"ın
fotoğraflarından takvim yaptırıp herkese mavi bon-
cuk dağıtırmış.
Çayland'da tencerenın dipi tutmuş olsa da ne şış
yanarmış ne de kebap!
SESSÎZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE
Yüksek Yerilim Hattı
Erdinç UTKU
Eski tas eski hamam, yeni kafatasçılık!
Islam âlimlerine riayet eyle ki../
Üç hilalle bir türbana profesörlük un-
vanı dağıtılan Samsun'daki Ondokuz
Mayıs Universitesi'nin Eğitim Fakül-
tesi Ingilizce Bölümü'nde çeviri der-
sine giren öğretim görevlisi Ahmet
Demirci'nin 22 Mayıs 1999'da öğ-
rencilere çevirisini yaptığı metindir:
"Allahü Teala'nın emirlerine muha-
lif bir iş işlemeyesin. Bilmediğini Islam
âleminde sorup anlayasın. lyice bil-
meyince bir işe başlamayasın. Sana
itaat edenleri hoş tutasın.
Askerine in'amı, ihsanı eksik etme-
yesin ki insan ihsanın kulcağızıdır.
Zalim olma.
Âlemi adaletle şenlendir. Allah için
cihadı terk etmeyerek beni şadet.
Islam âlimlerine riayet eyle ki din iş-
leri nizam bulsun.
Nerede bir ilim ehli duyarsan ona
raöbet et.
Ikbal ve bilim göster.
Askerine ve malına mağrup olup
Islam âlimlerinden uzaklaşma.
Bizim mesleğimiz Allah yoludur ve
maksadımızAllah'ındininiyakmaktır.
Yoksa kuru kavga ve cihangirlik da-
vası değildir.
Sana da bunlar yaraşır. Daima her-
kese ihsanda bulun.
Memleket işlerini noksansız gör.
Hepinizi Allahü Teala'ya emanet
ediyorum."
Samsun'daki Rektör Osman
i Çakır ile Ankara'daki YÖK Baş-
kanı Kemal Gürüz kontrol et-
mek isterse, metnın Ingilizceye
çevirisini de yayımlayabiliriz!
3. Bodrum Cevre Filmleri Festivali
Büyük ödül *Çiny
in
Kuş Insanları 'nın
KOItür Servisi - Türkiye Sine-
ma ve Audiovisuel Kültür Vakfı
(TÜRSAK) tarafından. Garanti
Bankası ana sponsorluğunda ger-
çekleştinlen "3. Uluslararası Bod-
rum Çevre Filmleri Festivali"
dün gece yapılan ödül töreni ile
sonaerdi.
Jün başkanlığını Atıf Yılmaz'ın
yaptığıjürıde; Hintü yazar ve oyun-
cu Raissa Brejeat. Alman görün-
tü yönetmenı Rebekka Haas. Yu-
nanıstanlı oyuncu Katerina Mo-
utsatsos ve Fransız yapımcı Eli-
ane Stutterheim yer alıyordu.
Uluslararasıjün, En iyi Filme ve-
rilen "İSİS Büyük Ödülü"ne Ja-
pon >apımı "Çin'in Kuş İnsan-
lan" adlı fılmi değer buldu.
Takashi Miike'nin yönetmen-
liğinı üstlendiğı 1998 yapımı fılm.
Çin'in ücra bir köşesınde yaşayan.
atalannın uçabildiğine ve bu gücün
kendılennde de olduğuna inanan
köylülerin öyküsünü anlatıyor.
Çın'dekı toplumsal değişim süre-
cinı mızah ve şiir yüklü bir anla-
tımla sergileyen "Çin'in Kuş İn-
sanlan". ödül törenınden sonra
Bodrum Kalesi'nde gösterildi.
Festivalde En İyi Yönetmen
ödülü, Fransa - Madagaskar ortak
yapımı "Yıldızlar Denizle Buluş-
tuğunda"nın yönetmeni Ray-
mond Rajaonarivelo'nun olur-
ken, Jüri Ozel Ödülü'nü Hollan-
dalı Ben Vanlies Hout'un yönet-
tiği Hollanda - Özbekıstan ortak ya-
pımı "Denizin Uzağında" kazan-
dı. Festivalin En İyi Oyunculuk
dalmdakı ödülü. oybirliği ile " Ki-
ni ve Adams"ın başrollerini üst-
lenen iki oyuncu, Vusi Kunene ve
David Mohloki'ye verildi. Idris-
sa Oudraogo'nun yönettiği fılmin
görüntü yönetmenı Jean-Paul Me-
urisse, En İyi Görüntü Yönet-
meni ödülünün sahibi oldu. Jün,
En İyi Senaryo dalındaki ödülü de
oybirliği ile Hans Christian
Schmid'in yönettiği Alman yapı-
mı "23"ün senaryo yazarlan Hans
Christian Schrnid \e Michael Gut-
mann'a verdi. Mehmet Açar, Sun-
gu Çapan. Tuna Erdem, Sevin
Okyay, Alin Taşçıyan, Uğur Var-
dan'dan oluşan Sinema Yazarla-
n Jürisi, kurmaca film dalındaki
SİYAD Ödülü'nü yönetmenliği-
ni Dorjkhandyn Turmunkh ve
Peter Brosens'in ortaklaşa üstlen-
diği. 1998 Moğolistan - Belçika
yapımı "Köpeklik HalP'ne verdi.
Uluslararası Belgesel ve Kısa Film
Yanşması jürisı ise, yaptığı değer-
lendirme sonunda En İyi Belgesel
ve En İyi Kısa Film dalındaki "Mo-
nachus Monachus" ödüllennin
sahıplennı behrledı. En İyi Belge-
sel Ödülü'nü yönetmenliğini Se-
an Morris'in yaptığı Ingiliz filmı
"Yasak Meyve*'ye verirken, yönet-
menliğini Carl A. Fechner'in yap-
tığı AJmanfilmi "Dalgakıran"a
Jüri Özel Ödülü \erdi.
Yönetmenliğini llker Canikli-
gil'ın yaptığı "Kedi Gözü" de,
En İyi Kısa Film Ödülü'nün sa-
hibi oldu. SİYAD jünsı de, "Dal-
gakırarTı En İyi Belgesel, "Ke-
di Gözü"nü En İyi Kısa Film ola-
rak belırledı.
13-17 yaş grubu Bodnımlu genç-
ler. Yaprak Gökçe, Serkan Me-
mişoğlu, Alp Çınar. Halime Ten-
giz ve Güzin Tayhan'dan oluşan
Gençlik Jürisi. kurmaca filjnler
dalındaki Gençlik Jürisi Ödü-
lü'nü Nicholas Kendall'ın yönet-
tiği "Kayla" adlı Kanada fılmine
verirken. Irmak Gökçe, Gözde
Karabağlı, Velican Kurutaş ve
Ayşegül Durlu'dan oluşan belge-
sel ve kısa film dalındaki Gençlik
Jürisi. ödülünü Daniel Winizky'nin
yönettiği 1998 yapımı isveç belge-
seli "Candamo: Cehennemin
Ötesine Yolculuk"a verdi. Izle-
yjcinin oyları ile belirlenen Halk
Ödülü'nün sahibi Fred Fouega'nın
yönettiği Fransız - Hindıstan oftak
yapımı "Hanuman" oldu.
'FP turiznti baltalıyor*
Fazilet Partili tstanbul
Büyükşehir Belediyesi
tarafından geçen günlerde
tramvay raylannın
yenilenmesiyle birlikte ortaya
çıkan atıkların, kentin
gözbebeği Sultanahmet'te
kaldınmda bırakılması
yurttaşlann tepkisine neden
oluyor. Her gün binlerce yerii
ve yabancı turistin gezdiği
Ayasofya ile Yerebatan
Sarnıcf nın ortasında bulunan
alana bırakılan moloz ve
mermerlerin günlerce belediye
tarafından kaidırılmadığına
tepki gösteren yurttaşlar,
İstanbul Büyükşehir
Belediyesi'nin turizmi
baltaladığını vurguluyorlar.
Yurttaşlar, "İstanbul, yılın her
mevsiminde turistin en çok
olduğu bölge. Yetkililer ne
yazık ki bu çirkin bir
görüntüyü ya görmüyortar, ya
habersizler ya da kente sahip
değüler" dediler. (Fotoğraf:
ÖZKANGÜVEN)
HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ
KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicakCo turk.net
ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI
BULUT BEBEK NVRAYÇIFTÇI
y
bizd-cn önce uyurlar--
TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN 11 Haziran
RfCV/IRP S77VWSS
1864'7e BU6ÜN, ÜAUJJ ACM4AI 8ESTBCİSİ RfCHAKD
STKAUSS^KMAKD ŞTTeAUS), MUNIC/4'TB DOĞOU-•
BABASININ KOKAIO ÇALAM 8/R MÜZfcÇİ OLM/&/
NEDSNİYLE ÇOK KÛÇÛK. K4ÇT* MÜZ/G£ BAŞUH4-
CAK, 18'İNO£YKBAJ £>£ /UCS&NFONİS/Nİ YAZ/K/Ui-
TIR. A VUSTueyALI VALS SESTECİLEfZJ S7&4USS'
L/VZLA HİÇ SİK AKJSABALlgl OLMAYAM &CHAKD
S7KAÜSS, KLASİK VE MOOSRN AAÜZJK ÇAĞIA-
Rl AKASfAtM M&e ALAtJ, AMA DAHA ÇOK
ALMAN MÜZJK MifMSIHA 8A6LI KALACAK S/g
BESTSCJPİK.UEDLEfZ, SENFOUİK ÇiHtUER DE S£S-
UYeCEK,AUCAK. £M ÇOK OP£BALA/eiYlA 7?W/A/fP
GEVİLECEKTİie. "SALOME*Q9OS) , "El£k.TRA*fi9O3') , *£>€*.
(f91i) *AieA8etMAm
(f9T3) &4ŞLICALABICH*
ANKARA... ANKA...
MÜŞERREF HEKİMOGLÎT
Unutulmayanlar...
Cami avlulannda eski dostlarla sık sık buluşuyo-
ruz artık. Kocatepe ya da Maltepe'de, kolumuz ka-
nadımız kınlıyor, yalnızlığımız artıyor giderek. Kimi
zaman düşünüyorum, ölenler daha çok yaşıyor ga-
liba. Çünkü çok güzel anılanmız var, onlan kimse ala-
maz bizden, diyor sevdiğim bir dost. Maltepe Ça-
mii'nin avlusunda eski bir Cumhuriyet okuruyla kar-
şılaştım geçen hafta. Kadirli'nin CHP'li Belediye
Başkanı Osman Saygılı. llk kez karşılaşıyoruz, ama
okur ve yazar olarak 40 yıldır tanıyoruz birbirimizi.
Karatepe kraliçesi diye anılan, çok sevdiğim arke-
olog Halet Çambel ile başlıyor ilişkimiz. Karşıma. di-
kildi, "Beni milli birlikçilere götür" dedi bir gün. Ön-
ce şaşırdım, üniversitede yaşanan 147'ler olayında
Halet Çambel de var, ama o aldırmıyor, Ankara'ya
gelip kaymakam Mehmet Can için destek istiyor
27 Mayısçılardan. Kaymakamı sevmiyor, degişme-
sini istiyor çeltik ağalan. Her zaman vurgulanm o yıl-
lann güzelliğini. Yazarlığın da başka mutluluğu var-
dı. Yazılar belli adreslere ulaşır, etkisi oluşurdu, du-
yarsız kalınmazdı. 27 Mayısçılann girişimiyle çeltik
ağalan da geriledi, ama belli bir süre! Çoktan gor-
müyorum Mehmet Can'ı. Çami avlusunda tazele-
nen anılarda onu da anımsadık. ÇHP'de milletve-
killiği, bakanlığı da var, amâ ben kaymakamlık dö-
nemini hatırlıyorum. Adalet Partisi yönetimi Kadir-
li'den Doğu sınınnda Tuzluca'ya atadı onu. Bir sü-
re sonra Ankara'ya geldi, Sarni Küçük'ün evinde bu-
luştuk bir akşam, Tuzluca masalı anlattı bize. Göre-
ve başlayınca kollan sıvıyor, ilçeye elektrik götürü-
yor. Sokak lambalan yanınca bir şenlik yaşanıyor ka-
sabada. Tuzlucalılar el çırpıyor, gökten gelen bir ışık
diye bakıyor lambalara, dans ediyor, şarkı söylüyor.
Bir ışık bayramı kutlanıyor nerdeyse.
Kimi anılan zaman da solduramaz değil mi? Da-
hası gelişen olaylar da! Sayın Ecevit'in ilk başba-
kanlığı döneminde yaşadıklarımız da böyle bence.
örneğin bir temmuz gecesini unutabilir miyiz? Kıb-
rıs olayları nedeniyle gerilim tırmanıyor, en uzun ge-
celerden biri yaşanıyor başkentte. Ecevit VVashing-
ton'dan gelen Sisco ile konuşuyor Başbakanlık'ta.
On yıl önce uygulanan ABD politikasının yanlışlığı-
nı anlatıyor. Bu yanlışlık nedeniyle NATO'nun çökün-
tüsünü, banşın tehlikeye girdiğini söylüyor.
O saatlerde donanmamız Kıbrıs yolunda, ama
VVashington yönetimi, blöften öteye gidilemez, bü-
yük dostun uyanlan dinlenir havasında! Türkiye'nin
çıkarma yapamayacağını düşünüyor. Oysa Sisco
Başbakanlık'tan ayrılırken çıkarma başlıyor adaya.
Yeni bir gün doğuyor, kesin karaıiı bir politikanın
sevincini kutluyor ülkemiz. Sonra çok ters, çelişik
olaylar yaşandı, ama o sabah da belleğimizden si-
linemez bence.
Kesin kararlı politikalara bugün daha çok gerek-
sinim var, ama gelişen koşullarda oluşamıyor ya da
belli doğrultuiarda oluşabiliyor. Kosova bir örnek
buna. AB de başka bir örnek!
•••
Yazımı Devlet Tiyatrolan'nın 50. yılını kutlayarak
sona erdiriyorum. Konservatuvann uygulama sah-
nesinde tanıdım çekirdeğini, çekirdek yeşerdi, dal-
landı, boyutlandı, kuşaktan kuşağa uzanarak dev bir
kuruluş oldu, 50 yıla ulaştı. En güzel yapıtlar oynan-
dı sahnelerinde. Klasikler, çağdaşlar. Başkentyaşa-
mında vazgeçilmez bir olay oldu, nerdeyse bir okul
niteliğinde. Oyunculan da çağdaş düzeyde. İyi us-
talan var, yabancılar ve Türkler, en iyi biçimde eğı-
tim görüyor, iyi gelişiyor yetenekler. Sevgiyle, coş-
kuyla çıkıyor sahneye, alkışlanıyor, onurlanıyor.
Ben de onlar için çok güzel yazılar yazdım yıllar-
ca. Yabancı ülkelere gittiler, dönüşlerini bekledim
umutla. Tereciye tere satılır mı, diye soranlara gü-
zel eleştiriler, alkışlarlayanıt verdiler. Şu günlerde de
Brecht'in Mutlu Son oyununu sergiliyoriar Bulga-
ristan'da. Yücei Erten'in yönettiği güzel bir oyun.
Devlet Tiyatrosu'ndan da güzel bir selam, ama gü-
zel oyunlara, oyunculara karşın belli değişim ve dö-
nüşümler kaçınılmaz görünüyor bu kuruluşta. Yapı-
sal bir onarım, dahası devrim gerekiyor bence. Eleş-
tirim sevgiden kaynaklanıyor hiç kuşkusuz, kimi
oyunlardadoyuma varamıyor, dahası düş kınklığı ya-
şıyor izleyenler. Kimi oyuncular sevgisini yitirmiş gö-
rünüyor sahnede, parlamıyor, sönüyor giderek. Da-
hası sahneyi de gölgeliyor. Koca dev kan yitiriyor,
sağlıksız düşüyor giderek. Kuyrukluyıldızlara karşın
aydınlığı yaşanamıyor.
Çok sevdiğim Lemi Bilgin 'Memur Oyuncu' de-
yimini kullanıyor. Belki de memur deyiminin yozlaş-
ması nedeniyle. Memur sözcüğü, görevini, uğraşı-
nı sevgisiz yapan kişiler için kullanılıyor ülkemizde.
Oyuncu da olur, öğretmen de, gazeteci de... Sevgi
ve saygı çok önemli tüm dallarda. Ancak özüne, uğ-
raşına, halkına sevgiyle çalışanlar güzel tırmanıyor
dallannda, soldurmuyor, yeşertiyorlar.
50 yıl bir sanat kuruluşu için çok önemli bir za-
man dilimi, yeni bir yüzyılın başında yeni bir yapıya
yönelmek istemesi, özeleştiriye öncelik vermesi de
umutlu bir olay.
Kutluyor, başarılar diliyorum.
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 6
1/ Yan yana kon-
muş iİcı küçük
davuldan oluşan
bir ritım çalgı-
sı... Meyve ku- 3
rusu. II Müba-
lağa... Tavlada
iki sayısı. 3/
Emile Zola'nın
tanınmış bir ro-
manı... Büyük
ün kazanmış si-
nema ya da mü-
zik sanatçısı. 4/
Yaprakları seb-
ze olarak kullanılan bir
bitki. 5/ Aşkateşi... Gö- •)
zebatan.dfldcatçeken.6/ _
Isviçre'de bir kanton...
lcar. II Akdeniz Bölge- 3
si'nde bir akarsu... Nâ- 4
zım Hikmet'in soyadı.
8/ Hem ısıtmaya hem de
üzerinde yemek pişirme-
ye yarayan büyük mut- 7
fak sobası...Birnota.9/ 8
Bir düzlemin belli bir g
bölümünden geçtiği var-
sayılan güç çizgıleri... Sırtlan.
YUKAR1DAN AŞAĞIYA:
1/ ABD zencilerinin kullandığı, yuvarlak tekneli ve ses
tablası denden yapılmış lavta... Büyük kardeş, ağabey.
II En küçük ızci kuruluşu... Yüzün şakakla çene arasın-
daki yanı. 3/ Itırlı bir bitki... Rıza gösteren, kabul eden.
4/ Duvarlara çiziktirilen ve genellikle hiciv ya da kari-
katür niteliği taşıyan yazı ya da desen. 5/ Küçük bitkile-
re verilen ortak ad... Rütbesiz asker... Temel, esas. 6/
"Bir yandan yağmur yağar —/Bir yandan hamutlar şak
şak eder" (Cahıt Külebi).... Hayvanlara vurulan damga.
7/ Tahılın taşını ayıklamaya yarayan elek. 8/ Avşa Ada-
sı'nda yetiştirilen ve iyi bir sofra şarabı elde edilen kır-
mızı üzüm. 9/ •'Pınar—": Yazarımız... Bir alay işareti.