Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 11 HAZİRAN 1999 CUMA
14 KULTUR
Pier-Luigi Pizzi, var olan gerçekliği değil, yazann yarattığı gerçekliği önemsiyor
Aya Iriııi'ııin büyüsüyle BayezidKültür Ser\isi - Antonio VT-
valdinin '•Bayead" (Tamerla-
no) operası Leyla Gencer, Fabio
Biondi ve Pier-Luigi Pizzi" nin iki
yıllık çalışmalan sonucunda ye-
ni düzenlemesiyle bu akşam dün-
yada ilk kez Istanbul Müzik Fes-
tivali'nde sahnelenecek. Keman-
cı. yönetmen ve müzikolog Fa-
bio Bıondi'nın yaklaşık iki bu-
çuk saatlik bir yapıta dönüştür-
dügü operayı 25. Istanbul Müzik
Festivali'nde de ızlediğimiz "Or-
feo" operasını yöneten ünlü ltal-
yan rejisör Pıer-Luigı Pizzi sah-
neye koyuyor. Pizzi, yapıtm de-
kor kostüm tasanmlannın da ya-
ratıcısı.
Yine Fabio Biondi'nin yöne-
teceği üç perdelik operayı Euro-
pa Galante topluluğu seslendire-
cek. Operada Osmanlı Sultanı
Bayezid' i yenen Tatar tmparato-
ru Timurlenk"in, Trabzonlu Pren-
ses trene'yle nişanlı olmasına
karşın Bizanslı komutan And-
ronico'nin sevgilısi olan Baye-
zid'in kızı Asteria'yaâşıkolma-
sı ve devamında gelişen olaylar
konu alınıyor.
Gencer, Biondi ve Pizzi'nin
iki yıllık çalışmalan sonucunda
belirlediklen rol dagılımına gö-
re Tımurlenk'i Daniela BarceUo-
na. Bayezıd'ı Roberto Scaltriti.
lrene'yı Manuela Custer. And-
ronico'yu Robert Evpert, Aste-
ria'yı Enkelajda Shkosa. Idas-
pe'yi ise Annamaria Deii'Oste
canlandıracak.
Bayezid operasının müzik fes-
tivalinde geçen yıl sahnelenme-
si planlaruyordu. Ancak bu önem-
li prömıyerin Osmanlı devletinın
kuruluşunun 700. yılı kutlama-
lanna denk gelmesi düşünüldü.
çalışma süresine bir yıl daha ek-
lendi. Yapıtm danışnıan ve koor-
dinatörü, dünyaca ünlü opera sa-
natçımız Leyla Gencer de yapı-
tı değerlendirirken Bayezid ope-
rasının ülkemızde gerçek anlam-
da yapılacak ilk barok opera ola-
(Fotoğraf: KAAN SAGANAK)
izzi, barok uzmanı olmasına karşın Bayezid
yorumunda çıkış noktası, Aya Irini'nin
gereklilikleri. Yönetmen, operada mekânın
atmosferine uygun daha basit bir yol izliyor.
Dekor ve kostümlerde ise Bayezid döneminden
değil, Guardi'nin resimlerinden esinleniyor.
cağını belirterek bu yapıtın bir ge-
leneğin ilk halkasını oluşturaca-
ğına dikkat çekiyor. Sponsorlu-
ğunu Osmanlı Bankası'nın üst-
lendiği yapıt, bu akşam \ e pazar
akşamı Aya lrini'de izlenebilir.
Yapıta ironik bakış açısı
Pizzi ve Leyla Gencer 196O'lı
yıllarda tanışmış; Gencer, Piz-
zi'nin ilk yönetmenlık deneyimi
olan DonGiovanni'de rol almış-
tı. Orfeo'nun lstanbul'da sahne-
lenmesinin mimarlan da yine
Gencer ve Pizzi idi. Gencer, Piz-
zi'den müzik festivali için bir ya-
pıt istedığınde daha önce Mon-
te Carlo ve Verona operalannda
sahnelenen Orfeo'da karar kılın-
dı. Bu kez Aya Irini ıçin özel ola-
rak hazırlanmış Bayezid ile çı-
kıyor festival izleyicisinin karşı-
sına Pizzi.
Pızzı, barok dönemi uzmanı ol-
masına karşın Bayezid yorumun-
da çıkış noktası barokun değil
Aya Irini'nin gereklilikleri: "Ba-
yezid,Türktarihinde oldukça U-
ginc bir kişiiik, bu gösteri de ts-
tanbuTda doğuyor bu nedenle.
Ancak Aya trini bir riyafro ya da
opera salonu değil. Mimari ola-
rak geleneksel bir gösteri salo-
nunun gerekliliklerini karşıla) a-
maz. Barok yapıtlar ise çok faz-
la hareket. teknik donanım ve
aynnü gerektirir. Aya trini buna
uygun değiL Öte yandan kendi-
ne özgü, büyfllû, çekici bir hava-
sı v-ar. Hazuianma sürecimizde
operayı basitleştirerek Aya İri-
ni'nin atmosferine uygun bir ya-
prt ortaya kovma\a özen göster-
dik."
Pizzi, ironik bir bakış açısıy-
la sahneliyor operayı. Metnin ilk
sayfasında yapıtın bir trajedi ol-
duğunun belirtilmesine karşın
yönetmene göre tek trajedi un-
suru Bayezid'in ölmesi. Opera-
da Bayezid dışında ciddi bir ka-
rakter de yok bu nedenle. Traje-
di başlığı altında toplanamaya-
cak diger öyküler farklı bir yo-
rumla ele alınıyor. Ömeğin ko-
medi unsurlan, romantizm giri-
yor devreye. Ortaya çıkan yapı-
tı "tam anlamryla bir parodi ol-
masa da daha canlı bir yakla-
şım" olarak nitelendirmeyi yeğ-
liyor Pizzi.
Yönetmen yapıtta tarihi bir re-
sim çizmekten de kaçıruyor. "*Ben
bir ltaryanun,o dönemin Osman-
h yaşanösmı, olduğu gibi, tarihi
bir vaklaşımla arüatamam" dıyor.
Bu nedenle yaptığı işi, yaşanan
olaylan Vivaldi'nin bakış açı-
sıyla ve kendi yorumuyla küçük
bir çocuğa aktarmaya benzeti-
yor. "Ben tarih vazmıyonun, Vı-
\akü'nin operasını sahneye koyu-
yorum. Beni ilgilendiren, beste-
ci ve libretto yazannın tarihi na-
sıi değeıiendirdiğL Sahnekyece-
ğimiz dünya da gerçek dcğiL Vi-
vakli'nin gördüğü gerçek. Ver-
di'nin Aidası gibi. Bu opera da
gerçek Mısır'ı değil, Verdı'nin
Mısır'ını anlatryor. O yüzden ben
Aida'nın piramitlerle sahnelen-
mesini çok uygun bulmuyorum.
Opera belgesel değüdir. Var olan
gerçek değil yazann yarattığı ger-
çeklik önenili benim için."
Guardi'nin resimleri
Pier Luigi-Pizzı'nm dekor ve
kostümler konusundaki esin kay-
nağı ise 18. yüzyılda yaşamış
olan Venedikli ressam France»-.
coCuardi. Türk serisinde Istan-
bul'u, Osmanlı sarayını. saraya
gelen elçileri işleyen ressam. bu
Pizzi, yaprtın yönetmenliğini, dekor ve kostüm tasarunını üstJeniyor.
yapıtlan Istanbul'a hiç gelme-
den Hollandah bir ressamm ya-
pıtlannı inceledikten sonra res-
metmişti. Pizzi'nin dekor ve kos-
tümleri de Bayezid dönemini de-
ğil, Guardi'nin 18. yüzyıldaki
bakış açısını yansıtıyor.
Abdullah Ocalan'ın ttalya'da
yakalanmasının ardından Tür-
kiye ve ttalya arasında doğan
dıplomatik gerginlıği değerlen-
dınrken "Ben tiyatn» yapıyonım.
Benim içinönemBobntek seybu"
dıyor Pizzi. "Şu anda !stanbul\la-
yım ve burada olmaktan çok
memnunum. tşüni İtalya'day-
mışım gibi yapıyorum. Nerede
olursanız olun, önemli olan, işi-
nizigerekdği gibiyapmaktır. Ya-
şanan olaylardan birazcık olsun
etkilenseydim, oiumsuz kanıla-
nm olsaydı buraya gelmezdim.
Zaten sanatın işlevinin bu tür
gerginlikleri ortadan kakiınp in-
sanları yaklaştırnıak olduğunu
düşünüyonım."
Peppino Di Capri, yaşı elliyi aşmışlar için duygu, romantizm, dans, aşkla özdeşleşmiş bir isim
Akdeniz müziğiPeppino'yla bir başka
Di Capri, bu akşam saat 20JO'da Harbrye Açıkhava Tryatrostı'nda bir konser verecek.
CUMHUR CANBAZOĞLU
Yapı Kredi Sanat Festivali '99'un bu
akşamki konugu ünlü ttalyan yorum-
cu Peppino Di Capri Harbiye Açıkha-
va Tiyatrosu'nda 20.30'da konserine
başlayacak Di Capri, yaşı elliyi aşmış-
lar için duygu, romantizm, dans, aşk-
la özdeşleşmiş bir isim; gençlerin ço-
ğu bilmese de bugün bol bol dinledik-
leri pop müziğin (o günkü adıyla ha-
fif müzik) Türkiye'ye girmesinde ve
yerleşmesinde en önemli rollerden bi-
rini oynamış sanatçı aynı zamanda.
Altmışh yıllarda Türk orkestralan-
nın aşağı yukan hepsinin yapıtlannı re-
pertuvanna aldıgı. Barı müzigine he-
ves etmiş her gencin mutlaka birkaç par-
çasını bildiği Peppino Di Capri, o gün
bu gündür taptaze kalabilmış bestele-
riyle dünyanın dört bir yanında kabul
• Gençlerin çoğu bilmese
de bugün bol bol
dinledikleri pop müziğin
Türkiye'ye girmesinde ve
yerleşmesinde Di Capri en
önemli rollerden birini
oynamıştı.
görüyor. 1965 yılında Türkiye'ye ge-'
lıp ünlü parçası Melancolie'yi Sezen
CumhurÖnal'ın yazdığı Türkçe söz-
lerle de plak yapan Peppino Di Cap-
ri'nın yaşam öyküsünü kısaca aktara-
lım: Asıl adı Giuseppe Faiella olan Di
Capri 27 Temmuz 1939 Capri doğum-
lu. Çocukluğu, Napoli'nin tam karşı-
sında yer alan Capri Adası'nda geçi-
yor ve babasımn desteğiyle daha dört
yaşında piyano çalmaya başhyor. Mü-
i Bezemelerîn Doğası'
Metropolitan Müzesi 'nin dört bölümlük sergisinin
üçüncüsünde 'îslamda Geometri' anlatılıyor
ÖZGEN ACAR
New York Metropolitan Müzesi
(MET) ıle Hagop Kevorkian
Vakfı'nca ortaklaşa düzenlenen ve
dört bölümden oluşan bir dizi
sergide "tslami Bezemelerin
Dogası" anlatılıyor.
New York'ta zengin bir koleksiyonu
da bulunan Hagop Kevorkian
Vakfi'nın önemli özelliklerinden
biri, Jslam ve dolayısıyla Osmanlı
sanatının tanıtılmasına katkıda
bulunan çalışmalan desteklemesidır.
Dizi serginin
u
Îslamda Yazı:
Kaügrafi" başlıkh ilk bölümü
geçen yıl açılmıştı.
"Hat-Kaligrafı"
konusunun ele alındığı
ilk sergide,
özellikle Kuran el
yazmalannda
yücelen bu yazı
tekniğinin Islam
sanatının köşe
taşı olduğu
vurgulanmıştı.
Yazının
dekorasyonda,
süslemede kullanımlan
açısından verilen ömekler
Geometrikbezeme, 19. >üzvilTfirk hafasL
arasında 16. yy Osmanlı
hat albümleri dikkati
çekmişti. Vakıf
uzmanlanndan Ayşin Yohar,
parçalann seçimine ve
yorumlanmasma katkıda
bulunmuştu.
Bu yıl başmdan sonra sona eren
-tsLanıda Bitkisel Motifler"
konusunun işlendiği ikinci bölümde
sergiye çıkan 25 parça arasında da
yine 16. yüzyılda Bursa'da ipek ve
simli olarak dokunmuş tekstil
örnekleri göze çarpmıştı.
17 Mart'ta açılan, 18 Temmuz'a
değin sürecek olan "tslamda
Geometri" adh üçüncü bölümünde
ise özellikle MET'in kendi
koleksiyonlanndan seçilen 25 parça
yer alıyor.
Bu üçüncü sergide, Islamiyette
geometrinin kullanımını
göstermek amacıyla
seçilen eserler
arasında resimli
yazmalar, halılar,
kabartma ya da
kakmalı ahşap
nesneler, çanak
çömlekler
bulunuyor.
Islami
dekorasyonda
kullanılan
nesnelerdeki
geometrik eserler ile insansız
(yazı, bitkisel) bezeme ve
Geometrik bezeme, süslemeler bu sergiyle
15. yüzyü Iran çınısı. tamamlanmış oluyor. Bu
bölümde üçgen, daire.
çokgen, yıldızlann kendi
aralanndaki uyuşumlu tekrarlan ile
geometrik eserler vurgulanıyor.
Îslamda geometriyi anlatan
örneklerin başmda 14. yy Mısır
Memluk ahşap kapı, 17. yy. Moğol
paravanı, 12. yy. altm ve lapizlazuli
kakmalı Kuran, 19. yy. bir Osmanlı
hahsı ön plana çıkıyor.
Serginin Eylül'de açılacak dördüncü
ve son bölümünde ise insan ve
hayvan figürlerinin yer alacağı
bildiriliyor. Yine müzenin kendi
koleksiyonundan 30 parça eserin
sergileneceği bu bölümde, insanın
biçimsel ve biçemsel olarak
kullanırrunda Selçuklu Türklerinin
yapımı olan seramik örneklerin
Bitkisel bezeme, Iran rahle (1360).
ziyaretçileri etkilemesi bekleniyor.
Dört serginin kapsamına 8-19.
yüzyıllar arasında Türkiye, Mısır.
Hındistan, Iran, Irak, Kuzey Afrika,
Suriye ve Ispanya'da yapılmış
eserler giriyor.
Dördüncü bölümle Islami süslemeler
sergisi Ocak ayı sonunda
tamamlanmış olacak.
zik dersleri ıçin ada ile Napolı arasın-
da gidip gelirken fazla vakit kaybetti-
ğınden liseyi Napoli'de okuyor ve 15
yaşında gece kulübü orkestralannda ca-
lıyor.
1956 yılında girdiği genç yetenek-
ler yanşmasında ilk üç dereceyi alan-
lann ısimlerinin hepsi Peppino (Gi-
useppe'nin kısaltılmışı) olunca ona
Caprili Peppino yani Peppino Di Cap-
ri deniyor ve adı öyle kalıyor.
llkplağı Malatia'yı 1958'deçıkan-
yor, kısa sürede ilgi gören şarkı ona şöh-
ret ve para getiriyor. Ancak asıl ünü-
nü. ilk eşine yazdığı Roberta ve ar-
dından Melancolie adh parçalanyla
kazanıyor. 1970'lerleberaberDiCap-
ri'nin müzik yaşamında Sanremolu
yıllarbaşlıyor. tngilizce sözlümüziğe
karşı Italyan müziğini ve plak endüst-
risini ayakta tutabilmek için düzenle-
nen Sanremo'ya tam on kez ka-
tıhyor ve 1973'te Un Grande
AmoreeNientediPiu. 1976da
Non LoFacck»Piu ile iki kez bı-
rinci oluyor. Türkıye'de siyah-
beyazlı televizyon günlerinin il-
giyle izlenen yanşmalarından
biri olan Sanremo aracıhğıyla Di
Capri'nin müziğini yeni kuşak-
lar da tanıyor.
199 l'de Eurovision Şarkı Ya-
rışması'nda Cemm'e e Doce
O'Mare ile Italya'yı temsil edi-
yor ve dokuzuncu sırayı alıyor....
Peppino Di Capri doksanlı
yıllan Napolı'deki kayıt stüd-
yosunda keyfıne göre parçalar
üreterek, geçmişte yaptığı bes-
teleri yeniden elden geçirerek çe-
şitli albümlerde toplayarak ge-
çiriyor.
Milyonlarcaplak satmış, dün-
yanın dört bir yanında tanınmış
Peppino Di Capri tüm başanla-
n büyük bölümünü, ltalyanca
değil Napoletanca yazdığı ve
yorumladığı parçalanyla kazan-
dı. Napoletanca, Italyancayla
arasındabüyük farklar olan (ttal-
yanca-Napoletanca- ltalyanca
sözlük var), dünyanın çeşitli yer-
lerine dağılmış Italyan asıllılar-
ca da kolay anlaşılamayan bir şi-
ve. Işte bu gece Açıkhava'da Di
Capri, dinleyıcileri kâh ltalyan-
ca, kâh Napoletanca söyleye-
ceği Roberta, Melancolie, An-
nalisa, Vbce e Notte, Un Gran-
de Amore e Niente di Piu. C'era
Una Volta D Marc. Scusami Se
TîAmo, La Mia Isola gibi hit şar-
kılarla Akdeniz "de uzun bir ge-
zintiye çıkartacak.
Konserin 10 miryon, 8 milyon
ve 6 milyon (bu seride öğrenci-
lere yüzde 20 indirim yapıhyor)
TL'lik biletleri Atatürk Kültür
Merkezi, YKY Galatasaray Ki-
tabevi, Suadiye Vakkorama, Ak-
merkez Vakkorama'dan temin
edilebilir.
YAZI ODASI
SELtM tLERt
Roman Adları
Ishak Reyna, geçenlerde, "Sizin biryazınız var-
dı, kitap adlarından yola çıkıyordu..." dedi. Var mıy-
dı? Bir an dalıp gittim.
Neden sonra hatırladım, Milliyet'te yazdığım yıl-
lardı, Nermi Uygur'un bir denemesinden esinlene-
rek öyle bir yazı yazmaya çalışmıştım. Milliyet'teki
yazılar çok uzak bir anı gibi geldi bana.
Ne var ki, roman adlan... krtap adlan değil de, her
nedense, roman adlan çıkageldiler. Severim roman
adlannı. Unutamadığım roman adlan vardır. Bunlar,
romandan adeta ayrı, bende bir başına yaşariar.
örnekse, Kalb Ağnsı. Gerçi Kalb Ağrısı, Halide
Edib'in en sevdiğım romanlan arasındadır, ama adı
aynca, belki de daha çok severim. Aşklı, kalpli, sev-
dalı roman adlan hep biraz küçümsenirya, o küçüm-
seyiciler, Kalb Ağnsı'nı hiç küçümseyebilirtermi?! Soy-
lu roman adıdır, içlidir, mesafeli durur...
Roman adlan tutkum, çocukluğumdan kalma ol-
sa gerek. O zamanlar hanımlann ayıla bayıla oku-
duklan bir Yeşil Yıltar, Pembe Yıllar romanlan var-
dı. Ikisini de Cronin yazmış. Ben bugüne kadar iki-
sini de okumadım, fakat adlar belleğimden silinme-
di.
Yeşil Yıllar'da bir ilkyaz havası eser, hayatın ba-
han anlamına herhalde. Pembe Yıllar'a gelince, er-
guvanlar açmış gibidir...
Bir roman adı var ki, ona, Türkçe çevirisi dolayı-
sıyla vurgunum. Colette'in Ch6rie'si. Azra Erhat
inanılmaz dil kıvraklığıyla "Cicim" demiş. Böylesi-
nebiryakışıklılık...
Demin karasevdalı roman adlannın küçümsendi-
ğini söyledim. Ben küçümsemem. Zaten hemen
hepsinden etkilenmişimdir. Kerime Nadir'den Ruh
Gurbetinde, Posta Güvercini, Samanyolu büsbü-
tün tatsız adlar mı?
ilkinde içe kapanış, ikincisinde gönüller arası do-
laylı yakınlaşma, hele Samanyolu'nda bol yıldızlı yaz
geceleri, gün gelip yürek sızlatan yaz aşklan duyum-
sanmıyor mu?
Anna Karenina roman adı mıdır, yoksa kavram-
laşmış bir kadın, yaşayan, soluyan, acı çeken bir in-
san mı, tıpkı Madame Bovary gibi...
Orrtan Kemal'in roman adlanna ne dersiniz; her
birinde, Istanbul'un yoksul semtleri düşleri ve ülkü-
leriyte belirir, her birinde o semt insanlan hayal kı-
nklıklannı söyleyip durur. Hangi birini sayayım: Ar-
kadaş Islıklan, Evlerden Biri, BirFiliz Vardı, Kötû Yol,
Küçücük...
Kemal Tahir'de roman adlan daima teze açılır; he-
le DevletAna 'dan sonra. Ama öncekiler de öyle: Yor-
gun Savaşçı, Esir Şehrin İnsanlan, hatta Sağırde-
re.
HaBd Ziya'dan KınkHayatiar, Abdülhak Şinasi'den
Fahim Bey ve Biz, Attilâ llhan'dan Kurtlar Sofras/.
Kınk Hayatlar ömrün boş yere geçip gitmişliğine
gönderme olarak yaşar bende. Fahim Bey'ın 'biz'i
belki de bizizdir, Fahim Bey tanıdıklanmız arasında-
dır Kurtlar Sofrası'na gelince, yanı sıra o ünlü şiir:
"Ben Sana Mecburum"... Ve bir dize: "bu kurtlarsof-
rasında belki zor"...
Çalmak istediğim roman adlan olmuştur. Roman-
lardan sahneler çalabilirsiniz de, roman adlannı öy-
te kolay kolay çalamazsınız.
Niçın Akşamgüneşi, Dudaktan Kalbe, Eylûl, Öte-
lerin Çocuğu, Denizin Çağınşı, Sodom ve Gomo-
re, Hep O Şarkı, Büyük Umutlar, Gönül Eğitimi,
Svvanlann Semtinden, Rüzgâr Gibi Geçti benim ol-
masın?!
Hoş, Rüzgâr Gibi Geçti'nin tam çevirisi -Ataç vur-
guluyor-, Yel Aldı Götürdü'ymüş. Yel Adh Götür-
dü'ye de razıyım.
Roman adlan çalınamaz dedim, bununla biriikte
roman sözlerinden adlaryürutülebilir. Benim Yaşar-
ken ve Ûlürken, Aşk-ı Memnu 'un son sözüdür.
Oscar VVilde'ın Dorian Gray'in Portresi, romanı
kadar irkiltici gelir bana. Tuhaf, gizemli; kötücül bi-
le denebilir.
Esat Mahmut'unkileri nasıl unuttum, gerçekten
çekici adlar, her birinin ayn romanı var, her birinin
başka romanı yazılabilir: Allahaısmahadık, müthiş!
Erikler Çiçek Açtı, Japon estampı gibi duruyor. İlk
ve Son, bir aşk kadar acı!
Bu yazı Refik Halid'siz bitmez: Nilgün, Bugünün
Saraylısı, Kaıiı Dağdaki Ateş...
Yok, vazgeçtim, bu yazı Reşat Nuri'yte biter Yap-
rakdökümü!
Takvimde İz Bırakan:
"Mutlu adalann sıcak ateşleri artık yalnız başka
uzunyıllann dibinde görünüyorbize, ateşsiz, güneş-
sizyıllann." AJbert Camus, Yaz, Tahsin Yücel'in çe-
virisi, Can Yayınlan, 1994.
27. ULUSLARARASIİSTAIUBUL MUZIK FESTİVALİ
BUGUN
• Aya trini Müzesi'nde saat 19.30'da 'Bayezid
Operası' sahnelenecek.
YARIN
• Atatürk Kültür Merkezi Konser Salonu'nda saat
17.30'da Navo Topluluğu'nun konseri yer alıyor.
• Atatürk Kültür Merkezi Büyük Salon'da 'Şeytan
TriB-12 MüzikalTablo' adlı gösteri 19.30da
başlayacak.
K Ü L T Ü R İ Ç İ Z İ K
K Â M İ L M A S A R A C I