Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
28MAYTS1999CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Andre Techine-Juliette Binoche işbirliğinin ürünü 'Alice ve Martin' bugün gösterime giriyor
Kemancı AKce'in aşk sıııavı
Yılın, >ine festival sarmalına
dolanarak ekşi-tatlı koşuşturdu-
ğumuz şu şenlikli günlerinde
fılmden geçilmiyor ortalık. ne
var ki salonlar sinek avlıyor. bı-
raz da mevsim gereği. Basında
fılm ilanlannın çokça yer alma-
sı güzel de hâlâ kjvamını bula-
mamış şu havalarda sinemaya
pek gidene rastlanmaması kötü.
Bugün gösterime giren 'Alice ve
Martin'. piyasadaki çofu Ame-
rikan yapımı fılm kalabahğının
içinde öne çıkan. bir kez daha iş-
birliğine gırişmiş AndreTechine-
Juliette Binoche ikilisinın ürünü.
yenı bir Franstz filmi.
Bugünlerde. geçmişte sık sık
filmleriykkatıldığı 1999Cannes
Festivali'nde sürpriz ödüllerda-
ğıtanjüri üyeliği görevini de üst-
lenmiş Fransız yazar-yönetmen
Andre Techıne'in, yıllar önce
1986'nın Cannes'ında ödüllendi-
rilmiş 'Randevu'suylaparlakbir
çıkış yapan gencecık Juliette Bı-
noche'u üne kavuşturduğunu
anımsar meraklısı. 1976'daysa
'Barocco-Şebeke'siyle de melek-
lerden farksız, duru. saydam gü-
zellikte ve çiçeği bumundaki Isa-
befleAdjani'yi yıldız yaptığını da
CatherineDeneuvede 'Hoteldes
Amerioues'.'Sevdiğiın Mevsim'
gîbı güzel filmlerini ona borçlu.
30 yılı aşan kariyerinde, özellik-
le oyuncu yönetimindeki titızli-
ği ve ustalığıyla seçkinleşen Tec-
hıne'in, Catherine Deneuve, Isa-
belle Adjani ya da Juliette Bi-
noche gibi, Fransız smemasının
uluslararası çapta ünlü yıldızla-
nyla çalışmayı alışkanlık haline
getirdiğini de bilen bilir zaten.
1969'da ilk filmi 'Pauline s'en
va'yla dikkati çekmesinden gü-
nümüze kadar hep aynı gergin.
Alice et Martin /
Yönetmen: Andre
Techine / Senaryo:
A.Techine, Gilles
Taurand, Oliver
Assayas / Kamera:
Caroline Champetier /
Müzik: Philippe Sarde /
Oyuncular: Juliette
Binoche, Alexis Loret,
Mathieu Amalric,
Marthe Vıllalonga,
Carmen Maura, Jean-
Pierre Lorrt, Roschdy
Zem, Pierre Maguelon /
1998 Fransa (Avşar Film).
'Randevu'dan on yıl kadar sonra yine Techine'in yönetiminde çevirdiği 'Alke ve Martin'de Binoche'a genç Alexis Loret eşlik ediyor.
bungun, buhranlı şarkıyı çağıra-
rak kendine özgü bir bütün oluş-
turan birtakım duyarlı, incelikli
filmleT yapıp özgün çizgisınden
ödün vermeyen, az ama öz üre-
ten Andre Techine sineması, ri-
tim duygusuna sahip ama hare-
ketsiz, ağır, durgundur genelde.
Techine'in vasat işlerinden
Nicedir aynı tarzını tutkuyla
sürdürüp umutsuzluğun. travma-
nın. kınlgan gönül ilışkilerinin,
dışlanmanın çıkmazlanna gö-
mülmüş, patlamaya hazır, sorun-
lu kahramanların. melodrama
göz kırpan öykülerini anlatmayı
iyice benimsemiş, benzer tema-
lara- konulara dayanan. duyarlı-
lığı had safhada. kasvetli filmler
yapan Techine şu son 20 yılda,
en azından 'Barocco', •Hoteldes
Amerioues", 'Rendez-vous'. 'Le
LJeudeCrime'. 'J'embrassepas-
Öpme
1
. 'Ma Saison Prefere- Sev-
diğim Mevsim' gıbi ılginç film-
leriyle yeretmiştir yaşı tutan. sı-
kı sinemaseverlerin belleğinde.
Ne var ki sıradan ve özenti sayı-
labilecek, hoşnut kalmadıgımız
1997 yapımı 'Les Voleurs-Hır-
sızlar'ından sonra bugün afişle-
re çıkan, yer yer fotoroman du-
yarlı lığındaki 'Alice ve Martin'i
de sonuçta, bu yönetmenın başa-
nlı ışleri arasına katmak olası de-
ğil. baştan belirtmek gerekirse.
Dostoyevskivari ilişla
Sınema eleştirmenliğinden son
yıllarda yönetmenliğe geçen Oli-
ver Assayas ve Gilles Taurand'la
birlikte senaryosunu yazdığı 'AB-
ceve Martin'de, 20*li yaşlannda-
ki genç ve sonınlu taşralı delikan-
lı Martin (Alexis Loret) ve Mar-
tın'in eşcinsel üvey kardeşı Ben-
jamin 'le (eskilerden Michd Auc-
lair"e ve Polanski'ye benzeyen
Mathieu Amalric) aynı evi pay-
laşan, 30"lu yaşlanndaki güzel
kemancı Alice'ın (Juliette Bi-
noche) aşkını anlatıyor Techine.
Kadın berberliği yapan, oldukça
serbest bir kadın olan annesinin
(Carmen Maura da fena halde
AnnieGirardot'yu hatırlatıyor),
başka bir kadınla evli babası Vic-
tor'un (Jean-Pierre Lorit) yanı-
na gönderdiği 10 yaşındaki yal-
nız, marazi. numaracı bir çocuk
olan küçük Martin'i tanıdığımız,
kanşık bir başlangıçla acılan fılm,
10 yıl sonrasına atlayarak sürü-
Beideyin, Amerikan versiyonuyakuıdaBir Georges Brassens klasiğıyle
kulaklann pasını silerek başlayan,
Fransa'da seyırci-gişe rekorlan kırmış
'Le Diner de Cons' (ya da pazann
zorlamasıyla. Amenkanlaştınlan adıyla
The Dinner Game-Salaklar Sofrası),
genelde fılmleri son dönemde parayı
bastıran Hollywood tarafından
Amerikanlaştınlarak yeniden çevrilen,
komedi türünde uzmanlaşmış, Fransız
yönetmen Francis Veber'in son eseri.
Üstat Veber yine formda ve yazıp
yönettigi bu son filminin de yakında
Amerikalılarca *re-make'inin
çevrilmesine hıç şaşmayız doğrusu.
Veber'in önce, bizde geçen yıl Nedim
Saban'ın Tiyatro Kare'sınde sahnelenen
ayununu yazıp sonra da senaryolaştırarak
îinemaya aktardıgı Salaklar Sofrası,
neredeyse tek mekânda geçen. 5-6
lcişilik, sözcük oyunlanna, esprilere
iayanan diyaloglarla harmanlanmış
«>d\ile de meyleden, şen şakrak, teatral
3İr durum komedisi.
rler çarşamba bir araya geldikleri akşam
/emeğinde dalga geçeceklen salak tıpler
julup eğlenmekJe kafayı bozmuş bir
grup reklamcı- yayıncı burjuvayı anlatan,
şini bilir senarist-yönetmen Veber, iyi
/akit geçirten, alçakgönüllü, sevimli,
;ağlam, matrak bir güldürii kotarmış bir
cez daha. Burnundan kıl aldırmaz.
Le Diner de Cons /
Yönetmen, senaryo:
Francis Veber /
Kamera: Luciano
Tovoli / Müzik: Vladimir
Cosma / Oyuncular:
Jacques Villeret,
Thierry Lhermitte,
Francis Huster, Daniel
Prevost, Alexandra
Vandernoot,
Catherine Frot/1997
Fransa (Umut Sanat)
kansının terk ettiği, üstelik beli de
tutulan, varlıklı. züppe bir yayıncılık
kuruluşu patronunun (Thierry
Lhermitte) ava giderken kendi halindeki
şışko vergi memuru 'salak' (Jacques
\TIleret) tarafından a\ lanması şeklinde
özetlenebilecek bu popüler Fransız
güldürüsü, kan-koca aldatmacalan,
ihanetler. zina kaçamaklan ve vergi-
maliye anekdotlan ve kaş yapayım
derken göz çıkaran. dayanılmaz
salaklıklar çerçevesinde gelisen, ıyi
işlenmiş komik malzemesı ve başanlı
oyunculuklanyla seyircivi ele geçirip
keyifli dakilarla pirzola nıyetine
kahkahalar vaat ediyor. Salaklar
şampiyonu ve karşı konulmaz bir dert
bela kumkuması şişman J. Villeret ve
kansınca boynuzlanan, fanatik Marsilya
taraftan. cingöz vergici Daniel
Prevost'un Cesar odülüyle taçlandınlmış
oyunlanna yayıncı T. Lhermitte'le
kansının eski gözağnsı, mert dost
rolüyle boy gösteren Francis Huster de
ayak uyduruyor. Bulvar tiyatrosu keyfıni
de duyuran son 20 yılın başanlı güldürü
ustası Francis Veber'in bu Salaklar
Sofrası'na Fransız kalmayan
sinemaseverler kahkahalı, eğlenceli
birbuçuk saat geçirebilirler kanımızca.
YENİ BAŞLAYANLAR.. YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR...
:entral Station - Merkez istasyonu
Ilk kez gösterildiği 1998 Sundance Film Festivali'nin
ırdından Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı kazanan. son
lönemin ödül ve festival rekortmeni fılmlerinden Central
>tation- Merkeztstasyonu kuşkusuz yeni haftanın en önemli
"ilnr.
•\\aher Salles'in yönettigi Merkez lstasyo'nu. Rio de
aneiro merkez istasyonunda, okuması-yazması olmayanlar
çin mektup yazarak hayatını kazanan emekli ögretmen
)ora'yla, Brezilya'nın uzak bir köşesindeki babasına
lavışturmaya karar verdiği küçük Josue'nin otobüs ve
amvonlarda geçen yolculuğunu anlatıyor. Annelik içgüdüleri
ğırbasan Dora rolündeki Brezilyalı yıldız Fernanda
dortenegro'nun Oscara aday gösterilen oyununun yanı
ıra Dora'nın onun gibı bekâr ve yalnız yaşayan komşusu
ren« rolündeki (ünlü eleştirmen Pauline KaeTın son dönemin
n ivi on oyuncusundan biri saydığı) Marilia Pera'nın ve
"üçik oyuncu Vnidusde Oliveira'nın da başansına katkıda
'Uİmduğu bu sıcak, yalın ve etkıleyici Brezilya yapımı,
•aştı birbirlerine yabancı bu ikilinin gitgide yakmlaştığı
•ir y>l filmine ve arayışa dönüşür. Bir çocuğun hiç görmediği
absını, yalnız bir kadının da hiç tatmadığı sev gi arayışına.
Bilgeselden yetisen Brezilyalı yönetmen Waher Salles4ın
duı dünyaya duyuran, Altın Ayı ve Golden Globe-Altın
oin ödüllü, en iyi yabancı film ve en iyı kadın oyuncu
)scır'ına aday gösterilmiş olan Merkez İstasyonu, şimdiden
azçhavetıne kapılmış salonlara yedinci sanatın soluğunu
stiecek cınsten bir film kısacası.
Irtan Legend- Cerçek Efsaneier
Jüynağı belirsiz, kulaktan kulağa yayılan, mizah ve
OTIU öğeleri içeren. toplumun ortak bilinci tarafından
reten. modern zamanlann halk hıkâyeleri dıyebileceğimiz
irtkım gerçek efsaneleri konu edinen "Urban Legend",
Sceam"m açtığı yoldan giden yeni bir korku filmi
enmesi. Genç yönetmen Jamie Blanks'ın, genç senarist
Horta'nın senaryosundan, Alica VVitt, Jared Leto.
Legend'da Elm Sokağı Kâbusu'yla ünlenmiş Robert
Englund ve Brad Dourig, John Nevile gibi eski oyuncular
da var.
Star Trek: insurrection- uzay Yolu: isyan
Telev izyon ekranından sinema perdesine transfer olmuş,
ünlü "StarTrek-Uzaj
-
Yolu"' serisinin dokuzuncu ve şimdilik
son filmi de bugün başlıyor: "StarTrek: Insurrectkm". Uzay
gemisi Atılgan'la yeni bir sefere çıkan kaptan Jean-Luc
Picard'la arkadaşlannın yeni serüvenlenne dayanan filmi
Jonathan Frakes yönetmiş. Başlıca rolleri de, eski Star
Trek fılmlerinden tanıdığımız PatrickStevvartBrentSpiner,
Levar Burton, Michael Dom, Gates VlacFadden. Marina
Sirtis ve yönetmen Jonathan Frakes'le ekibine yeni katılan
F. Murray Abraham, Donna Murphy ve Antiıom Zerbe gibı
ünlü oyuncular üstlenmiş. "Uz^
1
Yolu" tiryakilerini
mestedecek bir film.
Commander Hamilton- Buzuldan
Celen Adam
Uzaj' Yolu'nun yeni kaptanı Patrick Stewart 'ışınlanryor'.
Rebecca Gayheart, Tara Rekt, Michael Rosenbaum,Joshua
Jackson. Loretta Devine gibı gencecık, yeni oyuncularla
çektiğı Gerçek Efsaneier, Pepsi Cola'yla pop rock'ın
kombınasyonuölümeyolaçarmı, Nevv York'un lağımlannda
değişim geçirmiş timsahlar yaşıyor mu, canice eğilimlere
sahip bebek bakıcısı kadınlartavan arasında var mı gibisinden
birtakım malum söylencelere dayanıyor. Tristar Pictures
yapımı. yenı Gotik bir korku fılmı denemesi olan Urgan
Bugün gösterime giren fılmlerinsonuncusudakuzeyden
gelen hızlı bir aksiyon-macera yapımı olan "Commander
Hamilton"
Isveç sermayesiyle Norveçli yönetmen HaraldZwart'ın
çektiği fılmde, Coen kardeşlerin "Fargo'<
suyla parlayan Peter
Stormare, "Varolmanın Dayanılmaz Hafîfliği"yle
Hollyvvood'a transfer olan lsviçreli Lena OBn ve "Star
^ars1
" üçlemesinde Luke Skywalker rolüyle ünlenip
unutulmuş Mark Hamill başrollerde.
Jan Guülou'nun romanlanndan sinemaya aktanlan fılmde
komutan Carl Hamilton (PeterStormare), Pans Washıngton
ya da Nevv York'u yerle bir edip haritadan silebilecek, Rus
yapımı bir nükleer silah tehlikesine karşı mücadele veriyor.
Korkunç nükleer silahın ardından Rusya, lsveç ve Libya'ya
kadar takibe koyulan Hamilton'ın tüm derdi hayatta
kalabilmek ve sevgilisi Tessie'yi (Lena Olin) bütün
tehlikelerden koruyabilmektir.
yor. Babasınm ölümüne neden
olmaktan vicdan azabı çekerek
kaçıp dogaya sığınmış, kümesten
çaldığı yumurtaları yiyen, Pa-
ris'in göbeğinde kafayı yemiş bir
meczup gibi davranan, yersiz
yurtsuz, çulsuz Martin'in uçuk
kaçık halinden önceleri ürküyor
kemancı Alice ama üvey karde-
şinin fakirhanesine postu seren
bakir delikanlı, büyülendiği ka-
dının peşini bırakmıyor sabah
akşam gözetleyerek. Aynksı bir
üçlü oluşturan Alice, Martin,
Benjamin beraberliği, fotomo-
dellik yaparak cebi para gören
Martin'in, Alice'le Ispanya tati-
line çıkmasıyla bitiyor ve Endü-
lüs mimarisinden kesitler veren
turistik Granada, Toledo gezisin-
de ateş bacayı sanyor sonunda.
Genç paralı Martin'in ateşli, tut-
kulu aşkına karşı koyamayan Ali-
ce, tekdüze, boş yaşamını anlam-
lı kılan bu sevdanın kollanna bı-
rakıyor kendini, derken hamile
kalıyor. Ama babasıyla arasında
geçen, Dostoyevski'vari ilişkinin
hayatını kararttıgı Martin'imiz,
baba olacağını duyduğu anda ba-
yılıp psikolojik travma geçire-
rek kafayı yiyor iflah olmazca-
sına.
Ancak bir özel dedektif gibi ai-
le bireyleriyle görüşüp soruştu-
rarak Martin'e kol kanat geren
Alice'in aşkı sayesinde, yargıla-
nıp hayata dönecek olan Mar-
tin'imizi, mutlu son bekliyor on-
ca ıstıraptan sonra, bize bir kez
daha ah aşk sen nelere kadirsin
dedirterek.
Alice'in ateşle imtihanı
Bildik temaları ve samimı,
özenli tarzıyla. Caroline Cham-
petier'nin 'ışığın dans ettiği', ne-
fıs görüntüleriyle (zaten jenerik-
te 'görünrü yönetmeni' olarak
değil de "ışık sorumlusu' olarak
görünüyor Champetier) ve her
zamanki gibi genç bir erkeğin
aşkına demir atan Alice'te, rolü-
ne fena halde asılan, "ayak-
lan çamura batmıs ama ba-
şı yıldızlara değen" Juliet-
te Binoche'uyla. belki ilgi-
siz kalınamayacak. usta işi
sahneler içeren, ancak de-
rinlere inemeyen. sıfin tü-
ketmiş karakterler galerisi
halinde seyreden, aşkın fe-
dakârlığına selam durdu-
ğumuz bir Andre Techine
filmi 'AHceveMartin' İn-
giüz Hasta'yla yardımcı ka-
dın Oscar'ı kazanmasından
sonra rol aldığı bu fîlmin en
büyük kozu tabii ki Alice-
Juliette Binoche.
Birkaç yıl önce. genç yaş-
ta suda boğulan JeffBuck-
ley'nin melankolik şarkısı
eşliğinde, ilişkinin sürekli-
liğinden yana tavır koyan
finali, dokunaklı. duyarlı
anlatımı, ışıl ışıl görüntüle-
ri ve gayretli genç oyuncu-
lanyla bildiğimiz, beylik
bir çizgide akıp iki saate
uzatılmış 'Aliceve Martin',
Techine'in fîlmografısine
yeni bir şey katmıyor. Ak-
tör olma isteğine karşılık
Victor'un baba adını kul-
lanmaktan men ettiği ho-
mo Benjamin'i oynayan
Mathieu Amalric'le, Ras-
kolnikof gibi tavırlar ata-
rak salınan, üşütük bir Mar-
tin kompozisyonu çizen
Alexis Loret gibi yeni ye-
teneklerin sivrildiği. cena-
ze törenleri, evlilikJer, kili-
se, metro, mezarlıklar, dis-
kolarda geçen fılm, "Mut-
lu olma cesaretini bulmaya
ihtiyacımızvar, ne olursa ol-
sun seninleyim!" (kemancı
Alice'ten) ya da "Bütûn sa-
hip oktuğum sensinvebu ha-
yaümıdoJdurmma yetiyor!"
(yargılanıp deli muamele-
si görmekten kurtulmak is-
teyen Martin'in mektubun-
dan) gibisinden ağdalı diya-
loglara da sahip aynca. Si-
nemada en çok işlenen ko-
nulardan aşkı ele alan. ağır,
durgun seyrederek görsel
zenginliği ve plastik zev-
kiyle şurup gibi kayıp giden
(kimisine de sıkıntıdan of
çektiren) bu melodramatik
ve klişe Techine filmi, so-
nuçta ancak bu yönetme-
nin tutkunlanyla, kahksız
Juliette Binoche hayranla-
nna salık verilebilir.
KEDİ GÖZÜ
VECDİ SAYAR
Bir Sinema Dersî
Size bu hafta Cannes'dai bahsetmek istiyorum. 52.1si
düzenlenen bu görkemli sinema şenliğine kJmbilir ka-
çıncı kez katılan bir kediyi en çok ne etkileyebilir siz-
ce?
Yıldızlann panttıst mı, caddeleri dolduran kalabalık-
lann sinema sevgisi mi, çokuluslu film yapım şirket-
terinin tanrtıma ayırdıklan paralar, düzenlenen gör-
kemli partiler mi, Cannes'a bizzat gelerek sinema po-
litikalannı açıklayan Avrupa ülkelerinin kültür bakan-
lan mı, yoksa plajda anadan üryan poz veren yıldız
adaylan mı?
Hayır, hiçbiri değil. Hele bu yılki gibi ortalıkta baş-
yaprt denebilecek filmler yoksa, kediyi heyecanlan-
dıracak ne olabilir ki?
Söyleyeyim, eski bir dostun verdiği "Sinema Der-
s/"ne katılmak.
Cannes'da âdettir. Her yıl bir ustadan yılın dersini
vermesi istenir. Ünlü bir sinema yazannın sorulannı ya-
nıtlar konuk sinemacı. Bu yılın ustası Theo Angelo-
poutos idi. Dilerseniz bugüne kadar 11 film yapan,
aralannda Artın Palmiye ve Altın Aslan'ın da bulundu-
ğu sayısız ödül kazanan Angelopoulos'un Fransız
eleştirmen Michel Ciment'ın soruianna verdiği yanıt-
lardan bazılarını özetleyeyim.
•••
- Fransa'da sinema okudum, IDHECte. Ama, asıl
okulumun Fransız Sinematek'i olduğunu söyieyebi-
lirim. (Sinematek'in Türk sineması "düşman "ı oldu-
ğunu iddia eden eski kuşaktan bazı Türk sinemacıla-
nna rthaf olunur).
- Okul sonrası, bir süre eleştirmenlik yaptım. Eleş-
tiri bana sinemaya geçiş imkânı sağladı. (Ulkesinin eleş-
tirmenleri hakkında ölumlu sözler söyleyen Angelo-
poulos, eleştirmenlikten sinemaya geçmelerine kar-
şın bugün eleştirmenler için "pek hoş" duygular bes-
leyen bazı yönetmenlerimize benzemiyor nedense).
- Cunta yıllannın baskılannın, yeni bir dil, dolaytı bir
anlatm yaratmamızda etkisi olduğunu sanıyorum.
(Bizde, böyle durumlarda kabuğuna çekilip oturmak
âdettir. "Bu koşullarda ne yapabiliriz ki?")
- Eisenstein'ın kurguya dayanan sineması beni et-
kilemedi. Antonioni, benim için çok daha önemli ol-
du. Orson Welles ve Murnau'nun plan-sekanslan-
nın da sinema anlayışını etkılediğini sanıyorum. (Bi-
zimkiler, kimseden etkilenmezler!)
- Son yıllarda sinema dili açısından daha az dog-
matiğim galiba. Pzimkiler, özeleştinyi de pek sevmez-
ler).
- Filmlerime şiirsel dense de mutlak "gerçek" mal-
zemeden yola çıkanm. (Bizim sinemacılanmız, "ma-
sal" filmleri yapmakla övünürier).
- Hikâyemi çok kişiye anlatınm.Çekim sırasında da
herkesle konuşurum. Tüm ekibin, filme inanması,
"suç ortağı" olması gerekir. (Bizde de, aynen öyledir,
ne sandınız!)
- Rlmlerimin çoğunda aynı senaristle, aynı beste-
ciyle ve aynı görüntü yönetmeni ile çalıştım. Birbiri-
nin dilinden çok iyi anlayan bir ailenın fertleri gibiyiz-
dir. (Bizde, aile deyince yapımcılar akla gelir. Yaratıcı-
lanmız acaip "ö/rey"dirter ve de "bireyciliklerine toz
kondurmazlar).
- Filmlerimde neden hep aynı dili kullanıyorum, ne-
den ara sıra da "hızlı" bir kurgu kullanmıyorum diye
merak ediyorsunuz. Haklısınız, şair demiş ki: "Her
gece, yann başka türiü yaşayacağım dıyeyemin edi-
yorum, ama yann dduğunda başka türiûsûnü yapa-
mtyorum..." Galiba, herkesin bir nefes alış tarzı var.
(Bizde, böyle saplantlı adamlann sayısı pek azdır. Bi-
zimkiler, nefes almanın envaı çeşidini biliher).
• • •
Ne dersiniz, Angelopoulos usta on bir film yapmış,
ama bizimkiler kadar "birey", bizimkiler kadar "çeşit"
olması için daha kırk fılm yapması gerekiyor, değil
mi?
Son söz yerine sakın ola, bizim genç yönetmenler
üstlerine alınmasınlar. Onlara sözümüz yok. Onlar bi-
zim umudumuz. Ayaklanna kadar gelen festivakJe
artık "etkilenmemek" için mi, yoksa öğrenecekleri bir
şey kalmadığına inandıklan için mi, bilinmez- film iz-
lemek zahmetine katlanmayan sinemacılanmız ise
alınabilirier.
BUGUN
• TOPHANE-İ AMİRE'de Alla Turca-Mehter'den
Mozart'a etkinlikleri kapsamında saat 20.30'da
Mercan Dede Ensembie'ın 'Türk MûziğHiden Batı
Müzigine Etnik Caz' başhklı dinletisi yer alıyor.
(252 35 00)
• TERAKKİ VAKn KÜLTÜR MERKEZİ'nde 4.
Gençlik Tiyatrolan Şenliği kapsamında saat
20.00'de Kurtuluş Lisesi'nin sahnelediği 'Kibaruk
Budalası' adlı oyun izlenebilir. (279 66 26)
• AFİFE JALE SAHNESt'nde 15.00-17.00 saatleri
arasında Macide Tanır, genç oyuncularla bir atölye
çalışması gerçekleştirecek. (249 40 84)
• ADAM KfTABEVİ'nde süren imza günleri
kapsamında 16.30-19.00 saatleri arasında Nadire
Mater, okurlanyla buluşacak. (245 46 96)
11. ULUSLARARASI İSTANBUL TİYATRO FESTİVALİ
BUGUN
• Geyikler Lanetier Ankara Deviet Tiyatrosu'nun
oyunu saat 20.30'da AKM Büyük Salon'da
sahnelenecek.
• Tiyatro Şarkılan lstanbul Şehir Tiyatrolan'nın
düzenlendiği etkinlik saat 19.00'da AKM Konser
Salonu'nda gerçekleşecek.
• Marb Kent Oyunculan'nın oyunu saat 21.15'te
Kenter Tiyatrosu'nda izlenebilir.
YARIN
• Geyikler Lanetier Ankara Deviet Tiyatrosu'nun
oyunu saat 20.30'da AKM Büyük Salon'da
sahnelenecek.
• Misyon tstanbul Şehir Tiyatrolan'nın oyunu saat
21.00'de Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde izlenebilir.
• Ferhad ile Şirin tstanbul Deviet Tiyatrosu'nun
oyunu saat 15.30'da Taksim Sahnesi'nde yer alacak.
• Marb Kent Oyunculan'nın oyunu saat 21.15'te
Kenter Tiyatrosu'nda izlenebilir.
"Yülar geçmedi, yıllar eskidi
Dokunduğum yerde kalıyorum
Yaşh bir kelebek gibi."
Edip Cansever'i
onüçüncü ölüm ytldönümünde
sevgiyle, özlemle anıyoruz.