Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
15 MAYIS 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Türban yasağı hukuka uygıın
Anayasanın, laikliğin yanı sıra temel nitelik ve esaslarına uygun olan kılık-kıyafet
düzenlemelerinin her kademedeki yargı kararlarıyla desteklendiği görülüyor
İstanbul Haber Servisi - Kamu kurum v e kuruluş-
lan ileilk.orta ve yükseköğıetimkurumlanndaki me-
murlarla öğrencilerin kıvafetleri. yasalardakı genel
nitelikli hükümlerle. yönetmelık. genelge ve duyu-
rular voluvla yasal vönden düzenlenmesıne karşın,
şeriatçı kesimm türban konusunda ünıversıtelerde su-
reklı gereınlık yaratmasmın pravokasyon amacını ta-
şıdışi beürtıliyor.
Yürürlüktekı yasa. yönetmelik. idan yargı. Ana-
yasa Mahkemesı \e Avrupa tnsan Haklan Komis-
yonu kararlan. turbanla yükseköğretım kurumlan-
na gırmeyı suç sayıyor.
Ozellıkle bazı alanlarda "dini kisveierin ghileme-
yeceği, kapalı mekânlarda belirli kı\afetlerie bulunu-
İabileceğu başörtüsü ile dershane. laborafuvar. spor
sakmu. kiitüphane gibi kapalı yerlere girileıneyece-
ği" vönündekı \nayasa Mahkemesı. İdare Mahke-
melen. Danıştay. Av rupa İnsan Haklan Komısyonu
kararlan ve turbanla belırlı mekânlara gırilmesinı ya-
saklayandüzenlemelenn.ınsanhakveeşıthğıneay-
kın olmayacağı yönunde hukuk çevrelennde genel
bir kabulgörüvor.
Düzenlemeter ne zaman başladı?
Kılıkkıvafetleilgılıdüzenlemeler. 1920'h yıllar-
da >asa düzevınde başladı \e 199O'lı yıllara kadar
sürdü Yürürlüktekı yasa ve vönetmelık hükümleri
ile ıdari yargı. Anayasa Mahkemesı \e Avrupa în-
san Haklan Komisyonu kararlanna göre başörtüsu
ile yükseköğretim kurumlanna gırmek suç oluştu-
ruyor Devlet memurlannm kılık kıyafetlen konu-
sunda düzenlenen ve Atatürk'ün ımzasıyla Resmı Ga-
zete'nınS Eylül 1341 tarih, 168sayılıbaskısındaya-
yımlanarak yurürlüğe konulan bır kararname bulu-
nuyor
2413 sayılı "Bilumum Devlet Memurlanıun Kı-
yafetleri Hakkında Karanuune"de. tum dev let me-
murlannın kıyafetlennın. "dünyaüzerindeki uygar
uluslann ortak ve genel kıyafetleriyle aynı olacağT
belirtılmıs.ti.
Kanunla vapılan ılk duzenleme. 28 Kasım 1925
günlü 671 sayılı "Şapka tktisası Hakkında Kanun"
olmuştu. Kanunla. gıyım çağdaşlaşma sorunu ola-
rak düşünülüp. gıyımle dinsel ınançlar arasında bir
'Türban masum değil
9
tstanbul Haber Servisi - Yüksek Öğretim
Kurulu'nun 20.12.1982 tarihlı genelgesıyle
getirilen türban yasağının ıptalı ıçın açılan
davada. Danıştay 8 Dairesı Esas 1984 636,
Karar 1984 1574 sayılı 13.12. 1984tanhli
kararıy la "türbanın masum bir ahşkanhk
olmaktan çıkarak kadın özgüriüğüne ve
cumhurivetin temel ilkelerine karşı bir düma
görüşünün simgesi haline geldiği" gerekçesiyle.
genelgenin iptali davasının reddıne karar
verilmışti. Yükseköğretim Kurumlan Öğrencı
Disiphn. Y.pıje.tmeligi'mn 7'ncı maddesine 1987
yu^nda (h>bendt eklçnerek kapalı mekânlarda
türban yasaklanmıs,tı. Yönetmelığın bu
hükmünün iptali ıçın açılan dava da Danıştay
kararıyla reddedilmıştı. 10.12.1988 tarih ve
20032 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak
yurürlüğe giren, 3511 sayılı kanun ile 2547
sayılı kanuna eklenen ek 16 maddeyle getirilen
"Y'ükseköğretim kurumlannda. dershane,
laboraruvar. klinik, poliklinik \e koridorlannda
çağdaş kıyafct ve göriinümde bulunmak
zorunludur. Dini inanç sebebivle boyun ve
saçlann örtü veya turbanla kapatılması
serbesttir" hükmü Anayasa Mahkemesı
tarafından Anayasa ve Devnm Yasalanna aykın
bulunarak ıptal edilmiştı Anayasa
Mahkemesı"nın 5 Temmuz 1989 tanh ve 20216
sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7.3.1989
tarih ve 1989M Esas. 1989 12 Karar Sayılı
Karan"nda ise "Bir yasal düzenlemenin din
kurallanna. dinsel inançlara ve gereklere göre
yapılamayacağu dini inanç gereği saç \e boynun
kapatılmasına ilişkin >asal düzenlemenin.
anavasanın başlangıç bölümünde yer alan
ilkelere ve özellikle laiklik ilkesine avkın olduğu~
vurgulanmıştı. Kararda laiklik şöyle
tanımlanıyordu:
-Laiklik, egemenliğe, demokrasi ile özgüriüğe ve
bilgi bileşimine dayanan toplumsal bir atüun,
siyasaL sosyal ve kültürel yaşamın çağdaş
düzenleyicisidir.... Laik dfizende din.
siv asallaşmadan kurtanlır. > önetim aracı
olmaktan çıkanlır. gerçek say gın yerinde
tutularak kişilerin \ icdanlanna bırakılır.
Böylece siyasal yaşamın dayanağı bilim ve
hukuk olur."
Düzenlemenin anayasanın 2. maddesinde yer
alan "TürkiyeCumhuriyeti Atatürk
milliyetçiliğine bağlı. demokratik. laik ve sosyal
bir hukuk devletidir" hükmünün yaru sıra.
anavasanın 10. maddesinde yer alan eşitlik
ilkesine ve anayasanın din \e \ ıcdan hürriyetini
düzenleven 24. maddesine aykın olduğu
vurgulanmıştı. Karar, anayasanın devrim
kanunlannın korunmasını düzenleyen 174.
maddesine de aykın olduğu gerekçesiyle 1 "e
karşı 10 oyla ve oyçokluğu ile almmıştı.
1990 yılında 3670 sayılı kanunla 2547 sayılı
kanuna eklenen ek l
7
. madde ile •'Yürürlükteki
kanunlara ay kın olmamak koşulu ile
yükseköğretim kurumlannda kılık kıyafet
serbesttir" hükmü getınlmış. bu hükrnün iptali
ıçın açılan da\ada. Anayasa Mahkemesi bu
hükmü ıptal etmemışti. Şeriatçı çevrelerin. bu
hükmü Anayasa Mahkemesinıh iptal
etmemesını rürbanın serbest bırakılması
şeklınde yorumlamasına karşın. .Anayasa
Mahkemesı bu karannda. türbanın yürürlükteki
kanunlara göre takılamayacağını gerekçe olarak
almıştı.
Anayasa Mahkemesi'nın 31 Temmuz 1991 tarih
ve 20946 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan.
9.4.1991 tarih ve 199036 Esas. 1991 8 Karar
sayılı bu karannda. Anayasa Mahkemesi'nın
7
.3.1989 tanhli karanna atıfta bulunularak
"esasen saç ve boynun örtü veya turbanla
kapatılmasının Anayasa'nın başlangıç
bölümüne. 2'nci maddesine. 10'uncu
maddesine, 24'üncü maddesine, 174'üncü
maddesine ve yargı kararlanna av kın olacağı,
yürürlükteki mevzuata göre suç oluşturaeağı.
"Yürürlüktekı Kanunlara aykırı olmamak
koşulu ile yükseköğretim kurumlannda kılık
kıyafet serbesttır' hükmünün ise saç ve boynun
türban veya örtüyle kapatılmasına imkân
sağlamavacağr vurgulanmıştı.
ılışki kurulmaması gerektiği vurgulanmıştı.
3 Aralık 1934 tarihli 2596 sayılı "Bazı Kisveterin
Giyilemeyeeeğine Dair Kanun"la yapılan düzenle-
naeyle, hangı din ya da mezhepten olursa olsun ıba-
dethane ve dinsel törenler dışında dinsel kisv e giyil-
mesi yasaklanmış, öğrenci ve memurlann kıyafet-
len belırlenmıştı. Bu yasanın. öğrencilerin kıyafet-
len ile ılgıli 2. maddesı. "Türkiye'de kanunu tevki-
fat teşekkül etmiş ve edecek olan izcilik ve sporculuk
gibi heyetler ve mekteplere mahsus kıvafet. alamat
ve levaam taşımak istedikleri zaman valnız nizam-
name veya talimatname ile muavyen tiplere uygun kı-
yafet, alamet ve levazım taşı.vabilirler" hükmünü ge-
tınmıştı Bu duzenlemede, kıyafetteki karmaşanın.
kamu düzeni ve halkın huzuru yönünden sakıncalı
olduğu behrlenmışti. 12 Mayıs'l982 tanh ve 2670
sayılı Kanunla Devlet Memurlan Kanunu'na ekle-
nen ek 19 maddedekı
4
"Devletmemuriankanun.tü-
zükvcyönetmetiklerinöngördüğü kılık ve kıvafet ku-
rallanna uymak mecburiyetindedirler" hükmü. ka-
mu kurum ve kuruluşlarında kıyafet zorunluluğu
getırmıştı.
16 Temmuz 1982 gün ve 85105 sayılı Bakanlar
Kurulu karanyla yurürlüğe giren "Kamu Kurum ve
Kurulus>nnda Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafct-
lerine Dair Yönetmelik"le 22 Temmuz 1981 gün \ e
83349 sayılı Bakanlar Kurulu karanyla yurürlüğe
giren "Milli Eğitim Bakanlığı ile Diğer Bakanlıkla-
ra Bağü Okullardaki Görevülerie Otrencüerin KH
lıkve Kıyafetlerine İlişkin Yönetmeük" hükümlen de
aynı yondeydi. Buna göre kamu kurum ve kuruluş-
lannda çalışan personelin yanı sıra bakanlıklara bağ-
lı okullardaki görev lilerle öğrencilerin. Atatürk de\ -
rim ve ilkelerine uygun, uygar. aşınlığa kaçmaya-
cak sade bir kılık ve kıyafette olmalan amaçlanmış-
tı. Yönetmelikte, kadınlann görev yennde, kız öğ-
rencılennse okullarda başlannın açık olacağı belir-
tilmiştı.
Universitede ilk türban yasağı
Yükseköğretim kurumlannda ılk türban yasağı
Yükseköğretim Kurulu'nun 20.12.1982 tarihlı ge-
nelgesi ile getirilirken Danıştay 8. Dairesı genelge-
nin iptali davasını reddetmişti.
Yüksek Öğretim Kurumlan Öğrenci Disiplin Yö-
netmeliği'nin 7'ncı maddesine 1987 yılında (h) ben-
di eklenerek kapalı mekânlarda türban yasaklanmış-
tı. Yönetmeliğin bu hükmünün iptali ıçın açılan da-
va da Danıştay karanyla reddedilmişti. Ancak yö-
netmeliğin bu hükmü Yükseköğretim Kurulu tara-
fından 1989 yılında yönetmelik metninden çıkanl-
mıştı. 10.12.1988 tarih ve 20032 sayılı Resmi Ga-
zete'de yayımlanarak yurürlüğe giren, 3511 sayılı ka-
nun ile 2547 sayılı kanuna eklenen ek 16. madde ile
"Yükseköğretim kurumlannda. dershane. laboratu-
var, klinik. poliklinik ve koridorlannda çağdaş kıva-
fet ve göriinümde bulunmakzorunludur. Dini inanç
sebebiy le boyun ve saçlann örtü veya turbanla kapa-
ülması serbesttir'' hükmü getirilmişti Bu hüküm
Anayasa Mahkemesi tarafından anayasa ve devrim
yasalanna aykın bulunarak iptal edilmişti.
1990 yılında 3670 sayılı kanunla 2547 sayılı ka-
nuna ek 17. madde eklenmiş,"Yürürlükteki kanun-
lara aykın olmamakkoşulu ile yükseköğretim kurum-
lannda kılık kıvafet serbesttir" hükmu getirilmişti.
Anayasa Mahkemesı bu hükmü ıptal etmemiş. an-
cak gerekçesınde türbanın yürürlüktekı kanunlara gö-
re takılamayacağını belirtmiştı.
Başı açık fotoğraf kararlan
Ünıversıte ve yüksek teknoloji enstıtülerinın se-
natolan tarafından hazırlanarak yürürlüğe konulan,
Kayıt Kabul Sınav Sınıf Geçme ve Diploma Yönet-
meliklen'nde. kayıt, kımlik ve diploma için venle-
cek resımlerde kızlann başı açık, erkeklenn sakal-
sız fotoğraf vermeleri gerektiği yönünde hükümler
yer alıyor. Özellikle öğrencilerin kimliklennin sap-
tanmasında önem taşıyan başı açık ve sakalsız fo-
toğraf istenmesi, yargının her kademesinde dava ko-
nusu yapılmış, açılan davalar reddedilmişti.
'Anayasa ve laikliğe aykın'İstanbul Haber Servisi - Anayasa Mahkeme-
si'nın. Refah Partisi'nin kapatılması talebıyle açı-
lan davada aldığı, 16.01.1998 tarih ve 1997' 1 Esas.
1998 1 Karar sayılı karannda, türban yasağı konu-
su yenıden değerlendirilmiş ve "dinsel nedenlere
dayanılarak başörtüsü ve turbanla boyun ve saçla-
nn örtülmesine resmi daire ve üniversitelerde ser-
bestlik tamnmasının cumhuriyetin ve anayasanın
temel prvnsipleri ile laiklik ilkesine ay kın olacağı"
kaydedilmıstı.
Bu karann başörtüsü ile ilgili bazı bölümlen
şöyleydı:
u
Laikeğitimdedinsel inançlaragöre her-
hangi bir aynm gözetilemez. Anayasa'nın 'Eğitim
ve öğrenim hakkı ve ödevı' başhklı 42. maddesi-
nin üçüncü nkrasuıda, 'Eğitim ve öğretim. Atatürk
ilkeleri ve ınkılaplan doğrultusunda, çağdaş bilim
ve eğitim esaslanna göre devletin gözetim ve de-
netımi altında yapılır. Bu esaslara aykın eğitim ve
öğretim yerleriaçılamaz',dördüncüûkrasındada
'Eğitim ve öğretim hürriyeti anayasaya >adakat
borcunu otiadan kaldırmaz' denilerek anavasanın
başlangıç bolümündeki ilkelere bağulık vurgulan-
mıştır. Dinsel nedenlere dayanılarak başörtüsü ve
turbanla boyun ve saçlann örtülmesine resmi da-
ire ve üniversitelerde serbestlik tanınnıası. bir tür
yönlendirme ve bir anlamda zorlamadır. kişüeri şu
ya da bu yönde giyinip başını örtmeye zorlamak.
ayn ve hatta aynı dinden olanlar arasında bile a>-
nhklar yaratacaktır. Bu durumun da laiklik ilkesi-
ne aykın düşeceği kuşkusuzdur. Kamusal kurulus-
larda ve öğretim kurumlannda başörtüsü ve omın-
la birlikte kullanılan belii biçimdeki giysi, bir ay n-
calıktan öte aynm aracı niteliğindedir. Dinsel kay-
naklı düzenlemelerle girişimler anav asa karşısında
geçerli olamaz ve bu tür eylemler anayasadaki la-
iklik ilkesine ay kınlık oluşturur. Anayasa'nın 153.
maddesinin son fikrasında, Anayasa Mahkemesi ka-
rarlanmn yasama,yürütme veyargı organlannı, ida-
re makamlannı, gerçek ve tüzelkişileri bağlayaca-
ğu 138. maddesinde de yasama ve yürütme organ-
lan ile idarenin mahkeme kararlanna uymak zo-
runda olduklan, bu organlaria idarenin mahkeme
karaıiannı hiçbir surette değiştiremey eceği ve bun-
lann yerinegetirUmesini gedktiremeyeceği öngörül-
müştür.
Anav asa'nın 68. maddesinin dördüncü fikrasın-
da siyasi partilerin hukuk devleti ilkesine uvnıak-
la yükümlü olduklan belirtilmişrir. \nayasa'nın
153. maddesinin son nkrasuıagöregerçek ve tüzelki-
şileri bağlayan Anayasa Mahkemesi kararlansiya-
si partileri de bağlar. Anayasa Mahkemesi'nin 2547
sayüı Yükseköğretim Kanunu'na eklenen ek mad-
de 16'nın iptaline ilişkin 7J.1989 günlü, E: 1989/1.
K: 1989/12savüı karannda, laik bir devlette hukuk
kurallannın kaynağının dinde değil akılda bulun-
duğu, kişilerin iç dünyasına ilişkin olması gereken
dini inançlara göre yasal duzenleme vapdmasının
Anayasa'nın 2n 10., 24. v« 174. maddeterine aykın
olduğu belirrilmiştir. Başlan kapalı olarak üniver-
sitelerin kapalı mekânlanna giren öğrencilere di-
siplin cezası verilmesi, resimlerin başı kapalı olma-
sı nedeniyle kimlik belgesi. diploma düzenlenme-
mesi işlemlerine karşı, idare mahkemelerinde ve Da-
nıştay"da çok savfda dava açılmış. bu davalar da
türbanın masum bir ahşkanlık olmaktan çıkarak
kadın özgüriüğüne ve cumhuriyetin temel ilkeleri-
ne karşı bir dünya görüşünün simgesi haline geldi-
ği gerekçesiyle reddedilmiştir.
Türkiy«'de üniversiteye türbanh resim vermele-
ri nedeni ile diploma düzenlenıtıemesi üzerine da-
va açan ve bu davalan idare mahkemesi tarafından
reddedilen Lamıye Bulut ve Şenay Karaduman,
idare mahkemesi karariannı Danıştay nezdinde
temyiz etmişler. Danıştay tarafından temyiz talep-
lerinin reddine. idare mahkemelerinin kararlan nın
onanmasuıa karar verilmesi üzerine Avrupa İnsan
Haklan Komisyonu nezdindedava açıruşlardır. Av-
rupa İnsan Haklan Komisyonu03.05.1993 tarihin-
de her iki davayı da karara bağlamış. yapılan gö-
rüşmeier sonucunda davalann reddine karar ver-
nüştir."
CUMARTESt
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOGLU
İyilik Sağlık...
Konuşma dili bakımından gefçekten zengın Türkçemizin en
güzel, en anlamlı, en sıcak deyımlerınden biri "iyilik sağltk"\\...
Çoktandır bu güzel deyim unutulmuş gibi... "Nasılsın?" anla-
mındaki sorulara şimdilerde verilen yanrtlardan bir bölümü şöy-
lesıralanabılır: "Vallafenadeğıl", "idareeder", "ehişte", "bil-
memki...", "normal", "şöyleböyle", "içgüveyindenhallice..."
vb., vb... Soruyu bir de "süper" diye yanıtlayanlar var, ama biz
onlardan değiliz...
• • •
"İyilik sağlık"in kullanımdan düşmesinin nedenlerinden biri,
kuşkusuz, dılımizdekı yozlaşma. cılızlaşma, Türkçemizin on-
ca anlamlı c jyımlerını bırer birer yitirmekte oluşumuzdur... Bir
başka neden ise, bu ülkenin yurttaşları olarak, yaşamlanmız-
da iyilikten de sağlıktan da gıttikçe daha az söz edebilecek du-
ruma gelmiş olmamızdır...
Daha genel bır kavram olan "iyilik"\ bır yana bırakarak bu
haftaki yazımda "sağlık" konusuna değinmek ıstiyorum...
• • •
4 Nisan 1999 tarihli "Cumhunyef'te arkadaşımız Leyla Tav-
şanoğlu'nun İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Orhan An-
oğul'la söyleşisinde yer alan bılgiler, görüşler ve öneriler, sa-
tır satır ezberienmeleri gerekecek önemde... Prof. Anoğul'un
Dünya Sağlık Örgütü'nden (WH0) aktardjgı bilgıye göre, Tür-
kıye sağlık alanındakı "performans"ıyla Üçüncü Dünya ülke-
ler ve Afnka ülkeleri arasında yer almaktadır... 22 Nisan 1999
tarihlı "Cumhunyet"\e yayımlanan "Türkıye'de tıp eğitimi ye-
tersız" başlıklı haberie birlikte sunulan bır ıstatistik, Sayın An-
oğul'u doğruluyor. Bu ıstatistığç göre, Türkıye kendisi ile aynı
gelir grubundaki (kişi başına yıllık GSMH yaklaşık 3 bin-3 bin
500 dolar) 20 ülke (Botsvana. Domınika, Cabon, Brezilya, Çek
Cumhunyeti, Belıze, Grenada, Santa Lucia, Lübnan. Mauriti-
us, Meksıka, Polonya, Tayland vb.) çocuk ölümü hızı bakımın-
dan sondan üçüncü. bebek ölümü hızı bakımından sondan dör-
düncü, yaşam umudu (omur beklentisi) bakımından sondan
altıncı sırada yer almaktadır... Turk Tabipleri Birlığı'nin bır ya-
yınından yota çıkılarak yapılan haberde "Tûrkıye'nın batısı ve
doğusu arasında beslenmeden aşılamaya kadar ciddi bireşit-
sizlik olduğu"; "Türkıye 'nın ğereksınimi olan hekım modeli be-
lirienmeksizın gereksızyere ve gerekli donanımdanyoksun 1a-
külte açılmasının sağlık somnunu çözmek bır yana, kendısi-
nin başlı başına sorun durumuna geldiği ve hekım işsızliğinin
kapıda olduğu" belırtılıyor... Türkıye'den daha az gelırı olma-
sına karşın sağlık alanında daha iyi sonuçlar elde eden ülke-
ler bulunduğuna dikkat çekilen Türk Tabipleri Biriiğı yayınına
göre, "Türkıye'de halk sağlığı, kamunun büyük oranda sağlık
üretiminden çekilmesi, aynlan kaynaklann azlığı, hizmetlerin
eşitsız dağılımı gibi nedenlerte kötü bir tablo" çızmektedir...
• • •
Sayın Anoğul'la yapılan söyleşiye dönecek olursak: Bu yıl
ülkemızde genel bütçe içinde sağlığa ayrılan pay yüzde 2.7'dir.
Yine ülkemızde tüm sağlık harcamalannın gayri safi milli hası-
la içindekı payı yüzde 3.7'dır. Bu sayının dünya ortalaması yüz-
de 7, Afnka ülkelerininki yüzde 4.5'in üzerindedir... Sayın An-
oğul'un başkaca çarpıcı değerlendırmeleri şöyle özetlenebilir:
Sağlık sektörü ülkemızde rekabet anlayışı içındedir. Bu anla-
yışa göre, sağlık bir tüketim, hastalar da birer tüketicidir, müş-
terıdir. Sonuçta, krediler ve teşviklerle yapay olarak geliştirilen
özel sağlık sektörü yavaş yavaş çökmekte, bu çöküntü etik de-
ğerierimızi de çöküntüye uğratmaktadır... Sağlık bir haktır. Şağ-
lıkla ilgili politikalar, sağlığın her insana eşit olarak verilmesi ge-
rekli bir hak olduğu varsayımı üzerine kurulursa anlam kaza-
nır... Çok ılaç tüketerek (kı Türkıye bu alanda önde giden bir
ülkedir!), düzenli olarak check-up kampanyalanna gidip altı ay-
da bir tomografi çektırerek sağlıklı olunamaz... Sağlık sadece
para harcayarak elde edılemez; eldeki kaynakların akılcı kul-
lanılması, akılcı planlanması gerekir... Cumhuriyet'in ilk yılla-
nnda gerçekten toplumcu bır sağlık sıstemi kurabilmış olan Tür-
kiye'nın bugünkü fotoğrafı, kışi başına 3 bın 700 dolar harca-
masına rağmen sağlıkta dünyadakı başarısız ülkelerden biri sa-
yılan Amerika'ya benzemektedir...
• • •
Arkadaşımız Işık Kansu'nun 1.5.1999 tarihli "Cumhunyet"te
yayımlanan "Sağlık hizmeti ticahleşiyor" başlıklı haberının öze-
ti yukandaki tabloyu tamamlıyor: Uluslararası Para Fonu (IMF)
ile Dünya Bankası'nın ıstemlen doğrultusunda Çalışma ve Sos-
yal Güvenlik Bakanlığf nca "SSK'nin Yeniden Yapılandınlma-
sı" adlı taslağın hazırlanmasıyla: milyonlarca emekçıye sağlık
hızmetı veren, milyonlarca işçı emeklisinın dul ve yetimin ma-
aşlannı ödeyen Sosyal Sıgortalar Kurumu'nun sosyal hizmet
veren kurum olmaktan çıkanlarak ticarileştirilmesi ya da özel-
leştirilmesı yolunda ılk adım atılmış olmaktadır...
Konuşma dilimızın güzelım deyimi "iyilik sağlık", önümüz-
deki günlerde belleklerden belkı de büsbütün silinmiş olacak...
Türban eylemleri teşvik ediliyor
İstanbul HaberServisi-İs-
tanbul DGM Başsavcıhğı,
11 Ekim 1998'de düzenle-
nen "İnanca saygj-düşünce-
ye özgürlük için bütün Tür-
Idye" eylemine katıldıklan
ve yurttaşlan azmettirdikİe-
ri öne sürülen, şeriatçı Akit
gazetesi yazan Abdurrah-
man Dilipak, Akit Gazetesi
Sorumlu Yazıişleri Müdürii
Murat Balıbey. Yenı Şafak
yazan AhmetTaşgetirea Mil-
li Gazete Yazıişleri Müdürü
Ekrem Kızıltaş ın da
aralannda bulunduğu 30 ki-
şi hakkında dava açtı.
Sanıklar hakkında "baikı
sınıf, ırk, din, mezhep veya
bölge farktahğı gözeterek Idn
ve düşmanbğatahriketmek''
suçundan TCY'nin 312. mad-
desi uyannca 1 yıl 4 ay ile 4
yıl 6 ay arasında hapis ceza-
sı isteniyor.
Iddianamede, üniversite-
lerde kılık-kıyafet uygula-
masına karşı çıkan bazı öğ-
rencilerin başlattıklan ey-
lemlerin, baa basın organla-
n ile demek ve vakıf gibi tü-
zelkişilerden aldıklan des-
tekle yayılarak genişlediği
belirtildi.
Türban için bir eylem ya-
pılması karannın ahnmasın-
dan sonra bazı yazarlann ge-
rek gazetelerdeki yazılann-
da gerekse toplantılardaki
konuşmalannda yurttaşlan
bu kanunsuz eyleme davet
ettikleri kaydedıldi. lddiana-
mede. sanıklann "inanan ve
inanmayan aynmıyaranp bu
suretfehalkın bir kesûninidi-
ğer kesimine karşı inançla-
nndan dolay ı kışkırtıp, ka-
mu güvenliğini bozup, top-
lumsal tehlike yaratacak bo-
yntta kin ve düşmanbğa tah-
rik ertikleri" de ifade edildi.
îstanbul 1 No'lu DGM'de
12 Mart tarihinde görülme-
ye başlanılan davanın ilk otu-
rumu "türban provokasyo-
nu" nedeniyle ertelendi. Du-
ruşmaya türbanla gjrmek is-
teyen Madde Göç. Şeyma
DÖvücü, Hayriye Çiçek ve
Gülfidan Sönmezadlı avukat-
lar, mahkeme heyetinin, tür-
banlannı çıkarmalan konu-
sunda uyarmasına karşın di-
rendiler.
Barolar Bırliği genelgesi-
ni dikkate alan mahkeme he-
yeti, avukatlann duruşma sa-
lonundan çıkmasmı istedi.
Karara tepki gösteren avu-
katlar mahkeme heyeti ile
tartışrılar. Türbanlı avukat-
lann duruşma salonunu terk
etmemesi üzerine mahkeme
heyeti duruşmayı erteledi.
Davanın görülmesine önü-
müzdeki günlerde devam edi-
lecek.
İstanbul Cumhunyet Baş-
savcıhğı da "türban ZMICHİ"
ile ilgili olarak Abdurrah-
man Dilipak. Mazlum-Der
tstanbul Şube Başkanı Şadi
Çarsancakh ve Ahmet Taş-
getiren'in de aralannda bu-
lunduğu 9 sanık hakkında
"Toplantı ve Gösteri Yürü-
yüşleri Yasası'na muhalefet"
suçundan dava açtı.
Sanıklann yargılanması-
na İstanbul 1. Asliye Ceza
Mahkemesi'nde devam edi-
liyor.
tstanbul Cumhuriyet Baş-
savcıhğı, kılık-kıyafet genel-
gesini uyguladığı için Mi-
mar Sinan Oniversitesi Fen-
Edebiyat Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Nur Alkış'ı darp
ederek 5 gün rapor almasma
neden olduğu öne sürülen
türbanlı öğrenci Döndü Ço-
ban hakkındada 6 ay ile 2 yıl
2 ay arasında hapis cezası is-
temiyle dava açtı.
Iddianamede. Mimar Si-
nan Oniversitesi Fen-Edebi-
yat Fakültesi Dekanı Prof.
Dr. Nur Alkış'm, YÖK'ün
kılık-kıyafet genelgesini uy-
guladığı için türbanlı öğren-
ciler ve sanık Döndü Çoban
tarafından tehchtedildiği vur-
gulanarak, bu nedenle oku-
la ahnmayan Döndü Ço-
ban'ın 10 Mart 1999 günü
okul bınasma gizlice girerek
dekan Nur Alkış'a. toplantı
yaptığı dekanyardıması Na-
lan Cinemre'nin odasında
saSdırdığı kaydediliyor.
Iddianamede, Çoban'ın,
Alkış' ı "Daha y«ni başladık,
daha büyüğünü yapacağun"
diye tehdit ettiğı belirtilir-
ken, sanık hakkında "görevi
başındaki memura cismen
zarar vermek" ve "tdıdM''
suçlanndan 6 ay ile 2 yıl 2 ay
arasında hapis cezası isten-
di. Çoban'ın yargılanması-
na önümüzdeki günlerde baş-
lanacak.
PARTİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ!
CHP 18 Nisan 1999 seçimlerinde %10'luk barajın altında kalarak TBMM'ye
girememiştir. Bu olumsuz sonuç, yalnız partililerimiz arasında değil, genel
kamuoyunda da üzüntü ve kaygı yaratmıştır. Ülkemizin siyasal gidişinden kaygı
duyan ilerici ve demokratlar, dışarıdan izlemek yerine siyasete doğrudan
katılmaya ve sorumluluk almaya karariıdır.
Ulus devleti kuran ve çağdaş toplumsal yasama giden yolu açan devrimleri
gerçekleştiren CHP'dir. Kurucusu olduğu Cumhuriyet'in temel ılkelerinin tam
anlamıyla yasama geçirilmesinın. demokrasınin tüm kurum ve kurallarıyla
işlemesinin ve sosyal demokrasinın evrensel değerlerıyle yerleşmesinin öncüsü
de, sağlam ve dirençli örgütüyle, yine CHP olacaktır.
Bu amaca ulaşabilmesi için, CHP'nin, öncelikle partı içi demokrasinin işler-
lik kazandığı gerçek bir sosyal demokrat parti yapısına kavuşması gerektiği
görüşündeyiz. Bu köklü yeniden yapılanma istemimizi de, "kurtancılar" bek-
lemeden, gerçek partili olan sıradan insanlann gerçekleştireceğine inanıyoruz.
Bu anlayışla, CHP Kurultay Delegeleri'nden aşağıdaki konularda karariı
davranmalartnı ve 22 Mayıs'ta seçılecek Parti Meclisi'ni görevli kılmalarını istiy-
or ve bekliyoruz:
1. Parti üyelikleri güncelleştirilmelidir.
2. Parti'ye yeni üyelerle yaygın bir katılım sağlanmalıdır.
3. Yeni üyelerimizle yapılacak ilçe ve il yönetim organlarının seçimi yurt
genelinde aynı günde yapılmalıdır.
4. Bu sürecin sonunda Tüzük ve Program çalışmalannı sonuçlandıracak bir
üretim kurultayı yapılmalıdır.
5. Genel Merkez organlannı seçecek Kurultay yapılarak, iktidar yürüyüşü
başlatılmalıdır.
YUKARIDA AÇIKLANAN GÖRÜŞLERİ PAYLAŞAN, ÜLKEMİZİN
GELECEĞİ İLE İLGİLİ TÜM DUYARLIARKADAŞLARIMIZI
GÜÇ BİRLİĞİNE ÇAĞIRIYORUZ.
KONFEFtANS : "SOSYAL DEMOKRAT PARTİLERDE ÜYE YAPISI VE PARTİ
İÇİ DEMOKRASİ"
KONUŞMACI : Prof. Dr. YAKUP KEPENEK
16.05.1999 PAZAR SAAT 14.00
YILMAZ GÜNEY SAHNESİ
Çankaya Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürtüğü içi
(Maltepe Pazarı karşısı)
MALTEPE/ANKARA
TEL 0 312 419 04 44 - 434 49 13
0 312 419 04 45 - 434 49 13 - 427 20 97
TARİH
YER
İLETİŞİM
FAKS
YENİDEN CHP
YENİDEN AYDINLIK TÜRKİYE GİRİŞİMİ