Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
13NİSAN 1999SAU CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Türk cumhuriyetlerinden gelen 17 bin öğrenciden 7 bin 119'unun bursu kesildi
OğrencflereIBRUTOKTAR
ANKARA - Türk cumhuriyetlerinden gelen 17
bn öğrenciden 7 bin 119'unun bursu kesildi. Öğ-
rencilerin büyük çogunluğunun derslerinde başan-
sız olması üzerine harekete gecen Yûksek Öğretim
Kurulu (YÖK.), sistem değişikliğine giderek, bu öğ-
rencilerin yakından izlenmeleri için not dökümleri-
n- aileleri ile devletlerine bildirme karan aldı. Mil-
li Eğitim Bakanlıgı tarafindan 1272 burslu öğrenci
arasında yapılan ankette, yûzde 34.3'ünün de ücret
karşıhğı çeşitli işlerde çalıştığı saptandı.
SSCB'nin dağılmasından sonra Türk cumhuri-
yetleri ile yakın ilişkiler geliştirmeye çalışan Türki-
ye, bu ülkelerden burslu olarak gelen öğrencilerin
bûyük bölümünün derslerinde başansız olması ve
uyum sonınlan yaşaması üzerine "sıkı taldp prog-
mnı" başlattı.
Bugüne kadar Türk cumhuriyetleri ve akraba top-
lııluklanndan Türkiye'ye gelen yaklaşık 17 bin öğ-
renciden 7 bin 119'unun devamsızlık, başansızlık
• Öğrencilerin yüzde 34.3'ü çeşitli işlerde çalışıyor. Yüzde 13.6'sı
Türkiye hakkında olumsuz düşünüyor. Yüzde 36'sı burslan yetersiz
buluyor...
ve disiplin cezalan nedeniyle burslannın kesildiği,
1865'inin mezun olduğu, 8 bin 888'inin öğrenimi-
ni sürdürdüğü öğrenildi. Ayda 23 milyon lira burs,
giyim, kitap ve yurt yardımı da alan öğrencilerin me-
zun olduktan sonra ülkelerine dönmek istemediği.
dönenlerin de Türk müteahhitlerin işlerinde çalışma-
yı yeğlediği belirtildi.
Milli Eğitim Bakanlıgı Yurtdışı Eğitim Öğretim
Genel Müdürlüğü tarafindan Kazak, Azeri, Kırgız.
Özbek, Türkmen ve Türk topluluğu öğrencileri ara-
sında yapılan ankette. 1564 öğrenciden yüzde
36.1 'inin burslannın yeterli hale getinlmesini, yüz-
de 13.8'inin yurt şartlannın iyileştirilmesini, yüzde
14.2'sinin de eğitim-öğretim koşullannın düzeltil-
mesini istediği belirlendi. Yüzde 81.4'ünün okulla-
nndaki eğitimi yeterli bulduğu ortaya konan anket-
te, yüzde 30.6'sının da okullanndaki yöneticiler ile
ilişkilerinin sadece orta düzeyde kaldığı kaydedil-
di.Buöğrencilerin yüzde 13.6'sırunTürkiye hakkın-
da olumsuz düşüncelere sahip olduğu, yüzde 28'inin
rehberlik hizmetlerinden memnun olmadığı belirle-
nirken, yüzde 45.5'inin Türkiye Türkleri ile arala-
nnda fark oldugunu, ama kardeş olduklannı düşün-
düğü ortaya çıktı.
Yükseköğretim Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafin-
dan 1272 öğrenci arasında yapılan ankette de, öğ-
rencilerin yüzde 23.9'unun dini bilgileri çevrelerin-
den aldığı, bu bilgilerin de denetlenemediği belir-
lendi. Bu ögrencilere Türkiye'deki vakıf, dernek ve
şahıslarca verilen burslann denetlenmesi, başka
amaçlar için verilen burslann engellenmesi istenen
araştırma raporunda, "Bu öğrencilerin yüzde 34J'ü
ücret karşıhğı bir işte çauşmaktadır. Ülkemize yfik-
seköğrenim görmek üzere gelen bu öğrencilerin, öğ-
renimkrinin aksamaması için çanşmalan engeikn-
metidir" denildi. Raporda, "Bu ülkelerin eğitim tem-
sfldkri, kendi ülke öğrencileri ile daha fazla ügüen-
meti, yurt, okul ve çevre yaşannlanndan kaynakla-
nan proUemlerin çözümlenmesinde yardımcı olma-
lıdır. Eğitim temsilcisi sayısı artnnlmah, temsilcisi ol-
mayan ülkekre yeterii sayıda temsiki sağlanmabdır "
önenlerine yer venldı.
Anketleri ve araştırmalan de|erlendiren YÖK,
öğrencileri yakın ızlemeye aldı. Öğrencilerin başa-
n dunımlanru üniversitelerinden isteyen YÖK, not
dökümlerini Dışişleri Bakanlıgı kanalıyla aileleri ve
ülkelerine göndermeye başladı. YÖK, başanlı öğ-
rencilenn Türkiye'ye gelmesi için de bu ülkelerde
seçme sınavı yaparken. Türkçesi yeterli olmayan
öğrenciler için TÖMER. Gazi, Abant Izzet Baysal,
Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırma Enstitü-
sü kanalıyla "Türldye Türkçesi" eğitimi vermeyi ve
uyum sorunlannı gidermeyi hedefledi.
Üniversite
Sınavlarda sahte
rapor arayışları
tZMİR (Cumhuriyet
EgeBürosu)- Üniversite gı-
riş sınavlan yaklaşırken, lı-
se son sınıf öğrencilerinin
sınava hazırlanma amacıy-
la okula gitmemek için
"sahte rapor" almaya yö-
nelmelerine hekimler tara-
findan tepki gösterildi.
Sahte rapor olayının çok
boyutlu sorunlara neden ol-
duğuna dikkat çeken he-
kimler, lise son sınıfın "ge-
reksiz ohna" durumundan
kurtanlmasını istediler.
2 Mayıs'ta yapılacak
ÖSYS öncesi lise son sınıf
öğrencilerinin, her yıl ol-
duğu gibi "daha iyi hazır-
lanabilecekleri" düşünce-
siyle, ailelerinin ve okul
yöneticilerinin de teşvikiy-
le okula gitmemek için
"hekim kapüanna" yığıla-
tak rapor dilenmek zorun-
da bırakıldıklannı belirten
Dr. Yaşar Güler. "Sistemin
çarpık ve iki yüzlüliiğü he-
kimlerin iisrüne üstüne gel-
mekte. Bu aslında hiç kim-
senin, çıkar saglayanlar dı-
şında, memnun olmadığı
bir kaosun hekimlere daya-
blan kısmıdır" dedi.
"Sahte rapor" olayının.
çok boyutlu sorunlara yol
açtığını. öncelikle tedavi-
nin bir parçası olan rapor
verme yetkisini "bu amaç
dışmda" kullanmanın mes-
lek ahlakıyla bağdaşmadı-
ğını vurgulayan Dr. Güler.
"Herkes rapor almayı be-
ceremez. Bu da. bu durum-
dakileri mağdur eder, ayrı-
ca firsat eşitiiği ilkesini zede-
ter" görüşünü savundu.
Sahte rapor olayına göz yu-
man eğitim camiasının, far-
kında olmadan "okula de-
vamı" gereksizleştirdiğini
ileri süren Dr. Güler, sözle-
rini şöyle sürdürdü: "Ra-
por konusuna a>nlan za-
man, gerçek hastaJara ay-
nlması gereken süreden
gasp edilmektedir. Rapor
sektörii oluşturmaktadır.
Tahmin edileceği gibi bu
etik dışı bir ahş-veriş siste-
midir. Verilen sahte rapor-
lar da -taklitleri gibi- teşhi-
se dayanır. Teşhis ka\ıtlara
geçer. BUimsel araştirmala-
nn birtakun istatistiksel ve-
rilerinin kaynağı da işte bu
kayıtlardu-. 17-18 yaş gru-
bunda. her yıl sınava en-
deksli yahuzca lise son sınıf-
lan tutan. ay nı okuldaki di-
ğer sınıflarda ve ayru ailede-
ki diğere fertlerde görülme-
yen,en çarpıcı varu da, sına-
vm ertesi günü aniden iyile-
şiveren bu çeşit çeşit teşhis-
li hastahk patlamalannı
modern tıp nasıl açıklayabi-
lecektir?"
Sahte rapor olayının.
gerçekten hasta olduğu için
rapor alanlan da şaibeli
gruba soktuğunu, çünkü
işin ciddiyetinin ayırt edile-
mez ölçüde "sulandınldı-
ğını" vurgulayan Dr. Güler,
-Hekimterin çok büyük bir
kısmı, hak etmedikleri hal-
de yalan rapor verebilen ve
sistemdeki bu ûkanıklığı
sahtecilikle aşma> a yarayan
pa\andalar durumuna dü-
şürülmektedir" dedi.
Dr. Yaşar Güler. soruna
çözüm olarak şu önerilerde
bulundu:
"Lise son sınıf. gereksiz
ohna durumundan kurta-
nhnahdır. Lise sonlar, sı-
navdan 1 a> önce tatik gire-
bilir. Lise son sınıftan 2. sö-
mesrir kaldınlabilir. Lise
sonlann devamsızlık limiti
yükseltilebilir. Rapor alma-
verme sistemi de\anı etsin
denüiyorsa; her tıp mezu-
nunun verdiği rapor geçer-
li sayıhr. Sına> sistemi deği-
şir ya da sınav kakuniır. Şef-
faf ve temiz toplum, hekim-
ler sahte rapor vermeye
zorlanarak gerçekteştirile-
mez."
'Cumhuriyet Treni' İstanbul'da
TRT Çocuk >« Gençlik Vakfi Oe Devlet Demiryollan işbirliğiyle ha-
zuianan "Cumhuriyet Treni" dün İstanbul'a geldi. Cumhuriyet dö-
nemininilkokulundaokuyanemekliöğretmenRefet.\nguı'ındaHal-
kalı'da bindiği treni öğrenciler karşıladı. Kurtuhış Savaşı ve uhısal mü-
cadele tarihinin hareketli bir müzesi olarak hanrlanan "Cumhuri-
yet Treni'", 5 N'isan tarihinde Kapıkule'den yola çıkmışO. Treni dün
Sirkeci Garı'nda tl TVliUi Eğitim Müdürii Ömer Bahbey ve ban yö-
neticiler karşıladı. Karşılama töreninde. çeşitli okullann öğrenciİeri
de halkoy unlan gösterikri yaptdar. Atarürk'ün milh' eğitim damşma-
nı olan ve onun bu amaçla dü/enlenen bütün gezilerine kaülan emek-
li öğretmen Refet Angın trene, Haikaiı Gan'nda onur konuğu olarak
bindi. Törenin ardından öğrencilerin ziyaretine açılan "Cumhuriyet
Treni" bugün saat 11 JO'da Sirkeci Gan'ndan feriboüa HHydarpaşa
Gan'na geçecek. (Fotoğraf: SAADET USLU)
ÖSS'de geri
sayim başladı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - YÖK tarafindan
alınan kararla bu yıl tek
basamakla gerçekleştirilecek
üniversite secme sınavında,
tercihler puanlar açıklandıktan
sonra yapılacak. Adaylar.
puanlannı yükseltmek için
kendi alanlan dışındaki
sorulan da yanıtlamak
zorunda kalacaklar. Okulun
Öğrenci Seçme Smavı (ÖSS)
ortalaması. öğrencinin
Ortaögretim Başan Puanı'nı
(OÖBP) etkileyecek. Yabancı
dille öğretim yapan
programlara gjrmek isteyen
adaylar önce OSS'ye, sonra
Yabancı Dil Smavı'na girecek.
Smav, 2 Mayis 1999 Pazar
günü tek oturumda yapılacak.
Adaylar için "Sözel Ağniddı
ÖSS Puanı, Sayi&al Ağırlıkh
ÖSS Puanı ve Eşil Ağuiıklı
ÖSS Puanı" olmak üzere 3
çeşit puan türü hesaplanacak.
Adaylara, Smav Sonuç Belgesi
ile birlikte Tercih Formu,
Yükseköğretim Programlan ve
Kontenjanlan Kılavuzu
gönderilecek. 105-119
arasında puan alanlar, yalnızca
ön lisans ve açıköğretime. 120
ve üstü puan alan adaylar ise 4
yıllık lisans programlanna
girmeye hak kazanacaklar.
Özürlü eğHmıine
öııeııı verflmîyor
AMC\RA (ANKA) - Türk
Eğitım-Sen Genel Başkanı
Şuayip Özcan, 3 milyon
özürlü çocuktan yalnızca 31
bin 500'üne eğitim
verilebildiğini belirtirken
"Özürlü eğjtimine gereken
önem veramiyor" dedi.
Şuayip Özcan, yaptığı yazılı
açıklamada, Dünya Sağlık
Orgütü'nün belirîemelerine
göre, 4-18 yaş grubunda 3
milyon özürlü bulunduğunu
belirtti. Özcan özel eğitim
alabilen özürlü çocuk
sayısının 31 bin 500
düzeyinde kaldığına dikkat
çekti. Özcan, özürlü
eğitiminin geliştınlmesine
yönelik olarak şu önerileri
getirdi: "Özel eğitim dünya
standarüarına göre yeniden
yapılandınlmalı,
Okul öncesi eğitim zonralu
hale getirilerek özel eğitime
gereksinim duyan çocuklara
öncelik verilmeli,
Özel eğirim ihtiyacı duyan
yetişkinlere is ve meslek
kazandıncı eğitimler
verflmeJi, Özel eğitim
kunımlannda
göre\1endirilecek eğhim
çahşanlan özel olarak
yet^tirumeü, Aik eğitimi ön
plana çıkanhnah.''
BAŞSAĞUĞI
Yönetim Kurulu üyemiz
Sayın GÜNAY ÇAPAN'm amcası
ÜMÜRSEL ÇAPAN'm
ölümünü üzüntüyle öğrendik.
Kendisine Tann'dan rahmet,
ailesi ve yakınlanna başsağlığı dileriz.
CUMHURİYET ÇALIŞANLARI
ACI KAYBIMIZ
13 yılı aşkın zâmandır sevinç ve sıkıntılarımızı.
öğrencilerimizin başarılarının mutluluğunu
paylaştığımız, geleceğe daima umutla bakan.
her dakıkasını öğrencileri, kurumu ve
mesleği için değerlendiren çok sevgili
öğretmen arkadaşımız
NİHAL
KARLI y.
hiç beklemediğimiz bir zamanda kaybettik.
Yeri doldurulamayacak arkadaşımıza
Allah'tan rahmet, kederli ailesine, mesai
arkadaşlarına ve yaşamını adadığı öğrencilerine
başsağlığı dileriz.
ÖZEL FKM EĞİTİM
KURUMU
VEFAT
Hediye ve Hikmet HALICI'nın kızları, Erol,
Emine, Meral ve Selçuk HALICI'nın ablaları,
Pınar ve Deniz in biricik anneleri,
Zeki KARLI'nın sevgili eşi,
NİHAL
KARLI yı
12.04.1999 günü kaybettik. Cenazesi
13.04.1999 günü (bugün) Erenköy Galip Paşa
Camii'nde öğle namazını müteakip kılınacak
cenaze namazından sonra
Karacaahmet Kabristam'na defnedilecektir.
AİLESİ
Not: Çelenk gönderilmemesi, arzu edenlerin
TEV'na bağışta bulunmaları rica olunur.
SIVAS1. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 1999/251
Davacı Ahmet Kaya tarafından mahkememize açılan çek iptali davasının
yapılan açık yargılaması sırasmda verilen ara karan gereğince,
Sıvas Türk Ticaret Bankası'nın 304-18846 no'lu hesabına ait 1432159
no'dan başlayan 22 adet çek koçanı düşürûlmek suretiyle kayıp edildiğinden
çeklerin iptali ıstenildiğinden iş bu çekler hakkında hak iddia edenlerin yu-
karda dosya no'su yazılı mahkememiz dosyasına müracaat etmeleri aksi tak-
dirde çeklerin ıptaline karar venleceğı ilan olunur. Basın: 14559
KADIKOY 2. ŞULH HUKUK
HÂKİMLİĞl'NDEN
1987/628 Vesayet
Mahkememizce verilen 1987/628 esas 1988/59 karar sayı-
lı 8.4.1999 tarihlı ek karar ile Erzıncan, kemaliye, Kabataş
K. Cilt: 0068, K. Sıra No: 0065'te nüfusa kayıtlı Ali ve Im-
migülsüm'den ohna 1934 doğumlu Acıbadem, Dörtyol Şam-
fistık Sok. No: 18 Kadıköy - Istanbul adresinde ikâmet et-
mekte olan mahcur Hüseyin Altunel'e vasi değışikliği yapı-
larak kendisine kardeşı Mehmet Altunel vasi tayin edilmiş-
tir. İlan olunur. 8.4.1999. Basın: 15494
KEŞAP ASLtYE HUKUK
MAHKEMESÎ'NDEN İLAN
Dosya No- 1998 86 Esas 1999 17 Karar
Davacı Gülüzar Aydın, vekıli tarafindan davalı Şûkrü Aydın
aleyhine mahkememize açılan "boşanma" davasının yapılan du-
ruşması sonunda verilen ara karan gereğince;
Keşap Bayrambey köyü 3 sayılı hanede kayıtlı Şükrü Aydın
ile eşi Gülüzar Aydın'ın 4.3.1999 günlü duruşmalan sırasında
boşanmalanna karar verilmiş olup. müşterek çocuklan Zey-
nep'in velayetinin davacı anneye bırakılmasma karar verilmiş ol-
makla, davalı Şükrü Aydın'a 7201 sayılı Tebligat Kanunu gere-
ğince tebligat yerine kaım olmak üzere ilanen tebliğ olunur.
Basın: 14672
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Biz Devrimi Çok Seviyoruz...
Kimse Kızmasın...
Sayın Hasan Cemal'ın, yaşamının bırdönemi-
nin anılannı kaleme almasını ve "Kimse Kızmasın,
Kendimi Yazdım" başhğıyla yayımlamasını ilginç
buldum. Türkiye'de insanların anılarını yayımlama
konusundaki çekingenliklerini sürekli olarak eleş-
tiren bir insan olarak bu anıların yayımlanmasın-
dan memnuniyet duymam gerekirdi. Ama, duy-
madım. Zira, "sağ" ve "dinci" basına öyle "mal-
zeme oldu" ki doğrusu çok rahatsız oldum.
Bu rahatsızlığımı dile getirdiğim değerli bir mes-
lektaşım, "bırak bunlan" dedi, "yazdıklan yalan
mı, onusöyle". Doğrusu, "yalan" deme olanağım
yok. Muhtemelen yanlış anımsanan birşeyler var-
dır. Fakat doğrusunu isterseniz "o günlehn orta-
mında", silahlı kuvvetlerin öncülüğündeki bir "dev-
rime" sıcak bakıyorduk. Zira Türk demokrasisine
en az 50 yıl ivme kazandırmış bulunan 27 Mayıs
Devrimi'nin devamını bekliyor ve 1961'Anayasa-
sı'nın uygulanması ve "yolundan çıkanlmaya ça-
lışılan" Kemalist Cumhuriyet'in, gene Mustafa
Kemal'in koyduğu hedefler doğrultusunda yeni-
den yapılandırılmasını umut edıyorduk.
Bugün bazı şeyler, "ters" ve "yabano" gelse bi-
le, 30 sene öncesinin "koşullan ıçinde", hiç de
ters gelmiyordu. 1999 yılının genç okuru, döğu-
mundan 8-10 yıl önceki Türkiye'nin koşullarını el-
bette bilemez. Ve bu genç okur, yazılanlan nesnel
bir biçimde değerfendiremez.
Sayın Cemal, bu kitabı neden yazdığını kendin-
ce açıklıyor. Doğrusu bu açıklamalar beni tatmin
etmedi. Ama, "Kendimiyazdım"diyor, "kimsekız-
masın"... Ne hakla kızabiliriz?
Hasan Cemal ne "ilk"t\r ne de "son". Bundan
10 küsur sene önce kaleme aldığım ve Cumhuri-
yef'in ikinci sayfasında yayımlanan, "Biz Devrimi
Çok Seviyonjz" başlıklı yazımdan bazı bölümleri
bir kez daha yayımlamak istiyorum:
"...12 Eylül'ün getirdiği yılgınlık ortamı içinde
başlayan bir tür 'günah çıkarma' furyası, yıllardır
sürüyor. Türkiye'de öğrenci hareketleri 1968'den
çok önce başladığı halde, Baiı'ya bir tür öykün-
meyie, kendilerine '68 kuşağı' adını yakıştıran ki-
mileri, yıllardan beri ne kadar yanılmış olduklannı
anlatıyoriar. Hem de düşünce ve saf 'değiştirme-
nin', aydın olmanın bir gereği oldugunu savuna-
rak. Hem dekafalannda doğru diyebildiklerini hâ-
lâ savunanlan, tutuculuk ve bağnazlıkla itham
edebilecek kadar cüretkârlıkla. Hem de binlerce
insan, düşüncelerinden ötürü hapishanelerde
sonsuz sıkıntılar içindeyken...
Eğer soruna salt toplumbilimsel açıdan bakar-
sak olayı anlamak mümkündür. Geçen yıllarda
Türkiye'de öğrenci hareketleri içinde lider olarak
gördüğümüz gençlerden önemlibirbölümü, top-
lumun üst gelir düzeyindeki ailelerin çocuklany-
dı. Birkısmıdayüksekbürokrat, subay, öğretmen
vb. gibi orta gelir düzeyinde ailelerden geliyoriar-
dı. Bu çocuklar Türkiye 'nin en iyi okullarında, Tür-
kiye'nin verebileceği en iyi eğitimi almışlardı. Ve
öbür 'lider niteliklerinden' ötürü, hareket içinde li-
der olarak ortaya çıkmaları doğaldı. Aynen ya-
şamlannın daha sonraki aşamalannda farklı alan-
larda başanlı olmalan ve öne çıkmalan gibi. Za-
ten Avrupa ve ABD'de de buna benzer gelişme-
ler olmuştu. Ancak Türkiye'deki gelişmelerin Av-
rupa ve ABD'deki gelişmelerden iki noktada
önemli ölçüde aynldığını görüyoruz. Bunlardan
birincisJ, yeni konumlannı içlerine sindiremeyen
bu 'eski gençler'/n, geçmişlerini sürekli sorgula-
malan ve karalamaya çalışmalandır. Ikincisi ise,
geçmişte genellikle devlet ve resmi kurumlarca
örgütlenmeye çalışılan 'sağcı gençlik'/n, nispe-
ten nüeliksiz kadrolannın bugün kamu sektörün-
de kimi köşe başlannı ele geçirmiş olmalan ve
kadrolaşmalandır...
...Bilen ve gören bir gözle bakıldığı zaman in-
sanlık tarihi, ezenle, ezilenin kavgasından başka
bir şey değildir. Herşeyezen içindir. egemen olan
içindir. En güzel sofralar da onlanndır, en yararlı
kitaplar ve bilgiler de onlar içindir, başkalan hak-
kında karar vermeyetkisi de onlardadır. Ezilene ise
sadece çalışmak düşer. Insanlar, demokrasiyle
kendi kendilerini (çoğu kez lafta) yönetmeye baş-
ladıklan zaman da durum pek değişmemiştir. Kit-
le iletişim araçlannı ellerinde bulunduranlar ve
üretim araçlannın sahipleri, yani egemen sınıf, de-
mokrasiyi de kendi koyduğu sınıriar içinde oyna-
mak ister. Toplumdaki temel ilişkileri bozmaya-
cak bir demokrasi... Devrimci olmak, bu temel
ilişkileri, bu sömürü ilişkilerini bozmak için uğraş-
mak demektir. Ve kimileri ne derse desin, biz dev-
rimi hâlâ çok seviyoruz, uğruna mûcadele ediyo-
ruz ve çok özlüyoruz...
...Biz devrimi hâlâ çok seviyoruz ve uğruna mü-
cadele ediyoruz. Tam ve eksiksiz bir demokrasi
içinde, sorunlanmızı çözeceğimizi biliyoruz. Be-
ceriksiz ve basiretsiz kimı politikacılann elinde çar-
çur olan ekonomik kaynaklanmızı, geniş kitlelerin
kararian doğrultusunda ve bu kitleler lehine yeni-
den harekete geçirdiğimiz zaman, şimdiki sahte
darboğazlann ortadan kalkacağına inanıyoruz...
...Içimiz, bu yolda yitirdiklerimizin acısıyla dolu.
Ama bize veda edenlere, üç kuruşa ve bir sırt sı-
vazlanmasına teslim olanlara da kızmıyoruz. Çün-
kü tarihi bilerek ve görerek okuyoruz ve onlann bu
alandaki ilk örnekler olmadığını da biliyoruz. Çün-
kü ulusun zengin bağnndan, onlardan çok daha
iyilerinin fışkıracağı günlerin sesini duyuyoruz.
Sahte ilişki, sevgi ve dostluklann, geçici doyum
ve mutluluklann, kimi zaman özlem ve pişmanlık-
laha da dolu yapışkan dünyasından bize veda
edenlere güle güle. Biz devrimi hâlâ çok seviyo-
ruz, uğruna mûcadele ediyoruz ve kazanacağımı-
zı biliyoruz."
"2. sayfa" yazısının üslubu biraz farklı oluyor.
Okurlanm bağışlasınlar beni. Aynca, "kimse kız-
masın"...
T.C.
DENİZLİ2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ
EsasNo: 1998/507
Davacı Hazine Vekili tarafindan davalı Mehmet Tür-
ker aleyhine açılan bedel arttınmı davasında;
Denizli Karaman Mah. 1734 Sk. No: 5 adresıne da-
valı adına çıkartılan davetıyenın gen döndüğü soruş-
turma ile adresi tespit edılemedığınden bu kerre duruş-
ma günü olan 5.5.1999 günü saat 9'da bızzat kendısı
veya bir vekille temsıl ettırmesı, gelmediği ve bir \e-
kille temsil ettirmediği takdirde davanın yoklugunda
görülüp bitirileceği dava dilekçesi davetıyesi tebliğ ye-
rine geçmek üzere ilan olunur.
Basın: 14658