Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4ŞUBAT 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
20 milyon memur, işçi ve emeklinin çoğu 261 milyon lira olan yoksulluk sınınnın altında kazanıyor
Düşük gelirle mucize yaşam
• Maaşlan yoksulluk sının altında bulunan
azımsanmayacak bir kesimin ikinci bir işte çalışarak, rüşvet
alarak ya da aile içi dayanışma ile yaşamın sürdürdüğü
belirtildi. Bağ-Kur emeklileri ile 4.5 milyon kayıtlı ve 5
milyon kayıtdışı işçinin büyük bölümü asgari ücret ve
asgari ücretin de altında maaşla ayakta kalmaya çalışıyor.
ALİER
Türkiye'de 20 milyon cıvanndaki me-
mur. işçi ve emeklinin net maaşı. 261
milyon lira olduğu saptanan "yoksulluk
snun"nın altında bulunuyor. Yetişmiş
beyin gücü olarak tanımlanan nükleer
enerji mühendisleri 230 milyon. uzman
doktorlar 225 milyon. adalet dağıtmak-
la görevli hâkim 228 milyon lira ahrken
yoksulluk sınınnı sadece vali, genel
miidür, birinci sınıf hâkım gibi üst dü-
zey görevliler aşabiliyor.
Bağ-Kur emeklileri ile 4.5 milyon ka-
yıtlı ve 5 milyon kayıtdışı işçinin büyük
bölümü asgari ücret ve asgari ücretin
de altında maaşla ayakta kalmaya çalı-
şıyor. Düşük maaşla sürdürülen "muci-
ze yaşamın"; ikinci iş, rüşvet ve sosyal
dayanışma ile sürdürülebildiği, sonuç-
lannın ise adalet, güvenlik, sağlık ve
eğitim gibi yaşamsal alanlarda kalitesiz
hizmet ile toplumun her kesimini saran
topyekûn çürüme olduğu vurgulandı.
Boğaziçi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yıl-
maz Esmer. rüşvetin. "gelir bölüşümü-
nün neredeyse bir mekanizması" halı-
ne geldiğine dıkkat çektı.
Türk-lş Araştırma Merkezi'nce 1999
Ocak ayı fiyatlan baz alınarak yapılan
araştırmada yoksulluk sının 261 mil-
yon lira olarak belırlendi. Anne, baba ve
biri öğrenci, diğeri okul öncesi yaşta ol-
mak üzere 4 kişiden oluşan bir ailenin
asgan gıda, giyim, kira, ulaşım, yaka-
cak, eğitim ve kültür gidenni ifade eden
yoksulluk sınınnı, kamu görevlileri ara-
sında, Ocak 1999'dan geçerli zamlı ma-
aşlanyla sadece il valisi. birinci sınıf
hâkim, profesör. müsteşar, genel mü-
dür gibi üst düzey bürokratlar geçebıli-
yor.
Yetişmiş beyin gücü olarak baş, tacı
edilmesi gereken nükleer enerji ve di-
ğer branş mühendisleri ile uzman dok-
torlar ve kaymakam, başkomiser, 20 yıl-
lık öğretmen gibi kamu görevlilerinin
maaşı ise yoksulluk sınınnın altında ka-
lıyor.
Ikitelli'dcki nükleer kaza sırasında
yakından tanıdığımız Çekmece Nükle-
er Araştırma Merkezı"nde görevii nük-
leer enerji mühendisleri 230 milyon li-
ra alabiliyor.
Sendikalı işçiler
Devlet hastanelerinde görevii uzman
doktorlann maaşı da 245 milyonu aşmı-
yor. İşçiler arasında lastik ve kimya sek-
töründe çahşan sendikalı işçilerin bir
bölümü yoksulluk sınınnı aşan maaşlar
ahrken toplam sayısı 1 milyonun altına
düşen sendikalı işçilerin net maaşlan
sektöre bağlı olarak 70 ile 200 milyon
arasmda değişirken lastik ve kimya sek-
töründekı sendikalı işçi maaşlan 250
milyon lirayı buluyor.
Asgari ücret alünda maaş
Sendikasız ancak sigortalı 3.5 mil-
yon işçi ile kayıtdışı çalıştınlan 5 mil-
yon işçinin tamamma yakın bölümü ise
57 milyon lira olan asgari ücretle ya da
altında bir ücretle çalıştınlıyor. Maaşla-
n asgari ücretin altında kalan birinci ve
onuncu basamak arasındaki Bağ-Kur
emeklilen de 37 ile 57 milyon lira ara-
sında değişen maaş rutarlanyla yaşam-
lannı sürdürmeye çalışıyor. En düşük
dereceli işçi emeklisi ile 15 dereceye
kadar Bağ-Kur emeklisinin maaşı da, 4
kişilik ailenin asgari gıda gideri için ge-
rekli olan 86 milyon liranın altında bu-
lunuyor.
Mucize yaşamın sun
Ulusal gelirden kişi başına düşen ge-
lir 3 bin dolar olarak gözükmesine kar-
şın kişi başına tüketimin 5 bin dolan
geçtiğine dikkat çeken uzmanlar. maaş-
lan yoksulluk sının altında bulunan
azımsanmayacak bır kesimin ikinci bir
işte çalışarak, rüşvet alarak ya da aile içi
dayanışma ile yoksulluk standardının
üstünde bir yaşam sürdürmeyi başardı-
ğını behrtiyor.
NûtteetenUSh.
Teğmtn (1,4) 2A0
Mühmts 0/3! 205
AofsfTî/)l16O
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üye-
si Prof. Dr. Yümaz Esmer'in gerçekleş-
tirdiği "Türkiye Degerier Araştırması"
kapsamında görüşleri sorulan denek-
lerin üçte biri, bütün kamu görev-
lilerinin rüşvete bulaştığına ina-
nıyor, bir o kadan çoğunlu-
ğun rüşvete kanştığını dü-
şünüyor. Çok az istis-
na dışında hiçbir ka-
mu görevlisinin rüş-
vete kanşmadığını
söyleyenlerin oranı
ise sadece yüzde
5'tekalıyor.
Rüşvetin gelir bö-
lüşümünün nere-
deyse bir mekaniz-
ması haline geldiği-
nin altını çizen Prof.
Esmer, "Gerçekte
durum ne olursa o\-
sun, bu yaygın gü-
vensizlik \e ahlak
standartlanrun dü-
şük oyduğu inancı
başlı başına bir so-
run. En riaklı taleple-
rin rüşvetsiz çöiriiİmeyeceği inancı. biza-
tihi yolsuziuğu besleyen bir faktör olu-
yor" dıyor. Doktor, öğretmen ve diğer
kamu görevlilen. ikinci hatta üçüncü
bir işte çalışarak geçimlerini sağlayabi-
liyor.
tstanbul Tabip Odası Basm Sözcüsü
Dr. RıfatYüceL Ocak 1999 zamlanndan
sonra kamuda çahşan bir uzman heki-
min eline net 225 milyon lira geçtiğini
Lhfver&te araşarm
185 OoHor (H/3}
Öğntmut (411)
'120 S»rawat şçı «Draton^i
4 toy/Mt ailenm
gıden
jSmifyon
57 Sen&a rt* &?• 10. BavmakBajkurmeMs
Asgahûcmt
5 7 â y
Bağış kaldırıldı
Kamu
vakıflannda
genelge
sıkıntısı
ANKARA (AA) - Yurt-
taşlann, iş ve hizmet alımı
sırasında kamu kurum ve
kuruluşlan bünyesinde ku-
rulan vakıflara yaptıklan
zorunlu bağışlar bir hizmet
vergisi niteliğine bürünür-
ken bu vakıflann yönetici-
leri. bu uygulamaya son
verilmesı yönündeİci Baş-
bakanlık genelgesi nede-
niyle zor durumda kaldı-
lar.
Kamu kuruluşlannın,
personel ücreti hariç, ye-
mek giderlerinden yakıt
giderlerine, telefon fatura-
lanndan gazete paralanna
kadar her tür cari giderle-
rini karşılayan teşkilatı
güçlendirme vakıflan ça-
resizlik içinde, Başbakan-
lık genelgesine karşın ba-
ğış kabul etmeyi sürdürü-
yor.
Üye personele emekli
ikramiyesi, personel ço-
cuklanna eğitim bursu ve-
ren, bir tür sosyal güvenlik
kuruluşu niteliğine bürü-
nen personel vakıflannın
yöneticileri ise bağışlann
kesilmesi halinde yüküm-
lülüklerini yerine getire-
meyeceklerini, hayatiyet-
lerini yitireceklerini belir-
tiyorlar.
Vakıf yöneticileri, bu
vakıflann kaynak sağla-
maması halinde birçok ka-
mu kuruluşunun kâgıt bile
alamayacağını. personeli-
nin yemek ihtiyacmı karşı-
layamayacağmı, hizmetle-
rini yürütemez hale gele-
ceğini belirtıyorlar. Kamu
kuruluşlan bünyesindeki
vakıfyöneticileri, vakıflar-
da denetimın arttınlması-
nı, amaçlan dışında faali-
yet gösteren vakıflann tas-
fiye edilmesini istiyorlar.
Bir kamu vakfı bünye-
sindeki personel ve sosyal
yardımlaşma vakfının yö-
neticisi. Türkiye'de sosyal
güvenlik sisteminde yaşa-
nan sorunlar nedeniyle
personel vakıflannın artık
bir sosyal güvenlik kurulu-
şu niteliğine büründüğünü,
bağışlann kesilmesi halin-
de bu vakıflann yükümlü-
lüklerini yerine getireme-
yeceğini söyledi.
Vakıf olarak üyelenne
emekli ikramiyesi, üyelen-
nin çocuklanna eğitim
bursu verdiklerini. aynca
daha uygun şartlarda tatil
imkânı sağladıklannı an-
latan vakıf yöneticisi şöy-
le konuştu:
"Şimdiye kadar 600 va-
kıf üyesinin çocuğuna burs
verdik, 300'üne de verme-
ye devam ediyoruz. Üyete-
rimizden aldığımız aidat-
lar dışında, hareamalan-
mızın çok büyük bölümü-
nü, kabul ettiğimiz bağış-
lardan karşılryoruz.*
1
Yaklaşık
260 milyon
lira olan
'yoksulluk
sunrTnı
sadece il
valisi,
birinci sınıf
hâkim,
profesör,
müsteşar,
genel
müdür gibi
üst düzey
bürokratlar
geçcbiliyor.
belirterek özetle şunlan söylüyor:
"Hekünler, geçinebUmek için, iyi he-
kimligin gereklerini yerinegetirebilmek
için ikinci. üçüncü. hatta dördüncü işler-
deçahşmaya zorianmaktadıriar. Kamu-
da yetişen, birikimini kamu hastaneie-
rinde kazanan hekimler, özel sektörde
çahşmaya adeta zoriamyor. Bu durum,
kamu sağlık kurumlaruun verimliliğini,
başanlannı engelky k'i bir rol oynuyor.
Sağhk piyasaya düşünce so-
nuçta ülkemizde giderek sa-
dece üst gelir gruplanna
hizmet eden bir sağiık sek-
törii oluşuyor. Ve bunun ar-
dından hekimler arasında
ciddi ücret uçurumlan ya-
şanmaya başhyor. Bir yanda
müyariar düzeyinde ayhk
gelir ekle ederek mutlu azm-
lığKO oluşturan hekimler,
diğer yandan maaşlanyla
nasd geçineceginin hesabuu
ay boyu yapan mutsuz ço-
ğunlukl!)-"
îkinciiş
Güneydoğu'dan gelen 60 çocukdün Tûrkiye'nintek kapalı eğlence merkezi olan Ta-
^a
'daununjlmazdakü^aryaşadı.KüçükVkmeceBelediyesiveÇağdaşYaşanuDes-
tekleme Derneği tarafindan gerçekleştirilen organizasyonda çocuklar komoy, pırpır filo, atiı kanncalara binerek doyasıy a eğlendiler.
Yurttaşlann programlan araması görüşmelerin kapanmasına yol açtı
TV yanşmaları telefonları Idliüedi
tstanbul HaberServisi- Kanal
D televizyonunda yayımlanan
Çarkıfelek ile atv'de yayımlanan
Bay Tunıike yanşma programla-
nnı arayan mılyonlarca kişi tele-
fon santrallannm kilitlenmesine
yol açtı.
Istanbul'da akşam saatlerin-
den itibaren şehirlerararası tele-
fon görüşmeleri yapılamadı.
Türk Telekom, iki TV kanalını
mahkemeye vermeye hazırlanı-
yor. Türk Telekom yetkilileri bir
günde sadece Gayrettepe Santra-
lı üzerinden Çarkıfelek progra-
mına yapılan şehirlerarası arama
sayısının 2 milyona yaklaştığını
belirterek geçen çarşamba günü
1 milyon 600 bin. cuma günü ise
1 milyon 710 bin kişinin aradı-
ğını vurguladılar.
Yetkililer, telefonlann kilitlen-
mesi üzerine cep telefonlan ile
şans aramayı sürdüren yurttaşla-
nn bu kez cep telefonlannın ki-
litlenmesine neden olduklannı,
aynca yoğunluk sonucu numara-
lann saparak yanlış düştüğünü
ifade ettiler.
Sapmalar nedeniyle çok sayı-
da abonenin yanşma program-
lan diye arandıklannı belirterek
şikâyette bulunduklannı kayde-
den Telekom yetkilileri, yanşma
programlannı mahkemeye ver-
meye hazırlandıklannı söyledı-
ler.
Bay Tumike programmın tele-
fonlannın 677'li olarak değişti-
ğini bildiren Telekom yetkilile-
ri, Bahçelievler ve Ataköy civa-
nndaki abonelerin bundan böy-
le önemli sorunlar yaşayacakla-
n uyansmda bulundular.
KESK Yönetim Kurulu
Üyesi Öğretmen Cengiz
Uzuner de tstanbul, Anka-
ra, Izmir gibi kentlerde öğ-
tetmenierin büyük bölümü
seyyar satıcılık, boyacılık
gibi işler olmak üzere ek iş
yaparak geçimlerini sağla-
yabildiğini söylüyor.
Öğretmen açığı nedeniy-
le fazla derse giren öğret-
menlerin 30-35 milyon ek
gelir elde ettiğini vurgula-
yan Uzuner, zengin semt-
lerdeki öğretmenlerin özel
ders vererek yüksek gelir
elde edebildiğini kaydedi-
yor.
'KaBte dfişfiyor'
Uzuner, ikinci işin sakın-
calan ile ilgili olarak da şu
uyanlarda bulunuyor:
"Bir öğretmenin gttnlük
kapasitesi 6 saatlik ders sü-
resini kaidırabilir. Bu ba-
kanlık genelgesinde de var.
Ama öğretmen açığı nede-
niyle ilkokul öğretmeni 10
saatdersegiriyor.Sonrasın-
da ek işine gidiyor. Dolayı-
sıyla kalite düşüyor. V'atan-
daş ise çocuğunun öğretme-
ni var bilrvor."
^ ^ ^ ^ A ANA MUHALEFET DEBOİSİ
Dıntzor.04.JW.BAT İ9 0» » » 5 1 •1|B1 j>....Ş.ATI.ı..a.O.
"BAGIMSIZLIK" N0STAU1OLDU!UB-ılı İackBt Kuryomu (9)
EKONOMİK SOSYAL KONSEY TOPIANTISI
Kriz masaya yatırılacak
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk-
lş Genel Başkanı Bayram Meral.
Ekonomik ve Sosyal Konsey
gündeminin kendılerine ulaşmasının
ardından eksiklikleri tartışacaklannı
söyledi. DÎSK Genel Başkanı Rıdvan
Budak. toplumsal ağırlığı olan
politikalar konusunda, konseye
görüşlerini ileteceklerini kaydetti.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
(TOBB) Yönetim Kurulu Başkanı Fuat
Miras, özellikle ekonomik bunalımı
masaya yatıracaklannı belirtti.
Başbakan Bülent Ecevit, göreve gelir
gelmez ilk icraatı arasında saydığı
ESK'yı 8 Şubat Pazartesi günü
toplayacak. TOBB Başkanı Miras,
ekonomik bunalımı gündeme
getireceklerinı söyleyerek "Bankalar ve
işadamlanmn durumunu, otomatik faize
bağlanan akitlerin gözden geçirilmesini
istiyoruz. thracabn özendirilmesi için
hükümetin ne gibi önlem alacağını
konuşacağtz" diye konuştu.
Türk-lş Genel Başkanı Bayram Meral,
konseyde 56. hükümetin
yapabileceklerinin gündeme getirilmesi
gerektiğini \-urgulayarak "Meclis'in bu
saatten sonra çalışacağını sanmıyorum.
Çünkü seçirn takvüni başladı" dedı.
DtSK Genel Başkanı Rıdvan Budak,
toplumsal ağırlığı olan politikalar
konusundaki görüşlerini gündeme
getireceklenni bildirdi. Çahşma
yaşamıyla ılgilı olumsuzluklann
gündeme getirileceğini kaydeden
Budak, "Bunlar bu hükümet döneminde
olmayabilir ama Tûrkiye'nin geleceğinde
bunlar çözülürse sosyal dengeler
kurulur. Türkiye, irtica, çete ve darbe
tartışmalanndan sosyal hukuku
gerçekleştirerek aşabilir" diye konuştu.
TİSK Genel SekreteT Yardımcısı Bülent
Pirler, "esnek çauşma" modelini
gündeme getireceklerini bildirdi. Pirler,
daha yararlı ohnası için Ekonomik ve
Sosyal Konsey'in yasal zemine
oturtulması gerektiğini söyledi.
Ekonomik ve Sosyal Konsey'in
belirlenen gündemi şöyle:
# Dış kaynak temini ve reel faizlerin
makul seviyelere gelmesini sağlayacak
güven ortamım geliştirecek yapısal
reformlan da kapsayan kısa, orta ve
uzun vadeli politikalar.
# 1999 yılırun ilk aylanndaki iç borç
servisinin ekonomik ve sosyal dengeleri
bozmadan ve istikrar içinde
gerçekleştirilmesini sağlayacak
önlemler.
9 Enflasyonla mücadelede elde edilen
kazanımlann korunması ve
sürdürülmesinin yanmda büyümenin dış
konjonktürle uyumlu olarak makul bir
düzeyde devamı.
# Küresel krizin istihdam üzerindeki
etkileri, ekonominin rekabet gücünün
korunması, geliştirilmesi ve işsizliğin
önlenmesi için alınabilecek önlemler.
0 Küresel krizden olumsuz yönde
etkilenen sektörler veya alt sektörlerin
etkilenişinin boyutlan ve nedenleri,
olumsuz etkilenişe karşı alınan kısa
vadeli öniemlerin değerlendirilmesi,
orta ve uzun vadede yapılabılecekler.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Yerel Yöneticilepin
Seçimi
Biliyorum, artık kabak tadı veriyor ama; yerel
yöneticilerin, daha doğrusu il, ilçe ve beldelerin
belediye başkanlarının seçiminin yöntemi, birtür-
lü netleşmedi. "Cihet-i askeriye" (çok haklı ola-
rak), çift turiu seçim yönteminde ısrar ediyor. Sa-
yın Cumhurbaşkanımız da aynı görüşü dile geti-
riyor. Ama bazı siyasal partilerimiz bu işe yanaş-
mak istemedikleri için gerekli yasa değişiklikler bir
türlü yapılamıyor.
Betediye başkanlarının tek turlu seçimle belir-
lenmesi konusunda ısrarlı olan partilerden Fazi-
let Partisi, kendi açısından haklı. Zira belki tek tük
belde ve ilçede yüzde ellıyi geçerler ama, hiçbir
ilde yüzde elliyı yakalamalan mümkün değil. Ve
en çok oy alan iki partiden biri olsalar bile; ikinci
turda, "laik-antilaik" sarmalı içinde, hiçbir seçim
şanslan olmadığını biliyorlar.
Son yerel seçimlerde; Istanbul'un Fatih ilçe-
sinde Refah Partisi, seçimi oldukça açık farkla al-
mış ve Sayın Mehmet Ali Şahin, belediye baş-
kanlığı koltuğunun kıyısına kadar gelmişti. Fakat
işçi Partısi'nin itirazı üzerine seçim yenilenince,
seçimi bir laiklik referandumu olarak gören Fatih
halkı, Sayın Sadettin Tantan'a yönelmiş ve se-
çimleri bu kez ANAP almıştı. Bana sorarsanız bu
iki değerli aday arasında pekde nitelikfarkı yok-
tu ama, halk öyle değerlendirmişti...
Yerel seçimlerde nasıl bir yöntem uygulanma-
sının uygun olacagı konusundaki bıktıncı tartış-
maya, bir kez daha giımeden önce, bir demok-
rasi içinde seçimlerin ne gibi işlevleri olduğuna kı-
saca değinmek istiyorum. Yöntemi ne olursa ol-
sun, temsili bir demokraside seçimlerin amacı,
toplumdaki eğilimlerin "beiirienmesı" ve vatan-
daşların kendilerinı "temsil edecek" ınsanlan,
yetkili kılmasıdır. Zaten, "temsili demokrasi" adı
da buradan gelmektedir.
Demokrasi temel olarak halkın kendi kendini
yönetmesi demek olduğuna göre halkın kendi
kendini "temsilcileh" kanalıyla yönetmesi, daha
ilk aşamada bir "zaaf" gibi görünüyor. Fakat nü-
fusu yüz binler, milyonlarla ifade edilen topluluk-
larda, bunun başka çaresi de yoktur. (Elbette "Ye-
ni Demokrasi" diye yutturulmak istenen sömürü
mekanizmalanna aldanılmazsa...)
Temsili demokrasi; insanların, "temsil etme"
yetkisini verdikleriinsanlarvasıtasıyla, kendi ken-
dilerini yönetmeleri demek olduğuna göre bır top-
lumun çoğunluğunun temsil yetkisi vermediğı in-
sanlann o toplumu yönetmeleri, hem demokra-
sinin mantığına aykındır hem de mantığa aykın-
dır, yani insan mantığına aykındır.
Seçimlerin genel amacı, toplumdaki eğilımleri
ve farklı düşünceleri parlamentoya taşımak oldu-
ğuna göre bana kalırsa demokrasiye en uygun
seçim tekniği, toplumdaki tüm eğilimleri parla-
mentoya taşıyacak olan, nispi temsil sistemidiı
Zaten "istikraradma", bırtakım yüksek bare^arm
konularak par4ar«artonun halk»-towıs#>««tenar
ğini" kısıtlamak, dögrudan dogmya demokrasf-
yi zaafa uğratır.
Demokrasi içinde kendini "ifade olanağını" bu-
lamayan kitleler, demokrasi dışı yollan zorlama-
ya başlariar. Bazen de kendi partilerini parlamen-
toya sokamayacaklannı anlayan bu tür insanlar,
kendilerine yakın partiler içinde yuvalanırlar ve o
partilerin düzenini de altüst edebilirler.
Nispi temsil sistemi, genellikle koalisyon hükü-
metlerine yol açar. Ve koalisyon hükümetlerinin,
istikrarsızlığa yol açtığını iddia eden kimi çevre-
ler, bu sistemi baştan mahkûm etmek isterler.
Oysa ki istikrar parlamentoda değil, sokakta olur.
Eğer sokakta istikrar yoksa, parlamentoda istik-
rar olmasını beklememek gerekir.
Belediye başkanlarının çift turlu çoğunluk sis-
temiyle seçilmesini savunmama karşın, parla-
mento seçimlerinde nispi temsil ve hatta nispi
temsil içinde "ulusal artık" gibi bir sistemi savun-
mam, çelişkili gibi görünebilir. Ama değil.
Artan oylann, "Milli bakiye" (ulusal artık) yön-
temiyle değeriendirildiği bir seçim sistemi, top-
lumdaki tüm eğilimleri parlamentoya taşıyacağı
için genellikle koalisyonlara yol açar. Fakat koalis-
yonlar, bu sütunda defalarca dile getirdiğim üze-
re, sakıncalan olduğuk kadar yararlan da olan
uygulamalardır. Ve bazen, biraz uzun sürse de bir
koalisyon protokolu çerçevesinde "uzlaşma"
sağlanır ve seçmenlerin çoğunluğunun, "benim
hükümetim", ya da "benim partimin hükümeti"
diyebileceği bir hükümet oluşur. (Sayın Ecevit'in
kurmuş olduğu hükümet, içindeki çok değerli ba-
zı bakanlara rağmen, bir "demokrasıgaribesi"ö\r
ve "eşi menendi" görülmemiştir...)
Oysa ki halkın oylarının yüzde 20'sini alan bir
aday, belediye başkanı olabilmekte ve sokakta-
ki her beş kişiden dördü, kendisini destekleme-
mişken o başkan, herkesi yönetmektedır. Böyle
mantık olur mu? Böyle bir belediye başkanının,
başanlı bir başkan olması mümkün mü?
Belediye meclislerinin üyelerinin; nispi temsil-
le belirlenmesi de belediye başkanını frenleyeme-
mektedir. Zira ortada, dağıtılacak büyük bir rant
vardır ve herkese bir şeyler düşebilmektedir...
Belediye başkanları, çift turlu çoğunluk siste-
mine göre seçilmelidır. insanları demokrasiden
soğutmanın, kimseye faydası yoktur.
KADIKÖY 2. İCRA DAÎRESİ'NDEN
MENKULÜN SATIŞ AKTTIRMA İLANI
DosyaNo. 1997 61 Saüş
Ortaklığının saoş yolu ile gıdenlmesine karar verilen aşa-
ğıda yazılı tahsis ve işletme hakkı satışa çıkanlmıştır.
Binncı arttırmada 22.2.1999 günü saat 11.00 ile 11.15
arasında Kadıköy 2. lcra Müdürlügü'nde yapılacak ve o gü-
nü kıymetlerin %75'ine istekli bulunraadığı takdirde
23.2.1999 günü aynı yer ve saatte 2. artürma yapılarak satı-
lacağı. Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen
taymetının yüzde kirkım bulmasının ve satış isteyenin alaca-
ğına rüçhanı olan alacaklmın toplammdan fazla olmasının ve
bundan başka paraya çevirme ve paylann paylaştırma mas-
raflannı geçmesınin şart olduğu, mahcuzun satış bedelı üze-
nnden yüzde x,'... oranında KDV'nın alıcıya ait olacağı ve
satış sartnamesinin ıcra dosyasında görülebıteceğı. masrafi
verildiği takdirde şartnamenın bir ömeğinin isteyene gonde-
rilebileceği, fazla bilgi almak ısteyenlerin yukanda yazılı
dosya numarasıyla daıremize başvurmalan ilan olunur.
X vergıye tabi ise maliyece alınacak oranda. Tellaliye iha-
le bedehnden ödenecektır.
Muhammen kıymeti lira Adedi Cinsi
(Mahiyeti ve önemli nıt.)
35.000.000.000.- Kadıköy ilçesı Erenköy
Hali'nde bulunan 11 no'lu
sebze ve me>-ve komısyonu
yazı hanesının tahsis ve
işletme hakkı.
Basın: 3232