Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
7 AFAUK1999 SALJ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 19
GUNCEL CÜNEYT ARCAYUREK
• Baştarafı 1. Sayfada
berterini geri plana atarken, Metris ha-
pishanesindeki isyanı halkın yaşam sı-
kınösmdan daha önemli bulduğu için
mi tam sayfa verdi?
Her zaman olduğu gibi, Tekel zammı
yine bir pazar günü gece ilan edildi. O-
la ki, yüzde 44'lük zam haberini basın
daha geniş irdeleme veya etkilerini ince-
leme olanağını bulamadı. Bir gün son-
raya erteledi. Bir gazetemizin -Zaman-
hükümetin acımasız oranlarda sürekli
zam yapmasını toplumsal açtdan araş-
bran haberi dikkat çekiyor.
Zam ite toplum Siyam IkizJeri gibi.
. Zam, adeta Allah'ın emri.
HalkırTKz sanki peygamber. Bir zam
haberiyte sağ yanağına tokat yiyor, da-
ha ne olup brttiğini kavrayamadan sol
yanağını yeni bir zam tokadına uzatıyor.
Toplurnsal tepki ülkemızde halkın be-
nimsediği bir sosyal öğe olmaktan çık-
nraş, yıllardır toplum duyarazlığına dö-
nüşmüş.
Sosyolog Nilüfer Narlı'ya göre, 'top-
lum patlama noktasında": Topluma yıl-
gtnlık egemen. Siyasal ilgisizlik var. Si-
yasetçilerden bıkmış toplum. Pahalılık,
enflasyon, deprem korkusu içinde yaşı-
y<*
Psikolog Alanur Ozalp de koşut gö-
rüşte: Toplumda korku ve çaresizlikten
gelen birtepkisizlik var. Yönetenlere gü-
venmiyor. Bunlar bir patlama noktasının
habercisi.
Sosyolog ile psikolog aynı öğeleri sı-
ralarken bir noktada birleşiyor:
"Toplum pattama noktasında".
Ama daha önceki zamanlarda aynı
değerde zam tünelinden geçerken ses-
siz kalan, tepki göstermeyen, doğuştan
itaatkâr toplumumuzda "patlama" bek-
lentisi acaba ne ölçüde doğru bir sap-
tama?
ömeğin, yüzde 44'lük Tekel zammı
bardağı taşıran son damla olacak mı?
Sorulara olumlu yanıt veımek zori
Kadercilik mi?
Atatürk kitabı ilgi gören Ingitiz Mango,
enflasyonun yükseldiği bir dönemde
Türkiye'ye gelmiş, dönüşünde demiş ki:
"Türk toplumu müthiş bir toplum. He-
men her gün kaldıramayacağı zamlar
karşısında sessiz kalmayı başanyor."
Kimileri de toplumdaki sessizliği "ka-
derciliğe" bağlryor. Her şey Allah'ın em-
ri!
Bir tarihte Tekel maddelerine büyük
ölçekte zam yagılmıştı. Tekel Bakanı
rahmetJi Orhan Oztrak'a, ömeğin rakı
tüketimini azalüp azaltmadığını sordum.
Güldü: "Tersine arttı" dedi.
Daha sonraki yıllar Tekel'e zamdan
sonratüketimartışı "kederiçiriyor"ado-
nüştü.
Uluslararası sorunlarda tepkimiz da-
ha başka yöntemter gösteriyor.
Ömeğin, AB'ye adaylığımızın söz ko-
nusu olduğu şu günlerde Avrupa'dan
gelen ses, idam cezasının kaldınlması-
nı istiyor.
Başbakanımızın tepkisi: "İdam ceza-
sı ileAB 'ye üyeliğimizin bağdaşmayaca-
ğını" soyted\. Idamı yargı sıstemimizden
silecegimizin ilk işaretini verdi AB'ye.
Adaylığımızı bu nedenle engelleme der
gibiydi Başbakan.
Denktaş'ın uyuşmaz tutum takınaca-
ğı söyteniyordu. New York'taki Kıbns gö-
rüşmelennden olumlu hava yanstyor.
Hukuksal süreç tamamlandıktan son-
ra AlHM'yi yargı sistemimizin devanrn
kabul eden hükümetimizin; Apo'nun
idamını onaylanmak üzere TBMM'ye
göndermeyeceği otasılığı ağ<r basryor.
Roma'nın Apo'yu iade etmesi için i-
dam cezasını kaldınnamız gerekiyordu.
Bu yoldaki girişımlere Demirel karşı çık-
tı:
"Idamın kaldınlmasına toplum hanr
değil" dedi.
Cumhurbaşkanımız bu konuda artık
konuşmadığına göre, idam cezasının
kalkmasına artık toplum hazni
Olumsuz zamlann toplumu patlama
noktasına getirdiği yolundaki irdeleme-
leri boşverin.
Işte dışa dönük olumlu tepkiler!
'Avrupa'ya uymak zorundayız'
• Baştarafı 1. Sayfada
Nükleer santrallann zonınlu olup ol-
madığına ilişkm bir soruyu Demirel,
"nükfeer santralanB yahuzca santral
deği, aym zamanda nükleer teknokji
oiduğumı'' savunarak yanıtlarken,
"Tiriayr tmharm genande kahm*
«fcktriğingeriandelotaMç.nükleertek-
j g ş g
rismdeyiz'' dedi. Nükleer teknolojının
2000'ü yülarda çök şey vereceğinı an-
latan Demirel, "Santralar ofanadıkça
nûldecr teknoiojiyi yûritemezsiniz.
Ekfetrikiçm deteJaotojiiçindeşart-Ay-
nca bunlan tarbşmak bfle çok gmde
kahmşhgm bir işaretidir. Birkaç gfin
soora2000'egireceğfcE.Ai!Mbtzbuka-
l«>tıgidersek2000'egireme>iz. 1900'de
kahnz.Omıı^İBİıerkeskafesmıde$ş-
tirrodT diye konuştu. "Kimseitirazet-
mesnT demediğini belirten Demirel,
sözlenni şöyle sûrdürdû:
"Etsraler. Her ükede YeşjBer var.
İ T i
itinzedecekleııAmaı
yankş bir şey oba, Fransa'da ekkfriğm
yüzde 75'i baradan gelyor. İJS saatte
Fransa efektrik üretiyoE, ben 7.5 saatte
öretiyomn.Nwridö]iyayiarekabetede-
bSrendistriınizotacak."
Siyasi partUerin cumhurbaşkanının
halk taranndan seçılraesıne yönelik
karşı görüşlen anımsatılarak bunu na-
sü değerlendırdiğinin sorulması üzeri-
ne Demirel, "Cumkorbaşkulgbcninı
şahsi mesdem değlöV dedi. Cumhur-
başkanlığı'nın devletin çok önemli bir
meselesi olduğunu belirten Demirel,
Ç ^ g y
letin başmı önemsemeyen bir devfct ve-
yı halk ohu- mu? Ohnaz. lUbi M cum-
harba^kanhğı söz konosa otdvğımda
onç»yapdacakseçinıfevkabdeÖBOB-
hdir'' diye konuştu. Bunun kurallara
bağlandığına işaret eden Demirel, "O
kunfaraygalaııırveDeticryetağbuiD;
Hiç end^eye maturi yok. Ama Tirkiye
daha hi bir idare ımw. Daha iyi bir
idartye karşı çıkma>i Törkiye devam
edemez" dedi.
Demirel bu sııada "Yaaicumburbftş-
kanmu halktarafindan mı seçflmesL."
denılmesi üzenne şu görüşlen dile ge-
tirdi:
"Omanadadejp.Topyekmsöylüyo-
r u Tirkrye'nm topyekûnbir refonna,
yeniqme>T Bıtiyaa var. Sfetemde ana
mcsddcrdelıatayok.Hiırve»erbestse-
çim var, medya var. Hiir irade vat Ama
boniannbepğiDİnberaberceabeBkiç»-
de dahatyüşkmesibızım.Daha iyi «şte-
medeenönenıiimeseiekrdenbir^idev-
tetin tepeden tvnağa gözden geçirflme-
âdff. Bea bu mesdeyi seneterdSr söytt-
yornm.''
Reform yasalan içinde merkezi yö-
netim yerine yerindâı yönetimi fevka-
lade önemsedığini vurgulayan Demirel
şu görüşlen dıle getirdi:
"Cumhurbaşkanının halk tarafin-
dan scçlmesi bu SBtcmİB daha iyi i;fer
hale gehnesiııe yardnna obcakbr. Ben
Cmıharbaşkam oldnğum içm bontan
söyttyor değfflm. Ben buntan söyledim
geldim,tekraıt\vnun.Şmıdi siyasipar-
oTer, Türkiye parbunentosu. cumhor-
başkaıılg se^naım halktarafindan ya-
primasma haar değise, ggyet tabi ya-
priacakiş mevcntsstemi sördûrmektir.
Ama mevcot âsteme birtaknn değişik-
Ikkr getiriebSr. 7 sene çok Cumhur-
başkanhğı için. 7 sene içmde Tirkiye
çok değişjyor. 5 seoeye indirnıek lazım-
dır. Bu da y«ni bir iyleştinnedir. Kisjrye
bağfa ohna\an bir i\Beştinnedir"
Demirel, görev süresının uzatılma-
sına ılışkın görüşlenn anımsatılması
üzenne, "Cmnburbaşjauıkğı meselesi
«iyebir mesdemyok. Bir şaha mesdem
yok. Beodenbirgörevtakpedikiği tak-
dirdebondannntHiaetmeyeceğnnisöy-
löyoruın. Ama bemm bir görev talebim
yok" dedi.
'Apo, çok nazik bir mesek'
Öcalan hakkında venlen idam kara-
nna ilişkin bir soruyuyanıtlayan Demi-
rel, konunun "çok nazikbir mesefe" ol-
duğunu vurguladı. "Bfa Avn^a'nm bir
parçası nnyE" diye soran Demirel, 11
Aralık'ta Türkiye'nuı üyelik için aday
ülkeler arasma girip gümeyeceğınin
tarüşılacağına işaret etti. Demirel,
"11+Türkiyeyerineeşttk 12denfip de-
nibne>eceği tarbşiıyor. Türkiye temd-
den bir karar vermeiidir. Yanmyama-
lakkararla otanaz. Tirkiye,Avrnpa'mn
içmegirecekse,AvTnpa'dahangişarâar
cari ise o şaröan btzim de kabuAenme-
miz lazımdır. Avrupa tnsan Haklan
Mahkemesi'ni kabul etmişiz. Anaya-
sa'nın 92. maddesine göre Avrupa hu-
kuku bizim bukukumuzun bir parçaa
haime gehniş. Ve ne yapdacak? Türki-
ye de hllkukİ yoOar hınıgınlamlıkfan
sonra Avrupa Insan Haklan Mahke-
mesi'ninakhğıkarara uyacakmı? Bnn-
bn httknmet düşünüp taşmacak, bir
karar verecek.9
Demirel, şehit annelerine ilişkin bir
soru üzerine de şu yanıtı verdi:
u
Düşünüptaşmıpsö>1eoecekderken,
lehteki ve aie>hteki tüm mülahazalan
tartacak, Türkiye'nin yüksek menfaü
şudordKecek^Onudiyecekolanhükn-
meöirveMecis'tir.-
Demirel, Helsinkı'de Türkiye'ye
adaylık verilmesini umduğunu söyle-
di. Yunanıstan'ın son dakikada herhan-
gi bir sıkmtı çıkanp çıkarmayacağı ko-
nusunda tereddütler olduğuna işaret e-
den Demirel, sözlenni şöyle sürdürdü:
"Yunanistan, bnrada bir menfi tavır
takmn-, tm defa da Tûrkiye'nnı Avrupa
Ba*& munzeffiğmi (adayhğnu) onler-
se, bir süredirdevamedegdeayunBşak
hava ortadan kalkar. Tûrk-Yunan mû-
nasebetkri gerginlesjr. Tnrkry«-YuBa-
nistan arasmdaki sorunlann çözömi
zorlaşjr.Türkhe ninA>nıpa Beberaber
obnasan istemeyenkrin sa\ıa çogahr."
Demirel, Yunamstan Cumhurbaşka-
ru'na bu konuda mektup yazıp yazma-
dığının sorulması üzerine "Hayır yaz-
madun. Yapdacak temaslarm hepsi ya-
pthmştn-'' dedi.
Kıbns ile ılgıli sorulan da yanıtla-
yan Demirel, "zorfaı birleştirme" gibi
bir durumun olmadığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Bosna-Hersek'te
• Baştarafı 1. Sayfada
Gezi sırasında Gazi Hüsrev Bey Camisi'ni
de zıyaret eden Demirel, camıyi yaptıran Ga-
zi Hüsrev Bey'in türbesine gıderek dua oku-
du. Daha sonra camiden çıkmakta olan halk-
la "sebunünaleyküm" diyerek selamlaşan
Cumhurbaşkanı, ayakkabılannı çıkararak ca-
miye gırdı ve camı ıçındekı cemaatle tokala-
şarak, kısa sohbetlerde bulundu. Demirel'in
yürüyüşü sırasında Eskı Şehır içmde dükkâ-
nı bulunan eskı Galatasaraylı futbolcu Tank
Hoçiç, Demirel'in yanınagelerek
u
Baba,hoş
gddfafa" ded».
Demirel ve berabenndeki heyet buradan
yürüyerek Ziraat Bankası Saraybosna Şube-
si'ne gitti. Banka müdüründen kısa bilgı alan
Demirel, banka müdürünün kendisüıe kredi
kartı hedıye etmesi üzenne, "Bunu haüra
olaraksaldayacagmı'' dedi. Cumhurbaşkanı,
banka personeli ık hatıra fotoğraf çektırdı.
Demirel gezısi çerçevesinde Saraybosna
Bûyükelçısı Ahmed Erozan tarafından ven-
len ögle yemeğıne katıldı. Denurel buradan
ortak kurum binasına geçerek Bosna Hersek
Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı AnteJe-
fanic ve konsey üyelen AMa tzzetbegoviç ve
Zivko Radbk ile görüştü.
Daha sonra heyetlerarası görüşmelere ge-
çildi. Görüşmelenn ardından Türkiye ile
BosnaHersekBakanlarKurulu arasındakül-
tür merkezlennin kuruluşu ve ışleyışı hakm-
da protokol ımzalandı. Cumhurbaşkanı'nın
gezısi öncesınde ünzalanması öngörülen, te-
rorizm, uyuşturucu madde kaçakçılığı ve or-
ganize suçlarla mücadele alamnda işbirliği
anlaşması, Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı
konseyi üyelerinin kendı aralannda anlaşma
sağlayamaması nedenıyle bağıtlanamadı.
Basına açıklama yapan Demirel, Türki-
ye'nin uluslararası hudiıtlan içinde kalınmış
Bosna Hersek Cumhunyeti'nin çok etnikli,
kültürlü, dınli, dilli bir yapıda varhğmı sür-
dürmesi taraftan olduğunu söyledi. Demirel,
Dayton Antlaşması'nın ıç savaşı durdurma-
yı ve Avrupa standartlannda çağdaş bir Bos-
na Hersek Cumhunyeti var olmasını hedef-
lediğıne işaret etti. Türkıye'nın bu güzel ül-
kede banş için tüm faaliyetterde olduğunu
anlatan Demirel, "Bosna Hersek Cumhuri-
yetfnin,banşiçmdeyarabumı sannası\«ie-
riye doğru yürümesi Türkh-e'yi çok yakm-
dan agaeodirmektedir" dedi.
Bosna-Hersek'in Dayton Antlaşmasrndan
bu yana. dört sene süresinde çok başanh bir
program uygulayabildığını belirten Demirel,
tüm uluslann tarihinde, iç savaşlann açüğı
yaralann dış savaşlann açtığından çok daha
derin olduğunu söyledi. Türkiye'nin heralan-
daki olanaklaruıdan Bosna-Hersek'in yarar-
lanması gerektığinı vurgulayan Demirel,
"Dajton Anöaşması'nnı meydana getinMği
astemin akernatifl yoktur. Türkiye ber afau-
daBosna HenekCumhuriyetiieberaberdr"
diye konuştu.
Demirel, daha sonra Holiday Inn Oteü
kongre salonunda ekonomik forum toplantı-
sına katıldı. Cumhurbaşkanı Denurel, Bosna
Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi'nce ve-
rilen akşam yemeğıne de katıldı.
fidfemo fıediye çekleri
Mfemolannızı çoklaştıracak,
yaşamımzı güzelleştirecek\
Kalile, uygun fiyat ve ödeme
seçenekleri gibi en lyi kampanyada
Alfemo'dal
Şimdi, yatak odası takımlan, yemek odası
takımlan, oturma gruplan, kanepekr,
bebek ve genç odalan. yalaklar,
çok özel hediye çekleriyle
sizi bekliyor. .
Seçtiğıniz Aifemo'ya, hediye çekinizle
dilediğimz Alfemo hedıyel
Üstelik, peşin fiyaüna taksitle
yada 14 aya varan vadelerlel
Böyie kampanya gördiinüz mü?
A L F E M O
^B^n^B^n*iBaB^B^aBiB^n*niB****aBnaan*«ıa*BiB**aBiBi
" b i r ö m ü r b o y u"
8
o
İ
Bulgar bandıralı getni kaçınldı
SOFYA (AA) - Tfiıkiye'den Yunanis-
tan'a sebze taşıyan, bir Bulgar şırketine
ah "Vatodoley-1'' adlı yük gemisinin, ya-
sadışı göçmenlerce kaçırfldığı bildinldi.
Bulgarresmıhaberajansı, germninkap-
tanmı bir Yunan limaîuna demir atmaya
zoriayan göçmenlenn, 8 kişilik gemi mü-
rettebatmı esir aldığını ve isteklerinin ye-
rincgetirilmcTnesıdurumundagerniyiate-
şe verecelderi tehdidinde bulunduklarmı
duyurdu. Yunan makamlannın izin ver-
medıği geminin, Ege Denizi'ndeki Les-
bos Adası açıklarında bulunduğu hehrtil-
di. BTA ajansı, gemideki kaçak göçmen-
lenn sayısı ile kökenlennm bıiinmediğmi
kaydederken Yunanistan Tıcaret ve Deniz-
cilik Bakanlığı, göçmenlenn sayısınm en
az 250 civannda olabilecegiru biktirdi.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Marmara
depremi ve Kosova krizleri nedeniyle iki kez erte-
lediği Bosna gezisine çıkarken, geleneğini bozdu;
dönüşte yanrtladığı sorulara gidiş yolunda karşılık
verdi. Demirel yeniden cumhurbaşkanlığı için "gö-
reve talip değil", ama "görevden kaçmayacak"]
Demirel'in bütün aynntılanyla yanrtladığı durumun
özeti şu:
"Benden bir şey istenir de yapmazsam namer-
dim!"
Saraybosna manzaraJanna geçersek... Baş Çar-
şı'ya uzanan Mareşal Tito Caddesi ile Rudiçeva
Caddesi'nin köşesinde küçük bir aJan... Genç-yaş-
lı 10-15 kişi zemine işlenmiş 5x5 metrelik satrancın
etrafında oyunculan izliyor. Uzun düşünmek zor;
hemen "daha iyı bilenler" müdahale ediyor.
Cadde sağlı sollu dükkânlarla dolu. İki yıl önce
bunlann çoğu kapalıydı. Yeni açılanlar hemen belli
oluyor. Birinin renkli vitrini dikkatimi çekti. Çiçek so-
ğanı satıyor. En önde lale tüheri. Içeri girip iş olsun
diye sordum. San, kıımızı, mor lalelerin fotoğrafla-
nnı önüme serditer. Kırmızrya elim gitti. Bu kez kır-
mızının tonlanndan bir demet...
Kitapçılarda, resim galerilerinde 1992-1996 ara-
sındaki 250 bin kişinin ölümüne neden olan acıma-
sız savaşın izlen devam ediyor. Kitapçılar yakın ta-
rih üzerineyazılmış romanlar, öykülerte dolu. Resim
galerileri ise savaşın bütün acımasızlığını, vahşiliği-
ni renge döken görüntülerle dolu. Bir mezarlık res-
-mi... Mezar taşında ölen kişinin resmi var. İki elini
gökyüzüne uzatmış, güneşi avuçlayıp aşağı indiri-
yor. Bir başka resim. Bir çocuk yapmış olmalı. Me-
zarlar arasında renk renk balonlar...
Kitapçıda tanıdık bir isim dikkatimi çekti:
Evttya Çelebi
Kitabı bana satmak isteyen görevli, Cetebi'nin
ünlü bir seyyah olduğunu, bütün bölgeyi dolaşarak
günlük yaşama ilişkin çok aynntılı bilgiler verdiğini
anlattı. Kitabın Saraybosna baskısı savaşın son yı-
lında 1996'da yapılmış.
2 yıl önce neredeyse tüm cami bahçeleri, park-
lann kimi bölümleri mezariıktı. Park çiçekleri arasın-
da yürürken üzerine rasgele tahta çakılmış genç
mezariarla karşılaşınca ürkmüş, şöyle mınldanmış-
tım:
- Bu kentin en yeni yapılan mezarlıklar.
O mezarlar bugün de yerinde duruyor. Ancak,
tahta başlıklann yerini birer metre yüksekliğinde
dört köşe anrtsal taşlar almış. Tarihin çok eski dö-
nemlerinde yaşanmış bir savaşı bugünkü kuşakla-
ra anlatır gibi duruyor taşlar. Üzerlerindeki adlar
farklı doğum tarihlerinde, ama ölüm tarihleri hep ay-
nı:
Adem Bayramoviç (1960-1994).
Hamid Borucuya (1962-1994).
Abdül Dûcar (1967-1994).
Umut yolculan
Balkanlar'ın Türkiye açısından bir özelliği de Av-
rupa kapısı olması. Balkan şehirlerinin çoğunda Av-
rupa'ya gıtmek isteyen umut fakiri Türkler var. Sa-
raybosna'nın Baş Çarşı'sında önceden tanıdığım
Türklerin gelip gittiğı bir kahveye gırdim. Kahvenın
sahibı Armend, aynı güler yüzlülükle karşıladı be-
ni. Geleneğini de bozmamış. İlk iki çaydan sonra
üçüncüsü bedava.
Kahvenin müşterilerinin çoğu Avrupa şehirlerine
gitmek isteyen genç Türkler. Tkisiyle sohbet ettim.
Metin ve Murat bir aydır buradaymış. 5-6 kişi bir
odada kalıyoriar. Bağlantı kurduklan umut taciri her
an gelebilir, bu sabah yola çıkıyoruz, diyebilır, Bal-
kanlar'ın kuzeyinden Viyana'ya, Münih'e, Amster-
dam'a uzanabilirier. Bütün umutlan bu.
Metin, 10 yıl Hollanda'da kaçak yaşamış, sonra
Türkiye'ye gelmiş. Gidişi kaçak olduğu için hemen
askere almışlar onu. Vatani görevini Kıbns'ta yap-
mış. Kıbnslı Türklerin onu sevmemesine çok bozul-
muş.
Askeriiğin ardından Türkiye'de tş kurmanın yolla-
nna bakmış, çıkış yolu bulamamış. Şimdi yeniden
kaçak yollaria Avrupa'ya gidip göçebe yaşamını sür-
dürmeyi deniyor.
"Avrupa'da bize hep kötü gözle bakıyorlardı. Bu
yüzden Türkiye'ye dönmûştüm" öed\ Metin, sözünü
şöyle bağladı:
"Baktım ki Türkiye'de de birbirimizi sevmiyoruz!"
CürüzyenidenYÖK Başkanı
• Baştarafı 1. Sayfada
gibi yeniden atanmasının
"5*" olmadıgmı söyledi.
YÖK'leügilıolarakTB-
MM'de Araştmna Komis-
yonu kurulduğunu anımsa-
tan Çetin, "HR; değOse ko-
misyomın aklaması beklett-
meSydL Bu kadar acete edfl-
mesme bir anbm veremiyo-
nnn" dedi.
Gürüz'ün atanması,
MHP Başkanlık Dıvanı'nda
da ele aluıdı. Yahnıci, top-
lantının ardından yaptığı
açıklamada, MHP'nin
YÖK yönetimi konusunda
bugüne kadar verdiği müca-
deleyi sürdüreceğinı belirt-
ti. öürüz'ün atanması,
ANAP Başkanlık Diva-
nı'nda da ele alındı Toplan-
tıdan sonra gazetecılere
açıklama yapan Genel Baş-
kan Yardımcısı Ahat Andi-
can, YÖK Başkanı atama-
sında Cumhurbaşkam'nın
takdirinı kullandığını söyle-
mekle yetindi.
ANAP Genel Başkanı
MesotYdmaz. atamayı De-
mirel'in takdin olarak nıte-
ledi. FP Genel Başkan Yar-
dımcısı Cevat Ayhan da.
Gürüz'ün atanmasmı esefle
ve üzüntüyle karşıladığını
söyledi.
YÖK'le ilgili iddialann
araştınlması için TBMM'de
bir komisyon kurulduğuna
dikkat çeken Ayhan, "Cum-
hurbaşkam'mn bövte bir
atama yapması milkte ve
Mectis iradesine sayguazhk-
tn-"dedı.
Ayhan, YÖK üyelerinin
TBMM tarafından seçüme-
sı gerektiğını söyledi.
DYP Genel Başkan Yar-
dımcısı Mehmet AH Yavuz
atamayı "Yanhş obnuştur.
Çünkü kamuoyunda yıp-
ranmış ve yıpratümış bir
isim" diye değerlendirdi.
Ecevit savıındu
Başbakan Bülent Ecevit,
dün gazetecilerin sorulannı
yanıtlarken Gürüz'ün yük-
seköğrenımde ve eğitimde
laik, demokratık cumhuri-
y&e bağlılığa büyük önem
veTdiğıni söyledi. Atamanın
Cumhurbaşkanrnm yetki-
sinde olduğuna işaret eden
Ecevit, "Gürüz'ün görevini
başanyla yaptığı düşünce-
smdeyiz" dedi. Ecevit, Gü-
rüz'e yönelik tepkileri de
şöyle değerlendırdı.
"Tabii demokratık bir üt-
kede bu gibi yüksek görev-
lerde bulunan kimselerinle-
hinde olabileceği gibi aley-
hindede konuşanlarotabikt.
Fakat ben Sayuı Kemal Gü-
rüz'ün büyük bir iyi niyede
görevini yapnğı kanısuıda-
yun. Bundan sonra da aynı
anlayışla görevini sürdüre-
ceğine inamyorum."
Gürüz: Göreve
layık olacağun'
Gürüz, yeniden YÖK
Başkanı olarak atandıktan
sonra Başbakan Ecevit'i
makamında ziyaret etti.
Başbakanlık çıkışı gazete-
cilerin sorulanyla karşıla-
şan Gürüz, "Çeşjtii çevreler-
den çok fazla eleştiri ahyor-
sonuz. Ancak yeniden atan-
duHZ. Bunu nasıl değerienoi-
riyorsunuz" sorusuna "Sa-
ymCumhurbaşkanı benila-
yıkgördüler. Müteşekkirnn.
Göreve layık ohnaya çahşa-
cağun" yanıtını verdi.