28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 AFAUK1999 SALJ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 GUNCEL CÜNEYT ARCAYUREK • Baştarafı 1. Sayfada berterini geri plana atarken, Metris ha- pishanesindeki isyanı halkın yaşam sı- kınösmdan daha önemli bulduğu için mi tam sayfa verdi? Her zaman olduğu gibi, Tekel zammı yine bir pazar günü gece ilan edildi. O- la ki, yüzde 44'lük zam haberini basın daha geniş irdeleme veya etkilerini ince- leme olanağını bulamadı. Bir gün son- raya erteledi. Bir gazetemizin -Zaman- hükümetin acımasız oranlarda sürekli zam yapmasını toplumsal açtdan araş- bran haberi dikkat çekiyor. Zam ite toplum Siyam IkizJeri gibi. . Zam, adeta Allah'ın emri. HalkırTKz sanki peygamber. Bir zam haberiyte sağ yanağına tokat yiyor, da- ha ne olup brttiğini kavrayamadan sol yanağını yeni bir zam tokadına uzatıyor. Toplurnsal tepki ülkemızde halkın be- nimsediği bir sosyal öğe olmaktan çık- nraş, yıllardır toplum duyarazlığına dö- nüşmüş. Sosyolog Nilüfer Narlı'ya göre, 'top- lum patlama noktasında": Topluma yıl- gtnlık egemen. Siyasal ilgisizlik var. Si- yasetçilerden bıkmış toplum. Pahalılık, enflasyon, deprem korkusu içinde yaşı- y<* Psikolog Alanur Ozalp de koşut gö- rüşte: Toplumda korku ve çaresizlikten gelen birtepkisizlik var. Yönetenlere gü- venmiyor. Bunlar bir patlama noktasının habercisi. Sosyolog ile psikolog aynı öğeleri sı- ralarken bir noktada birleşiyor: "Toplum pattama noktasında". Ama daha önceki zamanlarda aynı değerde zam tünelinden geçerken ses- siz kalan, tepki göstermeyen, doğuştan itaatkâr toplumumuzda "patlama" bek- lentisi acaba ne ölçüde doğru bir sap- tama? ömeğin, yüzde 44'lük Tekel zammı bardağı taşıran son damla olacak mı? Sorulara olumlu yanıt veımek zori Kadercilik mi? Atatürk kitabı ilgi gören Ingitiz Mango, enflasyonun yükseldiği bir dönemde Türkiye'ye gelmiş, dönüşünde demiş ki: "Türk toplumu müthiş bir toplum. He- men her gün kaldıramayacağı zamlar karşısında sessiz kalmayı başanyor." Kimileri de toplumdaki sessizliği "ka- derciliğe" bağlryor. Her şey Allah'ın em- ri! Bir tarihte Tekel maddelerine büyük ölçekte zam yagılmıştı. Tekel Bakanı rahmetJi Orhan Oztrak'a, ömeğin rakı tüketimini azalüp azaltmadığını sordum. Güldü: "Tersine arttı" dedi. Daha sonraki yıllar Tekel'e zamdan sonratüketimartışı "kederiçiriyor"ado- nüştü. Uluslararası sorunlarda tepkimiz da- ha başka yöntemter gösteriyor. Ömeğin, AB'ye adaylığımızın söz ko- nusu olduğu şu günlerde Avrupa'dan gelen ses, idam cezasının kaldınlması- nı istiyor. Başbakanımızın tepkisi: "İdam ceza- sı ileAB 'ye üyeliğimizin bağdaşmayaca- ğını" soyted\. Idamı yargı sıstemimizden silecegimizin ilk işaretini verdi AB'ye. Adaylığımızı bu nedenle engelleme der gibiydi Başbakan. Denktaş'ın uyuşmaz tutum takınaca- ğı söyteniyordu. New York'taki Kıbns gö- rüşmelennden olumlu hava yanstyor. Hukuksal süreç tamamlandıktan son- ra AlHM'yi yargı sistemimizin devanrn kabul eden hükümetimizin; Apo'nun idamını onaylanmak üzere TBMM'ye göndermeyeceği otasılığı ağ<r basryor. Roma'nın Apo'yu iade etmesi için i- dam cezasını kaldınnamız gerekiyordu. Bu yoldaki girişımlere Demirel karşı çık- tı: "Idamın kaldınlmasına toplum hanr değil" dedi. Cumhurbaşkanımız bu konuda artık konuşmadığına göre, idam cezasının kalkmasına artık toplum hazni Olumsuz zamlann toplumu patlama noktasına getirdiği yolundaki irdeleme- leri boşverin. Işte dışa dönük olumlu tepkiler! 'Avrupa'ya uymak zorundayız' • Baştarafı 1. Sayfada Nükleer santrallann zonınlu olup ol- madığına ilişkm bir soruyu Demirel, "nükfeer santralanB yahuzca santral deği, aym zamanda nükleer teknokji oiduğumı'' savunarak yanıtlarken, "Tiriayr tmharm genande kahm* «fcktriğingeriandelotaMç.nükleertek- j g ş g rismdeyiz'' dedi. Nükleer teknolojının 2000'ü yülarda çök şey vereceğinı an- latan Demirel, "Santralar ofanadıkça nûldecr teknoiojiyi yûritemezsiniz. Ekfetrikiçm deteJaotojiiçindeşart-Ay- nca bunlan tarbşmak bfle çok gmde kahmşhgm bir işaretidir. Birkaç gfin soora2000'egireceğfcE.Ai!Mbtzbuka- l«>tıgidersek2000'egireme>iz. 1900'de kahnz.Omıı^İBİıerkeskafesmıde$ş- tirrodT diye konuştu. "Kimseitirazet- mesnT demediğini belirten Demirel, sözlenni şöyle sûrdürdû: "Etsraler. Her ükede YeşjBer var. İ T i itinzedecekleııAmaı yankş bir şey oba, Fransa'da ekkfriğm yüzde 75'i baradan gelyor. İJS saatte Fransa efektrik üretiyoE, ben 7.5 saatte öretiyomn.Nwridö]iyayiarekabetede- bSrendistriınizotacak." Siyasi partUerin cumhurbaşkanının halk taranndan seçılraesıne yönelik karşı görüşlen anımsatılarak bunu na- sü değerlendırdiğinin sorulması üzeri- ne Demirel, "Cumkorbaşkulgbcninı şahsi mesdem değlöV dedi. Cumhur- başkanlığı'nın devletin çok önemli bir meselesi olduğunu belirten Demirel, Ç ^ g y letin başmı önemsemeyen bir devfct ve- yı halk ohu- mu? Ohnaz. lUbi M cum- harba^kanhğı söz konosa otdvğımda onç»yapdacakseçinıfevkabdeÖBOB- hdir'' diye konuştu. Bunun kurallara bağlandığına işaret eden Demirel, "O kunfaraygalaııırveDeticryetağbuiD; Hiç end^eye maturi yok. Ama Tirkiye daha hi bir idare ımw. Daha iyi bir idartye karşı çıkma>i Törkiye devam edemez" dedi. Demirel bu sııada "Yaaicumburbftş- kanmu halktarafindan mı seçflmesL." denılmesi üzenne şu görüşlen dile ge- tirdi: "Omanadadejp.Topyekmsöylüyo- r u Tirkrye'nm topyekûnbir refonna, yeniqme>T Bıtiyaa var. Sfetemde ana mcsddcrdelıatayok.Hiırve»erbestse- çim var, medya var. Hiir irade vat Ama boniannbepğiDİnberaberceabeBkiç»- de dahatyüşkmesibızım.Daha iyi «şte- medeenönenıiimeseiekrdenbir^idev- tetin tepeden tvnağa gözden geçirflme- âdff. Bea bu mesdeyi seneterdSr söytt- yornm.'' Reform yasalan içinde merkezi yö- netim yerine yerindâı yönetimi fevka- lade önemsedığini vurgulayan Demirel şu görüşlen dıle getirdi: "Cumhurbaşkanının halk tarafin- dan scçlmesi bu SBtcmİB daha iyi i;fer hale gehnesiııe yardnna obcakbr. Ben Cmıharbaşkam oldnğum içm bontan söyttyor değfflm. Ben buntan söyledim geldim,tekraıt\vnun.Şmıdi siyasipar- oTer, Türkiye parbunentosu. cumhor- başkaıılg se^naım halktarafindan ya- primasma haar değise, ggyet tabi ya- priacakiş mevcntsstemi sördûrmektir. Ama mevcot âsteme birtaknn değişik- Ikkr getiriebSr. 7 sene çok Cumhur- başkanhğı için. 7 sene içmde Tirkiye çok değişjyor. 5 seoeye indirnıek lazım- dır. Bu da y«ni bir iyleştinnedir. Kisjrye bağfa ohna\an bir i\Beştinnedir" Demirel, görev süresının uzatılma- sına ılışkın görüşlenn anımsatılması üzenne, "Cmnburbaşjauıkğı meselesi «iyebir mesdemyok. Bir şaha mesdem yok. Beodenbirgörevtakpedikiği tak- dirdebondannntHiaetmeyeceğnnisöy- löyoruın. Ama bemm bir görev talebim yok" dedi. 'Apo, çok nazik bir mesek' Öcalan hakkında venlen idam kara- nna ilişkin bir soruyuyanıtlayan Demi- rel, konunun "çok nazikbir mesefe" ol- duğunu vurguladı. "Bfa Avn^a'nm bir parçası nnyE" diye soran Demirel, 11 Aralık'ta Türkiye'nuı üyelik için aday ülkeler arasma girip gümeyeceğınin tarüşılacağına işaret etti. Demirel, "11+Türkiyeyerineeşttk 12denfip de- nibne>eceği tarbşiıyor. Türkiye temd- den bir karar vermeiidir. Yanmyama- lakkararla otanaz. Tirkiye,Avrnpa'mn içmegirecekse,AvTnpa'dahangişarâar cari ise o şaröan btzim de kabuAenme- miz lazımdır. Avrupa tnsan Haklan Mahkemesi'ni kabul etmişiz. Anaya- sa'nın 92. maddesine göre Avrupa hu- kuku bizim bukukumuzun bir parçaa haime gehniş. Ve ne yapdacak? Türki- ye de hllkukİ yoOar hınıgınlamlıkfan sonra Avrupa Insan Haklan Mahke- mesi'ninakhğıkarara uyacakmı? Bnn- bn httknmet düşünüp taşmacak, bir karar verecek.9 Demirel, şehit annelerine ilişkin bir soru üzerine de şu yanıtı verdi: u Düşünüptaşmıpsö>1eoecekderken, lehteki ve aie>hteki tüm mülahazalan tartacak, Türkiye'nin yüksek menfaü şudordKecek^Onudiyecekolanhükn- meöirveMecis'tir.- Demirel, Helsinkı'de Türkiye'ye adaylık verilmesini umduğunu söyle- di. Yunanıstan'ın son dakikada herhan- gi bir sıkmtı çıkanp çıkarmayacağı ko- nusunda tereddütler olduğuna işaret e- den Demirel, sözlenni şöyle sürdürdü: "Yunanistan, bnrada bir menfi tavır takmn-, tm defa da Tûrkiye'nnı Avrupa Ba*& munzeffiğmi (adayhğnu) onler- se, bir süredirdevamedegdeayunBşak hava ortadan kalkar. Tûrk-Yunan mû- nasebetkri gerginlesjr. Tnrkry«-YuBa- nistan arasmdaki sorunlann çözömi zorlaşjr.Türkhe ninA>nıpa Beberaber obnasan istemeyenkrin sa\ıa çogahr." Demirel, Yunamstan Cumhurbaşka- ru'na bu konuda mektup yazıp yazma- dığının sorulması üzerine "Hayır yaz- madun. Yapdacak temaslarm hepsi ya- pthmştn-'' dedi. Kıbns ile ılgıli sorulan da yanıtla- yan Demirel, "zorfaı birleştirme" gibi bir durumun olmadığını vurguladı. Cumhurbaşkanı Bosna-Hersek'te • Baştarafı 1. Sayfada Gezi sırasında Gazi Hüsrev Bey Camisi'ni de zıyaret eden Demirel, camıyi yaptıran Ga- zi Hüsrev Bey'in türbesine gıderek dua oku- du. Daha sonra camiden çıkmakta olan halk- la "sebunünaleyküm" diyerek selamlaşan Cumhurbaşkanı, ayakkabılannı çıkararak ca- miye gırdı ve camı ıçındekı cemaatle tokala- şarak, kısa sohbetlerde bulundu. Demirel'in yürüyüşü sırasında Eskı Şehır içmde dükkâ- nı bulunan eskı Galatasaraylı futbolcu Tank Hoçiç, Demirel'in yanınagelerek u Baba,hoş gddfafa" ded». Demirel ve berabenndeki heyet buradan yürüyerek Ziraat Bankası Saraybosna Şube- si'ne gitti. Banka müdüründen kısa bilgı alan Demirel, banka müdürünün kendisüıe kredi kartı hedıye etmesi üzenne, "Bunu haüra olaraksaldayacagmı'' dedi. Cumhurbaşkanı, banka personeli ık hatıra fotoğraf çektırdı. Demirel gezısi çerçevesinde Saraybosna Bûyükelçısı Ahmed Erozan tarafından ven- len ögle yemeğıne katıldı. Denurel buradan ortak kurum binasına geçerek Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı AnteJe- fanic ve konsey üyelen AMa tzzetbegoviç ve Zivko Radbk ile görüştü. Daha sonra heyetlerarası görüşmelere ge- çildi. Görüşmelenn ardından Türkiye ile BosnaHersekBakanlarKurulu arasındakül- tür merkezlennin kuruluşu ve ışleyışı hakm- da protokol ımzalandı. Cumhurbaşkanı'nın gezısi öncesınde ünzalanması öngörülen, te- rorizm, uyuşturucu madde kaçakçılığı ve or- ganize suçlarla mücadele alamnda işbirliği anlaşması, Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı konseyi üyelerinin kendı aralannda anlaşma sağlayamaması nedenıyle bağıtlanamadı. Basına açıklama yapan Demirel, Türki- ye'nin uluslararası hudiıtlan içinde kalınmış Bosna Hersek Cumhunyeti'nin çok etnikli, kültürlü, dınli, dilli bir yapıda varhğmı sür- dürmesi taraftan olduğunu söyledi. Demirel, Dayton Antlaşması'nın ıç savaşı durdurma- yı ve Avrupa standartlannda çağdaş bir Bos- na Hersek Cumhunyeti var olmasını hedef- lediğıne işaret etti. Türkıye'nın bu güzel ül- kede banş için tüm faaliyetterde olduğunu anlatan Demirel, "Bosna Hersek Cumhuri- yetfnin,banşiçmdeyarabumı sannası\«ie- riye doğru yürümesi Türkh-e'yi çok yakm- dan agaeodirmektedir" dedi. Bosna-Hersek'in Dayton Antlaşmasrndan bu yana. dört sene süresinde çok başanh bir program uygulayabildığını belirten Demirel, tüm uluslann tarihinde, iç savaşlann açüğı yaralann dış savaşlann açtığından çok daha derin olduğunu söyledi. Türkiye'nin heralan- daki olanaklaruıdan Bosna-Hersek'in yarar- lanması gerektığinı vurgulayan Demirel, "Dajton Anöaşması'nnı meydana getinMği astemin akernatifl yoktur. Türkiye ber afau- daBosna HenekCumhuriyetiieberaberdr" diye konuştu. Demirel, daha sonra Holiday Inn Oteü kongre salonunda ekonomik forum toplantı- sına katıldı. Cumhurbaşkanı Denurel, Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi'nce ve- rilen akşam yemeğıne de katıldı. fidfemo fıediye çekleri Mfemolannızı çoklaştıracak, yaşamımzı güzelleştirecek\ Kalile, uygun fiyat ve ödeme seçenekleri gibi en lyi kampanyada Alfemo'dal Şimdi, yatak odası takımlan, yemek odası takımlan, oturma gruplan, kanepekr, bebek ve genç odalan. yalaklar, çok özel hediye çekleriyle sizi bekliyor. . Seçtiğıniz Aifemo'ya, hediye çekinizle dilediğimz Alfemo hedıyel Üstelik, peşin fiyaüna taksitle yada 14 aya varan vadelerlel Böyie kampanya gördiinüz mü? A L F E M O ^B^n^B^n*iBaB^B^aBiB^n*niB****aBnaan*«ıa*BiB**aBiBi " b i r ö m ü r b o y u" 8 o İ Bulgar bandıralı getni kaçınldı SOFYA (AA) - Tfiıkiye'den Yunanis- tan'a sebze taşıyan, bir Bulgar şırketine ah "Vatodoley-1'' adlı yük gemisinin, ya- sadışı göçmenlerce kaçırfldığı bildinldi. Bulgarresmıhaberajansı, germninkap- tanmı bir Yunan limaîuna demir atmaya zoriayan göçmenlenn, 8 kişilik gemi mü- rettebatmı esir aldığını ve isteklerinin ye- rincgetirilmcTnesıdurumundagerniyiate- şe verecelderi tehdidinde bulunduklarmı duyurdu. Yunan makamlannın izin ver- medıği geminin, Ege Denizi'ndeki Les- bos Adası açıklarında bulunduğu hehrtil- di. BTA ajansı, gemideki kaçak göçmen- lenn sayısı ile kökenlennm bıiinmediğmi kaydederken Yunanistan Tıcaret ve Deniz- cilik Bakanlığı, göçmenlenn sayısınm en az 250 civannda olabilecegiru biktirdi. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Marmara depremi ve Kosova krizleri nedeniyle iki kez erte- lediği Bosna gezisine çıkarken, geleneğini bozdu; dönüşte yanrtladığı sorulara gidiş yolunda karşılık verdi. Demirel yeniden cumhurbaşkanlığı için "gö- reve talip değil", ama "görevden kaçmayacak"] Demirel'in bütün aynntılanyla yanrtladığı durumun özeti şu: "Benden bir şey istenir de yapmazsam namer- dim!" Saraybosna manzaraJanna geçersek... Baş Çar- şı'ya uzanan Mareşal Tito Caddesi ile Rudiçeva Caddesi'nin köşesinde küçük bir aJan... Genç-yaş- lı 10-15 kişi zemine işlenmiş 5x5 metrelik satrancın etrafında oyunculan izliyor. Uzun düşünmek zor; hemen "daha iyı bilenler" müdahale ediyor. Cadde sağlı sollu dükkânlarla dolu. İki yıl önce bunlann çoğu kapalıydı. Yeni açılanlar hemen belli oluyor. Birinin renkli vitrini dikkatimi çekti. Çiçek so- ğanı satıyor. En önde lale tüheri. Içeri girip iş olsun diye sordum. San, kıımızı, mor lalelerin fotoğrafla- nnı önüme serditer. Kırmızrya elim gitti. Bu kez kır- mızının tonlanndan bir demet... Kitapçılarda, resim galerilerinde 1992-1996 ara- sındaki 250 bin kişinin ölümüne neden olan acıma- sız savaşın izlen devam ediyor. Kitapçılar yakın ta- rih üzerineyazılmış romanlar, öykülerte dolu. Resim galerileri ise savaşın bütün acımasızlığını, vahşiliği- ni renge döken görüntülerle dolu. Bir mezarlık res- -mi... Mezar taşında ölen kişinin resmi var. İki elini gökyüzüne uzatmış, güneşi avuçlayıp aşağı indiri- yor. Bir başka resim. Bir çocuk yapmış olmalı. Me- zarlar arasında renk renk balonlar... Kitapçıda tanıdık bir isim dikkatimi çekti: Evttya Çelebi Kitabı bana satmak isteyen görevli, Cetebi'nin ünlü bir seyyah olduğunu, bütün bölgeyi dolaşarak günlük yaşama ilişkin çok aynntılı bilgiler verdiğini anlattı. Kitabın Saraybosna baskısı savaşın son yı- lında 1996'da yapılmış. 2 yıl önce neredeyse tüm cami bahçeleri, park- lann kimi bölümleri mezariıktı. Park çiçekleri arasın- da yürürken üzerine rasgele tahta çakılmış genç mezariarla karşılaşınca ürkmüş, şöyle mınldanmış- tım: - Bu kentin en yeni yapılan mezarlıklar. O mezarlar bugün de yerinde duruyor. Ancak, tahta başlıklann yerini birer metre yüksekliğinde dört köşe anrtsal taşlar almış. Tarihin çok eski dö- nemlerinde yaşanmış bir savaşı bugünkü kuşakla- ra anlatır gibi duruyor taşlar. Üzerlerindeki adlar farklı doğum tarihlerinde, ama ölüm tarihleri hep ay- nı: Adem Bayramoviç (1960-1994). Hamid Borucuya (1962-1994). Abdül Dûcar (1967-1994). Umut yolculan Balkanlar'ın Türkiye açısından bir özelliği de Av- rupa kapısı olması. Balkan şehirlerinin çoğunda Av- rupa'ya gıtmek isteyen umut fakiri Türkler var. Sa- raybosna'nın Baş Çarşı'sında önceden tanıdığım Türklerin gelip gittiğı bir kahveye gırdim. Kahvenın sahibı Armend, aynı güler yüzlülükle karşıladı be- ni. Geleneğini de bozmamış. İlk iki çaydan sonra üçüncüsü bedava. Kahvenin müşterilerinin çoğu Avrupa şehirlerine gitmek isteyen genç Türkler. Tkisiyle sohbet ettim. Metin ve Murat bir aydır buradaymış. 5-6 kişi bir odada kalıyoriar. Bağlantı kurduklan umut taciri her an gelebilir, bu sabah yola çıkıyoruz, diyebilır, Bal- kanlar'ın kuzeyinden Viyana'ya, Münih'e, Amster- dam'a uzanabilirier. Bütün umutlan bu. Metin, 10 yıl Hollanda'da kaçak yaşamış, sonra Türkiye'ye gelmiş. Gidişi kaçak olduğu için hemen askere almışlar onu. Vatani görevini Kıbns'ta yap- mış. Kıbnslı Türklerin onu sevmemesine çok bozul- muş. Askeriiğin ardından Türkiye'de tş kurmanın yolla- nna bakmış, çıkış yolu bulamamış. Şimdi yeniden kaçak yollaria Avrupa'ya gidip göçebe yaşamını sür- dürmeyi deniyor. "Avrupa'da bize hep kötü gözle bakıyorlardı. Bu yüzden Türkiye'ye dönmûştüm" öed\ Metin, sözünü şöyle bağladı: "Baktım ki Türkiye'de de birbirimizi sevmiyoruz!" CürüzyenidenYÖK Başkanı • Baştarafı 1. Sayfada gibi yeniden atanmasının "5*" olmadıgmı söyledi. YÖK'leügilıolarakTB- MM'de Araştmna Komis- yonu kurulduğunu anımsa- tan Çetin, "HR; değOse ko- misyomın aklaması beklett- meSydL Bu kadar acete edfl- mesme bir anbm veremiyo- nnn" dedi. Gürüz'ün atanması, MHP Başkanlık Dıvanı'nda da ele aluıdı. Yahnıci, top- lantının ardından yaptığı açıklamada, MHP'nin YÖK yönetimi konusunda bugüne kadar verdiği müca- deleyi sürdüreceğinı belirt- ti. öürüz'ün atanması, ANAP Başkanlık Diva- nı'nda da ele alındı Toplan- tıdan sonra gazetecılere açıklama yapan Genel Baş- kan Yardımcısı Ahat Andi- can, YÖK Başkanı atama- sında Cumhurbaşkam'nın takdirinı kullandığını söyle- mekle yetindi. ANAP Genel Başkanı MesotYdmaz. atamayı De- mirel'in takdin olarak nıte- ledi. FP Genel Başkan Yar- dımcısı Cevat Ayhan da. Gürüz'ün atanmasmı esefle ve üzüntüyle karşıladığını söyledi. YÖK'le ilgili iddialann araştınlması için TBMM'de bir komisyon kurulduğuna dikkat çeken Ayhan, "Cum- hurbaşkam'mn bövte bir atama yapması milkte ve Mectis iradesine sayguazhk- tn-"dedı. Ayhan, YÖK üyelerinin TBMM tarafından seçüme- sı gerektiğını söyledi. DYP Genel Başkan Yar- dımcısı Mehmet AH Yavuz atamayı "Yanhş obnuştur. Çünkü kamuoyunda yıp- ranmış ve yıpratümış bir isim" diye değerlendirdi. Ecevit savıındu Başbakan Bülent Ecevit, dün gazetecilerin sorulannı yanıtlarken Gürüz'ün yük- seköğrenımde ve eğitimde laik, demokratık cumhuri- y&e bağlılığa büyük önem veTdiğıni söyledi. Atamanın Cumhurbaşkanrnm yetki- sinde olduğuna işaret eden Ecevit, "Gürüz'ün görevini başanyla yaptığı düşünce- smdeyiz" dedi. Ecevit, Gü- rüz'e yönelik tepkileri de şöyle değerlendırdı. "Tabii demokratık bir üt- kede bu gibi yüksek görev- lerde bulunan kimselerinle- hinde olabileceği gibi aley- hindede konuşanlarotabikt. Fakat ben Sayuı Kemal Gü- rüz'ün büyük bir iyi niyede görevini yapnğı kanısuıda- yun. Bundan sonra da aynı anlayışla görevini sürdüre- ceğine inamyorum." Gürüz: Göreve layık olacağun' Gürüz, yeniden YÖK Başkanı olarak atandıktan sonra Başbakan Ecevit'i makamında ziyaret etti. Başbakanlık çıkışı gazete- cilerin sorulanyla karşıla- şan Gürüz, "Çeşjtii çevreler- den çok fazla eleştiri ahyor- sonuz. Ancak yeniden atan- duHZ. Bunu nasıl değerienoi- riyorsunuz" sorusuna "Sa- ymCumhurbaşkanı benila- yıkgördüler. Müteşekkirnn. Göreve layık ohnaya çahşa- cağun" yanıtını verdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear