Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 3 EYLÜL 1998 PERŞEMBI
12 KULTUR
'Cumhuriyet'in 75. Yılında Ege Belgeseli' 9 Eylül'de NTV'de izleyicilere sunulacak
Ege'nin yakın tarihi ekranda
• Yaşar Eğitim ve Kültür
Vakfı, Cumhuriyet'in 75. Yıl
kutlamalan çerçevesinde
'Cumhuriyet'in 75. Yılında
Ege Belgeseli' adlı bir dizi
hazırlattı. Yönetmenliğini
Enis Rıza'nın, yapımcılığını
Nalan Sakızh'nın yaptığı
belgeselin danışmanlığını
Zafer Toprak üstleniyor.
Kültür Servisi - Başkan yardımcılı-
ğını Feyhan Kalpaklıoğlu'nun yaptığı
Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfi. Cumhu-
riyet'in 75. Yıl Kutlamalan çerçevesin-
de bir kültür hizmeti olarak "Cumhuri-
yet'in 75. Yılında Ege Belgeseli' adlı bir
dizi hazırlattı. Türkiye'de Ege Bölgesi
ile ilgili ilk belgesel olma özelliğini ta-
şıyan bu yapımda, Cumhuriyet'i hazır-
layan koşullar ve Cumhuriyet'in kuru-
luş, gelişme dönemlerinde Ege'nin öne-
mi anlatılıyor.
Yönetmenliğini Enis Rıza ve yapım
yönetmenliğini Nalan Sakızü'nın yap-
tığı belgesel, on yedi kişilik yapım eki-
binin 1.5 senelik titiz çalışmasırun ürû-
nü. Belgeselin başdanışmanlığını Bo-
ğaziçı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.
Dr. Zafer Toprak üstlenmiş. Belgeselin
diğer danışmanlan, Dokuz Eylül Üni-
versitesi ögretim üyelerinden Yrd. Doç.
Dr. Sabri Yetkin ve araştırmacı-arke-
olog Şükrü Tül Özgün müziklen Cen-
giz Onural'a ait olan belgeseli Sacit
Onan seslendiriyor.
Ege ve Izmir incelenecek
Dört bölümden oluşan belgeselde, 19.
Dört bölümden oluşan belgeselde, 19. yüzydın son çeyreğinden günümüze uzanan dönemde Ege ve İzmir inceleniyor.
yüzyılın son çeyreğinden başlayarak gü-
nümüze kadar uzanan dönemde Ege ve
tzmir inceleniyor.
Dönemin ekonomik ve siyasi pano-
raması, sosyal ve kültürel yaşamı aktü-
el çekimler ve geniş bir arşı\ desteğiy-
le anlatılıvor. Çok sayıda kurumsal ve
özel arşivden alınan materyaller sayesin-
de izleyicıler. şimdiye dek hiç karşılaş-
madıklan görsel malzemeyi dizide keş-
fetme şansı bulacaklar.
Tfirkiye için önemli bir kaynak
Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı Başkan
Yardımcısı Kalpaklıoğlu, belgeselle il-
gılı görüşlerini şöyle dıle getınyor:
"Bu belgeselde Milli tktisat dûşünce-
sinin geüşimi, işgal yılları. kurtuluş, mü-
badele dönemleri büyüteç altında ince-
leniyor. Söz konusu yülar, o günlere ta-
nıklık etmiş. dönemin \e günümüzün
önde gelen isimierinin anılanyla izleyi-
ci\e aktanlıyor.
Belgeselde yüzeyakm akademisyen, uz-
man, işadamı ve gazeteci-yazar, farklı
bakış açüanyla ayrıntılı olarak Ege'nin
yakın tarihine tşık tutuyorlar. Yaşar Eği-
tim veKültürVakfi olarak bu hizmetiger-
çekleştirmiş olmanın mutlulugunu yaşı-
yoruz. Bu belgeselin, Ege yöresini en iyi
şekilde anlatan, Türkiye için önemli bir
kaynak olma vasfını kazandığına inanı-
yoruz.".
Yoğun bir araştırma dönemi
1.5 yıllık yoğun bir çalışma sürecinin
sonunda hazırlanan Cumhuriyet'in 75.
Yılında Ege Belgeseli'nin çekimleri için
katedilen yol 15 bin km.. Röportaj, ar-
şiv ve aktüel olmak üzere 141 saatlık çe-
kimin gerçekJeştirildiği belgeselde 2000
adet fotoğraf, arşiv malzemesi ve belge
kullanılmış.
Aynca Balkan ve Çanakkale Savaş-
lan, 1. Dünya Savaşı, Milli Mücadele ve
Kurtuluş Savaşı dönemini kapsayan ta-
rihsel, hareketli görüntü arşivinden ya-
rarlanılmış. 11. Tümen'in Izmir'e giri-
şi, îzmir'in kurtuluşu ve Atatürk'ün İz-
mir ziyareti, hareketli görüntü arşivi ola-
rak taşınmış belgesele.
Yoğun bir araştırma döneminin ar-
dından çekimleri yaklaşık 75 gün süren
Ege Belgeseli 'nde 12 ögretim üyesi ve
90 kişiyle söyleşi yapılmış. Kütüphane
araştırmalan üç ay boyunca beş kişilik
bir ekip tarafmdan yürütülmüş. Bel-
geselde görüş ve tanıklıklarına baş-
vurulan kişiler arasında yazar, araştır-
macı, gazeteci, işadamı ve Egeli tanık-
lar bulunuyor. 17 kişilik bir ekibin üst-
lendiği çekimler, Kütahya, Afyon. Uşak,
Denizli, Muğla, Aydın, İzmir, Manisa ve
Ayvalık'ta gerçekleştirilmiş.
Belgesel, fzmir'in kurtuluşu olan 9
Eylül tarihinde NTV'den yayımlanmaya
başlayacak.
Uçgün
Üç gece
Şenlik
KültürServisi -Poziti f
ve Açık Radyo tarafın-
dan düzenlenen Istanbul
Müzık Şenliği-2. 4-5-6
Araiık tarihlerinde Harbı-
ye Askerı Müze ve Kül-
tür Sitesi'nde gerçekle-
şecek. Tek çatı altında 9
ayn salonda gerçekleşti-
rilecek şenlik kapsamın-
da üç gün üç gece boyun-
ca 90ın üstündeetkinlik
yeralacak. Şenliğin kon-
ser programı halk müzi-
ğinden caza, klasık Batı
müzığınden klasık Türk
müzığıne. rocktan etnik
müzığe uzanan çok ge-
niş bir yelpazede 40'ın
üzennde konseri kapsı-
yor.
Konserlerin yanı sıra
atölye çaJışmalan, panel-
ler, söyleşiler, çocuk et-
kinliklen, CD ve kitap sa-
tışı gibi yan etkinliklerle
desteklenecek festivalin
amacı, müzik ile ilgili her
kesimden insanı tek bir
çatı altında buluşturmak.
müziği ve müzısyeni ön
plana çıkarmak. ticari
kaygıdan uzak özgün ara-
yışlar içinde olan müzıs-
yenler için ortak bırplat-
form oluşturmak, müzik
endüstrisi ve onun dina-
miklennı incelemek ve
Türk müziğinin binbir tı-
nısının dünyaya açılabil-
mesi için gerekli ortamı
yaratabilmek olarak belir-
lendi.
Şenlik çerçevesinde,
'Buluşmalar başlığı altın-
da Türk müzısyenlerın
dünyanın çeşitlı yörele-
rinden müzısyenlerle ya-
pacaklan çalışmalar, Ana-
dolu'nun dört bir köşesi-
nin yöresel müzikleri ve
ustalan. Türk bestecilerin
daha önce yorumlanma-
mış eserlerinin dün> a prö-
miyerleri \e şenlik için
hazırlanmış özel proje-
ler, getınlecek yenilikler
arasında.
Aynca şenliğin yurtdı-
şına tanıtımına yönelik
olarak sürdürülmekte olan
kampanyayla uluslarara-
sı müzik konusunda yet-
kın kışilerin. gazetecile-
nn. radyo, tele\ ızyon ya-
pımcılannın \ e dünyanın
dört bir yanından müzik
merakhlannın şenliği iz-
lemek üzere Istanbul'a
çekılmesi hedeflenıyor.
Bu kapsamda, Alman
radyosu WDR ile kurula-
cak bağlantıyla, konser-
lerin kaydedilerek Al-
manya'da yayımlanması
yönünde çalışmalar da
sürdürülüyor.
Birincisi 25-26 Ekim
1997 tarihinde düzenle-
nen şenlik 2 gün 28 saat
boyunca sürmüş ve ge-
niş kitlelerin ilgisini çek-
mişti.
Bennu Yıldınmlar, 'Eski Fotoğraflar' adlı filmde ilk başrolünü üstlendi
i
Oyuncu ûyatroda varolury
GÜL ERÇETİN
tzle> icilerin çoğunlukla dizi filmler-
den tanıdığı Bennu Yıldınmlar. bu se-
zon ilk başrolünü üstlendiği 'EskiFo-
toğraflar' adlı filmle çıkacak ızleyi-
cinin karşısına. 1994 yılında Tunca
Yönder'm yönettiğı 'Ağnya Dönüş'
adlı filmle Ankara Film Festiva-
i'nin Umut Veren Yeni Kadm
Oyuncu Ödülü'nü kazanmış-
tı genç oyuncu. Ancak Yıl-
dınmlar'ayeni kapılaraçan,
yankı uyandıran birödül ol-
madı bu. Nitelıkli bir film-
le yeniden kamera önü-
ne geçmek için bir sü-
re beklemek zorunda
kaldı.Mayıs ayında
Eski Fotoğraflar'da
rol alması için
teklif geldi-
ğinde Re-
ha Er-
(Fotoğraf: KADER TLĞLA> ^ *
dem'ın yöneteceği 'Kaç Para Kaç'ta üstlen-
diği yan rol için hazırlanıyordu Yıldınmlar.
tki filmin çekim sürelerinın kesişmeyece-
ğınden emın olduktan ve merak ettıği konu-
lann yanıtlannı aldıktan sonra ilk başrolüne
soyunmuş oldu. Bennu Yıldınmlar, Dinçer
Sümer'in aynı adlı tiyatro yapıtından Ahrnet
Lğurlu'nun senaryolaştırdığı, Necef Uğuriu
ve Jülkle Övür'ün yönettiği Eski Fotoğraf-
lar'da başrolü Ahmet Uğurlu ile paylaşıyor.
Fi Im birtaşra kasabasında dansözlük ve şar-
kıcılık yapan Sevtap ile onu pavyona götü-
rüp getiren Seyit'in yaşamlannı konu alıyor.
Toplumda geri plana itilmiş küçük insanlar
Sevtap ve Seyit, ama dünyalan o kadar kü-
çük değil. Seviap enişte baskısmdan kaçtığı
günlerde şarkıcı olmak isterken hayatta mut-
lu olabileceği tek erkekle tanışıyor. Ancak
adam kan davası yüzünden öldürülüyor. Ço-
cuğu ile sokakta kalan kadmın yaşamına o
günden sonrabirbirinin aynı erkeİdergirip çı-
kıyor. Sonunda dansözlük yaparken çıkıyor
karşımıza, ancak artık rahatsızlığı nedeniy-
le yavaş yavaş ölüme yaklaşmaktadır. Bu
noktada komiyle arasında geçen diyaloglar
sırasında Sevtap'ın geçmişiyle Seyit'in ge-
leceği kesişiyor.
Hd oyunculu iki yönetmenli film
Sınema konusunda pek çok soru var Yıl-
dınmlar'm kafasında. Özellikle dizilerde ya
da tiyatro oyunlannda olduğu gibi her hafta
kendısinı yenıleme şansının olmaması so-
rumluluğunu arttınyor. Sevaplanyla günah-
lanyla olduğu gibi kalan bir ürün olarak gö-
rüyor sinemayı. Ancak ilk başrolünün bir ti-
yarro metnınden uyarlanmış olması ve baş-
rolü. kendısıne yardımcı olmak için elınden
gelenı yapan bir tiyatro ustasıyla paylaşmış
olmak büyük kolaylıklar sağlamış Yıldınm-
lar'a. Filmlenn çekım aşamasını değerlendi-
rirken şunlan söylüyor: u
İld yönetmenli, iki
oyunculu tam bir aile filmiydi. sıcacık bir or-
tamda çekildL Gerçekten dört ayak üzerine
düştüm. çünkü birlikte çahştığım insanlariş-
lerini çok i>i yapıyorlanu."
Bennu Yıldınmlar oyunculuğa 1988 yı-
lında Şehır Tıyatrolan'nda başladı. 1990*da
konservatuvardan mezun olduktan sonra bir
buçuk yıl da Ingıltere'de dıl ve drama kurs-
larına gitti. Döndüğünde Sehir Tiyatrola-
n'nın kadrosuna alındı. 1995 yılında da 'Bir
Atın Öyküsü' adlı oyundaki rolüyle de Be-
dia Muvahhit Ödülü'nün sahibi oldu.
Daha sonradizi filmler dönemi başladı. Sü-
per Baba'daki Elif rolünü Okan Bavülgen'in
başrolündeyeraldığı Utanmaz Adam'daki Yıl-
dız rolü izledi. DiziJerin kitleler tarafmdan ta-
nınma konusunda kendisine büyük yarar sağ-
ladığını, ancak bunun yanı sıra pek çok da
dezavantajı olduğunu düşünüyor Yıldınmlar.
Önceliklesokaktaki insanlann kendisini Elif
olarak tanımasından pek hoşnut değil. Bu
rolünden sonra Elif benzeri pek çok rol can-
landırması istendi kendisinden. ancak tek ti-
pin oyuncusu olmak istemediğinden uzak
durdu bu tekliflere.
Tiyatroya.öncelik tanıyor
Dizilenn kendisine yüklediği kalıplan ge-
çen yıl ŞehirTıyatrolan'nda Kenan Isık'ın Ah-
met Hamdi Tanpınar'ın aynı adlı yapıtından
riyatroya uyarladığı Huzur'da üstlendiği Nu-
ran rolüyle yıktı. Bu sezon da sahnelenme-
ye devam edecek olan Huzur'daki bu rolü ts-
met Küntay Tiyatro ödülü'nü getirdı genç
oyuncuya.
Oyunculuk konusunda emin ve sağlam
adımlarla ilerliyor Yıldınmlar. Oyunculuğu
tiyatro ve sinema oyunculuğu olarak ayınmı-
yor: "O>Tincuo>Tincudur,sahnedede. kame-
ra karşısında da. Sesinizle. hareketlerinizle
bir bütün oluşrurnıanı/ gerekir. Bizde hâlâ
1920'lerden kalan teknikJerle film çekildiğin-
den, sesli çekim yapüamadığından bu bütün-
lük sinemada bozuluyor. Türk sinemasında-
ki en büyük gelişme, oyuncu seçimkrindegü-
zel kadm vegüzel erkek ölçütkrinin değişmiş
olmasL"
Bennu Yıldınmlar, oyunculuk serüvenin-
de yer, zaman ve bakış açılannın uyuştuğu
her projeye evet diyor. Ancak önceliğı tıyat-
roya verivor: "Oyuncunun var olduğu tek
yer tiyarrodur. Sinemada sizin dışınızda geli-
şen, filmi zenginleştirebilen pek çok faktör
var.Ancakoyuncueğer kendisinith-atrodavar
edebiliyorsa o oyuncudur. Bu veteneği ondan
sonra nerede kullanırsa kullansın artık başa-
nlı olur."
Bennu Yıldınmlar'ın önümüzdeki günler
için tek beldentisi, yaz aylan süresince rol al-
dığı iki filmin izieyicivle buluşması.
Rupert Brooke'un eşcinsel-erotik bir uslüpla yazdığı mektuplar yayımlanıyor
Yıırtsever şairin gizK ıııektııplaıi
Kültür Servisi - Ingılızlerın milli kahra-
man olarak gördüklen, Bırinci Dünya Sava-
şı "nda ölmüş olan ünlü şairlerı Rupert Bro-
oke'un bir erkek arkadaşına yazdığı eşcınsel-
erotık üsluptakı mektuplan önümüzdeki ay
yayımlanacak. Mektuplar Brooke'un öldü-
ğü yıl olan 1915'ten bu vana şairin edebı va-
rislerı tarafmdan saklanıvordu. Yeni yayım-
lanacak olan kıtap şairin eşcinselliğinın bo-
vutukonusunda yeni tartışmalarayol açacak
Kitapta Rupert Brooke ile Freud'ün lngı-
lizce çev ırmenı olarak tanınan James Strac-
hey'in karşıhklı olarak birbırlerine yazdık-
lan mektuplara yer venliyor. Brooke, yaşa-
mı boyunca annesinden sonra en çok Strac-
hey'e mektup > azmış.
Oldukça cesur \e eşcinsel-erotik üslup ta-
şıyan bu mektuplar Brooke'un 27 yaşında ya-
şama veda etmesinın ardından 80 yıl boyun-
ca şairin "romantik ve yurtsever" imajını
yıkmamak için bü> ük bir özenle yayımlan-
madı. Rupert Brooke hayranlan şimdıden
bu mektuplann yayından kaldınlması için
mücadeleye başladılar.
Brooke'un. babasının müdürlük yaptığı
kendisinin de öğrenci olduğu okulda bir er-
kek çocuğu nasıl taciz ettiğine, eşcinsel sek-
sı özlediğıne değindigi mektuplar Strachey'in
dul eşı Alh tarafmdan 1967 yılında Nevv
York Halk Kütüphanesi'ne teslim edilmişti.
Öykü beyazperdeye aktanlacak
Dovmakbilmeyen bir eşcinsel olan Strac-
hey hazırlık smıfındayken Brooke'a tutkulu
bir şekilde âşık olmuştu. Tutkusunu ilk mek-
tubunda dolambaçlı bir ifadeyle dile getirdi.
Brooke ise biseksüelliğini saklama gereği
duvTnadığından daha açık bir dıl kullanıyor-
du. Yale Üniversitesi ögretim üyelerinden
Robert Baldock 1905-1914 yıllan arasında
yazılan bu mektuplann yer aldığı Friends
and Apostles adlı bu kitapla iki adamın eş-
cinsel bir bırliktelik yaşadığının açıkça an-
laşıldığmı ve Brooke'un eşcinsel deneyim-
lennin tahmin edilenden daha fazla olduğu-
nu söylüyor.
Brooke'un okul arkadaşı olan ve ölümü-
nün ardından edebi temsilcılığini üstlenen Ge-
ofrre>-
Keynes, Brooke'un yakışıklı yurtse-
ver şair imajını koruv abilmek amacıy la uzun
süre şairin eşcinselliğinın üzerinı örtmeye
çalışmış ve mektuplan herkesten gizlemiş-
ti. Brooke, Binnci Dünya Savaşı Şehitlen
arasında sayılmasına karşın henüz cepheye
gıtmeden kan zehirlenmesinden ölmüştü oy-
sa. Brooke'un son biyografisini kaleme alan
ve şairin eşcınselliğinin çok fazla büyütül-
memesi gerektiğini savunan Mike Read ge-
lışmeler karşısında şairin öyküsünü bu kez
beyazperdeye aktarmayı amaçlıyor. Read'e
göre Brooke'un eşcinsel eğilimlerinin tek
nedeni kadınlann bulunmadığı bir ortamda
yetişmiş olmasıydı.
IŞILDAK VE YELPAZE
ATİLLA BİRKİYE
Yine, Eylül...
Bugün Eylül'ün üçü. Yine, bir perşembe. Sen bu
satırları okuduğunda, ben çok uzaklarda olacağım.
Bir Eylül ayında olacağım ama, Istanbul'dan çok
uzaklarda.
Eylül'de geleceğım demjştin Istanbul'a; geldin
mi?
Oysaki, her Eylül'de Istanbul'da olmalıyım; sen
gelmesen de... Her Eylül geldiğinde...
Eylül, her ne kadar "hazan ayı"ysa da, kösnüllü-
ğün ayıdır aynı zaman...
Sen bu satırian okuduğunda, kent bensiz, ben çok
uzaklarda: ama işte Eylül, yine istanbul'da...
Acaba, geldin mi, Istanbul'a?
Yine bir Eylül ayı; bir tutkunun esirliği... Bir alış-
kanlığı sürdürmek mi yalnızca; yoksa, bir romanın
ya da kimilerinin yüreklerinde gizlediği bir duygu-
nun yok olmaz etkisi mi...
Yazın bitişiyle, renklerin, doğaya karşı direndiği
biray Eylül. Ama olanaksız, renklerin baharrengin-
deki gibi kalışı. Solmaya, ölmeye mahkûm...
Nasıl betimler Mehmet Rauf Eylül'ü, Eylül'de:
"Eylûlden daha ne beklenir? Eylûl, malûm a, hü-
zün ve matem ayıdır."
Eylül sonbahann başlangıcıdır, hiç kuşkusuz ki.
Ama Eylül bir başlangıç mıdır, yoksa bir bitiş mi?
Doğadaki canlılığın bitişidir, belki de... Belki de
Eylül bir direniştir...
Kocası ve gizli âşığıyla kırlara çıkan, Eylül roma-
nının, "hazan kahramanı" Suad, Eylül ayı ile kendi
yaşadıklarına ilişkin benzerlikler bulur:
"Eylül! öyle güzel ay ki, geçen her güzel günü
için ona mitter olmak gerekir. Eylül, esef ve özlem
ayıdır, içine birkaç günlük kış hücumundan acı düş-
tüğü için, insan o güzel havalann, devamlı yazın ar-
tık geçtiğini anlayıp üzülür, özlem çeker...
''Eylül!.. Henüz, renk ve güzel kokular bıtmemiş,
fakatbaharın bolrenkleri, hissedilmez şekilde kay-
bolmuştu. Bu kayboluşta geri gelmek ister gibi bir
eda vardı ama, bu boş, acı, hırçın biredaydı ve bu-
na karşın bahann rengi soluverdi...
"Eylülde, sankibahara özlem çeken üzgün birta-
zelik, sanki üzerine çöken kışın, kendisini yok et-
mek isteyen sonbahara karşın devam etmek, yine
bahar olmak mücadelesi vardır; fakat bunun için
muhtaç olduğu şeylerden yoksundur ve kendisin-
de de dayanma gücü kalmamıştır. Doğa da bunu
anlamış gibi, acı bir düşünceyle üstüne çöken ıs-
sızlığın, yasın altında ezilerek durur. Ne kadar uğ-
raşırsa uğraşsın, ne kadar dayanabilirse dayansın
kışın üstün geleceğini, artık her şeyin, her umudun
bittiğini, buna dayanmak gerektiğinianlamaktan do-
ğan bir güçsüzlükle ağlar..."
Renkler ve kokular yavaş yavaş gizli bir yok ol-
ma sürecine girer: hatta yapraklar da. Eylül direnir..
Kokuları, yaprakları ve renkleri canlı tutmaya dire-
nir...
Zaman zaman rüzgâr acımasızdır; bazen de yağ-
mur. Ama Eylül direnir...
Suad, Eylül'de "her şeyin çürüdüğünü" görür.
Onun için Eylül ilk yılgınlık ayı, "ölümü" ilk duyma
ayıdır.
Belki de o gün, kocası ve gizli âşığıyla kırlara çık-
tığı bir Eylül günü, doğada gördüğü kendi ölümü-
dür.
Yaşadığı güzel günlerin özlemi ve acısı o an yü-
reğine düşer. Belki de Eylül özlemdir...
Ama dedik ya, öte yandan Eylül'de, dönencele-
re yakın yerlerde özellikle de, o "kırık" güneş ışın-
larının gözle buluştuğu günlerde yani, doğurmanın
itkisi de saklıdır.
Eylül için kim bilir daha neler söylenebilir; neler
yazılabilir; ama Eylül'ün kendisi başlı başına bir şi-
irdir. Uzun bir şiir, bitip tükenmez bir romantikliğin
destansı yazılışıdır Eylül; yüreklerdeki derin izlerin
yazınsal izdüşümü...
Bir romandır Eylül, sanki bir insanlık tarihini an-
latır; Suad ile Necib'in yasak aşkını anlatan...
Eylül, bir Attilâ llhan şiirinin dizesine gelip konar:
bir şairinin düşüne gelıp konduğu gibi...
"sonbahar sarsıntılarla gelirdipten ve derinden
dağılır sis yelkenleri kederii eylül gemilerinden
yetişememek son kuşlara yetişememek ah ne
kadar
hüzünlü bakıp
yalnızlığın nabzı deniz fenerierinden"
Eylül, belki de karanlığa doğru uzanan güzelliği-
ne dokunamadığım bir özlemdir.
59. Devlet Resim ve
Heykel Sergisi
• Kültür Servisi - Kültür Bakanlığı tarafmdan,
Cumhuriyet'in 75. yıldönümü kutlamalan
çerçevesinde "59. Resim ve Heykel Sergisi'
kapsamında, çeşitlı dallarda yanşmalar
düzenlenecek. 'Devlet Resim Yanşmasf. 'Devlet
Heykel Yanşmasf, 'Devlet Seramik Yanşmasf ve
"Devlet Özgün Baskı Yanşmasf na katılmak
isteyenler, katılım formlannı ve şartnameleri, kültür
müdürlükleri. Kültür Bakanlığı'na bağlı Devlet
Güzel Sanatlar Galerileri, Devlet Resim ve Heykel
Müzeleri ile ilgili fakülte ve dernekJerden temin
edebilecekler. Katılımcılann eserlenni. 5-24 Ekim
günleri arasında Ankara v e Izmir'de Devlet Resim ve
Heykel Müzesi Müdürlüğü'ne. Istanbul'da ise Devlet
Güzel Sanatlar Galerisi Müdürlüğü'ne teslim
etmeleri gerekiyor. Yanşmaya katılacak eserler,
araiık ayı içinde Ankara'da sergılenecek.
Tucholsky Ödülü, Vıncent
Magombe'nin
• STOCKHOLM (Cumhuriyet) - Isveç PEN Klüp
tarafmdan her yıl 'baskı altında olan, tehdıt
altında yaşayan ya da göç etmeye zorlanmış bir
gazeteciye ya da yazara' verilen. adını Rus asıllı
Avusturalyalı yazar Kurt Tucholsky "den alan
Tucholsky Ödülü, bu yıl Ugandalı yazar
Vicent Magombe'ye verildı. 1959'da
Uganda'da doğan yazar. gazetelerdekı köşe
yazılanyla Uganda hükümetinin öfkesini üzerine
çekmiş ve ülkesını terk ederek Leningrad'da ve
Londra'da yaşamak zorunda kalmıştı.
Her defasında bir >ıl uzatılan geçici
sığınma hakkıyla Londra'da oturan Magombe. halen
kendi ülkesinın ve dığer ülkelerin yazarlannın
durumuyla ilgili yazılar yayımlıyor.
Tucholsky Ödülü, güç koşullar altında ve yurdundan
uzakta yaşamaya zorlanmış olan yazarlann. 1 yıl
süreyle tsveç'te bütün masraflan karşılanarak özgürce
yaşamasını, kalemiyle baş başa kalmasının
sağlanmasını içeriyor. Daha önce Salman Rüşdü,
Teslime Nesrin ve Faraj Sarkoohi gibi yazarlar da bu
ödülü almıştı.