Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 EYLÜL 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
DİSK'ten ortak
mücadele
çağrısı
• İstanbul Haber Servisi
- Metal. tekstil ve
bankacılık iş kollannda
süren grup toplu iş
sözleşmelerinde, MESS
ve Tekstil işverenlerinin
ortak hareket etmesi
üzerine DlSK.
konfederasyonlara ve
meslek örgütlerine "Ortak
mücadele" çagnsında
bulundu. DİSK'ten
yapılan açıklamada, Türk-
Iş ve Hak-Iş'ten olumlu
bir yanıt alınamadığı
belirtildi.
Güneydoğulu
öğretmenlere
seminer
• Jstanbul Haber Servisi
- Beykent Oniversitesi,
cumhuriyetin 75'inci yılı
kapsamında başlattığı
Doğu ve Güneydoğu
Anadolu Bölgesi
eğitimine destek programı
dahilinde üniversitede
düzenlediği "Personel
Geliştirme Semineri"ne
Malatya, Şanlıurfa,
Diyarbakır ve Sivas'tan da
öğretmenleri davet etti.
Seminerde 4 gün sürecek
eğitim programjm bitiren
öğretmenlere katılım
sertifıkası verilecegi
bildirildi.
Refıa gazetesüıe
tanama
• Yurt Haberleri Servisi -
Basın Konseyi, Cumhuriyet
ve Dünya gazeteleri
Şanlıurfa muhabiri Özcan
Giineş'in bürosunu siyasi
parti merkezi olarak
niteleyen Şanlıurfa'daki
yerel Reha gazetesinin
kınanmasına karar verdi.
Özcan Giineş'in
baş.vurusunu değerlendiren
ve haklı bulan konsey, Reha
gazetesinin, "Kişileri
eleştiri suurlan ötesinde
kûçük düşüren, aşağılayan
veya iftira niteliği taşıyan
ifadelere yer verilemez"
şeklindeki 4. ilke ile
"Soruşturulması gazetecilik
olanakJan içinde bulunan
haberler soruşturulmaksızın
veya dogruluğuna emin
olunmaksızın
yayımlanamaz" şeklindeki
6. iikesini ihJal ettiğine
karar verdi. Basın Konseyi,
"Gazeteci. görevini taşıdığı
sıfatın saygınlığına gölge
düşürebilecek yöntem ve
tutumlarla fgörev
yapmaktan sakınır"
biçimindeki 12. ilkeyi de
ihlal eden Reha gazetesinin
kınanmasına oy birliğiyle
karar verdi.
Kriztn nedeni
Vepgi Yasası'
• İstanbul Haber Servisi -
DYP Genel Başkanı Tansu
Çiller, Türkiye
ekonomisinin "beceriksiz
bir idarenin ülkeyi adım
adım içine soktuğu
ertelenmiş bir krtzin içinde
olduğunu" söyledi.
Ekonomik krizin birinci
nedeninin yeni Vergi Yasası
olduğunu savunan Çiller,
DYP'nin vergi kanunundaki
birtakım maddelerin iptali
için Anayasa
Mahkemesi'ne
başvuracağım
bildirdi.Çiller, dün DYP
fstanbul ll BaşkanlığYnda
düzenlediği basın
toplantısında, yeni Vergi
Yasası'nın "varlık vergisi"
anlayışında olduğunu öne
sürdü.
Çetin, Bir'i
ziyaret etti
• İstanbul Haber Servisi
- TBMM Başkanı Hikmet
Çetin, dün 1. Ordu
Komutanı Orgeneral
Çevik Bir'e nezaket
ziyaretinde bulundu.
Çetin, Bir ile yakJaşık 45
dakika süren bir görüşme
yaptı. Çetin,
Hasanpaşa'daki Vatan
Hastanesi'nde tedavi
gören eski mesai arkadaşı
eski Devlet Planlama
reşkilan Genel Sekreteri
Haydar Aytekin'i de
îiyaret etti.
rGC'den kınama
• İstanbul Haber Servisi
Türkiye Gazeteciler
remiyeri, yaptığı
çıklamada Diyarbakır'da
ir muhabirin gözaltına
lınmasını, MIL-HA
laber Ajansı Muhabiri
Jimet Türk'ün saldınya
ğramasını ve Türkiye
azetesinin Cağaloğlu
ürosu'na ses bombası
ılmasını kınadı.
emiyet, siyasal ve
inetsel kimlik
şıyanlan, bu tür
şkırtıcı davranışlarda
ılunmaktan kaçınmaya
gırdı.
CHP lideri Baykal, ekonomi ve siyasette ciddi bir bunalım yaşandığmı belirtti
'Çeteleri merkez sağ besledi'ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - CHP Genel Başkanı Deniz
BaykaL Türkiye'de ekonomi ve si-
yaset alanında ciddi bir bunalım
yaşandığmı ve bunu görmezden
gelmenin olanaksız olduğunu söy-
ledi. Hükümeti ve diğer sağ parti-
leri sert bir dille suçlayan Baykal.
"Çeteleri birtikte besleyip büyüt-
tüİer. Devlet Çakıcı 'nın kullanabi-
lecegi devlet haline gelmiştir. Bu-
nun itirafinı da Başbakan'ın ken-
disiyapmışür'" dedi. Baykal. çete-
lerle mücadele etmesi gerekenle-
rin. onlarla işbirliği yaptığı sürece
CHP,
çeteleri
izleyecek
ANKARA (Cumhuri-
yetBüro$u)-CHP, Susur-
luk olayından sonra AJa-
artin Çakıa'nın yakalan-
ması ile yeniden Türkiye
gündemine oturan çete-
mafya-devlet ilişkiierini
dünkü Parti Meclisi'nde
(PM) masaya yatırdı.
Muhalif üyelerin önder-
liğinde verilen önergev-
le, "ÇeteJeri İzleme Ko-
misyonu''' oluşturulması
kararlaştınldı. Toplantı-
da çetelerle ilgili bilgi ve-
ren CHP PM üyesi ve es-
ki tçişleri Bakanı Hasan
FehmiGüneş,Omer Lüt-
fü Topal cinayeti sanık-
larınm sorgu bandının
Emniyel Genel Müdürü
Kemal Yancoglu nda ol-
duğunu ve bir iddiaya
göre de Alparslan Tür-
keş'in talimatıyla \ok
edildiğini söyledi.
CHP PM'nin dünkü
toplantısında üyeler ağır-
lıklı olarak ülke günde-
mine oturan mafya-çete-
devlet ilişkileri konusun-
da partinin daha somut
girişimlerde buiunması
gerektiği görüşünü dile
getirdiler. Bu çerçevede
bir grup PM üyesi, "Lde-
me komitesi" oluşturul-
ması için önerge verdi.
Hasan Fehmi Güneş
Mehmet Moğultav, Erol
Tuncer,. Yaşar Seyman,
Zülfü Livaneli, Bekir
Yurdagül. Mehmet Kah-
raman'ın da aralannda
bulunduğu 19 üyenin im-
za koyduğu önergede.
devlet içine sızan çeteler
konusunda partinin daha
duyarlı olması gerektiği
vurgulandı.
Şimdilik yalnızca bir
kısmı ortaya çıkan siya-
set-ekonomi-mafya iliş-
kisinin devletteki çürü-
menin ibret verici göster-
geleri olduğu belirtilen
önergede, ülkenin karşı
karşıya olduğu karanhk
tablonun sağ iktidann
eseri olduğuna ve bu ka-
ranlıktan sağ partiler
eliyle çıkmamn olanak-
sızlığına dikkat çekildi.
Toplantıda. dev let
içindeki çeteleşmenin
boyutları ile ilgili bilgi
veren Güneş. Başbakan
Mesut Yılmaz'ın Emni-
yet Genel Müdürü yap-
mak istediği Ordu Valisi
Kemal Yazıcıoğlu'nu
sert bir dille eleştirdi.
"Çeteleri tzleme Ko-
misyonu" üyeliğine de
Hasan Fehmi Güneş,
Mehmet Moğultav. Si-
nan Yeriikaya, Sabri Er-
gül, Yılmaz Ateş, Gül
Köksal. Fikri Sağlar ve
Tuncay Karaytuğ seçil-
diler. "
• Hükümeti ve diğer sağ partileri sert bir dille suçlayan Baykal, çetelerle
mücadele etmesi gerekenlerin, onlarla işbirliği yaptığı sürece sorunlann
çözülmesinin olanaklı olmadığını belirtti.
sorunlann çözülmesinin olanaklı
olmadığını belirtti.
CHP Parti Meclisi (PM), seçim
sürecinde ilk toplantısını. genel
merkezdeki yenilenen salonda dün
gerçekleştirdi. Baykal. toplantıdan
önce yaptığı konuşmada gerçekte
çete tartışmasının Türkiye'de hiç
bitmediğini. çetelerın bir siyaset
sorunu olmasınm ötesinde bir hu-
kuk sorunu olduğunu kayderti.
Baykal. Türkiye'de demokrasinin
ve hukuk dev letinin güvence altı-
na alınması noktasında en büyük
sorumluluğu üstlenen sistemin en
kritık kuruluşlannın "çetelerin ci-
rit atûgı ve parnıağında uvnatuğı
birer çete karargâhı" haline gel-
diğini belirtti. Çete sorununun "Id-
şi" olayı olmaktan çıktığını, bunu
yaratan "bir büyük sistem" oldu-
ğunu söyleyen Baykal "Göriinen
vahim birmanzaradır" dedi. CHP
lideri şunlan kaydetti:
"Türkiye'de bir kısun siyasi par-
tiler var ki, onlann birbirlerine ce-
teyle ilgili hiçbir; suçlamayapmav a
haklan voktur. Öylepartiİervardır
ki, çete konusunda hiçbir toplum-
sal iddiayı söylemeye haklan vok-
tur. Her biri o sistemin bir parçası-
dır. biriikte beslevip bü)üttüler.Çe-
teler, Türksivasetinin ve hukuk sis-
Başbakan Yılmaz, gt^en hafta sonu bombalı saldın dü/enlenen ANAP Bakırköv tlçe Merkezi'ni dün ziv-aret etti
Yılmaz, çetelerle mücadelede kararlı olduğunu söyledi
'DevlednbauTjnaflanohnuş'İstanbul Haber Servisi - Başbakan
Mesut Yılmaz. çeteleri "böföcü çete-
ler, anavasal düzeni değiştirmeye ça-
üşan çeteler ve menfaat çetderi" ola-
rak üçe ayırdı ve bunlann aralannda
organik ilişki olduğunu söyledi. Yıl-
maz, "Devletin bizden öncekidönem-
de ban zaaflan olmuşturama biz çe-
telerin üzerine sonuna kadar gidece-
ğiz. Dev letgerçekten devletolursa, çe-
telerin hiçbiri bannamaz" dedi.
Başbakan Yılmaz, geçen hafta so-
nu bombalı saldın düzenlenen
ANAP Bakırköv Ilçe Merkezi'ni dün
ziyaret etti. Kalkınmanın vegelişme-
nin ilk şartının ülkede huzurun sağ-
lanması olduğunu belirten Yılmaz.
vatandaşın devlete güvenmesini is-
tedi. \'ılmaz, ANAP Bakırköy Ilçe
Merkezi'ne bomba koyanlann, ken-
dılerine gözdağı vermek istedikleri-
ni fakat beyhude bir çaba içinde ol-
duklannı ifade ederek "Bu türsaldı-
nlar aznıimizi azaltmaz, aksine art-
ünr" diye konuştu. İstanbul polisi-
nin çetelerle mücadelede çok başarı-
h olduğunu ve bombalama olaviyla
ilgili olarak da önceki akşam 6 şüp-
heli kişinin gözaltına alınarak sorgu-
lanmaya başlandığını söyleyen Yıl-
maz, olayın en kısa sürede aydınlatı-
lacağmdan emin olduğunu kaydetti.
Yılmaz "Devlet geçmişteki zaaf-
lanndan annnuşnr veçetelerle müca-
delede kararhdır. Biz vasadışı işlere
kanşanlara teslim olmalan ve adale-
te sığınmalan çağnsını vapıyonız"
dedi. Başbakan Yılmaz. ülkücü maf-
ya babası Alaattin Çakıcı ile ilgili bir
soruya ise "Bu kişiler kendilerine ya-
pılan yanhf tasarruflan ko/ olarak
kullandılar ve dev leti istismar ettiler.
Bu kişilerden dev lete fayda gelmedi,
tanı aksine devletin başına bela oldu-
lar" yamtını verdı.
Önceki gece Kartal'da öldürülen
ve Çakıcı'nın sağ kolu olarak bilinen
Şenol Türan'la ilgili olarak da Yıl-
maz. "Şu an sorusturma sürdüğüiçin
bilgi vermem yaıilış olur" dedi. Çe-
te olaylanna kanşan herkes hakkın-
da sorusturma başlatıldığını vurgula-
yan Yılmaz sözlerini şöyle sürdür-
dü: "Organizesuçörgüderininneka-
dar yavgın olduğunu, Susurluk'tan
biliyorduL Çetelerle mücadelede Piş-
manlık Yasası'nın TBMM'den geç-
mesi çok önemli. Çetelene kanşan ve
baası devlet içinde olan kişiler arasın-
da çıkar biıiiği var. Bunlaria mücade-
lede sonuç almak bazen çok güç, ba-
zen de tesadüflere hağlı. Bunlaria mü-
cadele konusunda kimse benim ka-
dar kararlı olamaz."
Bu arada, ANAP Bakırköy Ilçe
Merkezi'ne yapılan saldınnın ardın-
dan gerçekleştirilen operasyonlarda
6 kişi gözaltına alındı. Emniyet yet-
kilileri, DHKP-C örgütüne üye ol-
dukları sav lanan 6 kişinin bombalı
saldınyla ilgilerinin araştınldığını
bildirdiler.
teminin bir parçası haline dönüs-
müştür ne yazık ki. Bu manzara
karşısında Başbakan Devlet Ça-
kjcı'yı kullanmadı' diyor. Sanıyor
ki bÖyle derse devlet korunmuş
olur. Farkındadeğil kl devletin Ça-
kıcı'yı kullanmasının yaratacağı
tahribattan daha fazlasuu, Çakı-
cı'nın devleti kullanması yarat-
maktadır. Dev let Çakıcı'mn kulla-
nabüeceğidevlethaJintdönüşmüş-
tür ve bunun itirafinı Başbakan'ın
kendisi yapmaktadır."
Baykal, isim vermeden Alaattin
Çakıcı ile telefon görüşmesi yapan
Devlet Bakanı Eyüp Aşik'ı
da eleştirerek, "Çok roerak
ediyorum: hükümetin en et-
kili isimlerinden birisi, bir
başbakan dostu. 1^ saat ne
konuşur bir çete reisiyle?''
diye konuştu.
'Ekonomi ağır hasta'
CHP Genel Başkanı, Tür-
kiye ekonomisinin ciddi bir
bunalım içinde bulundugu-
nu belirterek, "Ekonomi
ağır hastadır" dedi. Rus-
ya'daki bunaJımın Türki-
ye'yi etkilemesinin kaçınıl-
maz olduğunu Ipelirten Bay-
kal, kriz yokmuş gibi dav-
ranmanın, iyimser tavırlar
takınmanın doğru olmadığı-
nı söyledi. Baykal. bunalı-
mın yapay olmamasma ve
gelip geçici görünmemesine
karşın hükümetin "teUdnle
tedavi yöntemi" izlediğini
kaydetti. Kamu borçlanma-
Jannın sürdüğünü. faizlerin
tırmanışa geçtiğini belirten
Deniz Baykal, döviz rezev-
lerinin de tehJikeli biçimde
erime kaydettiğini akîardı.
Baykal, Rusya ve Uzakdo-
ğu'da yaşanan bunalımm sı-
cak para girişine dayalı eko-
nomi politikası yürütmenin
olanaksızlığını ortaya koy-
duğunu ve Türkiye'nin izle-
yeceği tutumu buna göre de-
ğerlendirmesi gerektiğini
kaydetti. Baykal, ekonomi-
deki sorunlann gelecek gün-
lerin ana konusu olacağını
vurgulayarak şöyle konuştu:
"CHP olarak her türlü iyi
niyeti. yapıcı anlavişu katkı-
yıvedesteği vermev'e hazınz.
Yeter ki Türkiye bu krizin
içindedahada perijan olma-
sın, krizsahipsizolmasın.So-
rumluluklarüstlenilsin vege-
rekii adımlar, girişinıkr bir
an önce ortaya konsun. Cid-
di bir durumdayız ve ciddi
tavırlar Ldenmesine gerek
var. Bu ciddi tavırlanizteme-
sigerekenlerin başındada ik-
tidann kendisi var. Krizyok-
tur yaklaşımu onlar bia et-
küemezyaklaşunı geçersiz ve
sorumsuz bir anlayışı ortaya
koyuyor"
Ateşkes çağnsı yapan FP Genel Başkanı Recai Kutan, sistemi eleştirdi
'Savaş baltalanııı gömmeliyiz9
SEBAHAT KARAKOV W
KIZILCAHAMAM - FP Genel
Başkanı Recai Kutan, cumhuriyetin
demokratik yönden eksiklikleri bu-
lunduğunu belirterek "Cumhurivet,
laiklik. dia, asker gibi kavramlann
siyasen'n malzemesi yapılmasına
karşıyız. Cumhuriyet de laiklik de
demokratikbiranlayışla yenidenyo-
rumlanmabdu-
n
dedi. Kutan, 1 Ey-
lül Dünya Banş Günü nedenivie
toplumun tüm kesimlerıne "ateş-
kes" çağnsı yaparken "Savaş bafta-
laruu herkes. nepimiz toprağa göm-
mefi.viz" diye konuştu.
FPmilletvekilleri. seçim strateji-
lerini belirlemek amacıyla Kızılca-
hamam'da kampa girdiler. FP Ge-
nel Başkanı Recai Kutan, 3 gün sü-
recek toplantının açış konuşmasın-
da. ülkede "devletin nasıl bir çürü-
müşlük ve kokuşmuşiukla karşı kar-
şıya olduğunu gösteren olaylar ya-
şandığını" vurgulayarak sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Bu hükümetin işbaşında kalma-
sı bu konunun aydınlatılması için
başlı başına engekür. Çünkü hükü-
metin bazj üyeleri çetelerie işbirliği
içindedir. Hükümetin başı ve partisi
bu işte taraftır. Altından kendUeri çı-
kacakor."
Hükümetin arkasmda güç odak-
lannm ve çetelenn bulunduğunu
öne süren Kutan. yapılacak seçim-
lerin taşlan yerli yerine oturtmak
için önemli bir tarihi fırsat olduğu-
nu savundu. Seçimle işbaşına gelen-
lerin seçimle'gideceğini kaydeden
Kutan, bunun dışındaki yöntemlerin
ülke yaranna olmayacağını belirtti.
Türkiye'de 50 yıldan bu yana cum-
huriyet, demokrasi, laiklik, iıtica ko-
nulannm tartışıldığına dikkat çeken
Kutan şunlan söyledi:
"Geçen av Cumhurbaşkanı veik-
tidardaki partiler tarafindan bu ko-
nulartekrar ülke gündeminegetiril-
di. Bazı çevreler tarafindan ordu
düşmanhğı vedin isttsmarcılığı yapıl-
dığı da iddia edildi. Bu anlamsız tar-
nşmalarla sosyal banşın bozulaca-
ğuıa inamyoruz. Bizegörecumhuri-
yet mutlaka demokrasiyle taçlandı-
nlmalıdır. Cumhuriyetsiz bir de-
mokrasi olmaz. Ama demokratik ol-
mayan bircumhuriyet de siyasal ge-
ricilikton öte biranlam ifadeetmez."
Kutan, ordunun siyaset malzeme-
si yapılmasına karşı olduklannı,
Atatürk'ün de askerin de siyaset dı-
şı kahnasını savunduğunu vurgula-
dı.Dinin de laikliğin de siyasete alet
edilmemesi gerektiğini söyleyen
Kutan, daha sonra seçimlere değin-
di. Başbakan Mesut Yılmaz ve bazı
ANAP'lılann "FP'nin seçimden en
büyük parti çıksa da iktidar olama-
yacağı'' yönünde propaganda yap-
tıklannı öne süren Kutan, "Sandık-
tan çıkacak sonuca herkes nza gös-
termeyecekse. o zaman demokrasi-
nin ne anlamı var?Hoşlanmadıkla-
n partileri sistemden tasfiye etmeyi
düşünen iktidar seçkinJeri asbnda
demokrasiye ve ülkeye zarar veri-
ytMİar" dedi.
Kutan, FP'nin uzlaşmadan yana
olduğunu da savundu.
UZ YAZII ORHAN BİRGİT
Günlendir, Enver Erdal Şim-
şek adlı genç bir hukukçu oku-
rumun bana gönderdiği iki say-
falık mektubü nasıl değerlendir-
mem gerektiğini düşünüyorum.
Çoğu köşe yazarmın aksine,
ben okurumdan gelen mektup-
lan, herkesin olması gereken bu
sütunlara almak yerine, sahiple-
ri ile özel yazışmalarla sonuçlan-
dırmak isterim.
Ama bu kez, genç bir hukuk-
çu olduğunu oğrendiğim Enver
Erdal Şimşek'in, halkına adalet
dağıtan bir yargıç olarak hizmet
etmek istemesinden dolayı, kar-
şılaştığını söylediği işlemin bu
köşede açıklığa kavuşması, on-
dan önce de tartışılmaanı sağ-
lamak amacı ile bugünkü "Düz-
yazı"y\, okurumun mektubuna
açtım.
Şimsek, Izmir'de avukatlık
stajı yapıyor.
Mektubuna Tuncelili olduğu-
nu söyleyerek başlamış. 30 Ma-
yıs 1998'deAdalet Bakanlıöı'nın
açtığı Adli Yargı Hâkim ve Savcı
Adaylığı Sınavı'nı kazanmış. Da-
ha önceki yıllarda, on soru ve
kompozisyondan oluşan bu ya-
zılı sınav, Mesut Yılmaz'ın baş-
bakanlığı döneminde ÖSYM'nin
Bir Okur Mektubu...
yönetimine bırakılmış.
Sınavın, bakanlıkgörevlilerinin
denetiminden ÖSYM'ye bırakıl-
masının, kayırma beklemeyen
her yurttaş gibi, okurumda da
güven yarattığı, mektubunun ilk
bölümündeki satırlardan anlaşı-
lıyor.
Okurum, "... böylelikle parti-
zanlık ve torpil bir nebze değil,
tamamen ortadan kaJkmıştı. ön-
cekisınavlarda yapıldığı gibi alı-
nan elli, altmış gibi notlann ba-
raj olan yetmişe tamamlanması
gibi olaylarda ortadan kalkacak-
tı" düşüncesini bilınçaftına yer-
leştirerek girdiği sınavda, 5000
meslektaşı arasından 77 puanla
200'üncü olmuş.
800 kişinin alınacağı sınavda
sadece 496 hâkim adayınm ka-
zanmış olması ve bunların ara-
sında Enver Erdal Şimşek'in adı-
nın da bulunmasının, okuruma
özgüven getirdiği anlaşılıyor. A-
ma o duygular içerisindeyken
gazetesinde Adalet Bakanlı-
ğı'nın üst düzey yöneticilerinin
siyasal kimlikleri ile ilgili bir haber
ilgisini çekmiş. "Haberde, ba-
kanlık yöneticilerinin çoğunun
Türk-islam fikrini ve idealinipay-
laştığıyazılmaktaydı" diyor Şım-
şek ve devam ediyor:
"... Beklenildiğinin aksine ka-
zanamadım demeyeceğim,
çünkü sınavda hukuk bilgime
yönelik iki soru soruldu ve bu
sorulartarafımdan doğru birşe-
kilde cevaplandı.
Gerçi hepimiz de biliyoruz ki
sırtımızı dayadığımız birdayımız
veya tarikatımız olsaydı bu soru-
laryanlış cevaplansa dahi sına-
vı kazanacaktık. Komisyonu
oluşturanlar verdiğim cevapları
yeterlibulmamış olacaklarkiso-
nuçlan gösteren listede başan-
sızplduğum bildirildi..
Üyelerin, özgeçmişimianlatır-
ken babam vekardeşlerimin gö-
revlerine ilişkin bilgilendinve so-
nucunda sordukları 'Terörden
etkilenmediter mı' sorusu dikka-
timiçekmişti. Ama üzehnde faz-
la durmarnıştım."
Enver Erdal Şimşek. kendisi
ile biriikte ÖSYM sınavına giren
arkadaşı Mesut Turhan'a da ay-
nı türden bir sorunun mülakat sı-
rasında yöneltilmesi üzerine du-
rumunu aydınlatıyor.
Vartolu olan arkadaşı, 9 Eylül
Ünivers/tesi Hukuk Fakültesi'ni
"ikincilikle" bitirmiş ve yargıçlık
için katıldığı ÖSYM yazılısında
da 55. sırada 88 puan almış. A-
ma ona da sözlü görüşmesonu-
cunda sınavı kaybettiği söylenil-
miş.
"Niçin Muş'ta doğdun? Niçin
Izmir'e taşmdınız" sorulannın yö-
neltildiği Mesut Turtıan gibi ken-
disinin de Alevi ve Kürt kökenli
olduklan için sınavı kaybettiril-
diklerinı söylüyor Erdal. "Sırf
Tuncelili ve Alevi olduğum için
bana ve arkadaşıma sınavı kay-
bettiren buzihniyetin, görevleri-
ni yaparken tarafsız ve yansız
davrandıklarına inanmamız
mümkün olabilir mi? Bu insan-
lar savcılık ve hâkimlik mesleği-
ni ifa ederken, siyasal görüşle-
rinden sıynlarak karar verebil-
mekte midirler?"
Başmda da söylediğim gibi,
bu mektubu sıradan birokurgö-
rüşü olarak değerlendirmiş ol-
saydım, Erdal ın yazdıklannı
Adalet Bakanlığı'ndan soruştu-
rur ve kendisine özel bir yanrt ile
görüşlerimi ulaştırma yolunu se-
çerdim.
Ama Enver Erdal Şimşek'in
yazdıklannda, kendisini ikinci sı-
nrf bir yurttaş kimliğine sokmak
isteyen, ayrımcı bir zihniyetin
Adalet Bakanlığı'nda köşe baş-
lannı tuttuğu savı apaçık sırala-
nıyor.
Bu sav, yarın avukat olarak
"Adalet mülkün temelidir" yazı-
lı kürsülerin bazen sağ, bazen de
sol ucunda ve karşısında vekâ-
letlerini üstlendiği insanlann hak-
lannı üstlenecek olan Erdal'ın,
Mesut'un ve benzer başka yurt-
taşlanmın bilinçaltlannı bir kurt
gibi kemirirse, "temel" olduğu
söylenen değer yıkılmaz mı?
Hasan Denizkurdu'nun Ada-
let Bakanlığfna umut bağlayan-
\ar için, öyle sanınm ki Enver Er-
dal'ın okur mektubu bile küçük
bir test fırsatı olacaktır.
Bakalım, o fırsat Sayın Bakan
tarafindan nasıl değerlendirile-
cek?
Faks:0212-6770760
E-Mail:obirgjt@posta.
cumhuriyetcom.tr.
POLTltKA GÜNLUGU
HtKMET ÇETİNKAYA
'Sömüpüsüz Bir Dünya../
Yerde sürüklenen, tekmelenen bir genç kız...
Beş-altı polis, genç kızı iki kolundan tutmuş, gö-
türmek istjyor...
Genç kız direniyor...
Tam o sırada bir başka polis geliyor ve önce tek-
me atıp saçlanndan çekiyor...
Koşuşmalar...
Çığlıklar...
Yeşil gömlekli bir delikanlı sırada şimdi. Ellerin-
deki cop delikanlının başına, omzuna iniyor birkaç
kez...
Delikanlı direniyor...
Sekiz polis üzerine çullanıyor...
Bu olup bitenleri caddeden gelip geçen yurttaş-
lar şaşkınlıkla izliyor...
Burası Ankara'nın göbeği Kızılay...
Bir başka görüntü...
Elli-altmış kişilik bir topluluk...
Barış Otobüsü'ne binmek için İstanbul Tepeba-
şı'nda TÜYAP'ın önünde bekliyorlar...
Polis önce çevrelerini kuşatıyor...
Ardından "hücum" başlıyor...
Tekme, tokat, küfür...
Insanlar polis araçlanna dolduruluyor...
Her hafta "Cumartesi Anneleri" Galatasaray'da
polisçe coplanıp dövülüyor, gözaltına alınıyorfar...
Burası Türkiye ve dün 1 Eylül Dünya Barış Gü-
nü'ydü...
Niçin banş?
Savaşsız ve sömürüsüz bir dünya için...
Televizyonlardan izlediğimiz görüntüler insanlık
djşıydı, demokratik bir hukuk devletine hiç de ya-
kışmıyordu...
Polis örgütü eylem yapan memuru, işçiyi, öğren-
ciyi neden potansiyel suçlu olarak görüyor; Barış
Otobüsü'y'e Diyarbakır'a gitmek isteyen sendika-
cılan, siyasi parti temsilcilerini, insan haklan savu-
nuculannı "terörist" sanıyor?
Türkiye bugünlere nasıl geldi?
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'den Baş-
bakan Mesut Yılmaz'a dek hangi görüşten olur-
sa olsunlar tüm siyasetçilere soruyoruz:
"Türkiye demokratik bir hukuk devleti değil mi-
dir?"
• • •
Televizyon ekranlarında gördüklerimiz acaba
Türkiye'yi yönetenlerin yüzünü kızartmıyor mu?
Kongo'da, Somali'de, Uganda'da yaşananların
bir kopyasını demokratik hukuk devleti olan Türki-
ye'de seyretmek insanın yüreğini sızlatryor...
Eli kanlı çetelerin "vatansever", hırsızlann, soy-
gunculann "itibariı kişi" kimliğiyle dolaştığı Türki-
ye'de insan haklan demokrasinin temel taşı olabi-
lir mi?
Dünya Banş Günü'nde çeteler çevremizi kuşat-
mış, bizi izliyor...
Dünyanın duyarlı bölgelerinde savaş k/şkirtıcılı-
ğı sürüyor...
Çokuluslu şirketlerin baskısı giderek artıyor...
MuammerAksoy un. UğurMumcu nun, Bah-
riye Üçok'un katilleri ise hâlâ aramızda dolaşıyor;
1980 öncesinin cinayet şebekeleri, ırkçı siyasetin
göbeğinde görevine devam ediyor...
1991 seçimlerinde halkımızdan "demokratik-
leşme" için ödünç oy isteyenler bu olup bitenleri
gormüyor mu?
Devlet erki gerici-faşist güçlerin elinde...
Demokrasi, bağımsızlık ve özgürlük isteyen ay-
dınlanmız tehdit altında...
örgütlü toplum isteyenlerin üzerindeki baskıya
ne diyorsunuz? Hukuk ve insanlık dışı uygulama-
lan, sendikasızlaştırma girişimlerini nasıl karşılıyor-
sunuz? Abdullah Çatlı, Alaattin Çakıcı, Haluk
Kırcı'nın arkasındaki güçleri görebiliyormusunuz?
Tarikatçı sermayenin kuşatması, dinci vakrflann
egemenliği, şeyh ve şıhlann siyasetteki etkinliğini
hep biriikte izliyoruz... -
Değişen nedir, söyler misiniz?
• • •
Yerde yatan genci tekmeleyen polisler, olaylan
şaşkınlıkla izleyen yurttaşlar...
Bu acımasızlık niye?
Biz bugünlere nasıl geldik?
Dünya Banş Günü dolayısıyla verilen demeçleri
okuduk, siyasal erkin "demokratik Türkiye1
' söz-
lerini bir kez daha dinledik...
Kosova'da Sırpiann Müslümanlara karşı uygu-
ladıklan katliamın fotoğraflarına; Ankara'da vels-
tanbul'da yaşanan olaylara; Uganda, Tanzanya
ve SomaJi'deki vahşetin ekranlara yansıyan görün-
tülerine ne diyorsunuz?
Açlık ve yolsuzluk!
Faili meçhul cinayetler, yargısız infazlar...
Irkçılık!
Kan ve vahşet!
Nerede sevda, nerede mutluluk, söyler misiniz?
Gözlerinizdeki aC
ı, bir çocuğun ağlayışı, bir an-
nenin haykınşı mıcfır bizi yaşamdan alıp bilinmeyen
birevrenegötüren?
Hüzün ve umutsuzluk!..
Gri bir yalnızlığm ortasında denizi, martılan hep
böyle mi seyredeceğiz, sevdayı hep bilerek mi
elimizden kaçıracağız?
hckaya@posta.cumhuriyet.com.tr
Faks numaramiî: 0212/ 513 90 98
TBMM yoisuzluğu
Köprülii ve Mısırh'ya
yargı yolu açıldı
ANKARA (Cun,n u r i .
yet Bürosu) - T I J M M
Memurin Muhaltemat
Komisyonu, Meclis Qe_
nel KuruJ Salonu ye n j.
lenmesi ile ilgili y<>]suz-
luk olayına adlan k^nşaj,
eski Genel Sekreter Yar-
dimcısı FanriKöprtijg j j e
Tekmk Daire B;,> k a n l
Mehmet Mıs«t hkiikjn,
da "iflzumu muhJ yt e m e
karan" verdi. Boyi e c e
Genel Kurul SaİQDu j ! e
ilgili keşif özetinit ^ y .
bolmasından sorunj u tu_
tuJan Mısırlı ve K^prü.
lü'ye yargı yolu açy,
TBMM Memuri- |vfu.
hakemat Konl s y o .
nu'nun aldıgı kara, ^
rûlü ve Mısırh'ya o .Jf
rilirken, i l i l i l ^
içinde karara itiraz hakla-
n bulunuyor. îtirazın gö-
rüşüleceği Danıştay 2.
Dairesi de aynı yönde ka-
rar verirse iki bürokrata
yargı yolu açılacak.
TBMM Genel Kuru]
Salonu Yolsuzluğunu
Araştırma Komisyonu
raporunda, salonun yeni-
lenmesiyle ilgili olarak
Ural Mimarlık'ın gön-
derdiği keşif özeti rapo-
runun kaybolduğu ve bu
konuda Meclis Başkanlı-
ğı'nca idari sorusturma
açılması önerisi yer alı-
yordu. Meclis Memurin
Muhakemat Komisyonu
bu öneriyi değerlendire-
rek karara bağlarken,
Köprülü'nün karara iti-
raz edeceği öğrenildi.