22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmthaz Sahibi: Berin Nadi Gcnel Yayın Yonetmenr Orhan Erinç • Genel Yavın K.oordınatoni HikmetÇe- tinka\a • Yazıışlen Vluduru İbrahim Vıldız • Sorumlu Müdur Fikret İlki/ • Haber Merkezı Müdüru Hakan Kara • Görsel Yönetnıen Fikret Eser ktıhbarat Cengiz ^ ıldırım 0 Ekonomı Mehmet Saraç 0 Kulıur Handan Ş«nköken 0 Spor Abdülkadir Yücelman 0 Makakler Sami Karaöreo 0 Duzeltmc Abdullah V aacı 0 Fotograf Erdoğan Köseoğiu 0 Bılgı-Belge Edibe Buğra 0 Yurt f laberien Mehmet Faraç Yayın Kurulu Ilhan Selçuk (Başkan). Orhan Erinç, Oktay Kurtböke. Hikmet Çetinkava, Şükran Sotıer. Ergun Baicı, (brahira \ lldız. Orhan Bursalı, Mustafa Balbaı. Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustafa Balbav Ataturk Bulvan No- 125. KatABakaıılıklar-AnkaraTel 419502017 hal), Faks' 4195027 • Izmır Temsıieısı Serdar Kızık, H. Zıya Bl\ 1352S.2 3Tel 4411220. Faki.44191 P0Adana Temsılcisi Çetin Yiğenoğtu, InönuCd 119 S No:l Kat.l, Tel-363 12 11. Faks. 363 12 15 Muessese Müdüru Cstün Akmen # Koordınator Mimet Korulsan • Muhasebe Bütent \ ener#kfere Hüsoin Cûrer •f^fetme Önder Çelik • Bıigı- Işlem Nail İnal • Bıieısavar Sıstem Mürihrt Çüer • Satış Vazilet Kuza MEDY V C: • Yonetım Kunı Bdşkanı - Genel Mudur Gülbı Erduran 0 Koordınator Rer Işıtman 0 Uenel Mudür Yardımcl! Se»daÇoban Tcl 514 07 53 5139580-5138460-61.Faks 51384e Yayımlayan \e Basan: Yeni Gün Haber Ajansı, Basın \e Yayıncılık A !> TurkocağıCad 39 41 Cagaloğlu 34334 tst PK 246 Istanbul fel 10 212ı 512 05 05 (20 hatl Faks (0 212ı 513 S5 95 2 EYLÜL 1998 İmsak: 4.52 Güneş: 6.24 Öğle: 13.11 İkindı: 16.49 Akşam: 19.44 Yatsi: 21.10 \vvvw.cumhunyet.com.t Ünlüler Golf Turnuvası • Haber Merkezi - Dünyanın en ünlü mankenlerinden Cindy Crawford. podyumlardaki başansını golf sahasına da taşıdı. Cındy, Crans Montana'da düzenlenen Ünlüler Golf Turnınast'nda çok iyi sonuçlar aldı. Crans Montana. 3 Eylül günü de Avrupa Golf Ustalan Turnuvası"naev sahipliği yapacak. Öğretmenlere ödenek • ANKARA (AA)- Bakanlar Kurulu'nun öğretmenlerın öğretım yılına hazırlık ödeneğinin 15 milyon lira olarak tespıtine ılişkın karan, Resmı Gazete'de yayımlandı. Kararagöre, öğretim yılına hazırlık ödeneğı ögretmenlere 15 E\lüTde ödenecek. Fotoğraf yarışması • İstanbul Haber Senisi - Istanbul Dışhekimleri Odası. cumhunyetin 75. yıldönümü ve Türk diş hekimhğının bılımsel anlamda kuruluşunun 90. yıldönümü nedeniyle "Yüzler ve Gülüşler" konulu bir fotoğraf yarışması düzenledı. Son katılma tanhi 30 Ekim olan yanşma ıçin 0212 296 21 05 numaralı telefondan bilgi edinilebılecek. İstanbul'da kurak yaz • İstanbul Haber Senisi - Istanbul. temmuz ve ağustos ayında toplam 14 miliimetreküp yağış alarak en kurak yazını yaşadı. tstanbul Meteoroloji İstasyonu, İstanbul'da ağustos ayında en yüksek sıcaklığın 35. en düşük sıcaklığın 14 derece olduğunu belirterek tstanbul'un 54 gündür yagış. almadığını bildirdi. Öğretmenlere eğitim semineri • İstanbul Haber servisi - Özel Yeni Dünya Koleji'nin Yıldız Teknik Üniversitesi ve Marmara Üni\ersitesi işbirliği ile düzenlediği. öğretmenlere yönelik eğitim seminerleri bugün başhyor. Semınerler 10 EylüTe kadar sürecek. Disney armağanları • Haber Merkezi - Yedıgün. Walt Disney kahramanlannın yer aldığı "Disney Armağanlan Yedigün Kapaklannda" adı altında yeni bir kampanya başlattı. Bir buçuk ay sürecek bu kampanya sonunda yedi çifti Los Angeles'taki Disneyland dünyasına götürecek olan Yedigün. kampanya çercevesınde binlerce Disney kol saatı, Mickey Mouse oyuncaklan. Disney sweat-shırtler ve milyonlarca Yedigün kazandıracak. Ortodoksların yeni yılı • İstanbul Haber Senisi - I Eylül tarihinin Ortodoks kilisesinin yeni yılının başlangıcı olması dolayısıyla dün Fener Rum Patnkhanesı Katedralf nde bir ayin düzenlendi. Fener Rum Patriği l'inci Bartholomeus'un yönettiği ve yaklaşık 3.5 saat süren ayine. patrikhaneye bağlı metropolıt \e Bilimsel temellere dayanmadan hazırlanan yaymlann eğitici olmadıklan belirtildi Çocuk programları eğlendiıiyor FİGE.N ATALAV Televizyondakı çocuk programlan.ço- cuğun zihinsel ve sos>al kapasitesını art- tırma\ı değil. eğlendırmey i amaçlıyor. Bilimsel temellere dayanmavan prog- ramlar, çocuga hıçbıryararsağlamazken vurdulu-kırdılı çızgi filmlerçocuğu^ıd- dete yönlendırnor. YıllarönceTRT'deyayımlanan ve _va- pılan araştırma sonuçlanna göre. izle- yen çocuklan bir yıl ilenye götürdüğu be- İirlenenSusamSokağı'nınakademikda- nışmanı. Koç Üniversitesi Fen Edebıyat Fakültesı Dekanı Prof. Dr Çiğdem Kâ- ğıtçıbaşı ile televizyondaki çocuk prog- ramlan üzerıne görüştük. iyi bir çocuk programının eğlendıre- rek eğitmesi gerektiğinı v urgulav an Prof. Dr. Kâğıtçıbaşı. "7'den 77'ye". "Çocuk- tan Al Haberi" gibi programlann çocu- ğa değil, yetışkinlere hitap ettiğini söy- ledı. • Çocuk programlannda tekrarlar bulunması gerektiğinı söyleyen Prof. Çiğdem Kâğıtçıbaşı, "Özellikle küçük çocuklar tekrardan hoşlanırlar. Üstelik tekrann büyük bir eğiticiliği de bulunuyor" dedi. Çocuk programlannın bilimsel temel- lere da> anmadığınu dikkat çeken Prof Dr. Çığdem Kâğıtçıbaşı. "BUimsel temelli çocuk programTnın ne demek olduğu- nu şöyle açıkladı: "Çocuk programlannın baa özellikleri olması gerekir. Bu nlan şö> le sıralavabiliriz: • Öncelikle programın hedefalacağı yaş gnıbunun saptanması gerekir. • Program. saptanan yaş grubunun ge- lişim, algı diize\ine göre ha/ırianmalı: ne tiir bir dil kullamlacağı buna göre belirlen- meli. Bu aşamalara eğitimciler \e çocuk gelişim u/nıanlan katkıda hulunmalı. • Çocuk programının sunuluşuda fark- lı olmalı. Tekrarlar bulunmalı. Özellikle küçük çocuklar tekrardan hoşlanırlar. Üs- telik tekrann büyük bir eğiticiliği de bulu- nuyor. Programın kısa episodlar halinde verilmesi gerekir. Çocuk 15 dakika dikka- rini veremez. Program. birkaç dakikalık episodlar halinde hazırianmalı. • Çocuğun anla>abileceği basitlikteama düzgiin cümleler kullanıinıalı. program hiçbir şekilde -komik bile olsa- şiddet içer- memelL Şiddetin çocuklara ciddi zararver- diği araşbrmalaria kanıtlandL" Tüm bu özelliklerin Susam Sokağı'nda bulundugunu hatırlatan Prof. Dr. Kâğıt- çıbaşı. "Bunlann dışuıda 'Sosyal Geli- şim'. 'Zihinsel Gelişim'. 'Hijyen, Sağ- lık. Beslenme' hedefleri başhklan altjn- da genel amaçlarda saptanmıştı" dedi v e şöyle devam etti: u Tüm dünya ülkeJerindegösterilen Su- sam SokağL Avrupa'da sosyal hedefağır- lık.lı olarak hazırianıvor. Çiinkii bu ülke- lerde çocuğun zihinsel kapasitesi zaten destekleniyor ve hijyen gibi bir sonın da yaşanmıyor. Türkiye'de ise biz, okul ön- cesi eğitimdcn yaraıianan çocuk sayısının azlığı ncdeniv le programın > üzde 50'den fazJasmı zihinsel kapasitey i geliştirme he- define ayırmıştık Bunun arkasından da hijyen,sağük, beslenme hedefigeliyordu. Tüm saptamalar, 1 ürkiye'deki çocukla- nn konumu, gereksinimleri göz önüne ahnarak bilimsel temellere dayalı olarak >apıldL Programın yansı, Türİdye'de ha- zırlandı." Çocuklann, KemalSunal'lı filmleri. mi- zah programlannı çok sevdıklerine de dikkat çeken Kâğıtçıbaşı, "Butürprog- ramlarda basitdüzeydekonuşmalarvv in- san ilişkileri söz konusu. Bunlann da ço- cuğu ilemegötürmesi mümkün olamaz" dedi. Vurdu-kırdılı filmlcrin çocuklan şiddete süriiklediği belirtilijor. BuenosAires'te 'son'tango Dans. kimine göre iki kişi arasındaki en 'düzeyli' Uişkilerden biri. Kimi valsi. kimi sambay ı. kimi çaçayı tercih ediyor. Tango mu? Onu unutmadık elbet. Latin .•Vmerika'nın Paris'i Buenos Aires'te doğup tüm dünvayi saran tango, 2000'e 2 k'ala hâlâ Arjantinlüerin yapmayı en çok sevdiği üç dört şeyden biri. Rio De La Plata Irmağı''nın Atlas Okyanusu'na döküldüğii La Boca Mahallcsi'nde adını duyurduktan sonra, 'edebe aylân" olduğu gerekçesiyle 'radikal' kesimlerce bir siire 'yasaklanan" tango, 1998 ArjantinTnde yine sokaklar ve gece kulüplerinin \azgeçilmez keyfl oluveriyor. Ara sokaklarda yapılan tango sadece ruristlere yönelik. Cafe türü yerlerde ve tango kulüplerindeki gösteriler ise özellikle 'eu'f Arjantinlilerin haftada en az bir iki akşamını renklendiriyor. Hele tahta pistteki çift, biraz işin ehliy se ve garson da masanı/a Espresso cafe %e Napoleon konyağı getirmişse, Buenos .Aires gecelerinin keyfi bir başka oluyor. (Fotoğraf: ARİF KIZILYALIN) Yatılı ilköğretim bölge okullanna da hazırlık smıfı konuyor 533 l)iıı öğrenci taşınacakANK.4RA (Cumhuriyet Bürosu) - Mıllı Eğitim Bakanlığı. fen lisesi ve ımam-hatıp okullanndan son- ra yatılı ılköğretim bölge okullan (YtBO) ve pan- sıyonlu ilköğretim okullanna (PlO) da hazırlık sı- nıfı koyuyor. Dar gelirlı öğrencilerin öğrenim gördüğü YlBO ve PlO'Ian tamamlayan öğrencılen isteğe bağlı ha- zırlık sınıflanna alarak. meslek bılgısiyle donata- cak bakanlık "araelaman akınüsını" da çözüme ka- vuşturuyor. Okullan çeşitlı nedenlerle kapalı olan 533 bin 638 öğrencıyı merkezi okullara taşıyacak bakanlık. taşımalı eğitim içın 35 trilyon 468 mılyar 869 milyon lira ödenek ayırdı. Millı Eğitim Bakanlığı. dar gelirli öğrencilerin öğrenim gördüğü YtBO ve PlO'lann sonuna hazır- lık sınıfı ko>Tnayı kararlaştırdı. YlBO ve PlO'lar- dan mezun olan öğrencılen ücretsiz olarak hazır- lık sınıflanna alacak bakanlık, meslek bilgısine yö- Güzel olmaıuıı faturası yüksek ANK.ARA (AA) - Geçmiş yıllarda ses ve sahne sanat- çıları ıçın harikalar yaratan plastikcerrahi.mıryarlarhar- camayı göze alan herkes ıçın yüz ve vücut çekiciljğı sağ- lıyor. Ayna çatlatacak güzel bir yüze sahip olmanın as- garı maliyetı 2 mılyar lira, estetık bir vücuda sahip ol- manın maliyeti ise 4 milyar lıravı buluyor. Yüz ve vücut güzelliğını ıçeren estetık cerrahı müda- haleler. özel hastane ve kli- nıklerdeyapıldığındaısema- lıyet yaklaşık iki katma çıkı- yor ve ödemeler döv ız üze- rınden yapılıyor. Saç ekme sıstemivle adeta kellığe ve- >a dazlaklığa son veren es- tetik cerrahı, kellık derecesin- de saçtan yoksun olanlan 1.5 mılyar lira karşılığında tarak kullanabıîecek saçlara ka- vuşturuyor. Opr. Dr. Zührii Demir. ar- tık estetık uygulamalan bu- gün her kesımden ınsanın ter- cıh ettığını. insanlann bu gi- rişimlen kuaföre gıtmek ka- dar doğal kabullendiklerinı söyledi. nelıkderslerverecek. Öğrencılere meslek becerisi ve teknolojı kültü- rü kazandınlırken. iki alternatıf sunulacak. Hazır- lığı bıtiren öğrenci ya ış hayatına katılacak ya da lı- se öğrenımine devam edecek. Hazırlığı bıtiren öğ- renci. sanayide istihdam edilecek. Sanayide ıstih- dam edilecek öğrenciler kanalıyla ara elaman sılan- tısı giderilirken. "işsizliğin'' de önüne geçilecek. Bakanhğın 1998-1999 öğretim yılına ılişkin diğer kararlan şöyle: - YlBO ve PlO'lara. birleştirilmiş sınıflann 5. sı- nıfı tamamlayan öğrenciler ile okulu bulunmayan ve taşımalı eğitim kapsamında bulunmayan öğren- ciler almacak. - YlBO ve PlO'laryetersız kalırsa. kamu kurum- lanndakı mevcut binalardan yararlanılacak. - Her ilde açılacak YlBO ve PlO'dan biri kız öğ- rencilere tahsis edilecek. - YtBO vePlO'larcevresi eğitim vekültür mer- kezi haline dönüştürülerek, sosyal etkinliklerdüzen- lenecek. - YtBO ve PlO'larda okuyan kız öğrencılere ge- reklı rehberlık ve yatılılık hizmetlerının verilmesi için, müdür yardımcılanndan bın ba\an olacak. Taşımalı eğitim Geçen yıl 281 bın öğrenciyi taşıvan bakanlık. bu yıl 533 bın 638 öğrenciyi taşımalı eğıtıme alacak. Taşımalı eğitim için 35 rrilvon 468 mırvar869 mil- yon lira ödenek ayıran bakanlık. 77 ilde 27 bın oku- lu taşıyacak. Okulu bulunmayan ve çeşitlı neden- lerle okulu kapalı bulunan verleşim birimlerindekı öğrenciler taşınarak. 8 yıllık ılköğretımde yiizde 100okullaşmahedefi tutturulmavaçalışılacak Ta- şımalı eğıtıme alınan öğrencilerin öğle yemeklen de ücretsiz olarak karşılanacak Çevreci kuruluslardan uyarı 4 Kaçak yapılaşma seçim yatınmı' SÖYLEŞİ ATTİL ILHAN 'Mârifet', İsmet Paşa'nın!.. e-posta : tan (a prizma. net. tr İstanbul Haber Senisi - Çev recı kuruluşlar, seçim or- tamına gırildıği bu günlerde çoğalan orman talanlarının ve kaçak yapılaşmanın birer seçim vatınmına dönüştüğü- ne dikkat çektiler. Çeşıtli çevreci kuruluşla- nn oluşturduğu "İstanbul Or- man Çe\re \e Kültür V'arhk- lannı Koruma Platformu'" ile İstanbul Barosu'nca Kabataş Kültür Merkezı'nde dün dü- zenlenen basın toplantısında. Platform Sekreterı Prof. Dr. Lçkun Geraj, tahsis yapılan henıen hıçbır etkınlıkte ka- mu varan bulunmadığı ve bu- nun bahane olarak kullanıldı- ğını belirterek bu konudaki en tıpık örneğin Kemerburgaz KemerCountrv tesıslen oldu- ğunu söyledi Gerav "AvTica Mimarlar Odası ve Oda'nın Genel Başkanı Oktay Ekin- cı'nin açtığı da\a sonucunda KoçÜnrversitesi'netahsis edi- len ormanalanı üzerinde tah- sis işleminin. >argı karan ile iptaledilmesine rağmen inşa- at hâlâ devam ctmektedir" dedi. Istanbul Ünıversitesi Or- man Fakültesi Dekanı ve Plat- form Başkanı Melih Boydak da anavasadakı. "Orman alanlan daraltılamaz" mad- desı dışındakı tüm eklerin kal- dınlması gerektiğini savundu. Orman Mühendislen Odası Marmara Şube Başkanı Ka- dir Erdim ise Bursa'da "Or- man niteliğini kay beden alan- lar"dan söz edıldığıne deği- nerek "Hiçbirorman, durup dururken orman olma niteli- ğiniyitirmez. Buralarda vapa> nıüdahalelerolmuştur" di>e konuştu. Doğal Hayatı Koru- ma Derneğı adına konuşan Şöhret Kumcu da polıtikacı- lara "Çevre konusunda ne ya- pacaksınız*' sorusunu yönelt- mek gerektiğinı söyledi. Gelelim, 'İsmet Paşa'y/ yermek ıçin, Gâzi'y/ öv- mek' iddıasına! Şu 'tesbit', Mete'nin (Tunçay), o konuşmasında yer alıyor: "..^Vtatürk, neyaptrysa, 1920'li yıllarda yap- tı; 1930'ların başında biraz tarihçiliğe, dilciliğe soyundu; geniş ölçüde siyasetten çekildi, yapı- lan sert işler hep 1920'lerde kaldı...": sonra da, ilâ- ve etmiş, "...ismet Paşa'nın üslûbu farklıydı!" {Ye- ni Yüzyıl, 21 Temmuz 1998.) Slyasî sorumluluk, kimin? 3O'lu yıllardan itibaren, Gâzi'nin 'sıcak siyasetten çekildiği' doğrudur; bu da elbet, o tarihten itiba- ren icraattaki 'siyasi sorumluluğun' İsmet Pa- şa'ya ait olduğunu gösterir, çünkü başvekil o! Mete (Tunçay), bu 'icraatın'içinde, devlet kapitaliz- mine yönelışin, 'faşizan' partı/devlet 'yapılanması- nın' bulundugunu bilmez mi? Bir başka tarihçi, ba- kalım ne diyor: "...Parti Genel Sekreteri (Recep Peker) çağnlı olarak gittiği İtalya ve Almanya'dan dönüşünde CHP için yeni birtüzük ve program taslağı hazır- lamıştı. Faşizm'den ve Nasyonal Sosyalizm'den esinlenerek düzenlenen bu taslağı, Başbakan İs- met inönü'ye imzalatp Cumhurbaşkanı'na sun- muştu. Bunda sayılan sınıtiı üyelerden oluşan bir üst/kurul öngörülüyor, bütün yetkiler onda top- lanıyor ve TBMM şekilden ibaret kalıyordu. Ata- türk, bir tür parti diktatoryası getiren bu taslağı okuyunca, 'Bu zorbalar kimlerdir? Onlan kim se- çecek?' diye tepki göstermişti..." (Şerâfettin Tu- ran, 'TürkDevnm Tanhi, 3. Kitap, 2. Bölüm, s: 21, Bil- gi Yayınevi, 1996.) Gâzi'nin 'tepkısi' lafta kalmamıştır, bir süre sonra Peker'i, bir yıl sonra da İsmet Paşa'yı görevden al- dığını biliyoruz. İyi de, -Gâzi'nin ebediyete intikâlini müteâkip- rejimin, 'faşizan' bir 'totaliteriiğe' kayma- sının, 'siyasîsorumluluğu' kime aittir? Gâzi Musta- fa Kemal'e mi, İsmet Paşa'ya mı? Mete'nin de (Tun- çay) belirttiğı gibi, İsmet Paşa'nın cumhurbaşkanlı- ğı 'ordunun ilk defa dişini gösterdiği' bir seçimle 'dayatılmıştı': gelirgelmez, bıraktığı yerden 'totaliter- iiğe' devam etti. Gâzi'yi yüceltmek için, İsmet Paşa'yı yermeye ne hâcet; olay ortada, Paşa, ne yaptıysa kendisi yap- mış! İngirtere faktörii... A ynı konuşmasında, Mete (Tunçay) demiş ki: / ı "...Atatürk ne yaptıysa 1920'li yıllarda yaptı (...) Yapılan sertlikler hep 1920'lerde kaldı!" (Yeni Yüzyıl, 21 Temmuz 1998.) Yanlış mı söylemiş, hayır! Ne var ki, şöyle iki soru, cevap bekler. -1/ Önceden anlaştığı birkaç 'paşayla', Anadolu Hareketi'ni, 'askeri bir cunta' olarak, yürütmesi pekâlâ mümkün -ve daha kolay- iken; inat ve ıs- rarla, onu son derece zoriayacak, kongre ve mec- lis yolunu seçmesi, Gâzi'nin 'sertlik' yanlısı oldu- ğunu mu gösterir; yoksa, katıltmcı bir halk hare- ketine yakınlığını mı? -2/ Hal böyleyken. 'Takrir-iSü- kûn Kanunu' ile, rejimin sertleşmesinde, acaba Gâ- zi'nin 'dikta eğilimi' mi etkili olmuştur, yoksa başka sebepler mi? Zamanın uluslararası konjonktürü, 'sertleşme'y'ı kolayca açıklıyor: 'Sistem', sömürgeleri düşünerek, Bolşevikliğe ne kadar karşıysa; ulusal demokratik devrimlere de, aynı sebepten, o kadar karşıdır; bu, bir; ayrıca, 'Kemalist' Ankara, Musul petrol saha- sını tehdit ediyordu; bu, iki! 'Sistem'in baskısı, şöy- le bir olaylar zinciri halinde somutlaşır ki, hepsi, 'Ke- malist' rejimin hedef olarak alındığını göstermekte- dir: a/ İngiltere'nin Hakkâri'yı 'istemesi', b/ Nastû- riler'in Ayaklanması, c/Ankara'ya Ingıliz Ültimatomu. (Reddedilmiştir.) d/ Haliç Konferansı'nın sonuçsuz kalması. e/Terakkiperver Fırka'nın, iç muhalefeti ör- gütlemesi. d/ Şeyh Sait Isyanı. e/ Gâzi'ye Suikast. O tarihte. Bağdat'taki Fransız Yüksek Komıse- n'nin Fransız Dışişlerı Bakanlığı'na gönderdığı rapo- ru okur musunuz: "...Kürt ayaklanması, kendiliğinden, birdenbi- re çıkmadı. Kürdistan dağlan, yabancılann kışkırt- ması ve desteği ile ayaklandı. Ayaklanma işareti Istanbul'daki Kürt yanlısı çevrelerden geldi. Bu böl- gede çıkan olaylar, Ingilizlerin uğradıkları yenil- giden sonra hiç affetmedikleri Mustafa Kemal'e ve Ankara'daki Meclis'e karşı yüruttükleri siya- setin bir parçasıdır..." "...Kürt ayaklanması bundan daha iyi koşullar- da patlak veremezdi. Ayaklanma Türklerin Mu- sul üzerindeki iddialarını araştıran komisyonda, Türklerin, kenditopraklanndaki Kürtler arasında bile, huzuru sağlayamayacağını gösterecekti..." (Aipaslan Işıklı, 'Sosyalizm, Kemalizm ve Din', s: 160, Tüze Yayıncılık, 1997.) 'Muhafaza ve müdafaa edilecek ise'... tjhtilâli' çepçevre kuşatıp. onu boğmak için; vak- / tiyle Fransa'da ve Rusya'da, 'aksi/inkılâpçılan' se- ferbereden ingiltere; müdafaa-ı nefs refleksiyle, na- sıl Robespierre'i, St.Just ü ya da Lenin ile Trotsky'i 'sertleşmeye' sevk ettiyse; şimdı 'Anadolu'da aynı şeyi yapıyor, 'etnik ve şeriatçı' hoşnutsuzluğunu ör- gütleyerek, 'tam bağımsızlığı'. yânı anti/emperya- lizm'i yıkmak istiyordu; inkılâp 'muhafaza ve mü- dafaa' edilecek ise, 'sertleşme' kaçınılamazdı! Bunu en iyi, elbette, aynı bâdireyı yaşamış olan Fransızlar anlayacaktı; o yıllarda (1928), Paris'te çı- kan Le Temps gazetesi şunlan yazmıştır: "...Mustafa Kemal başka türlü davranamazdı: daha baştan beri önemli engellerie karşılaşmış- tır. Kökü dışardan beslenen saltanat taraftarla- nyla mücadele etmek zorunda kalmıştır. Kürt is- yanını bastırmaya mecbur olmuştur; fakat, özel- likle, iktidarda olmaktan dolayı edinilmiş tecrü- be ile, Mustafa Kemal; yüzyıllardtr sultanlann key- fi idaresi aftında kalmış olan Türk halkının, uzun bir hazırlık dönemi geçirmeden, tam demokratik hayata geçemeyeceğinin farkına varmıştır." (Şe- rafettin Turan, 'TürkDevnm Tanhi', 3. Kitap, 2. Bö- lüm, s: 18.) iyi de, Gâzi'nin niyeti, tam bir diktatörlük değil miy- di? Cevap yenne. ıster mısıniz Mete'ye (Tunçay) iki soru soralım: a/ Niyeti totalıter bir diktatörlük olan kim- se 20'li yılların fırtınası savuşturulunca; yâni. '30'lu yıl- ların başında, siyasetten çekilir, tarihçiliğe, dilci- liğe soyunur' muydu? b/ Birkaç yıl sonra, 'kendili- ğinden' bir 'demokrası testı' yapmaya kalkışır, Ser- best Fırka'nın kuruluşunu teşvik eder miydi? Bildiğiniz gibi. İsmet Paşa'nın 'demokrasiye geç- mesi', 'kendiliğinden', değil; savaş ertesinde 'galip- lerin' bastırmasıyla olmuştur. Bu da. 'İsmet Paşa'y/ yermek için, Gâzi'yi yüceltmek' gerekmediğine. bir kanıt sayılmaz mı? MERAKLISI İÇİN NOT: Konuyu araştırmak iste- yenlerin dikkatine, iki ilginç eser: 1/ Prof. Dr. Aipaslan Işıklı, 'Sosyalizm, Kema- lizm ve Din', Tüze Yayıncılık, Ankara, Tel: 440 13 40. 2/ Dr. Necdet Ekinci, 'Türkiye'de Çok Partili Düzene Geçişte Dış Etkenler', Toplumsal Dönü- şüm Yayınlan, istanbul, Tel: 527 98 25. http:// www. prizma.net. tr/ A ILHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear